benim bi isteğim var sözünü tut

büyükbaba olayı şüpheli kalmasını istedim her an herşey olabilir

kai, sözümü tuttum ya zaten kai yi koyduk

öhöm öhöm madem sordun şu fanfiğe beni de karıştır kuzum hazır türkler varken meşhur olayım yoldan geçen bayan da olabilir yani

eheheh neptune diye mi? fıstın af buyur adın tipin nedir bir yaz ekleyim kıyak geçcem millete

dur öm atayım şurda reklam yapmayalım kendimizi

eheh tamam.

yarın akşama yazabilirsem yazacağım yeni bölümü. Kursum başladım bu akşam ve yarın sabah ancak yarın öğleden sonra evde olacağım(inşallah) akşamada yazarım inşallah

herkesin bilgisine

hadi bekliyorum

bende bekliyorum ben de

çok gzl daha ilk sayfasını okudum ama gerçekten kalemim iyi tebrikler

kai nerde kız hangi bölümde ??? ???

9. sayfadaki bölümde

"Bence şımarığın ve küstahın teki!"

minako kai için asla böle bişi demezdi ama nese umarım kai kalıcı olur
asıl kimliği ile...

"Zaman kapısı açıldı mı?"Setsuna Harukayı duymazdan geldi. İçinde hissettiği şey; derin bir karanlık ve boşluktu. En az bir haftadır süren kar yağışı...hem de tüm dünyada... soğukların artışı... kuzey kutbundaki buzların erimesi bile karlların başlamasıyla paralel olarak durmuştu. Herkes buzul çağa doğru gidildiğini düşünmeye başlamışlardı. Şimdi de bu,zaman kapısının açılması. Zaman kapısı nasıl ve kim tarafından açıldı bilmiyordu ama hissedebildiği kadarı ile hiç de iyi biri tarafından açılmamıştı. En önemlisi kapıyı açılması için ne kullanılmıştı? Yoksa?!

"Belki de gümüş tokyodur? Küçük hanım geliyordur?"

"Hayır Ami. Setsuna zaman kapısını kilitledi. Küçük hanım ya da başka biri zaman anahtarını kullanarak zaman da yolculuğa kalkışamaz.Gücü yetmez."Michuri endişeyle Setsunaya döndü. Arkadaşının gözlerindeki korkuyu ve endişeyi görebilmişti.Her ne ise Setsunayı gerçekten de endişelendirmişti."Zaman kapısı ancak zaman bekçisi tarafından yeniden açılabilir... bir de... Evren Savaşçısı tarafından."

"Ah, Luna! Akriha olmalı!"

"Usagi,sanmıyorum"

"Ama neden?"Usaginin gülümsemesi aniden solmuştu. Arkadaşının geldiğini düşünmüştü ama bir anda bu fikri kafasından attı. kendini aptal gibi hissetmeye başladı. Tabiki zaman kapısı ile onun geri dönmesinin bir ilgisi olamazdı! Zamanda ileri veya geriye giderek evine dönmemişti ki,Ah aptal usagi!

"Akriha zamanda yolculuk yapmaya kesinlikle karşı biridir. Yolculukların dengeyi bozacağını söyler..."Harukanın cümlesini Setsuna tamamlamayı yeğledi."... aynı zamanda kötü niyetlilerin geçmişi değiştirmek için tereddüt etmeyeceğinide söyler. Bu yüzden zaman kapısına beni bekçi yaptı. Zamanın gücünün kısıtlı kullanabilme yetsi verdi. İznim olmadan kimse giremeyecek ve çıkamayacaktı."

"Madem böyle birşeyden korktu neden zaman kapısını tamamen mühürlemedi? Seni oraya dikmek yerine bunu yapıp kökten çözebilirdi."

"Makato haklı. Bu daha kesin bir çözüm olurdu"

"Hayır"

"Hotaru?"

"Zamanda yolculuk yapma yetisi sadece evren savaşçısında ve setsunada değil. Kara ay krallığının zamanda yolculuk yaptığını unuttunuz mu?"

"Ahh evet ama madem kapı mührünü sadece setsuna ve akriha bozabilir şimdi onu açan kim? O zaman bu akriha olmalı ahaha endişelenme setsuna"

"Hayır ! sanmıyorum Usagi!"

"Ne? Luna az önce ondan ve setsunadan başkası açamaz demedin mi? Lafının ardında olsana"

"Eheheh Usagi haklı Luna,çelişkili konuşuyorsun"

"Bana bak! Sen kimin yanındasın Artemis? Benim mi Uaginin mi?"

"Ahaaa yeniden başladı.....!"

"Kesin!... Zaman kapısını geçmişte açan Ahva idi! Şimdi bir çocuk. Akriha zamanda yolculuk asla yapmaz! Ben de açmadım o zaman geriye kalan tek ihtimal kalıyor. O da.... Zaman Asası!"

"Zaman asası mı? Ben onu sadece bir söylenti sanıyordum"

"Hayır Luna,o gerçek. Akriha bana o asadan bahsetmişti. Ay Kralının elinden alınan asa,zamana hüküm edebilen ilk nesne.... Zamanda yolculuğun bir sınırı vardı. Zaman girdabı içinde yaşayan ben için her zaman dilimine açılan kapılarım vardı ama hepsini açamazdım. Sadece yakın geçmiş ve yakın geleceğe gidip gelebilirim tabi zaman anahtarlarıda. Çok uzak geçmişe veya geleceğe gidemezsiniz bunu ancak Akriha ve Ahva yapabilir ama Ahva bile zamanla oynamaması gerektiğini bilecek biriydi. Bu yüzden olabildiğince kaçındı bu işten. Zaman asası büyük bir güce sahiptir uzak geçmiş ve geleceğe gidebilirsin onunla ama Kral Abadren o asayı uzun zaman önce saklamıştı,bulunmuş olması mümkün değil"

"Bu bana biraz fazla geldi... bu arada Ay Kralı da kim?"

"Büyük büyük baban"

Usaginin yüzü çarpılmış gibi olmuştu.Geçmişteki annesinin ondan bahsettiğini hiç hatırlamıyordu. kendi büyükbabasını hiç anmamıştı. İçindne bir ses gerçekten iyi bir nedeni olduğunu söylüyordu....

______________
Dünya Krallığının Merkezi

Dünya Krallığının başkenti, dünyanın en güzel toprakları olan Anadolu da kurulmuştu. Binaların mimarisi tüm dünyada dillere destandı. Yuvarlak kubbeler,sade ama şık süslemeler ile mistik bir enerji ve huzur yayıyordu. Dışarıdan başkenti gören herkes adalet,huzur ve mutluluğun,güzelliğin burada bir araya geldiğini rahatlıkla görebilir,bir gelen bir daha gitmek istemezdi. Yaz güneşinin parıldıyan sabahında insanlar gündelik işlerinin yapıyorlardı. Tepelere kurulmuş olan,etrafı kalın büyük surlar ve yeşilliklerle kaplı devasa saray da ise sakinlik vardı. Sara erbabı piknik için saray dışındaydı. Sarayda sadece askerler ve Kral ile velihaddı vardı. İkisi de gül bahçesinin önünde durmuş çiçeklerin kokusunu içine çekiyordu. Kral uzun siyah saçları olan yakışıklı biriydi. Beyaz mermez gibi yüzü kusursuzca duruyordu. Gözleri sıcaklık ve ışık saçıyordu. Velihat ise 10 yaşında,sarı saçlı,mavi gözlüydü. Kral gibi kusursuz bir yüzü vardı. Gülümsediğinde yanaklarındaki gamzeler gören kızları büyülerdi. Bilmeyen biri uzaktan ikiini izlese onları baba-oğul sanırdı. Kralın velihaddına bakışı ve ona sevgisinni gösterişi aynı bir babanın oğuluna gösterdiği sevgi gibiydi....

ooo şekil olmuş bravo