Bir önceki yorumumda bilmiştim Slithliam'ın, aykırıların halkını kurtardığını Ama Kutsal Hanım'a ne oldu acaba, yoksa kızgınlıkla özel orduyu yanınamı çekti ve Zainin'den hıncını çıkarmak için onları geri gönderecek Magnusfe'ye Ama en sonunda birlikte çalışmaya başlayacaklar sanırım, tüm gezegeni "Sessiz Otorite"den kurtarmak için

Neler neden oluyor zamanla anlarsınız XD Sözü beğenmene sevindim aslında bi ara öğretiyi değiştirsem mi dyie bile düşündüm ama sonra yok yok dedim böyle kalsın bu bölüme o öğreti iyi gider diye düşündüm.Slithliam'a da tebrik ve takdirlerimi yollayayım (Her nerdeyse ^^)

Sessiz otorite sizce de sessiz değil mi XD

Of bir gün girmedim neler olmuş.

Shitliam

Şükür. Sonunda bölümlerde görülmeye başladı. İçimde bir gariplik var. Gözde abla sende biliyorsun ki ben bu Shitliam'dan nefret ederim. Ama son bölümle beraber buzlar öyle bir kırıldı ki. Zainin'e duyduğum hayranlığıda geçti bu hayranlık.

Yine zırvalamadan hemen söylüyorum düşüncemi.

Gerçekten güzel(!) bir bölümdü. Düşündümde senin fanficlerimi sevmemin bir diğer sebebi kurduğun cümle akışı. Türkçe'yi çok doğru kullanıyorsun. Belki bunun yüzündendir yaşanan olayları hissetmemiz, belki bu yüzdendir bir film gibi düşlememiz...

Devamını bekliyorum...

sailorsun bunu yapamazsın hayır hikayenin tam da burasında bırakamazsın!!!!!
.
.
.
tamam sakinleştim xD çok güzel bir bölümdü *-* şimdi bir hafta etkisinden kurtulamam ben bu bölümün...ama o kutsal hanımla karşılaşırsam ona bir çift lafım olacak sen zavallıyı parmağında oynat sonra kendinden uzaklaştır sonra da kızı hayatını kurtarmak için öptü diye yalnız bırak...daisy'nin neden kutsal hanımdan nefret ettiğini anlamaya başladım...ah daisy ah keşke sende yanlarında olsaydın...kutsal hanımı bulunca ona dersini verirdin...Zainin ama sen de bırak kutsal hanımı o senin aşkını hak etmiyor!!!açıkta kalırım diye de üzülme ben varım burda seni asla bırakmam

slithliam gerçekten de asil olabiliyormuş

ayrıca sun abla tek bi cümleyle dikkatimi sessiz otoriteye çekmeyi başardın...kesin bu yakınlarda onunla ilgili bir şey olacak ama ne?

bir de gene o cümleyle (sessiz otoritenin sessiz olması) uzun süredir sormak isteyip de sormayı unuttuğum bir şeyi aklıma getirdin: sen kelime oyunlarını seviyorsun sanırım..."Flearka" sözcüğündeki harflerin yerini değiştirince "kara elf"in oraya çıkması da slithliam-liam olayı gibi tesadüf değil, değil mi?

off ne kadar geç kalmışım okumak için sailorSun süper bi bölümdü ellerine sağlık

shitliam sewiyorum seni yhaa ama gerçekten asillik kanında war naparsın
Bu arada ne kadar cesaretleri olsada sanırım teknolojinin ilerlediği saklı şekli eski haline getirmeleri çooook uzun bir zaman alcak belliki
zainine üzüldüm şimdi ama oda kutsal hanımı sallasın gitsin bırak şurda palomita warken

yeni bölümü bekliyorumm.....

@SSF: Eveeeet demek sonunda taraf değiştirdin XD demiş tim ama ben sana bu kadar hakaret etme Slithliam'a diye ^^Anlatımımı beğenmene sevindim önemli noktalardan biri...

@prenses-usagi: Değil mi ama yaaa?Nedir bu Kutsal Hanımdan çektiğimiz of bi kurtulsak herkesi maf etti kırdı geçirdi XD Zainin'e yazık cidden...bu hikayeyi yazanda ne istiyor ki şu adamdan...ha?Ne? Ehem...o bendim di mi XD

Aslında ben sessiz otorite o kadar dikkatinizi çekmesin manasında yazmıştım o cümleyi...habi kere ortaya çıktı sonra sessizliğe gömüldü gibisinden...ama okuyucularım ilginçtir beni ters köşe etmeyi başarıyorlar...bi anide sessiz otorite bi anide Silvia falan beklemediğim konular gündeme geliyor XD

Flearka olayı kesinlikle tesadüf değil.Planlayarak yaptım aslında hikayenin içinde böyle ip uçları çok var ama ben ses çıkarmıyorum kimlerin dikkatini çektiğini gözlemliyorum.Çok mu gizli tutmuşum ya da nasıl vermişim onu takip ediyorum...bakalım neleri keşfeseceksiniz daha? Ha ama şöye bir gerçek var ki Slitliam ile Liam tamamen tesadüf...Hemen açıklıyım...Slithliam olayın başından beri olan bir karakter ben kardeşi filan olacağını düşünmemiştim zaten hatta...hatta Liam karakteri ortaya çıktığında bile düşünmeye yeni başlamıştım o sırada ama Liam'a daha isim bulmam gerekiyordu ve bu ismi verdim düşüp düşünüp dururken.Kısaca bu ikisinin kardeş olması bir şekilde hikayenin kaderinde varmış ^^

Bununla bağlantılı olarak efsun cümlelerinin de benim tasarladığım bir dile ait olduğunu söylemketen gurur duyarım^^Yani mantıki, orturtulmuş bir sistem mevcut.

@minako-chan:Yorumunda çok haklısın şehir tamamen gitmiş durumda bir dahaki bölümde bunu daha net anlayacaksınız zaten.Fark ettiyseniz bu hikaye uzun bir zamana yayılmış durumda zaman açısından kasmak istemedim olayı yoksa iyi bir şekilde gelişim sergilemezdi.

Topluca sana sesleniyoruz Zainin salla Kutsal Hanımı !!!!

Gelelim benden notlaraaaa (gerçi yorumlara yorum yazaken de veriyorum ama) :

SSF öncelikle güzel bir Efsun Öğretisi imzası daha yaptığın içim çok teşekkür ederim (ederiz).

Bir imza konusu daha...bir önceki bölümün imzasını bugün koydum hatta kendim imzama da yerleştirdim.Kendisi Lord Slithliam arkadaşlar yıldırımla , dev kılıç ve sarı saçlarından anlayacağınız üzere...imzaya ne dersiniz bilemiyorum ama lord u beğeneceğinizi umuyorum^^

Okuyup yorum yap(a)mayan arkadaşalrın dayorumlarını hasretle bekliyorum.Sanıyorum ki ders iş güç pek vakit bulamadılar ama unutmayın ben de sizin yorumlarınıza bukadar yorum yaptığıma göre sizin yorumlarınız benim için ne kedar önemli...

Ve son olarak yeni bölüm...yeni bölüm bu akşam eklenecek ama hep bu kadar sık bölüm koyamayabilirim.Sıkıldıkça yadım o yüzden elimde bölüm var ondan böyle oldu haberiniz olsun.

Hikaye yazmış kadar oldum XD Yeni bölümde görüşürüz...

İmzan süper diyordum ama yok artık o Lord muydu XD Toy delikanlı bu yav hiç hayalimdeki gibi değil XD Kötü manada demiyorum yanlış anlama sun O__O Sadece aklımdaki Slithliam bu değild o.o XD

hmmm genç lord vs gibi belirtmiş olmam lazım hikaye içinde genelde belitirim ama ...yani o kadar sertliğe kafanızda farklı bi tipin oluşması nırmal.Bi de imzalara hayal gücünüza uymayabilir ben bana uygun resimlerle yapıyorum sadece hayl gücü sınır tanımaz siz kendi hayalinize uygun şekilde devam edin ^^ Belirtmek gerekir ce lord 25 civarı Zainin de öyle Palomita da 18 Liam da 23 gibi ...yani bu civardalar çok yaşlı değller

İki ay geçmişti…Saklı şehir yeniden yapılandırılıyordu.Herkes elinden geleni yapmak için canla başla çalışıyordu.Efsun yasağı şu an için kaldırılmıştı bu nedenle efsun bilenler de tüm güçleriyle işlerin kolaylaşmasını sağlıyorlardı. Birkaç tane büyük ev niteliğinde mağara oluşturmuşlardı.Herkese ev yapılana kadar buralarda kalınıyordu.Şehrin en tepesindeki giriş niteliğindeki tünel ise şehir çökmesine rağmen dimdik ayakta kalan tek yapıydı.İnsanlar bunu şehrin yeniden inşa edilmesine bir işaret olarak kabul etmişlerdi.

Herkes birlikte devam edilecek yeni bir yaşam için çalışıyordu.Bazıları ise yalnızlığı tercih etmişti.

İki ay önce Aykırıların karşısında üç kişi dimdik yeni bir gelecek vaad etmişti.Halkın içinden çok bilindik biri ise o üç kişiye sorulabilecek belki de en acıyı sormuştu.Yoan sessizce halkın arasından sıyrılıp öne çıkmıştı:

-Vera…o nerde?, dedi tepkisiz bir şekilde.

Liam ve Palomita hüzünle birbirlerine baktılar.Savaş alanında bulunan diğerleri ise başlarını eğdi.Liam tam ağzını açacaktı ki Palomita onu durdurdu.Bu sefer acı yükü onun taşımasını istemiyordu genç kız.O da öne çıkıp sadece Yoan’a değil tüm Aykırılara seslendi:

-Burada hayatta kalmanıza…kalmamıza…sadece şu an burada olanlar değil…burada olamayanlar da sağladı.Belki de en çok onlar sağladı…

Dlathia elindeki broşu acı ile sıktı ve Korag’a yaslandı.Korag, Rat ve Dlathia Daisy’nin fedakarlığının acısının dağlanan ruhlarını zapt etmeye çalışıyorlardı.Slithliam’ın gözü ise askerlerinin ölü bedenlerine baktı bir an.

-Yani…, dedi Yoan, o öldü…, insanlar ağlamaya başlamıştı.Temiz kalpli , uzun ömürlü, nezaketi ile tüm kalplere dokunmuş Vera için hıçkırarak ağlıyorladı.Sadece Yoan kızgın gözlerle sessizce duruyordu, Onu korumalıydınız.

-Yoan!, dedi Liam atılarak.

Yoan Palomita’yı omuzlarından kavradı:-Neden o sizin için ölmek zorundaydı?Neden? Biliyordun!, dedi Yoan Liam’a dönerek, bir gün senin için öleceğini biliyordun! Söz vermiştin bunu engelleyeceğine! Yitik ruhun her dediğinin gerçekleşmeyeceğini söylemiştin!, çıkardığı bıçağı Palomita’nın boğazına dayamıştı.İnsanlar öylece kalmışlardı., Bu kıza aşık olmayacağını söylemiştin! Onu buraya getirdiğinde yine de sana güvendik! Liderimiz aşka kendini kaptırsa da dostluğu geride bırakmaz dedik…Vera senin mutluluğunla ne kadar mutlu oluyordu biliyor musun?Seni ailesi olarak görüyordu.Lord Slithliam ve üçümüze bahşedilen gelecek delaletlerine karşı çıkmıştın…Yitik ruha onu koruyacağını haykırmıştın! “Onu kaybetmek için kurtarmadık!” demiştin…Yalan söyledin…

Liam başını yere eğmişti.Palomita da aynı şekilde üzgündü.

-Öldür beni madem…, dedi Palomita, yaşamam için daha size ne söylendiyse ne acılar olacağına dair ip uçları verildiyse…hiçbirinin gerçekleşmemesi için ÖLDÜR BENİ!

Yoan bıçağı biraz da bastırır gibi oldu ama geri çekip Palomita’yı ileri itti sinirle:-Yapamam…Sonuçta Vera ne kadar sizi seviyorsa ben de seviyordum.Ben de aile gibi görüyordum.Ama artık bitti…tekrar görüştüğümüzde size karşı bu şekilde davranmayacağımı bilin., deyip arkasını dönüp gidiyordu ki Slithliam düşen bir yıldırım şeklinde önüne geçti:

-İyi düşün, dedi sinirle, düşmanımız olduğunda başına gelecekleri iyi düşün.Belki de bu işi burada ben bitirmeliyim…

-Yapma! Dedi Palomita.

Liam’da hayır anlamında başını iki yana salladı.

Slithliam sessizce yana çekilirken: -Madem yeni bir düşman istiyorsunuz…Öyle olsun , dedi.

Yoan tek kelime bile etmeden çölün çıkışına götüren tünellerin birinde gözden kayboldu.Geriye hüzünlü bir sessizlik kalmıştı.Herkes şimdi ne yapmak gerektiği düşünüyordu…

-Tören…, dedi sesi unutulan Zainin çöktüğü yerden kalkarak, tüm kaybettiklerimiz için bir tören ile başlamalıyız.

O gece girişteki mağaranın önünde bir tören düzenlenmişti.Efsuncular etrafta minik uçuşan alev parçaları salmışlardı.Kara bulutların çekilmesinin ardından gökyüzü açık, yıldızlar parlaktı.Aykırıların içinden yaşlı bilge bir adam seçilmişti anma konuşmasını yapmak için:

-Onlar ki kendi canlarını feda ederek birçok canın yaşamasını sağladılar; onlar ki gözü yaşlı sevenlerinin onları anlayacağını düşündüler…Yaptıkları kahramanlığın yükünü alçak gönüllülükle üstlendiler.Sevenleri terk eden ruhlar…üzgünüz…sizi üzmek istemezdik ama sevgimizden geliyor hüznümüz.Size acımızı yansıtmak istemezdik ama kalbimiz engel olamıyor bu gözyaşların akmasına.Yine de bilin ki sizi anlıyoruz.Sizin kahramanlığınızı siz sessizce kabullenseniz de biz tüm sesimizle haykırmaya devam edeceğiz.Gelecek neler getirir asla tam bilinmez…işaretler geleceği şekillendirmez…birlikte olsak da ayrı düşsek de birbirimize kızsak da kırılsak da değişmeyen şey geçmiş değişmeyen şey sizin fedakarlığınız olacak.Sizi hep yiğitliğinizle anmaya devam edeceğiz.

-Devam edeceğiz…diye mırıldandı arkadaki topluluk Vera, Daisy ve tüm askerler için yapılmış küre biçimindeki ve efsunla her birine kendine has renkler verilmiş kayalara seslenircesine… Kayalar bir an parladı ve içlerinden ateş böceği benzeri ışıklar usulca gökyüzüne yükseldi .

O gece hüzünlüydü acılar tüm karanlığı ile çökmüştü ama ertesi gün büyük bir umutla yeni bir gelecek için uyanmıştı herkes.İki ayın sonunda şehrin alt yapısını ancak tamamlayabilmişlerdi.Tekrar yer altına gönderilmemesi için tüm teknoloji ve efsun seferber edilmişti.Slithliam, Zainin, Liam ve Palomita tüm güçlerini sergilerken aykırılar böylesine büyük efsunları görmenin şaşkınlığını ve hayranlığını yaşıyorlardı.Yinede cennet alevi yüzünden zaman zaman Palomita ve Liam dinlenmek zorunda kalıyordu.

Dlathia da efsunun yanında hekimlerle birlikte herhangi bir hastalık ortaya çıkmaması için uğraşıyordu.Rat ve Korag geceleri güvenliği sağlıyordu ve ordaki güvenlikle ilgilenen askervari adamlarla bilgilerini paylaşıyorlardı.

Yine böyle bir günün ardından Palomita şehrin içindeki bir mağarada dinleniyordu.Oldukça bitkin düşmüştü.Daha öncesinden beri enerjisi alındığından Liam’dan daha dayanıksız durumdaydı.Birden bir güç hissetti.Çantasına elini attığında Kutsal Hanımın emaneti olan usturlabın parladığını gördü.Bir süre sonra usturlap yine parlaklığını yitirdi.

-Demek sana verdi,sesi duyan Palomita irkilerek döndüğünde ardında duranın Slithliam olduğunu gördü.Usturlabı sıkıca tuttu Palomita., Merak etme ,dedi gülerek Slithliam, Onu senden almamın bir anlamı yok.O sadece senin ellerinde işe yarar.

-Ne demek istiyorsun?, dedi kız temkinli bir şekilde.

-Şu ana kadar Pusulalığa dair ne yaptın?, diye sordu, sadece onu hissediyorsun o istemese bile ama bize onun yerini hiç göstermedin.

Palomita bunu hiç düşünmemişti başını eğerek “Doğru” dedi.Kendini güçsüz hissediyordu.Ne tam bir lithyasis olmuştu ne de pusulalık görevini gerçekleştirmişti.

-Hemen umutsuzluğa kapılma , dedi kızın yanına oturarak Slithliam.Palomita biraz gerilmişti, Bunun bir nedeni vardı.Onun yönünü gösterecek seni güçlendirecek efsunlara ihtiyacın vardı.Çoğu pusula senin yaptıklarının yanına bile yaklaşamadı.

Palomita’nın bu konuda soracağı çok şey vardı ama şimdi kendi ile ilgili şeyleri dinlemek istedi ve sonraya sakladı sorularını.Slithliam devam etti usturlabı göstererek:

-O artık Zainin’e yolu göstermez ama senin Kutsa Hanımla olan bağın ve sahip olduğun kadim asa ile sana Kutsal Hanımın yerini gösterebilir.

-Kadim asa ile mi?

- Kadim asa Kutsal Hanımın gücü dışında bir güçtür.Bu güçlerin beş kadim efsun ustasından geldiği söylenir ki ikisi şu an senin elinde.Biri Kadim asa diğeri ise cennet alevi…Eğer bunlara ulaşmasaydın Kutsal Hanımın yerini gösterecek güce ulaşamazdın.

-Yani sadece Lithyasislik için değildi ,dedi Palomita Zainin’in dediklerini düşünerek.

-Sana sadece bilmen gereken kadarı ya da değiştirilen gerçeklerin söylenmesine artık alışmış olmalısın.Eğer alışmadıysan daha çok hüsrana uğrarsın.Şu an benim sana söylediklerimi bile sorgulamalısın.

-Nereye kadar gider bu güvensizlik?, dedi kız

-Buna sen karar vereceksin.İstediğine istediğin kadar güven.Ben kimseye güvenmem Zainin de…

Kafasının bu konuda daha fazla karışmasını istemeyen genç kız konunun yönünü değiştirdi:

-Usturlap…diyordun.

Kızın kafa karışlığını anlayan Slithliam gülümsedi:-Kadim efsun ustalarının evrene yaydığı nesnelerden biridir.Usturlap ile onu birlikte kullandığında yolu bulabilirsin.

-Beş kadim efsun ustası kim?

-Kim değil ne demelisin…Onlar evrene sihir ve efsun namına ne varsa bahşeden güçlerdir.Her birinin yansıması olan bir ruh ve o ruhların göz ettiği efsunlu nesneler vardır.Elfler birini kötü bir şekilde kullandılar.Daha başka ruhların daha başka eşyaları da vardır.Çok gibi geliyor kulağa ama tüm evreni düşünürsen aslında o kadar da çok nesne yok bu şekilde.İkisinin hele bir kişide olması az rastlanır bir durum.Gerçi şimdilik bir kısmı Liam’da olsa da.

-Şimdilik mi?Yitik ruh size ne anlattı? Ne zaman ban anlatacaksınız?

-Bence kendine düşen payı yeterince anlattı, dedi içeri giren Liam.Slithliam kardeşine bakıp ayağa kalktı.

-Sanırım bu gitme işaretimdi, deyip kapıya yönelirken Palomita seslendi:

-Lord Slithliam…, genç lord ona baktı, içinizdeki asaleti sonsuza kadar saklamayı mı düşünüyorsunuz? Daha ne kadar bu maskeyi takacaksınız?Daha ne kadar planlarınız kendinize saklayacaksınız?
Slithliam ilk kez şaşırmış görünüyordu: -Sana bir konuda yardımcı oldum diye bana güvenmeye mi başladın? Unutma sınavı geçemezsen benim kölem olacaksın…Üstelik bana içindeki karanlıkla gelip arkadaşlarını öldürmede yardımcı olduğun zamanı ne çabuk unuttun?Gerçi amacım sadece planlarınıza engel olacak kadar korkutmaktı…ama ikimizi birleştiren neredeyse korkutmanın ötesine geçirecekti…

Slithliam’ın sürekli söylediği “kendisi geldiği” düşüncesine hala inanmasa da ; üstüne “ikimiz birleştiren” sorusu eklense de ve nedense Kutsal Hanımı ararken bir yandan da onların bulmaya çalışmasını engellemeye çalıştığını anlamasa da onda gördüğü ışığa tutunmak istedi: -Sevgiyi böylesine içinde saklayan kimsenin kötü olamayacağına inanıyorum sadece, dedi Daisy’i düşünerek, askerlerinize nasıl baktığınızı görüyorum, halkınızın nasıl ardınızda durduğunu gördüm, ne kadar saklasanız da Kutsal Hanımı sevdiğinizi hissedebiliyorum.

-Benim sevgim sadece ona ait, dedi Slithliam bakışlarını dikleştirerek, iyi yüreğiyle bu gezegeni düşünen bunun için kendini feda eden Kutsal Hanım’a ait.Sadece bunu bil…Pusula…

Ve oradan seri adımlarla ayrıldı.Liam oturmuştu az önce abisinin olduğu yere:

-Doğruyu söylüyor, dedi, ona asla tamamen güvenmemelisin.

-O da senin gibi sadece, dedi utanıp başını eğerek, sevdiği insan için her şeyi yapıyor.

Liam da kızın yüzünü kaldırdı:-Öyle…her şeyi, diye vurguladı, benim de yapabileceğim gibi.

-Bana geleceği anlat, dedi Palomita artık öğrenmek istiyordu, Yitik ruh size ne söyledi?

-Geleceği kimse tam olarak bilemez.Birçok yol vardır geleceğe giden.Bazı şeyler değişir bazı şeyler değişmez bu yollarda.Bize ip uçları verdi ama bunları hepsi gerçekleşmek zorunda değil.

-Ama beni buldun…sevdin…cennet alevini aldık…Vera öldü…

-Bunlara engel olamadım doğru, dedi kızın gözlerine bakarak, belki hiçbirine engel olamam…

-Başka ne söyledi?

-Sana burada bazen leydi dediklerini fark etmişsindir, Palomita onayladı, çünkü onlara yitik ruhun bana söylediği bir şeyi ilettim.Onlara buranın bir diğer liderinin de sen olacağını söyledim.Çölde ölümden döndük …eğer bana bir şey olacak olursa…

-Sana bir şey mi olacak , dedi korkuyla Palomita.

-Kim bilir?, dedi kızın saçlarını okşayarak Liam.

-Hayır!, deyip sarıldı genç kız Liam’a, İzin vermem…veremem…

-Biliyorum, dedi Liam kızın kokusunu içine çekerek.

-Seni bir kez kaybettiğimi sandım…bir daha bana bunu yapamazsın…

-Ödeştik o zaman , dedi işi alaycılığa vurmak isteyerek Liam, sen de ölmek üzereydin.Neyse ki kahraman Zainin seni öpücüğüyle kurtardı.

-Zainin mi…, çölde olanları düşündü hiç bu açıdan ele almak aklına gelmemişti, a-ama..o efsun içindi…

-Neyseki…,dedi munzurca, yine de beni çıldırtmaya yetti.Bir daha asla seni kimsenin öpmesine izin verme, dedi gülümsemesine bir yandan ciddiyet katarak.

Palomita bir yandan utansa da diğer yandan bu kıskançlık gururunu okşamıştı.Gülümseyip minik bir öpücük kondurdu sevdiği adamın dudaklarına.Tam kalkıp gidecekken ise onu engelledi Liam.Kızın gözlerine geleceğin onları ayrı düşürme korkusuyla baktı bir süre sessizce.Sonra ona sıkıca sarıldı.Aynı korku Palomita’nın içinde de yükselmişti.Bu karışık duygular içinde küçük öpücüğün devamını getirmişti Liam tutkuyla.Palomita şaşkınlıkla bir an kaldı sonra gözlerini kapayarak o da kendini bu tutkuya bıraktı.

O esnada dışarıdan iki kişinin sesi gelmişti kulaklarına “Ya alt yapı sonunda bitti be!”

-Efsunlarını yesinler…bizim teknolojimiz olmasa sırf efsun ne işe yar ki?Değil mi kuzen?

-Tabiyki kuzen! O alt yapı planını yapan senin gibi bir dahi ne de olsa…

-Lütfen lütfen ona el marifetiyle hayat veren de sensin kuzen…İkimiz de süperiz be!

-Bu alt yapı sistemine ne isim …ver…sek…

Walker ve Flyer mağara biçimin de yapılmış eve girdiklerinde Liam ve Palomita’yı odanın iki uzak ucunda yüzleri kıpkırmızı görünce afallamışlardı.

-Selam şef!, dedi Walker, iyi misiniz?Şu cennet zımbırtısı mı bir şey yaptı yine?

-Hekimlere haber verelim ister misiniz, dedi gözlerini kırpıştırarak Flyer, nefes nefse kalmışsınız sanki?

Palomita kırmızının ötesi renge geçen yüzü görülmesin diye arkasını döndü.Liam ise sinirle kalkıp ikisini dışarı itmeye başladı.

-Beni hasta eden siz iki deli kuzensiniz! Sizi baş belaları…

Hiçbir şey anlamayan Walker ve Flyer itelenerek dışarı çıkarılırken peşlerinden gelen liderleri ile konuşmaya devam ediyorlardı:

-Ama deliliğimiz zekamızdan geliyor şef!, diye sırıttı Flyer.

-Hem bizim gibi dahi baş belasını başka yerde bulamazsın bu zamanda şef!

Palomita artık dışarıdan gelen Liam’ın azarlarını duyuyordu.Utanarak dinlenmek için iç odalardaki bir yatağa uzandı.Yine de tüm kızarmasına rağmen tüm korkulu gelecek ihtimaline rağmen az önce olanları düşündükçe gülümsemeden edemiyordu.

-Tamam ya biz gidiyoruz! Zaten çok işimiz var!, dedi bozularak Flyer.Onun peşi sıra omuzlarını silkerek de Walker gitti.

Liam bir an durup arkasındaki eve baktı ama o kadar utanmıştı ki o anda tekrar kızın yüzüne bakacak güç bulamıyordu kendinde.O da elinde olmadan yüzüne yerleşen bir sırıtma ile alt katlara doğru ilerlemeye başladı.

off be hüzünlü,aşk dolu bi bölüm olmuş sun-chan çok etkilendim be süper bi bölümdü ellerine yüreğine sağlık
bu arada şu iki çılgın dahi süperler yaa hastayım şu tavırlarına

harbi tamemn aşk hikayesine döndü fanfic nasılda kızardılar yazık yhaa onlara

bu arada walkerla fyler da biraz zekimi saf mı anlayamadım gitti o iki kuzeni zainin palomita shitliam liam hakkında ne düşünüceğimi şaşırdım ama ben hala shitliamdan tarafım artık shitliam hayanlarıda war burdaa

sun nee-chan yeni bölüm ne zaman ??

not: şu kutsal hanım geri gelsin daisyde geri gelsin çiftler şu şekilde olsun

shitliam-kutsal hanım
zainin - daisy
palomita-liam
vera-yoan


diyorum pek romantik olur ozmana

neysem yeni bölümü bekliyorummm

iki bölüm bir çiftimiz sevgi modunda diye bence aşk hikayesi şeklinde gidecek sanmayın ...(sinsi bir gülümseme)

aha işte şimdi tehlike sinyaller çalmaya başladı forum ayaklanın gözde abla kötü şeyler planlıooo

sun-chan olaylar baya bi karışmış ben yokken bi kaç sorum var

1.si Karog hala aynı mı yoksa Shithliam onu eski haline getirdi mi yoksa yakında birbirlerine gircekler mi

2.si Shithliam altın efsunun yanında değişik (karanlık) bi efsun daha kullandığını hatırlıyorum (zaten ortalığı karıştıran da oydu ) bu da ona güvenmemek gerektiğini kanıtlıyor gerçi şu "ikimizi birleştiren" kısmında biraz bahsi geçmiş ama onu kullanmaya nasıl-ne zaman ve sadece kutsal hanımı kurtarmak için mi başladı son bölümü okumadan kafama takılmaya başlamıştı zaten shithliamı görünce aklıma geldi nedense

3.sü bunlar ilk yola çıktıklarında onları ormana zainin getirmişti dimi ilk durğımız burası flan diye ama neden psula yol söylemeden yola o başlıyo ayrıca bunlar kutsal hanımı arama işini arkaya attılar gibi duruyo Shithliam'ın da dediği gibi pusulanın hiç kutsal hanımın yerini söylediğini de görmedik şimdiye kadar o ne zaman bu işi yapmaya başlıcak (yani yakınmıdır flan diye soruyorum tamam romantizm güzel aslında hep böyle olsa ne güzel olur da amacımızı da unutamayız her ne kadar "Zainin bırak gitsin, böyle giderse topunuz yolda ölceksiniz" desemde yola ne zaman çıkacaklar?
bu arada benim Shithliam hakkındaki görüşlerim de değişse de yine ona güvenilmemesi gerektiğini düşünüyorum (adamın etrafında bi karanlık var sonuçta )

4.sü Liam'la Palomita'nın nikahını ne zaman yapıyoruz (tamam şimdilik bekleyebilir biliyorum da sun-chan bari ayırma sevenleri ilerki bölümlerde )

bu arada yorumum bu kadar geç geldiği için gomenne yeni bölümleri bekliyorum