~Siyah Gül~ Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4, 5, 6, Sonraki |
Yazar
Mesaj
@Hotaru_Usagi
Öhöm... Şimdi öncelikle kızıl göz her zaman vampirleri simgelemez buradaki amacım daha çok cehennem ile ilgili bir olaydı.
@ d@ml@
Gül ve yaseminin olayını iki veya üç bölüm sonra artık kestiremiyorum o civarlarda çıkartacağım ortaya
@CB
Yok yok yanlış bilmiyorsun
resimleri bölümün altına yeni karakterlerle beraber ekliyorum
@##Usagi##
Anlaşılması biraz güç çünkü çok fazla olay var ve daha çok başındayım... Onun dışında Friella sevilesi bir karakter ama ondan daha ruhsuzları var
Bölüm 4
“Güllerin ihanet.”
Friella hışımla saraya döndü. Ruin ve Alamir’ her şeyin hesabını soracaktı! Onlara güvenmekte hata ettiğini ancak Arianna’nın güllerini görünce anlamıştı. Yıkım ve Ölüm’e güvenerek taht süresinin en büyük hatasını yapmıştı. Ama lanet olsun ki bunu değiştirmenin yolu yoktu!
Onları meclis salonunda otururken buldu. Alamir uzun, siyah saçları olan, kaslı ve uzun boylu bir erkekti. Teni hafif bronz gözleri yeşilimsi maviydi. Ruin, uzun boylu, ince yapılı bir kadındı. Gri gözleri, dağınık kumral saçları vardı. Sakin bir görünümü vardı ama bu odadaki en güçlü kişi olmamasına rağmen en tehlikelisiydi. Veliahtların seçilmesinde ikisi de rol oynamazdı ama yeni kızı seçerken onlarda yanındaydı.
Ruin, Friella’yı görünce sırıttı. “Selam arkadaşım. Sonunda prensesimizden ayrılıp bizi bulmayı akıl ettin,” dedi alaycı bir sırıtışla. Alamir tek söz etmemiş, dönüp Friella’ya bile bakmamıştı. Karakter olarak Ruin küstah ve alaycı, Alamir ise vurdumduymaz olandı.
“Siz! Bilerek seçtiniz onu değil mi?!” diye haykırdı Friella diğerlerine. Ruin’in gözleri parladı, Alamir yerinde hafifçe doğruldu.
“Eğitimi geçti! Değişti, değil mi?” diye sordu Ruin heyecanla. Friella’dan sıkılmıştı. Artık gerçekten güçlü ve zeki bir hükümdar istiyordu. Alamir ile göz göze geldi. Sessizce aralarında anlaştılar. Kızın geçeceğinden şüpheleri yoktu ama Friella’nın bu kadar öfkelenmesi nedendi?
“Ne oldu?” diye sordu Alamir yavaşça. Friella ateş saçan gözleriyle ona döndü.
“Güller!! Arianna’nın gülleri!” diye haykırdı meclis salonunu inleterek.
“Arianna ile ne ilgisi var olayın?” diye sordu Alamir. Fakat Ruin şaşırmamıştı.
“Violet’in kızından mı bahsediyorsun? Gölge Ruh, Arianna; siyah gül, gümüş kraliçe?”
“Evet! Ondan söz ediyorum!” dedi Alamir sert bir sesle. “Biliyorum! Çünkü onu biz yok ettik. Ruin ile beraber ona ihanet ettik!”
“Bana yaptığınız gibi mi?” diye sordu Friella.
“Hayır,” diye başladı Ruin. “O ellerimizde can verdi.”
“Bu hiçbir şeyi değiştirmez,” dedi Friella.
“Değiştirir,” dedi Alamir. “Onun engellenmiş olması gerekiyor. Dönmesine imkân yok. Kendi ellerimle kapattım dönüş yollarını.”
“Bir yolunu bulmuş anlaşılan!”
“Lynnette’in Arianna ile bir ilgisi yok, Friella. İmkânsız,” diye mırıldandı Ruin.
“Arianna için mi? Violet’ten daha güçlü o kız! Bunu siz benden daha iyi biliyorsunuz!” Birden Ruin’in telaffuz ettiği ismin farkına varan Friella irkilerek sordu. “Lynnette kim?”
“Kızın ismi bu,” diye cevapladı Ruin.
“Violet bir saf güç. Bizim gibi. Arianna öyle değildi Friella!” Alamir’in sakin sesi Friella’nın iyice sinirlenmesine sebep olmuştu. Ellerini biçimli beline koyarak ikisine baktı.
“Karanlık’a Violet can verdi. Ama Krallık’ı kuran Arianna idi. Güller onunla açtı, onunla soldu. Ben Arianna’ya ihanet etmeyeceğim. Ama tahtı bırakmamak için gerekiyorsa Lynnette’i bile öldürürüm!” Salonun kapısına doğru dönüp sert adımlarla yürüdü. Son anda kapıda bir şey hatırlamış gibi durup tekrar Ruin ve Alamir’e baktı. “Siz beni mahvettiniz. Umarım kız da sizin sonunuz olur.” Gösterişli kapıdan çıkarak gözden kayboldu.
“Sence haklı mı?” diye sordu Alamir nihayet meclis salonunda Ruin ile yalnız kalınca.
“Kim?” diye sordu Ruin. “Friella mı? Saçmalama! Lynnette, Arianna değil. Bu çok aptalca,” dedi yüzünü buruşturarak.
“Ancak Arianna ikimizin toplamından daha güçlüydü, Ruin. Onu çok net hatırlıyorum.”
“Onu bende hatırlıyorum. Güçlüydü, bunu kabul ediyorum ama aptalın biriydi. Friella on dört gece önce bize nasıl güvendiyse o ahmak da bize güvendi. Şimdi cehennemin dibinde,” Ruin cümlesini alaycı bir sesle bitirmişti. Ama ikisi de biliyordu ki Arianna, gerçekten, cehennemin dibindeydi. İkisi de Violet dışında kimseyle çalışmazlardı. Violet ise onlarla konuşmayı çok uzun zaman önce bırakmıştı. Ruin oturduğu yerden kalktı.
“Nereye gidiyorsun?” diye sordu Alamir, oturduğu yerden hafifçe doğrularak.
“Madem içimizde şüphe var, kızdan kurtulmalıyız.” Alamir’in cevap vermesine fırsat bırakmadan Friella gibi hızlı adımlarla salondan çıktı. Ancak Ruin, Yasemin Kraliçe’nin yolunu izlemedi. Friella kızdan kurtulmak için kâhinlerin yardımından medet umuyordu fakat Ruin kendi yöntemlerini daha etkili bulurdu her zaman.
Doğrudan saray bahçesini geçerek Çağlayan’a yöneldi. Lynnette Çağlayan’ın yakınlarındaki çayırda kalıyordu. Friella ona orayı layık görmüştü. Güçlü ve kendinden emin adımlarla yürümeye devam etti. Kız karşıdaydı. Sırtını saraya ve bütün krallığa dönmüş, saf karanlığı izliyordu. Sırtı dik, omuzları gergindi. Bel hizasında siyah ve düz saçlarının uçları koyu yeşil çimenlerle kaplı toprağa değiyordu. Ruin biraz daha yaklaşınca kızın oturduğu yerdeki farklılığı gördü. Şok ve panik vücudunu sarsarken olduğu yerde kalakaldı.
On binlerce yıldır hiçbir kraliçenin sahip olamadığı güller kızın etrafını çevrelemişti. Ve gölgeler! Arianna’nın gölgeleri!
“Arianna,” diye fısıldadı Ruin dehşetle. Kıza sürtünen gölgeler sesi algılayıp Ruin’e dönerken tehditkâr bir şekilde tısladılar. Ancak kızın gözleri Ruin’e dönerken hiç hareket etmeden, sanki hiç yokmuşlar gibi durdular.
Lynnette, “Ruin, seni görmek çok güzel,” diyerek gülümserken, gözlerinin derinlerindeki cehennem ışığının parlamasıyla gölgelerde solup gitti. Şimdi o çayırda, Ruin’in karşısında Lynnette değil, ilk hükümdarı Arianna duruyordu.
Öhöm... Şimdi öncelikle kızıl göz her zaman vampirleri simgelemez buradaki amacım daha çok cehennem ile ilgili bir olaydı.

@ d@ml@
Gül ve yaseminin olayını iki veya üç bölüm sonra artık kestiremiyorum o civarlarda çıkartacağım ortaya

@CB
Yok yok yanlış bilmiyorsun


@##Usagi##
Anlaşılması biraz güç çünkü çok fazla olay var ve daha çok başındayım... Onun dışında Friella sevilesi bir karakter ama ondan daha ruhsuzları var

Bölüm 4
“Güllerin ihanet.”
Friella hışımla saraya döndü. Ruin ve Alamir’ her şeyin hesabını soracaktı! Onlara güvenmekte hata ettiğini ancak Arianna’nın güllerini görünce anlamıştı. Yıkım ve Ölüm’e güvenerek taht süresinin en büyük hatasını yapmıştı. Ama lanet olsun ki bunu değiştirmenin yolu yoktu!
Onları meclis salonunda otururken buldu. Alamir uzun, siyah saçları olan, kaslı ve uzun boylu bir erkekti. Teni hafif bronz gözleri yeşilimsi maviydi. Ruin, uzun boylu, ince yapılı bir kadındı. Gri gözleri, dağınık kumral saçları vardı. Sakin bir görünümü vardı ama bu odadaki en güçlü kişi olmamasına rağmen en tehlikelisiydi. Veliahtların seçilmesinde ikisi de rol oynamazdı ama yeni kızı seçerken onlarda yanındaydı.
Ruin, Friella’yı görünce sırıttı. “Selam arkadaşım. Sonunda prensesimizden ayrılıp bizi bulmayı akıl ettin,” dedi alaycı bir sırıtışla. Alamir tek söz etmemiş, dönüp Friella’ya bile bakmamıştı. Karakter olarak Ruin küstah ve alaycı, Alamir ise vurdumduymaz olandı.
“Siz! Bilerek seçtiniz onu değil mi?!” diye haykırdı Friella diğerlerine. Ruin’in gözleri parladı, Alamir yerinde hafifçe doğruldu.
“Eğitimi geçti! Değişti, değil mi?” diye sordu Ruin heyecanla. Friella’dan sıkılmıştı. Artık gerçekten güçlü ve zeki bir hükümdar istiyordu. Alamir ile göz göze geldi. Sessizce aralarında anlaştılar. Kızın geçeceğinden şüpheleri yoktu ama Friella’nın bu kadar öfkelenmesi nedendi?
“Ne oldu?” diye sordu Alamir yavaşça. Friella ateş saçan gözleriyle ona döndü.
“Güller!! Arianna’nın gülleri!” diye haykırdı meclis salonunu inleterek.
“Arianna ile ne ilgisi var olayın?” diye sordu Alamir. Fakat Ruin şaşırmamıştı.
“Violet’in kızından mı bahsediyorsun? Gölge Ruh, Arianna; siyah gül, gümüş kraliçe?”
“Evet! Ondan söz ediyorum!” dedi Alamir sert bir sesle. “Biliyorum! Çünkü onu biz yok ettik. Ruin ile beraber ona ihanet ettik!”
“Bana yaptığınız gibi mi?” diye sordu Friella.
“Hayır,” diye başladı Ruin. “O ellerimizde can verdi.”
“Bu hiçbir şeyi değiştirmez,” dedi Friella.
“Değiştirir,” dedi Alamir. “Onun engellenmiş olması gerekiyor. Dönmesine imkân yok. Kendi ellerimle kapattım dönüş yollarını.”
“Bir yolunu bulmuş anlaşılan!”
“Lynnette’in Arianna ile bir ilgisi yok, Friella. İmkânsız,” diye mırıldandı Ruin.
“Arianna için mi? Violet’ten daha güçlü o kız! Bunu siz benden daha iyi biliyorsunuz!” Birden Ruin’in telaffuz ettiği ismin farkına varan Friella irkilerek sordu. “Lynnette kim?”
“Kızın ismi bu,” diye cevapladı Ruin.
“Violet bir saf güç. Bizim gibi. Arianna öyle değildi Friella!” Alamir’in sakin sesi Friella’nın iyice sinirlenmesine sebep olmuştu. Ellerini biçimli beline koyarak ikisine baktı.
“Karanlık’a Violet can verdi. Ama Krallık’ı kuran Arianna idi. Güller onunla açtı, onunla soldu. Ben Arianna’ya ihanet etmeyeceğim. Ama tahtı bırakmamak için gerekiyorsa Lynnette’i bile öldürürüm!” Salonun kapısına doğru dönüp sert adımlarla yürüdü. Son anda kapıda bir şey hatırlamış gibi durup tekrar Ruin ve Alamir’e baktı. “Siz beni mahvettiniz. Umarım kız da sizin sonunuz olur.” Gösterişli kapıdan çıkarak gözden kayboldu.
“Sence haklı mı?” diye sordu Alamir nihayet meclis salonunda Ruin ile yalnız kalınca.
“Kim?” diye sordu Ruin. “Friella mı? Saçmalama! Lynnette, Arianna değil. Bu çok aptalca,” dedi yüzünü buruşturarak.
“Ancak Arianna ikimizin toplamından daha güçlüydü, Ruin. Onu çok net hatırlıyorum.”
“Onu bende hatırlıyorum. Güçlüydü, bunu kabul ediyorum ama aptalın biriydi. Friella on dört gece önce bize nasıl güvendiyse o ahmak da bize güvendi. Şimdi cehennemin dibinde,” Ruin cümlesini alaycı bir sesle bitirmişti. Ama ikisi de biliyordu ki Arianna, gerçekten, cehennemin dibindeydi. İkisi de Violet dışında kimseyle çalışmazlardı. Violet ise onlarla konuşmayı çok uzun zaman önce bırakmıştı. Ruin oturduğu yerden kalktı.
“Nereye gidiyorsun?” diye sordu Alamir, oturduğu yerden hafifçe doğrularak.
“Madem içimizde şüphe var, kızdan kurtulmalıyız.” Alamir’in cevap vermesine fırsat bırakmadan Friella gibi hızlı adımlarla salondan çıktı. Ancak Ruin, Yasemin Kraliçe’nin yolunu izlemedi. Friella kızdan kurtulmak için kâhinlerin yardımından medet umuyordu fakat Ruin kendi yöntemlerini daha etkili bulurdu her zaman.
Doğrudan saray bahçesini geçerek Çağlayan’a yöneldi. Lynnette Çağlayan’ın yakınlarındaki çayırda kalıyordu. Friella ona orayı layık görmüştü. Güçlü ve kendinden emin adımlarla yürümeye devam etti. Kız karşıdaydı. Sırtını saraya ve bütün krallığa dönmüş, saf karanlığı izliyordu. Sırtı dik, omuzları gergindi. Bel hizasında siyah ve düz saçlarının uçları koyu yeşil çimenlerle kaplı toprağa değiyordu. Ruin biraz daha yaklaşınca kızın oturduğu yerdeki farklılığı gördü. Şok ve panik vücudunu sarsarken olduğu yerde kalakaldı.
On binlerce yıldır hiçbir kraliçenin sahip olamadığı güller kızın etrafını çevrelemişti. Ve gölgeler! Arianna’nın gölgeleri!
“Arianna,” diye fısıldadı Ruin dehşetle. Kıza sürtünen gölgeler sesi algılayıp Ruin’e dönerken tehditkâr bir şekilde tısladılar. Ancak kızın gözleri Ruin’e dönerken hiç hareket etmeden, sanki hiç yokmuşlar gibi durdular.
Lynnette, “Ruin, seni görmek çok güzel,” diyerek gülümserken, gözlerinin derinlerindeki cehennem ışığının parlamasıyla gölgelerde solup gitti. Şimdi o çayırda, Ruin’in karşısında Lynnette değil, ilk hükümdarı Arianna duruyordu.
Spoiler:

süper olmuuş
ama kafam iyice karıştı 


""Prometheus was punished by the gods for giving the gift of knowledge to man. He was cast into the bowels of the Earth and pecked by birds."" -Oracle Turret
INTP, 5w6, 9w1, 2w1, sp/sx
Sapioromantic Demisexual
INTP, 5w6, 9w1, 2w1, sp/sx
Sapioromantic Demisexual
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): sailor chibi chibi moon
princess_serenity yazmış:
Sorunlarını çözebilirim istersen?

okudukça anlıyorum ama biraz karıştı diyim
violetin kim olduğunu anlayamadım

violetin kim olduğunu anlayamadım

""Prometheus was punished by the gods for giving the gift of knowledge to man. He was cast into the bowels of the Earth and pecked by birds."" -Oracle Turret
INTP, 5w6, 9w1, 2w1, sp/sx
Sapioromantic Demisexual
INTP, 5w6, 9w1, 2w1, sp/sx
Sapioromantic Demisexual
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): sailor chibi chibi moon
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): sailor chibi chibi moon
Yeni bölümü beğendim.Birde konumları açıklarsan sevinirim.Resimlerle anlatılanları eşleştiremiyorum.Arianna birbiriyle olmuş ama Violet olmamış.Violet Ariannadan daha küçük ve sevimli olmuş.Lynnette olduğundan büyük olmuş.Ruin ile Violet yer değiştirseymiş tam olurmuş.Ona göre ifadeleri değiştirebilirdin.Friella bir iki yaş büyük olabilirdi.Alamir ise umursamazdan çok sinirli bir yapısı var resimde.Birazdan onlara uygun resim bulacağım.Umarım kızmadın bu yorumuma 


Bana bir kelime söyle sonsuzluğa ulaşan.
Bana bir hikaye anlat asla unutulmayan.
Bana bir gökyüzü göster karanlıktan daha koyu olan.
Bana bir hayal ver zamanın kalbini kıskandıran.

Ya resimleri özellikle araştırmadım doğrusu. Ben resimlerden çok okuyucunun hayaline bırakıyorum olayı. Şahsi düşünceme göre resimleri verince 3. sınıf çocuk romanı gibi oluyor. (hani şu yazıdan çok resim olan bknz. 3. sınıf derken ilkokul falan kastetmedim) Onun için ben resimleri dikkate almamanız taraftarıyım. O resimleri özel bir istek olduğu için seçtim.
Ve şey.. Lynnette o kadar küçük bir kız değil. 20-25 civarında bir kız Lynnette.
Ve şey.. Lynnette o kadar küçük bir kız değil. 20-25 civarında bir kız Lynnette.

Alamir
http://t1.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcQQq80wIJIHMHFESo56ExC6h_C8oarH1_SD5L_EPigpWZYnhZ19xA
Ruin
http://t3.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcT_cB06oxaNOHU2eQGA_vZT0MAPpYz0oHTgjPJh287rDk9x43Cg
Violet
http://t2.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcRAtcDhZEnObO5Wc69yd-XwyeudNkllf2NjrzRFsMoW5i2420dM
Lynnette
http://t2.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcTKz8mEMu0oici76Z6KYlvkcrpBwo1ml8TSA23kRWpjlfCgE48m
Friella(tam olarak ifade etmediğin için böyle bir resim buldum)
http://t2.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcRPeVlKyoZor4Uczutzq884qzk-KCjugAFqBUT8ThwGNbW9pRG-
Arianna
http://t3.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcTFaeI2znnbx8A1HspS29qyG8CR7mMEiAtvlZFwBm4LClkSpLxLCw
Bunlar anlattığın karakterlerle daha uyumlu olacağını düşündüğüm resimler
http://t1.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcQQq80wIJIHMHFESo56ExC6h_C8oarH1_SD5L_EPigpWZYnhZ19xA
Ruin
http://t3.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcT_cB06oxaNOHU2eQGA_vZT0MAPpYz0oHTgjPJh287rDk9x43Cg
Violet
http://t2.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcRAtcDhZEnObO5Wc69yd-XwyeudNkllf2NjrzRFsMoW5i2420dM
Lynnette
http://t2.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcTKz8mEMu0oici76Z6KYlvkcrpBwo1ml8TSA23kRWpjlfCgE48m
Friella(tam olarak ifade etmediğin için böyle bir resim buldum)
http://t2.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcRPeVlKyoZor4Uczutzq884qzk-KCjugAFqBUT8ThwGNbW9pRG-
Arianna
http://t3.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcTFaeI2znnbx8A1HspS29qyG8CR7mMEiAtvlZFwBm4LClkSpLxLCw
Bunlar anlattığın karakterlerle daha uyumlu olacağını düşündüğüm resimler

Bana bir kelime söyle sonsuzluğa ulaşan.
Bana bir hikaye anlat asla unutulmayan.
Bana bir gökyüzü göster karanlıktan daha koyu olan.
Bana bir hayal ver zamanın kalbini kıskandıran.


Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): sailor chibi chibi moon

Lynette? Elena değil miydi =S Sanırım değişince adı da değişti? Ya da değil. Öf aman bilmiyorum *-*
Bölüm bayağı güzel, yeni karakterler girdi olaya, yalnız bir şeyi kaçırdım ben yine, son cümlede "...Ruin’in karşısında Lynnette değil, ilk hükümdarı Arianna duruyordu." derken Lynette'in Arianna kadar güçlü olduğunu mu kast ediyor yoksa o gölgeler Lynette'in içine girip Arianna mı oldular? Zaten gölgeler Arianna'nındı, hayatı mı döndü?
Yeni bölüüğğm *-*
Bölüm bayağı güzel, yeni karakterler girdi olaya, yalnız bir şeyi kaçırdım ben yine, son cümlede "...Ruin’in karşısında Lynnette değil, ilk hükümdarı Arianna duruyordu." derken Lynette'in Arianna kadar güçlü olduğunu mu kast ediyor yoksa o gölgeler Lynette'in içine girip Arianna mı oldular? Zaten gölgeler Arianna'nındı, hayatı mı döndü?

Yeni bölüüğğm *-*

*rol tanrısı*~Aslıı^m.

Spoiler:

Öhöm... Şimdi şöyle ki Ruin ve Alamir; Arianna'yı cehenneme kapattılar. Değişim sırasında henüz göstermediğim bir sahne var orada, Lynnette ve Arianna'nın sahnesi. Onu bu bölümde açıklığa kavuşturacağım. Belki ilerleyen bölümlerde sahneyi detaylarıyla görürsünüz..
Bu arada Elena-Lynnette-Hayalet Kan aynı kişi. Elena geçmişin ona verdiği isim. Kaderine savaş açtığında ismini de bıraktı. Hayalet Kan ise resmi adı. Friella onu Karanlık'a kabul ederken ona bu ismi sundu.
Tabii, Lynnette, her şeye karşı durduğu için Hayalet Kan'ı kullanmayı reddediyor.
Bu arada kendi resimlerimde dahil resimleri dikkate almıyorum. O nedenle herkes kendi karakterine istediği resmi uydurabilir. Sonuçta resimli kitap değil gerçek kitap yazıyorum. Anlayış göstermenizi umuyorum
Bölüm 5
“İntikam tatlıdır.”
“Ruin, seni görmek çok güzel,” dedi Arianna gülümseyerek. Siyah saçlarını savurarak Ruin’e doğru döndü. Her zaman nazik ve kibar davranırdı, ne de olsa o, dengeli olandı.
Ruin ona aldırmadan geçip gül ağacından yapılma bir banka oturdu. Arianna, Gece Sarayı’nı kurarken ilginç bir zevk örneği sergilemişti. Ruin ve Alamir ile müttefik olurken de öyle. Karanlık kuruldu kurulalı işler pek yolunda gitmemişti ama Arianna her şeyden rahatça kurtulmayı başarmıştı. İyi bir kraliçe olabilirdi. Tabii onun annesi Violet olmasaydı.
Violet menekşe rengi gözleri ve uzun boyuyla hoş bir kraliçeydi. Ruin onun son zamanlarını hatırlıyordu. Kralı öldürüp, Işık’tan kaçmadan önceki son zamanlarında Nergis Kraliçe, oldukça adaletli ve güçlü bir kraliçeydi. Ayrılıp Karanlık’ı kurduğunda da öyleydi. Yalnızca biraz aptaldı. İnançları ve sezgileri doğrultusunda yapmayacağı şey yoktu. Bu yüzden aptal bir kâhine inanıp kendini kurban ederken, ondan boşalan yere Arianna geçmişti. Karanlık’a hayat veren kan Arianna’nın kanı olsaydı, Ruin ona hizmet etmekten memnuniyet duyacağını çok öncesinden beri biliyordu. Fakat kaçınılmaz gerçek şuydu ki; Arianna, Ruin ve Alamir’in yanında güçsüz kalıyordu.
Eski zamanlarda sadece Işık vardı. Tek güç, mutlak hükümdarlık, parlak ışıklar… Fakat Ruin ve Alamir harici kimsenin bilmedi bir dünya daha vardı ki, işte onu bulan yegâne kişi Violet idi. Arianna sadece bir paravandı.
Onlara adil davranmış olabilirdi. Ama bu Yıkım ve Ölüm’ün, onu kendi verdiği silahlarla yok etmeyeceği anlamına gelmezdi. İşte o gece Ruin, Arianna’nın yanına giderken, onun farkında bile olmadığı bir şey yapmak için gitmişti. Yıkım Kılıcı yanından hiç ayırmadığı en güçlü silahıydı ve Arianna gibi sıradan bir ölümlüyü de çok rahat öldürebilecek bir güce sahipti.
Birkaç kişi de aynı fikirdeydi. Arianna, Kraliçe olmak için uygun değildi. Gül gibi narin bir çiçek gücü sembolize edemezdi. Alamir de bekliyordu ama işi bitirecek olan kişi Ruin idi. Alamir’in tek yapması gereken, cehennem kapılarını açıp Arianna’yı oraya sağlam bir şekilde kapatmaktı.
Ruin elini kılıcına uzattı. Rahat bir şekilde oturuyordu. Arianna şüphe duymuyordu. O her zaman Yıkım ve Ölüm’e güvenmişti.
“Varisini seçtin mi, Arianna?” diye sordu Ruin sakin bir sesle. Bildiği soruları sormak onu pek hoşnut etmiyordu ama bilmek, emin olmak zorundaydı. Violet onların yardımını kabul edip saf güç halinde dönmezse, kargaşayı önlemek için yeni bir kraliçe bulmak zorundaydılar. Ki bunu yapmak oldukça sıkıcı bir işti.
“Tabi ki,” diye cevapladı onu Arianna. Balkonun korkuluklarına yaslanmış Ruin’e kocaman gülümsüyordu.
“Eğitimi tamam mı, peki?”
“Elbette. Yoksa burada bu kadar rahat oturmazdım, biliyorsun.”
“Buna sevindim,” dedi Ruin oturduğu banktan ayağa kalkarken. Arianna ona arkasını dönmüştü. Gözleri Çağlayan ve Gül Bahçeleri arasında gidip geliyordu. Ruin tam yanına gelmeden çaprazında durdu.
“Bunu başardım Ruin. İnanabiliyor musun? Şu an burada huzur hâkim! Annem bunu başarabilmeyi çok istemişti ama… Her neyse! Nasıl olsa Çağlayan’dan ruhu ile konuşabiliyorum!” Ruin bu konuşmaya pek dikkat etmiyordu. Kılıcını hızla çekip Arianna’nın boğazına doğru hamle yaptı.
“Sen buraya ait değilsin. Sadece bir hırsızsın,” diye fısıldadı Ruin boğazını boydan boya keserken. İçinde en ufak bir acıma duygusu yoktu. O an bütün güller soldu, gölgeler bilinçsizleşti ve hafif esen tatlı rüzgâr duruldu. Arianna’nın sihri artık yoktu.
***
“Ruin, seni görmek çok güzel,” diye selamladı Lynnette onu. Gözlerinin arkasında Arianna’nın yansıması, sözlerinde onun hafif alaycılığı vardı.
“Lynnette,” diye selamladı Ruin onu. Ya da Arianna mı demeliydim, diye düşündü Ruin. Bu düşüncesini dile getirmedi. Arianna’nın orada olduğunun farkında değilmiş gibi davrandı. Sonuçta buna alışmıştı. Her adayın gözlerinin arkasında onun gözlerini görmeye… Hortlak görmek gibi bir şeydi fakat asla bu kadar belirgin olmamıştı.
“Eğitimin nasıl?” Ruin konuyu Lynnette’e çevirmeye devam etti. Eğer o başa geçemezse, Arianna da buraya geri dönemezdi.
“Acı verici,” diye homurdandı Lynnette. Ruin, Arianna’nın yüzünü buruşturduğunu geçirdi aklından. Biçimli dudaklarından bir “hah,” sesi döküldü. Arianna ve Lynnette aklında o kadar bağdaşmıştı ki, bundan bir an önce kurtulmak istiyordu. Eli kılıcına gitti.
“Biliyorsun Lynnette, burada bir iş yapıyoruz. Resmiyeti elden bırakmamak gerekiyor,” derken kılıcını yerinden hafifçe çekti. “Seninle işimiz bitti,” derken Lynnette’in boğazına doğru hamlesini yapmıştı bile. Fakat karşılık beklemiyordu. Ne de olsa Lynnette’in bunu tahmin etmemesi gerekiyordu. Ama işte bir şeyler ters gitmişti ve şimdi gölgeler Ruin’i ve kılıcını, Lynnette’den bir santim ötede olduğu yere sabitlemişti.
“Benden bu şekilde kurtulabileceğini sanıyorsan, çok yanılıyorsun Ruin,” dedi Lynnette. Gözlerinde daha önce sadece Arianna da gördüğü bir ateş yanıyordu. “Arianna’dan haberim var. Seninde haberin vardır eminim. O benimle. Gölgeler benimle. Güller benimle. Sakın ona yaptığın gibi beni hafife alma. Ona yaptığınız onca şeyden sonra sizi güvenmemeyi öğrenmiş.” Lynnette hafif bir kahkaha attı. “Aslında siz bir avuç korkaktan başka bir şey değilsiniz!” Lynnette ona sürtünen gölgelerle beraber Ruin’in yanından uzaklaşırken Ruin olduğu yerde donup kalmıştı. Bu kez büyü yüzünden değil, yaşadığı şok yüzündendi.
Friella’nın sesi kulaklarında çınladı. “Siz beni mahvettiniz. Umarım kız da sizin sonunuz olur.”
Anlaşılan kız herkesin sonu olacaktı.
Bu arada Elena-Lynnette-Hayalet Kan aynı kişi. Elena geçmişin ona verdiği isim. Kaderine savaş açtığında ismini de bıraktı. Hayalet Kan ise resmi adı. Friella onu Karanlık'a kabul ederken ona bu ismi sundu.
Tabii, Lynnette, her şeye karşı durduğu için Hayalet Kan'ı kullanmayı reddediyor.
Bu arada kendi resimlerimde dahil resimleri dikkate almıyorum. O nedenle herkes kendi karakterine istediği resmi uydurabilir. Sonuçta resimli kitap değil gerçek kitap yazıyorum. Anlayış göstermenizi umuyorum
Bölüm 5
“İntikam tatlıdır.”
“Ruin, seni görmek çok güzel,” dedi Arianna gülümseyerek. Siyah saçlarını savurarak Ruin’e doğru döndü. Her zaman nazik ve kibar davranırdı, ne de olsa o, dengeli olandı.
Ruin ona aldırmadan geçip gül ağacından yapılma bir banka oturdu. Arianna, Gece Sarayı’nı kurarken ilginç bir zevk örneği sergilemişti. Ruin ve Alamir ile müttefik olurken de öyle. Karanlık kuruldu kurulalı işler pek yolunda gitmemişti ama Arianna her şeyden rahatça kurtulmayı başarmıştı. İyi bir kraliçe olabilirdi. Tabii onun annesi Violet olmasaydı.
Violet menekşe rengi gözleri ve uzun boyuyla hoş bir kraliçeydi. Ruin onun son zamanlarını hatırlıyordu. Kralı öldürüp, Işık’tan kaçmadan önceki son zamanlarında Nergis Kraliçe, oldukça adaletli ve güçlü bir kraliçeydi. Ayrılıp Karanlık’ı kurduğunda da öyleydi. Yalnızca biraz aptaldı. İnançları ve sezgileri doğrultusunda yapmayacağı şey yoktu. Bu yüzden aptal bir kâhine inanıp kendini kurban ederken, ondan boşalan yere Arianna geçmişti. Karanlık’a hayat veren kan Arianna’nın kanı olsaydı, Ruin ona hizmet etmekten memnuniyet duyacağını çok öncesinden beri biliyordu. Fakat kaçınılmaz gerçek şuydu ki; Arianna, Ruin ve Alamir’in yanında güçsüz kalıyordu.
Eski zamanlarda sadece Işık vardı. Tek güç, mutlak hükümdarlık, parlak ışıklar… Fakat Ruin ve Alamir harici kimsenin bilmedi bir dünya daha vardı ki, işte onu bulan yegâne kişi Violet idi. Arianna sadece bir paravandı.
Onlara adil davranmış olabilirdi. Ama bu Yıkım ve Ölüm’ün, onu kendi verdiği silahlarla yok etmeyeceği anlamına gelmezdi. İşte o gece Ruin, Arianna’nın yanına giderken, onun farkında bile olmadığı bir şey yapmak için gitmişti. Yıkım Kılıcı yanından hiç ayırmadığı en güçlü silahıydı ve Arianna gibi sıradan bir ölümlüyü de çok rahat öldürebilecek bir güce sahipti.
Birkaç kişi de aynı fikirdeydi. Arianna, Kraliçe olmak için uygun değildi. Gül gibi narin bir çiçek gücü sembolize edemezdi. Alamir de bekliyordu ama işi bitirecek olan kişi Ruin idi. Alamir’in tek yapması gereken, cehennem kapılarını açıp Arianna’yı oraya sağlam bir şekilde kapatmaktı.
Ruin elini kılıcına uzattı. Rahat bir şekilde oturuyordu. Arianna şüphe duymuyordu. O her zaman Yıkım ve Ölüm’e güvenmişti.
“Varisini seçtin mi, Arianna?” diye sordu Ruin sakin bir sesle. Bildiği soruları sormak onu pek hoşnut etmiyordu ama bilmek, emin olmak zorundaydı. Violet onların yardımını kabul edip saf güç halinde dönmezse, kargaşayı önlemek için yeni bir kraliçe bulmak zorundaydılar. Ki bunu yapmak oldukça sıkıcı bir işti.
“Tabi ki,” diye cevapladı onu Arianna. Balkonun korkuluklarına yaslanmış Ruin’e kocaman gülümsüyordu.
“Eğitimi tamam mı, peki?”
“Elbette. Yoksa burada bu kadar rahat oturmazdım, biliyorsun.”
“Buna sevindim,” dedi Ruin oturduğu banktan ayağa kalkarken. Arianna ona arkasını dönmüştü. Gözleri Çağlayan ve Gül Bahçeleri arasında gidip geliyordu. Ruin tam yanına gelmeden çaprazında durdu.
“Bunu başardım Ruin. İnanabiliyor musun? Şu an burada huzur hâkim! Annem bunu başarabilmeyi çok istemişti ama… Her neyse! Nasıl olsa Çağlayan’dan ruhu ile konuşabiliyorum!” Ruin bu konuşmaya pek dikkat etmiyordu. Kılıcını hızla çekip Arianna’nın boğazına doğru hamle yaptı.
“Sen buraya ait değilsin. Sadece bir hırsızsın,” diye fısıldadı Ruin boğazını boydan boya keserken. İçinde en ufak bir acıma duygusu yoktu. O an bütün güller soldu, gölgeler bilinçsizleşti ve hafif esen tatlı rüzgâr duruldu. Arianna’nın sihri artık yoktu.
***
“Ruin, seni görmek çok güzel,” diye selamladı Lynnette onu. Gözlerinin arkasında Arianna’nın yansıması, sözlerinde onun hafif alaycılığı vardı.
“Lynnette,” diye selamladı Ruin onu. Ya da Arianna mı demeliydim, diye düşündü Ruin. Bu düşüncesini dile getirmedi. Arianna’nın orada olduğunun farkında değilmiş gibi davrandı. Sonuçta buna alışmıştı. Her adayın gözlerinin arkasında onun gözlerini görmeye… Hortlak görmek gibi bir şeydi fakat asla bu kadar belirgin olmamıştı.
“Eğitimin nasıl?” Ruin konuyu Lynnette’e çevirmeye devam etti. Eğer o başa geçemezse, Arianna da buraya geri dönemezdi.
“Acı verici,” diye homurdandı Lynnette. Ruin, Arianna’nın yüzünü buruşturduğunu geçirdi aklından. Biçimli dudaklarından bir “hah,” sesi döküldü. Arianna ve Lynnette aklında o kadar bağdaşmıştı ki, bundan bir an önce kurtulmak istiyordu. Eli kılıcına gitti.
“Biliyorsun Lynnette, burada bir iş yapıyoruz. Resmiyeti elden bırakmamak gerekiyor,” derken kılıcını yerinden hafifçe çekti. “Seninle işimiz bitti,” derken Lynnette’in boğazına doğru hamlesini yapmıştı bile. Fakat karşılık beklemiyordu. Ne de olsa Lynnette’in bunu tahmin etmemesi gerekiyordu. Ama işte bir şeyler ters gitmişti ve şimdi gölgeler Ruin’i ve kılıcını, Lynnette’den bir santim ötede olduğu yere sabitlemişti.
“Benden bu şekilde kurtulabileceğini sanıyorsan, çok yanılıyorsun Ruin,” dedi Lynnette. Gözlerinde daha önce sadece Arianna da gördüğü bir ateş yanıyordu. “Arianna’dan haberim var. Seninde haberin vardır eminim. O benimle. Gölgeler benimle. Güller benimle. Sakın ona yaptığın gibi beni hafife alma. Ona yaptığınız onca şeyden sonra sizi güvenmemeyi öğrenmiş.” Lynnette hafif bir kahkaha attı. “Aslında siz bir avuç korkaktan başka bir şey değilsiniz!” Lynnette ona sürtünen gölgelerle beraber Ruin’in yanından uzaklaşırken Ruin olduğu yerde donup kalmıştı. Bu kez büyü yüzünden değil, yaşadığı şok yüzündendi.
Friella’nın sesi kulaklarında çınladı. “Siz beni mahvettiniz. Umarım kız da sizin sonunuz olur.”
Anlaşılan kız herkesin sonu olacaktı.
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Hotaru_Usagi
muhteşem bir bölüm daha bizlerle sayın seyirciler u.u
acayip bir bölümdü yenisini beklerim

acayip bir bölümdü yenisini beklerim



""Prometheus was punished by the gods for giving the gift of knowledge to man. He was cast into the bowels of the Earth and pecked by birds."" -Oracle Turret
INTP, 5w6, 9w1, 2w1, sp/sx
Sapioromantic Demisexual
INTP, 5w6, 9w1, 2w1, sp/sx
Sapioromantic Demisexual
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): sailor chibi chibi moon

3. sayfa (Toplam 6 sayfa) [ 87 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |