Dur yaa gece yıldızıcım bu hikaye yeni yazılmış bir hikaye değil ki daha önceden yazmıştım ve afferin gece yıldızı sürprizleri bozuyorsun. Mümkünse kimin girip kimin girmeyeceğini kimse kimseye söylemesin canlarım benim.

NOT: İleriki bölümleri de lütfen bekleyin.

paparayı yedik spoiler vermeyelim xDD hadi ama tangel merak ettim =)

kem küm şey üzerime gelmeyin özür dilerimT-T
çenemi tutmalıydım ne bilim bir an hayal kırıklığına uğradım sandım T-T
hem bi tek spoiler veren benmiyim gelme üstüme tangelim her an ağlayabilim hem sen msneye gelirmisin konuşmamız lazım

harika bir hikaye başrolde benim zaten hoho

çok güzel ni hikaye daha yeni okuma fırsatım oldu ve çok beğendim*-*özellikle sere fanı oldum diebilirim bu hikayeyle

5. BÖLÜM

<<SEVGİ KARANLIK BİR TÜNELDE YANAN MUM GİBİDİR. SİZE YOLUNUZU GÖSTERİR AMA UZAKTA NE OLDUĞUNU SÖYLEMEZ>>

Rei, üzerlerindeki kayaları kısa zamanda vampirlere fırlatmaya ve ayağa kalkıp vampirlerin tam gözlerinin içine bakarak; Tangel, bu sırada Rei’n omzundan aşağı atlar ve kızı aramaya başlar.

Rei: RRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRrrrrrrrr Ne oldu? Dilinizi mi yuttunuz.
Tangel: Nerede olduğunu görüyor musun Kaen?
Rei: Hayır ama merak ettiğim şu vampirler…
Tangel: Ne olmuş onlara? Altlarına mı yaptılar? ‘sinsice gülümseyerek’
Rei: Çok komiksin :/ Daha da garip. Donup kaldılar. Neden?
Tangel: Çünkü onlar zaten ölü. Ancak onları kalplerinden öldürebileceğini biliyorsun dimi?.
Rei: Heee haklısın. Peki, onları öldüreyim mi? ‘sinsice gülümser’
Tangel: Yok kalsın. Tövbe tövbe. Tabii ki. Hemen.
Rei: Peki.

Rei, dona kalmış olan vampirleri tırnağının ucuyla onların kalplerinden yok eder. Artık Rei de kızı aramak için o büyük kafasını yarığın içine sokarak gözleriyle aramaya başlar.

>>cıırırrrrrrrrttttt zırtrrtrttttt<< ‘elektrik akımı efekti ve ışığı’

Rei: Sağ çarpraz da bir akım hissediyorum.
Tangel: Bende bir ışık gördüm.
Rei: Ne yapalım?
Tangel: Oraya gitmeden önce şu ateşinle bir o tarafa üfler misin?
Rei: Peki. RRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA ‘üfler üflemez bir vampirin daha kızı ısırmak üzere olduğunu görürler’
Tangel: Sen dışarıyı kolla. Kimse gelmemesine dikkat et.
Rei: Peki Abla.

Vampir baygın olan kızı ısıracakken bir kurşun kadar hızlı olan Tangel, kızın önünde aniden belirir. Vampir, Tangel’ı görür görmez ona saldırır. Tangel ise hiçbir şey yapmaksızın vampirin elini tutarak kalbine nişan alır ve vampir yok olup gider. Kolay bir av olması Tangel’ı memnun etmiştir. Çünkü henüz kötülük o kadar güçlü olmadığını fark etmiştir.

Her yer karanlık ve ıssızken baygın kızın ağzından “Tangel” sözü yankılanmaya başlar. Bu sesin kendisine çok tanıdık gelmesiyle sessizce onu kucaklayarak yarıktan dışarı çıkar.

Rei: Hah sonunda çıkabildiniz? Ahh bu Jingi. Sanırım baygın.
Tangel: ……… (Jingi, sana neler oldu?)
Rei: Abla, hadi artık gidelim.
Tangel: Peki ama yüksekten uç ama fazla değil. ‘kucağındaki kızla beraber bir zıplamayla Rei’n omuzlarındadır.’
Rei: Ehh peki.
Tangel: Rei, soru sormakta sakınca yoksa neden gözlerini kapatıp kayaya çarptın.
Rei: Eeee, şeyyy, nasıl desem, söyleyeceğim ama kimseye söylemek yok.
Tangel: Hadiiii, fazla uzatmadan söyle.
Rei: Pekiiii. Bende… ‘derin nefes alıp vererek’ yükseklik korkusu var. Anlatabildim mi?
Tangel: NE. Piii
Rei: Sakın gülme abla. SAKIN.
Tangel: Ta… kııııı ‘kendisini gülmemek için hatta kahkahalar atmamak için zar zor tutmaya çalışır.’
Rei: Bak Ablaaaaa, gülme valla çok kızarım. :/
Tangel: Peki peki merak etme. Gülmem Pııııııı ‘ağzını kapatır gülmemek için’
Rei: :/ Keşke söylemeseydim yaaa. Ama senin bana gülebilmen beni sevindiriyor. Bir tek bu yüzünü bana gösteriyordun ve hala da bu değişmemiş.
Tangel: -_- Sen benim gibisin. Sen ve ben aynı acıları çektik. ‘ciddileşerek’
Rei: Haklısın. Sen ve ben aynıyız. Duygularımız ve düşüncelerimiz nadiren değişik olsa da sana büyük bir SAYGI, GÜVEN ve SEVGİ duymaktayım. Asla dediklerinin dışına istesem de çıkamam. ^^
Tangel: Emirlerimi değil hissettiklerimi yaşadığın için bunu uygulamak sana zevk veriyor.
Rei: Sen benim bir tanecik ablamsın ‘her ikisi de kafalarını birbirlerine dayarlar’

Moonlight: Nerede kaldılar yaaaaaaa, çok merak ediyorum. Acaba kızı kurtarabildiler mi?
Prenses: Merak etmeyin. Onlar, kızı mutlaka kurtarmışlardır.
Luna: Nereden biliyorsun?
Prenses: Tangel, benim yıllardır en iyi arkadaşım. Kurtarmadan asla gelmez.
Moonlight: ÖFFFFFF yaaaaaa
Luna: Biraz sabırlı ol Başak.
Moonlight: Ne yapayım. Kendime hakim olamıyorum.

Tangel ve Rei kısa süre sonra uzaktan görünmüşlerdir.

Prenses: Ehh, artık merak etmene gerek kalmadı. Geliyorlar.

Moonlight, endişeli ama bir o kadar da sevinçli bir şekilde arkasına dönüp B.Ablasını görünce ferahlama seanslarına girmeye başlar fakat bir değişiklik vardır. Tangel’ın gülüşmeleri duyulmaktadır.

Moonlight: Duyduğumu siz de duyuyor musunuz? O.O
Luna: Evet ama bu neden gülüyor. Ayrıca Tangel’ın hiç kahkahalarla güldüğünü duymadım, görmedim. O_O

Tangel: HAHAHAHHAHAHAHAHAHHAHAHAHHAHAHA
Rei: -_-’’’ Gene başladı. !CLİCK! ‘jeton düşme efekti’ Hem sende de var yükseklik korkusu.
Tangel: Za… HAHAHAH ten… hhahhaha onun… HAHAHAH için… gülü… HAAHHAHAH yorum… HAHHAHA
Rei: -_-’’’’’’’’’ Bu hiç susmaz. Boşuna uğraşma Rei ‘kendi kendine söylenerek’

Tangel, artık Rei’n ona söylediği yükseklik korkusu ile dalga geçerek gülmekte ve sonunda da Rei onu kendi halinde bırakmanın daha iyi olacağını düşünerek katlanmak zorunda kalır.

Arkadaşlarının yanına vardıklarında Tangel, gülmeyi keser fakat gülmemek için dudaklarını ısırmaya ve karizmasını bozmamaya çalışır.

Moonlight: Heleşükür gelebildiniz. Sizi çok merak ettik.
Luna: Kız nasıl?
Rei: İyi. Sanırım. Belki. ‘Tangel’ın hala gülüp gülmediğine bakar’
Tangel: -.-‘ Evet, iiii olcak. Ben gidip kızı yatırayım :} ‘dudaklarını ısırır’
Luna, ardına bakıp Rei’e döner.
Luna: Tangel’a ne olduğu hakkında bir fikrin var mı?
Rei: Eeee, şey yaaa. Yok bir şey canım, ne olacak. Sadece kız için fazla endişeli o kadar. Arkadaşı imiş.
Luna: Bana pek de öyle gelmedi. Daha çok kendisini gülmemek için zorluyor gibiydi. Hem o gülüşmeler neyin nesiydi?
Rei: Hiiiç canım. Her zamanki gibi sinirleri boşaldı. ‘belli etmemeye çalışarak’
Prenses: Rei, seninle konuşmalıyım.
Rei: Neden? 0.o

Rei ve Prenses’in arkasından bakakalırken Luna düşünmeye başlar. Çünkü Tangel’ın ilk defa gülme krizine girdiğini duyar fakat belki de yanılıyordu. Bunun için de beraber yattıkları odaya doğru yürür ve gördüğü ve duyduğu manzara karşısında yanılmadığını anlar. Tangel hem gülüyor hem de acı dolu bakışlarını arkadaşına dikip onun uyanmasını bekliyordur.

- Yanılmadığımı biliyordum. Peki neden bize karşı bu tutumunu göstermiyor ki. Yoksa tanıdığım Tangel düşündüğümden daha farklı mı? Ne düşünebileceğimi ne söyleyebileceğimi bile kestiremiyorum. Bunların hepsi neden oluyor ki?

Kız içeriye girer girmez Tangel, gülmeyi keser. Luna’nın kendisine hüzünlü bir şekilde bakması onu son derece endişelendirir. Ona yaklaşırken Luna ondan kaçar. Ama Tangel, nedenini anlar ve sorar.

Tangel: Kahkahalarla güldüğümü ve neden bu yönümü size göstermediğimi merak ettiğin için kızgın ve hüzünlüsün, değil mi?
Luna: Çok iyi bir tahminde bulundun. Neden diye sormuyorum ama gitgide senin hakkında………
Tangel: ……Şüphelenmeye veya endişelenmeye başladın, dimi?
Luna: Pek değil. Daha çok seni merak etmeye başladım. Tam olarak hayatında neler geçirdiğini öğrenmek istiyorum ve hiç değilse bizimle yaşamak istemenin asıl amacını öğrenmeme izin ver. Lütfen.
Tangel: Peki. Benim asıl amacım seni ve kardeşini korumak. Özellikle Şeytanların Efendisi olan babamdan. Bide senin bu dünyada önemli bir rolün var. Bütün canlı varlıklar seni avlamaya ve içindeki ölümsüz kanı sonuna kadar çekip bu Fani Dünyada ölümsüzleşmeye çalışıyorlar. Benim ırkım ise yani robot vb. olanlar daha çok insan olmaya çalışıyorlar.
Luna: Peki bunların hepsi neden ve niçin oluyor?
Tangel: Bu tamamı ile annemin tamamlayamadığı bir görevden fakat ölmesiyle birlikte Dünya lanetlenmiş oldu.

JingJing: Hmmmm, haaaaa, hııııııı “TANGEL”
Tangel: Buradayım Jingi, uyan emniyettesin. ‘kaşlarını çatar ve bir şeylerin yolunda gitmediğini sezinlemiştir’

Moonlight: Bir şeyler… olmak üzere. Göremiyorum ama hissedebiliyorum. Ablamlar büyük bir tehlikede. ABLAAAAA ‘bağırarak onların olduğu yere koşmaya başlar’

- Beni önleyen bir güç yerimden kıpırdamama izin vermedi ve neden olduğunu bilmiyordum çünkü başıma ilk defa geliyor ve hareketsiz durdukça daha fazla korkmaya, kendimi çaresiz hissetmeye başlamıştım ki imdadıma Prenses ve Rei geldiler. Rei bana bakarak ablamların büyük bir tehlikede olduklarını hemen anlayarak koşmaya başladı. Üstelik konuşamamıştım, neden? Prenses ise benim yanımda kalarak bana yardım etmek için kaldı.

Odanın içi alacakaranlığa bürünüp her yerini loş ve karanlık bir hava sarmıştı.

???: TANNNNNGEEEEEELLLLLLL >:/

- Odanın içi alacakaranlığa bürünüp büyük bir korkuyla etrafıma ve sanki kıpırdarsam öleceğimi düşünmeye, Tangel’ın beni kurtarmasını beklemeye başlamıştım ama Tangel hiçbir şekilde yerinden kıpırdamadan sanki neler olabileceğini beklemekteydi.

- Karşımda tekrar o sesi duymaktaydım. Şaşkın ve olduğum yerde neler olabileceğini beklemekteydim. İçimden bir ses “kurtar” diye fakat mantığımın sesi “bekle” diye haykırıyordu.

Jingi’nin bedeni farklı bir ruhun etkisi altına girmiş, enerji gücünü salıverircesine odanın içi akım şiddeti ile aydınlanmıştı ki Tangel, hemen Luna’yı kurtarabilmek için onu kapı dışarı edip gelmekte ve odaya girmekte olan Rei’e çarpmasına sebep olmuştu. O sırada akım şiddeti Tangel’ın vücudunu sarıp ona acı vermese de içinde Jingi’nin acı dolu çığlıklarını duyuyor, onun acı çekmesini sağlıyorken yere kapaklanmasına sebep olur. Çünkü Jingi’nin hala acısını hissetmekteydi.

???: TANNNNNGEEEEELLLLLL…… HAHAHAHAHAHAHAHAHAHA BENİ DİNLEEE. ÇOK YAKINDA SANA ACILARIN EN BÜYÜĞÜNÜ YAŞATACAĞIM. HAZIR OLLLLL. HAHAHAHHAHAHAHAHHAHA

Duyduğu ses onun kendi çocukluk sesiydi ama bunun tam olarak ne olduğunu bilemiyordu. Bu yüzden ne hissedebileceğini kestiremeyen Tangel onun gözlerine bakarak içini görmeye çalışır.

Gördüğü manzara saf ve temiz bir kız çocuğunun masum fakat acı dolu bakışlarıydı.

Bir süre sonra Jingi gücünü toparlamaya ve içindeki kötü ruhu kovmak için savaş vermeye başlar.

JingJing: AAAArrrrrrrGGGHHHHHHH. YETEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEERRRRRRRRRRRRRRRRRRRRR
Jingi’nin kararlı bakışları son savaşını vererek kurtulacağını anlatır.
JingJing: ÇIIIIIIIIIIIIIIKKKKK İÇİMDEN SENİ PİSLİK.

Sonunda kendine gelen Jingi onu kollarıyla yere düşerken tutar. Arkadaşına sımsıkı sarılan Tangel, ona hem acı dolu hem de hüzünlü ve şaşkın bir şekilde bakakalır. Jingi ve Tangel bir süre sonra göz göze gelirken birbirlerine kavuşma sevincinden kaynaklanan yüzlerindeki gülümseme bütün hüzünlü havayı ortadan kaldırmayı başarmıştır.

Odanın seyri normale döner dönmez bir hışımla içeri giren Rei telaşla hırlamaya başlar ki Tangel ona bakar ve sakinleşmesini işaret eder.

Luna, yaşadığı olayın hala şokundadır. Tangel ise Jingi’yi tekrar yatağa yatırıp onun dinlenmesi için izin ister.

Tangel: Arkadaşlar, sakıncası yoksa Jingi’nin dinlenmesine izin verelim. Daha sonra neler olduğunu öğreniriz. Prenses, onun yanından ayrılma.
Prenses: Peki.
JingJing: Tangel, seninle hemen şimdi konuşmalıyım.
Tangel: Önce biraz dinlen. Daha sonra konuşuruz.
JingJing: Ama… ‘başını önüne eğerek’ çok…… önemli.
Tangel: …… ‘ona bakıp ne kadar korktuğunu hisseder ve fazla dayanamayarak ona sımsıkı sarılır’
JingJing: ‘Fısıldayarak’ Senin güven dolu kucaklayışını çok özlemişim.
Tangel: ‘Fısıldayarak’ Korkma, artık yanındayım. Kimse sana zarar vermeye cesaret edemez. Sen güçlü ve cesur birisisin.

Jingi’nin titremesi Tangel’ı şaşırtır ama sonunda kendi içindeki gücünü ortaya çıkararak sırtından beyaz kanatlarının çıkmasına izin vererek onu sarmalar ve birkaç dakika öylece kalakalırlar.

Prenses, Rei ve Solan gülümserler ama Luna ve Moonlight bu duruma şaşakalırlar. Çünkü bu özelliğini bugüne kadar göstermeyip bir sır olarak saklamıştır. Ama Luna buna dair çocukken yaşadığı huzur dolu bir şeyi hatırlar.

Flashback
Luna: Ben nerdeyim? Biri bana yardım etsin. ‘gözleri yavaşça yaşlarla dolar’
Tangel: Korkma. ‘Luna’yı önce kollarıyla sarar sonra kanatları altına alıp bekler’

İkisi yan yana beklemeye koyulurlar ki kısa zamanda Luna’nın annesi gelirken aniden kaybolan o muhteşem varlık ona huzur ve mutluluk vermiştir.

Luna: Anneee :’( Bir daha beni bırakma.
Lady: Kızım :’( korkmuş olmalısın.
Luna: Evet, çok korktum ama… ‘arkasına bakınca onu göremez ve buna çok şaşırır’
Lady: Ne oldu kızım?
Luna: Burada… boş ver gitsin. Sadece içim huzur ve mutlulukla doldu. Sen gelmeden önce sanki biri beni koruyup kolluyordu.
Lady: Eminim senin koruyucu meleğindir. ‘Çenesini tutarak kızının gözlerine bakarak’ Meleklere her zaman inan çünkü onlar inanan insanları koruyorlar.
Luna: Peki annecim

- B.Ablam bize kendi hakkında neden bir şey anlatmıyor. Neden? Biz neyiz ki onun için.

Tangel, Jingi’nin dinlenmesi için başını usulca yastığa koyar. Jingi artık eskisi gibi cesur ve güçlü görünmektedir.
Tangel: Biraz uyu, sonra anlatırsın.
Jİngi: Peki Tangel, nasıl istersen.

Tangel, odadan çıkarken “Moonlight, Luna ve Rei benimle geliyorsunuz. Hemen şimdi. Söyleyeceklerim var” Üçü birden tek bir söz söylemeden onu takip ederler.

Tangel: Jingi, benim eskiden tanıdığım bir dostum oluyor ve ona kimse dokunmasın. Çünkü vücudundaki aşırı BioEnerji yani Elektrik Akımı insanlara zarar verebiliyor. Açıkçası emin olmamakla beraber gücünü henüz kontrol edemiyor. Bu da onun başını belaya sokabiliyor. Anlaşıldı mı?
Rei: Peki Ablacım.
Moonlight: Peki sen nasıl dokunabiliyorsun.
Tangel: Çünkü……… ‘sözünü kesen Luna olur’
Luna: Ben bunu açıklayabilirim. Dokunabiliyor çünkü…… (hadiii Luna, bir mantık yürüt) bedeni nötr enerji yayıyor. O yüzden dokunabiliyor olabilir.
Rei: Aaaa, evet. Çok doğru.
Moonlight’a bakan kızlar bir an ne diyeceğini beklemeye koyulur.
Moonlight: Hmmm, demek öyle. Neyse ben yatmaya ve dinlenmeye gidiyorum. Bu aralar fazla yorulmaya başladım.

- Yaşadığım olay beni gerçekten çok etkiledi. Kıpırdayamamış ve konuşamamıştım. Üstelik bundan önce bazı imgeler, anne ve babamın biri tarafından kontrol altına alınışını gördüm. Bu ne demek? Yoksa onlar ölmedi mi? Öfffffff çok yorgunum, dinlensem iyi olacak.

Başka bir diyarda biri kaçmaktadır. Gücü yavaş yavaş tükenmeye başlamıştır fakat bu kadar yaklaşmışken vazgeçmemeliydi. Çünkü bir an önce bulmak ve tüm sıcaklığıyla ona sarılmak istiyordu.

Bir ağaç kütüğün içinde ölü gibi uyuyan bir başkası daha vardır. Oda kötülüklerden kendisini korumak ve zamanı gelince içinde bulunduğu hatta çok sevdiği o muazzam ağaçtan çıkmak için fırsat bekliyordu.
Kız, ormanda çıkış arayıp tam “buldum” derken önüne birileri çıkar, arkasına bakınca “buraya kadar gelmişken vazgeçemem, son kalan gücümle savaşmalıyım” der ve gözlerini kapatıp iç huzurunu sağlamaya çalışır.

???: Son duanızı edin.

Gözleri kapalıyken etrafı kıvılcımlarla sarılırken düşmanlarına doğru saçmaya ve onların yanmasını sağlayıp yok eder. Ama birden önüne biri çıkar çıkmaz ona vurup fırlatır. Ağaca çarpan kız sendelenip kısa süre sonra kendine gelir.

???: Onu kurturacağını mı sandın?
???: Kim olduğunu bilmiyorum ama Jingi nerede?
???: Merak etme öldü. Maalesef dostunu kurtaramadın.
???: Böyle diyerek gücümü daha da arttırıyorsun ufaklık ‘sinsice gülümser’
???: Ben ufaklık değilim. Hem ben Tangel’ım.
???: Hah, buna inanmıyorum çünkü Tangel’ı senden daha iyi tanırım. Bu sesinin ona benzediği anlamına gelse de.
???: Tangel’ı demek iyi tanıyamamışsın.
???: Fazla konuştun. Dövüşeceksen dövüş artık. Sıkılmaya başladım.
???: Nasıl istersen .

İki kız olağanüstü güçlerini birbirlerine karşı kullanırlar. Her ikisi de bu durumda zorlanmaya ve güçlerinin zayıflamasına neden olur fakat aralarında büyük bir ışık belirir. Kaçan kız bu ışığın tanıdık bir sıcaklığı olduğunu duyumsar ve durur. Aynı anda öteki kız bu ışığı görünce acı çekmeye, bağırmaya başlar. Sanki korkuyordur. Aniden Yakuza belirip onu kollarının arasına alır, ortadan kaybolurlar.

???: Sen…
???:

Çıralı Köyünün bir pansiyonunda kendi odasında Jingi ile konuşmakta olan Tangel, Luna ve Moonlight’tan izin alıp yalnız konuşmak istediğini söyler ve odadan ses etmeden çıkarlar.

Tangel: Benimle konuşmak istediğin nedir?
Jingi: Konu sensin.
Tangel: Ben mi? Peki neden?
Jingi: Çünkü içime kötü bir ruh değil adeta bir şeytan girdi. O kişi… ‘sözünü kesen Tangel...’
Tangel: Benim olup olmadığımı merak ediyorsun, değil mi?
Jingi: O.O ‘boynunu bükerek’ -_-‘ Evet çünkü biliyorsun bu ilk oluyor ve son olmayacağını seziyorum.
Tangel: Evet haklısın ama unutma nefret asla sevdiğin insanları kurtaramaz.
Jingi: O.O Gerçekten sen o değildin. Senden şüphelenmem yersiz.
Tangel: Eeee, ‘kaşlarını çatar çünkü arkadaşının kolunda yara görür’ bunu kim yaptı.
Jingi: Şeytan olan kız. Kendisini “Ateşin Karanlık Işığı” olarak tanıttı.
Tangel: Ateşin Karanlık Işığı demek. Bu kız galiba babamın tutsağı. Demek beni böyle bezdirmeye çalışacak.
Jingi: Yani senin ona dönmeni sağlamak için mi?
Tangel: Evet, iyi bir tahminde bulundun. O kız, senin bedeninde iken “ÇOK YAKINDA SANA ACILARIN EN BÜYÜĞÜNÜ YAŞATACAĞIM” demesinden belli.
Jingi: Ne demek bu şimdi?
Tangel: Demek şu ki Babamdan önce düşmanların en büyüğü ile karşı karşıyayız.

<<RÜZGAR ESSE DE SEN DALLARINI EĞME, HASRET VURSA DA SEN SAKIN YIKILMA, AYRILIK NEDİR? ACI NEDİR? SEN SAKIN BİLME, BU YÜREKTEN KİM GİDERSE GİTSİN SEN SAKIN GİTME…>>


5. BÖLÜMÜN SONU

Sabırsızıkla devamını bekliyorum....

ay ben daha fazla dayanamıyacağım o.O her seferinde 1 dk'da okuyorum ve yenisi olmayınca çıldırıyorum T-T 6. bölüm nerdeeeee T-T

vaaay bu bölüm biraz uzun olmuş ama okurken uzunluğunu pek farketmedim devamı nerde ha bi de bu arada hikayene olsen ikizlerini de soksana xD

6. BÖLÜM

<<UNUTMA, NEFRET ASLA SEVDİĞİN İNSANLARI KURTARAMAZ>>


Tangel: O kız kim? Bana neden acı çektirsin ki? Hem babam onu nereden ve nasıl buldu? ‘kendi kendine söylenir’
Rei: Ablacım, bir şey mi var?
Tangel: Evet ama bana cevap vermeyeceğini bilsem de sana söyleyeceğim. Ateşin Karanlık Işığı ne demek?
Rei: O.O Bunu gerçekten bilemiyorum. Bilsem bile söylemek faydasız.
Tangel: Böyle diyeceğini biliyordum. Neyse hadi yemek yiyelim.

Hava yavaş yavaş kararmaya ve herkes hamatlara yatıp bir güzel kestirmek isterler. Fakat aralarında en huzursuz olan iki kişi Tangel ve Moonlight yaşadıkları hakkında düşünmektedirler. Tangel, o gördüğü kızın gözlerindeki yardım çağrısı ve yaşadığı dayanılmaz acıyı, Moonlight ise kıpırdayamaması ve konuşamaması hatta beyninde canlanan o görüntüleri bir türlü ne olduğunu çözememesi: ikisini de son derece rahatsız eder. Birden Tangel ve Moonlight gözgöze gelip içlerindeki korku ve endişelerini hissederlerken birbirlerine gülümserler.

Moonlight: İçimde çok tuhaf bir duygu var B.Abla.
Tangel: Benim de.
Moonlight: Sanki çok kötü şeyler olacakmış gibi.
Tangel: Haklısın. ‘bir an kardeşine bakar ve onu yanına yaklaştırıp bir kez daha kocaman kanatları ile kardeşini sarmalar’

Moonlight, bir an ürker ama sonra ablasına bakarak gülümser ve bir şey sormak istercesine bakar. Tangel de her şey sorabilirsin dercesine kafasıyla onaylar.

Moonlight: Neden bu özelliğini bir sır olarak sakladın?
Tangel: Çünkü o zaman kanatlarımın huzur dolu sıcaklığını duyumsayamazdın. Aslında kanatlarımın ben istediğimde değil karşımdaki insanların duyguları ile ortaya çıktıklarını söylemeliyim. Bu yüzden buna gerek olmadığını düşündüm. Şuan içinde korku ve endişelerin o kadar en üst seviyede ki yanında huzuru, cesareti ve sevgiyi verebilecek birini istiyorsun ve bu kişinin ben olabileceğimi düşündüm. Yoksa yanılıyor muyum?
Moonlight: Kesinlikle yanılmıyorsun. Hatta kanatların altında uyuyup sabah kalktığımda huzur içinde gözlerimi senin yanında açmak istiyorum.
Tangel: Peki Minnoşum. O zaman beraber yatalım

Herkes uyumuş güzel rüyalarını görmektedirler fakat dolunay tuhaf bir şekilde kan kırmızısıdır. Ayrıca çok uzaklarda bir yerlerde büyük ve güçlü Kral Vampir, iki Usta Kurt Adam ile savaş antlaşması yapmakta ve Usta Kurt Adamların, Lider Kurt Adamı da çok geçmeden canavara dönüşüp ortaya çıkmasını ve aralarına katılmaları için beklemektedirler. Ondan sonra saldırıya geçebileceklerdir.

Ancak Lider Kurt, şuan hiçbir şeyden habersiz uyumaya çalışmakta ama uyuyamamaktadır. Çünkü kendisinin bir daha canavara dönüşüp masumlara zarar vermek istememektedir. Fakat içindeki kana susamışlık onu bu düşüncelerinden olabildiğince uzaklaştırıyordur.

Kendisini olabildiğince en iyi dostu olarak kabul ettiği piyanosuna parmaklarını götürürken son kez O MÜZİĞİ, sevdiği kişinin kalbini çalan O MÜZİK sayesinde… Bir Nota…

Lider Kurt: TANGEL ‘acı içinde inler’

Solan, dışarıyı gözetlemekle meşgulken bir an Dolunay’ın yüzeyinin kan kırmızısına dönüştüğünü görür ve bunun ne anlama geldiğini anlamıştır. Bunun anlamı ilk savaşın bu gece olacağını haber vermektedir ve hemen Tangel’ın odasına gidip onu uyandırmaya çalışır.

Solan: Tangel! Kalk… Uyan… Çabuk ‘endişe ederek’
Tangel: Hmmm Ne.. oldu Solan?
Solan: Dışarıda büyük bir tehlikenin çok yakınlarda olduğunu hissediyorum.
Tangel: Bunu nasıl öğrendin?
Solan: Dolunay kana bulandı.
Tangel: NEEEEE? ‘Tangel’ın çığlığı bir anda her yeri inletir ve herkes uyanır.
Luna: Neler oluyor?
Moonlight: Ne oldu?
Jingi: Tangel, sakın söyleme…
Prenses: …savaşın başlangıcı olacağını.
Rei: Savaş mı?
Tangel: Herkes sakin olsun. Bu sadece bir başlangıçtır. Henüz hiçbir şey belli değil. Yalnız, her şeye hazırlıklı olun. Tamam mı?
Rei: Peki o zamana kadar ne yapacağız?
Tangel: Rei, sen benim yanımdan ayrılma. Prenses ve Jingi, siz de Moonlight ve Luna’yı emniyetli bir yere götürün ve Prenses sonra bize yardım etmen için bizi bul ve birlikte savaşalım. Jingi, sana onları emanet ediyorum. Onları korumalısın. Çünkü onlar hem dünya hem de benim için çok önemliler.
Moonlight: Ama biz seninle neden gelemiyoruz ki?
Luna: Başak, Ablanın mutlaka bir bildiği vardır.
Tangel: Minnoş, biliyorum. Benimle birlikte olup savaşmak istiyorsun ama henüz buna hazır olmayabilirsin. Çünkü bu savaşta kan gövdeyi bile götürebilir. Asla sözümüzü unutma.
Moonlight: Peki ama sapasağlam gel. Çünkü…
Tangel: Merak etme Minnoş. Seni ve ablanı yarı yolda bırakmaya hiç niyetim yok çünkü senden bir sır tutmanı isteyeceğim ve iyice düşünmeni de.
Moonlight: Nedir bu peki?
Tangel: Döndüğümde sana her şeyi en ince ayrıntılarına kadar anlatacağıma yemin ediyorum ama önce beni dinleyeceğine söz ver.
Moonlight: Peki, söz veriyorum Abli (abla)

Tangel, Rei ve Solan Olimpos Dağına doğru yola çıkmışlardır. Tabiî ki oraya en kısa zamanda varmak için Rei’n gerçek formuna dönmesi gerekiyordu ve çok geçmeden Olimpos’un zirvesine varmışlardır.

- Ablam, beklerken Dolunay’a bakıp o kana bulanmış şeklini görünce içindeki öldürme arzusu en üst seviyeye vardığını hissettim. Artık hiç kimse onu düşmanları öldürme arzusundan vazgeçiremeyeceğini hissedebiliyordum çünkü bu duygu o kadar güçlüdür ki bir kere savaşa başlayınca içindeki şeytan ortaya çıkarak fakat aynı zamanda içindeki meleğin sesini kalbinin derinliklerinde duyarak; iyilik ve kötülük arasında kalmayı başarabilen yegane canlı olduğunu bir kez daha şahit olacaktım. Tıpkı bana öğretmek istediği gibi. Sanki bana “beni izle ve içimdeki iyilik ile kötülük arasında nasıl bir yerde olduğumu anla” der gibiydi. İşte bu yüzden Tan Ablama hayrandım. O en doğru olanını bilirdi.

Prenses ve Jingi, Tangel’ın istediği gibi kızları emniyetli bir yere götürmek için harekete geçerler. Götürdükleri yer ise bir zamanların yenilmez gücü olan Kardelen Çiçeğinin olduğu yerdir. Bu çiçeğin olduğu yer ise Rei’in yaşlarında bir kızın yanıdır. Fakat bu kız ortalıkta ne görünmektedir ne de sesi duyulmaktadır. Çünkü bu kızın gücü yenilmez olduğu kadar efsanevi ve gizemlidir de.

Tangel ve Rei artık Olimpos dağında düşmanları beklemektedirler. Çok yakında her ikisi de ufakta olsa savaşa gireceklerdir. Solan ise bu kadar kişi ile o düşmanlarla nasıl başa çıkılabileceğini merak etmektedir. Üçü de sessizce beklemektedir ancak sessizliği Solan bozar.

Solan: Tangel, ben…
Tangel: Git, yardım çağır. Mümkün olduğunca en iyi savaşçıların buraya ulaşmasını sağla. Hadi.
Solan: Peki, şimdi gidiyorum.
Rei: Acaba ordu ile mi gelecekler.
Tangel: Sanmam. Ama küçük bir grup olabilir. Dediklerimi unutma. İnsan olan hiçbir varlığı öldürmeyeceksin. Sadece vampir ve kurt adamları öldüreceksin. Ben insanların durumlarına göre…
Rei: Merak etme Ablacım.

???: Merhaba Tangel.
Tangel: ‘şaşırarak’ Ama… Bu… Ses…

Arkasına döner ve gördüğü manzara karşısında hayli şaşırırken onu görmeyi ummamıştır.

???: Bir şey söylemeyecek misin?
Tangel: ………
Rei: Aman Tanrım…… Sen……
???: Oooo görmeyeli büyümüşün
Rei: ^^
Tangel: Ten…… Tengushi. Ama sen……
Tengushi: Merak etme. Sana yardıma geldim. Ehhh geldiğime sevinmedin mi?

Tangel, bir an içinde büyük bir sevinç hisseder çünkü yıllardır görmediği ikiz kardeşinin yanına gelip onunla birlikte savaşmak istemesi gerçekten dokunaklıydı. Tengushi, Tangel’in tam tersiydi. Ona olan sevgisi kalbi yerinden çıkacakmış gibi hisseder ama sonra ciddileşip arkasına döner.

Tengushi: -_-‘ (Ne sanmıştım ki, sarılacağını mı?) ‘Tangel’in yanına sokulur’
Tangel: Teşekkür Ederim Tengushi, Teşekkür Ederim
Tengushi: Önemli değil. Ne de olsa senden doğan biriyim.
Tangel: -_-‘ Bunu söylemen gerekmiyor?
Tengushi: Tamam, sustum.

- Tangel’den doğan birisiyim. Bir bakıma hem kızı hem ikiziyim. Esrarengiz bir şekilde doğduğumu söylerdi hep ama tam olarak nasıl ve ne şekilde doğduğumu hiç anlatmadı. Bunu bir sır olarak sakladı hep benden. Ayrıca onun neden beni 7 yaşından sonra terk edip gittiğini de bilmiyorum açıkçası.

Tangel: Tengushi, seni o gün bırakıp gittiğim için……
Tengushi: Önemli olan şuan birlikte olmak
Tangel: Tengushi, bu arada sadece savaşlarda karşılaşalım. Lütfen beni anla.
Tengushi: Merak etmene gerek yok. Karşılaşmışsak sadece bugün için.
Tangel: Teşekkür Ederim.

Çok uzaklardan bir kurt uluması yükselir ki Luna ve Moonlight bunu duyunca ürkerler. Prenses onların yanında olup cesaret vermeyi ihmal etmez. JİngJing ise etrafı dinlemekte ve gözlemektedir çünkü her an tehlike ile yüzyüze gelme ihtimalleri vardır.

Çok geçmeden kızların karşısına gene kendisine “Ateşin Karanlık Işığı” diyen kız ortaya çıkar ve aniden JingJing’in içine girer. Prenses, kızları arkasına alıp onları koruma kalkanı yaratır ve JingJing, istemeden de olsa Prenses ile savaşmaya başlar.

???: Arkadaşını ele geçirdim. Sıra sende. Hahahahaah ‘sinsice gülümser’
Prenses: Nasıl ele geçirdiğini bilmiyorum ama JingJing pes etmeyen birisidir. JingJing, onunla savaşabilirsin. Çünkü güçlü ve cesursun.
???: Emin misin? Şimdi sana gerçek gücümü göstereceğim.

Tangel, bir grup düşmanın geldiğini görür ve hareket zamanı olduğunu anlar.

Tangel: Rei, kendine dikkat et. Asla soğuk kanlılığını kaybetme. Şimdi git.
Rei: Peki, memnuniyetle.
Tengushi: Onu yalnız mı yolluyorsun. Ama…
Tangel: Merak etme, o sandığından daha güçlü ve cesur bir kişiliğe sahiptir.
Solan: Tangel, geldik.

Solan’ın arkasında bir zamanların efsanesi olmuş kahramanlar vardır. Bu kahramanlar Allah’ın izni ile mutasyona uğrayan insanımsı hayvanlardır. Adları ise Kaslan (Aslan ve Kaplanın DNA birleşimi), Beyaz Leopar, Kara Panter ve Beyaz Bengal (Kaplan)’dır. Bunlar hem insana hem hayvana ve hatta insanımsı hayvan bile olabilmektedirler. Tangel, bunları görünce onları selamlayarak önlerinde diz çöker ve aynı şekilde onlarda selamlayarak diz çökmüşlerdir.

Tangel: Geldiğiniz için çok teşekkürler Ekselansları.
Kalsan: O şeref bize ait Majesteleri.

Tangel, aniden Prenses’in acı dolu çığlığını duyar duymaz onu bulmak için hızlı davranır. Sonunda Prenses’in diz çöküp ağladığını, JİngJİng’in yerde kıpırdamadan durduğunu, Luna’nın gözlerinde ki korkuyu ve Moonlight’ın da kaybolduğunu görünce büyük bir acı, nefret ve şok geçirir.

Prenses: Çok… Özür… Dilerim… Ama bütün suç benim. Çünkü… Moonlight… ve… Luna… onlara… kaçmalarını…
Tangel: YE… TER… YETERRRRRRR
Prenses: :’( ÖZÜR DİLERİİİİİİİİİİİİİİMMMMMMM :’(
Tangel: KENDİNİ SUÇLAYARAK DEĞİL BANA YARDIM EDEREK İÇİNDEKİ PİŞMANLIĞI YOK EDEBİLİRSİN. BİR SAVAŞÇI AĞLAMAZ :’(
Prenses: PEKİ SEN NEDEN AĞLIYORSUN? :’(
Tangel: Hepsi benim hatam sizi kendimden ayırmamalıydım.
Prenses: Ama…
Tangel: KES SESİNİ O.O … -_-‘’ Özür Dilerim. ‘gülümsemeye çalışır ama pek de başarılı olamaz’

- Arkadaşımın yüzündeki bütün acı ve nefretini görür ve ilk defa arkadaşımın gözlerindeki renginin kan kırmızısına dönüştüğünü fark ederim fakat nedenini bilmediğim bir şeyden ötürü aynı zamanda Tangel’in içindeki Saf olan bir tarafını hissederim. Sanki onun bizim gibi tek bir ruhu değil de iki ruhunun olduğunu görmüştüm ki buna inanmak oldukça benim için zordu.

Prenses: TANGEL…
Tangel: ……
Prenses: Kimsin sen
Tangel: =_O “arkadaşının bu sorusuna hem şaşırır hem de ona gerçeği söylemek istemez.”

Savaş, Kurtadamlar ile Vampirler arasındaki ufak çapta da olsa artık başlamıştır. Rei yani Kıvılcım oldukça güçlü ve cesurca dövüşmekte ve yok etmektedir. Ayrıca yanında kimsenin olmamasına karşın içindeki öldürme arzusu ve masumları koruma içgüdüsü ile hareket etmesi kendisini mutlu ediyordur.

Başka bir tarafta ise insanımsı hayvan türü olan ve kendilerine YinYang Grubu diyen savaşçılarda bütün güçleri ile savaşmakta ve onlarda Kıvılcım’ın hissettiğini hissederek mutluluk duymaktadırlar çünkü bunu sadece kendileri için değil Tangel ve masum insanlar için yaptıklarını düşündüklerinde daha da güçleniyor ve enerjilerini böylece yükseltebiliyorlardır.

???: UUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUU, HERKES DURSUN. ÇÜNKÜ ARTIK BEN GELDİM. HA HA HA HA HA
Rei: Bu da ne böyle. Ama bu KurtAdam çok büyük. O_O
???: BEN, BÜTÜN KURTADAMLARIN BAŞIYIM. BANA LİDER KURT DERLER.

Bu sırada YinYang, Kıvılcım’ın yanına gelirler ve herkes durup Lider Kurt’a bakmaktadır.

Kaslan: Aman Tanrım bu Dünyadaki en güçlü kurtlardan ve Tangel’in en baş düşmanı. Bu nasıl olur? Ölmemiş miydi?
Leopar: Hayır, unuttun mu? Tangel ile son savaşında yaralı olarak kaçmıştı ve o günden sonra da görülmedi hiç.
Kıvılcım: Bir saniye. Ne demek bu?
Panter: Demek istediğimiz şu, en son bir insan olduğu ortaya çıktı ama Tangel onun tam olarak kim olduğunu göremeden kaçıp gitmişti çünkü Tangel’i -nasıl olduysa- bir şekilde engellemişti.
Kıvılcım: AMAN TANRIM. Bu olamaz. Peki farkında mı?
Bengal: Hayır değil. Hiçbir şeyin farkında değil.
Kıvılcım: Bu kötü işte. Ablam bana insanları öldürme dedi ama bu durum çok farklı.
Kaslan: Merak etme biz bunun icabına bakarız.

L.Kurt: Aranızda konuşacağınıza benimle konuşma lütfunda bulunabilirsiniz.
Kıvılcım: RRrrrrrr
L.Kurt: Vay vay vay kimleri görüyorum. Efsanevi ve dünyadaki en güçlü ve rakipsiz Ejderi KIZIL EJDER.
Kıvılcım: Kızıl Ejder mi?
L.Kurt: Sakın bilmediğini söyleme bana. Aynı zamanda yılanların efendisi Mesuda.
Kıvılcım: Ne…? Yılanların efendisi Mesuda mı? >:/
L.Kurt: HAHAHHAHAHAHAH, bilmiyor musun? Sende bir zamanların en korkunç ve en güçlü kişisiydin. Aynı zamanda da Şeytanın Efendisinin sağ kolu idin.
Kıvılcım: RRRRrrrrrr, bu doğru olabilir ama artık değilim. Benim yanım ablamın yanı.
???: Hİyaaa… ‘herkesin önüne geçen Tengushi hışımla L.Kurt’a bakar’
L.Kurt: Vayyy, kimi görüyorum burada. Tangel’in oğlu ve ikizi Tengushi.
Tengushi: Sen asıl kendine bak. Hala daha hiçbir şeyin farkında değilsin.
L.Kurt: HAHHAAHAhaah, Farkında olan ben değil asıl o hiçbir şeyin farkında değil. ‘sırıtır’

Aniden Rei, L.Kurt’un pek yakında ablası tarafından öldürüleceğini ve acı çekeceğini görür. Bu manzara karşısında Rei’n gözleri takılıp kalır ve konuşmaya başlar.

Kıvılcım: Tangel tarafından öldürülüp içindeki ruhun özgürlüğe kavuşup sende ait olduğun yere döneceksin.

YingYang & L.Kurt: NE?
L.Kurt: Ben asla ölmeyeceğim Hİ…HA…HO…

Kıvılcım, bu noktada dizleri üstüne düşer ve gözlerinden yaşlar gelmeye başlar. Bunu merak eden Tengushi ona soru sorarcasına bakmaktadır.

Kıvılcım: Sen öleceksin ama bir LiderKurt olarak değil bir insan olarak. :’(
Tengushi: Neler söylüyorsun Kıvılcım?
Kıvılcım: Pek yakında göreceksin.

L.Kurt: SAVAŞ…… BAŞLASIN

Artık savaş başlamıştır. Lider Kurt ile YingYang dövüşmeye başlar ki Kıvılcım ise diğerleriyle dövüşe başlar. Artık hemen hemen bütün Kurtadamlar ve Vampirler ölmüş, yaralı olanlar da kaçar fakat Lider Kurt ile Usta Kurtadamlar ayrıca Dracula’nın yandaşları Kral ve Kraliçe Vampir aksine savaşmaya devam etmektedirler. Çünkü Şeytan Efendisinin bir planı var ki bunu uygulamak zorunda olduklarını bilirler.

Kıvılcım: Çekilin yolumdan.
Tengushi: Ben bunları hallederim. Sen git.
Kıvılcım: Peki ama dikkatli ol.
Tengushi: Olurum.

Kıvılcım, Lider Kurt’un karşısına çıkar ve onu bir an önce yakalamak ve engellemek ister. Tengushi ise iki Usta Kurtla dövüşmekte, diğerleri ise Kral Vampir ile Kraliçe Vampirle dövüşmektedirler.

Prenses, o kızın kendisini nasıl etkisiz hale getirdiğini bir türlü anlayamaz. Oysa ki iyi bir savaşçı olduğunu düşünürdü. Bu hayal kırıklığı karşısında arkadaşının yüzüne bir türlü bakamaz. Çünkü gerçekten anlayamadığı çok önemli bir şey olduğunu sezmektedir.

Tangel: Prenses!!!
Prenses: E, E… Evet -_-‘
Tangel: Bu tam olarak nasıl oldu? Oysa…
Prenses: BİLMİYORUM. Fakat içimde hiç hissetmediğim bir güç duyumsadım. Hem tanıdık hem de yabancı bir güçtü.
Tangel: Peki nasıl bir şeydi bu?
Prenses: Senin gözlerine bakıp aynı o hissi duyduğum gibi.
Tangel: O_o Yaa demek öyle. Açıklayabilir misin?
Prenses: Sanki onun içinde kaybetme korkusu vardı ve iki kişiliğe bölünmüştü. Tıpkı senin gözlerinde gördüğüm o şey gibi.
Tangel: Ne gibi?
Prenses: İkinizin içinde bir fark vardı. Onun ruhu bölünmüş fakat senin içinde iki ruh var olduğunu gördüm. Belki de bu yüzden onunla dövüşemedim. Çünkü…
Tangel: Çünkü onunda bir insan olduğunu anladın dimi? ‘Prenses bunu onaylamıştır’
Luna: Bana… ne…? ‘sendelenir ve Tangel tutar’
Tangel: Önemli bir şey değil. Sadece…
Luna: Moonlight, nerede o? ‘telaşlanır’
Tangel: Şey… ‘bir şey söylemeye dili varamaz’
Luna: KaçırılDI MI? ‘ilk defa Tangel’in taaa gözlerinin içine öfkeyle bakar’
Tangel: E… vet… ama… ‘Luna’ya bakamaz’
Luna: Ama ne? Onu kurtarmaya şimdi gideceksen BENDE GELİYORUM >:/
Tangel: Fakat…
Luna: EMREDİYORUM O_O (bana ne oldu böyle?) ‘acı acı bakar Tangel’e. Tam bir şey diyecekken’
Tangel: Peki Efendim.
Luna: :’(
Prenses: O_o
Tangel: Ama savaşan arkadaşlarıma yardım etme izni istiyorum sizden. Lütfen, rica ediyorum.

Luna, hem kendisine hem de Tangel’e çok şaşırır. Bunu yapma nedeni ne idi. Prenses bile buna ne anlam vereceğini bilemez.

Luna: Ama ben…
Prenses: Luna, ona izin ver. Gidip arkadaşlarına yardım etsin. Hadi yap şu işi.
Luna: Peki, izin veriyorum fakat lütfen Moonlight’ı ondan sonra kurtaralım.
Tangel: Bana güven Luna. Kesinlikle sadece ikimiz kurtaracaz. Prenses sen Luna ve Jİngi’ye bak. Eğer Jingi uyanırsa ona ihtiyacım olduğunu söyle. ‘hiç vakit kaybetmeden gider’
Prenses: Peki. ‘hemen arkasından söler’
Luna: Prenses, Tangel’e neler oluyor. Daha bilmediğim neler var.
Prenses: Bunu keşke ben de bilebilsem. Yalnız bir tahmin yürütürsem bu kesinlikle sana minnettar olduğu içindir.
Luna: Neden?
Tangel: Çünkü ne de olsa onun yıllarca ailesinin bir parçası oldunuz. Hiç hissetmediği o duyguları yaşattınız ve size gerçekten ne zarar gelmesini ne de kendisinden size zarar gelmesini istemiyor.
Luna: Gerçekten bu böyleyse…
Prenses: Onu anlayan ve aynı ruhu paylaşan tek kişi olan Rei bilir. Rei ve Tangel, birbirlerinin aynısı, kopyası gibidirler.
Luna: Anlıyorum.
JingJing: Ne… ler… oldu?

Rei, LiderKurt ile yaptığı savaş sonucu biraz ağır yaralanır. Tam gücü tükenmişken ve LiderKurt, ona son vuruşunu yaparken karşısına çok hızlı bir şekilde gelen Tangel (gerçek formuna dönerek) araya girer.

Tangel: Seni görmeyeli uzun zaman oldu LiderKurt.
L.Kurt: Vayyy, demek geldin sonunda.
Rei: Ablacım, o yarı insan yarı kurt. Ama her şeyden habersiz.
Tangel: Ne dedin sen? O_o
L.Kurt: Şimdi al bakalım. O_O ‘Tangel’in omzunu pençesi ile saplar ama Tangel, acı duymaz’
Tangel: Hah, beni omzumdan saplayarak acı çektiremezsin. ‘fakat Rei omzundan yaralanır’
L.Kurt: Hıh seni değil ama…’arkaya doğru bakar’
Tangel: Seni pis mahluk ‘elleri ile onu fırlatır ve arkasına bakınca Rei’n normal formuna döndüğünü görür.
Rei: Bana bakma ablacım. Ben iyim. Sen işini yap. Ama… ‘söyleyemeden bayılır.”

Tangel, hiç olmadığı kadar öfke ile bakarak LiderKurta saldırır ve aralarında uzun bir dövüş başlamıştır. Tangel’in tek istediği dolunayın kaybolmasıdır çünkü o zaman LiderKurt normale dönecektir. Fakat içinde ters giden bir şeylerin olduğunu da sezer. Sadece dövüşe devam eden LiderKurt ile Tangel’dir. Diğerleri dövüşü bırakıp LiderKurt’un adamları kaçarlar. Tangel’in arkadaşları ise izlemeye koyulur.

Tangel: Güneş doğmak üzere.
L.Kurt: Haklısın ama artık…

Aniden Lider Kurt’a saldıran Dracula onu boynundan ısırır ve Lider Kurt’un vücuduna yayılan zehir kısa sürede etkisini göstererek yere düşmesini sağlar. Ayrıca kısa bir süre içinde de düşman kaçar. Lider Kurt artık insana dönüşmüştür.

Tengushi: Gidip bir bakayım.
Tangel: Hayır, o benim.
Kaslan: Dikkatli ol.

Tangel, düşmana doğru yürür fakat nedenini bilmediği bir sebepten dolayı ayakları kıpırdayamaz.

Tangel: Tengushi, şu mahluğun yüzünü bana çevir.
Tengushi: Peki.

Düşman sonunda neler olduğunu bilmeye başlar çünkü Tangel’in sesini tanımıştır ve sessizce ağlamaya başlar.

Tengushi, bir an tereddüt eder ama çevirmesi gerektiğini de biliyordur. Düşmanın yanına gittiğinde onun ağladığını fark eder ve Tangel’e ağladığını işaret eder. Tangel buna o kadar şaşırır ki sonunda içinde pişmanlık olan düşman, Tangel’e yüzünü göstermiştir.

- Birden bana gözyaşları içerisinde olan yüzünü döner ve gördüğüm manzara karşısında ilk defa bu kadar donakalırım. İçimden sanki kalbimi çıkarıyorlar gibi hissetmiştim. Gözlerimin içine bakarak sağ elini yumruk yaparak başparmağı aşağı gösterecek şekilde onu öldürmemi işaret ediyordu. İşte bu anda…

Tangel: Ne… den… ???

6. BÖLÜMÜN SONU

Evet Arkadaşlar, tabiki bu kadar değil. Ama gelecek bölümde olaylar baya karışacak ya da belki de şaşırtacak olaylar da olabilir ancak bundan önce Tangel'in hayatındaki en önemli olan kişi hakkında bir özel bölüm yazacam. Ondan sonra da 7.Bölüm yayınlancak. İyi Okumalar ve bol heyecanlı duyguların adına...

Görüşmek Üzere

süper...süperr...süperr 1 oturuşta tüm yazdıklarını okudum! ve karakterlerin kendi içlerinde konuşma tarzlarına hayran kaldım! yeni bölümü sabırsızlıkla bekliyorum!

bu ne okurken kendimden gecmişim ek kelimeyle süper hayal gücüne hayranım*.*applacım*.*

öle bi dalmışımki gözlerim ağrıo o.O gözlük kullanmasam iii o.O

dwmını bekliyorum *.*

ebet sonunda bitirmiş bölümleriii *.* şimdi sıra yeni bölümlerdeee

özel bölümü de 7. bölümü de sabırsızlıkla bekliyorumm...

veeee ben lider kurtun gerçekte kim olduğunu biliyoruuummm ama hızlı olmak lazım biraz be tangel aplacım o.0 ben var merak etmek, ben var çatlamak..
zaten internetim yok bi daha ki girişimde 7. bölümü yazmış olursun artık 0.o