Ruin Rain! Genesis! Chapter 14 - Deathly Guardian Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4, 5, Sonraki |
Yazar
Mesaj
-JEANNE ARKANDA !
-FIELDY !
Değişen mekanların şokunu atlatınca Cherubim'de olduklarını anlamışlardı . Susie'de olduklarının farkındaydılar . Etrafı hafif bir kar kaplamıştı ve hava çok soğuktu . Etraftaki lüks evlerden de Susie'de oldukları anlaşılıyordu . Jeanne tam olarak doğru yere isabet etmişti . Tabi bu karşılaştıkları garip kadın sayesinde de olabilirdi ...
-Jeanne geldik !
-Evet Fieldy . Geldi...
-Jeanne ? Jeanne !
Jeanne dizlerinin üzerine çökmüştü . Zaman yolculuğu üstüne bir de ışınlanmaya karşı direnci kalmamış gibi görünüyordu . Takatsiz bir şekilde çimlerin üzerinde uzanmıştı . Fieldy'nin evinin bahçesine ışınlanmışlardı .
-Jeanne iyi misin ?
-Pek değil .
-İçeri girelim mi ?
-Gerek yok şu -
-AAAAAHHHHHH !
-Duydun mu !?
-Evet . Nereden geliyor ?
-Oyun parkından geliyor . Kontrol etmemi ister misin ?
-Meoww .
-PALLAS ! En sonunda tekrar görebildim !
-Pallas ? O kim ?
-Kedim . Sevmek ister misin ?
Bahçenin köşesinden gelip Fieldy'nin kucağına zıplayan kedi gri tüylere sahipti . Pembe burunu ve uzun kuyruğuyla şirin bir görünümü vardı . Fieldy'nin eline burnunu sürtmeye başlamıştı . İkisi de durumlarından hoşnut görünüyorlardı .
-Sen bir yeri kontrol etmeyecek miydi ? Park falandı sanırım .
-Ah doğru . Tamam Pallas'ı yanına al ben gidiyorum .
-Ben de gelmek istiyorum .
-Yorgun değil misin ?
-Evet ama seninle gelmem bu soğukta çimlerde uzanmaktan iyi sanırım .
-Haklısın . Hadi gidiyoruz . Pallas gel hadi .
Pallas çevik bir hareketle Fieldy'nin omzuna zıplamıştı . Parka doğru koşmaya başlamışlardı . Vardıklarında ise hiç bir şey görememişlerdi . Sadece iki salıncak rüzgarda boş şekilde sallanıyordu . Onun dışında hiç bir şey yoktu .
-Burada kimse yok Fieldy ...
-Görebiliyorum ama ...
-Ama ?
-Ama çığlık sesi buradan gelmişti .
-Yanılmış olamaz mısın ?
-Ah belki ama pek sanmı-
-Fieldy !
-Elena ?
-Fieldy en sonunda döndün !
Elena , Fieldy'nin üzerine atlayarak sarılmıştı . Bu sıkı kucaklaşmanın ardından ara vermeden konuşmaya başlamıştı .
-Son zamanlarda Susie çok garipleşti ! Yielda tuhaf davranmaya başladı ! Kaiser ve Marquis yine tartışmaya başladı ! Alice sinir krizi geçirdi ! Ve az önce Kriat denilen bir kişi bize saldırdı ! Kaiser'i sürükleyerek yanında götürdü ! Lütfen bize yardım et !
-Bir dakika . Bunların hepsi oldu mu şimdi ? Kriat ne tarafa gitti peki ?
-Evet hepsi oldu ! Beni takip edin !
Koşarak sitenin çıkışına doğru ilerliyorlardı . Pallas korkmuş bir şekilde Fieldy'nin kucağındaydı . Çıkışa doğru koşarken hala Kaiser'i düşünüyorlardı . Jeanne , Kaiser'in kim olduğunu bilmiyordu ama o da endişeliydi . Kapıya yetişmelerine sadece metreler kalmıştı . O sırada bir ses onları andı ...
-Bir yere mi gidiyordunuz ?
-FIELDY !
Değişen mekanların şokunu atlatınca Cherubim'de olduklarını anlamışlardı . Susie'de olduklarının farkındaydılar . Etrafı hafif bir kar kaplamıştı ve hava çok soğuktu . Etraftaki lüks evlerden de Susie'de oldukları anlaşılıyordu . Jeanne tam olarak doğru yere isabet etmişti . Tabi bu karşılaştıkları garip kadın sayesinde de olabilirdi ...
-Jeanne geldik !
-Evet Fieldy . Geldi...
-Jeanne ? Jeanne !
Jeanne dizlerinin üzerine çökmüştü . Zaman yolculuğu üstüne bir de ışınlanmaya karşı direnci kalmamış gibi görünüyordu . Takatsiz bir şekilde çimlerin üzerinde uzanmıştı . Fieldy'nin evinin bahçesine ışınlanmışlardı .
-Jeanne iyi misin ?
-Pek değil .
-İçeri girelim mi ?
-Gerek yok şu -
-AAAAAHHHHHH !
-Duydun mu !?
-Evet . Nereden geliyor ?
-Oyun parkından geliyor . Kontrol etmemi ister misin ?
-Meoww .
-PALLAS ! En sonunda tekrar görebildim !
-Pallas ? O kim ?
-Kedim . Sevmek ister misin ?
Bahçenin köşesinden gelip Fieldy'nin kucağına zıplayan kedi gri tüylere sahipti . Pembe burunu ve uzun kuyruğuyla şirin bir görünümü vardı . Fieldy'nin eline burnunu sürtmeye başlamıştı . İkisi de durumlarından hoşnut görünüyorlardı .
-Sen bir yeri kontrol etmeyecek miydi ? Park falandı sanırım .
-Ah doğru . Tamam Pallas'ı yanına al ben gidiyorum .
-Ben de gelmek istiyorum .
-Yorgun değil misin ?
-Evet ama seninle gelmem bu soğukta çimlerde uzanmaktan iyi sanırım .
-Haklısın . Hadi gidiyoruz . Pallas gel hadi .
Pallas çevik bir hareketle Fieldy'nin omzuna zıplamıştı . Parka doğru koşmaya başlamışlardı . Vardıklarında ise hiç bir şey görememişlerdi . Sadece iki salıncak rüzgarda boş şekilde sallanıyordu . Onun dışında hiç bir şey yoktu .
-Burada kimse yok Fieldy ...
-Görebiliyorum ama ...
-Ama ?
-Ama çığlık sesi buradan gelmişti .
-Yanılmış olamaz mısın ?
-Ah belki ama pek sanmı-
-Fieldy !
-Elena ?
-Fieldy en sonunda döndün !
Elena , Fieldy'nin üzerine atlayarak sarılmıştı . Bu sıkı kucaklaşmanın ardından ara vermeden konuşmaya başlamıştı .
-Son zamanlarda Susie çok garipleşti ! Yielda tuhaf davranmaya başladı ! Kaiser ve Marquis yine tartışmaya başladı ! Alice sinir krizi geçirdi ! Ve az önce Kriat denilen bir kişi bize saldırdı ! Kaiser'i sürükleyerek yanında götürdü ! Lütfen bize yardım et !
-Bir dakika . Bunların hepsi oldu mu şimdi ? Kriat ne tarafa gitti peki ?
-Evet hepsi oldu ! Beni takip edin !
Koşarak sitenin çıkışına doğru ilerliyorlardı . Pallas korkmuş bir şekilde Fieldy'nin kucağındaydı . Çıkışa doğru koşarken hala Kaiser'i düşünüyorlardı . Jeanne , Kaiser'in kim olduğunu bilmiyordu ama o da endişeliydi . Kapıya yetişmelerine sadece metreler kalmıştı . O sırada bir ses onları andı ...
-Bir yere mi gidiyordunuz ?
- BU NAL DIM -
Of Süperdi süper
Çok seviyorum bunu okumayı ya Yeminle bundan süper Çizgi film yapılır
En son sözü söyleyen kimdi ? Dost muydu Düşman mıydı ? Kötü bir niyeti mi vardı yoksa sadece çorba içmeye mi davet edecekti
Şaka bir yana Bölümü 44444444444444444444..... gözle bekliyorum
Çok seviyorum bunu okumayı ya Yeminle bundan süper Çizgi film yapılır
En son sözü söyleyen kimdi ? Dost muydu Düşman mıydı ? Kötü bir niyeti mi vardı yoksa sadece çorba içmeye mi davet edecekti
Şaka bir yana Bölümü 44444444444444444444..... gözle bekliyorum
O çok tatlı.♥
Spoiler:
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): SailorTwilight
-Bir yere mi gidiyordunuz ?
-Yielda !
-Yielda ? Ahhahahaha ! Sizi aptal yaratıklar ! YIELDA ARTIK YOK !
-Yielda ? İyi misin ?
-Galiba işitme ile ilgili bir sorununuz var ! O ARTIK YOK ! YIELDA ARTIK YOK ! BEN ! XYNDA DÜNYAYA GERİ DÖNDÜM !
-Yielda tuhaflaştı derken kastettiğiniz bu muydu Elena ?
-Sayılır ...
-Jeanne ! Sen ve Elena gidin ! Ben onun peşinizden gelmesini engellerim .
-Ama -
-Kapa çeneni ve git !
-Fieldy ! Sen ve Elena gidin ! Arkadaşına karşı savaşmayı mı düşünüyorsun ?
-Hayır ikiniz de gitmiyorsunuz !
-Elena nereye gittiklerini bilen sensin !
-Hiç biriniz bir yere gitmiyorsunuz sizi ahmaklar !
-Kapa çeneni ! Fieldy hemen gidin !
-Hayır !
-GİDİN BURADAN !
-Tamam ! Seni uyarıyorum , ona çok zarar verme .
-Tabi ...
Elena ve Fieldy hızla koşmaya başlamıştı . Pallas , Fieldy'nin omzuna sinmişti .
-SİZ NE YAPTIĞINIZI SANIYORSUNUZ !? KİMSE HİÇ BİR YERE GİTMİYOR !
-Kapa çeneni ahmak ! TELEPATHY ! PAINFUL DREAM !
Jeanne elini havaya kaldırıp parmağının ucundan ışınlar fırlatıyordu . Her bir ışın Yielda'nın alnına çarpıyordu .
-AAAHH !
Yielda'nın gözleri gittikçe büyüyordu . Gözlerinin içi tamamen beyaz olmuştu . Boşluğa bakarcasına kıpırdamadan duruyordu .
-Acı çek seni pislik ...
-Hayır ...
-?
-Hayır ... Hayır ! HAYIR !
Yielda gözlerinden ışık huzmeleri saçarak ellerini havaya kaldırmıştı . İki elinin ortasında siyah bir küre oluşuyordu .
-Ne ?
Jeanne'nin aklına karşılaştıkları tuhaf kişinin sözleri geliyordu . "Xynda kontrolü ele geçirmeye çalışıyor ! "
-Bana saldırmamalıydın ! Bana saldırmamalıydın ! XYNDA'YA SALDIRMAMALIYDIN ! NAVY !
-Ha ?
Elindeki küre eriyerek Yielda'nın üstüne akmıştı . Vücudunu koyu mavi bir madde kaplamıştı . Sadece boynundan başlayarak yüzü ve saçları kaplanmamıştı . Nahoş bir şekilde gülümseyerek Jeanne'ye bakıyordu .
-Az sonra gücümün farkına varacaksın . Ahahahahahha !
Yielda'nın üstündeki madde tüm vücudunu kaplıyordu . Saçlarının ucunu kapladığında bir ışık yayılmaya başlamıştı . Parıltılar azaldığında Yielda'nın durduğu yerde kimse yoktu . Sadece bir ses Jeanne'ye fısıldıyordu .
-Umarım yeterince güzelimdir , Mejia Jeanne ...
Yorumlarınız için teşekkürler Bu arada yanlış anlamayın ama konuyu gözden geçirirken fark ettim , gelen bir kaç yorum sanki öylesine yapılmış gibiydi ...
-Yielda !
-Yielda ? Ahhahahaha ! Sizi aptal yaratıklar ! YIELDA ARTIK YOK !
-Yielda ? İyi misin ?
-Galiba işitme ile ilgili bir sorununuz var ! O ARTIK YOK ! YIELDA ARTIK YOK ! BEN ! XYNDA DÜNYAYA GERİ DÖNDÜM !
-Yielda tuhaflaştı derken kastettiğiniz bu muydu Elena ?
-Sayılır ...
-Jeanne ! Sen ve Elena gidin ! Ben onun peşinizden gelmesini engellerim .
-Ama -
-Kapa çeneni ve git !
-Fieldy ! Sen ve Elena gidin ! Arkadaşına karşı savaşmayı mı düşünüyorsun ?
-Hayır ikiniz de gitmiyorsunuz !
-Elena nereye gittiklerini bilen sensin !
-Hiç biriniz bir yere gitmiyorsunuz sizi ahmaklar !
-Kapa çeneni ! Fieldy hemen gidin !
-Hayır !
-GİDİN BURADAN !
-Tamam ! Seni uyarıyorum , ona çok zarar verme .
-Tabi ...
Elena ve Fieldy hızla koşmaya başlamıştı . Pallas , Fieldy'nin omzuna sinmişti .
-SİZ NE YAPTIĞINIZI SANIYORSUNUZ !? KİMSE HİÇ BİR YERE GİTMİYOR !
-Kapa çeneni ahmak ! TELEPATHY ! PAINFUL DREAM !
Jeanne elini havaya kaldırıp parmağının ucundan ışınlar fırlatıyordu . Her bir ışın Yielda'nın alnına çarpıyordu .
-AAAHH !
Yielda'nın gözleri gittikçe büyüyordu . Gözlerinin içi tamamen beyaz olmuştu . Boşluğa bakarcasına kıpırdamadan duruyordu .
-Acı çek seni pislik ...
-Hayır ...
-?
-Hayır ... Hayır ! HAYIR !
Yielda gözlerinden ışık huzmeleri saçarak ellerini havaya kaldırmıştı . İki elinin ortasında siyah bir küre oluşuyordu .
-Ne ?
Jeanne'nin aklına karşılaştıkları tuhaf kişinin sözleri geliyordu . "Xynda kontrolü ele geçirmeye çalışıyor ! "
-Bana saldırmamalıydın ! Bana saldırmamalıydın ! XYNDA'YA SALDIRMAMALIYDIN ! NAVY !
-Ha ?
Elindeki küre eriyerek Yielda'nın üstüne akmıştı . Vücudunu koyu mavi bir madde kaplamıştı . Sadece boynundan başlayarak yüzü ve saçları kaplanmamıştı . Nahoş bir şekilde gülümseyerek Jeanne'ye bakıyordu .
-Az sonra gücümün farkına varacaksın . Ahahahahahha !
Yielda'nın üstündeki madde tüm vücudunu kaplıyordu . Saçlarının ucunu kapladığında bir ışık yayılmaya başlamıştı . Parıltılar azaldığında Yielda'nın durduğu yerde kimse yoktu . Sadece bir ses Jeanne'ye fısıldıyordu .
-Umarım yeterince güzelimdir , Mejia Jeanne ...
Yorumlarınız için teşekkürler Bu arada yanlış anlamayın ama konuyu gözden geçirirken fark ettim , gelen bir kaç yorum sanki öylesine yapılmış gibiydi ...
- BU NAL DIM -
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): özcan
-Umarım yeterince güzelimdir . Mejia Jeanne ...
Jeanne bir an gözlerinin onu yanılttığı hissine kapılmıştı . Xynda'nın görünmez olduğunu sanıyordu . Etrafa sürekli bakıp durdu ama bir şey bulamadı .
-Bu nasıl bir yetenek ...
-Bu yetenek değil . Bu benim gerçek formum Jeanne .
-Bu kadar yeter ! Ortaya çık !
-Sanmıyorum ...
Fieldy yetişmiş midir ? Eğer şimdi kaçmaya çalışırsam belki onlara yetişirim . Lanet olsun ...
-Eğer açık bir şekilde savaşmazsan bu senin korkak olduğunu gösterir Xynda !
-Ne yazık ki benim gerçek doğam bu Jeanne . Ah ama sen henüz hatırlamıyorsun değil mi ?
-Keşke neden bahsettiğini anlayabilsem ...
-Sorun değil Jeanne . Ölmeden önce tüm yaşamlarını tekrar hatırlayacaksın . Hahahahaha !
-Kapa çeneni aptal cadı !
-Ahahahahha . Yaklaşıyorsun ! Ama kazanamıyorsuuunnn ! DARKNESS CRASH !
Aniden değişen gökyüzü karamsar bir hal almıştı . Beyaz bulutların arasına karışan siyah bulutlar iç içe geçerek dönüyorlardı . Ve aniden kara bir yağmur bastırmıştı . Değdiği yeri asit gibi yakan bu yağmur sadece bir kaç metrekarelik alanı yakıyordu . Yağmurun düştüğü yer yavaşça değişiyor , Jeanne'ye doğru ilerliyordu .
-Bu yağmur değil !
-Tabi ki ...
O sırada kızgın bir ses "Xynda" diye bağırıyordu .
-Ben mi ?
-İnsanların peşini bırak Xynda !
Jeanne arkasını döndüğünde 5 kişi oraya doğru koşuyordu . Konuşan sarı saçlı ve 16-17 yaşlarında gözüken bir çocuktu . Ve hemen yanında koşan ve ona çok benzeyen bir kız da bağırmaya başlamıştı .
-ONU RAHAT BIRAK XYNDA !
Yağmur Jeanne'nin üstüne gelmeden durmuştu . Xynda'nın sesi hala duyulmamıştı ve aniden gelen 5'li gittikçe yaklaşıyordu . En öndeki sarı saçlı çocuk yetiştiği anda ellerini havaya kaldırmıştı .
-CRYSTALLOKINESIS !
-Sen !
-EVET ! BİZ !
-Helios ve Eos ! Siz iki kardeş ...
-Şaşırmamalısın Xynda . Bunu bize sen öğretmiştin . Önceki hayatında ...
Jeanne bir an gözlerinin onu yanılttığı hissine kapılmıştı . Xynda'nın görünmez olduğunu sanıyordu . Etrafa sürekli bakıp durdu ama bir şey bulamadı .
-Bu nasıl bir yetenek ...
-Bu yetenek değil . Bu benim gerçek formum Jeanne .
-Bu kadar yeter ! Ortaya çık !
-Sanmıyorum ...
Fieldy yetişmiş midir ? Eğer şimdi kaçmaya çalışırsam belki onlara yetişirim . Lanet olsun ...
-Eğer açık bir şekilde savaşmazsan bu senin korkak olduğunu gösterir Xynda !
-Ne yazık ki benim gerçek doğam bu Jeanne . Ah ama sen henüz hatırlamıyorsun değil mi ?
-Keşke neden bahsettiğini anlayabilsem ...
-Sorun değil Jeanne . Ölmeden önce tüm yaşamlarını tekrar hatırlayacaksın . Hahahahaha !
-Kapa çeneni aptal cadı !
-Ahahahahha . Yaklaşıyorsun ! Ama kazanamıyorsuuunnn ! DARKNESS CRASH !
Aniden değişen gökyüzü karamsar bir hal almıştı . Beyaz bulutların arasına karışan siyah bulutlar iç içe geçerek dönüyorlardı . Ve aniden kara bir yağmur bastırmıştı . Değdiği yeri asit gibi yakan bu yağmur sadece bir kaç metrekarelik alanı yakıyordu . Yağmurun düştüğü yer yavaşça değişiyor , Jeanne'ye doğru ilerliyordu .
-Bu yağmur değil !
-Tabi ki ...
O sırada kızgın bir ses "Xynda" diye bağırıyordu .
-Ben mi ?
-İnsanların peşini bırak Xynda !
Jeanne arkasını döndüğünde 5 kişi oraya doğru koşuyordu . Konuşan sarı saçlı ve 16-17 yaşlarında gözüken bir çocuktu . Ve hemen yanında koşan ve ona çok benzeyen bir kız da bağırmaya başlamıştı .
-ONU RAHAT BIRAK XYNDA !
Yağmur Jeanne'nin üstüne gelmeden durmuştu . Xynda'nın sesi hala duyulmamıştı ve aniden gelen 5'li gittikçe yaklaşıyordu . En öndeki sarı saçlı çocuk yetiştiği anda ellerini havaya kaldırmıştı .
-CRYSTALLOKINESIS !
-Sen !
-EVET ! BİZ !
-Helios ve Eos ! Siz iki kardeş ...
-Şaşırmamalısın Xynda . Bunu bize sen öğretmiştin . Önceki hayatında ...
- BU NAL DIM -
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Neo Queen Serenity
-Helios ! Eos ! Saldırın !
İkisi birden "Tamam" deyip harekete geçmişti . Helios'un gücü zaten aktifti. Şimdi Eos'un gücünü aktif hale getirmesi gerekiyordu . Elini havaya kaldırıp "Crystallokinesis" diye bağırmıştı .
-Helios ben hazırım !
-Ben de Eos !
-Jeanne ! Xynda nerede ?
-O ... o yok .
-Hayır var . Nerede ?
-Göremiyorum . Cidden göremiyorum .
-Lanet olsun ! Jeny ! Lumokinesis'in yardımcı olabilir mi ?
-Pek sanmıyorum . Optikinesis kullanıcısı değilim biliyorsun . Bu işi Tin'e bırakmak lazım .
Cevap veren siyah saçlı ve uzun boylu bir erkekti . 17-18 yaşlarında gözüküyordu .
-Benim için sorun yaratmaz . Görünmez olan bir şeyi hemen fark edebilirim . Veya gözle göremediğiniz bir yaşam formunu . Denememe izin verin .
-O zaman acele et Tin !
-Tamam ! OPTIKINESIS ! Sharp Sight !
Bu sözleri söylerken kolları yukarıya kalkmış , elleri göz hizasına gelmişti . Yeteneği aktif olduğunda ise elleri yumruk şeklini almıştı ve gözleri parlamıştı .
-Bir şeyler var mı ?
-Helios , sol çaprazda !
Helios gözünün ucuyla sol tarafına baktığında bir şey göremese de Xynda'nın oradan saldıracağını kesin olarak düşünüyordu .
-SAPPHIRE WALL !
Eos'un sesini duyduğu anda kurtulacağını anlamıştı . İkizlerin göz kamaştıran kristal kontrol yeteneği savunma amaçlı olarak kullanılırken de harikalar yaratıyordu . Helios'un etrafında oluşan parlak mavi kristaller geçilmez bir duvara dönüşmüştü . Kristaller Helios'un etrafında birleştiğinde aynı zamanda duvara bir şey çarpmıştı . Eos bunu çok rahat
şekilde hissetmişti ve diğerlerinin hissettiğini de biliyordu .
-Tin ! Xynda ne tarafta ?
-Göremiyorum ! Yetenekleriniz benimkine parazit etkisi yapıyor . Yaydığınız enerji çok kuvvetli !
-Şu anda kristalle çekemem ! Xynda , Helios'un etrafında geziyor ! Birazdan bize de saldıracak !
-Jeanne ! Sen onu hissedebiliyor musun ?
-Hayır ama az önce kısmen bir şeyler duyumsadım ...
-Çok kötü değil mi Jeanne ?
-Xynda !
-Çabuk ortaya çık seni pis cadı !
-Hiç sanmıyorum Eos . Jeny , Tin , Helios , Jeanne , Lara ve sen buradayken ortaya çıkmaya hiç niyetim yok .
-ADIMI AĞZINA ALMA SENİ PİSLİK !
Bu sefer konuşan kahverengi saçlı bir kızdı . Diğerlerine göre daha kısa ve zayıf duran bu kız hiddetle boşluğa doğru bakıyordu . Elini sıkı bir yumruk haline getirmişti ve dişlerini sıkmıştı .
-Jeny sakin ol !
-Sen karışma Lara !
-Jeny sana sakin olmanı söyledim !
-Yoksa ne yaparsın ? O aptal yeteneğini mi kullanırsın ?
-Jeny sakin ol ! Lara'yı kızdırıyorsun !
-Kapa çeneni Tin ! Senin de pek yardımcı olduğun söylenemez !
-Arkadaşlar arası tartışma , işte buna bayılıyorum .
-ORTAYA ÇIK PİSLİK !
-Ah bir şeyleri bölmeyi sevmem , isterseniz devam edin .
-Seni yakaladığımda ikiye böleceğim !
-Seni bozmak istemem ama benim vücudum yok biliyorsun .
-Farkındayız aptal !
-Ah tabi ...
O sırada ortalığa sessizlik hakimdi . Jeanne kıpırdamadan sadece nefes alıp veriyordu . Diğerleri ise belirli pozisyonlarda etrafı gözlüyorlardı . Helios hala kalkanın içinde duruyordu . Sessizliği bozan Eos'tu .
-STORM !
Parmağının ucundan etrafa yayılan ışık demetleri küçük kristal parçacıklarına dönüşmüştü . Eos'un nişan aldığı yer Jeanne'nin bir kaç metre ötesiydi . Eos ardı ardına bir çok keskin kristali hedefe gönderiyordu. Neden böyle bir harekette bulunduğunu kimse anlamamıştı ama Eos açıklamayı yapmaya başlamıştı .
-Kristallerden çok korkuyorsun değil mi Xynda ? Ayrıca bizi yanıltmak için Helios'a saldırdın . Daha önce de böyle yapıyordun . Ve daha önce de hedefin Telepati kullanıcısıydı . Geçmiş hayatlarımı unutmamalıyız değil mi , Zamanın İmparatoriçesi Bayan Jeanne !
İkisi birden "Tamam" deyip harekete geçmişti . Helios'un gücü zaten aktifti. Şimdi Eos'un gücünü aktif hale getirmesi gerekiyordu . Elini havaya kaldırıp "Crystallokinesis" diye bağırmıştı .
-Helios ben hazırım !
-Ben de Eos !
-Jeanne ! Xynda nerede ?
-O ... o yok .
-Hayır var . Nerede ?
-Göremiyorum . Cidden göremiyorum .
-Lanet olsun ! Jeny ! Lumokinesis'in yardımcı olabilir mi ?
-Pek sanmıyorum . Optikinesis kullanıcısı değilim biliyorsun . Bu işi Tin'e bırakmak lazım .
Cevap veren siyah saçlı ve uzun boylu bir erkekti . 17-18 yaşlarında gözüküyordu .
-Benim için sorun yaratmaz . Görünmez olan bir şeyi hemen fark edebilirim . Veya gözle göremediğiniz bir yaşam formunu . Denememe izin verin .
-O zaman acele et Tin !
-Tamam ! OPTIKINESIS ! Sharp Sight !
Bu sözleri söylerken kolları yukarıya kalkmış , elleri göz hizasına gelmişti . Yeteneği aktif olduğunda ise elleri yumruk şeklini almıştı ve gözleri parlamıştı .
-Bir şeyler var mı ?
-Helios , sol çaprazda !
Helios gözünün ucuyla sol tarafına baktığında bir şey göremese de Xynda'nın oradan saldıracağını kesin olarak düşünüyordu .
-SAPPHIRE WALL !
Eos'un sesini duyduğu anda kurtulacağını anlamıştı . İkizlerin göz kamaştıran kristal kontrol yeteneği savunma amaçlı olarak kullanılırken de harikalar yaratıyordu . Helios'un etrafında oluşan parlak mavi kristaller geçilmez bir duvara dönüşmüştü . Kristaller Helios'un etrafında birleştiğinde aynı zamanda duvara bir şey çarpmıştı . Eos bunu çok rahat
şekilde hissetmişti ve diğerlerinin hissettiğini de biliyordu .
-Tin ! Xynda ne tarafta ?
-Göremiyorum ! Yetenekleriniz benimkine parazit etkisi yapıyor . Yaydığınız enerji çok kuvvetli !
-Şu anda kristalle çekemem ! Xynda , Helios'un etrafında geziyor ! Birazdan bize de saldıracak !
-Jeanne ! Sen onu hissedebiliyor musun ?
-Hayır ama az önce kısmen bir şeyler duyumsadım ...
-Çok kötü değil mi Jeanne ?
-Xynda !
-Çabuk ortaya çık seni pis cadı !
-Hiç sanmıyorum Eos . Jeny , Tin , Helios , Jeanne , Lara ve sen buradayken ortaya çıkmaya hiç niyetim yok .
-ADIMI AĞZINA ALMA SENİ PİSLİK !
Bu sefer konuşan kahverengi saçlı bir kızdı . Diğerlerine göre daha kısa ve zayıf duran bu kız hiddetle boşluğa doğru bakıyordu . Elini sıkı bir yumruk haline getirmişti ve dişlerini sıkmıştı .
-Jeny sakin ol !
-Sen karışma Lara !
-Jeny sana sakin olmanı söyledim !
-Yoksa ne yaparsın ? O aptal yeteneğini mi kullanırsın ?
-Jeny sakin ol ! Lara'yı kızdırıyorsun !
-Kapa çeneni Tin ! Senin de pek yardımcı olduğun söylenemez !
-Arkadaşlar arası tartışma , işte buna bayılıyorum .
-ORTAYA ÇIK PİSLİK !
-Ah bir şeyleri bölmeyi sevmem , isterseniz devam edin .
-Seni yakaladığımda ikiye böleceğim !
-Seni bozmak istemem ama benim vücudum yok biliyorsun .
-Farkındayız aptal !
-Ah tabi ...
O sırada ortalığa sessizlik hakimdi . Jeanne kıpırdamadan sadece nefes alıp veriyordu . Diğerleri ise belirli pozisyonlarda etrafı gözlüyorlardı . Helios hala kalkanın içinde duruyordu . Sessizliği bozan Eos'tu .
-STORM !
Parmağının ucundan etrafa yayılan ışık demetleri küçük kristal parçacıklarına dönüşmüştü . Eos'un nişan aldığı yer Jeanne'nin bir kaç metre ötesiydi . Eos ardı ardına bir çok keskin kristali hedefe gönderiyordu. Neden böyle bir harekette bulunduğunu kimse anlamamıştı ama Eos açıklamayı yapmaya başlamıştı .
-Kristallerden çok korkuyorsun değil mi Xynda ? Ayrıca bizi yanıltmak için Helios'a saldırdın . Daha önce de böyle yapıyordun . Ve daha önce de hedefin Telepati kullanıcısıydı . Geçmiş hayatlarımı unutmamalıyız değil mi , Zamanın İmparatoriçesi Bayan Jeanne !
- BU NAL DIM -
-Fieldy hazır ol ! Onları görebiliyorum !
Elena ve Fieldy , Pallas ile beraber 10 dakikadan uzun bir süredir koşuşturuyorlardı . Pallas koşmaktan yorulmuş , Fieldy'nin kucağına geri dönmüştü . Fieldy ciddi ve başı dik bir şekilde Elena'yı takip ediyordu . Birden bire Elena'nın nefes alışı kesilmişti . Fieldy bunu hissettiği an dönüp Elena'ya bakmıştı . Elena yerdeydi ve birisi ayağıyla onun boğazına bastırıyordu .
-Hey !
-Uzak dur çocuk !
Elena'ya saldıran kişi 20'li yaşlarda gözüken siyah saçlı birisiydi . Kaslı ve atletik bir vücuda sahipti . Gözlerinden Fieldy'ye delercesine bakışlar atıyordu .
-Sakın yaklaşma !
-Rahat bırak onu !
-Elimdeki tek kişi o değil !
-Kaiser !
-Veya her neyse ! O ikisi şu an benim rehinem ve sen hiç bir şey yapamazsın !
-Neden denemiyoruz !?
-Dene ve gör ufaklık !
Fieldy elini bir yumruk haline getirmişti . Ufaklık kelimesi bardağı taşıran son damla olmuştu .
-LUNARKINESIS !
Gözlerinden altın rengi ışıklar saçmaya başlamıştı . Etrafında altın sarısı enerjiler birikiyordu . Gittikçe artan bu enerji Fieldy'yi çevrelemişti . Kriat'ın gözleri gittikçe büyüyordu . Kriat , çok değerli bir kristal bulmuş bir kişi edasıyla Fieldy'yi süzüyordu . Gözleri hayranlıkla büyüyordu . Lunarkinesis'in enerjisi karşısında adeta büyülenmişti .
-Sen ! Seni her yerde aramıştık ! Lunarkinesis'in sahibi !
Fieldy , Kriat'ın hiç bir dediğini duymamıştı . Düşüncelerini saldırıya yoğunlaştırmış bir şekilde enerji biriktiriyordu . Patlamaya hazır bir bomba gibi pimini çekmiş bekliyordu .
-Bay Fieldy ! Lütfen beni maruz görün !
Kriat , Elena'yı kibar bir şekilde kenara bırakmış , Fieldy'nin önünde eğilmişti .
-Gardiyan Fieldy ! Sizden ve arkadaşlarınızdan özür diliyorum !
-BEN SADECE FIELDY'YİM ! GARDİYAN FALAN DEĞİLİM !
-Geçmiş hayatınızı henüz hatırlamıyorsunuz efendim . Sizin bir numaralı hizmetkarınız bendim ! Lütfen hatırlamaya çalışın !
-BENİ KANDIRMAYA ÇALIŞIYORSUN !
-Hayır efendim ! Doğruyu söylüyorum !
-HAYIR ! SANA İNANMIYORUM !
-Eğer siz hatırlamazsanız ruhunuzu yenilemek benim görevim efendim ! Lütfen beni bunun için zorlamayın !
-HAYIR ! SEN BİR YALANCISIN !
-Hayır efendim doğruyu söylüyorum !
-HAYIR ! SANA İNANMIYORUM ! BENİ KANDIRMAYA ÇALIŞIYORSUN !
-Hayır efendim doğru !
-SEN BİR YALANCISIN !
-Efendim lütfen beni bunun için zorlamayın !
-SEN BİR PİSLİKSİN !
-Efendim lütfen beni dinleyin !
Fieldy ellerini göğe kaldırmıştı . Aynı zamanda gözlerinden ışın demetleri göğe yükselmeye başlamıştı .
-GREAT LUMINIOSITY !
Fieldy'nin tüm enerjisi aynı anda göğe fırlamıştı . Bulutlar gittikçe açılarak bir yarık oluşturuyordu . Ve birden bire bulutlardan altın renginde parlak ışıktan oluşan Anka kuşları oluşmaya başlamıştı . Tüm kuşlar birleşerek dev bir Zümrüdüanka oluşturmuştu . Ve Zümrüadanka birden bire aşağı doğru hücum etmeye başlamıştı .
-Efendim lütfen !
-KAPA ÇENENİ !
-Özür dilerim efendim . Bunu yapmak zorundayım .
Kriat gözlerini kapatarak iki dizinin üstünde çökmüştü . Ellerini havaya kaldırarak pozisyonunu almıştı . Ve birden gözleri açılarak beyaz ışıkları saçmaya başladı .
-SPIRITOKINESIS !
Ve birden etrafında binlerce ışık demeti uçuşmaya başlamıştı . Aşırı hızda dönen bu ışık demetleri arkalarında kısa bir süreliğine izlerini de bırakıyorlardı . Gittikçe daha fazla hızlanarak Kriat'ın etrafını çevreliyorlardı .
-SOUL AEGIS !
Işın demetleri bir anda etrafı kaos alanına çevirmişti . Aşırı yüksek hızda dönerek Kriat'ın etrafında dev bir küre oluşturmuşlardı . Giderek daha fazla parlamaya başlayana altın rengi bu küre Kriat'ı himayesi altına alıyordu . Ve o an gelmişti . Dev Zümrüdüanka kuşu ile kalkanın çarpışma anı . Etrafa yüzlerce ışık demeti saçılmaya başlamıştı . Rahatsız edici bir gürleme duyuluyordu . Dev kanatlarını açan kuş bir kez daha saldırmıştı . Ve bu sefer kalkan parçalanmıştı . Aynı zamanda Zümrüdüanka da binlerce küçük Anka kuşuna bölünmüştü . Aynı anda binlerce kuş Kriat'a doğru hücum ediyordu . Kriat ise sessiz bir şekilde yerine oturmuş , ölüm anını bekliyordu . Ve bir anda binlerce kuş Kriat'ın göğüs kafesini delerek enerji parçacıklarına ayrılmıştı . Kriat yavaşça parlak altın rengi bir toza dönüşüyordu . Ve ölmeden önce tek bir cümle söylemişti .
-Özür dilerim efendim , başaramadım ...
-Sesi duydunuz mu ?
-Evet !
Aynı anda Jeanne ve diğerleri de Fieldy'nin gittiği taraftan gelen korkunç sesleri duymuştu . O anda Jeanne'nin aklından geçen tek düşünce Fieldy'nin ölmüş olmasıydı ...
Elena ve Fieldy , Pallas ile beraber 10 dakikadan uzun bir süredir koşuşturuyorlardı . Pallas koşmaktan yorulmuş , Fieldy'nin kucağına geri dönmüştü . Fieldy ciddi ve başı dik bir şekilde Elena'yı takip ediyordu . Birden bire Elena'nın nefes alışı kesilmişti . Fieldy bunu hissettiği an dönüp Elena'ya bakmıştı . Elena yerdeydi ve birisi ayağıyla onun boğazına bastırıyordu .
-Hey !
-Uzak dur çocuk !
Elena'ya saldıran kişi 20'li yaşlarda gözüken siyah saçlı birisiydi . Kaslı ve atletik bir vücuda sahipti . Gözlerinden Fieldy'ye delercesine bakışlar atıyordu .
-Sakın yaklaşma !
-Rahat bırak onu !
-Elimdeki tek kişi o değil !
-Kaiser !
-Veya her neyse ! O ikisi şu an benim rehinem ve sen hiç bir şey yapamazsın !
-Neden denemiyoruz !?
-Dene ve gör ufaklık !
Fieldy elini bir yumruk haline getirmişti . Ufaklık kelimesi bardağı taşıran son damla olmuştu .
-LUNARKINESIS !
Gözlerinden altın rengi ışıklar saçmaya başlamıştı . Etrafında altın sarısı enerjiler birikiyordu . Gittikçe artan bu enerji Fieldy'yi çevrelemişti . Kriat'ın gözleri gittikçe büyüyordu . Kriat , çok değerli bir kristal bulmuş bir kişi edasıyla Fieldy'yi süzüyordu . Gözleri hayranlıkla büyüyordu . Lunarkinesis'in enerjisi karşısında adeta büyülenmişti .
-Sen ! Seni her yerde aramıştık ! Lunarkinesis'in sahibi !
Fieldy , Kriat'ın hiç bir dediğini duymamıştı . Düşüncelerini saldırıya yoğunlaştırmış bir şekilde enerji biriktiriyordu . Patlamaya hazır bir bomba gibi pimini çekmiş bekliyordu .
-Bay Fieldy ! Lütfen beni maruz görün !
Kriat , Elena'yı kibar bir şekilde kenara bırakmış , Fieldy'nin önünde eğilmişti .
-Gardiyan Fieldy ! Sizden ve arkadaşlarınızdan özür diliyorum !
-BEN SADECE FIELDY'YİM ! GARDİYAN FALAN DEĞİLİM !
-Geçmiş hayatınızı henüz hatırlamıyorsunuz efendim . Sizin bir numaralı hizmetkarınız bendim ! Lütfen hatırlamaya çalışın !
-BENİ KANDIRMAYA ÇALIŞIYORSUN !
-Hayır efendim ! Doğruyu söylüyorum !
-HAYIR ! SANA İNANMIYORUM !
-Eğer siz hatırlamazsanız ruhunuzu yenilemek benim görevim efendim ! Lütfen beni bunun için zorlamayın !
-HAYIR ! SEN BİR YALANCISIN !
-Hayır efendim doğruyu söylüyorum !
-HAYIR ! SANA İNANMIYORUM ! BENİ KANDIRMAYA ÇALIŞIYORSUN !
-Hayır efendim doğru !
-SEN BİR YALANCISIN !
-Efendim lütfen beni bunun için zorlamayın !
-SEN BİR PİSLİKSİN !
-Efendim lütfen beni dinleyin !
Fieldy ellerini göğe kaldırmıştı . Aynı zamanda gözlerinden ışın demetleri göğe yükselmeye başlamıştı .
-GREAT LUMINIOSITY !
Fieldy'nin tüm enerjisi aynı anda göğe fırlamıştı . Bulutlar gittikçe açılarak bir yarık oluşturuyordu . Ve birden bire bulutlardan altın renginde parlak ışıktan oluşan Anka kuşları oluşmaya başlamıştı . Tüm kuşlar birleşerek dev bir Zümrüdüanka oluşturmuştu . Ve Zümrüadanka birden bire aşağı doğru hücum etmeye başlamıştı .
-Efendim lütfen !
-KAPA ÇENENİ !
-Özür dilerim efendim . Bunu yapmak zorundayım .
Kriat gözlerini kapatarak iki dizinin üstünde çökmüştü . Ellerini havaya kaldırarak pozisyonunu almıştı . Ve birden gözleri açılarak beyaz ışıkları saçmaya başladı .
-SPIRITOKINESIS !
Ve birden etrafında binlerce ışık demeti uçuşmaya başlamıştı . Aşırı hızda dönen bu ışık demetleri arkalarında kısa bir süreliğine izlerini de bırakıyorlardı . Gittikçe daha fazla hızlanarak Kriat'ın etrafını çevreliyorlardı .
-SOUL AEGIS !
Işın demetleri bir anda etrafı kaos alanına çevirmişti . Aşırı yüksek hızda dönerek Kriat'ın etrafında dev bir küre oluşturmuşlardı . Giderek daha fazla parlamaya başlayana altın rengi bu küre Kriat'ı himayesi altına alıyordu . Ve o an gelmişti . Dev Zümrüdüanka kuşu ile kalkanın çarpışma anı . Etrafa yüzlerce ışık demeti saçılmaya başlamıştı . Rahatsız edici bir gürleme duyuluyordu . Dev kanatlarını açan kuş bir kez daha saldırmıştı . Ve bu sefer kalkan parçalanmıştı . Aynı zamanda Zümrüdüanka da binlerce küçük Anka kuşuna bölünmüştü . Aynı anda binlerce kuş Kriat'a doğru hücum ediyordu . Kriat ise sessiz bir şekilde yerine oturmuş , ölüm anını bekliyordu . Ve bir anda binlerce kuş Kriat'ın göğüs kafesini delerek enerji parçacıklarına ayrılmıştı . Kriat yavaşça parlak altın rengi bir toza dönüşüyordu . Ve ölmeden önce tek bir cümle söylemişti .
-Özür dilerim efendim , başaramadım ...
-Sesi duydunuz mu ?
-Evet !
Aynı anda Jeanne ve diğerleri de Fieldy'nin gittiği taraftan gelen korkunç sesleri duymuştu . O anda Jeanne'nin aklından geçen tek düşünce Fieldy'nin ölmüş olmasıydı ...
- BU NAL DIM -
Umarım yaşıyorsundur Fieldy.Umarım...
Eos hızlı bir şekilde sol elini Jeny'ye doğrultmuştu. Diğer eliyle de savaş pozisyonu almıştı.
-Jeny hazırlan! Birazdan ortaya çıkacak!
-İntikamı hisset Xynda! İntikamı hisset!..
Tin'in gözleri mavi bir ışıltıyla aydınlanmıştı. Fakat uzun sürmemişti. Tin gözlerini etrafta gezdiriyordu. Bir şeyler aradığı kesindi. Aradığı şeyin Xynda olduğu da ...
-Lara! Sağ ön çaprazında!
Eos'un nefesi kesilmişti. Çünkü biliyordu ki Lara onların takımında en güçsüz olandı. Ve yeteneği ona hiç yardım etmemişti.
-Lara dikkat et!
-DESPAIR CHAIN!
Birdenbire siyah zincirler Lara'nın etrafında dolaşmaya başlamıştı. Lara hızlı bir refleks ile sağa doğru kendini atmasına rağmen zincirler hızla onu yakalamışlardı. Lara zincirler tarafından sarıldığı an büyük bir elektrik şokuna tutulmuştu. Ve büyük bir çığlık atmıştı. Helios'un kalkanı parçalanmıştı ve Eos, Lara'ya doğru koşmaya başlamıştı.
-LAARAAAA!
Helios kalkandan çıktığı gibi Lara'ya koşmaya başlamıştı. Sağ elini ileriye doğru uzatıp parmaklarının ucunda enerji biriktiriyordu.
-HELIOS HAYIR!
-SAPPHIRE STRIKE!
Eos sol ayağını kullanarak bir patinaj yapmıştı. Hemen geriye dönüp Helios'un mavi safir parçacıklarını durdurmak için bir kalkan yapmıştı.
-RUBY GUARD!
İki elini ileriye doğrultup avuçlarının ortasındaki enerjileri birleştirerek saf yakuttan üçgen bir kalkan yapmıştı. Helios kalkana bir anlam veremese de saldırıyı kesmişti. Saldırı durunca Eos da kalkanı indirmişti. Kalkanın yanından geçen bir kaç safir parçacığı yüzünden kolunda kesikler vardı.
-İyi misin Eos?!
-Beni bırak! Lara'ya koş! Sakın saldırma!
-Ne yapacağımı biliyorum!
Lara'ya doğru oşarken sağ elini havaya kaldırıp bir şey tutarmış gibi bir pozisyon almıştı. Ve aniden devasa bir parlama ile elinde ışıktan bir kılıç oluşmuştu. Ve sonra kılıcın oluşmasıyla aynı hızda kılıç renkli kristallerle kaplanmıştı. Kristaller gürültüyle patlayarak etrafa saçılmıştı. Helios'un elinde elmastan bir kılıç vardı. Birdenbire havaya sıçramıştı. Lara'nın üstüne doğru gidiyordu.
-EMERALD BLADE!
Böyle bağırdıktan hemen sonra parlamaya başlayan kılıcı hızla Lara'nın üstüne doğru indirmişti. Zincirler parçalanmıştı fakat Lara'nın sağ kolunun bir kısmı zarar görmüştü. Tin ve Jeny'nin bedenleri kasılmıştı ve şok içindeydiler. Hareket etmeden olanları izliyorlardı. Jeanne zincirlerin kırılmasından hemen sonra koşarak Lara'nın yanına gitmişti.
-Lara! İyi misin?
-Ah, sanırım...
Lara'nın başı omzuna düşmüştü. Jeny ve Tin bunu görür görmez oraya doğru koşmaya başlamışlardı. İnanılmaz bir hızla Lara'ya doğru gidiyorlardı. Ta ki Tin bir şeyi fark edene kadar...
-JEANNE ARKANDA!
Jeanne arkasını döndüğünde parçalanan zincirin tekrar oluşarak onu çevrelemeye başladığını fark etmişti. Ve bir çığlık atmıştı ...
-FIELDY!
O sırada başka bir yerde Fieldy bunu işitmişti.
-Jeanne!
Elena'yı ve Kaiser'i sırtlayarak koşmaya başlamıştı. Sitenin girişinden geri girdiğinde Kaiser ve Elena'yı güvenlik görevlilerinin yanına bırakıp hızla yoluna devam etmişti. Seslerin geldiği yöne doğru koşuşturuyordu. Sürekli sola sapıp duruyordu. Ta ki onlarla karşılaşıncaya kadar...
-JEANNE!
Gördüğü manzara karşısında Fieldy şok olmuştu. Jeanne zincirlerle bağlıydı ve Eos dizlerinin üstüne çökmüştü. Jeny ise sadece olanları izliyordu. Tin ve Helios, Lara'nın yanındaydı. Siyah zincirler Jeanne'ye elektrik şokları veriyordu. Fieldy bunu fark eder etmez yeteneğini tekrar aktifleştirmişti.
-LUNARKINESIS!
Sadece Lunarkinesis'in adını duymasıyla Xynda kendini göstermişti. Kısa, lacivert saçları vardı ve uzun boyluydu. Siyah gözleriyle Fieldy'ye bakıyordu. Jeanne'yi saran zincirler kendiliğinden parçalanmıştı. Xynda eşsiz bir elmas görmüş gibi Fieldy'ye bakmayı sürdürüyordu.
-Sen...
Eliyle yüzünü kapatmıştı. Kendi yüzünü parçalarcasına sıkıyordu.
-Ona dokunma! Ona dokunma!
Elini indirip tekrar konuşmaya başlamıştı.
-HAYIR! AMACIMIZ O!
Aniden başını öne eğmişti. Ağzından kanlar gelmeye başlamıştı.
-Beni rahat bırak! Bizi rahat bırak! Hayır! Sen benimsin! Sana izin vermeyeceğim! Vücudumdan çık! Sen bana aitsin! Siz bana aitsiniz! Bizi rahat bırak! BİZİ RAHAT BIRAK!
Aniden büyük bir çığlık atmıştı. Başını sağa sola oynatıp duruyordu. Kendine kendine fısıldıyordu. Ve birden başını göğe kaldırarak bağırmıştı.
-MALACHITE!
Malakit rengi ışıklar vücudunu kaplamıştı. Ve aniden devasa bir parlama olmuştu. Hiç bir şey gözükmüyordu. Sadece bir ses vardı. Xynda'nın çığlıkları...
Eos hızlı bir şekilde sol elini Jeny'ye doğrultmuştu. Diğer eliyle de savaş pozisyonu almıştı.
-Jeny hazırlan! Birazdan ortaya çıkacak!
-İntikamı hisset Xynda! İntikamı hisset!..
Tin'in gözleri mavi bir ışıltıyla aydınlanmıştı. Fakat uzun sürmemişti. Tin gözlerini etrafta gezdiriyordu. Bir şeyler aradığı kesindi. Aradığı şeyin Xynda olduğu da ...
-Lara! Sağ ön çaprazında!
Eos'un nefesi kesilmişti. Çünkü biliyordu ki Lara onların takımında en güçsüz olandı. Ve yeteneği ona hiç yardım etmemişti.
-Lara dikkat et!
-DESPAIR CHAIN!
Birdenbire siyah zincirler Lara'nın etrafında dolaşmaya başlamıştı. Lara hızlı bir refleks ile sağa doğru kendini atmasına rağmen zincirler hızla onu yakalamışlardı. Lara zincirler tarafından sarıldığı an büyük bir elektrik şokuna tutulmuştu. Ve büyük bir çığlık atmıştı. Helios'un kalkanı parçalanmıştı ve Eos, Lara'ya doğru koşmaya başlamıştı.
-LAARAAAA!
Helios kalkandan çıktığı gibi Lara'ya koşmaya başlamıştı. Sağ elini ileriye doğru uzatıp parmaklarının ucunda enerji biriktiriyordu.
-HELIOS HAYIR!
-SAPPHIRE STRIKE!
Eos sol ayağını kullanarak bir patinaj yapmıştı. Hemen geriye dönüp Helios'un mavi safir parçacıklarını durdurmak için bir kalkan yapmıştı.
-RUBY GUARD!
İki elini ileriye doğrultup avuçlarının ortasındaki enerjileri birleştirerek saf yakuttan üçgen bir kalkan yapmıştı. Helios kalkana bir anlam veremese de saldırıyı kesmişti. Saldırı durunca Eos da kalkanı indirmişti. Kalkanın yanından geçen bir kaç safir parçacığı yüzünden kolunda kesikler vardı.
-İyi misin Eos?!
-Beni bırak! Lara'ya koş! Sakın saldırma!
-Ne yapacağımı biliyorum!
Lara'ya doğru oşarken sağ elini havaya kaldırıp bir şey tutarmış gibi bir pozisyon almıştı. Ve aniden devasa bir parlama ile elinde ışıktan bir kılıç oluşmuştu. Ve sonra kılıcın oluşmasıyla aynı hızda kılıç renkli kristallerle kaplanmıştı. Kristaller gürültüyle patlayarak etrafa saçılmıştı. Helios'un elinde elmastan bir kılıç vardı. Birdenbire havaya sıçramıştı. Lara'nın üstüne doğru gidiyordu.
-EMERALD BLADE!
Böyle bağırdıktan hemen sonra parlamaya başlayan kılıcı hızla Lara'nın üstüne doğru indirmişti. Zincirler parçalanmıştı fakat Lara'nın sağ kolunun bir kısmı zarar görmüştü. Tin ve Jeny'nin bedenleri kasılmıştı ve şok içindeydiler. Hareket etmeden olanları izliyorlardı. Jeanne zincirlerin kırılmasından hemen sonra koşarak Lara'nın yanına gitmişti.
-Lara! İyi misin?
-Ah, sanırım...
Lara'nın başı omzuna düşmüştü. Jeny ve Tin bunu görür görmez oraya doğru koşmaya başlamışlardı. İnanılmaz bir hızla Lara'ya doğru gidiyorlardı. Ta ki Tin bir şeyi fark edene kadar...
-JEANNE ARKANDA!
Jeanne arkasını döndüğünde parçalanan zincirin tekrar oluşarak onu çevrelemeye başladığını fark etmişti. Ve bir çığlık atmıştı ...
-FIELDY!
O sırada başka bir yerde Fieldy bunu işitmişti.
-Jeanne!
Elena'yı ve Kaiser'i sırtlayarak koşmaya başlamıştı. Sitenin girişinden geri girdiğinde Kaiser ve Elena'yı güvenlik görevlilerinin yanına bırakıp hızla yoluna devam etmişti. Seslerin geldiği yöne doğru koşuşturuyordu. Sürekli sola sapıp duruyordu. Ta ki onlarla karşılaşıncaya kadar...
-JEANNE!
Gördüğü manzara karşısında Fieldy şok olmuştu. Jeanne zincirlerle bağlıydı ve Eos dizlerinin üstüne çökmüştü. Jeny ise sadece olanları izliyordu. Tin ve Helios, Lara'nın yanındaydı. Siyah zincirler Jeanne'ye elektrik şokları veriyordu. Fieldy bunu fark eder etmez yeteneğini tekrar aktifleştirmişti.
-LUNARKINESIS!
Sadece Lunarkinesis'in adını duymasıyla Xynda kendini göstermişti. Kısa, lacivert saçları vardı ve uzun boyluydu. Siyah gözleriyle Fieldy'ye bakıyordu. Jeanne'yi saran zincirler kendiliğinden parçalanmıştı. Xynda eşsiz bir elmas görmüş gibi Fieldy'ye bakmayı sürdürüyordu.
-Sen...
Eliyle yüzünü kapatmıştı. Kendi yüzünü parçalarcasına sıkıyordu.
-Ona dokunma! Ona dokunma!
Elini indirip tekrar konuşmaya başlamıştı.
-HAYIR! AMACIMIZ O!
Aniden başını öne eğmişti. Ağzından kanlar gelmeye başlamıştı.
-Beni rahat bırak! Bizi rahat bırak! Hayır! Sen benimsin! Sana izin vermeyeceğim! Vücudumdan çık! Sen bana aitsin! Siz bana aitsiniz! Bizi rahat bırak! BİZİ RAHAT BIRAK!
Aniden büyük bir çığlık atmıştı. Başını sağa sola oynatıp duruyordu. Kendine kendine fısıldıyordu. Ve birden başını göğe kaldırarak bağırmıştı.
-MALACHITE!
Malakit rengi ışıklar vücudunu kaplamıştı. Ve aniden devasa bir parlama olmuştu. Hiç bir şey gözükmüyordu. Sadece bir ses vardı. Xynda'nın çığlıkları...
- BU NAL DIM -
ben de son 1 2 bölümü okumamışım şimdi okudum.
yuh be!!! mükemmel olmuş!
fieldy sadece kendini göstersin yeter o zaman yani!!!
lütfen böyle devam ben sıkı takipçinim!
yuh be!!! mükemmel olmuş!
fieldy sadece kendini göstersin yeter o zaman yani!!!
lütfen böyle devam ben sıkı takipçinim!
Tavuklar çiçek açmış ellerinde poğaça... Madem yüzme bilmiyon niye çıktın ağaca? Alakaya maydonoz bu ne biçim lacivert? Seni çok özledim, Yaşasın cumhuriyet!
FiRe SouL seni seviyorummmm <3
FiRe SouL seni seviyorummmm <3
4. sayfa (Toplam 5 sayfa) [ 68 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |