KADİM SÖYLEV Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4, 5, 6 ... 18, 19, 20, Sonraki |
Yazar
Mesaj
ahah
nerden geldi o garip güç yaa,onun yüzünden silvia'yı kötü belliycek bizimki
bu garip gücün mistiklerlen filan alakası var mı
aile tablosu gayet iyi ama bence yine de bi hinlik var
birisi bizim kızın ailesini çalmış
zainin, Allah'ın cezası nerdesin
sun-chan gelsin artık yaa, yakın uzak ne ara görcez şu adamı
edit:sesim kısıldı bağıramıyom
, ama duy sen sesimi sun-chan
ye-ni bö-lüm şak şak şak ye-ni bö-lüm şak şak şak


nerden geldi o garip güç yaa,onun yüzünden silvia'yı kötü belliycek bizimki

bu garip gücün mistiklerlen filan alakası var mı


aile tablosu gayet iyi ama bence yine de bi hinlik var


zainin, Allah'ın cezası nerdesin


edit:sesim kısıldı bağıramıyom


ye-ni bö-lüm şak şak şak ye-ni bö-lüm şak şak şak


EFSUN ÖĞRETİSİ ve KADİM SÖYLEV fanı

Efsane serisi '' ZAİNİN & PALOMİTA '' fanı


domo arigatoo gozaimasu NQS ^_^

Yaaa ama şimdi oldu mu yaa Birisi Polimitanın hakkı olan haytı yaşıyo ve o kişi yüzünden Saena artık eskisi gibi olıycak
ve katılmaktayım Nerde bu Zainin!?
Yine Mükemmel bir bölümdü Gözde Abla devaaaam!!!


Yine Mükemmel bir bölümdü Gözde Abla devaaaam!!!



Teşekkürler küçük-melek


Teşekkürler princess mercury

Haruka'yı seviyorum!Seviyorum seviyorum!Se-vi-yo-rum!!!





ay ailesini öyle görünce büsbütün yıkıldı zavallıcık yaaa şimdi nolcak.
(ahanda tahmin etcem şimdi.bizim silvia ağlarken tam karşısına zainin çıkcak ondan sonracıma silvia önce zainin den hesap soruvercek ve bi güzel fırça atçek söyliyim size)
edit: tahmin kafadan sallamaydi sölem size belki doğru çıkar belki yanlış fazla kafanıza takmayın.
(ahanda tahmin etcem şimdi.bizim silvia ağlarken tam karşısına zainin çıkcak ondan sonracıma silvia önce zainin den hesap soruvercek ve bi güzel fırça atçek söyliyim size)
edit: tahmin kafadan sallamaydi sölem size belki doğru çıkar belki yanlış fazla kafanıza takmayın.
VENÜS FORUM SENİ ÇOK SEVİYORUMMMMMM
http://1.bp.blogspot.com/_2s6meg-yAco/SpmsKjALtxI/AAAAAAAAAHY/wfd66C3M654/s320/sailor_saturn_imza1.png
http://1.bp.blogspot.com/_2s6meg-yAco/SpmsKjALtxI/AAAAAAAAAHY/wfd66C3M654/s320/sailor_saturn_imza1.png

Sağolun arkadaşlar ^^ Evet Saena ailesini geride bırakmış gibi görünüyor. Tabi kimbilir içinde neler yaşoyor? Ya da öyle değil mi? Zainin nerde? ve diğerleri? Yeni bölüm yarın sizlerle ^^ ama yorumlarınızı da eksik etmeyin. Her türlü teoriye ve eleştiriye açığım^^ zamanla işler daha da hareklenecek meraklanmayın^^ ya da...meraklanın XD

Sessizlik var olmamak değildir...Sessizliğim asaletimdendir... Buradayım...
Spoiler:

hadi sun-chanım yaa bekleyemeceğim şimdiiiiii




VENÜS FORUM SENİ ÇOK SEVİYORUMMMMMM
http://1.bp.blogspot.com/_2s6meg-yAco/SpmsKjALtxI/AAAAAAAAAHY/wfd66C3M654/s320/sailor_saturn_imza1.png
http://1.bp.blogspot.com/_2s6meg-yAco/SpmsKjALtxI/AAAAAAAAAHY/wfd66C3M654/s320/sailor_saturn_imza1.png


Gözlerini kısmış yukarılardan aşağıdaki karmaşayı süzüyordu. Herkes bir yana koşturuyor, hazırlıklar için kendilerine verilen görevi en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyorlardı.O da her şeyin mükemmel olmasını istiyordu.Ne de olsa önemli bir gece olacaktı. Her şey olmasa da önemli birçok şey açıklığa kavuşacaktı. Böylece yeniden doğanın varlığı ile ilgili dedikodular kesilecek ve hatta artık onun yükselişe geçtiği dört bir yana bu vasıta ile duyurulmuş olacaktı.Üstelik buradaki konumuna yeni getirilmişti ve kimse onu tanımıyordu.Dolayısıyla kendini kanıtlaması gerekiyordu.
“Lordum…bi-bir sorunumuz var.” Derken yüzü yaralı kaslı adam neredeyse yerle bir olmak istercesine eğilmişti.
O ise tek kelime etmeden adamın yanından geçti ve sorunun kaynağına doğru ilerlemeye başladı.
Saçlarını tepeden sımsıkı örgü yapmış siyah-mavi saçlı kadın efsunlu kırbacını indirmek üzere şaklatmıştı ki bileğinden onu kavrayan adamın hareketiyle hamlesi yarım kaldı.Hiddetle bunu kimin yaptığını görmek için döndüğünde ise kadının beti benzinin atması bir olmuştu.
“Neler oluyor burada Nogra?” dedi adam kalpleri korku ile dolduran bir ses tonu ile.
“Lordum bu yaşlı adam depolarını kullanamayacağımızı söyleme cüretini kendinde bulmuş. Zavallı torunu da eski püskü bir silah ile sözde onu korumaya gelmiş ve bir de bizi tehdit etmeye kalktı.Ben de değerli zamanımızı harcadıkları için onları cezalandırmak üzereydim.” Derken az önceki kaslı adam gibi yere eğilmek istese de sıkıca kavranan bileği bırakılana kadar acı ile kıvranmak zorunda kalmıştı.
“Bu doğru mu?” derken uzun boylu adam güçlü görünmeye çalışan yaşlı insanoğluna yöneltmişti bakışlarını.
“Sizin varlığınızı kimseye anlatmamakla bile delilik ediyorum! Ama asıl anlatırsam beni deli zannederler ve torunum ile beni ayırırlar.Bu kadarı bile bana yük iken şimdi de depolarımı o pis işleriniz için izinsiz bir şekilde kullanmaya kalkıyorsunuz!”
“Yeryüzü ‘yeniden doğan’ın malıdır insanoğlu.Bir yeri kullanmak için kimseden hele ki istenmeyen ırklardan birinden izin alınması gerekmez.”
“Biz sizden farklıyız diye bizi istenmeyen ilan edemezsiniz! Kimsiniz ki bize böyle davranıyorsunuz?” yaşlı insanoğlunun torunu kocaman kahverengi gözlerindeki korkuyu bastırmaya çalışırken öte yandan basit bir tüfeği onlara doğrultarak yaşlı adamın önüne geçmişti.”Nasıl bir geçmişiniz oldu ki bize gözünüzü kırpmadan bunları yapabiliyorsunuz? Nasıl bir yaradılışınız var ki bize kendi yurdumuzda köle muamelesi ediyorsunuz?”
Bileğini kavradığı kadını bırakıp ileri bir adım attı “Fedakar…” kızıl eldivenli elini öne uzattı “…masum…” parmağını bile oynatma gereğini duymadan kızın elindeki silahı gümüş bir alevle aniden eritirken kızın çığlık atmamak için dudağını ısırmasını seyretti “… cesur…” ve genç kızın ısırdığı dudağından akan kanı usulca silerken yarasını tedavi etti.Kız neden dercesine adamın gözlerine gözlerini kilitlemişti “ve çok meraklı…” dedi adam.
Saniyenin onda biri kadar bir süre bu an olup bitse de sanki ikisi için zaman durmuş gibiydi. “Onun gibisin…” diye fısıldar fısıldamaz ardında acı ile bileğini tutan kadına hiddetle döndü “Onların bu gafletini beyinsiz hareketinle mi telafi edeceğini düşündün?”
“Lo-lordum ben…” dedi kadın geriye birkaç adım atarak.
“İnsanoğlunun sıra dışı noktalarını size anlatmak boş.Çünkü milyon defa söylesem bile bunu alacak kuş kadar beyniniz yok.”
“Lordum ama onlar değersiz…ve zamanımızı…”
“Zamanımız? Hayır seni çürük sihirle doldurulmuş et çuvalı! O zaman yeniden doğana ait ve o insanoğluna bir süre daha yaşama hakkı tanıdı.Ne cüretle onun işine karışırsın? Üstelik emin ol onlar senden daha değerli…Bu yüzden…” derken alevler içerisinden kılıcını çekmesi ile kadının kesilen kafasının yere düşerken soluk ışıltılı tozlara dönüşmesi bir oldu.Efsuncu bakışlarını yukarıda yanından geçtiği adama çevirdi.O yanından geçerken taşa dönüşmüş adam onun bakışı ile kadın gibi toza dönüşüp yok oldu.”Bana sorun getiren çürük kanlara ihtiyacım yok.”
“Bize de mi bunu yapacaksın? “ derken çakısı ile efsuncuya saldıran kız genç adamın elince ancak bir kağıt kesiği açabilmişti.
“Bunu yapmamalıydın küçüğüm…Efendim bana zarar gelmesinden hiç hoşlanmaz.” Demesinden hemen sonra etrafını saran karanlık güç kızı yok etmek için kendini gösterirken yaşlı adam torunun önüne geçerek onun yerine kendini karanlığın içinde kaybolmaya teslim etmişti.
Donakalan genç kız yere yığılacakken efsuncu tarafından yakalanmıştı “İyi misin?” dedi soğuk sesi ile adam.
“Nasıl birisin sen?Ya da nesin? Kalbin var mı? Yoo olsa bunları yapamazdın…ama canlısın…Karanlığın adamısın değil mi? Ama o halde neden benim yere düşmemi bile önlemeye çalışıyorsun? Yalan mı yoksa tüm yaptıkların? Hepsi sahte mi?-kız duraksadı ve gözlerinden yaşlar dökülerek-Tüm bunların içinde gözlerinde gördüğüm hüzne sahip adamın ne işi var?”
“Üzgünüm ufaklık ama sana bunları söyleyemem…söylesem de sen anlayamazsın.Anladığın anda ise sen de çoktan bu oyuna dahil olmuş olursun.Bu yüzden hemen gitsen iyi olur.”
“Haklısın efsuncu…ah senin gibi kanı gümüş akanlara gümüş efsuncu deniyordu değil mi?” dedi kız yaşlı gözleri ince kesikten sızan gümüş pırıltıya bakarken “Ama gümüş efsuncu…artık gidecek ne bir evim ne de bir ailem var.Az önce hepsini benden aldın.Bu yüzden sana sorduğum soruların yanıtı dahil her şeyi bulabileceğim bir yere gideceğimi umuyorum.” Diye hıçkırırken adamın kızıl gözünün hemen yakınına yine ince bir çizik açtı ve az önce olduğu gibi bu karanlık gücün onu sarmalayıp yutmasına yetti.
“…sen de onun gibi benim yüzümden her şeyini kaybettin.” Diye mırıldandı ve boş kalan kollarını usulca kavuşturdu.Kimse fark etmeden duruşunu dikleştirip arkasına döndüğün de ise orada eski ama güvenilmez bir dostun onu beklediğini gördü. Siyahi adam ardında beyaz tenli siyah saçlı ürkütücü bir kadın ve sarışın yapılı bir adam ile duruyordu.
“Gvstn…efsun hırsızı…” derken aklı geçmişe gitmişti gümüş efsuncunun.
“Senin buraya gelişinin bile öncesinden beri ben Felaket askerlerinin başındayım eski dostum.” Dedi zenci adam bembeyaz dişlerini gösteren bir gülümseme ile “ve bu ikisi de benim değerli komutanlarımdan Ushaloé ve Yoan.Bu karizmatik adamda-“ alaycı sözü Yoan tarafından kesilmişti.
“Gümüş efsun ustası Zainin….”
“Demek tanışıyorsunuz? “ dedi Gvstn laubali bir şekilde elini Zainin’in omzuna atarak.
“Ben de çöldeki savaşımızdan tanıyorum” dedi duygusuzca Ushaloé “Vera denen kız zamanı yavaşlatmasa o da komutanlığı geri tepen Daisy gibi ölmüş olacaktı.” Zainin ve Yoan aynı anda kadına sert bakış atınca ürkütücü derecede siyah olan at kuyruğu saçını savurtup koluna konan kargasını okşamaya başladı kadın “Ölülere karşı bile zaafınız varken burada ne işiniz var?Sanki bunları bilmiyormuşsunuz gibi davranmanızın alemi yok.Geçmişi bırakıp buradaki işimize yoğunlaşmalıyız.”
“Ölü demişken…”dedi Gvstn küçük bir bıçak ile oynamaya başlarken “Yeniden doğan sana bir mesaj iletmemizi istedi.Dedi ki ‘Seni ondan ayıran ne? Canlıyı ölüden,karanlığı aydınlıktan, yalanı gerçekten ayıran ne? Burada olmayı orada olmaktan ayıran ne?’ sen bu garip mesajın içini anlamışsındır sanırım.”
Sıkıntılı bir şekilde kızıl eldiveninin üzerine işli gümüş sembole baktı ve diğer eli ile de gümüş saçlarının arasından geçirirken etraftaki birkaç efsuncu kadın ona bakmadan edemedi.Zainin ise az önce ona özel birini hatırlatan kızın dediklerini bir şekilde yeniden doğanın fark ettiğini anlamış ve onun bu her şeyi bilen halinin tedirginliğine kaptırmıştı. “Anladım merak etme…”
“İyi o halde toplantıda görüşürüz.Ben felaket askeri komutanı olarak beşinci safta olacağım. –arkasını dönüp giderken durakladı- bu arada senin görevin ne eski do- Hey nereye gitti bu lanet olası herif?” dedi sinirle Gvstn.
Zainin ise izlenmenin tedirginliğinin yanında mesaj olarak gelen sorunun cevabını düşünerek kalabalığın arasına karışmıştı.
***
Sıkıntılıydı.Burada olmaktan hoşlanmıyordu.Aslında bunun sebebi burayı sevmemesi değil daha çok buranın başına gelenlerin sorumluluğunun bir kısmını içinde taşımasıydı.O genç kızı almaya gelmeden önce hiç gelmemişti buraya “Ne kadar oldu?İki-üç yıl civarı sanırım…” diye düşündü.Gün ağarırken ilk süzülen ışıklar onun altın rengi saçlarından can bulmuştu sanki ve hem ardından buz rengi bakışlarında can vermişti. O ise can vermeye bile hakkı olmadığını düşünüyordu o esnada. Bozulmasından sorumlu olduğu iki gezegende düzeltmesi gereken meseleler vardı.
Gökdelen denen devasa binanın –bu isim ona bir yerden tanıdık gelmişti ama çıkaramamıştı- tepesinden şehri süzmeyi bırakıp asansörle aşağıya inerken işlerine yeni gelen birkaç çalışan onu görmezden gelmeye çalışsa da göz ucuyla bakmadan edemiyorlardı.Binadan çıkana kadar birçok genç bayan ona bakıp kıkırdar olmuştu bile. “Öğretiler adına…” diye sıkıntıyla derin bir nefes verdi “Kadınlar her yerde aynı doğaya sahip. Bahse girerim Andes burada olsa-“ diye mırıldanıyordu ki yanında kızıl yırtık pırtık giysiler içinde bir oğlan sözlerini tamamlamıştı:
-Evet Lordum kesinlikle ‘Hiçbir şeyden çekinmeyen sizi bayanların ilgisinin neden bu kadar kıpkırmızı hale getirdiği anlamadığımı’ belirtirdim…ah sanırım az önce bunu yaptım…
-Andes!, dedi sinirle dönüp zayıf oğlanın kirli yüzünün altından kahverengi munzurca bakan gözlere dikti bakışlarını.
-Ne?, dedi omuzlarını silkerek, Sağ kolunuz olunca biraz fikir beyan etmeye hakkım olduğunu sanıyordum.İstenmeyen ırktan biri olup kölelikten altın efsuncu bir lordun sağ kolluğuna yükseldikten sonra bu kadar farkım olmalı.
-Siz insanoğulları … Cidden karmaşıksınız… Hem bu kadar bencil hem bu kadar dostani nasıl olabiliyorsunuz?
-Bu yüzden insanız, dedi yeni yetme oğlan,Her neyse sizin öğretisel felsefenize girmeden basit bir konuşma yaparsak çok memnun olacağım.Seninle her konuşmamadan sonra bir kutu aspirin almam gerekiyor.
-Bir çocuğu sağ kolum yapmamalıydım diyerek tenha bir sokakta yaptığı efsun ile Andes’in yırtık pırtık kızıl giysileri kırmızı bir t-shirt ve kot bir pantolona dönüşmüştü.
-Bu çocuk modadan senden daha iyi anlıyor ama…diye surat astı, Hem beni sağ kolun yapmaktan başka seçeneğin yoktu.Senin sözde kötülüklerine –eliyle tırnak işareti yapmıştı- katlanabilen, zeki ve atik birine layık daha iyi bir görev bulamazdınız “Lord Slithliam”, son kısmı fısıldayarak söylemişti.
Birkaç dakika sonra ikisi de şehrin kalabalığına karışırlarken Slithliam konuya geri dönmek isteyerek söze başladı:
-Ona ulaşabildin mi?
-Ah tabii, dedi gözlerini devirerek Andes, massengerdan çevrim dışı iletiler ve twitterdan birkaç twit attıktan sonra ateşli bir bayanı bulmak çok kolay oluyor.
-Onun yanında böyle konuşursan seni küle çevireceği kesin.Benim himayemde uslu durmayı öğren ufaklık!
-Hey bu yüzümdeki sivilceler kadar doğal bir durum bu yaşlarda…Efsunlu kitaplardan kafanı kaldırıp biraz kişisel gelişim ya da psikoloji kitabı falan okusana sen…Dünyada insanlar sizin kadar -Fransızca bir aksağan takınmaya çalışarak - muhtemel değil…
-O muhterem olmasın?,dedi Slithliam iyice sinirlenmeye başlayarak, o genç bayan sizin dünyanızdaki sıradan kızlar gibi değil anladın mı? Kadim bir ruhu taşıyor…Sana bunların hepsini anlattım.Bu kadar zeki isen neden bunu anlamakta zorluk çekiyorsun?
-Binadan çıkarken sen söyledin ‘Kadınlar her yerde aynı doğaya sahip’ kadim olup olmaması önemli değil…Her neyse konuyu dağıttınız Lordum ben sizi görevimize geri çeksem iyi olur…
Slithliam sinir küpüne dönmüştü iyice : - SEN … NE…
-Tüm dünyayı araştırdım ama bizim kadim kızdan eser yok.Bundan sonra dünyadan bir kızın peşine düşeceksen cidden cep numarası ya da mailini filan almasın.Bu yaşta bu tecrübesizlik…
-Andes ciddi manada baş belasısın! Biliyorsun ki Saena’yı bulmak gibi önemli bir görevimiz var.Düzeltiyorum!Görevin var-dı!Ama sen burada çocuk halinle çapkınlık oyunları oynadığı için peşinden gelmek zorunda kaldım! Magnusfe’den birilerini buraya göndermek zaten yeterince riskliyken bir de ben gelmek zorunda kaldım. Onu bulmak zorunda olmasam ve sen bu gezenden olduğun için gerekmesen inan seni en ağır askeri işlerde çalıştırıyor olurdum şu an!
-Saena…Adı Palomita’yken onu gördüğümde farklı olduğunu hissetmiştim ama bu kadar özel birine dönüşeceğini düşünmemiştim.Aslına bakarsan onun şu yeni imajını ben de görmek istiyorum. Hem bir altın efsun ustası lordu hem de gümüş efsun ustası bir savaşçıyı kendine bu kadar muhtaç hale getiren birisi nasıl olabilir acaba?
Slithliam onunla dönüp kendini yok olmaktan kurtarışını düşündü“Fedakar… “ sonra bambaşka olduğu , onunla ilk defa yüzyüze geldiği kapalı dükkandaki halini “…masum…” kendisine karşı çıktığı zamanları “… cesur…” ve Slithliam’ın içini görmeye çalıştığı sorgulayıcı bakışlarını “ve çok meraklı…” dedi usulca.
-Vay canına…, dedi Andes hayretle, sizi böyle konuşturabilecek tek kişinin Kutsal Hanım olduğunu düşünürdüm.
Slithliam çocuğun hiç olmadığı kadar ciddi bir şekilde bunu söylediğini bilmese anında yok edebilirdi onu ama biliyordu ki sınırlarını zorlasa da Andes gereken zamanda gereken konuda ciddi olmasını bilirdi.Üstelik şaka ya da gerçek ne derse desin art niyetsiz konuşurdu.Slithliam sırf bu hali için onu sağ kolu yapıp yapmadığını sorgulardı zaman zaman.Gerçi Andes’in sağ kolu olma meselesi de oğlanın bir çeşit espirisi şeklinde aralarında sürüp gitmekte olan bir mevzuydu.
-Yanlış düşüncelere kapılma ufaklık.Sevginin göreceliliğine dikkat etmelisin. Palomita…yani Saena’yı Liam kadar onu sevdiği türden kimsenin sevebileceğini sanmıyorum.Tıpkı Elaheh’i benim kadar kimsenin sevemeyeceğini sanmadığım gibi. Yine de şu açıdan sana hak verebilirim. Saena bu sözleri hak eden az sayıdan tanıdığım kişilerdendir. Düşman olmak zorunda olduğumuz onca olayı yaşarken bile bunun farkındaydım. Onun gibi değerli birisine zarar gelmesini istemem.Bu nedenle ona önce biz ulaşmalıyız.
-Özür dilerim lordum, dedi oğlan, O halde sözlerimi şu şekilde düzeltmek isterim.Sanırım onu bir kardeş gibi oldukça fazla seviyorsunuz.Tabiyki buna saygınızı da eklemek gerek.
-Kardeş ha?,Liam’ı düşündü ve gülümsedi, Sanırım öyle diyebiliriz. Ne de olsa kardeşimin kanını da içinde taşıyor ve ilk karşılaştıkların andan beri kalbini. Kardeşime gösterebileceğim sevgiyi hak edecek birisi.
Andes büyük bir reklam tabelasının önünde durdu.Az önce duyduklarından biraz bozulmuş gibiydi “Onun kadar muhteşem olmasam da benim de bazı hünerlerim var” diyerek koca reklam tabelasına yapıştırılmış devasa posteri gösterdi “Kızı bulamasam da efsunluların önemli bir buluşmasının yerini ve zamanını tespit ettim.”
-Ufaklık kıskançlığın luzumu yok.Ama itiraf etmeliyim ben bu şeyden bir şey çıkaramadım.Nasıl bir ipucu bu?
-Bilmeceler bilmeceler bilmeceler…Bazıları zordur bazıları kolay.Bazıları ise görmesini bilene göre kolay ya da zordur. Bu ise sizin gezegenden biri için bile verilebilecek en düşük seviye ipucuydu sanırım. – oğlan küçük bir efsun ile cebinden çıkardığı kağıda reklamı kopyalamıştı – bakın reklamda diyorki ‘Şirketimiz sizin olduğunuz her noktada gittiniz çizgide son noktada’ anladınız mı?
-Andes gevelemeyi bırak şu lafı…
-Tamaaam tamaaaam siz çocukken biraz bulmaca falan çözmeliydiniz.Bize üç yaşlarında falan noktaları birleştirerek bir şeyler yaptırırlardı.Bir resim ortaya çıkardı noktaları birleştirince.Bakın reklamda şirketi temsil eden noktalar kırmızı.Ve onları birleştirince –yine küçük bir efsunla noktalar birleşmişti- çizgiler birbirine bağlanınca bu ok ortaya çıkıyor ve ucu bize gitmemiz gereken yeri gösteriyor.
-Peka zeka küpü soru bir. Bu şirketin bizim aradığımız örgüt olduğunu nerden anladın? Soru iki o çizgilere farklı şekillerde de birleşebilirdi sen nasıl ok çıkacak şekilde birleştirdin? Ve üç birleştirmen gerektiğini nerden anladın?
-Tersten gidelim mi lordum?, dedi çocuk gülümseyerek, üçüncü soruya cevap nokta ve çizgi kelimelerindeki vurgular noktaların çizgilerle birleştirilmesi gerektiğini söylüyor soru ikinin cevabı bakın her noktaya birinci şubemiz ikinci şubemiz gibi isimlendirmelerde bulunulmuş.Bu da hangi noktaları birleşmemiz gerektiğini gösteriyor bize.Ve ilk sorunuzun cevabı şirketin adı “Sincall Telekominikasyon merkezi”
-Sincall?
-Sin dünyadaki dillerden biri olan İngilizceden günah demektir yine aynı dilde call her ne kadar telefonla arama gibi bir anlama gelse de temeldeki anlamı çağrıdır. Eğer insanoğlu olmasam efsun gücüne kavuşanların sahip olduğu istemsiz tüm dillerde iletişim yetisi nedeniyle büyük ihtimal bu ipucunu fark edemezdim.Bazen bütüncül bilgi detayları kaçırmamıza nende oluyor.
-Sin-call…yani günah çağrısı mı?
-Günah çağrısı…ve tahmin edersiniz ki günah çağrısını ancak bir günahkar yapar.
Lord Slithliam sinirli ve endişeli bir şekilde buz bakışlarını kısarak tıslarcasına söylemişti:-Günahkar…Zainin… Neden yine bu yolu seçtin? Neden?, Slithliam’ın buz mavisi bakışlarındaki mavi tüm gücüyle bir an parladı ve derin bir ses tonu ile usulca konuştu-‘Seni ondan ayıran ne? Canlıyı ölüden,karanlığı aydınlıktan, yalanı gerçekten ayıran ne? Burada olmayı orada olmaktan ayıran ne?’ –Onun bu anlık gücünü hisseden Andes bir iki adım gerilemişti.ancak slithliam hiçbir şey olmamış gibi sözlerine devam etti- niye hala karanlık yoldasın? Niye hala yalancıların yolunda doğruyu arıyorsun? Niye kendi gezegeninde huzur sağlamak yerine burada huzursuzluğun tohumu oluyorsun?

Sessizlik var olmamak değildir...Sessizliğim asaletimdendir... Buradayım...
Spoiler:

çok güzel olmuş devam devam devam





VENÜS FORUM SENİ ÇOK SEVİYORUMMMMMM
http://1.bp.blogspot.com/_2s6meg-yAco/SpmsKjALtxI/AAAAAAAAAHY/wfd66C3M654/s320/sailor_saturn_imza1.png
http://1.bp.blogspot.com/_2s6meg-yAco/SpmsKjALtxI/AAAAAAAAAHY/wfd66C3M654/s320/sailor_saturn_imza1.png





Anaaaaaamm Zainin geldi hatta Silthiam bile geldi
Ah Zaininim beniiim hala Seane ya düşünüyo(Beni düşünmesini tercih ederdim gerçi amaaa.. asdf
)Ama niye kötü yola düştü bu yine?? Hem efendisi kim bunun?? Merak merak merak..
ve Silthiam Seanayla ilgili kardeşlikten öte bişi düşünmesen iyi edersin anladın mııı?! Ama iyi yoldasın sen o yüzden sadece uyarmakla yetiniyorum.Adam ol.
Gözde Abla muhteşem bir bölümdü!! Biz Zainini istedik ama sen Çifte süpriz yaptın
Şimdi Zainin ve Saena karşılaşıcaklar dimi??Hatta zainine o mesajı yollayan Saenaydıı!!
(Ama Silithamda olabilir??
) Neyse yine mükemmel bir bölüm! Devaaaaaam







Gözde Abla muhteşem bir bölümdü!! Biz Zainini istedik ama sen Çifte süpriz yaptın





Spoiler:

Teşekkürler küçük-melek


Teşekkürler princess mercury

Haruka'yı seviyorum!Seviyorum seviyorum!Se-vi-yo-rum!!!





anamm
Zainin döndüüü
karimana kurban olurum senin
ama o adam niye ha bire karanlık yolda yaa
lord kızlardan çekiniyo muymuş
kızarıyo muymuş
andes'e bayıldım
gözdelerim arasında kendisi
bu arada hakkaten o kadar karışık bilmeceleri bilen lordun
bu kadar basit bilmeceleri çözemiycek kadar aciz kalması gerçekten yazık
zainin'e o mesajı kim yolladı?
slithliam o mesajı nerden biliyo?
ve silvia'ya onları söyleten kimdi?
hepsi aynı kişi olabilir mi?
başlarındaki kişi kim?
gvstn de mi bunun içinde
ya diğerleri?
yoan o dev olan değil dimi
unutmuşum
kimdi o
aa, lahit sualini çözdüm galiba
okkalı bi tahminde bulunayım şimdi
palomita-saena ''yeniden doğan'' dedikleri oluyo,
bu mantıktan lahit de önemli insanların mezara taşı olduğuna göre,
burdaki lahit bizim kızınki oluyo
laiht suali de ordan geliyo
doğru mu,yaklaşabildim mi bari?
YE-Nİ BÖ-LÜM ŞAK ŞAK ŞAK YE-Nİ BÖ-LÜM ŞAK ŞAK ŞAK
EDİT:kusura bakma gözde abla, geç okudum,ama eve geç geldiğim için








karimana kurban olurum senin



ama o adam niye ha bire karanlık yolda yaa

lord kızlardan çekiniyo muymuş


andes'e bayıldım


bu arada hakkaten o kadar karışık bilmeceleri bilen lordun
bu kadar basit bilmeceleri çözemiycek kadar aciz kalması gerçekten yazık


zainin'e o mesajı kim yolladı?
slithliam o mesajı nerden biliyo?
ve silvia'ya onları söyleten kimdi?

hepsi aynı kişi olabilir mi?

başlarındaki kişi kim?

gvstn de mi bunun içinde

yoan o dev olan değil dimi




aa, lahit sualini çözdüm galiba


palomita-saena ''yeniden doğan'' dedikleri oluyo,
bu mantıktan lahit de önemli insanların mezara taşı olduğuna göre,
burdaki lahit bizim kızınki oluyo



doğru mu,yaklaşabildim mi bari?







EDİT:kusura bakma gözde abla, geç okudum,ama eve geç geldiğim için



EFSUN ÖĞRETİSİ ve KADİM SÖYLEV fanı

Efsane serisi '' ZAİNİN & PALOMİTA '' fanı


domo arigatoo gozaimasu NQS ^_^


5. sayfa (Toplam 20 sayfa) [ 296 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |