Hee
Samur öyle bişi mi yapmış
Elmas da abartmıyor mu ?
Ay Noluyo aile bağları kopuyor arkadaş

Çok güzeldi Devam et



Not:bu arada ismin fırat mıydı ?

Evet ismim Fırat'tı Ayrıca Samur'un ikizi Yağmur'du bebeğim Elmas , Zümrüt'ün ikizi Ah tabi sen Ahzen'i kastediyor da olabilirsin

Yok onları Hatırlıyorum Samur ile Yağmur - Elmaz ile Zümrüt ikizdiler

Peki bunlar ne için kavga edip duruyorlar (Samur ile Elmaz) Acabaa

-Senden nefret ettiğimi söylersem bunu tuhaf karşılamazsın değil mi ?
-Tabi ki de hayır . Peki ya ben sana senin tam bir aptal olduğunu söylersem ?
-Tokadı suratına patlatırım .
-Pek şaşırtıcı değil inan ...

Fırat geçen geceyi Ozan'ın evinde konuk olarak geçirdiği için sabah da Ezgi ve Ozan ile beraber okula gidiyordu . Fırat konuyu animelerden açmakla başlamıştı . Bir süre sonra küçük bir tartışma yaşanmıştı . Genelde Ezgi ve Fırat küçük şeyleri tartışmaktan büyük zevk alırlardı . Ve bugün gene bunu yapmışlardı .

-Ozan okula yaklaşıyoruz , toparlan .
-Aşırı derecede ağır çantalarımızı taşımaya başlayalım demek istiyorsun .
-Aynen öyle .

Okula vardıklarında servisten koşar adımlarla dışarı çıkmışlardı . Ozan ve Fırat ayrı sınıflara gitmelerine rağmen "sınıfa ilk yetişen kim olacak" yarışları yapıyorlardı . Genelde eş zamanlı girişler yaparlardı . Ve kimin kazandığı hakkında tartışma çıkardı . Derse başladıklarında Fırat pencereden dışarıyı izliyordu . Havada hafif bir sis vardı . Yanında oturan Melisa ise Fırat'a neden dışarıyı izlediğini sormuştu . Cevap basitti .

-Dersten sıkılıyorum .
-O zaman benimle konuş .
-Senden de sıkılıyorum .
-Canın cehenneme Fırat ...

Tüm dersler sıkıcı bir şekilde geçiyordu . Ama nedense zamanın farkına varmadan son dersten önceki teneffüse çıkmışlardı . Fırat koşarak Onur ve Lerzan'ın yanına gitmişti .

-Selam Lerzan .
-Selam yaratık .
-Dalga geçmeyi kes . Ee , sen ne yapıyorsun Onur ?
-Sinekleri katlediyorum . İzlemek ister misin ?
-Aslında şu anki halimden memnunum . Ya sen Ozan ?
-Üfff . Sııkıılıyooruuuum .
-Senin için normal bir durum .
-Selam Fırat .
-Zelal ? Bugün okula gelmediğini zannediyordum .
-Biraz geç kaldık . Babam getirdiği için pek problem yok zaten .
-Doğru ya .

Zilin çalmasıyla beraber Fırat sınıftakilerle vedalaşıp derse yetişmek için koşmaya başlamıştı . Sıradaki ders fendi ve derslerine giren öğretmenleri gecikenleri dışarıda bekletmekten haz alırdı .

-Lanet olsun geç kalıyorum ! Lanet olsun geç kalıyorum ! Lanet olsun geç kalıyorum ! Lanet ! Lanet ! Lanet !

Küçük bir patinaj yaparak öğretmeninden önce sınıfa girmeyi başarmıştı . Tabi küçük bir sorun vardı . Sınıfta sadece Şeyma , Ceren ve Beybin vardı .

-Şeyma ? Diğerleri nerede ?

Şeyma gözünün ucuyla Fırat'a baktıktan sonra hızlıca yerine geçmişti . Fırat ise cevabı alamadığı için hışımla kitaplarını sıraya bırakmıştı . O sırada öğretmenleri sınıfa girmişti .

-Günaydın ço...
-Günaydın ...
-Diğerleri nerede ?
-Hiç bir fikrim yok hocam . Şeyma'ya veye Beybin'e sorun .
-Beybin ? Neredeler ?
-Iıı .. şey ... hocam ...
-Evet ?

O sırada Şeyma heyecanlı bir şekilde ayağa kalkmıştı . Elini hızlı bir şekilde havaya kaldırıp aynı hızda da diğer elini öne uzatmıştı . Gözlerinden bir kaç ışık demeti saçılmıştı ve öğretmeni olduğu yerde durmuştu . Göz kapakları yavaşça kapanıyordu . Sonra başı masaya düştü . Fırat bayıldığını sanmıştı . Fakat biraz durduktan sonra aklına bir şeyler dank etmişti . Şeyma'nın yetenekleri insanların enerjisini sıfırlayabiliyordu . Ve az önce bu yeteneği öğretmenlerinin üzerinde uygulamıştı .

-Şeyma !
-Fırat sesini çıkarma ! Diğerlerinin nerede olduğunu da sorma !
-Ne oluyor ?
-Boş ver . Asıl önemli olan sahip olduklarımızı diğerlerinden saklamak .
-Beybin , Şeyma ne saçmalıyor ?
-Kes sesini Fırat . Şu an çok daha önemli şeylerle uğraşıyoruz .
-Bir dakika . Saldırıya uğramadık değil mi ?

Şeyma ve Beybin'in tek yaptığı şey sessiz kalmaktı . Beybin yüzünü başka tarafa çevirmişti . Şeyma ise başını önüne eğmişti . Ceren ise kollarını kavuşturmuştu . Beybin'in arkasında sessizce bekliyordu .

-Ceren ? Bari sen söyle . Ne oldu ?
-Ya şey ...
-Ceren sakın söyleme !
-Neden ? Benim de bilmeye hakkım var sanırım .
-Ya üf . Beybin kusura bakma saklayamıyorum . Evet Fırat saldırıya uğradık . Ziya , Caner , Cemre , Albin , Şevval , Elif ve Ezgi gitti .
-Peki ya diğerleri ?
-Geri kalanlar aynı anda , aynı yöne doğru hızla koşmaya başlayınca şüphelendiler . Biz de mecburen onları ...
-Onları ne ?
-Bayılttık .

Fırat'ın gözleri gittikçe büyüyordu . Elleri titremeye başlamıştı . Saldırı ve bayıltmak kelimelerini duymak bile onu strese sokmaya yetiyordu . Birisinin bayıldığını duymaktan çok korkuyordu . Ayrıca daha önce saldırıya uğramıştı ve diğerlerinin saldırıya uğradığını duyunca vücudunu endişe kaplamıştı .

-Birazdan Rabia Hoca'yı uyandıracağız . Ama lütfen rolüne uy .
-Ta...tamam .

Şeyma elini yavaşça yukarıya kaldırmıştı . Elinde turuncu ve küre şeklinde bir ışık oluşmuştu . Titrek bir şekilde yanıp sönen bu ışık gittikçe büyüyordu . O sırada Beybin birden bire Şeyma'nın üzerine atlayıp kürenin yok olmasını sağlamıştı .

-Beybin ne yapıyorsun ?
-Bir dakika Ceren . Şeyma sakın Rabia Hoca'yı uyandırma ! Biz de diğerlerinin yanına gitmeliyiz !
-Üstümden çekilebilir misin ?

Beybin küçük bir hamle yaparak geriye gitmişti . Şeyma da kalkarak üstüne temizlemeye başlamıştı .

-Özür dilerim ama yapmam lazımdı . Biliyorsun , tekrar bayıltamazdık . Onun için engelledim .
-Beybin kusura bakma ama eğer siz giderseniz ben de gelirim !
-Hayır gelemezsin Fırat !
-Ay Beybin bırak gelsin !
-Sen karışma Ceren .
-Üff uğraşma çocukla Beybin . Hepimiz birlikte gidelim işte .
-Ya hayır olmaz ! Bir işimize de yaramaz zaten ! Onu da diğerleri gibi bayıltalım !
-Hayır olmaz ! Saçmalamayı kesin ve beni dinleyin . Fırat yetenekli değil evet , ama bizim sırlarımızı da biliyor . Ayrıca daha önce saldırıya uğradı . Hem de bir defa değil ! Düşmanın özelliklerini biliyor olmalı . Ayrıca burada kararları veren sen değilsin Beybin .
-Yaa ? Ne zamandan beri lider sensin acaba ?
-Ben lider değilim . Sen de değilsin . Ve hemen şimdi buradan gidiyoruz .
-BEYBİN !
-Ne var Ceren ?

Beybin arkasını döndüğünde bir kol pencereden Ceren'i çekiştiriyordu . Ceren pencereden dışarıya doğru gidiyordu . Yüzünde korkmuş bir ifade vardı ve gözlüğü yere düşmüştü . İnce sesiyle duraksız bir şekilde çığlık atıyordu . Şeyma'nın gözleri iri bir şekilde açılmıştı ve elleriyle ağzını kapatıyordu . Beybin ise kısa bir duraklamadan sonra harekete geçmişti .

-Klementis ...

Elinde biriken enerji parçacıkları henüz çiçek şeklini almadan Ceren yok olmuştu . Pencereden çığlık sesleri geliyordu . Ceren büyük ihtimalle dışarıdaydı ve birisi onu zorla çıkarmıştı . Beybin elindeki enerji birikintisi rastgele savurarak pencereye doğru koşmuştu . Ellerini pencerenin kenarlarına dayayarak ve kafasını dışarıya çıkararak Ceren'i arıyordu . Aynı zamanda da ona sesleniyordu .

-CEREEEEN ! CEREEEEN !

Şeyma gözleri yaşlı bir şekilde Beybin'in yanına gitmişti . Omzuna sakince dokunmuştu . Beybin ise sert bir şekilde onu geriye itmişti .

-CEREN ! CEREN ! CEREN !

Şeyma başını yavaşça yukarıya kaldırarak bir şeyler fısıldamaya başlamıştı . Bir türlü konuşamıyordu . Titremesi azalınca konuşmaya başlamıştı .

-Beybin ... gerçek savaş ... başladı ...

Gerçek Savaş başladı
Şoke olmuş durumdayım..
Çok Az kişiler Napacaklar ki

Ama bu kısmı :

-Dersten sıkılıyorum .
-O zaman benimle konuş .
-Senden de sıkılıyorum .
-Canın cehenneme Fırat ...

Komikti

Devam et ben bunun sonunu merak ediyorum

Yeni bölümü hala yazamadığım için özür dilerim Ama sizin için ilk bölümü tekrar yazdım. Olaylar pat diye olmuyor Ve acemice anlatılmıyor. Keyifle okuyun Bu arada gelecek bölümler için biraz bilgi vereceğim. İşte burada :

Hmm
Savaş başlıyo ha
Onların yerinde olmak istemezdim
Ama seve seve okurum
Devam edelim

-Beybin... gerçek savaş... başladı...

Şeyma bu sözleri söyledikten sonra Beybin yavaşça geriye doğru çekilmişti. Başı öne eğikti ve siyah saçları yüzünü kapatıyordu. Yanağının kenarından süzülen bir parça göz yaşı yere düştüğünde etraftaki tek ses kaynağı olmuştu. Ne Şeyma , ne Fırat , ne de Beybin konuşuyordu. O sırada Beybin yavaşça doğrulmaya başlamıştı. Başını havaya kaldırıp vücudunu dikleştirmişti. Göz yaşlarına rağmen yüzüne acımasız ve ciddi bir ifade oturtmuştu.

-Bekle beni Ceren!

Fırat, Beybin ve Şeyma merdivenlerden aşağıya doğru koşuşturuyorlardı. Okul müdürünün olduğu kata geldiklerinde rehberlik servisini aşıp bodrum katına giden merdivene gitmişlerdi. Merdivenden aşağı indiklerinde bodrum katına açılan kapıyla karşılaşmışlardı. Beybin ve Fırat zorlamasına rağmen kapı açılmıyordu.

-Çekilin ben hallederim!

Şeyma'nın gözleri yanıp sönerek kırmızı ışıklar saçıyordu. Parlamalar bittiğinde kapıya tekme atmıştı. Kapı geriye doğru savrularak büyük bir gürültü yaratmıştı.

-Şeyma!
-Yakalanacağız!

Şeyma merdivenlerin yukarısına küçük bir göz attıktan sonra Fırat ve Beybin'i içeriye sürüklemişti.

-Koşun!

Bodrum katından arka bahçeye açılan kapıya geldiklerinde Beybin, Şeyma'nın önüne geçmişti. Eğer tekrar gürültü yaratırlarsa bu onların sonu olurdu.

-Bu sefer bana bırak!

Beybin sol eli ile sağ bileğini kavrayıp kollarını öne uzatmıştı. Sağ avucu dimdik pozisyonda kapıya yönelmişti.

-Klementis...!

Elinde küçük bir enerji halkası oluşmuştu. Yavaşça şekil alarak bir çiçeğe dönüşüyordu.

-Parlaması!

Çiçek hızla fırlayarak kapı kilidine çarpmıştı. Kilit parçalanarak yere düşmüştü. Beybin hızla kapıyı çekip sonuna kadar açmıştı. Şeyma ve Fırat dışarı çıktıktan sonra kendisi de çıkıp kapıyı olabildiğince kapatmıştı. Şeyma ve Fırat okulun dışına açılan kapıya gelmişlerdi. Fırat çok fazla şeye zarar verdiklerinin farkındaydı. Bu sefer o öne atılmıştı ve kilidi insan gücü kullanarak açmayı önermişti. Şeyma ve Beybin bunu kabul ettiğinde hemen kapı kilidini açıp kapıyı aralamıştı.

-Hadi koşun!

Şeyma ve Beybin dışarı çıkar çıkmaz Fırat arkalarından atlayıp kapıyı tekrar kapatmıştı. Kapıyı hızla kilitleyip arkasını dönmüştü. Şeyma ve Beybin okulun arkasındaki boş araziye doğru koşuyorlardı. Fırat onları takip ederken arazide parlayan bir kaç şey olduğunu ve hareket eden cisimler bulunduğunu fark etmişti.

-Gaus Topu!
-Cennet Işını!

İki enerji birleşerek hızla Vladimir'e ilerliyordu. Diaspro kendini öne atmıştı.

-CONSTANTIN!

Mavi ışık demetlerinden oluşan yıldız şeklinde kalkan saldırıları olduğu gibi geri püskürtmüştü. Ezgi hemen öne atlayarak saldırıları kızıl halkalarla savuşturmuştu.

-Sıra bende! Ters Yansıma!
-Fayda etmez! Kutsal Göz!

Ezgi'nin kızıl dalgaları Seraphim'in merkez kısmında açılan sarı bir göz tarafından emilmişti. İllüzyon olsun veya olmasın diğerleri hala savaşa devam ediyordu. Şeyma koşarken ellerini birleştirip içinde küçük bir küre yaratmıştı. Biraz bekledikten sonra enerji küresini fırlatmıştı.

-Kaos Topu!

Diaspro ve Vladimir saldırıyı fark etmişti fakat savuşturmak için gecikmişlerdi. Enerji küresi hızla Vladimir'e yaklaşıyordu. Diaspro'nun gözleri korkuyla açılmıştı. Ta ki o sesi duyana kadar.

-Eliptik Himaye!

Eliptik Himaye
One ya Kim geldi gene
Bir Kurtulamadık Şu vladimir midir nedir onlardan

Devam