SONSUZ NEFES ~
Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 5, 6, 7, Sonraki

Sailor Moon Forum -> Fanart ve Fanfic
 
Yazar
Mesaj
SaILoRSuN
Senshi
Senshi



Yaş: 38
Kayıt: 09 Hzr 2007
Mesajlar: 3,842
Nerden: Güneş'in Yüreğinden
Teşekkür: 820

Durumu: Çevrimdışı

SaILoRSuN
Senshi
SONSUZ NEFES ~ Konu: Yanıt: SONSUZ NEFES ~
Alıntıyla Cevap Gönder
İçinde ne var ne yoksa dökmüşsün XD tebrikler...tabi gerçekten öyleyse Kayan Gözler yoksa var da biz daha ip uçlarını vermedin mi Göz Kırpıyor İlk seçenek de olsa ikincisi de bundan sonra öğrenme aşaması var...Şimdi yeni dünyanın açılan kapılarının ardındakini görme zamanı...Pekala uzun ömürlü yaşlı "bilge"mizden ben sürprizler bekliyorum.Belki yakında belkide hikayenin sonunda. Bir de başalrda yorum yaptığım karakterler var tabi...Herkesin işin içine girmesive hikayenin oturması biraz zaman alacaktır.Karakterlerimizin daha anlatılmayan yönleri var.Şu an her şey belirsiz ve aklıma milyonlarca seçenek geliyor...daha detaylı yorum bir dahaki bölümden sonra ^^


Sessizlik var olmamak değildir...Sessizliğim asaletimdendir... Buradayım...
Spoiler:
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
27 Hzr 2010 18:22
day
Güzelliğin Savaşçısı
Güzelliğin Savaşçısı



Yaş: 30
Kayıt: 08 Ağu 2008
Mesajlar: 1,306
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 125

Durumu: Çevrimdışı

day
Güzelliğin Savaşçısı
SONSUZ NEFES ~ Konu: Yanıt: SONSUZ NEFES ~
Alıntıyla Cevap Gönder
.







Bölüm 7

“Naaazlllllııııııı!”

Acı bütün bedenimde hâkimiyet sağlamıştı. Kollarımı karnıma sımsıkı dolamıştım ve acıdan hareket edemiyordum. Sevdiğim kız sadece birkaç santim ötemde yarı baygın bir halde uzanıyordu, içim kan ağlıyordu ama acı ona ulaşmamı imkânsız kılıyordu.

Yeter, yardım etmeliyim, onun bana ihtiyacı var…

Gözlerimi zorlukla odaklayarak ihtiyara baktım. Yüzünden korkmuş bir ifade vardı. Gözleri şaşkınlıktan iri iri açılmıştı. Hareket etmeden bizi izliyordu. Daha doğrusu hareket edemiyor gibiydi. O da mı acı hissediyordu? Yoksa… Belki de bizim içinde artık çok geçti. Belki bu acının sebebi başarısızlığımızdı. Ve o bunu anlamıştı. Geçmişine dair anılar mıydı onu böyle hareketsiz kılan? Bilmiyordum… Aklımı… toplayamıyordum. Sadece acı vardı şimdi benim için.

Canım çok acıyor… dayanamıyorum… Kıvanç…

Nazlının sesiydi bu. Aklımın yeni bir oyunu muydu ya da? Kendi acımın yanında onun da acısını çekiyordum. Acının dalgalandığı bedenimi bir de kalbim yoruyordu. Her kalp atışımda acı pompalanıyordu damarlarımda. Benim ve Nazlının acısı…

Nazlı, dayan sevgilim… Sakın… sakın kendini bırakma, güçlü ol.

Ve kalbimin derinliklerine fısıldadığım son sözcüklerimin ardından kendimi kayalıklara bıraktım düşünmeden. Acının azaldığını anımsıyordum az çok. Ama gözlerim görmüyordu artık, kulaklarımsa sadece uğulduyordu. Ellerim hissizleşmişti. Ve bedenim özgür kalıyordu yavaş yavaş. Zihnim süzülürken derin sularda, bedenimi göklere açmıştım şimdi. Nazlı… ona ne olacaktı? Kendimi düşünmeyi uzun zaman önce bırakmıştım ama onu hep düşünecektim…

Zihnim çok daha derinlere süzülüyordu. Acım çekilirken bedenimden ağır ağır, bedenimin de gevşediğini hissettim. Bilincimi yavaş yavaş kaybedişimi hissettim. Ve her şeyin anlamsızlaşmasını ama yeni anlamlara da kavuşuşumu hissettim.

***

Gözlerimi sert bir zeminin üzerinde açtım. Tuzlu deniz kokusu vardı havada. Hala sahilde miydim? Derin bir nefes aldım yavaşça. Ciğerlerimin acıdığını hissettim. Hala hissediyordum, yaşıyordum. Kulaklarım uğuldamıyordu artık. Ya gözlerim? Açsam görebilecek miydim? Düşünmenin anlamsızlığını fark ettim. Yavaşça göz kapağımı araladım. Ay ve etrafındaki yıldızlar vardı bulutsuz gökyüzünde. Doğrulmaya çalışım ama hem hissettiğim acı hem de göğsüme konan bir el buna engel oldu.

“Hareket etme delikanlı.”

“Wlax?” Yaşlı adam yanımda diz çökmüş bir halde bana bakıyordu. Gözlerinde rahatlamış bir ifade gördüm.

“Benim evlat, bir şeyiniz yok, geçti.”

“Nazlı?” Şu an kendimden çok onu düşünüyordum. Dudaklarında kan gördüğümü hatırlıyordum.

Başıyla biraz daha ileriyi gösterdi. Kafamı yaşça çevirip soluma baktım. Nazlı… Açık kahve saçları dalgalar halinde yerdeydi. Gözleri hala kapalıydı. Yavaşça elimi uzatıp elini tuttum. Soğuktu.

“O iyi mi?” Konuşmakta hala zorlandığımı fark ettim.

“İyi olacak. Beni çok korkuttunuz.”

“Bize ne oldu? O kan neydi?”

“Sanırım artık bedenlerinizdeki ruh parçaları canlandı. Kıvılcımlar birbirini bulduklarında ve gerçekleri öğrendiklerinde ruh parçaları hayat bulur. Ve şu an muhtemelen özel güçleriniz var. Önceden de vardı, ama şuan tam çalışıyor olması gerekiyor. Ama bütün bildiklerimin sizi kapsadığından emin değilim. Hele de onu.” Başıyla tekrar Nazlı’yı işaret etmişti.

“Ne demek istiyorsun? Onu farklı yapan ne?”

“Ben de bilmiyorum. Ama onda hissettiğim her neyse, çok… güçlü…”

Diyecek hiç bir şey bulamıyordum. Artık güç kelimesi de bana çok farklı şeyleri anımsatıyordu.

“Ne hissediyorsun şu an?” Wlax’in pürüzlü sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım ve bakışlarımı Nazlı’dan Wlax’e çevirdim.

“Ne demek ne hissediyorum?”

“Demek istediğim bir değişiklik hissediyor musun? Özel gücünü merak ediyorum da.”

“Hayır.” Şuan da ‘acaba uçabiliyor muyum?’ dan çok ‘ Nazlı iyi mi?’ sorusunun cevabını merak ediyordum.

Bir kez daha doğrulmayı denedim. Bu sefer acı yoktu. Beni durdurmaya çalışan bir el de. Kayalıklardan biraz uzakta beton bir yolda olduğumuzu fark ettim. Koşu yoluydu bu. İhtiyar biz bayılınca bizi buraya taşımış olmalıydı. Etrafıma biraz daha baktıktan sonra Nazlı’ya yöneldim. Kolları çarpık bir şekilde serbest bırakılmıştı. Yanına diz çöktüm.

“Nazlı? Kendine gel Nazlı…” Gözlerim dolmuştu bir anda. Çok garip şeyler hissediyordum. İhtiyarın tahmin ettiği gibi özel gücümle mi ilgili bir durumdu bu yoksa? Hayır… Bu sadece Nazlı ile ilgiliydi. Dudaklarındaki kan hâlâ duruyordu. “Nazlı lütfen… aç gözlerini yalvarırım…”

Kıvanç?

Beynimde yankılanan sesi ile kendimi daha fazla tutamadım. Gözyaşlarım yavaş yavaş süzülmeye başlamıştı yanaklarımdan.”Nazlı?”

Sonra kirpiklerinin hareket ettiğini fark ettim. Ardından yavaşça gözlerini açtı.

“Nazlı! İyi misin aşkım?”

“Ben… e-evet iyiyim. Başım dönüyor biraz. Neler oldu öyle? Acı, çok fazla acı vardı…”

“Bilmiyoruz bir tanem, evet ben de aynı acıyı hissettim.” Hatta daha fazlasını… “Biraz daha iyiysen kalk artık, üşütebilirsin.”

Yavaşça doğrulmaya çalıştı ama canı acımış olacaktı ki hızla kendini geri bıraktı. Zamanında uzanıp sarılmasam başını yere çarpacaktı.

“Tamam, sen kımıldama.” Nazlıyı kucağımda taşımaya karar verdim arabaya kadar. Ama önce ihtiyar işini halletmeliydim. Daha ona soracak çok sorum vardı. “Wlax… amca,”

“Bana sadece Wlax diyebilirsiniz.”

“Pekâlâ, Wlax, bu benim kartım,” cebimden bir kart çıkarıp verdim. ”Telefon numaram ve adresim üzerinde. Şimdi gitmemiz gerekiyor ama sizinle konuşmam gereken daha çok şey var.”

Kartı yavaşça elimden alıp kısa bir süre inceledikten sonra ceketinin cebine koydu.

“Tamam, evlat, sen onun dinlenmesini sağla, ben size mutlaka ulaşacağım.”

Başımla hafifçe onayladıktan sonra yere eğilip Nazlı’yı kucağıma aldım. Yavaş adımlarla arabama doğru giderken arkamda birçok soru işareti bırakmıştım. Ama cevaplarını almam çok da uzun sürmeyecekti.

***

Nazlı’yı yavaşça sağ koltuğa oturttuktan sonra direksiyona geçip arabayı çalıştırdım. Şimdi nereye gitmeliydim? En doğrusunun onu benim evime götürmek olduğuna karar verdikten sonra yola çıktım. Nazlı uyuyakalmıştı. Bebekler gibi uyuyordu. Masum ve saf…

***

Kapıyı yavaşça araladım. Arabadan inerken Nazlı uyanmıştı ama hala kendinde değil gibiydi. Kapıyı açtıktan sonra onu tekrar kucağıma alıp evin karanlık girişinde ilerlemeye başladım. Onu doğruca odama götür yatağa bıraktım. Üzerine de çarşafı örtükten sonra dolaptan kendim için bir yastık ve bir çarşaf da alarak odadan çıktım. Oturma odasının koltuğunda kendime bir yer yapıp mutfağa yöneldim. Dolaptan su şişesini çıkardım ve kendime bir bardak su koyup mutfak balkonuna çıktım. Gökyüzünde tek bir bulut yoktu. Gecenin karanlığına inat şehir ışıl ışıldı. Yollarda arabaların korna sesleri yankılanıyordu. Kimileri için hayat bu saatlerde başlıyordu, evet, ama kimilerine çekilme zamanıydı kabuklarına. Elimdeki bardaktan bir yudum aldım, şehrin dumanlı havasına karşı. Sonra aklıma bu akşam olanlar geldi. Wlax… düşününce o kadar da anlamsızdı ki. Yaşlı adamın biri çıkıyordu karşımıza. Bir efsane anlatıyor, ve bizim doğa üstü güçlerimizin olduğunu söylüyordu. Bir bedende birden fazla ruh… Bir çocuk masalına inanmamızı bekliyordu. Ve işte en tuhafı; biz de inanıyorduk. Anlattıklarını beynimiz reddediyordu ama kalbimiz dinliyordu dikkatle. Ne zamandan beri kalbim beynimden bu kadar farklı işliyordu? Ne zamandan beri bu kadar mantıksız şeylere inanıyordum? Acizlik? Bu bir acizlik miydi? İnanmaya ihtiyacımız vardı. Belki de sadece inanmak istiyorduk. Belki de içimizdeki bir şey bunu istiyordu…

Bir anda gözlerim karardı. Neler olduğunu bilmiyordum. Hiç bir şeyi göremiyordum. Hızla sol elimle balkon demirini tuttum. Bir anda dipsiz bir karanlığın ortasında kalmıştım. Sonra yavaş yavaş karanlığın derinliklerinden bir ışık parlamaya başladı. Beyaz bir ışık gitgide büyüyordu. Büyüdü, büyüdü… Sonra ışığın içinde birkaç insanın görüntüsü belirdi. Bir salonda oturuyorlardı. Bir konferans salonu gibiydi. Kimsenin yüzü görünmüyordu. Sadece siluetler vardı. Boyaları birbirine karışmış bir yağlı boya çalışması gibiydi görüntü. Paniklemiştim, elimdeki bardak aniden kaydı elimden. Kısa bir sessizliğin ardından boş sokakta bir camın parçalanma sesi yankılandı. Ve ardından kırılma sesini bir çığlık takip etti. Acı dolu, uzun bir çığlık. Tanıdık ama bir o kadar da yabancı bir çığlık…

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
29 Hzr 2010 21:45
cyanide
Sailor Moon Fan
Sailor Moon Fan



Yaş: 28
Kayıt: 21 Hzr 2010
Mesajlar: 287
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 42

Durumu: Çevrimdışı

cyanide
Sailor Moon Fan
SONSUZ NEFES ~ Konu: Yanıt: SONSUZ NEFES ~
Alıntıyla Cevap Gönder
Yeni güçler... Acaba güçleri ne ? Wlax Nazlıda daha fazla güç hissetti acaba onun gücü nolacak ? Nazlı iyileşicek mi ? Wlaxla daha ne konuşacaklar ? Gördüğü silüetler kimlerdi ? Çığlık, o acı çığlk kimindi ? Amanın yoksa Nazlıya mı bişey oldu ?
Bardak gerçekten kırıldı mı diomuşum asdfg Çok Mutlu Amma çok soru sordum Çok Mutlu
Yine heyecan içinde bıraktın bizi öle olsun bakalım Çok Mutlu

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
29 Hzr 2010 21:55
venusyıldızı
Venus Fan
Venus Fan



Yaş: 29
Kayıt: 23 Eyl 2009
Mesajlar: 618
Cinsiyet: Kız
Nerden: çok merak ediyosan kendin bul :p
Teşekkür: 58

Durumu: Çevrimdışı

venusyıldızı
Venus Fan
SONSUZ NEFES ~ Konu: Yanıt: SONSUZ NEFES ~
Alıntıyla Cevap Gönder
Çok güzel bir bölümdü.
StarFire~ katılıyor ve yeni bölümü merakla bekliyorum... İnanamıyor!



By Gold (Esin*mm harikasın *-*)
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
29 Hzr 2010 22:00
SaILoRSuN
Senshi
Senshi



Yaş: 38
Kayıt: 09 Hzr 2007
Mesajlar: 3,842
Nerden: Güneş'in Yüreğinden
Teşekkür: 820

Durumu: Çevrimdışı

SaILoRSuN
Senshi
SONSUZ NEFES ~ Konu: Yanıt: SONSUZ NEFES ~
Alıntıyla Cevap Gönder
Tamam...pek uzun bi yorum olmayacak bu sefer. Bir geçiş...bizi duruma alıştıra bölümü. Kıvanç da maşallah çok hızlı kızı öptü ve hemeen aşkım muhabbetine geçti... bunun dışında bundan sonraki bölümde olaylara göre daha rahat yorum yapabilirim sanırım.


Sessizlik var olmamak değildir...Sessizliğim asaletimdendir... Buradayım...
Spoiler:
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
30 Hzr 2010 22:46
Buki
Süper Üye
Süper Üye



Yaş: 31
Kayıt: 27 Hzr 2007
Mesajlar: 872
Teşekkür: 78

Durumu: Çevrimdışı

Buki
Süper Üye
SONSUZ NEFES ~ Konu: Yanıt: SONSUZ NEFES ~
Alıntıyla Cevap Gönder
Aynen bu bölümde bazı hatta çoğu şey açıklığa kavuşmadı bir nevi ara bölüm gibiydi.. O yüzden detaylı bir yorum yapamıyorum ama Nazlının neden farklı olduğunu ve yeni güçlerinin neler olduğunu merak ediyorum bana sanki empati veya telepati gibi geldi... Baklaım göreceğiz yeni böl. bekliyorum. Çok Mutlu

Lacrimis struit insidias cum femina plorat. 🌙
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
30 Hzr 2010 23:15
Neo_Queen_Serenity
O Bir Yıldız!
O Bir Yıldız!



Yaş: 26
Kayıt: 07 Ekm 2009
Mesajlar: 1,415
Nerden: Araf~
Teşekkür: 169

Durumu: Çevrimdışı

Neo_Queen_Serenity
O Bir Yıldız!
SONSUZ NEFES ~ Konu: Yanıt: SONSUZ NEFES ~
Alıntıyla Cevap Gönder
Tolga abi House M.D izliyor musun? xD xD
Yorum yazdığım bölümden sonra tatil sebebiyle daha okuyamadım ama olaylar hala muayne odasında geçiyorsa o diziye bir bak derim bayağı yardımcı olur xD

-

Edit:

Okudum hepsini. Yorumum aynı süpersin müthişsin tuttum ben bunu xD

Min-Hyeok Gang aşksın seeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeen >.<
tipini yerim oy oy "unni!" >.< Bana Hande unni de evlenelim <3 Sasuke ve Hitsugaya baskılı yastıklarda uyuruz beraber <3 Sana yemek ısmarlayayım ablan olayım <3

not: you've fallen for me dizisindeki Lee Shin'den bi tane de ben istiyorum. evcil hayvan gibi lan.

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
02 Tem 2010 13:30
:) :) :)
Sağlam Üye
Sağlam Üye



Yaş: 29
Kayıt: 20 Ekm 2009
Mesajlar: 185
Nerden: TARDIS'ten
Teşekkür: 27

Durumu: Çevrimdışı

:) :) :)
Sağlam Üye
SONSUZ NEFES ~ Konu: Yanıt: SONSUZ NEFES ~
Alıntıyla Cevap Gönder
Nazlı ve Kıvanç'ın aşkı fazla mı hızlı oldu ne *.*
Ben daha zor bi aşk bekliyodum ama onun dışında her şey harika.
Özellikle şu özel güçleri çok merak ettim Çok Mutlu
Salondaki insanlar da ayrı bi olay o.O
Merakla bekliyorum Çok Mutlu


dream until your dream come true...
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
04 Tem 2010 2:02
day
Güzelliğin Savaşçısı
Güzelliğin Savaşçısı



Yaş: 30
Kayıt: 08 Ağu 2008
Mesajlar: 1,306
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 125

Durumu: Çevrimdışı

day
Güzelliğin Savaşçısı
SONSUZ NEFES ~ Konu: Yanıt: SONSUZ NEFES ~
Alıntıyla Cevap Gönder
StarFire~ Güçlerinin ne olacağını zaman gösterecek *-* yada olup olmayacağı... Bir aksilik olmayacağını nerden bilebiliriz... Ve aslında o çığlık... bardak sokakta birinin başına düştü onun du o XD XD onun da cevabı yeni bölümde *-*

SaILoRSuN~~ ablam ne bekliyorsun ki benden sen XD Ben hep yabancı yazar okuyorum, mesela Dan Brown, ki oda okuduğum 4 kitabının ikisini yatakta bitirdi XD yabancı yazarlar beni etkiledi baya U.U ama söz işi ağırdan almaya çalışacam XD

Neo_Queen_Serenity~~ hayır islemiyorum valla XD yok canım odayı aştık Dil Çıkartıyor

Gülücük Dağıtıyor Gülücük Dağıtıyor Gülücük Dağıtıyor~~ aşk konusunu açıkladım sun ablaya bak XD teşekkür ederim *-*

Ve arkadaşlar bu uzzuuun gecikme için sizden ne kadar özür dilesem az Ô.o işlerim yoğundu ve ben bir türlü zaman ayıramadım T^T ama bundan sonra daha bi uğraşacam yazmak için XD





Bölüm 8

Tanıdık ama bir o kadar da yabancı bir çığlık… Hem de çığlık çok yakından geliyordu. Hızla kendimi geriye, mutfak kapısına doğru attım. Ses içerden geliyordu. Kör adımlarla mutfakta yolumu bulmaya çalıştım. Hala görüşüm geri gelmemişti. Her şey çok karanlıktı. Bir adım daha attım ama sert bir yüzeye çarpıp geri sendeledim. Kolum da geriye savrulurken başka bir şeye çarptı. Şiddetli bir yankı ve parçalanma sesi bütün mutfağı doldurdu. Olduğum yere çöküp acı dolu bir nefes verdim. Kolumda şiddetli bir acı vardı. Ve bir sıcaklık…

Nazlı? Ona ulaşmam lazım…

Hızla tekrar ayağa kalktım. Birkaç saniye o an nerede olabileceğimi düşündüm. Balkondan içeri girmiştim. Birkaç adım atıp… ama nereye? Kahretsin nerde olduğumu anlayamıyordum. Ben de çığlık atmak üzereydim.İçimde kıyametler kopuyordu. Nazlı’nın çığlığı beni yardıma çağırırken, kendi bedenim buna engel oluyordu sanki. Ruhumun acı ile kıvrandığı bir andaydım. Tam kör bir adım daha atmaya niyetlenirken birden görüşüm geldi. Loş mutfak ışığının aydınlattığı mutfak bir anda görünür oldu. Beyaz mermerden tezgah, üzerinde mutfak eşyaları, açık mavi desenli bir avize, ve yerdeki cam kırıkları… Yere düşen şey bir vazoydu. Mutfakta lale bulundurmaktan çok hoşlanırdım. Annemin en sevdiği çiçekler… Kafamı iki yana sallayarak dikkatim toplamaya çalıştım. Çığlık… Nazlının çığlığı… Koşarak odama gittim. Kapıyı çalmalı mıydım? Şuan bunun bir önemi yok gibiydi. Kapıyı hızla açıp içeri girdim. Nazlı yatağın üstünde bağdaş kurmuş, başını da ellerinin arasına almış ve ağlıyordu. Hıçkırarak…

“Nazlı?” Hızlı adımlarla yanına gidip yatağa oturdum. Başını hafifçe kaldırdı. Beni görünce ağlaması iki kat artmıştı sanki. Sonra beklemediğim bir şey yapıp boynuma atıldı. Öyle sıkı sarılmıştı ki bir an için nefesim kesilmişti.Bana sıkıca sarılıp ağlamasına devam etti.

“Çok korkunçtu... Bu kadar da çok fazla…” Sadece mırıldanıyordu. Hafif titremesini hissettim.

“Nazlı? Geçti artık ben buradayım sakin ol…” Beynim düşünmeyi bırakmıştı o an için. Nazlıyı o an korkutan şey neydi?

“Geçmedi! Geçmeyecek! Kurtulamayacağım!”

“Sakin ol lütfen, bana ne olduğunu anlat, kâbus mu gördün?”

“Kâbus… Ne zaman gerçek ne zaman rüya ayırt edemiyorum ki artık. Sadece bir oda dolusu insan vardı. Hiçbir şey görünmüyordu. Yüzleri yoktu.” Kafasını geriye çekti, göz göze geldik.

Anlattıklarını dinlerken başımda ince bir sızı belirdi ve yavaş yavaş zonklamaya başladı. Bir oda dolusu insan ve görünmeyen yüzler… Bu kadarı fazla tesadüftü.

“İyi ama bunda korkulacak ne varki. Sadece insanlar…”

“Bunda korkulacak ne mi var? Bir süre sonra o insanların hepsi alev alıyor Kıvanç! Çığlıklar içinde cayır cayır yanıyorlar!“

İşte bu kısmından haberim yoktu. Derin bir nefes alıp ayağa kalktım. Olanlara anlam vermekte zorlanıyordum.

“Sen yat Nazlı, ben oturma odasında yatacağım. Sabah olduğunda olanları daha rahat konuşuruz.” Cevap beklemeden arkamı dönüp yürümeye başlamıştım. Zaten Nazlı da cevap verebilecek gibi görünmüyordu. Kapıyı arkamdan kapatıp oturma odasına doğru yürürken kolumdaki sıcaklık hissini hatırladım. Başımı eğip koluma baktım, kan… Vazo kolumu kesmişti anlaşılan. Şimdi oturma odasına doğru yürümüyordum. Bu evde bir yerde ilk yardım çantası olacaktı.

***

Sabahın güneşi gecenin anılarını söküp atabilirmiş gibi parlıyordu gök kubbede. Dün gece olanlar hücum ederken beynime, başımı sallayıp iki yana, unutmaya çalıştım. Bunu sonra düşünecektim.

Yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa yöneldim. Ocağın altını açıp tavayı yerleştirdim. Annemin özel tarifi olan nefis omletlerden yapacaktım. Çaydanlığa da su koyup ocağa yerleştirdikten sonra masayı hazırlamaya koyuldum. Özel bir sofra hazırlamalıydım.

“Günaydın?” Mutfak kapısının girişinde, omzunu kapıya yaslayan bir güzel bana bakıyordu.

“Günaydın Nazlı” Heyecandan o an elimde tuttuğum tuzluğu bir anda elimden bırakıvermiştim. Üzerinde benim pijamalarım vardı. Anlaşılan sabah kalktığında dolaptan kendine bunu bulup giymişti. “Üzerindeki çok yakışmış.”

Tiz kahkahası mutfakta yankılandı.”Teşekkür ederim.”

Kahvaltı boyunca onu izlemiştim. Sık sık gür kahve saçlarınım kulağının arkasına atıyordu. Tıpkı psikanalistlerin kullandığı saatler gibiydi. Yaptığı her hareket beni büyülüyordu, kımıldayamıyordum. ‘Kıvanç kendini balkondan at’ dese bile pek düşünmezdim sanırım. Kahvaltının ardından ben sofrayı toplarken o da elbisesini tekrar giymek için odama gitmişti. Evden çıkarken beraber, ben hala onun büyüsünden kurtulamamıştım.

“Her şey için teşekkürler,” demişti araba ile onu evinin önüne götürdüğümde. “Dün gece olanlar için de üzgünüm.”

“Bir şey değil, hem üzülmeni gerektirecek bir şey yok.” Gülümsemiştim. Onun da gülümsemesini görmem içimi rahatlatmıştı. “Dün gece olanlar senin suçun değildi. Sanki biri bize şaka yapıyor gibi.” Bir an duraksadım. Şaka mı? “Bayağı özenle hazırlanmış bir şaka. Ama geçecek, bir yolunu bulacağız beraber.”Ardından arabadan inmiş ve her zamanki gibi bir kraliyet asaletiyle evine gitmişti. Bir süre arkasından kapanan kapıya öylece baktıktan sonra telefonun sesiyle irkildim. Arayan ofis sekreterim elif hanımdı.

“Buyurun Elif hanım.”

“Kıvanç bey, ofise gelmeyince merak ettim. Ayrıca bir saat sonraki randevunuzu hatırlatmak istedim.”

“Geç kaldığım için üzgünüm, işlerim vardı. Hangi randevu bu arada?” Randevu demişti değil mi? İyi ama benim ne randevum vardı ki?

“Erhan beyin konferansına katılacaktınız unuttunuz mu?” Tabi ya… nasıl da aklımdan çıkmıştı. İki gün önce arayıp haber vermişti bu toplantı için. Ama akıl kalmamıştı ki bende. İki gün için de o kadar olay yaşanmıştı ki…

“Pekala, teşekkürler hatırlattığın için.” İçimde garip bir huzursuzluk hissettim bir anda. Tamam, işimi unutmam hoş değildi ama bu huzursuzluk biraz fazlaydı. Sonra ben arabayı çalıştırıp konuştuğumuz konferans merkezine giderken huzursuzluk yavaş yavaş dağılıyordu. Sanki içimdeki bir şey beni oraya gitmek için zorluyordu…

Büyük ve geniş ahşap bir kapının önüne gelince durup üzerimi çekiştirmeye başladım. Şık görünmeliydim. Keşke eve gidip daha iyi bir takım giyme şansım olsaydı diye geçirdiysem de aklımdan, zamanımın olmadığını biliyordum. İki kere tıklatıp kapıyı açtım. Birçok insan pür dikkat karşıyı izlemeye devam ediyordu ama kafalarını yavaşça çevirip bana bakanlar da olmuştu. İçeri girip kapıyı arkamdan kapattığımda manzaranın tanıdıklığı yüzünden olduğum yerde bir süre kaldım. Bütün bu insanlar, koltuklar, mekân bana bir yerden tanıdık geliyordu. Bir süre daha düşündüm ama daha sonra bunun bir önemi olmadığını fark ettim. Sürekli konferanslara katılırdım. Mekân karanlıktı, slayt oynatılıyordu. Slayt perdesinin hemen diğer tarafında Erhan’ın bana doğru el hareketi yaptığını fark ettiğimde henüz bir adım atmıştım. Yanına çağırıyordu. Slayt perdesini kapatmamak için başımı hafif eğerek ve hızlı adımlarla yanına gittim.

“ Hoş geldin Kıvaç.”

“Sağol, geç kaldım sanırım… şey… trafik vardı.” Ona konferansı unuttuğumu söyleyemezdim.

“ Sorun değil, yeni başlamıştık zaten.” Kısa bir süre önünde duran evrakları karıştırdıktan sonra elinde bir sayfayla tekrar bana döndü. “Ben sana konuşma metnini konuştuğumuz gün fakslamıştım zaten. Bu da bir kopyası...”

Sonra yanımda hiçbir şey getirmediğimi fark ettim. Ne bir dosya, ne de bir çanta… Neyse ki Erhan’ da fazladan bir yedek vardı. Zaten o işine hep fazlasıyla önem veren biriydi. “Teşekkürler, benimkini arabada unutmuş olmalıyım.” Uzattığı sayfayı biraz çekinerek alıp göz gezdirdim

“ ... Tarama yöntemi; soru listesi , görüşme gibi tekniklerden yararlanarak, belirli özelliklere sahip olan insanları ilgilendiren ya da olayı , o an ki durumuyla saptama amacı güden bir araştırma yoludur. Genellikle bu yöntemle çok sayıda kişiye ulaşmak istenir... ”

Birden tüm kelimeler büyüyüp küçülmeye başladı. Dün gece hissettiğim baş ağrısı bir zonklama eşliğinde tekrar geldi. Gözlerim sulanmaya, dizlerim güçsüzleşmeye ve salon etrafımda dönmeye başladı.

“Bu adam da kim böyle?”

“ Erhan beyin ‘bir arkadaşım’ dediği kişi bu muydu?”

“Adama bir şeyler mi oluyor?”

Kıvanç başını kaldırıp seslerin geldiği tarafa baktı. Ama görebildiği tek şey dağınık renklerdi. İnsanları görebiliyordu ama ayrıntıları seçemiyordu. Sonra birden dizlerinin üstüne çöküp başını avuçlarının arasına aldı. Başındaki acı tüm bedenine yayılmaya başlamıştı sanki. Bilinci yavaş yavaş karanlığa doğru çekilirken aklında kalan son şey yüzleri görünmeyen insan silüetleriydi.

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
29 Tem 2010 9:55
cyanide
Sailor Moon Fan
Sailor Moon Fan



Yaş: 28
Kayıt: 21 Hzr 2010
Mesajlar: 287
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 42

Durumu: Çevrimdışı

cyanide
Sailor Moon Fan
SONSUZ NEFES ~ Konu: Yanıt: SONSUZ NEFES ~
Alıntıyla Cevap Gönder
Kıvancada görüncek bu silüetler demek vay anasını o.O
Ben bardak düşüp birinin kafasında kırılacağını düşünüyodum asdasd xD Daha güzel olurdu U.u
Çok güzel bi bölümdü betimlemeler filan yhee.

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
29 Tem 2010 11:37
princess mercury
O Bir Yıldız!
O Bir Yıldız!



Kayıt: 15 Şub 2008
Mesajlar: 1,470
Teşekkür: 59

Durumu: Çevrimdışı

princess mercury
O Bir Yıldız!
SONSUZ NEFES ~ Konu: Yanıt: SONSUZ NEFES ~
Alıntıyla Cevap Gönder
önceliklen : niye bu bölüm bu kadar gecikti ha Çıldırmış Durumda bundan sonra 3 günde bir yazıyorsun

bölüme yorum : her zamanki gibi şahane olmuş hajı. yalnız kıvanjı çok kınadım. konferans olcağını ben bile unutmamuştım. nazlı aklını başından almış bunun Çok Mutlu
güçlere ne oldu bu arada. açıkla artık. çatlıcam Çok Mutlu


by tusako
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
29 Tem 2010 11:48
day
Güzelliğin Savaşçısı
Güzelliğin Savaşçısı



Yaş: 30
Kayıt: 08 Ağu 2008
Mesajlar: 1,306
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 125

Durumu: Çevrimdışı

day
Güzelliğin Savaşçısı
SONSUZ NEFES ~ Konu: Yanıt: SONSUZ NEFES ~
Alıntıyla Cevap Gönder
Teşekkürler *-* yannız kıvancın gücünü baya bir döktüm ortaya XD çokmu kapalı olmuş XD illa elini kaldırıp abra kadavra felan mı yapmasım lazım XD nese iyi okuyun *-* buluceksiniz *-*

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
29 Tem 2010 17:58
Princess Moon
Venüs Savaşçısı
Venüs Savaşçısı



Kayıt: 16 Tem 2008
Mesajlar: 1,049
Teşekkür: 17

Durumu: Çevrimdışı

Princess Moon
Venüs Savaşçısı
SONSUZ NEFES ~ Konu: Yanıt: SONSUZ NEFES ~
Alıntıyla Cevap Gönder
En sevdiğim bölümdü güzel yazmışsın Gizli Planlar Yapmaktadır


Me~~ O__O
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger  
29 Tem 2010 20:01
SaILoRSuN
Senshi
Senshi



Yaş: 38
Kayıt: 09 Hzr 2007
Mesajlar: 3,842
Nerden: Güneş'in Yüreğinden
Teşekkür: 820

Durumu: Çevrimdışı

SaILoRSuN
Senshi
SONSUZ NEFES ~ Konu: Yanıt: SONSUZ NEFES ~
Alıntıyla Cevap Gönder
Kıvanç'ın aşkının limiti yok gibi XD ama elbette gerçekler ortaya çıkar bu onları ne npktaya götürecek acaba? Ve de Kıvanç'ın güçleri...tamam güzel sinyaller vermişsin anladım durumu ama sandığın kadar da açıklayıcı değil daycim^^ Yeni bölümde daha belli olacak sanırım...Anlatımın iyi bu arada böyle devam et...Kusura bakma çok uzun olmadı yorum ama boş boş bir şeyler söylemek istemedim. Gerekirse bir dahaki bölümle bağlarım.


Sessizlik var olmamak değildir...Sessizliğim asaletimdendir... Buradayım...
Spoiler:
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
29 Tem 2010 22:32
Buki
Süper Üye
Süper Üye



Yaş: 31
Kayıt: 27 Hzr 2007
Mesajlar: 872
Teşekkür: 78

Durumu: Çevrimdışı

Buki
Süper Üye
SONSUZ NEFES ~ Konu: Yanıt: SONSUZ NEFES ~
Alıntıyla Cevap Gönder
Kıvancın gücünün neresi açıklayıcı anlamadım valla ? o.o Ben hiçbir şey anlayamadım. asdsdad. Çok Mutlu -yani bu böl.den bir şey anlamadım- ayrıca uzun süre ara verip durma. u.u Kötü yazsan neyse derimde gayet güzel yazıyosun devam devam !! u.u
Yeni böl. bekliyorum.~ (;

Lacrimis struit insidias cum femina plorat. 🌙
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
29 Tem 2010 23:12
 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 5, 6, 7, Sonraki
6. sayfa (Toplam 7 sayfa) [ 96 mesaj ]  

 
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız