Ölümün Sessizliği... Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 5, 6, 7, Sonraki |
Yazar
Mesaj






Öhm. Zorla yazdırılan bölüm.
DEĞİŞİM!
Clancy nefes almakta zorluk çekiyordu. Yavaşça gözleri kapandı. Ölüyor muydu!
Bir an için hırsızın hiç var olmadığını aklıma getirdim. Hemen Clancy’in yanına koştum.
-: Clancy!
Clancy yere yığılmak üzereydi. Düşecekken belinden kavradım. O sinirle hırsıza döndüm.
-: Seni geri zekalı kızı ne hala soktun! Ne yapacağın umurumda değil hemen hastaneye gitmemiz gerekiyor.
Hırsız: Buna izin veremem nerden bileyim ötmeyeceğinizi?
-: Seni ahmak kurtulabileceğini mi sanıyorsun. Güvenlik kameraları var her yerde!
Hırsız: O zaman benimle birlikte sizde ölürsünüz!
-: Olur bana ve sana uyar fakat bak şu kıza buna uymaz anlıyor musun. O melek gibi kıza ölüm yakışmaz!
Hırsız: Umurumda mı?
-: Doğru bir hırsızla konuşuyordum değil mi!
Hırsız silahını doğrulttu. Gerçekten vurmaya kararlıydı. Son bir kez Clancy’in kokusunu içime çekmek istedim. Dizlerimin üzerine durdum gözlerimi kapattım. Son bir kez! O muhteşem kokuyu ciğerlerimin alabileceği kadar içime çektim. Ellerimden bir şey kayar gibi oldu. Fakat umurumda değil. Hırsızın ateş etmediğini hissettim. Gözlerimi açtım.
Clancy: Neil iyi misin?
-: Ha. Clancy sen yaşıyorsun. Ölmemişsin!
Clancy: Açıklaması zor ve karmaşık. En iyisi unut bu anları.
-: Hayır bir açıklama istiyorum hemen.
~Clancy~
Nasıl açıklarım ben durumu ona. Bak içimdeki bir ses bana bir şeyler dedi bende yaptım karşılığında kendimde üstün bir güç buldum. Hırsızın elindeki silahı savurup onu kaçırdım. Hah süper açıklama ama!
-: Şey, sen gözlerini kapadın ya, işte o sırada hırsıza bir şeyler oldu. Silahı bırakıp kaçtı.
Tabi sen bunları göremedin.
Neil: Ben… Polisi aradın mı?
-: Aradım biraz sonra burada olurlar.
-1 saat sonra.-
---
Clancy ve Neil polislerle olan işlerini bitirmişti. Neil sözleştikleri üzere Clancy’i stüdyoya götürüyordu. Sesine bakmak için.
Yol boyunca tek kelime bile etmemişlerdi. Sanki yeminliydiler konuşmamaya.
Bu yemini bozan Paula oldu.
Paula: Hoş geldiniz.
Neil: Hoş bulduk. Hazır mı her şey?
Paula: Ayıp ettin. Tabi ki hazır her şey. Clancy hariç!
Neil: Vakit kaybetmeyelim. Clancy.
Clancy olduğu yere sabitlenmiş gibiydi. Ne nefes alıyordu nede hareket ediyordu. Öyle ki bakışlarını bir noktaya dikip sürekli oraya bakıyordu. Bunu fark eden Neil hemen yanına gitti. Koluna girerek içeriye götürdü.
Clancy: Paula.
Paula: Efendim?
Clancy: Seninle yalnız konuşabilir miyiz?
Paula: Peki.
Clancy Paula’yı bir köşeye çekmişti. Nasıl söyleyeceğini bir türlü bulamıyordu. En sonunda söze atıldı.
Clancy: Paula ben sesimin gerçekten iyi olduğunu düşünmüyorum.
Paula: Sesine bakmadan bir şey söyleyemem.
Clancy: Tamam küçük bir şey mırı-
Paula: Hayır orada söylemen gerekiyor. Bu şekilde sesine ayarlar verebiliriz.
Paula sürükleyerek kayıt odasına götürdü Clancy’i. Neil ve Paula camdan seslendiler.
Neil: Bildiğin bir şarkıyı söyle
Hazır mısın
3
2
1
!
Clancy bu sözü duyar duymaz. ‘My Immortal’ (Evanescence) söylemeye başladı.
~Clancy~
Kesin rezil olacağım. Fakat söylüyorum. En iyisi gözlerimi kapatayım daha fazla rezil olmadan söyleyeyim.
~Paula~
Bu kız bana sesim hiç iyi değil mi demişti? Sanırım öyle söylemişti. Aksine bu kızın sesi mükemmel. Nasıl anlatılır böyle bir ses. Sanki başından bir çok olay geçmiş gibi. Resmen kendisini veriyor şarkı söylerken. Sanırım…
~Neil~
Meleğim. Ne kadarda güzel söylüyor. Duygulandım doğrusu. Nasıl söyleyebiliyor böyle. Tanrım gerçekten hissediyorum şarkıyı. Sanırım oda hissediyor. Bence aradığımızı bulduk!
---
Clancy söylemeyi bitirdiğinde Paula ve Neil resmen çakılmış gibilerdi ne gözlerini kapatıp açıyorlardı nede hareket ediyorlardı. Clancy odadan çıktı ve yanlarına geldi.
Clancy: Ah size o kadar söyledim. Benim sesim kötüdür diye. Ama dinlemediniz ki. Pişmansanız anlarım sorun değil.
Paula: Clancy… Nasıl söylenir bilmi-
Clancy: Anlıyorum Paula beni kırmamak içi-
Neil: Yeter. Clancy şunu söylemeliyim ki. Gerçekten muhteşem bir sesin var. Ve sen aradığımız kişisin. Kabul ediyor musun?
Clancy: Neee!
Paula: Evet ve şunu da belirtmem gerekiyor. Yada ben öyle hissediyorum. Seni dinlerken şarkıyı hissettim. Kesinlikle senin gibi birisini kaçırırsak kendime aptal gözüyle bakarım.
Clancy: Aa siz ciddisiniz?
Neil: Hiç olmadığımız kadar!
Clancy: Tamam şey. Biraz-
Neil: Anladım istiyorsun.
Clancy: hayır.
Neil: Evet
Clancy: hayır.
Neil: Evet
Clancy: hayır.
Neil: Hayır.
Clancy: Evet
Neil: Evet dedin. Paula kardeşim. İşte bu bizim dönüm noktamız. Tüm dünya bizi beklesin!
Clancy: Hey ama kelime oyunu yaptın. Hem ben istemiyorum.
Neil: Ah kardeşim o zaman başka kızlara bakalım. Şöyle güzel olanlarından olsun. Yanıma yakışsın değil mi?
Clancy: Tamam kabul.
Paula: Havada bir koku var ama ne acaba?
(aşktır aşk.
)
Neil: O zaman bu gece bunu kutluyoruz. Clancy Sergei ve Sophia’yı da çağır istersen yalnız kalmasınlar sevgilim.
Paula: Sevgilim derken?
Clancy: Sadece formalite icabı. Sonra anlatırım Paula uzun mesele.
Clancy bu sözden sonra Sergei’yi aradı ve kabul ettiler. Bu akşam bir bara gidip eğlenmek üzere sözleştiler.
Clancy, Neil ve Paula stüdyodan çıkıyorlardı. Clancy’in kafasında sadece bunu nasıl başardım sorusu geçmekteydi. Nasıl başarabildim o üstün gücü. En önemlisi peki ya bundan sonrası!!!


Clancy nefes almakta zorluk çekiyordu. Yavaşça gözleri kapandı. Ölüyor muydu!
Bir an için hırsızın hiç var olmadığını aklıma getirdim. Hemen Clancy’in yanına koştum.
-: Clancy!
Clancy yere yığılmak üzereydi. Düşecekken belinden kavradım. O sinirle hırsıza döndüm.
-: Seni geri zekalı kızı ne hala soktun! Ne yapacağın umurumda değil hemen hastaneye gitmemiz gerekiyor.
Hırsız: Buna izin veremem nerden bileyim ötmeyeceğinizi?
-: Seni ahmak kurtulabileceğini mi sanıyorsun. Güvenlik kameraları var her yerde!
Hırsız: O zaman benimle birlikte sizde ölürsünüz!
-: Olur bana ve sana uyar fakat bak şu kıza buna uymaz anlıyor musun. O melek gibi kıza ölüm yakışmaz!
Hırsız: Umurumda mı?
-: Doğru bir hırsızla konuşuyordum değil mi!
Hırsız silahını doğrulttu. Gerçekten vurmaya kararlıydı. Son bir kez Clancy’in kokusunu içime çekmek istedim. Dizlerimin üzerine durdum gözlerimi kapattım. Son bir kez! O muhteşem kokuyu ciğerlerimin alabileceği kadar içime çektim. Ellerimden bir şey kayar gibi oldu. Fakat umurumda değil. Hırsızın ateş etmediğini hissettim. Gözlerimi açtım.
Clancy: Neil iyi misin?
-: Ha. Clancy sen yaşıyorsun. Ölmemişsin!
Clancy: Açıklaması zor ve karmaşık. En iyisi unut bu anları.
-: Hayır bir açıklama istiyorum hemen.
~Clancy~
Nasıl açıklarım ben durumu ona. Bak içimdeki bir ses bana bir şeyler dedi bende yaptım karşılığında kendimde üstün bir güç buldum. Hırsızın elindeki silahı savurup onu kaçırdım. Hah süper açıklama ama!
-: Şey, sen gözlerini kapadın ya, işte o sırada hırsıza bir şeyler oldu. Silahı bırakıp kaçtı.
Tabi sen bunları göremedin.
Neil: Ben… Polisi aradın mı?
-: Aradım biraz sonra burada olurlar.
-1 saat sonra.-
---
Clancy ve Neil polislerle olan işlerini bitirmişti. Neil sözleştikleri üzere Clancy’i stüdyoya götürüyordu. Sesine bakmak için.
Yol boyunca tek kelime bile etmemişlerdi. Sanki yeminliydiler konuşmamaya.
Bu yemini bozan Paula oldu.
Paula: Hoş geldiniz.
Neil: Hoş bulduk. Hazır mı her şey?
Paula: Ayıp ettin. Tabi ki hazır her şey. Clancy hariç!
Neil: Vakit kaybetmeyelim. Clancy.
Clancy olduğu yere sabitlenmiş gibiydi. Ne nefes alıyordu nede hareket ediyordu. Öyle ki bakışlarını bir noktaya dikip sürekli oraya bakıyordu. Bunu fark eden Neil hemen yanına gitti. Koluna girerek içeriye götürdü.
Clancy: Paula.
Paula: Efendim?
Clancy: Seninle yalnız konuşabilir miyiz?
Paula: Peki.
Clancy Paula’yı bir köşeye çekmişti. Nasıl söyleyeceğini bir türlü bulamıyordu. En sonunda söze atıldı.
Clancy: Paula ben sesimin gerçekten iyi olduğunu düşünmüyorum.
Paula: Sesine bakmadan bir şey söyleyemem.
Clancy: Tamam küçük bir şey mırı-
Paula: Hayır orada söylemen gerekiyor. Bu şekilde sesine ayarlar verebiliriz.
Paula sürükleyerek kayıt odasına götürdü Clancy’i. Neil ve Paula camdan seslendiler.
Neil: Bildiğin bir şarkıyı söyle
Hazır mısın
3
2
1
!
Clancy bu sözü duyar duymaz. ‘My Immortal’ (Evanescence) söylemeye başladı.
~Clancy~
Kesin rezil olacağım. Fakat söylüyorum. En iyisi gözlerimi kapatayım daha fazla rezil olmadan söyleyeyim.
~Paula~
Bu kız bana sesim hiç iyi değil mi demişti? Sanırım öyle söylemişti. Aksine bu kızın sesi mükemmel. Nasıl anlatılır böyle bir ses. Sanki başından bir çok olay geçmiş gibi. Resmen kendisini veriyor şarkı söylerken. Sanırım…
~Neil~
Meleğim. Ne kadarda güzel söylüyor. Duygulandım doğrusu. Nasıl söyleyebiliyor böyle. Tanrım gerçekten hissediyorum şarkıyı. Sanırım oda hissediyor. Bence aradığımızı bulduk!
---
Clancy söylemeyi bitirdiğinde Paula ve Neil resmen çakılmış gibilerdi ne gözlerini kapatıp açıyorlardı nede hareket ediyorlardı. Clancy odadan çıktı ve yanlarına geldi.
Clancy: Ah size o kadar söyledim. Benim sesim kötüdür diye. Ama dinlemediniz ki. Pişmansanız anlarım sorun değil.
Paula: Clancy… Nasıl söylenir bilmi-
Clancy: Anlıyorum Paula beni kırmamak içi-
Neil: Yeter. Clancy şunu söylemeliyim ki. Gerçekten muhteşem bir sesin var. Ve sen aradığımız kişisin. Kabul ediyor musun?
Clancy: Neee!
Paula: Evet ve şunu da belirtmem gerekiyor. Yada ben öyle hissediyorum. Seni dinlerken şarkıyı hissettim. Kesinlikle senin gibi birisini kaçırırsak kendime aptal gözüyle bakarım.
Clancy: Aa siz ciddisiniz?
Neil: Hiç olmadığımız kadar!
Clancy: Tamam şey. Biraz-
Neil: Anladım istiyorsun.
Clancy: hayır.
Neil: Evet
Clancy: hayır.
Neil: Evet
Clancy: hayır.
Neil: Hayır.
Clancy: Evet
Neil: Evet dedin. Paula kardeşim. İşte bu bizim dönüm noktamız. Tüm dünya bizi beklesin!
Clancy: Hey ama kelime oyunu yaptın. Hem ben istemiyorum.
Neil: Ah kardeşim o zaman başka kızlara bakalım. Şöyle güzel olanlarından olsun. Yanıma yakışsın değil mi?
Clancy: Tamam kabul.
Paula: Havada bir koku var ama ne acaba?
(aşktır aşk.


Neil: O zaman bu gece bunu kutluyoruz. Clancy Sergei ve Sophia’yı da çağır istersen yalnız kalmasınlar sevgilim.
Paula: Sevgilim derken?
Clancy: Sadece formalite icabı. Sonra anlatırım Paula uzun mesele.
Clancy bu sözden sonra Sergei’yi aradı ve kabul ettiler. Bu akşam bir bara gidip eğlenmek üzere sözleştiler.
Clancy, Neil ve Paula stüdyodan çıkıyorlardı. Clancy’in kafasında sadece bunu nasıl başardım sorusu geçmekteydi. Nasıl başarabildim o üstün gücü. En önemlisi peki ya bundan sonrası!!!

Vinnie~

ssonunda zorla yazıdrdığım bi bölüm olarak 1 gün içinde geldi yeniside bu akşam yazılıp yarın koncak anlaşıldımı
(dayak yicem yakında)
bende eski şeylere döndü sanıyodum hani şu sergei ile olanlara ne yazıkki bi burukluk war içimde insan bunu biraz sergei ile yaşananlara çewirirdi neyse yeni bölüm yarın nasılsa dimi yarın dediğim gibi yaparsın olur biter
şaka bi yana my immortalda çok güzel uydu hikayeye
nese güzeldi zorla yazılMıs olsada yeni bölümü yene erken bekliyorum

(dayak yicem yakında)
bende eski şeylere döndü sanıyodum hani şu sergei ile olanlara ne yazıkki bi burukluk war içimde insan bunu biraz sergei ile yaşananlara çewirirdi neyse yeni bölüm yarın nasılsa dimi yarın dediğim gibi yaparsın olur biter


nese güzeldi zorla yazılMıs olsada yeni bölümü yene erken bekliyorum





Üşenmedim 1.5 saat boyunca oturdum hepsini okudum o__O Ve şunu söyleyebilirim ki;
Yetenek en üst seviye maşallah tü tü tü tü tü xP
Yetenek en üst seviye maşallah tü tü tü tü tü xP
Min-Hyeok Gang aşksın seeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeen >.<
tipini yerim oy oy "unni!" >.< Bana Hande unni de evlenelim <3 Sasuke ve Hitsugaya baskılı yastıklarda uyuruz beraber <3 Sana yemek ısmarlayayım ablan olayım <3
not: you've fallen for me dizisindeki Lee Shin'den bi tane de ben istiyorum. evcil hayvan gibi lan.

tipini yerim oy oy "unni!" >.< Bana Hande unni de evlenelim <3 Sasuke ve Hitsugaya baskılı yastıklarda uyuruz beraber <3 Sana yemek ısmarlayayım ablan olayım <3
not: you've fallen for me dizisindeki Lee Shin'den bi tane de ben istiyorum. evcil hayvan gibi lan.



Geldi geldi tamam tamam. = D = D
ÖLÜM SESSİZLİĞİ
Neil: Önüne baksan iyi olur.
Clancy:……..
Neil: Önüne bak.
Clancy: ………
Neil: Eyvah köpek.
Clancy: Hani nerde hani? Büyük mü? Keskin dişleri var mı? Kuduz mu? Pitbul mu?
Paula kahkaha atarak: Evet kocaman bir tane şu anda yanında duruyor.
Neil: Çok komiksin kardeşim.
Paula: Kendisine gelmesi gerekiyordu. Yoksa biraz son-
Clancy: Ah.
Paula: Düşecek! Diyecektim.
Clancy: Daha önce uyarırdı insan. Hadi hızlı olun o ikisine evimi bırakmak istemiyordum. Geldiğimde inşallah evim iyi durumda olur.
Bunun üzerine eve koyuldular. İki dakikada eve vardılar. Clancy hemen kapıyı açtı.
Sophia: Evet canım. Aaa hoş geldiniz.
Paula: Hoş bulduk.
Clancy: Siz içeriye geçip durumu anlatın bende üzerimi değiştireyim. Ne dersiniz?
Neil: Bana bırak ben hallederim ‘Sevgilim’.
Clancy: Tamam sana güveniyorum. Se- sevgilim.
Clancy bu sözünün ardından ışık hızı ile kendi odasına gitti. Bara gidecekleri için düzgün giyinmesi gerekirdi. Yaklaşık beş dakika dolabına bakındıktan sonra ne giyeceğine karar verdi.
Bahçıvan kotu onun altına mavi bir t-shirt. Bahçıvan kot dizlerinin biraz –birazın birazı- üzerindeydi. Altına da mavi adidas larını giydi. Makyaj gibi bir sorunu yoktu. Ama bu gün canı istedi. Çok hafif bir makyaj yaptı. Ardından salona geri gitti. Geldiğinde Sophia’nın çoktan hazırlanmış ve bayağıda fıstık olduğunu görmüştü. Sophia kısa bir kırmızı etek, üzerine beyaz bir bluz altına da yüksek topuklu ayakkabılarını giymişti. Kısaca süperdi!
Clancy: Offf Sergei bu bebeği bana bıraksan olmaz mı?
Sergei: Olmaz o benim bebeğim.
Clancy: Hadi ama bir geceliğine güzelim.
Sergei: Hayatta olmaz güzel kız. Benim bebeğim ve öyle kalacak.
Clancy: Aman iyi al.
Sophia: Sergei çekil sen aradan. Bu taş bebekle takılmak istiyorum seninle değil.
Neil: Orda dur bakalım. Bu taş bebek benimle geliyor.
Neil bu sözünün ardından Clancy’i belinden tutup biraz kendisine çekmişti. Clancy’in tiki olduğundan hemen huylanmıştı, kıkırdamıştı. İstemedense olsa bu hareketten sonra Sergei’ye kaydı gözleri. Sergei ona nefret saçan bakışlarla bakıyordu. Birden ürktü ve biraz geriye çekildi.
Clancy: Gi-gidelim artık.
Paula: Bence de zaten ağaç olduk. Ha bu arada benim partnerimi biraz bekleyeceğiz sanırım.
Neil: Seninki?
Paula: Tabi 2 günün Clancy ile geçirirsen böyle olur. Hoş geldin Amy.
Amy: Merhaba.
Clancy: Vov merhaba güzel bayan.
Amy: Teşekkür ederim bayan. Ben Amy isminizi lütfeder misin reca etsem.
Clancy: Memnuniyetle hanımefendiciğim ben Clancy. Memnun oldum.
Amy: Bende memnun oldum Clancy.
Amy ve Clancy kıkırdamışlardır. Etraftakiler de huysuzlanmışlardı. Bunu anlayan Amy ve Clancy aynı anda bir bakış atıp. Merdivenlere yöneldiler.
Amy-Clancy: Sizi uyuşuklar.
Sophia ve Sergei’de gitmeye başlamışlardı. Paula ve Neil geride kalmışlardı.
Neil: Vov iyi anlaştılar ha.
Paula: Evet ama tek fark o benim gerçek sevgilim. Seninki değil.
Neil: Bakarsın yakında o da olur ha.
Paula: Hissetmiştim. Sen aşık oldun Neil her ne kadar aşka inanmasan da.
Neil: Bilmiyorum.
Paula: Aşıhhsınnnnnn nınını aşıhhsınnnn nınını sen aşıhsın arkadaş.
Neil: Kesiyor musun?
Neil Paula’ya ters bir bakış atmıştır bunun üzerine Paula susar ve merdivenleri inerler.
Sergei ve Sophia’nın arabası olmadığı için Neil yaka paçada olsa Paula’yı ikna eder. Sergei ve Sophia Paula ve Amy ile giderler. Diğer arabada sadece Clancy ve Neil vardır.
Neil: Hızlı gitmeyi sever misin?
Clancy: Şaka yapıyor olmalısın?
Neil: Sadece emniyet kemerini tak güzelim.
Clancy: Hemen kabalaşmayalım!
Neil: Tamam ya tak hadi.
Neil tam gaza basmışken bir şimşek çakmıştır ve bardaktan boşalırcasına bir yağmur başlamıştır.
Clancy gözlerini yoldan ayırmadan: Korkuyorum!
Neil bu söz üzerine biraz yavaşladı.
Neil: Bu iyi mi?
Clancy: Hayır araba hızından değil, çakan şimşeklerden.
Neil: Korkma bize çakacak hali yok ya.
Clancy: Nereden biliyorsun?
Neil: Bilmem hissediyorum.
Clancy: Ben… Ben aslında kötü birisiyim Neil.
Neil: Şşşt. Tamam. Seni görebiliyorum. Nasıl birisi olduğunu biliyorum Clancy. Hissedebiliyorum. Bilmiyor muyum sanıyorsun Sergei ve benim aramda kaldığını. Kimi seçersen seç buna sevineceğim. Çünkü sen mutlu olacaksın.
Clancy: Aslında kararımı verdim. Sadece emin olamıyorum. Peki sen ne yapasın karşındaki aşka inanmayan birisi olursa?
Neil: Sanırım ona bir şans verirdim.
Clancy: Peki diğer yanın başkasını istiyorsa?
Neil: Of. Zor durum Clancy zor. Dediğim gibi ben aradan çekilmeye hazırım. Ve unutma seni seviyorum!
Clancy kısık sesle: Bende, bende…
Neil: Söyleyebilirsin. Yüksek sesle söyle lütfen.
Clancy gözlerini yoldan çevirip Neil’in gözlerinin içine bakarak: Seni seviyorum!
Neil Clancy’in elini tutmuştu. Hiç bırakmama pahasına…
Clancy bu sözü söyledikten sonra Neil gülümsemişti… Hızla artan yağmurdan daha sık şimşekler çakmaya başladı. Gökyüzünden düşen yıldırım, Neil ve Clancy’in arabalarının giyeceği yolun biraz önüne sağına gelmişti. Bu da ağacın devrilmesine neden oldu. Hızlı giden Neil direksiyonu kırmak ile yetindi.
~Clancy~
Bedenim… Bedenim uyuşuyor hissediyorum. Peki ya Neil o nerede durumu nasıl. Umarım ölmemiştir. Ben, ben kendimi kaybediyorum. Sanırım ölüyorum. Seni seviyorum. Etrafta hiç ses yok yağmur sesi dışında. Gözlerim kararıyor. Ölümün böyle mi olacaktı? Bu muydu yaşamak? Bu muydu sevgi? Bu muydu ÖLÜMÜN SESSİZLİĞİ!
ÖLÜM SESSİZLİĞİ

Neil: Önüne baksan iyi olur.
Clancy:……..
Neil: Önüne bak.
Clancy: ………
Neil: Eyvah köpek.
Clancy: Hani nerde hani? Büyük mü? Keskin dişleri var mı? Kuduz mu? Pitbul mu?
Paula kahkaha atarak: Evet kocaman bir tane şu anda yanında duruyor.
Neil: Çok komiksin kardeşim.
Paula: Kendisine gelmesi gerekiyordu. Yoksa biraz son-
Clancy: Ah.
Paula: Düşecek! Diyecektim.
Clancy: Daha önce uyarırdı insan. Hadi hızlı olun o ikisine evimi bırakmak istemiyordum. Geldiğimde inşallah evim iyi durumda olur.
Bunun üzerine eve koyuldular. İki dakikada eve vardılar. Clancy hemen kapıyı açtı.
Sophia: Evet canım. Aaa hoş geldiniz.
Paula: Hoş bulduk.
Clancy: Siz içeriye geçip durumu anlatın bende üzerimi değiştireyim. Ne dersiniz?
Neil: Bana bırak ben hallederim ‘Sevgilim’.
Clancy: Tamam sana güveniyorum. Se- sevgilim.
Clancy bu sözünün ardından ışık hızı ile kendi odasına gitti. Bara gidecekleri için düzgün giyinmesi gerekirdi. Yaklaşık beş dakika dolabına bakındıktan sonra ne giyeceğine karar verdi.
Bahçıvan kotu onun altına mavi bir t-shirt. Bahçıvan kot dizlerinin biraz –birazın birazı- üzerindeydi. Altına da mavi adidas larını giydi. Makyaj gibi bir sorunu yoktu. Ama bu gün canı istedi. Çok hafif bir makyaj yaptı. Ardından salona geri gitti. Geldiğinde Sophia’nın çoktan hazırlanmış ve bayağıda fıstık olduğunu görmüştü. Sophia kısa bir kırmızı etek, üzerine beyaz bir bluz altına da yüksek topuklu ayakkabılarını giymişti. Kısaca süperdi!
Clancy: Offf Sergei bu bebeği bana bıraksan olmaz mı?
Sergei: Olmaz o benim bebeğim.
Clancy: Hadi ama bir geceliğine güzelim.
Sergei: Hayatta olmaz güzel kız. Benim bebeğim ve öyle kalacak.
Clancy: Aman iyi al.
Sophia: Sergei çekil sen aradan. Bu taş bebekle takılmak istiyorum seninle değil.
Neil: Orda dur bakalım. Bu taş bebek benimle geliyor.
Neil bu sözünün ardından Clancy’i belinden tutup biraz kendisine çekmişti. Clancy’in tiki olduğundan hemen huylanmıştı, kıkırdamıştı. İstemedense olsa bu hareketten sonra Sergei’ye kaydı gözleri. Sergei ona nefret saçan bakışlarla bakıyordu. Birden ürktü ve biraz geriye çekildi.
Clancy: Gi-gidelim artık.
Paula: Bence de zaten ağaç olduk. Ha bu arada benim partnerimi biraz bekleyeceğiz sanırım.
Neil: Seninki?
Paula: Tabi 2 günün Clancy ile geçirirsen böyle olur. Hoş geldin Amy.
Amy: Merhaba.
Clancy: Vov merhaba güzel bayan.
Amy: Teşekkür ederim bayan. Ben Amy isminizi lütfeder misin reca etsem.
Clancy: Memnuniyetle hanımefendiciğim ben Clancy. Memnun oldum.
Amy: Bende memnun oldum Clancy.
Amy ve Clancy kıkırdamışlardır. Etraftakiler de huysuzlanmışlardı. Bunu anlayan Amy ve Clancy aynı anda bir bakış atıp. Merdivenlere yöneldiler.
Amy-Clancy: Sizi uyuşuklar.
Sophia ve Sergei’de gitmeye başlamışlardı. Paula ve Neil geride kalmışlardı.
Neil: Vov iyi anlaştılar ha.
Paula: Evet ama tek fark o benim gerçek sevgilim. Seninki değil.
Neil: Bakarsın yakında o da olur ha.
Paula: Hissetmiştim. Sen aşık oldun Neil her ne kadar aşka inanmasan da.
Neil: Bilmiyorum.
Paula: Aşıhhsınnnnnn nınını aşıhhsınnnn nınını sen aşıhsın arkadaş.
Neil: Kesiyor musun?
Neil Paula’ya ters bir bakış atmıştır bunun üzerine Paula susar ve merdivenleri inerler.
Sergei ve Sophia’nın arabası olmadığı için Neil yaka paçada olsa Paula’yı ikna eder. Sergei ve Sophia Paula ve Amy ile giderler. Diğer arabada sadece Clancy ve Neil vardır.
Neil: Hızlı gitmeyi sever misin?
Clancy: Şaka yapıyor olmalısın?
Neil: Sadece emniyet kemerini tak güzelim.
Clancy: Hemen kabalaşmayalım!
Neil: Tamam ya tak hadi.
Neil tam gaza basmışken bir şimşek çakmıştır ve bardaktan boşalırcasına bir yağmur başlamıştır.
Clancy gözlerini yoldan ayırmadan: Korkuyorum!
Neil bu söz üzerine biraz yavaşladı.
Neil: Bu iyi mi?
Clancy: Hayır araba hızından değil, çakan şimşeklerden.
Neil: Korkma bize çakacak hali yok ya.
Clancy: Nereden biliyorsun?
Neil: Bilmem hissediyorum.
Clancy: Ben… Ben aslında kötü birisiyim Neil.
Neil: Şşşt. Tamam. Seni görebiliyorum. Nasıl birisi olduğunu biliyorum Clancy. Hissedebiliyorum. Bilmiyor muyum sanıyorsun Sergei ve benim aramda kaldığını. Kimi seçersen seç buna sevineceğim. Çünkü sen mutlu olacaksın.
Clancy: Aslında kararımı verdim. Sadece emin olamıyorum. Peki sen ne yapasın karşındaki aşka inanmayan birisi olursa?
Neil: Sanırım ona bir şans verirdim.
Clancy: Peki diğer yanın başkasını istiyorsa?
Neil: Of. Zor durum Clancy zor. Dediğim gibi ben aradan çekilmeye hazırım. Ve unutma seni seviyorum!
Clancy kısık sesle: Bende, bende…
Neil: Söyleyebilirsin. Yüksek sesle söyle lütfen.
Clancy gözlerini yoldan çevirip Neil’in gözlerinin içine bakarak: Seni seviyorum!
Neil Clancy’in elini tutmuştu. Hiç bırakmama pahasına…
Clancy bu sözü söyledikten sonra Neil gülümsemişti… Hızla artan yağmurdan daha sık şimşekler çakmaya başladı. Gökyüzünden düşen yıldırım, Neil ve Clancy’in arabalarının giyeceği yolun biraz önüne sağına gelmişti. Bu da ağacın devrilmesine neden oldu. Hızlı giden Neil direksiyonu kırmak ile yetindi.
~Clancy~
Bedenim… Bedenim uyuşuyor hissediyorum. Peki ya Neil o nerede durumu nasıl. Umarım ölmemiştir. Ben, ben kendimi kaybediyorum. Sanırım ölüyorum. Seni seviyorum. Etrafta hiç ses yok yağmur sesi dışında. Gözlerim kararıyor. Ölümün böyle mi olacaktı? Bu muydu yaşamak? Bu muydu sevgi? Bu muydu ÖLÜMÜN SESSİZLİĞİ!

Vinnie~


6. sayfa (Toplam 7 sayfa) [ 101 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |