Ayışığı Günlüğü...~(^_^)~ Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 23, 24, 25 ... 38, 39, 40, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Bazen asıl cesaret kaçış, gerçek cesur susandır...
çok güzel diycem az kalıcak muhteşem diycem hep mutluluk kokan şeyler için kullandığımdan bu söze uymayacak. ne diyeceğimi şaşırdım
hani yorum yazıyım istiyorum ama ne yazıcağımı bilmiyorum, yazmayayım aklıma yazacak bir şey geldiğinde geri dönerim konuya demekte gelmiyor içimden... bir şeyler yazmak istiyorum ama kelimeleri bulamıyorum. yapılacak yorum kalmamış bu küçük bölüm her şeyi anlatmış gibi. açıkçası ne yazarsam yazayım yarım kaldığını hissediyorum cümlelerimin... belirsizlik belirten bi üç nokta koyuyorum bu bölüme...
çok güzel diycem az kalıcak muhteşem diycem hep mutluluk kokan şeyler için kullandığımdan bu söze uymayacak. ne diyeceğimi şaşırdım

Spoiler:

aşk o *-* kimse beni bu adamın 30 yaşında olduğuna inandıramaz XD özellikle de kaspiyan rolündeyken u.u
Ben Barnes iz lav *-*

By İrma *-*
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): jandark
Senin bu takipçi yanına bayılıyorum
Müziği dinleye bilirsin, tekrar dene
(Zaten nasıl bir müzik bende hatırlayamıyorum, masanın üstünde sızmıştım
) Ne yazdığımı bile hatırlayamıyorum
, Hatta ben günlüğe yazmışmıyım kii
Neyse bu aralar dengesizim,
Gerçi benim normaldede çok dengeli olduğum söylenemez ama
Senin yorumuna gelince,
Belki saçma gelecek ama güzel bir temenni, umarım bir gün gelir.......


Müziği dinleye bilirsin, tekrar dene




Neyse bu aralar dengesizim,
Gerçi benim normaldede çok dengeli olduğum söylenemez ama

Senin yorumuna gelince,



Belki saçma gelecek ama güzel bir temenni, umarım bir gün gelir.......
Spoiler:

ah benim bu takipçi yanım yok mu ^.^ bi de bana sor onu ^.^ meraktan gelen bu yan kitap okurken daha okuduğum sayfayı bitirmeden diğerine geçme isteği uyandırıyor
beklemekte sıkıcı olduğundan feci derecede merk ettiren kitapları okurken nası zorlanıyorum
bende pek dengeli normal bi insan değilim galiba o.O
müzik içinde << internetim o zaman feci yavaştı ve müzik yeni dolmuştu
temenni mi? her zaman temenni olmasın ama gerçekte olsun
bu arda imzana hayran kaldım
resim çok güzel nerden buluyosun sen bu resimleri
müziklerde bi başka, okuduğun kitaplarından harika olduğu bi gerçek, bayağıda gizemli takılıyosun bende çok vampir günlükleri izliyorum ve sonuç olarak bu gibi şeyleri bulmak için özel güçlerin falan mı var senin 


müzik içinde << internetim o zaman feci yavaştı ve müzik yeni dolmuştu

temenni mi? her zaman temenni olmasın ama gerçekte olsun

bu arda imzana hayran kaldım




aşk o *-* kimse beni bu adamın 30 yaşında olduğuna inandıramaz XD özellikle de kaspiyan rolündeyken u.u
Ben Barnes iz lav *-*

By İrma *-*


Şu an bağırarak şarkı söylemek istiyorum. Avazım çıktığı kadar bağırmak. Aslında şarkı söylemek istediğimden değil. Sadece içimde ki bu öfkeyi kırgınlığı yada herne haltsa işte bağırarak atabilirim gibi geliyor...
Bağırsam karşıma çıkanı kırarım bunu biliyorum. O yüzden şarkı söylersem içimdeki zehri akıtırım, daha az zarar veririm. Bağırarak kouşurum şarkı söylerim, bi yerde nefesim biter zaten boğazımada bi düğüm oturur ağlarım. Bu kez hıçkırır ağlarım...
Şu an sinirliliğimi anlatacak kimse yok etrafta, telefon elimde ve tek başımayım. Arıcak listem o kadar çok ki aslında. Konuşurum ama, morelimin bozuk olmasının nedenini anlatamam onlara...
"Bunun için mi derler". Sonra gereksiz fikirlerle yardım etmeye çalışırlar, mutlu etmek için. Ama anlamazlar. Anlarlar belkide. Ama yinede aramak istemiyorum hiç birini.
Herkes gitti. Gün boyu koşuşturdum durdum. Gideceğim seminere başkaları gitti. Son kahrolası faksı çektim, kimi arasam diye düşündüm. Hiç kimseyi arayamadım. Aslında o an güçsüz olduğumu bilsinler istemedim. Sonra oturdum merdivenler ağladım. Tutamadım işte kendimi. Ağladım....
Bunları burayada yazmamlıydım. Şimdi sende güçsüz şımarık biri olacağımı düşünüyorsun belki ama....
Çok mu yanlızdım. Birşeyleri anlatacak kimse yokmuydu?? Aslında tam tersi belki birçok insana göre birçok arkadaşım, güzel bir ailem vardı... Belki bir çoğunun gıptayla baktığı...
Şimdi ne bu şımarıklık dersen. Biliyorum belki kimsesizlere haksılık ama, durum bu...Ben aslında kalabalıkların yanlızlığını yaşıyorum.
Gelsen ...
Kırmızı gülleri görmek istemiyorum artık. Her bakışımda sen geliyorsun aklıma. Ve ben artık aklıma gelmeni istemiyorum. Ben artık yanımda olmanı istiyorum...
Yada çok büyük saçma hayaller kuruyorum. Zaten hep öyle yaptım ya. Hep saçma hayaller kurdum. Şimdi nerdeyim peki,Hangisi olmak istediğim nokta.
Belkide yanlızlığıma alışmalıyım tamamen...
Aslında hiç gelmeyeceksin biliyorum,
Ama...
Yine de...
Gel senn ... Gel işte...
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Valkyrie Cain
ne yazıyım ki şimdi
bölüm aslında kısaymış bense okurken yazdığın en uzun bölümü okumuş gibi hissettim << müziği tekrar başlatmak için bi çıktım yukarı bi baktım bölüm bu zamana kadar yazdığın en kısa bölüm yüzüm tıpkı şu yandaki ifade gibi oldu
ve o senin yanına gitmiyorsa sen onun yanına gitsene << mutluluk sana gelmiyorsa sen mutluluğa gidersin u.u utanmanın gurur yapmanın alemi yok u.u ben mi anlatamıyorum bunu insnalara yoksa insanlar mı bunu anlamak istemiyor?? (çevremde de var böyle bi kişi adımı karşı taraftan bekliyor. aslında en yakın arkadaşım << öyle birden okuyunca kabardım u_u bu kabarıklığı ona karşı kullanırdımda sbs var yarın ondan sonra yaparım diyorum <<)[/spoiler]



bölüm aslında kısaymış bense okurken yazdığın en uzun bölümü okumuş gibi hissettim << müziği tekrar başlatmak için bi çıktım yukarı bi baktım bölüm bu zamana kadar yazdığın en kısa bölüm yüzüm tıpkı şu yandaki ifade gibi oldu


aşk o *-* kimse beni bu adamın 30 yaşında olduğuna inandıramaz XD özellikle de kaspiyan rolündeyken u.u
Ben Barnes iz lav *-*

By İrma *-*


jan her ne kadar bu konuda yeni bölüm istemeyi sevmesem de (konuyu kirletiyormuşum gibi geliyor o.O") artık yeni bölüm yaz
en son 3 haziranda uğramışsın buraya şimdi 15 haziran 



aşk o *-* kimse beni bu adamın 30 yaşında olduğuna inandıramaz XD özellikle de kaspiyan rolündeyken u.u
Ben Barnes iz lav *-*

By İrma *-*

işte tam konuya değinmişsin bi gelse, keşke gelse yani
bu arada uzun zamandır ( uzun dediğimde en fazla 3 hafta
) ilk kez girdim bi daha büyülendim çıkıyorum
artık bu büyü bana 3-5 gün yeter yenileri bekliyorum 




The World İs Mine~~ <3
¤~Death or glory~¤
Rather feel pain that nothing at all.
♥ ~~ ♥
¤~Death or glory~¤
Rather feel pain that nothing at all.
♥ ~~ ♥

annneeeeeeeee! çok güzel. çok anlamlı şeyler yazıyosun jan abam benim
ama bazen kapsama alanı dışına çıkıyo felsefik sözlerin, anlamak için 3 kez okumam gerekiyo
ama süpersin!! depresif olma.. mutlu mutlu yazıktır çiziktir 




İsim Makotom-->Valkyrie Cain
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): jandark
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Valkyrie Cain
Videoya bi tık

* * * * * * * * *
* * * * * * * * *
Günlüğüm; uzun zaman oldu.
Üzgünüm geç kaldım... Söyleyecek söz yok


"Bu kızdan hoşlanmadım

Trafik kazası geçiriyordum, İkra beni son anda kurtardı.
Çok korktum


Neyse işte

Naru buraya geldi. Eğlenceli geçen bir haftanın sonunda evine döndü. Ahh ne çok özlemişim. Herşeyi hepsini... Annem bir sürü yeni eşyalar giyecekler göndermiş. Kızlar bana hep beraber çekildikleri bi resmi göndermişler. Mamoru o sadece bir kırmızı gül göndermiş.
Ama sihirli olduğuna iddaya girebilirim. Nerdeyse on gündür odam gül bahçesi gibi kokuyor.
Umino hem mutlu hem üzgün. Nede olsa sevgilisi geldi ve gitti.
İkra...
O zor bir dönemde sanırım. Bazen onu yıllardır tanıyormuşum gibi hissetmem rağmen, bazen ona ulaşamıyorum. Aramızda kalın duvarlar var gibi oluyor.
Son bir kaç gündür, sessizliği sürüyor. Çok konuşmuyor. Bir sorun olup olmadığını sorduğumda ise ,İçten bir gülümsemeyle birşeyim yok diyor.
Geçen gece, Naruyu havaalnına götürdük. Ben eski bir dosttan ayrılmanın hüznüyle yine gözyaşlarımı tutamadım. İkra Naruyla evde vedalaşmıştı, bizimle gelmedi. Umino ve ben geç saate eve döndük.
Eve gelince ışıkları hiç açmadım. Belki ağlarsam gözyaşlarım gözükmesin istedim. Saçma ,biliyorum.

Evde kim benim ağladığımı görebilirdi ki...
Gök gürlemesi, gelen uçakların sesiyle karışıyordu. Evimin Havaalanına yakın olduğunu daha öncede demiştim sana.
pencereden bakma ihtiyacı duydum, "Birazdan yağmur yağar, toprak o meşhur huzurlu kokusunu salar" diye düşündüm sanırım... Karanlığın içine yaşlı gözlerle bakarken bir karartı fark ettim. Biri sitenin bahçesinde dolaşıyordu. Gözlerimin yaşını silip, daha iyi bakınca İkra olduğunu anladım. Yağmur başladı, İkra ayakkabısız toprakta yürüyordu. Gökyüzünü o Büyük şimşekler aydınlatıyordu bir tek. Heryer karanlık, herşey siyah, yağmur altında çıplak ayakla dolaşan bir kız...
Ruhundaki boşluğu hala dolduramayan... Eksikleri olan bir kalp.
Bide onun o haline ağladım. Biraz onu izlemek istedim. Baktım yağmur hızlanıyor, aldım şemsiyemi koştum dışarı bende. Çocuklar kartopu oynamak için çıkardı, biz yağmurda ıslanmacılık oynamak istedik sanırım.
İkranın yanına indim. Okadar sessiz davranmama rağmen benim orda olduğumu anladı. Başını bile çevirmeden, konuştu.
Siyah ve Beyaz; Hayatın içinden geçiyorum, hayat da benim içimde büyüyor...
Gün, karanlığa döndüğünde sorgulamalar başlıyor, sabaha karşı ise yargılamalar...
Geçip giden zamanın, zincirden boşanmış hayaletleri, sabaha karşı yatak odasının bir köşesinde kendisine sıranın gelmesini bekliyor.
Huzursuz gecelerin sabahı daha bir huzursuz oluyor Usako.
Dünü düşünüyorum...
Bugünü...
Gündüzü...
Geceyi...
O anı ve ertesi günü...
Ve bir sonraki geceyi...
Bu arada bugün kaçıyor ellerimden, zaman akıyor parmak aralarımdan...
Geçmiş yıllarda harcanan bir an bile, şimdi çok ağır bedel sayılıyor...
Sonra geçtiğin caddeleri daha bir başka gözle geçiyorsun...
Kaldırım taşları sanki canlı ve sert basarsan incinecek gibi...
Yıllarca önünden geçtiğin mağaza sahibinin suratındaki derinleşen izleri görünce, eve gittiğinde ilk işin aynaya koşmak oluyor...
Ve günler günleri izliyor...
Ve sen de günleri izliyorsun bir yandan...
Kum saati çoktan tersine dönmüş, her düşen kum tanesi kurşun gibi beynine ve ruhuna işliyor...
Ve aynaya her baktığımda gördüğün yüzde anlamsızlık biraz daha fazla okunuyor... Her seferinde:
Hayatının içinden geçen tramvayda hiç bir zaman vatman olamıyorsun...
Ve rayların döşendiği güzergâh da asla sana ait değil...
Kâh ayakta gidiyorsun, kâh boşalan bir yere oturuyorsun...
Bazen de ayakta durmaktan yorulup bir kenara çömeliyorsun...
Yıllar geçiyor, eklemler biraz daha gevşiyor...
Beynindeki gri hücreler, ölürken ruhundaki en derin izler, birer uçuruma dönüşüyor...
Çokça beslenme sepeti kokuları duyuyorsun ve ilkokul öğretmenini hatırlıyorsun...
Yeni bir beyaz yakanın sana verdiği sevinç, beslenme sepetinden çıkan bir dilim sanayağlı reçelli ekmek, sana bugünün en uç hazlarını yaşatıyor...
Yerine bir şey koyamadığın şey; hatıraların...
Seni ayakta tutarken ayakta vuran onlar...
Siyah oluyorsun bazen hayatın içinde, bazen beyaz kalıyorsun.
Ama beyaz kalsan kirleniyor, siyah olsan suçlanıyorsun...
Ve ölmeden bir dakika önce, koca bir hayatın boş yere geçtiğini farkediyorsun...
Ben biliyorum bunu...
Ben defalarca öldüm.
Ve şunu sordum defalarca kendime:
Çok doğmak mı iyi, yoksa çok ölmek mi acı..
Neticede bu soru yerini şu hükme bıraktı her seferinde:
Beyazın kaderi kirlenmek, siyahın kaderi suçlanmak...
***
Bana o kadar tanıdık bir anı hatırlatmış gibi bir his yarattı içimde. Şemşiyenin altında beklerken, yarı ıslanmış, yarı kuru.
Toprak kokusu daha bi güzeldi şimdi. Sıcak bir yaz günü, yağmurla sonlanmış. Sıcaktan kavrulan toprak Suya kavuşmuştu. Huzur vardı bu kokuda. İkra da ise aranan kayıp bir huzur vardı. Huzursuzluğunu gizlemek için nefes alıyordu benden farklı olarak... Derin nefesler....


Beyazın kaderi kirlenmek siyahın kaderi suçlanmak.
Jan sen bunları kendin mi yazıyorsun yoksa bir yerden mi buluyorsun bilmiyorum ama o kadar etkileyici yazıyorsun ki her seferinde...Sanki kalbimin bir köşesinde, çok derinlerde olan bir şeyi alıp yazıyor ve önüme koyuyor gibisin.
Bir dahakine bu kadar bekletme lütfen.İnsanın bu karmaşanın ortasında kısa bir süreliğine de olsa insanlığını ve duygularını hatırlaması güzel oluyor.
Jan sen bunları kendin mi yazıyorsun yoksa bir yerden mi buluyorsun bilmiyorum ama o kadar etkileyici yazıyorsun ki her seferinde...Sanki kalbimin bir köşesinde, çok derinlerde olan bir şeyi alıp yazıyor ve önüme koyuyor gibisin.
Bir dahakine bu kadar bekletme lütfen.İnsanın bu karmaşanın ortasında kısa bir süreliğine de olsa insanlığını ve duygularını hatırlaması güzel oluyor.

By Hotaru_Usagi

I’ve been looking in the mirror for so long.
That I’ve come to believe my souls on the other side.
EVANESCENCE~~

d@ml@ yazmış:
damla ne yazmayı düşünüyosam hepsini yazmış << (açıkçası hiç hoşuma gitmedi bu durum =/ buraya yorum yazmak bi şekilde rahatlatıyodu beni ve şimdi benim yazmayı planladıklarımın benzerlerini damla yazmış =/ benim hikayenden en çok etkilendğim ve yorumumun başına ekleyeceğim cümleyi bile yazmış o.O)
gerçekten jan resmen kalbimin derinlerine itilmiş, altta kalmış ve asla gün yüzüne çıkmamak için mühürlenip kapatılmış şeyleri buluyor sonra alıp önüme koyuyorsun... üstelik bir köşeden beni izliyormuşsun da ne hissettiğimi görüp, derinlere gömülenlerden özellikle okuyacağım zamanki hislerimi en çok etkileyecek olanı seçiyormuşsun gibi geliyor bazen =/ yapma böyle iyi güzelde boşuna derinlere indirmedik biz onları (saçmalıyorum sen böyle devam et o-o) damlanın söylediklerine aynen katılıyorum. bir tek seni okurken içime çöken hüzünden mutlu oluyorum. ayrıca o müzikte neydi öyle





aşk o *-* kimse beni bu adamın 30 yaşında olduğuna inandıramaz XD özellikle de kaspiyan rolündeyken u.u
Ben Barnes iz lav *-*

By İrma *-*


24. sayfa (Toplam 40 sayfa) [ 588 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |