EFSUN ÖĞRETİSİ Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 51, 52, 53 ... 62, 63, 64, Sonraki |
|
Yazar
Mesaj
Karanlık Öğreti 3: Mutluluk büyük şeylerde saklı olmayabilir ama küçük mutlulukları çalınanlar büyük felaketlere yol açabilir.
-BÜYÜK SAVAŞÇILAR ADINA ÖLECEĞİZ!!! ÖLECEĞİZ!!! YERE ÇAKILIP PARÇALARA AYRILACAĞIZ!!!
Kısa boylu savaşçı okyanustaki tufandan daha çok korktuğu bir şeye rastlayacağını düşünmüyordu ama işte tam da dehşete düşmenin anlamını yeniden keşfettiği andaydı.Kuzenler ise gülmekten yere yatacaktı neredeyse:
-Merak etme cesur savaşçı, dedi gülerek Flyer.
-Biz kendimizi bildik bileli bu güzellik üstüne çalışıyoruz.Bir çeşit ulu hedef diyebiliriz, dedi Walker dalıp gitmiş bir şekilde.
-Bana daha çok mekanik takıntılı birinin fantezisi gibi geldi, diye gözlerini dikip baktı Korag.
-Ama gördünüz değil mi Madga’nın gözleri bile nasıl yerinden fırlayacak gibiydi, diye heyecanla döndü kuzenine Walker.
-Biz uzaklaşırken şehre bunu nasıl açıklayacağını düşünüyor ve bize bir sürü küfür yağdırıyordu sanırım, derken kafasını kaşıdı kuzeni.
Maceraları artan karanlıkta süren grup devasa uçan bir geminin içindelerdi.Gemi daha çok zepline benziyordu.İki kuzenin medarı iftiharlarıydı ve adını “rüzgarın sesi” koymuşlardı.
-Bu arada bizim de asıl düşünmemiş gereken şeye dönmemiz gerek baylar, diyerek araya girdi Dlathia nazik ama soğuk bir tavırla.
Tüm grup kendine gelmişti.Palomita’ya onları ulaştıracak herhangi bir ip ucunun peşine düşmeye hazırlardı.Her birini farklıydı amacı ama ortak olan amaçları kendilerinin önemsiz olduğu hissini söküp atmaktı.Bir şekilde bencilce hepsinin içine çöreklenmişti bu duygu.
-Peki bunu nasıl halledeceksiniz bayan?, Walker gayri ihtiyari resmileşmişti.
Dlathia siyah elbisesinin minik cebinden çok tanıdık bir nesne çıkardı. Ortasında mor bir taş olan gümüş papatya biçimindeki bir broştu bu…Daisy’nin broşu…
-Ama…gümüş sana ait olsa da taş Daisy’nin…, diye afalladı Korag.
-Güçsüz efsuncular bunu yapamaz zaten.Deneyen ait olmayan nesne tarafından emilir.Bu nesnelerin efendilerine bağlılığıdır.
-Peki sen bunu yapacak kadar…, derken Flyer Dlathia’nın yarı tehdikar yarı alaylı bakışları karşısında sustu.
-Ben bu gezegendeki en güçlü gümüş efsunculardan biriyim…öncelikle bunu iyi kavrayın…ikincisi Daisy benim öğrencimdi ve önceden de gümüş efsuncuydu yani bana gerek bu yönden gerekse dostluk açısından çok yakından bir kişiydi.-dalgın bir şekilde taşa baktı- o bana zarar vermez…-sonra derin gözlerini kıstı- buna izin vermem…Nia et oto grlath! Ne Dasy do mona! Mona!
Dlathia’nın etrafını broştan çıkan koyu mor bir ışık sarmıştı.Bir süre sonra sanki ışık tersine akmaya başlamıştı.Sanki Dlathia’dan bir şeyler broşa akıyordu.Sanki gözlerinden ruhunu kaybettiği anlaşılıyordu.Mırıldanmaya başladı:
-Daisy…Hlani? Uwe ino spritus, doa? Doa moe séstra? (Daisy…Neden? Biz tek ruhuz, değil mi? Değil mi kardeşim?) Blesrai…Blesrai , ite kla none unetra mo nonem udr…(Üzgünüm…Üzgünüm , eğer sen gerçekleştirmezsen bağı ben gerçekleştiririm zorla…)
O anda iki ruh arasında bir mücadele başlamıştı sanki büyük bir gümüş efsuncu ile hem gümüş efsuncu hem de lithyasis olmuş iki kişinin ruhları arasındaki bir mücadele, sadece bu değil bir hoca ile bir öğrencinin mücadelesi, sadece bu da değil iki dostun mecburi mücadelesiydi bu.Etraftakiler hem tedirginlik hem de heyecanla izliyorlardı kestiremedikleri bu mücadeleyi.Dlathia tekrar efsun dilinde konuşmaya başlamıştı.
-Blesrai…ome gin klas flandi, doa? Unna moe bradi…İ Palomita dsae onşai kla…(Üzgünüm…Ama o senin kıymetlindi, değil mi? Ayrıca benim kardeşim…Ve Palomita masun senin gibi…) Vaxse(Bu yüzden): TESSA MAGNé HİNNE BLE MOGE MAGNé! (İKİ EFSUN BİR EFSUN OLACAK!)
Bu efsunlu sözlerle bir an ortalık aniden duruldu ve yine aniden hem broştaki taştan mor hem de Dlathia’dan gümüş efsunlar birbirlerine dolandı. Yavaşça sert efsun mücadelesi sona erdiğinde broş gümüş bir zincirin ucunda sarkıyordu.
-Daisy, ben ve ikimizin ortak noktası olan Zainin ve Palomita’ya odaklanacağız ve diğer tüm ortak noktalarımıza…daha doğrusu-çarpık ve hüzünlü bir tebessüm ile- ben odaklanacağım…Pnas to Palomita! Pnas to omentra blan Palomita! (Palomita’yı göster! Palomita ile ilgili herhangi bir şeyi göster!), zinciri etrafında çeviriyordu. Hızla dönen gümüş papatya aniden durdu ve Dlathia’nun soluna doğru bir yönü gösterdi.
-Orası mı?, dedi şaşkınlığı atlatmaya çalışan Walker.
-Evet…orda bizim oyunumuz başlayacak…
-Flyer! Ğeis-fle’ye çevir yönümüzü!
-Olmuş bil! , dediğinde çoktan dümenin başına geçmişti Flyer.
*
Diğer tarafta ormanın içindeki mücadele devam ediyordu. İki efsuncu ve savaşçı olan genç adamlardan ikisi de vazgeçmiyordu.
-Defol Slithliam! Vaktin varken onun peşine düş! Ölüm vaktinin erken gelmesini istemiyorsan git ve bir şansını dene!
-Ben yaşanacak olana inancımı kaybetmem Zainin…Senin aksine olacak olanın değişmeyeceğini ve kazanın sen olmayacağının farkındayım…bunu sana ne kadar erken gösterirsem zarar o kadar az olur.
-Doğru ben senden çok farklıyım ben işimi kader bahanesinin ardına saklamam… Madem erken ölmek istiyorsun…Haaa!
-Kesin şunu!, diyerek ikisini ortasına atlayan zarif kızın ellerini iki yana açmasıyla altın ve gümüş efsuncunun önünden hızla sarmaşıklar yükselmiş ve onları geriye fırlatmıştı.Çarptıkları ağaçlara yine kızın ellerini havaya kaldırmasıyla bağlanmışlardı., Siz beyefendiler anlar mı bilmiyorum ama özetle burası benim bölgem ve burada huzuru bozmanıza izin vermeyeceğim!
Kısa süre öncesine kadar ondan nefret eden annesine umutsuzca yaklaşmaya çalışan flearka ve flea melezi yani kara elf ve elf melezi olan Raini artık bu gizli ormanın efendisiydi.Ve efsuncuların uyanan hislerine göre orman onu çoktan özümsemişti ki o gelene kadar kızı hissetmemişlerdi bile.Orman onu gizlemiş olmalıydı. Uzun süredir beklenen adil bir efendi olacağı kanısındaydı orman ve tüm sakinleri.
-Şuna bak hele minik hizmetçi efendi olup eski efendilerini yakalarmış…, dedi alayla Zainin.
-Eskiden küstah olsan da beyinsiz gibi konuşmazdın…Değişmişsin Zainin.
-Raini ona istediğini veremezsin…
-İstediğimi yaparım…mesela şimdi seni buradan göndermeyi istemem gibi…Lienne domo sax! (Uzanan yoluna git!)
Raini’nin elf efsunu ile sarmaşıklar arasında buhar olup yok olmuştu Slithliam. Geride sinirli bakışlarını ona yöneltmiş Zainin kalmıştı.
-Bana ne yapacaksın sivri kulak?
-Benim kulaklarım birçok elfe göre daha az sivri bu şekilde saçımı salarak kolayca saklandığımı ikimiz de bilyoruz.Neden dalga geçecek başak bir şey bulmuyorsun? Ama ne bulursan bul düştüğün durumdan daha utanç verici olamaz… Kendi gücünü kaybediyorsun Zainin. Karanlığa kendini o kadar teslim ettin ki o güce muhtaç hale geliyorsun.Bu yüzden buradasın.Kutsal hanım hala karanlık yönüne bulunma konusunda engel olabiliyor ve sen kendi gücünle peşine düşemeyecek haldesin üstelik Palomita da yok…Elbette ben de sana Kutsal Hanım’ın yerini gösteremem ama…
-Ama Palomta’nın kini gösterebilirsin.
-Neden bunu yapayım? Bana bir sebep göster…Annemin bilinmeyen bir karanlığa karışmasına izin verdin. Palomita’yı kollayamadın üstelik yalanların dibine kadar batmış durumdasın.
-Lanet olsun! Sen çok mu temizsin? Palomita seni hain biliyor haberin var mı? Haksız da sayılmaz…annen için onu feda ettin… ve annen de eline geçen ilk fırsatta bizi sattı…beklendiği gibi…en azından sen geçmişini unutma ve annen gibi ihanet etmeyeceğini göster.
-Bu sözlerinle beni kızdıramazsın Zainin. Kanımın kime çektiği önemli değil ve bunu sana kanıtlamak zorunda değilim, kollarını bağdaştırıp karşısına dikildi, ama…ihanet etmeyeceğim iki kişi var.İkisi de benim dostum biri Palomita diğeri de Elaheh…
Zainin bir an durakladı.Bu ismi doğrudan duymayalı uzun zaman olmuştu. Ona çok yakın kişiler sadece birebirken böyle seslenirledi.Bu Kutsal Hanımın doğduğundan beri baskın olan iyi ruhun adıydı: Elaheh…
-Ne o? Artık ismi telaffuz etmeyi bırakmaktan öte duymaya bile dayanamıyor musun?
-Saçmalama…onu aradığımı biliyorsun.
-Sen kaçanın değil yaşamayı isteyenin peşindesin.Sen Shiénaya’nın peşindesin.
-Bu benim suçum değil…ben sadece onun yaşamasını istiyorum. Elaheh bencilce sevdiklerini geride bırakmaktan başka bir şey yapmıyor.
-Sen onun “ne şekilde olursa olsun” ve “neye ya da kime mal olursa olsun” yaşamasını istiyorsun. Merak ediyorum, gerçek bencil kim?
Zainin münakaşayı bir kenara bıraktı.Özellikle bu fleanın bazen sinir bozucu düzeyde adil olduğunu biliyordu.Hatta duyguları göz ardı edebilecek kadar: -Bana yardım edecek misin etmeyecek misin?
-Sana Palomita’nın yerini göstereceğim ama bunu yardım olsun diye yapmayacağım.
-Peki ya neden?
-Biliyorsun…seçim zamanın yaklaşıyor.
-Saçmalıyorsun.Arada kalmayacağım…bu zavallı ne istediğini bilmeyenlere göre-
-Bu kalbini dinleyenlere göre bir durum Zainin.Bu duruma kalbin yüzünden gelmedin mi?Şimdi seni kalpsiz biri olarak düşünmemi bekleme…kalbin var sadece taşlaşmış halde…ya da biri onu yumuşattı mı?
Zainin sinirle sessiz bir efsun ile sarmaşıkları koparıp attı: -Ya göster ya da savaş benimle!
-Enerjini sakla..ne de olsa başkasından borç adığın güç bitince ona muhtaç olacaksın gümüş efsun ustası.Beni takip et…
Ormanın derinliklerine süzülürcesine ilerleye kestane rengi saçlı zarif bir taç takan yeşiller içindeki ormanın efendisi gerçek kimliğine kavuşmuş gibiydi. Zainin onun bu kadar güçlü olduğu şu ana kadar fark etmemişti. Sakinleşip onu takip etmeye başladı.
*
Palomita ona uzanan çağrı hissiyle bir an pencereden dışarı baktı:-Kim?, diye mırıldandı.
-Bir şey mi oldu ?, dedi çıtı pıtı ama boylu, uzun düz beyaz saçlı kız.
-Yok bir şey Liala…Şey bizi evine kabul ettiğin için teşekkürler.
Yaklaşık iki haftadır Palomita ve Floa, Liala yani hekimin mezun ettiği öğrencisinin evinde kalıyorlardı.Her geçen gün minik kasabaya daha çok alışıyorlardı.
-Hekim kime güven derse güvenirim.Üstelik gerçekten iyi insanlara benziyorsunuz.Ben de yalnız yaşamaktan sıkılmıştım.
-Yine de çok sağol. Floa da nerde kaldı?
-Sakin ol…Çarşı bir süre karışık gelir.Ona zaman ver.Bazı şeyleri yaşayarak öğrenmek en iyisidir.
-Yaşayarak öğrenmek… Bu neden bu kadar önemli? Biri baştan doğruyu söylese onca acı çekilmez…
Konu farklı yerlere gelmişti. Bunun iki tarafta farkındaydı ama üstü kapalı bir şekilde Liala devam etti:
-Ama eğer acıyı çekmeden bir yola gidersen gittiğin yol keşkelerle dolu olmaz mı? Üstelik yaşanmayan şeyi nasıl bilirsin ki?
- Ya şimdiki keşkelerim daha çoksa?
-Bazen çok keşke elenmiş daha çok yanlış demektir.Ve elenmiş yanlışlar senin doğru yola gitmeni kolaylaştırır.
Yanına oturan beyaz saçlı masum bakışlı kızı inceledi: -Nasıl? Bu kadar geç ama bu kadar bilge nasıl olabiliyorsun? Yoksa başka bir ırktan mısın?
Kız güldü:-Hayır hayır…Ben tamamen bu gezegenin insanıyım. Herhangi farklı bir kan dolaşmıyor damarlarımda. Sadece çok şey yaşadım, gördüm. Benim de yolum senin gibi buraya düştü.Altı yaşındaydım ve hekim bana sahip çıktı.Birkaç ay sonra Yaxiz’i de beni sahiplendiği gibi sahiplendi. İkimiz kardeş gibi büyüdük.
Palomita , Yaxiz’in yüzündeki ifadenin aynısını gördü bir an: -O halde neden şimdi ayrı yaşıyorsun?
-Ben mezun oldum ve büyüdüm…Hekim ustamız olarak her şeyi öğrendiğimi söyledi.Ve ..bilirsin…yuvadan uçma zamanının geldiğini söyledi.
-Peki niye Yaxiz hala hekim ile?
-Çünkü o eğitimi tamamlayamadı…yeterli seviyeye henüz gelemedi…
-Kısaca sen zeki öğrenciydin.
-Bence Yaxiz benden çok daha zeki ama o hep zekasını saklamaya çalışıyor.Bense daha çok hırslıyım sanırım. Tercihlerim farklı. İnsanları iyileştirmek için her şeyi en çabuk ve iyi şekilde öğrenmeye kararlıydım. Ailemi garip bir hastalık öldürdü. Hızla bir hafta içinde içten içe çürüyüp öldüler. Yaxiz de ailesini kaybetti ama onun ki farklı .Onun eksiği…
-Benim özel hayatım onu ilgilendirmez., diyerek içeri girdi genç adam.
Liala heyecanla ayağa kalktı ve genç adama gülümseyerek baktı. Genç ise hekimin yanındakinden çok daha soğuk görünüyordu.
-Yaxiz! Hoş geldin! Neden oturmuyorsun? Sana da kek getireyim…
-Gerek yok Liala…Hemen döneceğim. Burada uzun süre kalmam doğru değil.
-Neden ama? Dedi merakla Palomita, Ne var ki bunda?
-Çünkü…dedi oğlan düşünceli bir halde, çünkü doğru değil işte! Sen ne kadar meraklısın?
Palomita güldü: -Huyum kurusun…ama bence yine de biraz oturabilirsin.Ne de olsa ben hala biraz yabancıyım ve birazdan Liala yemek pişirirken yalnız olacağım.Biri bana buraları anlatmalı.
-Yemek yaparken konuşamaz mı Liala?Bence o kadar yetenekli ve zeki.
Liala hızla mutfağa gitti. Palomita ise Yaxiz’e döndü: -Ona karşı nazik olmazsan asla kalbini kazanamazsın.
Yaxiz pişman gibiydi ama toparlandı: -Önemli olan kalp değil…akıl…
-Buna o kadar emin olma bence.Akıl hep üstün ve büyük bir değer sahip görünür ama mutluluğu o kadar büyük şeylerde arama bu seni felakete götürür., Palomita da yerinden kalktı ve az önce usulca içeri giren Floa’nın elindekileri alıp mutfağa gitti.
Yaxiz onların ardından umutsuzca baktı : - Mutluluk büyük şeylerde saklı olmayabilir ama küçük mutlulukları çalınanlar büyük felaketlere yol açabilir. Asıl önemli olan büyük mutluluğu bulmak mı küçük mutlulukları kaybetmemek mi?

Sessizlik var olmamak değildir...Sessizliğim asaletimdendir... Buradayım...
Spoiler:

Olayları yavaş yavaş kavramaya başladım.
Zainin Kutsal'ın kötü yönü yaşamak istediği için onu seçmek istiyor.Ne pahasına olursa olsun ama bence seçim zamanı gelince Kutsal'ın kötü yanıyla ve Palo'nun arasında kalacak.
Ama Kutsal Hanım'ın kötü yanı bence zainini kandırıyor aslında onu istemiyor özgürlüğüne kavuşmak için onu kullanıyor.
)
Palo da nereye gittiyse öyle bence orda da yeni birşeyler öğrenecek ve maceralar yaşayacak.
Yeni böl. bekliyorum nee-chan.*-*



Palo da nereye gittiyse öyle bence orda da yeni birşeyler öğrenecek ve maceralar yaşayacak.

Yeni böl. bekliyorum nee-chan.*-*
Lacrimis struit insidias cum femina plorat. 🌙

uzun bi aradan sonra sonunda yeni bölüm geldi
hala daisy ve Dlathianın konusabilmesine bile şaşıyorum oysa daisy kötü biri olmustu...
Raini nin artık güçlü biri olduğunu biliyordum ama bukadarını bilmiyorudum
Shitliamın uzaklaşmış olmasına bir bakıma sevindim ancak zainin cidden kötü ruha teslim olmuş durumda..
İyiden iyiye dahada kötü bir olmaya başladı eski halini hatırlıyorumda ne kadar souk olsada olsun palomitayla bir şekilde anlaşabiliyordu şimdi bu mümkün değil..palomitayı kaybetmiş durumda zaten..
Elaheh ve Shinénaya ... bence ikisininde çok kötü bir yanı var ve bu kutsal mahluk hem bencill olmaya başladfı hemde kötü
Elaheh bulunmak istememekle birlikte bencil oluyor
Shinenaya ise palomitaya zarar vercekmi orası mechul herşey karışık hale geldi
gemide kalan grubunmda aklı karışlmış durumda başlarında dlaithanın olmasıda birşey değiştirmiyor aynnı yerde sayıklıyorlar..
Su anlık liala ve yaxis mesleeside tam anlaşılmadı yeni bölümlerde mutlaka ortaya çıakcakttır
Sun-chan bayaaaa bi gün sonra yeni bölümü koyduun için teşekkrüelr
yeni bölümü bekliyorumm

hala daisy ve Dlathianın konusabilmesine bile şaşıyorum oysa daisy kötü biri olmustu...
Raini nin artık güçlü biri olduğunu biliyordum ama bukadarını bilmiyorudum

Shitliamın uzaklaşmış olmasına bir bakıma sevindim ancak zainin cidden kötü ruha teslim olmuş durumda..
İyiden iyiye dahada kötü bir olmaya başladı eski halini hatırlıyorumda ne kadar souk olsada olsun palomitayla bir şekilde anlaşabiliyordu şimdi bu mümkün değil..palomitayı kaybetmiş durumda zaten..
Elaheh ve Shinénaya ... bence ikisininde çok kötü bir yanı var ve bu kutsal mahluk hem bencill olmaya başladfı hemde kötü
Elaheh bulunmak istememekle birlikte bencil oluyor
Shinenaya ise palomitaya zarar vercekmi orası mechul herşey karışık hale geldi
gemide kalan grubunmda aklı karışlmış durumda başlarında dlaithanın olmasıda birşey değiştirmiyor aynnı yerde sayıklıyorlar..
Su anlık liala ve yaxis mesleeside tam anlaşılmadı yeni bölümlerde mutlaka ortaya çıakcakttır

Sun-chan bayaaaa bi gün sonra yeni bölümü koyduun için teşekkrüelr
yeni bölümü bekliyorumm



yeni bölüm süperdi
, yaxis liala'ya aşık galiba
ve raini zainin'e iyi ders verdi doğrusu
Elaheh ve Shinénaya olayı da süper olmuş, ama şu efsun dersleri ne zaman başlıycak merak ediyorum



Elaheh ve Shinénaya olayı da süper olmuş, ama şu efsun dersleri ne zaman başlıycak merak ediyorum


EFSUN ÖĞRETİSİ ve KADİM SÖYLEV fanı

Efsane serisi '' ZAİNİN & PALOMİTA '' fanı


domo arigatoo gozaimasu NQS ^_^

Galiba
Palomita'nın da bu durum oldukça ilgisini çekmiş gibi...Eeee Rainiyi de yabana atmamak lazımmış demek.
Artık kutsal Hanımın iki ruhunun da isimlerini biliyorsunuz.
O dili anlatmak mı? Eh bi şu tatile adam akıllı girelim size güze lsürprizler hazırlayalım da...hallederiz onu da ^^

Artık kutsal Hanımın iki ruhunun da isimlerini biliyorsunuz.
O dili anlatmak mı? Eh bi şu tatile adam akıllı girelim size güze lsürprizler hazırlayalım da...hallederiz onu da ^^

Sessizlik var olmamak değildir...Sessizliğim asaletimdendir... Buradayım...
Spoiler:



Bakınız tahminlerimin hepsi tuttu. -Bilge miyim neyim
-
Ben demiştim. Zainin kutsal hanımın bir ruhuna Shitliam kutsal hanımın diğer ruhuna aşık olmuştur diye. Bakınız ortaya çıktı. Şahsen Zainin Shitliam ve Palomita Floa'nın olduğu bölümleri anladım. Fakat diğer bölümü hiç anlamadım.

Ben demiştim. Zainin kutsal hanımın bir ruhuna Shitliam kutsal hanımın diğer ruhuna aşık olmuştur diye. Bakınız ortaya çıktı. Şahsen Zainin Shitliam ve Palomita Floa'nın olduğu bölümleri anladım. Fakat diğer bölümü hiç anlamadım.


Vinnie~

Sailor Star Fighter yazmış:
anlatayım;
Dlathia Daisy'nin broşundaki taşı kullanarak Palomita'nın yerini öğreniyor, çünkü Palomita'yı bulursa Zainin'i de bulabileceğini düşünüyor. Walker ve Flyer da saklı şehrin yeni lideri olduğu için Palomta'yı arıyor.
edit: Zainin ve Slithliam Shinénaya'ya aşık, bu yüzden dövüşürken etraflarında onları koruyan siyah bir efsun beliriyor, Kutsal Hanım'ın karanlık yanı tarafından onlara verilmiş bir hediye gibi yani, Elaheh ise kendisi yüzünden sevdiklerinin acı çekmesini istemediği için kaçan tarafı Kutsal Hanım'ın


EFSUN ÖĞRETİSİ ve KADİM SÖYLEV fanı

Efsane serisi '' ZAİNİN & PALOMİTA '' fanı


domo arigatoo gozaimasu NQS ^_^

Palomita Gigle isimli kasabaya artık iyice alışmıştı.O da Floa da burada hiç beklemedikleri şekilde huzuru bulmuşlardı sanki.Halk onların garip ortaya çıkışlarını unutmaya başlamış bunun yerini sıcak selamlamalar almıştı. Palomita’nın aslında bu gezegene ilk adım attığından beri aradığı şey buydu…ne yazık ki büyük acılar sonucu bu noktaya ulaşmıştı.
Yine de kafasını kurcalayan bir şey vardı. Shinénaya onu neden buraya getirip haftalardır varlığını hissettirmiyordu? Neydi amacı?” Kafanı dinle ve kendi seçimini yaşayarak yap” lafları onun için anlamsızdı. Küçükken ne kadar yakın olduğunu hatırladığından beri garip bir şekilde onu özler halde bulmuştu kendini.
Bazense gözünün önüne hiç gitmediği bir yerin görüntüleri geliyordu. Uzun sessizlikleri içinde zamanla o düşvari görüntüleri daha önce de gördüğünü hatırladı. Shinénaya küçükken hayatından çıktıktan sonra o düşü görmeye ve diğer ruhun sesini de acıyla kalbinde ve zihninde duyumsar olmuştu.Her seferinde ise bu ses ona acı veriyordu. Shinénaya’dan sonra bu sesi de kendinin uydurduğu bir düş sanmıştı.Çocukken başına gelenlerden sonra onca psikolog sıkıntısını ve insanların ona garip bir şekilde bakmasını yaşamak istemiyordu.Ama zamanla git gide artmıştı acı biri ona ulaşmaya çalışıyordu sanki.Ve birgün bu acı yüzünden kendini denize atacak hale gelmişti ama kendini denizin yanından geçen dik falezlerin yanındaki kaldırımda baygın bulmuştu.Yavaş yavaş doğrulurken nasıl olup da akşam olana kadar orada öylece baygın kaldığını ve kimsenin ona yardım etmediğini anlayamamıştı.Sadece geride bir düş kalmıştı zihninde.Onu yok etmek isteyenler vardı.O ise yeni bir hayat istiyordu ama başaramamıştı.Gittiği başka bir diyarda onu yine bulmuşlardı.
Bu anı daha önce de düşünmüştü…şimdi daha net hatırlıyordu.Farklı bir boyuttaydı.Kutsal Hanımın iyi ruhu onun bedenine girmişti ve Palomita’nın yalnız halini derinliklere yollamıştı ne de olsa Palomita o hayattan bıkmıştı ve böylece o bedene kutsal hanım sahip olmuştu.Palomita durakladı.Sanki gözünün önünde o zamanların görüntüleri belirmişti gözlerini kocaman açmış şokta olanları izliyor gibiydi. “Kutsal Hanım…beni…yok edecekti…benim bedenimde başka bir boyutta yeni bir hayat kuracaktı…” ama hatırlıyordu.İşler tahmin ettiği gibi gitmemişti.Ne konsül peşini bırakmıştı ne de Slithliam ne de o boyuttaki kötülükler…Üstelik Palomita ölmek üzere lanetlenmişti.O boyutta aldığı yardım ile ucuz atlatmıştı.Her şey ters gidince Kutsa lHanım Palomita’yı yine onu aldığı noktaya bırakmış ve saklanmak üzere yok olmuştu.Ancak geçirdikleri süre ikisinde de bir iz bırakmıştı.Palomita ve Kutsal Hanımın iyi ruhu aynı bedende bir bağ kurmuşlardı…güçlü ve başka kimse ile arasında oluşmamış bir bağ…
İlk andan beri kafasını kurcalayan sorunun yanıtını o kayıp zamanı hatırlamasıyla almıştı genç kız.”Neden ben? Neden ona en yaklaşabilecek Pusula benim?” sorusu artık cevaplanmıştı.Çünkü ruhları bu olayla bir bağ oluşturmuş dolayısıyla Palomita pusula halini almıştı. Yani tüm hayatını maf eden Kutsal Hanımın ta kendisiydi.
Palomita sinirle bir taşa tekme attı : -LANET OLASI BİR DE BENİ TAKİP ETMEYİN DİYE YALVARIYOR! BENİ BU HALE O GETİRDİ ONU TAKİP EDECEK BİR PUSULA HALİNE O GETİRDİ ! SHİNÉNAYA HAKLI! EN AZINDAN HER ZAMAN DÜRÜSTTÜ! DİĞERİ İSE NASIL HERKESİN HAYATINI KAÇARKEN MAF ETTİYSE BENİMKİNİ DE MAF ETTİ! YOK OLMAYI BİLE BECEREMİYOR!
-Lütfen…lütfen beni taşlamayın!
Palomita sinirinden sıyrılıp kendine gelmişti.Attığı taşın beyaz dağınık saçlı ortalıkta bağıran kadına geldiğini sandı ilk başta.Korkuyla etrafına bakındı.Bir süre sonra ise kadının sürelik konu değiştirerek bağırmaya deva ettiğini gördü:
-BEN YAPMADIM DİYORUM SİZE! EVİMİ BEN YAKMADIM! TAŞLAMAYIN BENİ! Çocuklarım…onlar…onlar…EVDE! ÇOCUKLARIM EVDEEEEE!!! ONLARI KURTARIN!! ÇIKARIN ONLARI ! BIRAKIN BENİ! , sonra kadın yere çöktü ve boş boş etraftaki insanlara baktı, Yoklar mı? Cesetleri…yok mu? Kül mü oldular? Yoksa kaçtılar mı? Çocuklarım yok mu? Yaxiiiiizzzz…YAXIIIIZZZ KARDEŞLERİN NERDE YAXIIIIZZZ!!! NERDESİİİİN YAXIIIZZZ!!!???
-Zavallı kadın…diye mırıldandı Palomita’nın hiçbir şey anlamadığını fark eden dedikoduya meğilli orta yaşlı bir kadın, Aklı hep gidip gelirdi zaten.Bir kuşun, kaplanın, atın, ejderhanın, dev bir kaplumbağanın daha başka efsunlu canlıların ona uğradığını söyler dururdu… Bazen durduk yere onlarla konuşurdu…Çocuklarını öylece evde bırakmış düşünebiliyor musun? Ne anne ama…üstelik en büyükleri olan Yaxiz’i gönderdikten sonra yapmış bunu…üstelik kapıyı üstlerine kitlemiş…ve ne oldu bil…gecenin bir vakti evde yalnız kalan çocuklar şamdanı devirip yangın çıkmasına sebap oldular.Ahşap bina o kadar çabuk yandu ki…çökünütünün görültüsünden çocukların çığlıkları bile duyulmadı…aslında tüm kasaba ondan nefret eder…o gece çocuklarının yanmasına sebep olan bu kadını fena taşlamış bir gurup…her şeyini de kaybedince aklı tamamen uçtu kadının…
“Ben bunu anlatmasını istemiş miydim?” diye mırıldandı kendi derdini düşünen Palomita ama kadın konuşmayı kesmek bilmiyordu: - Sonra ne mi oldu? Ona çocuklarını görememezsin çünkü kül olmuşlar dedik…ama o inanmadı…o kadar kısa sürede hiçbir ses duymadan ölemeyeceklerini savunanlar da oldu. Kadın böylece o geceye hapis bu halde kasabada dolaşır oldu. Yakınlarda bir yer olmadığı için de sevmesek de bakıyoruz ona işte…
-Bana daha çok malzeme ediyormuşsunuz gibi geldi, diye tersledi kadını Palomta.
-Şuna bak hele! Hem soruyor hem de tersliyor…O zaman ne diye merakla süzüyordun kadını? Zaten kendi kendine de konuşup duruyordun! Kasabaya yeni bir deli mi aldık ne?
Şişman kadın paytak yürüşüyle hızla orayı terk etti.Palomita ona efsunla minik bir ders vermeyi düşündü ama sonra vazgeçti.Bu kasabada efsundan uzak olmak istiyordu. “Sormuşmuşum…ne kadın ama…” derken birden garip tanıdık bir duyguya kapıldı.Aynı anda az önceki kadını ciyaklayarak yapışan ağzını açmaya çalışır bir o yana bir bu yana koşuşurken gördü.Kasaba insanları ise bu doğal bir şeymiş gibi gülüyorlardı.Daha bir meraklanan Palomita bu sefer gerçekten birilerine sormaya karar verdi ve yaşlıca bir adama gitti:
-Afedersiniz efendim…
-Buyur kızım?
-Neden kadına yardım etmiyorsunuz? Ve neden herkes gülüyor? Bu olan şey garip değil mi?
-Hahahahah!, diye bir gülmesi katlanmıştı yaşlı adamın, sen yeni olduğun için bilmiyorsun tabii. Bak anlatayım! O kadın kasabamızın en laf taşıyan dedikoducu kadınıdır.
Palomita gözlerini devirip kadının çaresizliğine baktı: -Fark ettim…
-Ve bu kasabanın adalet terazisi her suça uygun ceza verecek bir güce haizdir.
-Adalet terazisi mi?
-Sana Cwaslara’yı anlatıyordu değil mi?, dedi deli kadını işaret edip, tüm o kötü şeyleri anlattı, değil mi?
-Evet…gerçekten bir gurup onu taşladı mı?
-Doğru…terazi o gün ortaya çıktı.En büyük günah ile yani bir annenin bile bile çocuklarını ölüme terk etmesi ile.Düşünsene büyük evladını gönderiyor, kapıyı kitliyor, gece vakti ve yanan şamdanlar…onun çocuklarının oyuna nekadar meraklı olduğu biz bilirken onun bilmemesi imkansız. Büyük ihtimal o efsunlu dediği hayvanlar zihninde yine bir şeyler fısıldadı ona…neticede masum iki can yitip gitti. Belki teraziya onlar can vermiştir diye düşünürüz biz. İlk ceza onun aklını tamamen kaybetmesiydi…ikincisi kasabanın etrafının çölleşmesi…üçüncüsü de ertesin gün onu taşlayanların devasız bir hastalıktan ölmesi…O günden bu yana ne zaman bir günah işlense cezasını terazi verir.
-Peki nerede bu terazi? Efsununu merak ettim…
-Sakın!, dedi adam ciddileşerek, o efsunlu değil…o kutsaldır…efsunu burada yasaklayan terazinin gücüdür.
-Pe-peki, dedi Palomita ürkerek…, nerede o?
-Orda…boynunda…onda olduğu için onu kasabadan atamıyoruz zaten.Teraziya olan saygımızdan…
Palomita deli kadına daha bir dikkatli baktı.Boynunda terazi biçiminde bir madalyon vardı gerçekten de ve iki ucunda da terazini kollarının bir o yana bir öte yana harakat etmrsini sağlayan iki garip göz yuvarı.İğrenerek tüm olanları düşündü genç kız.”O kadar da normal bir yerde değilim demek ki” diye geçirdi aklından.Sonra bir an durakladı “Acaba…acaba Shinénaya beni bunun için mi buraya gönderdi?” diye düşündü.İşte o anda merakı doruk noktasına ulaşmıştı.Ve yürümeye başladı.Yaşlı adam ona seslendi:
-Nereye evlat?
-Onunla konuşmaya!
****
-Daha ne kadar bu yöne gideceğiz?, diye mızmızlandı Flyer, hiçbir şey olduğu da yok.
Dlathia’nın da sinirleri oldukça gergindi.Bir yön tespit etmiş günlerdir gidiyorlardı ama ormanları, birkaç küçük kasabayı geçseler de dikkat çekici hiçbir şey karşılarına çıkmamıştı.
-Dlathia…
-Kapa çeneni!, diye tersledi kısa savaşçıyı hırçınlıkla.
Herkes buna şaşırmıştı.Dlathia efsunu devam ettirdikçe hırçınlaşıyordu.Saçlarındaki gümüş tutamar artıyor gözleri kızıllaşıyordu.Bu değişimi ilk fark eden Korag olmuştu.Gizlice zeplinvari aracın ardında toplandılar.
Korag: -Size söylemiştim…
Walker ise düşünceli bir şekilde bakışlarını yere eğdi:-Yani bu kadın kardeşi kadar güçlü…ama şimdiye kadar bu gücü hiç böylesine ortaya koymamıştı…şimdi ise tamamen kardeşi gibi oluyor.Güçlü ve asi…
-Ustanın dediklerini hatırlıyorum, dedi Rat., Onunla çalışırken hep zihinin gerisinden bir şeyin onun efsununun belli bir seviyeyi aşmasını enellediğini söylerdi.”Belki de böyle olmalı kızım.Sen kardeşinin aksi yolu takip etmelisin.” Derdi.
-Ne oldu da o engel kalktı madem?, dedi Flyer.Ve hepsi aynı anda cevabı verdiler “Daisy!”
-Onu kendi içine çekemedi Daisiy’nin tılsımı .Dlathia onu kendi içine çekti.Dolaısıyla daisy ile özdeşleşmiş güç onda bir şeyleri değiştirdi.Özellikle Daisy’nin de önceden gümüş efsuncu olduğun, güçlü olmak istediğini ve Zainine aşık olduğunu düşünürsek…
-Yani başımıza ikinci bir Zainin mi aldık biz?, diyerek mızmızlandı Flyer.
-Yapacak bir şey yok ona dikkat etmeli ve yolumuza devam etmeliyiz.
-Olmaz Walker…bu güç onun için…,derken sustu Korag.
-Fazla mı?i diyecektin? , dedi arkadan sinsice beliren Dlathia.
Bütün gurup irkilerek saçları tamamen gümüş ve gözleri kızıllaşmış Dlathia’ya bakıyordu.Dlathia hepsini tek tek süzdü ve umursamazca omuzlarını silkti:
-Sizi aptallar…sessizliğimi bozmamı büyük olay haline getirdiniz…Zainin kadar güçlü olduğuma sevineceğinize korkuyorsunuz. Yanınızda güçlü bir efsun ustası var bunun nesi kötü?
-Ben eski Dlathia’yı istiyorum…,dedi Korag.
-Biz eski Korag’ı istiyoruz diye hiç mızmızlandık mı?, diye lafı yapıştırdı gümüş uzun saçlı kadın., siz kocasının yasına hapsolmuş avutacak anaç zavallı bir kadın istiyorsunuz.Arkadaşlarım olarak böyle dimdik olmamı istemeniz gerekmez mi?
Kimse bir cevap verememişti.Görünüşte söylediği her şey çok mantıklıydı, biraz sinirli oluşu dışında garip bir hareketi yoktu.Belki de haklıydı.Onlar hayalet gibi bir Dlathia’ya fazla alışmışlardı.
-Öyle diyorsan…, dedi Rat, ama şu terslemeleri kessen iyi olur.
-Öyle diyorsan…,diye hafifçe taklit etti ve ardını dönerek parmağı ile ileriyi işaret etti, ziyaretçilerimiz var.
- Raylı sistem adına…bu…bu…
Kuzeninin tamamlayamadığı sözü Walker tamamladı:-…Konsül Savaşçısı…ve adamları…
****
Ormanın merkezine gelmişlerdi.Ormanın kalbi adı uygun görülmüştü elf ırkı tarafından.Bu isim buraya uyuyordu ve gerçek anlamda merkezdi.Şehir ormanın ortasında, orman ise şehrin altındaydı…Derinlerde toprağın altında bir başka alan vardı. Halkın bir çoğu aslında buranın manevi anlam taşıyan hayali bir yer olduğunu düşünüyordu.Çok az kişi var olduğunu biliyordu ve daha da az kişi buraya gelmeye yetkiliydi. Ormanın layık gördüğü kişilerdi bunlar…bazen orayı yönetenlere bile izin vermezdi orman ama Raini belki de en geniş yetkiler bahşedilmiş kişiydi. Nerede, ne zaman, nasıl isterse ormanın kalbine ulaşabiliyordu.Orman o kadar büyük saygı duyuyordu ona. Koca gezegendeki minik gizli ormanın kalbi…elflerin ırklarının özelliklerini kaybetmeden hayatlarına deva medebildikleri nadir yerlerden biri…ve saygı duyulan lider Raini…rüzgar burayı ve bu ismi çoktan diğer diyarlardaki flea ve flearkalara fısıldamaya başlamıştı.
Şimdi o lider adı fısıldanan başka birini ormanın kalbine götürüyordu. Eskiden gümüş efsun ustası olarak efsaneleşmeye doğru giden ama şimdi karanlığın gümüş efsuncusu halini alan birini…Asiliği siniri bozarken, karanlığı onu gizemli yaparken artık ürküten birini…garip bir şekilde ondan tek korkmayan kişi bu kırılgan görünüşlü elf kızdı.Zainin bunu ortak geçmişlerine ve ikisinin de aynı kişiya olan yakınlık ve bağlılıklıkları yüzünden olduğunu düşünüyordu. Bu onun için sinir bozucuydu çünkü ona adalet dağıtan bakışların yönelmesi şu an gerekli olmayan tek şeydi. Onun hayatında hiçbir zaman adalaet ondan yana olmamıştı. Artık hak ettiği adaleti önceden ondan aldıklarıyla beraber kendi elinde tutmak istiyordu ve bunun için de ilk önce her şeyi onun için yaptığı sevdiği kadını bulmakla başlayacaktı. Elaheh…onu tanıdığı hali bulunmak istemiyordu…esir hayata kendini mahkum etmiş ve sevdiklerine de bencilliği ile hep acı vermişti Zainin’e göre…Bu yüzden onun tam aksini isteyen, yaşamak isteyen ruhu olan Shiénaya’ya bağlanmıştı aldığı kesin karar ile. Bu kararı aldığı andan itibaren değişmeye başlamıştı. Gücü artıyordu ama karanlık efsun ona güç verirken gerçek gücünü de bir yandan emiyordu bunun farkındaydı ama o ne olursa olsun kararından vazgeçmeyecekti. Gerçek bir efsun ustası heleki asil kandan olanlar Kutsal yöneticinin yanında olmalıydı…kanı ona bunu söyler ve başkalarına karşı taş kesilmiş kalbi de bunu desteklerken Zainin ona ulaşmalıydı. Bunun içinde ilk ulaşması gereken kişi Palomita’ydı. “Zavallı kız” diye düşünürdü eski den zaman zaman ama o kız az kalsın onu yolundan çevirecekti. Başta gelmesini istemedi sonra kabullendi ve mesafe koymaya çalıştı; bir süre sonra bir bakmıştı ki kız onun için anlam taşımaya başlamıştı.Bir gün Liam adında biri ondan uzaklaştırdığında özellikle fark etmişti bunu. Altın efsunlu kana sahip ve efsundan kaçen biri üstelik de Sthliam’ın kardeşiydi Liam. Ama kabul etmeliydi ki belki de içlerinde Palomita’ya karşı tek dürüst kişi oydu. Bu yüzden sevmiş olmalıydı Palomita onu.Sonra durakladı “Bana ne onun kimi sevdiğinden?” diye düşünüp başını iki yana salladı.
Raini çarpık bir gülümseme ile : -Ne o ? Yoksa şimdiden arada mı kalmaya başladın?, dedi.
“Kapa çeneni” demek üzere ağzını açtı ama bunun kendisine zarar olarak döneceğini düşünüp vazgeçti: -Yanılıyorsun, dedi sesin hakim olmaya çalışarak, ben bir karar verdim mi kimse beni yolumdan döndüremez.
-Göreceğiz, dedi badem gözlü genç kız.
Yer altında ağaçların muhteşem ışığını her yere yayan kristallerle dolu bir yer altı ormanına gelmişlerdi.Tam ortada ise mavi-beyaz ışığın etrafında usulca süzüldüğü bir göl vardı. Küçük parışdayan ışık taneleri uçuşuyordu etrafta.İnsanoğlunun perimasalı diyarı diye tabi ettikleri güzellikte bir yerdi ama hafif bir ürkütücülüğü de barındırıyordu.
-Ve kalbin özü…, diyerek gölü gösterdi yavaş yavaş orya yönelirken Raini.
-Yani sana…
-Evet bana gerekli şeyleri o anlatacak.Şimdi sessiz ol.Haddimi aşmış sayarsa beni kendisinin bir parçası haline getirir.Gerçi bu bile büyük bir onurdur.Etraftaki bu ağaçlar neden bu kadar özel sanıyorsun.Hadlerini aşanlara verdi son yüceliktir bu.burayı gözetme yüceliği.
-Yani…bu ağaçlar…elf mi?
-Elfler ve karaelfler…buraya gelip ileri gidenler…
-Seni anlamıyorum .Aklındaki adalet için mi bu riski göze alıyorsun? Ya o adalet gerçekleşmezse.
-Bu uğurda diğer yüce koruyuculara katılmış olurum sadece., dedi gözlerini kapayım ilk adımını suya attı.Ve bir adım daha bir daha…Bir süre sonra elf kız gölün ortasında suyun üstündeydi.Yavaş yavaş sular hareketlenmeye başlamıştı bile., Hidflea wo moe phuter…
Belki de ilk kez korkulan şey olmamıştı…suların Raini yutma riski bir yana ağaçların yaydığı tüm ışık saygı ile ona yönelmişti ve tüm ışık tanleri onun etrafında dönmeye başlamıştı.Su usulca yükseldi ve Raini’nin etrafını sardı. “Hoş geldiniz majesteleri…” diyerek uzandı onun zihnine binlerce sesten oluşan fısıltı. “Arzunuz neyi görmektir majesteleri?” Raini bile böylesine büyük bir saygı beklemiyordu. Karanlık günler yaşandığı için ve o da bu karanlığa karşı koyduğu için saygı gördüğünü düşünüyordu ama bu çok fazlaydı.
-Müsadenizle ey Kalbin Özü…Bana göstermenizi istediğim…
Raini sözlerini tamamlayamadan sular aniden eski haline döndü, sihirli ışıklar onun üstünden çekildi.Raini gözleri açtığında yarım metre ötesinde onun üstüne dikilmiş bir çift mavi göz vardı.Raini’nin sadece mırıldanmaya şansı oldu “Konsül…Perisi…”

Sessizlik var olmamak değildir...Sessizliğim asaletimdendir... Buradayım...
Spoiler:


Son iki bölümde harikaydı Gözde, süper gidiyor her şey
*** Elflerin ve Kara Elflerin ormanı MAGNUSFE'de mi yoksa onlarda başka bir gezegende yeni hayat kurdular
*** Dlathia neden kendini DAİSY'nin efsunu ile bütünleştirdi, yani kendi gücü yetmiyor diyemi yoksa başka bir amaç içinmi
*** Zainin'in giderek karanlığın gücü etkisine daha fazla girmesine üzüldüm, ama çok güçlü bir efsuncuydu bu yoldan çıkmanın bir şaklini bilmiyormu
*** Flyer ve Walker gerçekten eğlenceliler, umarım onlarda ölmez
*** Ormanın kalbinde hükmediyorsa Raini, Konsül Perisi nasıl oluyorda onun ormanına hükmedebiliyor


*** Elflerin ve Kara Elflerin ormanı MAGNUSFE'de mi yoksa onlarda başka bir gezegende yeni hayat kurdular

*** Dlathia neden kendini DAİSY'nin efsunu ile bütünleştirdi, yani kendi gücü yetmiyor diyemi yoksa başka bir amaç içinmi

*** Zainin'in giderek karanlığın gücü etkisine daha fazla girmesine üzüldüm, ama çok güçlü bir efsuncuydu bu yoldan çıkmanın bir şaklini bilmiyormu

*** Flyer ve Walker gerçekten eğlenceliler, umarım onlarda ölmez

*** Ormanın kalbinde hükmediyorsa Raini, Konsül Perisi nasıl oluyorda onun ormanına hükmedebiliyor




konsül periside kim !
bu arada kutsal hanımın iyi tarafı meğer kötüymüş bencil olmakla kalmayıp birde palomitayı öldürmek istemiş !
Dlathia nın artık sinsi ve kibirli birine dönüşmesi hiç hoş değil bencede eski hali daha iyiydi.Ne kadar ruh gibi olsada içinde güçlü bir kadını barındırıyordu ne de olsa.
Zaininin yoldan çıkmıs bir efsuncu daha doğrusu karanlık efsunu seçmesi kötü oldu eğer palomitayı bulup onunla DÜRÜSTÇE ! konusrsa cidden çok iyi olur Shineniya nın elaheh ten daha kötü olmasına bile şaşırdım doğrusu
Rainiye karşı olan saygıda bayaaa bi büyükmüş hani*
Bu arada o deli kadının yaxız in annesi olduuğunu fark etmedi galiba palomita o.O
herneyse sun-chan süper ve baya uzun bi bölümdü yeni böllümü bekliyorum çok güzeldi
bu arada kutsal hanımın iyi tarafı meğer kötüymüş bencil olmakla kalmayıp birde palomitayı öldürmek istemiş !
Dlathia nın artık sinsi ve kibirli birine dönüşmesi hiç hoş değil bencede eski hali daha iyiydi.Ne kadar ruh gibi olsada içinde güçlü bir kadını barındırıyordu ne de olsa.
Zaininin yoldan çıkmıs bir efsuncu daha doğrusu karanlık efsunu seçmesi kötü oldu eğer palomitayı bulup onunla DÜRÜSTÇE ! konusrsa cidden çok iyi olur Shineniya nın elaheh ten daha kötü olmasına bile şaşırdım doğrusu
Rainiye karşı olan saygıda bayaaa bi büyükmüş hani*

Bu arada o deli kadının yaxız in annesi olduuğunu fark etmedi galiba palomita o.O
herneyse sun-chan süper ve baya uzun bi bölümdü yeni böllümü bekliyorum çok güzeldi


@minako-chan:Konsül perisi...hani 5 tane konsül üyesi var ya... konsül bilgesi, konsül perisi, yitik ruh, konsül savaşçısı ve kızıl yıldız...Hatta Palomitanın yüzüğü kararmıştı ve periyi öldürmeye kalkmıştı...
@saffiru: Aynı gezegendeler...hani vardı ya başta gittikleri gizli bir orman oradalar.
-hem gücünü artırmak için hem de Palomita ve zanin Daisy ve Dlathia nın ortak noktası böylece onları hissedebilirler diye.
-yoldan çıkmanı şeklini bilse bile (ki belli değil o) istemiyor zaten.
-Raini ormanın kalbine hükmediyor ama ormanın kalbi koca gezegenin bir parçası sadece...elflerin gücünü barındıran bir güç.
@saffiru: Aynı gezegendeler...hani vardı ya başta gittikleri gizli bir orman oradalar.
-hem gücünü artırmak için hem de Palomita ve zanin Daisy ve Dlathia nın ortak noktası böylece onları hissedebilirler diye.
-yoldan çıkmanı şeklini bilse bile (ki belli değil o) istemiyor zaten.
-Raini ormanın kalbine hükmediyor ama ormanın kalbi koca gezegenin bir parçası sadece...elflerin gücünü barındıran bir güç.

Sessizlik var olmamak değildir...Sessizliğim asaletimdendir... Buradayım...
Spoiler:

52. sayfa (Toplam 64 sayfa) [ 955 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |