Şeker Portakalı Sayfaya git: 1, 2, 3, Sonraki |
Yazar
Mesaj
ŞEKER PORTAKALI Özeti
Yaramazlığıyla tüm mahallede adından söz ettiren ve ailesinin kendisini daha fazla olay yaratmaması ve kendilerinin biraz daha rahat edebilmeleri için kendisini daha beş yaşında okula göndermelerinden şikayet eden Zeze,en çok sevdiği kardeşi olan Luis devamlı gezerdi.Zaten insanın ailede biriyle daha çok ilgilendiğini ve bununda Luis olduğunu söylerdi.Ama abisi Totoca ile birlikte de gezerlerdi.
Zeze devamlı Edmundo dayısıslagörüşür ve ondan çok şey öğrenirdi.Ona göre o bir kültür abidesiydi.Her gitttiğinde kendini geliştimesi bakımından bayağı mesafe katediyordu.
Noel yaklaşıyordu.Ve bütün şehirdeNoel’in yaklaştığını gösteren olaylar gelişiyordu.Bütün dükkanlar daha canlı, daha farklıydı.Yalnız Zeze ailesinin maddi durumunun iyi olmaması nedeniyle bu heyecanı yaşayamıyordu.Bir kamyon dolusu oyuncak dağıtılacaktı.Bu oyuncaklardan alabilmeri için oyuncakların dağıltıldığı ve çok mesafade bulunan bu yere gitmeleri gerkiyordu.Ve de kardeşiyle birlikte gittiler.Bu yere vardıklarında oyuncak kalmamıştı.dolasyısıyla Noel’I armağansız geçirdiler.Bu durumdan şikayetçi olan Zeze homuldanırken babası duydu.Babası bu olay üzerine bir köşeye çekilip çok üzüldüğü anlaşılırcasına oturdu.Zez babasını orda olduğundan haberdar değildi.Kemdisini affettirmek için boyacı sandığını kapıp para kazanmaya gitti ve babasına sigara getirdi.
Zez’nin okumayı daha küçükken öğrenmesi ailesinde herkesi şaşırtmıştı.Zaten ilk başta herkes onun duyduklarını ezberlediğini sanıyordu.Okumayı bilmesi ve birazda onun yaramazlığından kurtulmakiçin onu okula kaydettirdiler.Okulda öğtetmeninin en çok sevdiği öğrenci Zeze idi.Çok başarılıydıve de çok sessizdi.Evde yaptığı yaramazlıkları okulda yapmıyordu.
Taşınacaklardı.Yeni evlerine gittiler.Gloria eve doğru koşmaya başladı ve hintkirazı ağacına sarılıp o ağacın onoun olduğunu söyledi.Diğer kardeşi de aynı şeyi demirhindiye yaptı.Ve Zeze ‘ye de arkadaki küçük bir şeker portakalı fidanı vardı.dikensiz olduğu için onu seçti.Ablası onun çok genç olduğunu ve küçük fidanın da onunla büyüyeceğini söyledi.
Zeze devamlı küçük fidanın yanına gidip kendi kendine konuşuyordu.Sonunda bu küçük fidan Zez’nin sorularına cevap verdi.Bu olayda sonra Zeze deavamlı fidanın yanına giderek onunla dertleşiyordu.
Zeze okula giderken arabaların arkasına takılarak “Yarasa” dedikleri işi gerçekleştiriyorlardı.Yalnız, bir araç vardı ki hiçkimse yanaşamıyordu.Zeze birgün bütün cesaretini toplayıp arabanın arkasına atladı.ama arabanın sahibi arabadan indi veZeze’yi fırçaladı.Zeze bu olaydan sonra daha da yarasa yapmaya cesaret edemedi.
Zeze yaptığı yaramazlıkların birisi sonucunda ayağını bir cam parçasıyla yarmıştı.Bunu farkeden O Portekizli adam ki Zeze’yi arabasına bidiği için fırçalamıştı hemen onu arabasına bindirip onu okula bıraktı.daha sonraları sık sık buluşup arabayla gezmaye başladılar.Zeze bu Portekizli adamı çok sevmişti ve de çok samimi olmuştu.Hatta ondan ismini değiştirmesini istemişti.
Evde yaptığı yaramazlık sonucu babası ve ablası ağzı burnu kırılıncaya kadar dövdüler.Okulda kimse durumu anlamasın diye okula göndermediler.Bu yüzden Portrkizli adamın da yanına gidemiyordu.Dünyada en çok sevdiği kişinin bu adam olguğunu düşünüyordu.Bu yüzden bu adamdan onun babası olmasını istiyordu.
Totoc paraya ihtiyacı olduğu için Zeze’ye gelip ondan para istedi.Ama Zeze ona para vermemeye kararlıydı.Totoca para verirse ona iki önemli şey söyleyeceğini söyledi.Şeker portakalı ağacının bulunduğu bahçenin yol için kullanılacağı ve dolayısıyla buradaki fidanların kesileceğini söyledi.
Birgün Zeze okulda öğretmenin sorduğu soruyu cevaplarken geç kalan arkadaşı içeri girdi.Portekizli adamın arabasının Mangaratiba adlı trenin altında kaldığını ve büzden kendisini geç kaldığını söyledi.Bunu duyan Zeze izin almadan olay yerine g,tti ve gerçeği öğrendi.hayatınd aen çok sevdiği adamı yani babası olmasını istediği kişiyi kaybetmişti.Totoca onu bir evin önünde oturuken buldu.ateşler içerisindeydi..Hemen eve götürdü.evdekiler onun yine numara yaptığını sanıyorlardı.Daha sonra bunun gerçek olduğunu anladılar.Hiçbirşey yiyemiyor,hiçbirşey içemiyordu.Bütün mahalle onon ziyaretine gelerek onsuz mahallenin çok sıkıcı çok cansız olduğunu söylüyordu.Totoca ona kötü haber verdiğini ve bu yüzden kardeşinin bu hallere düştüğüne inanıyordu.Bu yüzden vicdan azabı çekiyordu.
Babası ümlü bir şirketin amirliğine atanmıştı.Zeze’yi karşısına alıp ona artık bu sefaletin bittiğini ve bundan sonra acı çekmeyeceğini söyledi.Ayrıca Şeker portakalı fidanının kesimini de erteltttiğini söyledi.ama Zeze için şeker portakalı kesilmişti.Çünki onun manevi babası Manuel Valaderes ölmüştü.
Yaramazlığıyla tüm mahallede adından söz ettiren ve ailesinin kendisini daha fazla olay yaratmaması ve kendilerinin biraz daha rahat edebilmeleri için kendisini daha beş yaşında okula göndermelerinden şikayet eden Zeze,en çok sevdiği kardeşi olan Luis devamlı gezerdi.Zaten insanın ailede biriyle daha çok ilgilendiğini ve bununda Luis olduğunu söylerdi.Ama abisi Totoca ile birlikte de gezerlerdi.
Zeze devamlı Edmundo dayısıslagörüşür ve ondan çok şey öğrenirdi.Ona göre o bir kültür abidesiydi.Her gitttiğinde kendini geliştimesi bakımından bayağı mesafe katediyordu.
Noel yaklaşıyordu.Ve bütün şehirdeNoel’in yaklaştığını gösteren olaylar gelişiyordu.Bütün dükkanlar daha canlı, daha farklıydı.Yalnız Zeze ailesinin maddi durumunun iyi olmaması nedeniyle bu heyecanı yaşayamıyordu.Bir kamyon dolusu oyuncak dağıtılacaktı.Bu oyuncaklardan alabilmeri için oyuncakların dağıltıldığı ve çok mesafade bulunan bu yere gitmeleri gerkiyordu.Ve de kardeşiyle birlikte gittiler.Bu yere vardıklarında oyuncak kalmamıştı.dolasyısıyla Noel’I armağansız geçirdiler.Bu durumdan şikayetçi olan Zeze homuldanırken babası duydu.Babası bu olay üzerine bir köşeye çekilip çok üzüldüğü anlaşılırcasına oturdu.Zez babasını orda olduğundan haberdar değildi.Kemdisini affettirmek için boyacı sandığını kapıp para kazanmaya gitti ve babasına sigara getirdi.
Zez’nin okumayı daha küçükken öğrenmesi ailesinde herkesi şaşırtmıştı.Zaten ilk başta herkes onun duyduklarını ezberlediğini sanıyordu.Okumayı bilmesi ve birazda onun yaramazlığından kurtulmakiçin onu okula kaydettirdiler.Okulda öğtetmeninin en çok sevdiği öğrenci Zeze idi.Çok başarılıydıve de çok sessizdi.Evde yaptığı yaramazlıkları okulda yapmıyordu.
Taşınacaklardı.Yeni evlerine gittiler.Gloria eve doğru koşmaya başladı ve hintkirazı ağacına sarılıp o ağacın onoun olduğunu söyledi.Diğer kardeşi de aynı şeyi demirhindiye yaptı.Ve Zeze ‘ye de arkadaki küçük bir şeker portakalı fidanı vardı.dikensiz olduğu için onu seçti.Ablası onun çok genç olduğunu ve küçük fidanın da onunla büyüyeceğini söyledi.
Zeze devamlı küçük fidanın yanına gidip kendi kendine konuşuyordu.Sonunda bu küçük fidan Zez’nin sorularına cevap verdi.Bu olayda sonra Zeze deavamlı fidanın yanına giderek onunla dertleşiyordu.
Zeze okula giderken arabaların arkasına takılarak “Yarasa” dedikleri işi gerçekleştiriyorlardı.Yalnız, bir araç vardı ki hiçkimse yanaşamıyordu.Zeze birgün bütün cesaretini toplayıp arabanın arkasına atladı.ama arabanın sahibi arabadan indi veZeze’yi fırçaladı.Zeze bu olaydan sonra daha da yarasa yapmaya cesaret edemedi.
Zeze yaptığı yaramazlıkların birisi sonucunda ayağını bir cam parçasıyla yarmıştı.Bunu farkeden O Portekizli adam ki Zeze’yi arabasına bidiği için fırçalamıştı hemen onu arabasına bindirip onu okula bıraktı.daha sonraları sık sık buluşup arabayla gezmaye başladılar.Zeze bu Portekizli adamı çok sevmişti ve de çok samimi olmuştu.Hatta ondan ismini değiştirmesini istemişti.
Evde yaptığı yaramazlık sonucu babası ve ablası ağzı burnu kırılıncaya kadar dövdüler.Okulda kimse durumu anlamasın diye okula göndermediler.Bu yüzden Portrkizli adamın da yanına gidemiyordu.Dünyada en çok sevdiği kişinin bu adam olguğunu düşünüyordu.Bu yüzden bu adamdan onun babası olmasını istiyordu.
Totoc paraya ihtiyacı olduğu için Zeze’ye gelip ondan para istedi.Ama Zeze ona para vermemeye kararlıydı.Totoca para verirse ona iki önemli şey söyleyeceğini söyledi.Şeker portakalı ağacının bulunduğu bahçenin yol için kullanılacağı ve dolayısıyla buradaki fidanların kesileceğini söyledi.
Birgün Zeze okulda öğretmenin sorduğu soruyu cevaplarken geç kalan arkadaşı içeri girdi.Portekizli adamın arabasının Mangaratiba adlı trenin altında kaldığını ve büzden kendisini geç kaldığını söyledi.Bunu duyan Zeze izin almadan olay yerine g,tti ve gerçeği öğrendi.hayatınd aen çok sevdiği adamı yani babası olmasını istediği kişiyi kaybetmişti.Totoca onu bir evin önünde oturuken buldu.ateşler içerisindeydi..Hemen eve götürdü.evdekiler onun yine numara yaptığını sanıyorlardı.Daha sonra bunun gerçek olduğunu anladılar.Hiçbirşey yiyemiyor,hiçbirşey içemiyordu.Bütün mahalle onon ziyaretine gelerek onsuz mahallenin çok sıkıcı çok cansız olduğunu söylüyordu.Totoca ona kötü haber verdiğini ve bu yüzden kardeşinin bu hallere düştüğüne inanıyordu.Bu yüzden vicdan azabı çekiyordu.
Babası ümlü bir şirketin amirliğine atanmıştı.Zeze’yi karşısına alıp ona artık bu sefaletin bittiğini ve bundan sonra acı çekmeyeceğini söyledi.Ayrıca Şeker portakalı fidanının kesimini de erteltttiğini söyledi.ama Zeze için şeker portakalı kesilmişti.Çünki onun manevi babası Manuel Valaderes ölmüştü.
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Hotaru_Usagi
KİTAPTAKİ ŞAHIŞLAR:
ZEZE: Küçük yaşta okuma yazma öğrenen,yaramaz bir çocuk.Aile sevgisinden mahrum bırakılmış ve sürekli dayak yemiştir.
TOTORA: Zeze’nin abisidir.
EDMUNDO: Zeze’nin dayısıdır.Ayrıca çok zeki ve çok kültürlüdür.
GLARİA: Zeze’nin ablasıdır.
MANUEL VOLODERES: Babasını olmasını istediği Portekizli adam.
ZEZE: Küçük yaşta okuma yazma öğrenen,yaramaz bir çocuk.Aile sevgisinden mahrum bırakılmış ve sürekli dayak yemiştir.
TOTORA: Zeze’nin abisidir.
EDMUNDO: Zeze’nin dayısıdır.Ayrıca çok zeki ve çok kültürlüdür.
GLARİA: Zeze’nin ablasıdır.
MANUEL VOLODERES: Babasını olmasını istediği Portekizli adam.
Jose Mauro de Vasconcelos (d. 26 Şubat 1920 - ö. 25 Temmuz 1984) Brezilyalı yazar.
Türkiye'de önce "Şeker Portakalı" isimli romanıyla tanınmıştır. Brezilya'da Kızılderili ve Portekizli, yoksul bir ailede doğmuştur. Hayatı boyunca birçok işlerle uğraşmıştır. (Çocukluğunda yüzme, tıp öğrenimi, boks antrenörlüğü, film aktörlüğü...). Bu ona yazdığı roman ve hikayelerde önemli kaynak sağlamıştır. Romanlarındaki karakterlerin yaşamlarında haşin yaşam şartları, yoksulluk, şiddet tüm çıplaklığıyla anlatılır, ama özellikle Şeker Portakalı ve onun devamı olan Güneşi Uyandıralım'da olduğu gibi romanları duygusallık ve iyimserlik de içermektedir. Brezilya'nın ormanlarında ya da step bölgesi sertaolarda yaşayan insanların, elmas avcısı garimpeiroların, yerlilerin, denizcilerin, değişik insanların yaşamlarından kesitleri ve ruh hallerini anlatır. Vasconselos Şeker Portakalı'nı 1968 yılında sadece oniki günde yazmıştır. 'Ama onu yirmi yıldan fazla yüreğimde taşıdım.' der.
Brezilyalı ünlü yazar Jose Mauro de Vasconcelos, 1920 de Rio de Janeiro yakınlarında, Bangu da doğdu. Çok yoksul olan ailesi, onu Natal kasabasındaki amcasının yanına yolladı. Orada dokuz yaşındayken Potengi Irmağında yüzmeyi öğrendi ve hep günün birinde yüzme şampiyonu olmanın hayalini kurdu. Liseyi Natal de bitirdikten sonra iki yıl tıp öğrenimi gördü. Öğrenimini yarıda bırakıp yeni hayaller peşinde Rio de Janeiro ya döndü. İlk işi, hafif siklet boks antrenörlüğü oldu. Yaşamı boyunca çeşitli işlerde çalıştı, bu onun yazarlığına büyük katkılar sağladı. İlk kitabı 'Yaban Muzu' 1940 ta yayımlandı. 1945 te yayımlanan 'Beyaz Toprak' adlı romanı çok beğenildi. Daha sonra 'Evden Uzakta' (1949) , 'Sular Çekilince' (1931) , 'Kırmızı Arara' (1953) ve 'Ateş Çizgisi' (1955) romanlarını yazdı. 'Kayığım Rosinha' (1961) ile ününün doruğuna çıktı. En ünlü kitabı 'Şeker Portakalı' (1968) on iki günde yazılmıştı. 'Ama onu yirmi yıldan fazla yüreğimde taşıdım,' der yazar. Bu kitaptaki küçük Zeze nin serüvenleri 'Güneşi Uyandıralım' (1974) ve 'Delifışek' (1963) adlı romanlarında sürer. Bu ünlü yazar 1988 de öldü.
Türkiye'de önce "Şeker Portakalı" isimli romanıyla tanınmıştır. Brezilya'da Kızılderili ve Portekizli, yoksul bir ailede doğmuştur. Hayatı boyunca birçok işlerle uğraşmıştır. (Çocukluğunda yüzme, tıp öğrenimi, boks antrenörlüğü, film aktörlüğü...). Bu ona yazdığı roman ve hikayelerde önemli kaynak sağlamıştır. Romanlarındaki karakterlerin yaşamlarında haşin yaşam şartları, yoksulluk, şiddet tüm çıplaklığıyla anlatılır, ama özellikle Şeker Portakalı ve onun devamı olan Güneşi Uyandıralım'da olduğu gibi romanları duygusallık ve iyimserlik de içermektedir. Brezilya'nın ormanlarında ya da step bölgesi sertaolarda yaşayan insanların, elmas avcısı garimpeiroların, yerlilerin, denizcilerin, değişik insanların yaşamlarından kesitleri ve ruh hallerini anlatır. Vasconselos Şeker Portakalı'nı 1968 yılında sadece oniki günde yazmıştır. 'Ama onu yirmi yıldan fazla yüreğimde taşıdım.' der.
Brezilyalı ünlü yazar Jose Mauro de Vasconcelos, 1920 de Rio de Janeiro yakınlarında, Bangu da doğdu. Çok yoksul olan ailesi, onu Natal kasabasındaki amcasının yanına yolladı. Orada dokuz yaşındayken Potengi Irmağında yüzmeyi öğrendi ve hep günün birinde yüzme şampiyonu olmanın hayalini kurdu. Liseyi Natal de bitirdikten sonra iki yıl tıp öğrenimi gördü. Öğrenimini yarıda bırakıp yeni hayaller peşinde Rio de Janeiro ya döndü. İlk işi, hafif siklet boks antrenörlüğü oldu. Yaşamı boyunca çeşitli işlerde çalıştı, bu onun yazarlığına büyük katkılar sağladı. İlk kitabı 'Yaban Muzu' 1940 ta yayımlandı. 1945 te yayımlanan 'Beyaz Toprak' adlı romanı çok beğenildi. Daha sonra 'Evden Uzakta' (1949) , 'Sular Çekilince' (1931) , 'Kırmızı Arara' (1953) ve 'Ateş Çizgisi' (1955) romanlarını yazdı. 'Kayığım Rosinha' (1961) ile ününün doruğuna çıktı. En ünlü kitabı 'Şeker Portakalı' (1968) on iki günde yazılmıştı. 'Ama onu yirmi yıldan fazla yüreğimde taşıdım,' der yazar. Bu kitaptaki küçük Zeze nin serüvenleri 'Güneşi Uyandıralım' (1974) ve 'Delifışek' (1963) adlı romanlarında sürer. Bu ünlü yazar 1988 de öldü.
arkadaşlar sadece Şeker Portakalını tanıttığım için bu kitapları kısa tutuyorum(her ne kadar seri olsa da)
Şeker Portakalı'nın sevimli küçük kahramanı Zézé işte yine karşınızda. Gözlerinin içi yine ışıl ışıl, yüreği yine sevgi dolu. Ama hüzünleri, biraz daha büyümüş bir çocuğun hüzünler, küçüklüğündeki Şeker Portakalı yok artık, ama bu kez de yüreğinde sevgili bir kurbağası var. Zengin ve aşırı alıngan bir aile onu evlat edinmiş. Ama Zézé, babalığının iyi niyetli davranışlarına bir türlü karşılık veremiyor. Evdeki biricik dostu aşçı Dadada. Bir de düşlerindeki, yeri doldurulmayan, yüreğine sokulup yerleşen kurbağa ve filmlerde, gerçek babasının yerine koyduğu ünlü Fransız şarkıcı Maurice Chevalier. Çok parlak bir öğrencidir Zézé. Ama şimdi ergenlik dönemindedir, sinirlidir, huysuzdur. Üstelik de sırılsıklam aşıktır. Şeker Portakalı'nın devamı olan bu kitabı da çok seveceğinizi biliyoruz. Bu kitabın da devamı var: Delifişek. O kitapta da, Zézé'yi artık delikanlı yaşında izleyeceksiniz
Brezilyalı Jose Mauro de Vasconcelos'un, kendi yaşam kesitlerinden yola çıkarak yazdığı Şeker Portakalı'nı Türkiye 'de yediden yetmişe herkes severek okuyor. Romanın kahramanı küçük Zeze, çocukların en yakın dostu; büyüklerin de yüreklerine yerleşmiş bir sevgili çocuk.Şeker Portakalının devamı ve ikinci bölümü olan Güneşi Uyandıralım'daki Zeze biraz daha büyümüş, artık okullu olmuştur. Küçüklüğündeki sevgili dostu, dert ortağı Şeker Portakalı fidanı yoktur, ama bu kez yüreğinde sevimli kurbağı'sı vardır. Bu dizinin üçüncü bölümü olan Delifişek'te zeze'yi daha da büyümüş bulacaksınız. Zeze artık delikanlı olma yolundadır.Yaşamın katı gerçekleriyle karşı karşıyadır.Haklarını aramakta, özgürlüğünü yaratmaya çalışmaktadır.
yorumlarınızı bekliyorum arkadaşlar...
Şeker Portakalı'nın sevimli küçük kahramanı Zézé işte yine karşınızda. Gözlerinin içi yine ışıl ışıl, yüreği yine sevgi dolu. Ama hüzünleri, biraz daha büyümüş bir çocuğun hüzünler, küçüklüğündeki Şeker Portakalı yok artık, ama bu kez de yüreğinde sevgili bir kurbağası var. Zengin ve aşırı alıngan bir aile onu evlat edinmiş. Ama Zézé, babalığının iyi niyetli davranışlarına bir türlü karşılık veremiyor. Evdeki biricik dostu aşçı Dadada. Bir de düşlerindeki, yeri doldurulmayan, yüreğine sokulup yerleşen kurbağa ve filmlerde, gerçek babasının yerine koyduğu ünlü Fransız şarkıcı Maurice Chevalier. Çok parlak bir öğrencidir Zézé. Ama şimdi ergenlik dönemindedir, sinirlidir, huysuzdur. Üstelik de sırılsıklam aşıktır. Şeker Portakalı'nın devamı olan bu kitabı da çok seveceğinizi biliyoruz. Bu kitabın da devamı var: Delifişek. O kitapta da, Zézé'yi artık delikanlı yaşında izleyeceksiniz
Brezilyalı Jose Mauro de Vasconcelos'un, kendi yaşam kesitlerinden yola çıkarak yazdığı Şeker Portakalı'nı Türkiye 'de yediden yetmişe herkes severek okuyor. Romanın kahramanı küçük Zeze, çocukların en yakın dostu; büyüklerin de yüreklerine yerleşmiş bir sevgili çocuk.Şeker Portakalının devamı ve ikinci bölümü olan Güneşi Uyandıralım'daki Zeze biraz daha büyümüş, artık okullu olmuştur. Küçüklüğündeki sevgili dostu, dert ortağı Şeker Portakalı fidanı yoktur, ama bu kez yüreğinde sevimli kurbağı'sı vardır. Bu dizinin üçüncü bölümü olan Delifişek'te zeze'yi daha da büyümüş bulacaksınız. Zeze artık delikanlı olma yolundadır.Yaşamın katı gerçekleriyle karşı karşıyadır.Haklarını aramakta, özgürlüğünü yaratmaya çalışmaktadır.
yorumlarınızı bekliyorum arkadaşlar...
oldukça güsel bi kitap ama bazı kelimeler yüzünden bazı ark. larım kitabı bırakmıştı
çok güzel kitaptır
yıllar önce okumuştum.
yıllar önce okumuştum.
bende bu kitabı okudum.
sınıfta yılbaşı çekilişi yapmıştık ve ben öğretmene çıkmıştım.
o da bana bu kitabı almıştı.
bende çok çabuk bir şekilde okuyup bitirmiştim.
çok güzel ve duygusal bir kitap.
küçük yaşında büyük acılar yaşıyor zeze.
okumayan herkes okumalı.
tevsiyye edirem.
sınıfta yılbaşı çekilişi yapmıştık ve ben öğretmene çıkmıştım.
o da bana bu kitabı almıştı.
bende çok çabuk bir şekilde okuyup bitirmiştim.
çok güzel ve duygusal bir kitap.
küçük yaşında büyük acılar yaşıyor zeze.
okumayan herkes okumalı.
tevsiyye edirem.
Ümitsiz insanlar ağır hastalara benzerler.
Hayata her zaman daha kuvvetle sarılırlar.
Spoiler:
1. sayfa (Toplam 3 sayfa) [ 44 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |