Gölgedeki Melek.... Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, Sonraki |

Patience olabildiğince soğuk davranmaya çalışıyordu.Olanları tekrar tekrar gözden geçirdi.Ama korkmuyordu ya da olanları olağanüstü bulmuyordu.Daha çok neler yapabileceğine yoğunlaşmıştı.Tam o sırada annesi odasının kapısını sert bir şekilde çarptı.Patience yatağından doğrularak telaşla annesine baktı.Annesi sinirden deliye dönmüştü:
-Bütün gün neredeydin!
-B-ben okul...
-Yalan söyleme Patience Matthew
-Yani senin bana yalan söylediğin gibi mi?
-Ne saçmalıyorsun sen konuyu dağıtma sana neredeydin dedim!
-Öğrenmeyi çok mu istiyorsun!Bu gün bir kaç melekle tanıştım!Ve hayatımı değiştirecek onca şeyi onlardan öğrendim!
-Ne!?
-Evet anne bana bunu niye söylemedin? ,Annesi ellerine odaklanarak fısıltıyla :
-Neyi?
-Benim de onlar gibi olduğumu senin bi melek olduğunu benim aslında kafayı bozmuş bir deli değilde melek olduğumu!
-Bu...bunu ben de bilmiyordum
-...
-İnan bana benim güçlerimi kullanamadığımı biliyorsun değilmi?
-...
-Evet biliyorsun..Ben senin melek olmadığını sanıyordum..Hiç bir belirti göstermiyordun senin de baban gibi olmanı isterdim.. , gözleri dolmuştu yanındaki sandalyeye çöktü :
-Ama değilim! Niye bi yalanla yaşamama izin verdin! , Kadın sessizce Patience'e baktı:
-Gerçekler cesaret ister Liv.., Patience gözlerini halıya kaydırdı Annesi sessizliği fırsat bilerek sandalyeden hızla kalkıp kapıya yöneldi ama dışarı çıkmak için hiçbir gayrette bulunmuyordu hareketsizce beklemek dışında.Beklenmeyecek bir şekilde gülümseyerek Patience'e döndü:
-Belki de benim bulamadığım cesaret senin kalbinde saklıdır, Patience şaşkınlıkla annesine baktı ama annesi çoktan odadan çıkmıştı bile...
Sabah olduğunda Patience bir saniye bile gözlerini kapamamıştı.Şafak sökmeye başladığında hızla giyinerek sokağa fırladı Boş ve sessiz sokakta hızlıca koşuyordu.Dalağı şişene kadar koştu 10 dakika kadar koştuktan sonra küçük bir apartmanın önünde durdu.Apartman kapısı aralıktı bir hırsız gibi içeri hafif adımlarla süzüldü tam arkasını dönüp kapıyı kapatacakken Lucian ile karşılaştı derin bir iç çekerek:
-Şunu yapmayı keser misin artık?,Lucian sadece gülümsüyordu Patience kendini geri çekerek:
-Ne var?
-Sadece...Günaydın ^^
-Bütün gün neredeydin!
-B-ben okul...
-Yalan söyleme Patience Matthew
-Yani senin bana yalan söylediğin gibi mi?
-Ne saçmalıyorsun sen konuyu dağıtma sana neredeydin dedim!
-Öğrenmeyi çok mu istiyorsun!Bu gün bir kaç melekle tanıştım!Ve hayatımı değiştirecek onca şeyi onlardan öğrendim!
-Ne!?
-Evet anne bana bunu niye söylemedin? ,Annesi ellerine odaklanarak fısıltıyla :
-Neyi?
-Benim de onlar gibi olduğumu senin bi melek olduğunu benim aslında kafayı bozmuş bir deli değilde melek olduğumu!
-Bu...bunu ben de bilmiyordum
-...
-İnan bana benim güçlerimi kullanamadığımı biliyorsun değilmi?
-...
-Evet biliyorsun..Ben senin melek olmadığını sanıyordum..Hiç bir belirti göstermiyordun senin de baban gibi olmanı isterdim.. , gözleri dolmuştu yanındaki sandalyeye çöktü :
-Ama değilim! Niye bi yalanla yaşamama izin verdin! , Kadın sessizce Patience'e baktı:
-Gerçekler cesaret ister Liv.., Patience gözlerini halıya kaydırdı Annesi sessizliği fırsat bilerek sandalyeden hızla kalkıp kapıya yöneldi ama dışarı çıkmak için hiçbir gayrette bulunmuyordu hareketsizce beklemek dışında.Beklenmeyecek bir şekilde gülümseyerek Patience'e döndü:
-Belki de benim bulamadığım cesaret senin kalbinde saklıdır, Patience şaşkınlıkla annesine baktı ama annesi çoktan odadan çıkmıştı bile...
Sabah olduğunda Patience bir saniye bile gözlerini kapamamıştı.Şafak sökmeye başladığında hızla giyinerek sokağa fırladı Boş ve sessiz sokakta hızlıca koşuyordu.Dalağı şişene kadar koştu 10 dakika kadar koştuktan sonra küçük bir apartmanın önünde durdu.Apartman kapısı aralıktı bir hırsız gibi içeri hafif adımlarla süzüldü tam arkasını dönüp kapıyı kapatacakken Lucian ile karşılaştı derin bir iç çekerek:
-Şunu yapmayı keser misin artık?,Lucian sadece gülümsüyordu Patience kendini geri çekerek:
-Ne var?
-Sadece...Günaydın ^^
*roll tanrısı* emeklerine sağlık
<3<3

<3<3






Evet iste arkadaslar sabirsizlikla beklediginiz Gölgedeki Melegin devami geldi!!!!
"Ne?! Sadece Günaydin da ne demek ?' Sirf bu saçma -elleriyle hava da tirnak açar- günaydin için mi korkuttun beni yani?! Off sen dayanilmaz birisin!
"Ne yani baska bisey icin mi gelmemi bekliyordun ?"
Patience bir kasini kaldirdi ve ona bakmaya basladi.Ne beklemesi gerekiyordu ki ? Tabiki de "günaydin" diyecekti , "iyi aksamlar" diyecek hali yoktu ya.
Tam agzini acmis ona bisey söyliyecekti ki yaklasan birkaç ayak sesi duydu ve Lucianida kolundan tutup merdiven bosluguna sürükleyip gelen ayak seslerini beklemeye basladi. Bir kaç dakika sonra basini yavasça disari uzatti ve gördügü kisiler karsisinda donup kaldi.
Bu annesi ve onun avukatiydi! Ama burda ne isleri vardi ki. Annesi bu avukati yillar önce Patience`nin babasi ölünce tutmustu.Adamin uzun boylu bir yapisi , kahverengi saçlari ve yesil gözleri vardi.Bu güne kadar hep annesi için çalismis , ona davalarinda yardimci olmustu.Sonucta annesi bir Psikologtu ve bazi çatlak insanlar isini iyi yapmadigini düsünüp onu mahkemeye verebiliyorlardi. Tabi ki annesi sürekli hakli çikiyordu. Annesi ünlü bir Psikologtu ve sürekli yurt disina çikmasi gerekiyordu.Iste bu avukatlada Fransa da tanismisti.
Patience pür dikkat annesinin ve avukatin konusmalarini dinlemeye basladi.
"Ah ne yapacagimi bilmiyorum.Kizim benim hakkimdaki gerçegi ögrendi.Söyledigine göre birkaç melek onunla iltibata geçmis.Melekler buraya nasil geldiler ? Ben kapinin kapali oldugunu saniyordum.Ne yapacagimi bilmez haldeyim.Ya beni terk etmeye çalisirsa ne olcak?!" Patience istem disi bir sekilde Lucianin elini sıktı. O kadar çok gerilmisti ki Lucian`in elini tutugunun bile farkinda degildi. Az sonra avukat birden bire annesinin önünde diz çöküp konusmaya basladi.
"Merak etmeyin , kizinizin meleklerle iltibata geçmesini kim sagladiysa bulup onu öldürtecegim! Ben de bir melek olarak sizin tarafinizdayim. Lütfen bana güvenin. Su an için yapabileceginiz en iyi sey kizinizida alip burdan gitmek.Ancak çok dikkatli olmalisiniz baska ülkelerde de kizinizin meleklerle iltibata geçmesini saglayacak insanlar olacaktir efendim. Simdi gitmeliyim , lütfen kizinizi ikna edin.Eger çok ge4 olursa kendi güçlerini fark edebilir.Simdilik hosçakalin"dedi ve birden kayboldu.Kadin birkaç dakika daha durup gitti.Patience oldugu yere çakilip kalmisti sanki.Birden arkaya dogru çekildigini hissetti ve kendini Lucian`in kollari arasinda buldu.Lucian onu sakinlestirmeye çalisiyordu. O ana kadar Patience titrediginin bile farkinda degildi
"Merak etme, ben yanindayim. Sana yardimci olacagim.Ayrica Miley`i bulmalari imkansiz çünkü , o bir ruh.Onu bu konudan haberdar edecegim.Ve senin gitmene izin vermeyecegim"dedi.Ah bu sözler kulaga ne de güzel geliyordu.Patience Lucian`in kollari arasinda saatlerce agladi.Lucian artik onun sakinlestiginden emin olunca Patience`i ayaga kaldirdi ve boynundaki bir kolyeyi çikarti onun boynuna takti , sonra da alnina ufak bir öpücük kondurdu.
"Bu seni koruyacak ve benimle istedigin an iltibata geçmeni saglayacak , simdi gitmeliyim Miley`ì bulup onu bu durumdan haberdar etmeliyim, sende eve git birkaç saat sonra görüsürüz"dedi ve aninda ortadan kayboldu.
Birkaç dakika sonra Patience yavas adimlarla disari cikti ve yildizli gökyüzüne bakip;
"Belki de bu bir savas anne ama ben hiçbir yere gitmiyorum. Sanirim savas daha yeni basliyor...
"Ne?! Sadece Günaydin da ne demek ?' Sirf bu saçma -elleriyle hava da tirnak açar- günaydin için mi korkuttun beni yani?! Off sen dayanilmaz birisin!
"Ne yani baska bisey icin mi gelmemi bekliyordun ?"
Patience bir kasini kaldirdi ve ona bakmaya basladi.Ne beklemesi gerekiyordu ki ? Tabiki de "günaydin" diyecekti , "iyi aksamlar" diyecek hali yoktu ya.
Tam agzini acmis ona bisey söyliyecekti ki yaklasan birkaç ayak sesi duydu ve Lucianida kolundan tutup merdiven bosluguna sürükleyip gelen ayak seslerini beklemeye basladi. Bir kaç dakika sonra basini yavasça disari uzatti ve gördügü kisiler karsisinda donup kaldi.
Bu annesi ve onun avukatiydi! Ama burda ne isleri vardi ki. Annesi bu avukati yillar önce Patience`nin babasi ölünce tutmustu.Adamin uzun boylu bir yapisi , kahverengi saçlari ve yesil gözleri vardi.Bu güne kadar hep annesi için çalismis , ona davalarinda yardimci olmustu.Sonucta annesi bir Psikologtu ve bazi çatlak insanlar isini iyi yapmadigini düsünüp onu mahkemeye verebiliyorlardi. Tabi ki annesi sürekli hakli çikiyordu. Annesi ünlü bir Psikologtu ve sürekli yurt disina çikmasi gerekiyordu.Iste bu avukatlada Fransa da tanismisti.
Patience pür dikkat annesinin ve avukatin konusmalarini dinlemeye basladi.
"Ah ne yapacagimi bilmiyorum.Kizim benim hakkimdaki gerçegi ögrendi.Söyledigine göre birkaç melek onunla iltibata geçmis.Melekler buraya nasil geldiler ? Ben kapinin kapali oldugunu saniyordum.Ne yapacagimi bilmez haldeyim.Ya beni terk etmeye çalisirsa ne olcak?!" Patience istem disi bir sekilde Lucianin elini sıktı. O kadar çok gerilmisti ki Lucian`in elini tutugunun bile farkinda degildi. Az sonra avukat birden bire annesinin önünde diz çöküp konusmaya basladi.
"Merak etmeyin , kizinizin meleklerle iltibata geçmesini kim sagladiysa bulup onu öldürtecegim! Ben de bir melek olarak sizin tarafinizdayim. Lütfen bana güvenin. Su an için yapabileceginiz en iyi sey kizinizida alip burdan gitmek.Ancak çok dikkatli olmalisiniz baska ülkelerde de kizinizin meleklerle iltibata geçmesini saglayacak insanlar olacaktir efendim. Simdi gitmeliyim , lütfen kizinizi ikna edin.Eger çok ge4 olursa kendi güçlerini fark edebilir.Simdilik hosçakalin"dedi ve birden kayboldu.Kadin birkaç dakika daha durup gitti.Patience oldugu yere çakilip kalmisti sanki.Birden arkaya dogru çekildigini hissetti ve kendini Lucian`in kollari arasinda buldu.Lucian onu sakinlestirmeye çalisiyordu. O ana kadar Patience titrediginin bile farkinda degildi
"Merak etme, ben yanindayim. Sana yardimci olacagim.Ayrica Miley`i bulmalari imkansiz çünkü , o bir ruh.Onu bu konudan haberdar edecegim.Ve senin gitmene izin vermeyecegim"dedi.Ah bu sözler kulaga ne de güzel geliyordu.Patience Lucian`in kollari arasinda saatlerce agladi.Lucian artik onun sakinlestiginden emin olunca Patience`i ayaga kaldirdi ve boynundaki bir kolyeyi çikarti onun boynuna takti , sonra da alnina ufak bir öpücük kondurdu.
"Bu seni koruyacak ve benimle istedigin an iltibata geçmeni saglayacak , simdi gitmeliyim Miley`ì bulup onu bu durumdan haberdar etmeliyim, sende eve git birkaç saat sonra görüsürüz"dedi ve aninda ortadan kayboldu.
Birkaç dakika sonra Patience yavas adimlarla disari cikti ve yildizli gökyüzüne bakip;
"Belki de bu bir savas anne ama ben hiçbir yere gitmiyorum. Sanirim savas daha yeni basliyor...



Lucian sinirle odada bir aşağı bir yukarı gidip gelmeye başladı Patience'in yanında duygularını belli etmemeye çalışmıştı ama o kadar sinirliydi ki! Aniden kanapeye çöküp başını ellerinin arasına aldı Miley pencereden dışarı donuk bir ifadeyle bakıyordu:
-Sence ne yapmalıyız?,Miley Lucian'a şaşkın bir şekilde baktı onu hiç bu kadar çaresiz görmemişti Lucian titreyen ellerini dizlerine koydu.Miley kendini toparlayarak :
-Sen yapılacak en iyi şeyi yaptın zaten? Şimdilik hiç bir şey olmamış gibi devam etmeliyiz boyut kapısı her zaman açılmıyor bunu sen de biliyorsun ve boyutlar arası iletişime geçmek de bütün gücümü harcar sonuçta bi insan bedenine tıkıldım kaldım artık bir sınır var bu bedende ölürse Patience i unutup beni bulman gerekir..
-Bu beden senin gerçek bedenin?
-Evet ama özgür ruh olabilmem için bu bedenle özleşmem gerekiyor...Ve bu şekilde kıyafet değiştirir gibi beden değiştirdiğim için kendi bedenimle bağım koptu , aniden sustu Lucian onu dinlemeyi çoktan bırakmıştı :
-Biliyor musun?İnsanlara benzemeye başladın ,yüzünü buruşturarak pencere kenarında ki yerine geri döndü Lucian'ın yaydığı beyin dalgası yüzünden doğru düzgün düşünemiyordu daha önce bu kdar karmaşık bir beyin dalgası hissetmemişti...
****
Patience annesini düşünmeden edemiyordu?Neden böyle olmuştu ki? Melek olmak kötü bir şey miydi??Odasının kapısına sert bir tekme savurdu annesi kapısının önünde onu bekliyordu kadın kapıya atılan tekmenin kendisine karşı kızgınlık göstergesi olduğunu istemese de anladı yavaşça kapının kolundan tuttu ve kapıyı gıcırtıyla araladı:
-Yemek hazır bu arada eşyalarını toplamışsın?
-Neden bu kadar çabuk taşınıyoruz? Benim burada bir hayatım var ve senin de kliniğin..
-Gideceğimiz yerde de olacak, Patience annesinin ağzından dürüst bir şekilde cevap
alamayacağını biliyordu:
-Ama orada sadece yaşayan bir ölü olacağım !
-Bana karşı gelmenden hoşlanmıyorum patty!
-Ben de bana sormadan böyle işlere kalkışmanı istemiyorum benim hayatım burada ben burada insanım orada ise bir ölü...
-Teknik olarak sen ne burada ne de orada insan değilsin,Patience annesinin iğnelemesini umursamadan:
-Melek olmanın neresi kötü!
-Seni sürekli izliyorlar anneliğimi yapmama izin vermiyorlar!
-Ama ben izlenmekten hoşlanıyorum ve ilk defa özel olduğumu hissediyorum anne...Lütfen..
-Beni hiç anlamıyorsun
-Sana katılmamam seni anlamadığımı göstermez!,Patience'in annesi daha fazla cevap veremedi arkasını dönerek :
-Aç kalmak istemezsen dolapta bir şeyler var,dedi biraz önceki konuşma hiç yaşanmamış gibi davranıyordu Patience onaylamazcasına kafasını salladı 'Eğer aynı fikirde değilsek belki de aynı evde de olmamalıyız' dedi homurdanarak
-Sence ne yapmalıyız?,Miley Lucian'a şaşkın bir şekilde baktı onu hiç bu kadar çaresiz görmemişti Lucian titreyen ellerini dizlerine koydu.Miley kendini toparlayarak :
-Sen yapılacak en iyi şeyi yaptın zaten? Şimdilik hiç bir şey olmamış gibi devam etmeliyiz boyut kapısı her zaman açılmıyor bunu sen de biliyorsun ve boyutlar arası iletişime geçmek de bütün gücümü harcar sonuçta bi insan bedenine tıkıldım kaldım artık bir sınır var bu bedende ölürse Patience i unutup beni bulman gerekir..
-Bu beden senin gerçek bedenin?
-Evet ama özgür ruh olabilmem için bu bedenle özleşmem gerekiyor...Ve bu şekilde kıyafet değiştirir gibi beden değiştirdiğim için kendi bedenimle bağım koptu , aniden sustu Lucian onu dinlemeyi çoktan bırakmıştı :
-Biliyor musun?İnsanlara benzemeye başladın ,yüzünü buruşturarak pencere kenarında ki yerine geri döndü Lucian'ın yaydığı beyin dalgası yüzünden doğru düzgün düşünemiyordu daha önce bu kdar karmaşık bir beyin dalgası hissetmemişti...
****
Patience annesini düşünmeden edemiyordu?Neden böyle olmuştu ki? Melek olmak kötü bir şey miydi??Odasının kapısına sert bir tekme savurdu annesi kapısının önünde onu bekliyordu kadın kapıya atılan tekmenin kendisine karşı kızgınlık göstergesi olduğunu istemese de anladı yavaşça kapının kolundan tuttu ve kapıyı gıcırtıyla araladı:
-Yemek hazır bu arada eşyalarını toplamışsın?
-Neden bu kadar çabuk taşınıyoruz? Benim burada bir hayatım var ve senin de kliniğin..
-Gideceğimiz yerde de olacak, Patience annesinin ağzından dürüst bir şekilde cevap
alamayacağını biliyordu:
-Ama orada sadece yaşayan bir ölü olacağım !
-Bana karşı gelmenden hoşlanmıyorum patty!
-Ben de bana sormadan böyle işlere kalkışmanı istemiyorum benim hayatım burada ben burada insanım orada ise bir ölü...
-Teknik olarak sen ne burada ne de orada insan değilsin,Patience annesinin iğnelemesini umursamadan:
-Melek olmanın neresi kötü!
-Seni sürekli izliyorlar anneliğimi yapmama izin vermiyorlar!
-Ama ben izlenmekten hoşlanıyorum ve ilk defa özel olduğumu hissediyorum anne...Lütfen..
-Beni hiç anlamıyorsun
-Sana katılmamam seni anlamadığımı göstermez!,Patience'in annesi daha fazla cevap veremedi arkasını dönerek :
-Aç kalmak istemezsen dolapta bir şeyler var,dedi biraz önceki konuşma hiç yaşanmamış gibi davranıyordu Patience onaylamazcasına kafasını salladı 'Eğer aynı fikirde değilsek belki de aynı evde de olmamalıyız' dedi homurdanarak
*roll tanrısı* emeklerine sağlık
<3<3

<3<3





5. sayfa (Toplam 7 sayfa) [ 95 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |