Ölümün Sessizliği... Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, Sonraki |
Yazar
Mesaj
allahım bencede kendinle grur duymalısın süper bir bölüm clancy & neil
aslında clancynin sewgilisinin sergei olmasını bekliyodum ama wal sophiaya gıcık olmadım desem yalan olurrr yha sergeiye geri dönsün olaylar gene karışsın macera olsunnn tanrımmmm süper bi bölüm yeni bölümde busefer bekletme bari
çoık güzelll olumusssssss


aslında clancynin sewgilisinin sergei olmasını bekliyodum ama wal sophiaya gıcık olmadım desem yalan olurrr yha sergeiye geri dönsün olaylar gene karışsın macera olsunnn tanrımmmm süper bi bölüm yeni bölümde busefer bekletme bari









HAYAL GERÇEKLER!

Bir an düşündüm durdum. Bütün kuvvetimle onu kendimden geri ittim. Biliyorum aptalca fakat engel oldu içimdeki bir şey buna.
Neil ‘Özür dilerim.’
‘Eve gitsek iyi olacak.’
Neil onayladı ve ağır adımlarla eve doğru yol aldık. Hala aklım almıyor nasıl yapabilmiştim bunu. Yoksa yo hayır bu olmaz olmasın lütfen…
~Sergei~
Doğruyu söylemeliyim ki onları bu şekilde görmek gerçekten içimi burktu. Hala seviyor muyum bilemiyorum Clancy’i fakat bir türlü aklımdan çıkmıyor işte. Kim unutabilir ki onunla bu kadar şey yaşadıktan sonra…
Bir ses duydum. Arkamı döndüğümde içeriye girmişlerdi. Clancy usulca merdivenleri çıkmaktaydı. Neil’de onun ardından gitmekteydi. Kısa süre içerisinde kayboldular. Şu anda karanlık ve ben hüküm sürmekteyiz. Aklım almıyor bir insan kısa süre içerisinde nasıl bu kadar değişebilir.
~Neil~
Hayatımda keşke lere yer vermek istemiyorum. Yaptığımdan pişman değilim. Eğer yapmasaydım şu anda merak içinde olacaktım. Güvenini sarstığım doğru ama gerçekten pişman değilim.
~Clancy~
Ah kafama takmıyorum. Takarsam çok uzar her şey. Şimdiki tek sorunum Neil ile aynı odada yatacak olmamız.
Neil ‘Of yastıkta pek rahat duruyor ya.’
‘Merak etme canım kanepe daha rahat emin ol.’
Neil ‘Aa ne güzel o zaman sen orada yat.’
‘Kibar ol. Bir kız orada yatırılır mı?’
Neil ‘Tamam tamam.’
Mızmızlanarak kanepeye gitti. Bu havada biraz üşüyeceğini düşünerek üzerine bir şey örttüm. Sonra yatağa gittim uyumak için fakat sağ olsun vicdanım rahat bırakmadı. Daha fazla dayanamayıp Neil’in yanına gittim.
‘Neil kalk hadi.’
Neil ‘Paula git başımdan.’
‘Sana şimdi gitmeyi gösteririm.’
Bir yerde okumuştum erkekler uyurken saçlarıyla oynanmasından nefret ederlermiş. Saçlarını çekiştirmeye başladım.
Neil ‘ Paula bunu çok fena ödeyeceksin.’
Bu sözü demesi ile kalkması ve bana çarpması bir oldu.
‘Ahh’
Neil ‘Tamamen unutmuşum özür dilerim Clancy.’
‘Sorun değil. Şey ben sen orada kıvrılırken rahat edemedim. Sen yat hadi.’
Neil ‘Gerçekten mütevazılık gösterisi yapabilecek durumda olduğumu sanmıyorum. Ayrıca ben öyle bir rol yapamam ki.’
‘Daha fazla konuşursan kararımdan vazgeçebilirim.’
Neil koşarcasına gitti ve yattı. Bende gidip bilgisayarın başına oturdum. Biraz gezelim bakalım.
~Neil~
Uyuyamıyorum. Çünkü bu kokuyu sabaha kadar içime çekmek istiyorum. Yataktan o kalktığı için her yer Clancy kokuyor muhteşem bir şey.
‘Clancy’
Clancy ‘Hı’
‘Bana mütevazı ol diyene bakar mısınız?’
Clancy ‘Efendim.’
‘Bu daha iyi. Clancy biliyor musun?’
Clancy ‘Neyi?’
‘Çok gıcıksın.’
Clancy ‘Evet biliyorum iltifat için teşekkür ederim.Peki sen biliyor musun?’
‘Neyi?’
Clancy ‘Gerçekten muhteşem gözlerin var.’
‘Teşekkür ederim. Uykum kaçtı.’
Clancy ‘Benimde…’
‘Hatırlar mısın küçükken yani en azından benim arkadaşlarımla biz karanlık gecelerde bir birimize korku hikayesi anlatırdık.’
Clancy ‘Yapma ama o zaman çocuktuk.’
‘Evet işte bu yüzden hayat hikayelerimizi anlatalım.’
~Clancy~
Bu fikir hoşuma gitti gidip yatağın bir köşesine kuruldum. O başladı anlatma sıra bende derken güneş Neil’in gözlerinin içine girdi. Gel de erime o derece güzel gözleri şu an.
‘Neil!’
Neil ‘Ne oldu?’
‘Uykum geldi.’
Bu sözü söylemem ile birlikte başımı yatağa gömmem bir oldu. Bugünün akşamına kadar uyumak istiyorum…
----
-‘Clancy, sen bir şizofreni değilsin…’
‘Kimsin sen ne istiyorsun?’
-‘Sadece gerçekleri göstermek ile görevlendirildim Clancy sen bir şizofreni değilsin. Yaşadıklarının ve yaşacak olduklarının hepsi birer gerçek. İçlerinde seninde çözmen gereken birkaç sır var. BUL VE ÇÖZ ONLARI!’

Vinnie~

off süper bi bölümdü ellerine salık ama bu onunla konusan kimdir yaa bak merak ettim şimdi
bu arada işin içine paula nerden geldi onu anlamadım oralar biraz karışık olmus
onları işte
paula: ....
neil: .........
gibi yaparsan daha iyi olur şekerim
(ne çok istek yapıyorum)
gizem bir dahaki bölümde gecikirsen forumu başına yıkarım (şaka
)
neyse çok konustum acil yeni bölüm istiyorum bak

bu arada işin içine paula nerden geldi onu anlamadım oralar biraz karışık olmus

onları işte
paula: ....
neil: .........
gibi yaparsan daha iyi olur şekerim

(ne çok istek yapıyorum)
gizem bir dahaki bölümde gecikirsen forumu başına yıkarım (şaka

neyse çok konustum acil yeni bölüm istiyorum bak




Ve minako-chan sırf seni gıcık etmek için yazdım bu bölümü al sana erken gelen bölüm.
HIZ!
Korkuyla gözlerimi açtım. Derin bir nefes aldım, verdim. Olayın şokunu şükür atlattım. Of neden burası bu kadar sıcak ya. Hem Neil gibi kokuyor ne oluyor ya?
Gözlerimi biraz sola –biraz değil bayağı- ve birazda yukarıya kaydırdım. Dur dur ben rüyadayım pardon kabusta az sonra uyanacağım. Gözlerimi kapattım kendime bir çimdik attım. Canım acımadı. Oh be kabusmuş.
Neil: Ahhh…
-: Yok kabus değilmiş. AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA!
Neil: AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA
-: Senin benim yatağımda ne işin var, üstelik bir de yanımda yatmışsın, hadi onu geçtim sarılmışsın, yoksaaa-
Neil: O kadar da değil be!
-: Hı iyi bari.
Neil: Bilerek sarılmadım. Ki biliyorsun bende uyumadım dalmışım.
-: Tamam özür dilerim birden ben-
Kapının açılma sesiyle cümlem yarıda kaldı. Sophia ve Sergei şaşkınca bize bakıyorlardı. Aslında biraz gariptik. Ben yatakta dizlerimin üstünde Neil yatakta dizlerinin üzerinde ikimizin de sağ eli havada!
Sergei: Ne oluyor burada?
Neil: Ne oluyor burada?
Sophia: Ne oluyor burada?
-: Yeter papağan mısınız nesiniz sizi bana sürüyle mi gönderdiler. Allah’ım neydi benim günahım.
-: AAAAAA Ne oluyor burada?
Bu sözümün ardından herkes büyük bir kahkaha attı. Ne yani olamaz mı. Görmemiş olamaz mıyım Sophia ve Sergei’nin muhteşem kapalı (!) pijamalarını.
Hemen Neil’in gözünü kapattım. Bakmasın!
~Neil~
Bende onunkini kapattım. Bakmasın!
Sophia: Sanırım biz gitsek iyi olacak.
Clancy-Neil: Bizce de!
Kapının kapanma sesi geldi. Ellerimi indirdim.
-: Ne vardı çığlık atmasan.
Clancy: O bir refleksti bir kere!
Clancy’e bakarken gördüğüm rüyayı hatırladım. Rüyamda Clancy’in bir savaşçı olduğunu gördüm. Kırmızı saçlı bir adam vardı. Bana saldırıyordu. Clancy onu savuruyordu bir tarafa. Ne kabus ama.
Clancy: Ne bakıyorsun öyle?
-: Bakamaz mıyım?
Clancy: Bakma ya ne olur.
-: Anladım gözlerimin güzelliğinden bakmamı istemiyorsun.
Clancy: Biliyor musun çok zekisin!
-: Biliyorum. (dedim gülümseyerek)
Sırıtmama karşılık oda sırıttı. Bak yine daldım ona bakıyorum.
-: Saat kaç acaba?
Clancy eliyle saati gösterdi. Saat 11:04 geç kaldım!
Allahtan kıyafetimi değiştirmemişim. Hızlıca kalktım.
-: Clancy benim gitmem gerek.
Clancy: Bekle benimde kafeye gitmem gerekiyor.
-: Çabuk ol.
~Clancy~
Neil çıktı odadan. Ben ise ne giyeceğim hakkında bir şey bilmiyorum.
Omzu açık bir t-shirt rengi ne renk olsa hım. Buldum, mavi omzu açık t-shirt ve onun altına kısa bir kot şort. Altına da yeni aldığım All Star converselerim ve tabiki rengi beyaz.
Giyinip hızla çıktım. Herkes kahvaltı yapıyordu.
-: Günaydın.
Hepsi bana dönüp günaydın dedi. Neil beni çekiştirmeye başladı.
-: Çekiştirme.
Neil: Çabuk
-: Tamam dur birazda şundan yiyeyim.
Neil: Clancy yeter artık.
Neil belimden tuttuğu gibi döndürdü masadan. Gıcık ne var ki yesem.
-: Of ne vardı yesem. Ayrıca ellerini de çeker misin?
Hemen ellerini indirdi kolumdan tutup resmen sürüdü. Merdivenleri öyle bir indik ki duyan birisi düştü sanır. Kapıdan çıkarken arabanın anahtarlarını çıkardı ve arabayı uzaktan açtı.
Neil: Bin hadi.
-: Bu… bu… Tanrım Bu!
Neil: Nesi var Audi R8 işte.
-: Küçüklüğümden beri almak istediğim araba!
Neil: Atla da hayallerinin bir kısmını gerçekleştireyim meleğim.
Sonunu kısık söyledi anlayamadım. Aman ne diyecek kesin kötü bir şey demiştir.
Hemen arabaya atladım. Kıyamıyorum arabaya ya. Elimi direksiyonda biraz gezdirdim. Tanrım muhteşem bir duygu!
Neil arabayı çalıştırdı. Son sürat gidiyoruz. Süper bir şey bu duygu. Susadığımı fark ettim elimi almak için uzattım. O sırada viraj dönüşü yaptı Neil e hayliyle savruldum ve başımı cama çarptım.
Neil: Özür dilerim, iyi misin?
-: İyiyim.
~Neil~
Pek razı olmadım iyi olduğuna. Hata bende düzgün viraj almam gerekiyordu. Of çok geç kaldım çok.
Clancy: Senin mesleğin neydi?
-: Hiç sormayacaksın sanmıştım. Ben bir sanatçıyım. Kardeşim Paula ile şarkı söylüyoruz. Bir kişi daha arıyoruz fakat hala bulamadık.
Clancy biraz şaşırmış görünüyordu.
Clancy: Nasıl sen şimdi sanatçısın ve ben bunca zaman bir sanatçıyla takılıyorum. Ve şimdi haberim oluyor.
-: Evet özetle böyle Clancy.
Clancy: Umarım aradığınız kişiyi bulursunuz.
-: Umarım çünkü bulamazsak batacağız gibi görünüyor.
Clancy: Hım. Peki senin guruptaki görevin nedir?
-: Ben gitar çalıp şarkı söylüyorum. Solist ve gitarist. Paula piyano çalıyor.
Clancy: Almak istediğiniz kişi için gazeteye ilan vermediniz mi?
-: Hayır. Aslında bakarsan hiç kriterlere uygun birisi bulamadık. Bir kız arıyoruz benimle birlikte şarkı söylemesi için.
~Clancy~
Nasıl yani Neil ile şarkı söyleyecek kız mı?
-: Neil nasıl ya sen bir kızla şarkı söyleyeceksin bakarsın dans edersinizde!
Neil: Büyük bir ihtimal ile.
-: İzin vermiyorum. Benim sevgilim kimseyle dans edemez!
Neil sırıtarak: SEVGİLİN Mİ?
-: Şey yani formalite bile olsa sevgilimsin. Sonra sormaz mı bana Sergei.
Neil: O zaman sen ol.
-: Saçmalıyorsun. Benim sesim iyi değildir.
Neil: Belki öyle değildir. Bak ne diyeceğim iş çıkışı seni alır ve stüdyoya götürürüm sesine bir bakarız ne dersin?
-: Seçim şansı bıraktın mı?
Neil: Evet bırakmadım sanırım.
Çoktan kafeye vardığımızı fark ettim. Teşekkür edip kafeye girdim.
---
Kafe tıklım tıklım olduğu için çıkış saatinin geldiğini hiç fark etmedim. İçeride ben kaldım bir tek birde iyi anlaştığımız elemanım.
---
Maskeli bir adam içeriye girdi. Clancy ve Marina –kafedeki iyi anlaştığı eleman- neye uğradıklarını şaşırdılar.
--: Hemen paraları şuna doldurun sakın ters bir hareket yapmayın beynini deşerim!
Clancy ve Marina tam da dedikleri gibi yaptılar. Hızlıca parayı doldurdular. Adama uzattılar.
Bu sırada içeriye Neil girdi. Clancy çık gibisinden ellerini kollarını sallasa da Neil için çok geçti. Hırsız onu fark etti.
--: Sen geç şuraya.
Neil aynı dediği gibi yaptı. Clancy in olduğu yere gitti.
Neil: Clancy bu kim?
Clancy: Hırsızın teki işte.
Bu sırada hırsız bunları fark etti.
--: Hey sen! Buraya gel.
Neil kendisinin olduğunu anladı ve hırsıza doğru yürümeye başladı. Hırsız ona silahını doğrulttu.
~Neil~
Vurulmak. Hem de bu genç yaşta. Umarım kim olduğumu biliyordur. Yoksa başına çok büyük bir bela alacak.
~Clancy~
-Tam zamanı Clancy.
Clancy: Ne neyin. Of uyanıkken bile rüya mı görüyorum ben!
-Clancy çabuk Neil ölecek. Onu hisset o anı hisset!!!
Clancy aynen dediği gibi yaptı o anı hissetti.
~Neil~
Gözlerimi kapadım ve kollarımı iki yana açtım. Fakat aklımda sadece Clancy var beni öldürürse onu da öldürür. Gözlerimi açtım Clancy’e bakmak için.
Ve gördüklerim karşısında şok oldum.
-: Clancy sen!!


Korkuyla gözlerimi açtım. Derin bir nefes aldım, verdim. Olayın şokunu şükür atlattım. Of neden burası bu kadar sıcak ya. Hem Neil gibi kokuyor ne oluyor ya?
Gözlerimi biraz sola –biraz değil bayağı- ve birazda yukarıya kaydırdım. Dur dur ben rüyadayım pardon kabusta az sonra uyanacağım. Gözlerimi kapattım kendime bir çimdik attım. Canım acımadı. Oh be kabusmuş.
Neil: Ahhh…
-: Yok kabus değilmiş. AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA!
Neil: AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA
-: Senin benim yatağımda ne işin var, üstelik bir de yanımda yatmışsın, hadi onu geçtim sarılmışsın, yoksaaa-
Neil: O kadar da değil be!
-: Hı iyi bari.
Neil: Bilerek sarılmadım. Ki biliyorsun bende uyumadım dalmışım.
-: Tamam özür dilerim birden ben-
Kapının açılma sesiyle cümlem yarıda kaldı. Sophia ve Sergei şaşkınca bize bakıyorlardı. Aslında biraz gariptik. Ben yatakta dizlerimin üstünde Neil yatakta dizlerinin üzerinde ikimizin de sağ eli havada!
Sergei: Ne oluyor burada?
Neil: Ne oluyor burada?
Sophia: Ne oluyor burada?
-: Yeter papağan mısınız nesiniz sizi bana sürüyle mi gönderdiler. Allah’ım neydi benim günahım.
-: AAAAAA Ne oluyor burada?
Bu sözümün ardından herkes büyük bir kahkaha attı. Ne yani olamaz mı. Görmemiş olamaz mıyım Sophia ve Sergei’nin muhteşem kapalı (!) pijamalarını.
Hemen Neil’in gözünü kapattım. Bakmasın!
~Neil~
Bende onunkini kapattım. Bakmasın!
Sophia: Sanırım biz gitsek iyi olacak.
Clancy-Neil: Bizce de!
Kapının kapanma sesi geldi. Ellerimi indirdim.
-: Ne vardı çığlık atmasan.
Clancy: O bir refleksti bir kere!
Clancy’e bakarken gördüğüm rüyayı hatırladım. Rüyamda Clancy’in bir savaşçı olduğunu gördüm. Kırmızı saçlı bir adam vardı. Bana saldırıyordu. Clancy onu savuruyordu bir tarafa. Ne kabus ama.
Clancy: Ne bakıyorsun öyle?
-: Bakamaz mıyım?
Clancy: Bakma ya ne olur.
-: Anladım gözlerimin güzelliğinden bakmamı istemiyorsun.
Clancy: Biliyor musun çok zekisin!
-: Biliyorum. (dedim gülümseyerek)
Sırıtmama karşılık oda sırıttı. Bak yine daldım ona bakıyorum.
-: Saat kaç acaba?
Clancy eliyle saati gösterdi. Saat 11:04 geç kaldım!
Allahtan kıyafetimi değiştirmemişim. Hızlıca kalktım.
-: Clancy benim gitmem gerek.
Clancy: Bekle benimde kafeye gitmem gerekiyor.
-: Çabuk ol.
~Clancy~
Neil çıktı odadan. Ben ise ne giyeceğim hakkında bir şey bilmiyorum.
Omzu açık bir t-shirt rengi ne renk olsa hım. Buldum, mavi omzu açık t-shirt ve onun altına kısa bir kot şort. Altına da yeni aldığım All Star converselerim ve tabiki rengi beyaz.
Giyinip hızla çıktım. Herkes kahvaltı yapıyordu.
-: Günaydın.
Hepsi bana dönüp günaydın dedi. Neil beni çekiştirmeye başladı.
-: Çekiştirme.
Neil: Çabuk
-: Tamam dur birazda şundan yiyeyim.
Neil: Clancy yeter artık.
Neil belimden tuttuğu gibi döndürdü masadan. Gıcık ne var ki yesem.
-: Of ne vardı yesem. Ayrıca ellerini de çeker misin?
Hemen ellerini indirdi kolumdan tutup resmen sürüdü. Merdivenleri öyle bir indik ki duyan birisi düştü sanır. Kapıdan çıkarken arabanın anahtarlarını çıkardı ve arabayı uzaktan açtı.
Neil: Bin hadi.
-: Bu… bu… Tanrım Bu!
Neil: Nesi var Audi R8 işte.
-: Küçüklüğümden beri almak istediğim araba!
Neil: Atla da hayallerinin bir kısmını gerçekleştireyim meleğim.
Sonunu kısık söyledi anlayamadım. Aman ne diyecek kesin kötü bir şey demiştir.
Hemen arabaya atladım. Kıyamıyorum arabaya ya. Elimi direksiyonda biraz gezdirdim. Tanrım muhteşem bir duygu!
Neil arabayı çalıştırdı. Son sürat gidiyoruz. Süper bir şey bu duygu. Susadığımı fark ettim elimi almak için uzattım. O sırada viraj dönüşü yaptı Neil e hayliyle savruldum ve başımı cama çarptım.
Neil: Özür dilerim, iyi misin?
-: İyiyim.
~Neil~
Pek razı olmadım iyi olduğuna. Hata bende düzgün viraj almam gerekiyordu. Of çok geç kaldım çok.
Clancy: Senin mesleğin neydi?
-: Hiç sormayacaksın sanmıştım. Ben bir sanatçıyım. Kardeşim Paula ile şarkı söylüyoruz. Bir kişi daha arıyoruz fakat hala bulamadık.
Clancy biraz şaşırmış görünüyordu.
Clancy: Nasıl sen şimdi sanatçısın ve ben bunca zaman bir sanatçıyla takılıyorum. Ve şimdi haberim oluyor.
-: Evet özetle böyle Clancy.
Clancy: Umarım aradığınız kişiyi bulursunuz.
-: Umarım çünkü bulamazsak batacağız gibi görünüyor.
Clancy: Hım. Peki senin guruptaki görevin nedir?
-: Ben gitar çalıp şarkı söylüyorum. Solist ve gitarist. Paula piyano çalıyor.
Clancy: Almak istediğiniz kişi için gazeteye ilan vermediniz mi?
-: Hayır. Aslında bakarsan hiç kriterlere uygun birisi bulamadık. Bir kız arıyoruz benimle birlikte şarkı söylemesi için.
~Clancy~
Nasıl yani Neil ile şarkı söyleyecek kız mı?
-: Neil nasıl ya sen bir kızla şarkı söyleyeceksin bakarsın dans edersinizde!
Neil: Büyük bir ihtimal ile.
-: İzin vermiyorum. Benim sevgilim kimseyle dans edemez!
Neil sırıtarak: SEVGİLİN Mİ?
-: Şey yani formalite bile olsa sevgilimsin. Sonra sormaz mı bana Sergei.
Neil: O zaman sen ol.
-: Saçmalıyorsun. Benim sesim iyi değildir.
Neil: Belki öyle değildir. Bak ne diyeceğim iş çıkışı seni alır ve stüdyoya götürürüm sesine bir bakarız ne dersin?
-: Seçim şansı bıraktın mı?
Neil: Evet bırakmadım sanırım.
Çoktan kafeye vardığımızı fark ettim. Teşekkür edip kafeye girdim.
---
Kafe tıklım tıklım olduğu için çıkış saatinin geldiğini hiç fark etmedim. İçeride ben kaldım bir tek birde iyi anlaştığımız elemanım.
---
Maskeli bir adam içeriye girdi. Clancy ve Marina –kafedeki iyi anlaştığı eleman- neye uğradıklarını şaşırdılar.
--: Hemen paraları şuna doldurun sakın ters bir hareket yapmayın beynini deşerim!
Clancy ve Marina tam da dedikleri gibi yaptılar. Hızlıca parayı doldurdular. Adama uzattılar.
Bu sırada içeriye Neil girdi. Clancy çık gibisinden ellerini kollarını sallasa da Neil için çok geçti. Hırsız onu fark etti.
--: Sen geç şuraya.
Neil aynı dediği gibi yaptı. Clancy in olduğu yere gitti.
Neil: Clancy bu kim?
Clancy: Hırsızın teki işte.
Bu sırada hırsız bunları fark etti.
--: Hey sen! Buraya gel.
Neil kendisinin olduğunu anladı ve hırsıza doğru yürümeye başladı. Hırsız ona silahını doğrulttu.
~Neil~
Vurulmak. Hem de bu genç yaşta. Umarım kim olduğumu biliyordur. Yoksa başına çok büyük bir bela alacak.
~Clancy~
-Tam zamanı Clancy.
Clancy: Ne neyin. Of uyanıkken bile rüya mı görüyorum ben!
-Clancy çabuk Neil ölecek. Onu hisset o anı hisset!!!
Clancy aynen dediği gibi yaptı o anı hissetti.
~Neil~
Gözlerimi kapadım ve kollarımı iki yana açtım. Fakat aklımda sadece Clancy var beni öldürürse onu da öldürür. Gözlerimi açtım Clancy’e bakmak için.
Ve gördüklerim karşısında şok oldum.
-: Clancy sen!!

Vinnie~

seni gıcık gene geç kaldın
bide hızlı oldum diyosun
bu arada süpppppppperrrrr ötesi bi bölüm olmuş bu arada clancynin giydiği kıyafetlerin markasını tanıtman şartmıydı seni reklamcı
biliyorum bundan sonraki bölümü gene 1 ay sonra yayınlıcaksın alıştım bide hızlı koydum diosun yesinler hızlını bu arada eski maceraya geri dönüyoruz yuuffi yuffi yeeeeeeeee
sergei & clany & neil anam aralarında kaldım hangisi olsa claynin acaba
nese süpppeperr ötesi bi bölümdü yenisini 1 gün içinde bekliyorum bir zahmet yayınla !!


bu arada süpppppppperrrrr ötesi bi bölüm olmuş bu arada clancynin giydiği kıyafetlerin markasını tanıtman şartmıydı seni reklamcı
biliyorum bundan sonraki bölümü gene 1 ay sonra yayınlıcaksın alıştım bide hızlı koydum diosun yesinler hızlını bu arada eski maceraya geri dönüyoruz yuuffi yuffi yeeeeeeeee

sergei & clany & neil anam aralarında kaldım hangisi olsa claynin acaba

nese süpppeperr ötesi bi bölümdü yenisini 1 gün içinde bekliyorum bir zahmet yayınla !!





5. sayfa (Toplam 7 sayfa) [ 101 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |