Yehuu yarın yeni bölüm

Kafamızı kurcalamaya devam mı edecek? Sun Abla yapma ya xD

Vaay yani bu bizim yakında kalp krizi geçireceğimiz anlamına mı geliyor xD

Yeni bölümü bekliyorum (/z)

Eeee artık işler hızlanıyor hızlanmakla kalmıyor doruk noktasına doğru gidiyor...

ayy sounda biraz okuya bildim az azda olsa hepsini okucam inş. varya şimdiden çoook hoşuma gitti hiç yormayan akıcı bi uslüp süpersin sun aba aynen devam et inş yaza kadar tüm bölümleri oumayı bitiririm XD

sun-chan çok güzel bi bölümdü

edit: biraz geç okudum hocalar saolsun

daha önce aşk üçgeni görmüştüm de, bu pentagrama döndü

kutsal hanım'ı slithliam ve zainin seviyo, zainin'i palo kutsal hanım ve daisy seviyo,, paloyu liam ve zainin seviyo

bu arada o ses olayı bence cennet alevi yüzünden, yani sessiz otoriteyle yaptığı savaştan sonra gücü çok azalmıştı bence nedeni bu

ye-ni bö-lüm şak şak şak ye-ni bö-lüm şak şak şak

oleys bu gün yeni bölüm geliyi sns*

Ayy çok heyecanlıyım.Bugün mü?öldüüüm

Öğreti 16: En büyük erdem en umutsuz anda gösterilendir; en büyük bilgelik en cahilliğe batmışken yönelinendir; En büyük sevgi kalp en karanlık duygularda boğulurken sana yeniden can verendir.

Çölün tam ortasında sessizce bekliyordu ona gelmesini…kendini kanıtlamayı…intikamını almayı…Bu yolu hiç düşünmemişti ama ardında sessizce bekleyen iki kişinin gönderdiği ve “Patron” dedikleri kişi ona bu seçeneği sunmuştu. Onların verdikleri güçle gücüne güç katılmış, eline verdiklerini silahlarla teknolojiyi de kendine katmış bekliyordu.

-Kan kokusu alıyorum, diyerek gülümsedi siyahlar içindeki beyaz tenli kız omzundaki kuşu okşayarak .

-Bakalım bizim gücümüzü taşıyabilecek misin?, dedi çirkin dev adam.

Daisy ağır ağır dönüp elindeki kamayı adama doğrulttu: - Senin üstünde göstermemi istemiyorsan sus.

-Şuna bak hele…sen de ne cevher varmış da biz fark edememişiz tatlım, dedi kadın.

-Sinir bozucusun…, asık suratında vahşi bir gülümseme belirdi, bunu sevdim.

Daisy yeniden ufka döndü yüzünü: - Bakalım başkaları da bunu sevecek mi?

-DAISY!, siyah elbisesi içinde asaletle duran kadın endişe ile ona bakıyordu.Gece gibi karanlık saçlarının arasındaki gümüşi saçları güneşte parlıyordu., Daisy…sen ne yaptın?

-Beklenmeyen misafir ha?, dedi ve omzundaki siyah kuşu saldırmak üzere gönderdi Dlathia’ya.

“Berdsa undo to cpute!” sözleri ile harekete geçen efsun kuşu bir taşa çevirmiş ve yere düşürmüştü.

-Öğrencimi bu şekilde yoldan çıkaramazsınız… Bunu denediğinizde bedelini ödemeye hazır olmanız gerekir.

-Kuşum!, diyerek durdu beyaz tenli kadın sinirle Dlathia’ya döndü, kimin ne bedel ödeyeceği belli olmaz!, sonra histerik bir şekilde gülmeye başladı ve kollarını iki yana açmasıyla taşa dönüşen kuş gibi altı kuş iki koluna üçer tane olmak üzere kondu., zavallı gümüş efsuncu Dlathia. Kendini Zainin mi sandın sen?

-Kaldı ki o da Daisy’nin önünde eğilecek yakında., diye ekledi çirkin adam.
Sonunda Daisy de sessizliğini bozmuştu: -Beni takip ettiğini biliyordum Dlathia. Ama beni engellemek için çok geç kaldın. Benim için artık çok geç…

-Hayır Daisy! Bu gücü hala reddebilrisin.Nerden geldiği bilinmeyen bu karanlık güçten uzaklaşmak için hala bir şansın var! Sen ne olursa olsun gümüş kandan gelen birisin ve harika bir Lithyasis öğrencisisin! Sen bizim sevgili Daisy’mizsin!

Buz gibi bir ses tonuyla kıpırdamadan konuşuyordu Daisy: -Ben artık gümüş kandan değilim…, kaması ile yüzünü hafifçe çizmişti bakır kan akıyordu yüzünden, ben artık lithyasis öğrencin değilim, yakasındaki gümüş yapraklı ortasında mor taş bulunan papatya broşu çıkarıp Dlathia’ya attı, ben artık sizin sevgili Daisy’niz değilim!, iki elindeki kamaları birleştirdi ve bir asa ortaya çıkardı, DONANE TO HONATRA ÉLANTLEAF RITH GKLAPHARK!

Bir hafta boyunca iki kez bu patlamayı oluşturmuştu Daisy.Şimdi uzun süreçli bu efsunun son adımını atıyordu.Gök yüzünü kara bulutlar kaplamaya başladı, etrafı şiddetli bir rüzgar kapladı.Daisy gözlerini kıstı.Yaşadığı her şeyi karanlığa gömmeye hazırlanıyordu.

-Burası olacak!, dedi rüzgarın ötesinden sesini duyurarak, Burası bazılarının sonu bazılarının yeniden doğuşu olacak! Burası…SONUN BAŞLANGICI OLACAK!

-Daisy…

Uzaktan ona seslenen sesin sahibine bakışlarını çevirdi.Son kez içi yanarak ona gülümsedi:

-Sonunda geldin liderim…

-Daisy…beni hayal kırıklığına uğrattın.

-Ben mi?, bedenini koyu mor parça parça uzun etekli bir bluz ve aynı şekilde koyu mor dar bir tayt sarmıştı, Beni sayısız kez hayal kırıklığına uğratan sen mi bunları söylüyorsun?

- Sana asla umut vermedim…

-Daisy kes şunu, diyerek öne atlayan Korag’ın karşısına Daisy’nin arkasındaki çirkin dev adam geçti.

- O bizim efsuncumuz seni pis lanetli yaratık.

Aynı şekilde Rat’ın da karşısına beyaz tenli kadın geçmişti: -Selam şirin cüce…

Rat sinirle kılıcını çekti:-O kuşlarını da seni de buraya gömeceğim pis cadı!
Daisy ise asasını daha hırsla tutmuştu: -Umut beni terk edeli çok oldu…bundan seni Kutsal Hanımla gördüğümden beri vazgeçtim…

-Beni ele vererek intikamını aldığını sanıyordum, dedi Zainin.

-NE?, Korag ve Rat şok olmuşlardı.

-Demek sarayda seni ele verenin ben olduğumu biliyordun.

-Handa beni saklarken keşfettim .Yine de aşkın insana neler yaptırabileceğini biliyordum ve seni anlayışla karşıladım.Anlaşılan böyle davranmamalıymışım.

-Onun yüzünden başına gelmeyen kalmadı ama hala onun peşindesin…insanoğlu dostun sana ihanet etti ama yine bir insanoğlunu himayene aldın…tüm bunlara rağmen beni sevmek bu kadar zor muydu?

-Sen de benim yüzümden bu haldesin.Benim yüzümden çok fazla hata yaptın.Yine de …tüm nefretine rağmen…

-SAKIN SÖYLEME!, dedi Daisy,Bugün bitecek! Burada bitecek! Sana kendimi kanıtlamam seni öldürmem ya da ölmem demekmiş…O zaman öyle olacak!

Ve son karanlık patlama da yaşanmıştı.Büyük karanlık patlama ile çöl kumları dalgalanmış ve herkesin üstüne şiddetle akmaya başlamıştı .

*******

Palomita, Liam’ın arkasından sessizce yürüyordu.Omzundan çantasını dışarı çıktığı hiçbir an ayırmıyordu kendince sebepler yüzünden.Bir duvarın arkasına geçti Liam birileriyle konuşmak için durunca. Yaptığı işleri izliyordu. O yaramaz çocuk ya da çapkın adam tavırlarının ardında gerçekten bir lider olduğunu daha çok anlamıştı.

O sırada heyecanlı bir ses ödünü kopardı.

-Merhaba efendim!

-AYYY!!, soluk soluğa arkasına döndü, Vera?

Karşısında kısa elbiseli garip giyimli kül sarısı saçları toplanmış ve tepesine şapkamsı bir şey takmış genç bir bayanın bedenine ama küçük bir kızın bedenine sahip yenasha duruyor ve gülümsüyordu.

-Neden lider Liam’ı takip ediyorsunuz?

-Ben onu takip etmiyorum!

-Neden gizlice burada bekliyorsunuz o zaman saygı değer pusula?

- Çünkü ben meraklı biriyim oldu mu?, Vera’nın sorularına ve gülümsemesine iyice siniri bozulmuştu.

- Ben merakınızı efsun dersleri çalışmaya yönlendirdiniz sanıyordum?

- Vera senin benle derdin ne? Ne yapıyorsun burada?

-Sizin için gelmedim efendim , dedi kız.O sırada Liam da onları görmüştü.

-Neler oluyor burada Vera? Yine tartışmıyorsunuz umarım?

Vera gülümseyerek başını iki yana salladı: -Lithyasis öğrencisi ve pusula olan bu saygı değer bayan çok kibar ve iyi bir efendim, diyerek Liam’ın boynuna sarıldı ve yanağına bir öpücük kondurdu, ama kimse sizin kadar iyi olamaz. Akşam görüşürüz lider Liam!

Koşarak oradan uzaklaşan Vera’nın ardından Palomita da Liam da şaşkınlıkla bakıyordu.Palomita kollarını kavuşturup Liam’ı süzdü:

-“Akşam görüşürüz lider Liam!” ha? Bakıyorum da bu yoğunluğun arasında ilginç şeylere vakit ayırıyorsun.

Liam hala şaşkın eli yanağında Palomita’ya döndü: -Ha?

-Bakıyorum da ağzın açık kaldı diyorum…Ben meşgul etmeyeyim işlerini bitirip randevuna hazırlan, deyip arkasını dönerken kendine gelen Liam Palomita’ya sarıldı.

-Kıskançlık mı bu kokusunu aldığım?

-Niye seni kıskanayım ki?Benim ilgilenecek daha önemli işlerim var, derken soğuk terler döküyordu genç kız.

Liam geri çekildi ve suratı beş karış kıza baktı: - O halde niye o işlerinden başını kaldırıp buraya geldin?

-Çünkü..çünkü…, telaşla bir şeyler düşündü, çünkü senle bir şey konuşmalıydım!

-Neymiş o?

-Şey..şey…iki gün önce bana “biliyorum” dedin. Yitik ruh size daha çok şey anlattı geleceğinizle alakalı değil mi? Bunun için buradaki herkes bana bu kadar saygılı değil mi? Anlattıklarının arasında ben de varım…

-Sana bunu anlatamam, dedi Liam, hazır değilsin.

Palomita bahane olsun diye sorduğu sorunun ardından arı gibi düşünürken keşfettiği gerçeğe kafası takılmıştı bu sefer.Yitik ruh zamanları görür ama müdahale etmezdi.Ne kadarını anlatmış olabilirdi? Neler anlatmış olabilirdi?

-Benim ormanda olacağımı biliyor muydun? Cennet alevinin bize verileceğini? Bu yüzden mi benim yanımdasın?

-On gün önce olanlardan sonra hala aklına bu tür sebeplerden mi yanında olacağım geliyor?, Asansöre doğru yönelmişti.Palomita da onun peşinden koştu.

-Öyle demek istemedim Liam! Ama o kadar çok soru var ki aklımda.

-Üzgünüm gerçekten acelem var.İşlerimi bitirip akşam Vera ile görüşmem gerekiyor gerçekten de.

-Öyle mi?, dedi karnına ağrılar girerek Palomita, ama o küçük bir kız demiştin.

-Kendi türüne göre küçük…her neyse fazla hareket etme asansör çok sallanıyor zaten.

Bozulsa da bunu şimdilik boş vermişti çünkü daha önemli sorunları vardı:-Asansörü ben sallamıyorum…, ve o karanlık patlamayı üçüncü kez bu sefer çok daha büyük bir güç şeklinde hissetmişti.Şehrin tepesindeki gök yüzünü gösteren açıklığa baktığında kara bulutların bir yöne ilerlediğini gördü.

-Neler oluyor?, dedi Liam sallanması artan asansörün koluna uzanmıştı.
Palomita’nın zihninde Kutsal Hanımın sesine benzeyen diğer ses yankılanıyordu “Gitme vakti geldi Pusula…Zainin çölde.Büyük bir savaşın ortasında ve yakında o savaş bu şehri de yok edecek.”

-Gitmem gerekiyor, dedi Liam’a bakıp, Hoşça kal vakti geldi.

Palomita tam bir efsun yapacaktı ki Liam kolundan tuttu: –Bensiz hiçbir yere gidemezsiniz küçük hanım! Hele ölüme asla!, asansörün kolunu bir öne bir gere çekip itmesiyle asansörün tüm bağları kopmuştu.Palomita’nın çığlık atmaya fırsatı bile kalmamıştı.Düşen asansörün etrafı kaplandı ve iki yanından kocama demir kanatlar çıktı.Altında hızla dönen pervanelerle tepedeki boşluğa yükseldiler .Saklı şehrin tepesinden çölü gördüklerindeyse arkadaki pervanelerle karabulutları takip etmeye başladılar.

-Bu da ne böyle ? dedi Palomita gökyüzünden çöle bakarken.

-Benim iki baş belasının icatlarından biri…adını gök delen koymuşlar.

-Gök delen mi?, elinde olmadan kahkahalara boğulmuştu Palomita, o benim dünyamda çok yüksek binalara verilen bir isimdir.

-Bu ismi koyduklarına şükretmeli, dedi utanarak aklından son icatlarına verdikleri isim gelmişti, oraya varmadan neyle karşılaşacağımızı söyler misin artık?

- Bilmiyorum…sadece orada Zainin’i bulacağımı ve büyük bir savaşın olduğunu biliyorum.Ve eğer durdurmazsak bu savaşın senin şehrini yok edeceğini…

-Benim değil, dedi Liam kıza bakıp elini tuttu, bizim şehrimiz…

Palomita bir an durakladı.Liam’a içindekileri anlatamasa da burada geçirdiği bir ayı aşkın sürede her yönüyle evi gibi hisseder olmuştu Saklı Şehri.Gülümsedi: - Bizim şehrimiz…

Ve ikisi de patlamanın merkezine altlarında yükselen kumların tepesinden uçarak ilerlemeye başladı.

harika bi bölüm olmuş sun chan

daisy için hala umut var , palomita vera yı acaip kıskandı

ama şu ses olayı hala kafamı kurcalıyo, acaba yitik ruh kutsal hanımın sesini taklit ediyor olabilir mi

ve gök delen , walker ve flyer kardeşleri sevmeye başladım

YE-Nİ BÖ-LÜM ŞAK ŞAK ŞAK YE-Nİ BÖ-LÜM ŞAK ŞAK ŞAK

edit: ben resmi gene göremiyom

Birdahaki kısım bayaaaaaaa uzun o nedenle yine parça parça koyacağım...Ya bu gece ya da yarın sabah koyarım.Ne dersiniz?

Öğreti 16: En büyük erdem en umutsuz anda gösterilendir; en büyük bilgelik en cahilliğe batmışken yönelinendir; En büyük sevgi kalp en karanlık duygularda boğulurken sana yeniden can verendir.

Kabul etmeliyim ki sanırım en sevdiğim öğretilerden birisi bu ^^ Hem sözleri ile hem taşıdığı anlam ile örnek bir öğreti =D Ayrıca bunu akıla getirebilmek heleki kelimelere dökebilmek ayrı bir yetenek ^^

Daisy bölümünü bir türlü algılayamadığım için yorum yapamıyorum ya

*******

Liam ve Palomitanın atışmalarına hayranım zaten ya xD Palomita sende seviyorsun kuju itiraf et işte xD

Bu arada bu alet hoşuma gitti

Eveeet pek değerli okur arkadaşlarım^^ henüz yeterince yorum gelmediği için yeni kısmı koymadım.Yani neden bu kız yeni bölüm koymuyor demeyin XD hali hazırda yeni bölüm sizi beklemekte ama yorumlar gelince koyacağım. Görüşürüz^^

ya sadece nickimi unuttuğum için ve bir süredir bilg. de olamadığım için siteye gelmemiştim okurken olnaları ağzım açık kaldı resmen
ama bende hain daisy li bölümü anlayamadım
ama o dasiy midir nedir bi elime geçerse sonu kötü
şu çatlak dahileride çok sevdim tam benlikler
yakışıklılar mı bari ölelerse birini bana verelim
tabi ondan önce Liam'a talip oluyorum
palo bu kız her defasında beni şaşırtıo tam bir daha bu kadar üzemez diorm bir isnanın jetonu bu kadar köşeli olamaz diyorum her defasında daha iyisini yapıo
bölümlerin güzelliğini anlatacak söz bulamıyorum ama beni derinde etkilediği büyük bir gerçek ama keşke bu kadar eklemeseydi Liam'ın tüm acılarını ben çekiorm ya sonra zainin ve slithliamın kide var böle okuturken yaşanan cinsten hikaye yazmaya devam edeceksen acının dozunu azıcık düşür sun-chan okunmuo bol acılı olunca

sun nee-chan herzamankiler gibi süper olmuş ben kısa we öz yorumlar yaparım we gene bir kısa yorum ..



---*** ---MÜKEMMELL---***---

yeni bölüm bekleniyorr.....

sağolun arkadaşlar yorumlar gittikçe geldiğine göre yeni bölümü ya bu gece ya da yarın gündüz vakti koyacağımı bildirmekten mutluluk duyarım XD