Roses's Life (YENİ BÖLÜM) Sayfaya git: 1, 2, 3, Sonraki |
|
Yazar
Mesaj
evet yeni bir hikaye ile yeni bir sezon açtım
eğer sizlerde yanımda olursanız çok sevinicem
ROSES'S LİFE
Tanıtım:
Annesini küçük yaşta kaybetmiş olan Lily asi bir genç kızdır.Lady denen unvandan nefret eder.
Annesi adına kocaman bahçeye mevi gül eker.Ancak gülleri ektirdikten bir hafta sonra beyin kanseri olduğunu öğrenir.Yaşama küsmeyip devam etmeye kara verir.
Ölüme inanmayan bu genç kız en yakın arkadaşı ama 10 yıldan görmediği Antony’i gördüğünde hoşlanmaya başlar.Ama önüne Brian ve Madam Julia ve Madam Susan çıkar.Hem bu engelleri aşması ve hastalığı ile savaşması gerekir.
Aşkın ve yaşamın acımasız haksızlıklarının işlemeye çalıştığım bir hikaye.Yaşamın kolay olmadığını belirtmeye çalıştığım bu hikayede haksızlıklara karşı gelen bir genç kız göreceksiniz mavi güllerden gücünü alan…
dArk JeaNNE
KARAKTERLER
Lilian CARBORN
Yaş: 16
Saç rengi: Kumral(beline kadar uzun, çoğunlukla örer)
Göz rengi: Mavi
Karakter özellikleri: Asi bir genç kızdır.Kurallara asla uymaz ve Lady’lik denen unvanı saçma bulur.İçinde çocukça bir neşe vardır.Kelebeklere bayılır.En sevdiği çiçek ise(annesi de bu çiçeğe bayılırdı) mavi güldür.Annesini küçük yaşta kaybetmiştir.
Üvey annesi Madam Julia CARBORN’a anne demez. Evde çatışma içinde yaşar. Hayatı deli dolu yaşamak ister. Ölüme pek inanmaz.Yaşımı annesinin ölümüyle yarısı bitmiş sayar.Annesinin verdiği kolyeyi hep boynunda tutar ve ona çok değer verir.Annesi adına bahçeye mavi güller diktirir.Annesine çok benzer.Şehirde çok sevilen bir kızdır.Ona kısaca Lily denir.(Üvey annesi ve Madam Susan Arsiel hariç)
Antony ARSIEL
Yaş:18
Saç rengi:Siyah
Göz rengi:Gri
Karakter Özellikleri:
Bir beyefendi olmak isteyen gençtir.Hayallerini içinde büyütür.Yaşama sıcak bakar.Düzenlidir saçları dışında.Her zaman dağınık durur.Lilian’a kısaca Lily der.Çocukluktan ardaşı olduğu bilse de ona biraz soğuk davranır.Bunun nedeni babasının onunla konuştuğu bir durumdur.Abisi Richard’ı sevmez.Onun çok ciddiyetsiz olduğunu düşünür.Babası ile iyi bir arkadaştır.Lily çocuktan beri sever ama bu sevginin asla aşk olduğunu düşünmez.Ona hayranlıktır.Ama aşk onun kalbini yavaş yavaş kaplar.8 yaşında Amerika’ya gitmek zorunda kalır ve 10 boyunca Lily görmez.Geldiğinde sokak düşkünü Lily görmez ama bazı dedikodulara kulak misafiri olur.Lily’nin çok güzel olduğuydu bu dedikodu.Pek inanmaz önce ama Lily gördüğünde dünyada o kadar güzel bir olmadığını düşünür ve onca hayranlık ama bence aşk başlar.
Damien CARBORN
Yaş:38
Saç rengi:Siyah
Göz rengi:Koyu Kahverengi
Karakter özellikleri:
Kızını pek sever ama umursamaz.Karısı öldükten sonra hayatına devam eder.Aşkın bir kez yaşandığına inanır.Yalnız kalmaktan korkar.
Kızının üvey annesi ile olan davranışlarına pek uygun görmez ama bir şeyde demez.Kızının iyi eşle evlenmesini ve kendisini yetiştirmesini umar.
Julia CARBORN
Yaş:28
Saç rengi:Sarışın(saçlarını her zaman toplar.)
Göz rengi:Ela
Karakter özellikleri:
Lily ile kavga içerisidedir.Kocasına iyi görünmek için her şeyi yapar.Hizmetçileri pek aşağılar.Lily’ye sert davranır(zaten karşılıklı oluyor).Lady olması için uğraşır ve çabucak evlenip gitmesini ister.Zengin olmayı çok sever.Çok alışveriş yapar.Gülü hiç sevmez.Lily’e inat her şeyi yapar.Annesi hakkında kötü konuşur.Hatta bu yüzden Lily’den tokat yer.
Claudine CARBORN
Yaş:26
Saç rengi:Kumral (her zaman açıktır)
Göz rengi:Mavi
Karakter özellikleri:
Ölümü sevmezdi.Zaten ölürken kızına ben ölümsüz dedi.Mavi renge hastaydı.Kızının bir Lady olmak istemediğini bilir ama kanında Lady’lik olduğunu bildiğinden dolayı istemese de ileride çok güzel bir Lady olacağı görürdü.Kızına baya bir düşkündü.Aşk onun için imkansız bir duyguydu.
Şehrindeki en güzel kadındı ki bütün kadınlar kıskanırdı.Hastayken bile kimseye hasta olduğu göstermemek için kısa yürüşlere çıkardı.Sert ve güçlü bir kadındı hiçbir zaman başını kimseye eğmedi..Ölümünden sonra kızının hayallerine koşmasını umardı.
Brian ASRIEL
Yaş: 24
Saç rengi: Siyah
Göz rengi:Koyu kahverengi
Karakter özellikleri:
Çapkındır umursamaz bir kişidir.Hayatı önemsemez.Aşık olacağını asla düşünmez.Bir kızla 1 ay kadar sözlü bile kalmaz.Deli doludur.Hızlı arabaları sever.Aşk onun kapısında içeri girer bir süre sonra ve Lily’e aşık olur.Bu arada önünde kocaman bir engel vardır.
Richard ASRIEL
Yaş:39
Saç rengi: Kahverengi
Göz rengi:Kahverengi
Karakter özellikleri:
Sevecendir. Lily çok sever.Bunun nedeni eskiden ve hala sevdiği Claudinedir.Hatta bu hayatında çok büyük rahatsızlıklara neden olacaktır.Örn:Eşinin aşık olduğu kadına yazdığı eski mektupları bulması…Alçak gönüllüdür.Aşkının ölümünden sonra hayatının bittiğini sanır daha sonra Lily görünce Claudine hatırlar ve ona yakın olmaya başlar.Oğullarını çok sever.Ölümden korkar.
Susan ARSIEL
Yaş:35
Saç rengi:Siyah
Göz rengi: Koyu kahverengi
Karakter özellileri:
Kıskançtır.Geçmişte Claudine dennefret ettiği gibi Lilyden nefret eder.Oğullarına çok düşkündür.Lily oğullarından uzak tutmaya çalışır ama beceremez.Art niyetli kendini beğenmiş bir kişidir.Hayatında hep ikinci plana atılmaktan nefret eder.
Edie Wells
Yaş:65
Saç rengi: Beyaz
Göz rengi:Solmuş yeşil
Karakter özellikleri:
Çok iyi kalpli seven bir kadındır.Lily’i çok sever annesini sevdiği gibi.Lily kızı görür ve çok ilgilenir tabi bu ilgi Julia tarafından sevilmez.Lily’nin bakıcısıdır.
Robert Oven
Yaş: 70
Saç rengi:Beyaz
Göz rengi: Kahverengi
Karakter özellikleri:
Emektar bir kahyadır.Sevecendir.Lily’i çok sever.Sadıktır.Duygusaldır.Claudine öldüğü gün hüngür hüngür ağlamıştır.
evet nasıl olmuş gelsin yorumlar
eğer sizlerde yanımda olursanız çok sevinicem
ROSES'S LİFE
Tanıtım:
Annesini küçük yaşta kaybetmiş olan Lily asi bir genç kızdır.Lady denen unvandan nefret eder.
Annesi adına kocaman bahçeye mevi gül eker.Ancak gülleri ektirdikten bir hafta sonra beyin kanseri olduğunu öğrenir.Yaşama küsmeyip devam etmeye kara verir.
Ölüme inanmayan bu genç kız en yakın arkadaşı ama 10 yıldan görmediği Antony’i gördüğünde hoşlanmaya başlar.Ama önüne Brian ve Madam Julia ve Madam Susan çıkar.Hem bu engelleri aşması ve hastalığı ile savaşması gerekir.
Aşkın ve yaşamın acımasız haksızlıklarının işlemeye çalıştığım bir hikaye.Yaşamın kolay olmadığını belirtmeye çalıştığım bu hikayede haksızlıklara karşı gelen bir genç kız göreceksiniz mavi güllerden gücünü alan…
dArk JeaNNE
KARAKTERLER
Lilian CARBORN
Yaş: 16
Saç rengi: Kumral(beline kadar uzun, çoğunlukla örer)
Göz rengi: Mavi
Karakter özellikleri: Asi bir genç kızdır.Kurallara asla uymaz ve Lady’lik denen unvanı saçma bulur.İçinde çocukça bir neşe vardır.Kelebeklere bayılır.En sevdiği çiçek ise(annesi de bu çiçeğe bayılırdı) mavi güldür.Annesini küçük yaşta kaybetmiştir.
Üvey annesi Madam Julia CARBORN’a anne demez. Evde çatışma içinde yaşar. Hayatı deli dolu yaşamak ister. Ölüme pek inanmaz.Yaşımı annesinin ölümüyle yarısı bitmiş sayar.Annesinin verdiği kolyeyi hep boynunda tutar ve ona çok değer verir.Annesi adına bahçeye mavi güller diktirir.Annesine çok benzer.Şehirde çok sevilen bir kızdır.Ona kısaca Lily denir.(Üvey annesi ve Madam Susan Arsiel hariç)
Antony ARSIEL
Yaş:18
Saç rengi:Siyah
Göz rengi:Gri
Karakter Özellikleri:
Bir beyefendi olmak isteyen gençtir.Hayallerini içinde büyütür.Yaşama sıcak bakar.Düzenlidir saçları dışında.Her zaman dağınık durur.Lilian’a kısaca Lily der.Çocukluktan ardaşı olduğu bilse de ona biraz soğuk davranır.Bunun nedeni babasının onunla konuştuğu bir durumdur.Abisi Richard’ı sevmez.Onun çok ciddiyetsiz olduğunu düşünür.Babası ile iyi bir arkadaştır.Lily çocuktan beri sever ama bu sevginin asla aşk olduğunu düşünmez.Ona hayranlıktır.Ama aşk onun kalbini yavaş yavaş kaplar.8 yaşında Amerika’ya gitmek zorunda kalır ve 10 boyunca Lily görmez.Geldiğinde sokak düşkünü Lily görmez ama bazı dedikodulara kulak misafiri olur.Lily’nin çok güzel olduğuydu bu dedikodu.Pek inanmaz önce ama Lily gördüğünde dünyada o kadar güzel bir olmadığını düşünür ve onca hayranlık ama bence aşk başlar.
Damien CARBORN
Yaş:38
Saç rengi:Siyah
Göz rengi:Koyu Kahverengi
Karakter özellikleri:
Kızını pek sever ama umursamaz.Karısı öldükten sonra hayatına devam eder.Aşkın bir kez yaşandığına inanır.Yalnız kalmaktan korkar.
Kızının üvey annesi ile olan davranışlarına pek uygun görmez ama bir şeyde demez.Kızının iyi eşle evlenmesini ve kendisini yetiştirmesini umar.
Julia CARBORN
Yaş:28
Saç rengi:Sarışın(saçlarını her zaman toplar.)
Göz rengi:Ela
Karakter özellikleri:
Lily ile kavga içerisidedir.Kocasına iyi görünmek için her şeyi yapar.Hizmetçileri pek aşağılar.Lily’ye sert davranır(zaten karşılıklı oluyor).Lady olması için uğraşır ve çabucak evlenip gitmesini ister.Zengin olmayı çok sever.Çok alışveriş yapar.Gülü hiç sevmez.Lily’e inat her şeyi yapar.Annesi hakkında kötü konuşur.Hatta bu yüzden Lily’den tokat yer.
Claudine CARBORN
Yaş:26
Saç rengi:Kumral (her zaman açıktır)
Göz rengi:Mavi
Karakter özellikleri:
Ölümü sevmezdi.Zaten ölürken kızına ben ölümsüz dedi.Mavi renge hastaydı.Kızının bir Lady olmak istemediğini bilir ama kanında Lady’lik olduğunu bildiğinden dolayı istemese de ileride çok güzel bir Lady olacağı görürdü.Kızına baya bir düşkündü.Aşk onun için imkansız bir duyguydu.
Şehrindeki en güzel kadındı ki bütün kadınlar kıskanırdı.Hastayken bile kimseye hasta olduğu göstermemek için kısa yürüşlere çıkardı.Sert ve güçlü bir kadındı hiçbir zaman başını kimseye eğmedi..Ölümünden sonra kızının hayallerine koşmasını umardı.
Brian ASRIEL
Yaş: 24
Saç rengi: Siyah
Göz rengi:Koyu kahverengi
Karakter özellikleri:
Çapkındır umursamaz bir kişidir.Hayatı önemsemez.Aşık olacağını asla düşünmez.Bir kızla 1 ay kadar sözlü bile kalmaz.Deli doludur.Hızlı arabaları sever.Aşk onun kapısında içeri girer bir süre sonra ve Lily’e aşık olur.Bu arada önünde kocaman bir engel vardır.
Richard ASRIEL
Yaş:39
Saç rengi: Kahverengi
Göz rengi:Kahverengi
Karakter özellikleri:
Sevecendir. Lily çok sever.Bunun nedeni eskiden ve hala sevdiği Claudinedir.Hatta bu hayatında çok büyük rahatsızlıklara neden olacaktır.Örn:Eşinin aşık olduğu kadına yazdığı eski mektupları bulması…Alçak gönüllüdür.Aşkının ölümünden sonra hayatının bittiğini sanır daha sonra Lily görünce Claudine hatırlar ve ona yakın olmaya başlar.Oğullarını çok sever.Ölümden korkar.
Susan ARSIEL
Yaş:35
Saç rengi:Siyah
Göz rengi: Koyu kahverengi
Karakter özellileri:
Kıskançtır.Geçmişte Claudine dennefret ettiği gibi Lilyden nefret eder.Oğullarına çok düşkündür.Lily oğullarından uzak tutmaya çalışır ama beceremez.Art niyetli kendini beğenmiş bir kişidir.Hayatında hep ikinci plana atılmaktan nefret eder.
Edie Wells
Yaş:65
Saç rengi: Beyaz
Göz rengi:Solmuş yeşil
Karakter özellikleri:
Çok iyi kalpli seven bir kadındır.Lily’i çok sever annesini sevdiği gibi.Lily kızı görür ve çok ilgilenir tabi bu ilgi Julia tarafından sevilmez.Lily’nin bakıcısıdır.
Robert Oven
Yaş: 70
Saç rengi:Beyaz
Göz rengi: Kahverengi
Karakter özellikleri:
Emektar bir kahyadır.Sevecendir.Lily’i çok sever.Sadıktır.Duygusaldır.Claudine öldüğü gün hüngür hüngür ağlamıştır.
evet nasıl olmuş gelsin yorumlar
Pasión de los cielos...
planıma göre ablacın üç bölüm sonra final olacak
tabi orada sizin merak ettiğiniz marianın kimliği açıklanacak
biliyorsun canım ablam diğer hikayeyi manga gen e veriyorum sizinle aynı seviyeye gelince söz yeni bölüm gelecek (çok eleştiriyorlar diye sıkı çalışıyorum yazılara )
bunun bu hafta pek olacağını sanmıyorum çünkü bu hafta içerisinde her gün ikişer sınav olucaz onun kocaman bir sıkıntısı var ama hem 14. bölümü hem de bu hikayenin 1 bölümünü haftaya yayınlıcam
çok çalışıom yazılara inş beğeneceksiniz
tabi orada sizin merak ettiğiniz marianın kimliği açıklanacak
biliyorsun canım ablam diğer hikayeyi manga gen e veriyorum sizinle aynı seviyeye gelince söz yeni bölüm gelecek (çok eleştiriyorlar diye sıkı çalışıyorum yazılara )
bunun bu hafta pek olacağını sanmıyorum çünkü bu hafta içerisinde her gün ikişer sınav olucaz onun kocaman bir sıkıntısı var ama hem 14. bölümü hem de bu hikayenin 1 bölümünü haftaya yayınlıcam
çok çalışıom yazılara inş beğeneceksiniz
Pasión de los cielos...
tanıtımını yıllar öncesinde yaptığım hikayenin ilk bölümü geldi.
aslında ilk bölümü uzatacaktım ama zamanım yeterli olmadı burada kestim.ikinci bölüm hazır inş. bilgisayara geçirebilirsem göndericem
hadi bakam yorumlarınızı bekliyorum
ROSES’S LIFE
Bölüm 1
Başlangıç…
Geçmişin Eski Sayfaları…
Kilise ilk defa bu kadar insan barındırıyordu. Sanki bütün şehir gelmişti veda etmek için. Acaba bu kadar eski, rengi solmuş ama bakımlı kilise bu kadar insanla birlikte onların sahte ve gerçek hüznü nasıl taşıyordu? Bilinmez. Kilise ve bahçesi bu ağır yükün etkilerini yaşıyordu. Bahçedeki her gün pırıl pırıl güneşe bakan çiçekler sanki biraz boyunları eğik duruyordu. Normalde sürekli öten bülbüller bu gün sesi kısılmışçasına susuyordu. Bembeyaz serçeler ise kilisenin parlayan taşlarla süslenmiş kapısının yanında eski ve bütün yapraklarını rüzgâra kaptırmış olan ağacın üstünden kiliseye giren insanlara bakıyorlardı.
İnsanlar bu gün çeşitliydi; ladyler madamlar dükler hizmetçiler köleler ve soylular… Hepsi aynı amaç için gelmişlerdi. Onları tek ayıran kıyafetleriydi. Hizmetçiler belki de aldıkları azıcık maaşla almış oldukları siyah düz temiz kıyafetin içindeydiler. Azınlıkta olan köleler ise efendilerinin verdikleri eskimiş kıyafetle duruyorlardı. Kölelerin birçoğu şaşırmıştı çünkü çoğunlukla acımazsız davranan efendilerinin bu cömertliği fazlaydı. Oysaki biliyorlardı efendilerin bu cömertliği sadece kendi aralarındaki itibar meselesiydi. Malikâneye gidilince kölenin üzerindeki elbise bir sandığa kaldırılır ve başka özel bir güne giyilmek için bırakılırdı.
Kıyafet konusunda en çok ilgi çekenler ise ladyler dükler ve madamlardı. Ellerinden geldiği kadar paralarını kıyafetlerine yansıtıyorlardı. Şıklık konusunda zirvede olan bu gün Madam Asrieldi. Normalde bu kadar şık giyinmemesine rağmen sanki bu gün mutlu bir günüymüş gibi giyinmişti. Etraftaki ladyler en çok da madamlar bu olduğundan yaşlı gösteren kadına merakla bakıyorlardı.
Daha sonra kilisede ilgiyi en çok çeken yüzündeki solgun bakışla duran Damien Carborndu. İnsan yüzüne bakamıyordu sanki. Gözlerinin altındaki hafif morluk ve çöküklük karşısındaki insanı delip geçen bakışlarını daha çok korkunçlaştırmıştı. Yüzündeki yorgunluk ona sinirli bir hal vermiş gibiydi. Üstündeki İtalyan yapımı takım elbise bu yorgunluğuna ve yıkılmışlığına rağmen onu birkaç günkü kadar yakışıklı ve dinç gösteriyordu.
Yıkılmışlığın verdiği dikkatsizliğin etkisiyle ladylerin ona bakışlarını hissetmiyordu. Zaten fark etse bile umursamazdı. Aşkın bir kez yaşandığına inanıyordu. O aşkı da kusursuzca bulmuş ve sevmişti. Ama şimdi bu aşkın elinden kuş gibi uçup gitmesine inanamıyor ve acıyla lanet ediyordu ölümün çaresizliğine.
Bu aşkın bir meyvesi küçük kızını hatırladıkça annesine çok benzeyen bu kıza sarılmak ve ağlamak istiyordu.
Aslında ilk defa bu kadar sıklıkla annesine tıpa tıp benzeyen gözlerini de kendisinden alan kızını düşünüyordu. Belki de ilk defa onun bu kadar değerli olduğunun farkına varmıştı.
Kafası düşünceler dalmışken kulaklarına bir ses geldi:
-Dostum…
Mavi gözlerini hemen karşısında onu bekleyen kahverengi gözlere çevirdi. Karşısında yakın dostu Richard Asriel var. Kendisi gibi solgun yüzünü teselli bakışlarını ona yöneltmişti. Kuru ağzından zorlukla çıkan birkaç kelimeyle cevap verdi.
-Dostum… Bu gün gideceksiniz öyle değil mi?
Nasılsın sorusunu bile soramayacak kadar ağır kilisenin havası. Normalde Damien'den bile solgun yüzü olan bu adamın ölen kişi için neden bu kadar üzüldüğü garipseyebilirdi. Ama Damien Richard’la karısı arasındaki ilişkiyi bildiğinden bu durumu garipsemiyor aksine onu teselli etmeye çalışıyordu.
Richard:
-Ne yazık ki… İngiltere’den ayrılmak bana çok zor geliyor. Ama biliyorsun işler…
Damien:
-Doğru işler.(için çekti)Madam Asriel buna sevinmiştir.
Richard’la dost olmalarına rağmen Madam Asriel’e ‘Susan’ diyememişti. Onu kendinden hep büyük görmüş ismiyle hitap edecek kadar samimi olmamışlardı.
Richard:
-Evet, ailede sadece o mutlu.
Damien:
-Brain’i anlıyorum arkadaşlarından ayrılacak ve yeni bir yer onun için çok zor olabilirim Ama Antony?
Richard:
-O da Lilian’dan ayrılacağı için mutsuz
Damien ‘anlıyorum’ diye Richard’a baktı. Antony ile Lilian arasındaki ilişkiyi biliyordu. Antony Lilian’la sürekli birlikteydi onsuz bir yere gitmez. Ayrıca Lilian’ı her türlü kişiden hatta bazen Damien’den bile korurdu yaşının küçüklüğüne rağmen. Damien’de Antony davranışları sayesinde yumuşardı. Madam Asriel’le arasındaki ilişki Brain ve Antony ile aynı değildi. Bu ikisini kendi oğlu gibi seviyordu Richard da Lilian’ı.
Damien:
-Lilian biliyor mu acaba?
Gözleri dadısının yanında duran küçük kıza doğru kaydı.
Richard:
-Sanmıyorum, bu arada toparlanmış gibi görünüyorsun.
Damien zorlukla:
-Evet… İki gün durumumu biliyordun; Claudine’nin gitmesi…
Daha fazla devam edemedi. Claudine’yi hatırladıkça gözlerindeki yaşları durdurmakta güçlük çekiyordu. Richard onun durumunu anlamış gibi sustu. Onun durumu Damien’den farksızdı. Gençliğinin ateşinde sevdiği ve hayatı boyunca sevdiği seveceği kadının gitmesi onu öldürecek gibi canını acıtıyordu. Damien kızına durumu anlatmak bahanesiyle yanından ayrıldı. Richard Claudine’yi düşünmekten kendini alamıyor kendisine seslenen sesleri kulakları işitmiyordu. Omzuna ince bir el dokundu. Kahverengi gözleri hemen o elin sahibine döndü. Karşısında bakımlı güzel ama kendisinde yaşlı gözüken bir kadın vardı. Hafif ve tatlı gülümsemesiyle ona bakıyordu. Üstünde parlak taşlarla süslenmiş bir elbise vardı. Richard karşısında karısını gördüğünden zorlukla gülümsedi.
-Susan. Sesini duymadım, özür dilerim dalmışım.
Kocasının koluna girerek:
-Önemli değil hayatım, hadi biraz sonra tören başlayacak
-Doğru…
Karısının mutluluğunu anlayamayarak karısının onu sürüklediği yere doğru yürümeye başladı.
Damien bir kadının yanındaki kıza yönelmişti. Kızın kumral saçları örülmüş iki tane olarak omuzlarına bırakılmıştı. Açık mavi gözleri küçük ve narin ellerindeki mavi güle odaklanmıştı. Küçük bedene giydirilmiş siyah, dizine kadar olan elbisesi ve ayaklarındaki beyaz çorap ile siyah ayakkabısıyla uyum sağlıyordu. Dadısının uyarılarına rağmen omuzları ve başı eğikti.
Damien kilisenin havasının küçük kızı ezdiğini fark etti. Zaten burada pek samimi davranamazdı. Kızına doğru yürürken dadının kendisini gördüğünü ve kızına kendisinin geldiğini söylediğini gördü. Kızın açık mavi gözleri mavi gülden babasına çevrildi. Normalde koşup babasına sarılması gerekirken mavi gözlerini çevirmekle yetinmişti. Damien kızı ile dadısının hemen yanında durdu.
Dadı:
-Efendim…
Dadının sözünü tamamlamasına izin vermeden:
-Madam Wells izninizle Lily almak istiyorum.
Kadının solmuş yeşil gözlerine baktı. Kadın 50 yaşından fazla olmasına rağmen onu görenler 30 yaşında bile sanabilirlerdi. Taze ve güzel yüzde kırışıklar çok azdı. Bembeyaz saçları üstündeki siyah ve düz elbise ile uyum sağlıyordu. Yüzündeki hal bu kadar acıya ve kayba rağmen otoriterdi. İtiraz ederek:
-Ama efendim biraz sonra tören başlayacak
Damien:
-Lütfen Madam Wells izin verin
Kadın gülümseyerek:
-Pekâlâ efendim
Damien küçük kızına baktı. Kızının ona baktığını gördü. Normalde yapmadığı ve yapamayacağı bir hareket yaptı. Kızına el uzattı ve gülümsedi. Küçük kız önce şaşırdı sonra büyük bir olgunlukla babasının elini tuttu. Baba-kız süslü kapıya doğru yürümeye başladılar.
Bölümün Sonu…
aslında ilk bölümü uzatacaktım ama zamanım yeterli olmadı burada kestim.ikinci bölüm hazır inş. bilgisayara geçirebilirsem göndericem
hadi bakam yorumlarınızı bekliyorum
ROSES’S LIFE
Bölüm 1
Başlangıç…
Geçmişin Eski Sayfaları…
Kilise ilk defa bu kadar insan barındırıyordu. Sanki bütün şehir gelmişti veda etmek için. Acaba bu kadar eski, rengi solmuş ama bakımlı kilise bu kadar insanla birlikte onların sahte ve gerçek hüznü nasıl taşıyordu? Bilinmez. Kilise ve bahçesi bu ağır yükün etkilerini yaşıyordu. Bahçedeki her gün pırıl pırıl güneşe bakan çiçekler sanki biraz boyunları eğik duruyordu. Normalde sürekli öten bülbüller bu gün sesi kısılmışçasına susuyordu. Bembeyaz serçeler ise kilisenin parlayan taşlarla süslenmiş kapısının yanında eski ve bütün yapraklarını rüzgâra kaptırmış olan ağacın üstünden kiliseye giren insanlara bakıyorlardı.
İnsanlar bu gün çeşitliydi; ladyler madamlar dükler hizmetçiler köleler ve soylular… Hepsi aynı amaç için gelmişlerdi. Onları tek ayıran kıyafetleriydi. Hizmetçiler belki de aldıkları azıcık maaşla almış oldukları siyah düz temiz kıyafetin içindeydiler. Azınlıkta olan köleler ise efendilerinin verdikleri eskimiş kıyafetle duruyorlardı. Kölelerin birçoğu şaşırmıştı çünkü çoğunlukla acımazsız davranan efendilerinin bu cömertliği fazlaydı. Oysaki biliyorlardı efendilerin bu cömertliği sadece kendi aralarındaki itibar meselesiydi. Malikâneye gidilince kölenin üzerindeki elbise bir sandığa kaldırılır ve başka özel bir güne giyilmek için bırakılırdı.
Kıyafet konusunda en çok ilgi çekenler ise ladyler dükler ve madamlardı. Ellerinden geldiği kadar paralarını kıyafetlerine yansıtıyorlardı. Şıklık konusunda zirvede olan bu gün Madam Asrieldi. Normalde bu kadar şık giyinmemesine rağmen sanki bu gün mutlu bir günüymüş gibi giyinmişti. Etraftaki ladyler en çok da madamlar bu olduğundan yaşlı gösteren kadına merakla bakıyorlardı.
Daha sonra kilisede ilgiyi en çok çeken yüzündeki solgun bakışla duran Damien Carborndu. İnsan yüzüne bakamıyordu sanki. Gözlerinin altındaki hafif morluk ve çöküklük karşısındaki insanı delip geçen bakışlarını daha çok korkunçlaştırmıştı. Yüzündeki yorgunluk ona sinirli bir hal vermiş gibiydi. Üstündeki İtalyan yapımı takım elbise bu yorgunluğuna ve yıkılmışlığına rağmen onu birkaç günkü kadar yakışıklı ve dinç gösteriyordu.
Yıkılmışlığın verdiği dikkatsizliğin etkisiyle ladylerin ona bakışlarını hissetmiyordu. Zaten fark etse bile umursamazdı. Aşkın bir kez yaşandığına inanıyordu. O aşkı da kusursuzca bulmuş ve sevmişti. Ama şimdi bu aşkın elinden kuş gibi uçup gitmesine inanamıyor ve acıyla lanet ediyordu ölümün çaresizliğine.
Bu aşkın bir meyvesi küçük kızını hatırladıkça annesine çok benzeyen bu kıza sarılmak ve ağlamak istiyordu.
Aslında ilk defa bu kadar sıklıkla annesine tıpa tıp benzeyen gözlerini de kendisinden alan kızını düşünüyordu. Belki de ilk defa onun bu kadar değerli olduğunun farkına varmıştı.
Kafası düşünceler dalmışken kulaklarına bir ses geldi:
-Dostum…
Mavi gözlerini hemen karşısında onu bekleyen kahverengi gözlere çevirdi. Karşısında yakın dostu Richard Asriel var. Kendisi gibi solgun yüzünü teselli bakışlarını ona yöneltmişti. Kuru ağzından zorlukla çıkan birkaç kelimeyle cevap verdi.
-Dostum… Bu gün gideceksiniz öyle değil mi?
Nasılsın sorusunu bile soramayacak kadar ağır kilisenin havası. Normalde Damien'den bile solgun yüzü olan bu adamın ölen kişi için neden bu kadar üzüldüğü garipseyebilirdi. Ama Damien Richard’la karısı arasındaki ilişkiyi bildiğinden bu durumu garipsemiyor aksine onu teselli etmeye çalışıyordu.
Richard:
-Ne yazık ki… İngiltere’den ayrılmak bana çok zor geliyor. Ama biliyorsun işler…
Damien:
-Doğru işler.(için çekti)Madam Asriel buna sevinmiştir.
Richard’la dost olmalarına rağmen Madam Asriel’e ‘Susan’ diyememişti. Onu kendinden hep büyük görmüş ismiyle hitap edecek kadar samimi olmamışlardı.
Richard:
-Evet, ailede sadece o mutlu.
Damien:
-Brain’i anlıyorum arkadaşlarından ayrılacak ve yeni bir yer onun için çok zor olabilirim Ama Antony?
Richard:
-O da Lilian’dan ayrılacağı için mutsuz
Damien ‘anlıyorum’ diye Richard’a baktı. Antony ile Lilian arasındaki ilişkiyi biliyordu. Antony Lilian’la sürekli birlikteydi onsuz bir yere gitmez. Ayrıca Lilian’ı her türlü kişiden hatta bazen Damien’den bile korurdu yaşının küçüklüğüne rağmen. Damien’de Antony davranışları sayesinde yumuşardı. Madam Asriel’le arasındaki ilişki Brain ve Antony ile aynı değildi. Bu ikisini kendi oğlu gibi seviyordu Richard da Lilian’ı.
Damien:
-Lilian biliyor mu acaba?
Gözleri dadısının yanında duran küçük kıza doğru kaydı.
Richard:
-Sanmıyorum, bu arada toparlanmış gibi görünüyorsun.
Damien zorlukla:
-Evet… İki gün durumumu biliyordun; Claudine’nin gitmesi…
Daha fazla devam edemedi. Claudine’yi hatırladıkça gözlerindeki yaşları durdurmakta güçlük çekiyordu. Richard onun durumunu anlamış gibi sustu. Onun durumu Damien’den farksızdı. Gençliğinin ateşinde sevdiği ve hayatı boyunca sevdiği seveceği kadının gitmesi onu öldürecek gibi canını acıtıyordu. Damien kızına durumu anlatmak bahanesiyle yanından ayrıldı. Richard Claudine’yi düşünmekten kendini alamıyor kendisine seslenen sesleri kulakları işitmiyordu. Omzuna ince bir el dokundu. Kahverengi gözleri hemen o elin sahibine döndü. Karşısında bakımlı güzel ama kendisinde yaşlı gözüken bir kadın vardı. Hafif ve tatlı gülümsemesiyle ona bakıyordu. Üstünde parlak taşlarla süslenmiş bir elbise vardı. Richard karşısında karısını gördüğünden zorlukla gülümsedi.
-Susan. Sesini duymadım, özür dilerim dalmışım.
Kocasının koluna girerek:
-Önemli değil hayatım, hadi biraz sonra tören başlayacak
-Doğru…
Karısının mutluluğunu anlayamayarak karısının onu sürüklediği yere doğru yürümeye başladı.
Damien bir kadının yanındaki kıza yönelmişti. Kızın kumral saçları örülmüş iki tane olarak omuzlarına bırakılmıştı. Açık mavi gözleri küçük ve narin ellerindeki mavi güle odaklanmıştı. Küçük bedene giydirilmiş siyah, dizine kadar olan elbisesi ve ayaklarındaki beyaz çorap ile siyah ayakkabısıyla uyum sağlıyordu. Dadısının uyarılarına rağmen omuzları ve başı eğikti.
Damien kilisenin havasının küçük kızı ezdiğini fark etti. Zaten burada pek samimi davranamazdı. Kızına doğru yürürken dadının kendisini gördüğünü ve kızına kendisinin geldiğini söylediğini gördü. Kızın açık mavi gözleri mavi gülden babasına çevrildi. Normalde koşup babasına sarılması gerekirken mavi gözlerini çevirmekle yetinmişti. Damien kızı ile dadısının hemen yanında durdu.
Dadı:
-Efendim…
Dadının sözünü tamamlamasına izin vermeden:
-Madam Wells izninizle Lily almak istiyorum.
Kadının solmuş yeşil gözlerine baktı. Kadın 50 yaşından fazla olmasına rağmen onu görenler 30 yaşında bile sanabilirlerdi. Taze ve güzel yüzde kırışıklar çok azdı. Bembeyaz saçları üstündeki siyah ve düz elbise ile uyum sağlıyordu. Yüzündeki hal bu kadar acıya ve kayba rağmen otoriterdi. İtiraz ederek:
-Ama efendim biraz sonra tören başlayacak
Damien:
-Lütfen Madam Wells izin verin
Kadın gülümseyerek:
-Pekâlâ efendim
Damien küçük kızına baktı. Kızının ona baktığını gördü. Normalde yapmadığı ve yapamayacağı bir hareket yaptı. Kızına el uzattı ve gülümsedi. Küçük kız önce şaşırdı sonra büyük bir olgunlukla babasının elini tuttu. Baba-kız süslü kapıya doğru yürümeye başladılar.
Bölümün Sonu…
Pasión de los cielos...
1. sayfa (Toplam 3 sayfa) [ 33 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |