Ayışığı Günlüğü...~(^_^)~ Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 20, 21, 22 ... 38, 39, 40, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): jandark
Videoyu tıkla istersen

* * * * * *

-Kim olduğumu bilmiyorsun...Ben aslında bir prensesim


-Gerçekten mi? Sen bir prenses misin?

-Tabiki:) Mesela istesem bu evi bile darmadağın ederim. Her gece kötülükle savaşıyorum


-Aaa özür dilerim


-Bende senin gibi uzatıcam saçlarımı. Annem zor olacağını sölüyor ama

-Bitti sanırım, küçük prenses... Aynaya bak bakalım nasıl oldu

Koşar adım aynaya gitti. Mutluluk gözlerinden okunuyordu. Ama yinede bir sorun varmış gibi bi bakış attı. Sonra bana dönerek.
-Sanırım saçlarım senin gibi olana kadar beklemem gerekecek

-Hadi ufaklık buda çok güzel oldu. Hatta bana çok sevdiğim ve özlediğim birini hatırlattı bu halin

-Üzüldün ama, dedi. O çocuk aklıyla üzüldüğümü, durumdan mutsuz olduğumu düşündü sanırım. Sonra aniden aklına çok iyi bir fikir gelmiş gibi,
-Çok sevdiğin ve özlediğin biriyse onu görmeye gitsene

Kendimi toparladım. Böyle bişiyin açıklamasını bir çocuğa yapamazdım. Ve onuda kendi özlemimle mutsuz etmeye hakkım yoktu. Tatmin edici bir cevap vermeye çalıştım.
-Çok uzakta. Onu tekrar görmem için; sanırım uzun zaman geçmesi gerekiyor

-Belki beraber gideriz onu görmeye

-Olur ufaklık

Benim dışarı çıkmam lazımdı. Küçük kızıda (Adı Ayça mış


Ardımdan bir elin bana dokunmak istediğini son anda fark ettim. Geri adım atarak ardımdakini ilk hamlesini etkisiz hale getirdiğim. Tabi bunda çantamında etkisi büyük oldu...
Sonra acı bir çığlıkla yerde yatan genç bir adam,
-Aahh Usagi

Fark etmem geç oldu. Kafasına çantamı salladığım işyerimizde müdür yardımcısı Emre. Bunu anlamamla adama yardım etmeye çalışmam aynı saniyelere denk düştü sanırım..
-Emre bey özür dilerim



-Aaahh, şu elini çek kafamdan istersen acıtıyorsun

- Özür dilerim


-Ben mi sinsi sinsi yaklaştım

-Öyle demek istemedim


-Hislerin çokda güçlü değilmiş, küçük hanım. Az kalsın senin hissiyatların yüzünden felç olacaktım

Bir an boşta bulundum...
-Yok artık o kadarda değil, abarttın. Alt tarafı başına bi çanta yedin

-Bana bak küçük cadı, hem çant

Ve o an için kurtarıcım olan tanıdık bir ses karışdı söze...
-Noluyor burda

Gelen İkra' dı, ve şaşkın bakışlarla bize bakıyordu. Emre bu duruma İkra'nın karışasını istemiyor gibi,
-Bişiy yok sadece usagiyle konuşuyorduk. İkra bu cevaba tatmin olmuştu.
-Ya, daha çok tartışıyorsunuz gibi geldi bana

-Ee tamam eve geçelim o zaman; burda durmayacaksın değil mi? dedi İkra. Emre
-Gerek yok ben sadece dosyayı alıp gideyim, İkracım

-Tamam, dosyan buyur

Emre şaşkın,
-E e ben gideyim o zaman görüşürüz dedi , sessizce gitti. Bende şaşkın, İkranın koluna girdim... Bu kızını bazen garip davranışları beni şaşırtıyor

-Canını çok sıkmadı değil mi?... Ben bir an konudan uzakta
-Ne, ha bi sorun yoktuki konuşuyoduk. İkra bu cevabıma karşı;
-İlginç konuşurken insanları fazla hırpalıyosun usagi


-Sende savunma konusunda, iyisin sanırım. Çantayı nasıl çaktın adamın kafasına. İçerde gülmemek için zor tuttum kendimi

-He sen bizi gözetledin. Çok kötüsün, ikra

-Ha haaa çok komiksin Usako...Nereye gidiyordun sen bakayım

Aslında daha önce aldığım elbiseyi değiştirmek için yola çıkmıştım. Nitekim İkra ayak üstü beni vazgeçirip bişeyler yemeği teklif etti. (Biliyorsun yemek demek, herşey demek

Buranın yemeklerinin mükemmeliği tartışılmaz. Ami-chan buranın yemeklerinden bahsederken kesinlikle haklıymış. Yemeğimizi yedikten sonra, bide kahve içelim dedik.
İkra dışarıyı seyrederken, bende bu garip kızı izliyordum. Aslında onun hakkında hiç birşey bilmiyordum. O bana sormamıştı kim olduğumu, benim işime gelen bu durum yüzünden bende ona soramadım. Dışardaki bir aileyi izlerken durgunlaşmıştı. Yüzünde bir gülümseme, ama buruk incelik vardı. Genç bir kadın, genç bir adam ve ellerinden tutan küçük bir kız... İkra böyle bir tabloda neden üzüldü merak ettim. Gözlerini bu genç insanlardan ayırınca gözgöze geldik. Bakışlarımdaki soruyu görmüştü ama ben yinede telefuz ettim dilimle.
-Neden üzüldün...
Gülümsedi.
-Annemle babam aklıma geldi...
Ben sandalyeme yaslanarak, "Özlediysen git, görende benim ailem gibi dünyanın bi ucundalar zannedicek." dedim. O boş gözlerle, dışarıya çevirdi başını. Ve devam etti konuşmasına,
- Keşke dünyanın bir ucunda olsalardı. Benim ailem bu dünyada bile değil ki.(Şaşırdım, fazlasıyla)
-Nasıl yani, ailen annen, baban burada yaşa-mı(!)
Cümlemi bitirmeme izin vermedi. Soğuk kanlı bir sesle;
-Onlar benim gerçek ailem değil, dedi.
Şaşkındım. Aslında merak etmiştim bu konuşmanın devamını. Aklıma bir sürü soru takılmıştı. Soracaklarım ise İkrayı o an için üzebilir gibi geldi. Sorup sormamada karasızdım. Ama bu sorularla canını sıkmamam gerektiğine karar verdim...
Günlüğüm anlatacaklarıma inanamıyacaksın...

ya ya ya ama ama ama haksızlık günlüğüm söylediklerime inanamayacaksın diyip bırakmışsın insan hiç günlüğünü yarım bırakır mı jandark
10 gündür internetsiz ve bol test çözmeli takıldıktan sonra bu iki bölüm çok iyi geldi
özellikle önceki bölümdeki şarkıyı çok sevdim
içime işledi sanki
ne kadar duygusal söylemiş kız şarkıyı
bölümden çok şarkıda kaldı aklım
içimde bi sabırsızlık bölüm bitsede dinlesem tekrardan şu şarkıyı halleri var üstümde
ve en sonunda karar vermiş bulunmaktayım u.u usagiyi örnek alıp bir günlük tutucam u.u ismi kardelen olucak zaten şiirim falanda var ona süper bişi olucak heveslendim yapıcam para biriktirip en beğendim defterimi alıcam ve benimde bir günlüğüm olcuak *-* bu hevesimi kaybetmeden bi yeni bölümde verirsen süper olur pek düzenli biri olmadığımdan, ben vazgeçmeden böyle tadı damağımda kalan bi günlük sayfası daha okumam lazım
yoksa vazgeçerim başka bişi yaparım ben onu yerine xD şıpsevdi gibi bir şeyim bu konularda ben ya şıpvazgeçiçi mi desem kendime acaba 










aşk o *-* kimse beni bu adamın 30 yaşında olduğuna inandıramaz XD özellikle de kaspiyan rolündeyken u.u
Ben Barnes iz lav *-*

By İrma *-*
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): jandark
@hotaru-tomoe
Öncelikle uzun zaman sonra, yazıma gelen yorumun için, çok sevindim...Dedim artık beni kimse takmıyo
diee
Ama öyle değilmiş...Aslında devamınıda yazacaktım ama işler fazlasıyla yoğun "E okuyanda yok biraz kendimi zorlamıyım" dedimm
Bugün işler yoğun, Usako şu an şantiyelere boru gönderemekle meşgulmuş... İkra şirket dışı işleri halletmek için çıktı. Umino da şantiyede
Eğer boş kalırsa bu akşama, günlüğünün sayfalarını açabilirmiş tekrardan
Öncelikle uzun zaman sonra, yazıma gelen yorumun için, çok sevindim...Dedim artık beni kimse takmıyo



Bugün işler yoğun, Usako şu an şantiyelere boru gönderemekle meşgulmuş... İkra şirket dışı işleri halletmek için çıktı. Umino da şantiyede

Eğer boş kalırsa bu akşama, günlüğünün sayfalarını açabilirmiş tekrardan


kimmiş seni takmayan
bakın ben tüm fanficçilere söylüyorum biz=üşengeç
yani sevsek bile o cevaplaya tıklayıp sonra tüm sevgi dolu düşüncelerini yazıya döküp sonra ifadelerle tamamlayıp sonra gönder tıklayıp yeri geldiğinde bi de alıntı ve resim eklemesi yapıp acaba yazıma cevap geldimi die kontrol etmek zor gelio
çok güzel olmuş yensini bekliom




By Hotaru_Usagi

I’ve been looking in the mirror for so long.
That I’ve come to believe my souls on the other side.
EVANESCENCE~~
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): jandark
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): jandark
çok güzel yazıyosun canım
(ah keşke bende böyle yazabilsem
)


VENÜS FORUM SENİ ÇOK SEVİYORUMMMMMM
http://1.bp.blogspot.com/_2s6meg-yAco/SpmsKjALtxI/AAAAAAAAAHY/wfd66C3M654/s320/sailor_saturn_imza1.png
http://1.bp.blogspot.com/_2s6meg-yAco/SpmsKjALtxI/AAAAAAAAAHY/wfd66C3M654/s320/sailor_saturn_imza1.png
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): jandark
kendime inanamıyorum. o kadar uzun zaman olmuş ki girmeyeli . bi oturuşta üç bölümü soluksuz okudum ( biraz zor oldu tabii az daha nefessizlikten gidiyodum
)
gerçekten şu sözü bana söyletebilen yegane insanlardan birisin:
*Sözün Bittiği Yerdeyim...*
( gerçekten bende çene öyle çok çalışır ki bunu çok sık söyleyemiyorum haliyle
)


*Sözün Bittiği Yerdeyim...*
( gerçekten bende çene öyle çok çalışır ki bunu çok sık söyleyemiyorum haliyle


Çok Yanlışım.
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): jandark





aşk o *-* kimse beni bu adamın 30 yaşında olduğuna inandıramaz XD özellikle de kaspiyan rolündeyken u.u
Ben Barnes iz lav *-*

By İrma *-*


Videoya ister tıkla ister tıklama bende ne çıkıcak bilmiyorum, çok aceleyle seçtim:)
*.*.*.*

Hala şaşkınım. Ona baktığım pencere artık farklı iklimlere açılıyor. Yaptığı her hareket, mimikte başka noktalar arıyorum.Eskiden attığı kahkahalar neşe dağıtırken, şimdi birazda sızı dağıtıyor...Biraz hüzün... Aslında herşey aynı belkide. Sadece dikkat etmediklerime, artık dikkat ediyorum sanırım. Ne garip değil mi, haberdar olmadığımız olayların öncesi ve sonrası farklı oluyor...
İkranın annesi ve babasının İstanbul' da oturduklarını biliyordum. Ama haklarında bir bilgim yoktu açıkçası. Sormamıştım. Bu tarz şeyleri üstüme vazife etmek istemem. Netice olarak bende İkra' dan birşeyler saklıyordum. Aklıma gelen artık yetişkin bir birey olduğu için ailesiyle yaşamak istememe düşüncesiydi. Bir kaçkez ailesini ziyaret etmeye gittiğini de biliyorum. İşyerinde konuşmalardan duyduğum ise ikranın ailesinin bayağı zengin insanlar olduğuydu... Bundan fazla bir bilgim yoktu.
İkranın o an gözlerindeki boşlukla, ağzından çıkan kelimeler arasında kaldım. Bir an bana baktı ve devam etti.
-Onlar benim gerçek ailem değil...
Şaşkındım. Ne denir yada denmez bilemedim. O benim bu şaşkınlığıma aldırmadan devam etti.
-Beni evlat edindiler. Annem ve babam, ben altı yaşındayken bi trafik kazasında hayatlarını kaybettiler. Hayatta kalan sadece bendim. Uzun süre hastenede kaldım. Hiç ağlamadım. Ağlayamadım...Nedenini hala bende bilmiyorum. Sadece bir akşam yağmur yağdı, bardaktan boşanırcasına. Şimşekler çakıyor. Gökgürültüsünden korkardım. Ama o gün, korkmadım. yatağımdan sessizce kalktım. Hastanenin camından baktım. Her şimşekte, gözlerimi kıstım. Bir süre öylece yağmuru seyrettim. İlk defa yanaklarımdan sıcak göz yaşlarının yuvarlandığını hissettim. Sessizce ağladım. Sonra hıçkırarak ağladım. Artık annem ve babam yoktu. Yanlız bir çocuktum. Bunları düşündüm daha çok ağladım. Sonra bir el, omuzuma dokundu. Doktorum; gözlerimi sildi. Sonra bana yıldızlarla alakalı hikayeler anlattı. Gökgürültüsünün hikayesini anlattı. Tabi yıllar sonra, aslında gökgürültüsünün babamın anlattığı gibi olmadığını anladım. Şimdi babam dediğim insan; benim doktorumdu... Benimle yakından ilgilenen, bir arkadaştı. Bir gün eşi geldi. Annem; beni ilk gördüğünde gözlerindeki ışığı görmüştüm. "Bize gelir misin?" dedi. Zaten konuşmalara göre hastanede daha fazla kalamazdım...
Gözlerinde kah hüzün, kah mutluluk vardı. İkrayı seyrediyordum. Onun hiç böyle görmemiştim. Açıkçası ondan böyle bir hayat hikayesi hiç beklememiştim. Sanırım bu yüzden bu kadar etkilendim.
- İşte ondan sonrada, onlarla yaşadım, diye tamamlamaya çalıştı İkra.
Sormak istedim,
- Neden onların yanında değilsin peki. Anladığım kadarıyla, hayatından memnundun.
Gülümsedi...
- Evet memnundum. Taki akrabalar olaylara karışana kadar. Babamın maddi durumu iyi. Birkaç kere benim yanımda da mevzu açıldı. Çocuk aklımla birşeyler döndüğünü kavradım ama ne olduğuna kanaat getiremedim. Tabi aklım erince akrabaların sorunlarının aslında ben olduğunu anlamam zor olmadı. Sonunda okul için filan diye bahanelerle ayrıldım evden.Yani bildiğin 6-7 senedir tek başıma takılıyorum. Onların benim yüzümden daha fazla hırpalanmalarına izin veremezdim. Asi çocuk havalarına girdim. Şımarıklığa vurdum. Okuldu stajdı filan yine babamın yardımıyla burdayım işte...
Sustu... Şimdi onun baktığı gibi dışarıda oynayan çocuğa bakıyordum. Bu olaydan sonra hep mutlu çocukların yüzüne baktım. İkranın ne düşündüğünü anlamaya çalışarak... Ona hiç yalan söylemedim. Çünkü bana hiç bir şey sormadı. Genelde sorgusuz sualsiz yanımda oldu İkra. Güldüğümde, ağladığımda nedenini sormadı. Sadece yanımda oldu. Beni avuttu çoğu zaman. İlklerde sadece yabancı bir ülkede yabancı bir insanına duyulan ilgi gibi gelmişti bana...
Şimdi sayfalarını karıştırdığım bir kitabın içinden tamda bize uygun bir kaç cümle yakaladım; bende sana itaf edeyim günlüğüm...
Bazen senin de içindeki tüm merakın yitip gittiği olmuyor mu? Yeni hikayelere, yeni insanlara, olaylara, müziğe kısaca etrafta olup biten herşeye karşı ilgini yitirdiğin zamanlardan söz ediyorum. Sanki böyle zamanlarda tıpkı bir bilgisayar ekranı gibi donup kalıyorum ben. Herşey donuyor aklımda, kalbimde, bakışlarımda...
Akşam üstünden beri, hayır dünden beri, bunu düşünüyorum. Elime aldığım tüm kitapları bir kaç sayfa okuyup bırakmışken, filmlerin hepsi yarıda kalmışken, hiçbir şarkıyı sonuna kadar dinleyememişken, birşeyler anlatan insanların anlattıklarına en fazla beş dakika dikkat kesilebilmişken insan başka ne hisseder ki donup kaldığından başka.
Belki de bazen herşey ağır geliyordur bize. Ya da geçmişi çok ama çok düşünmüşüzdür. Ve o geçmiş bıkkınlık, yılgınlık yaratmıştır içimizde. Sanmışızdır ki herşey o bizi bıkıp usandıran geçmişin aynısı olarak, tekrar tekrar tekrar yaşanacaktır. Ne aptallık. Peki olaylar benzerlik taşıdığında, geçmişin bizde bıraktığı izi takip ettiğimiz ve aynı tepkileri verdiğimiz için olabilir mi bu tekrar ediş yanılsaması? Büyük ihtimal. Ama insan o izleri takip etmekten nasıl vazgeçirebilir ki kendini? Mesela şu adamın bunca nezaketi geçmişteki diğer adamın nezaketinin tıpatıp aynısı diye ve geçmişteki o adam seni bunca incitti diye ona sırtını dönmenin akılcı bir yanı var mı? Ya da şu kadın? Tıpkı o hain adamın bakışları ile bakıyor diye hakkında hiçbir şey bilmediğin kadına sinir olmanın adil bir yanı var mı? Yok. Ama bazen hisler aklı bir asit içinde eritip yok ediyor. Ne ahmaklık.
Benim kadar uzun bir süre hiçbir şey yapmadan tavana bakarsan bütün bu saçmalıkların içine batarsın. Tavan beyaz, düz birşeydir ve hep geçmişi anımsatır çünkü. Bu yüzden de tavana değil pencereden dışarı bakmalı. Ve o adamın dediğini anımsamalı. Ne demişti, doğa hiçbir zaman aynı kalmaz. Biz de doğanın bir parçası değil miyiz? O halde sorun ne?
Şimdi evimde camdan içeri girmeye çalışan gün ışında bunları sorgularken, penceremden giren rüzgarı hissediyorum...
Tıpkı bir armağan gibi bu rüzgar. Sıcaktan boğulan birine uzatılan bir ağaç dalı gibi. Odanın ortasında öylece durmak, nefes alıp veren bir göğüse bakar gibi bakmak perdelere...
Küskündüm ben son bir kaç gündür. Kime neye olduğunu bilmediğim bir küskünlük. Suç yok, suçlu yok. Ve bu rüzgar şimdi tıpkı "uzatma da barışalım artık" diye uzanan bir el gibi...
Ve üzgündüm ben son bir kaç gündür. Oysa ölümden başka herşeye çare var bilirdim. Ama üzgündüm işte.Ve bu rüzgar şimdi "üzülme artık" diye omzuna konan bir el gibi...
(Alıntılarım için Sahiplerinden özür diledim, Teşekkür ettim, Affedin beni

Günlüğüm havalar bir türlü düzelmiyor. Birkaç gündür yağmur yine peşimdeydi, yakalandım. İşe geç kaldım Emre bana hala sinirli gözlerle bakıyor. Komploya gitmem an meselesi yani... Sabah sabah yapıcam sevkiyat malzeme geyiğine hiç girmiyorum zaten. Stres dört bir yanımı sarmış durumda oluyor hep. Ayın 12 de büyük bir firmanın davetiyesi var elimde... Komik ama koskocaman yerde sadece bana gelen bir davetiye. Yer İstanbulun nadide mekanlarından biri. Gitmeyi düşünmüyorum. Diğerleri çok şanslı olduğumu bunu değerlendirmemi söylüyorlar. Kararsızım. Bir sonraki pazar ise bizim bir eğlencemiz var. Herkes çok sıkı bir hazırlık içinde. Bense birbirinden alkasız elbiseler aldım. Ayakkabı konusunda sıkıntıdayım. Ve kanaat getirdim ki ben alışveriş yapmaktan hiç hoşlanmıyorum. Hele canım istemiyorsa işkence oluyor...
Bana ve etrafımdakilere


çok güzelll



VENÜS FORUM SENİ ÇOK SEVİYORUMMMMMM
http://1.bp.blogspot.com/_2s6meg-yAco/SpmsKjALtxI/AAAAAAAAAHY/wfd66C3M654/s320/sailor_saturn_imza1.png
http://1.bp.blogspot.com/_2s6meg-yAco/SpmsKjALtxI/AAAAAAAAAHY/wfd66C3M654/s320/sailor_saturn_imza1.png
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): jandark
müzik güzel bölüme uymuş hatta videoyu bile izliycem periler falan var galiba ilgimi çekti
bölüm içimi kararttı ne yalan söyliyim hiç bi şey yazmak istemiyorum u.u
gerçekten çok etkilendim çünkü uzun zamandır bende geçmişi düşünüyorum
sanki çok var 14 yıllık bişi yarısınından fazlasını hatırlamıyorum bile xD işte öyle garip duygular içerisindeyken bu bölümü okuyunca bi garip oldum zaten uzun zamandır beni anlatan şeyler okuyorum
herkes ben kesildi bi anda ya da aynı anda çok şey hissedebilme yeteneğim tavan yaptı u_u neyse güzel bölümdü kısacası okudum yine mutlu oldum ve yine bi defter alıp hissettiğim her şeyi bir hikaye yazıyormuşçasına yazmak istedim *-*

bölüm içimi kararttı ne yalan söyliyim hiç bi şey yazmak istemiyorum u.u
gerçekten çok etkilendim çünkü uzun zamandır bende geçmişi düşünüyorum



aşk o *-* kimse beni bu adamın 30 yaşında olduğuna inandıramaz XD özellikle de kaspiyan rolündeyken u.u
Ben Barnes iz lav *-*

By İrma *-*
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): jandark
@PRİNCESS SERENİTY
Teşekkür ettim canım
Çok saol
@hotaru-tomoe
Sende yaz yaz yaz bi kenara yaz bütün sözlerimi, yanılırsam çık karşıma göster kendini
Neysem tatlım bende aslında çok çalkantılı süpersonic hatıralar yazıcam size ki olanlardan 3 sezon çıkar
Ama malesef bu işler yüzünden bunaltıdayım
Ve ekstra bi düğün merasimi muhabbetimiz var, (Ben değilim
Kuzen
Biliyosun Mamo-chan gelmedi henüz
Bizim evlenmemize var sanırım
)
Ay illet bir durumda yok alışverişti, yok organizasyondu daral geldi yahuuu
Yoksa bölüm çok istediğim gibi değil, Ve videoda sanşa çektim
Çok uyumlumu diye düşünmedim açıkçası
Ama dinledim yanii
Hepinizi çokı seven, yardımlarınız için teşekkür eden Usako
Teşekkür ettim canım


@hotaru-tomoe
Sende yaz yaz yaz bi kenara yaz bütün sözlerimi, yanılırsam çık karşıma göster kendini




Neysem tatlım bende aslında çok çalkantılı süpersonic hatıralar yazıcam size ki olanlardan 3 sezon çıkar






Ay illet bir durumda yok alışverişti, yok organizasyondu daral geldi yahuuu


Yoksa bölüm çok istediğim gibi değil, Ve videoda sanşa çektim




Hepinizi çokı seven, yardımlarınız için teşekkür eden Usako


sanırım bende şu gizli takipçilerdenim ama harikaaaaaa yani dicek bişi bulamıyorum kendimi kaptırmısım 15 dk önce kayıt oldum bi başladım duramadım resmen kaptırdım kendimi jan muhteşemsin
muhteşemmmmsiiiinnn


The World İs Mine~~ <3
¤~Death or glory~¤
Rather feel pain that nothing at all.
♥ ~~ ♥
¤~Death or glory~¤
Rather feel pain that nothing at all.
♥ ~~ ♥
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): jandark
21. sayfa (Toplam 40 sayfa) [ 588 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |