Gerçekten mükemmel olmuuşş!!! Hazır tekrar başlamışken sakın bırakma yazmaya devam!!!

Teşekkür ederim

Bu arada kandiliniz mübarek olsun!

_______________

AY KRALLIĞI

Kral Satre tahtında gözleri kapalı bir şekilde oturuyordu. Gören biri onu uyuyor zannederdi ama, kral uyuymuyor aksine beyninin içinde sürüyle tilki dolaşıyordu. Bunca yıllık azim ve çaba sayesinde şu an elinde zamanın gücünü taşıyordu ki bu kimsenin sahip olamadığı birşeydi. Buna sahip olmayı hak etmişti. Zira ömrünü buna adamış, hiç yılmadan usanmadan inanarak çalışmıştı. Başka kim buna layık olabilirdi ki? Şimdi bu gücünü kullanarak Dünya Krallığını ele geçirecek ve evrenin merkezine sahip olacaktı. Artık Ay Krallığı, Dünya'nın gölgesinde yaşamayacaktı. Dünya düşıüğünde gerisi kolaydı. Tüm samanyolu galaksisinin ele geçirmek içten bile değildi. Fakat Yakta durdurulması zor çok güçlü bir adamdı. İşte bunun için Marduk halkına ihtiyacı vardı. Şimdi o gezegeni bu zamana ışınlama planlarını yapıyordu. Herşeyi en ince ayrıntısına kadar incelerken kendisini rahatsız eden gürültüler duydu. Sinirli bir şekilde gözlerini açtı. Elbette emri doğrultusunda taht salonunda kimse yoktu.

" BU SES DE NEDİR! SİZE SESSİZLİK İSTEDİĞİMİ SÖYLEMİŞTİM!"Sözleri biter bitmez taht salonunun kapısı büyük bir gürültü ile açıldı ve beş koruma kralın tahtının ayakları dibine düştü. Satre endişeyle yerinde fırlarken kılıcını da çekerek savunmaya geçti. Kapıdan keskin ve sert bakışlı, siyahlar giymiş bir adam girdi. Yakta içeri adım attığın anda oda da kötü bir enerji ortaya çıktı. Kral Yakta öfkeyle bakışlarını eski dostunun üzerine kilitledi."Sen! Yaptıklarını ve yapmaya niyetli olduğun herşeyi biliyorum!"Yaktanın bakışları yaşlı kralın elineki altın renkli asaya kaydıysada bu birkaç saniyelik kayıştı. Kral Satre ne yapacağını bilmez bir durumda olduğu yerde dondu. Bu planları arasında yoktu. Nasıl oldu da Yakta olup biteni öğrenmişti? Ah Selene! Elbette kızı bunu haber etmişti. Aptal kız!"Dostum Yakta, seni burada görmek güzel."zoraki bir gülümseme ile."Sen bana gelmedne ben sana geleyim dedim Satre.Yakta gözlerini tehtitkar bir biçimde kıstı.

"Sana zaman yolculuğu konusunda neler söylediğimi hatırlıyorsun. Neden inatla bu yola baş koydun!"

"Neden mi? Ben kaşifim Yakta! Zaman benim tutkum! Tutkumu çöpe atmamı benden nasıl istersin! Nasıl, bir kaşifden keşfetmemesini, icat etmemesini istersin? Bu bencillik!"

"Bencillik mi? Zaman fanilerin elinde olmaması gerek bir güç! Tüm evreni yok edebilirsin!"

"Ben aptal değilim! Bilge bir kral olarak bilinirim bunu herkesden çok sen bilirsin dostum. Zaman gücü aptalların elinde değil benim gibi hatta senin gibi kutsanmışlara verilmeliydi. Madem Allah bunu bizlerden esirgedir o zaman ben O'ndan alırım! BEN ARTIK ZAMANIN TANRISIYIM! Düşünsene Yakta, geçmişte yaşanan onca acı dolu zamanlar. Buna son verebilirim. Düzeltebilirim, geleceği öğrenir muhtemel hatalara son verebiliriz, daha iyi bir evrende yaşarız. Düşmanlarımızı bile doğmadan öl-dürebiliriz."Bu son fikir Satrenin aklına yeni gelmişti. "Düşmanlarını daha doğmadan öldürmek!" Herşeyi kökten çözen bir çözüm. Satre sinsi bir tebessümle Yaktaya baktı."Düşmanını doğmadan yok etmek"diye tekrarladı yaşlı kral. Yakta anında neyi kastettiğini anladı. o anda kendisini tehlikede hissetti. Satre asasını havaya kaldırdı ve asa havada asılı kaldı."Zamanın kumları, gücünüzü toplayın ve geriye akın,ve zaman kapısını..."

Kral Satre daha lafını bitiremeden kendini acıyla yerde buldu. Yaktanınn görünmez darbesi vücudunda büyük bir sarsıntıya sebep olmuştu. Gözlerini açabildiğinde Yaktanın yavaşça yürüyüp havadaki asayı eline aldığını gördü. Asanın enerjisinin hisseden kral kendini bir an daha kuvvetli hissetti. Satreyi şimdi daha iyi anlıyordu. "Güç... insanı baştan çıkarak yegane unsur."Gözlerini yaşlı krala çevirdiğinde artık öfkeli görünmüyordu. kral Yakta asayı kısa bir süre inceledi ve en ilgisini çeken şey siyah hilal oldu."Seni yaşlı kaçık. Bu asada karanlık enerji var. Bunu ay'ın karanlık yüzeyindeki enerjiyi kullanarak yaptın öyle değil mi?"

"Ay'ın her iki yüzeyindeki enerjiyi kullandım. Elbet zamanımı en çok karanlık yüzeyde geçirmek zorunda kaldım. İlginç zamanlardı doğrusu. Sadece bununla sınırlı kalmadım, dokuz gezegeninkinide, özellikle Dünya'ın. Orta Doğuda gerçekten enerji bakımından en yüksek seviyeye ait harika bir kaynak var, bunca zaman bunu fark etmedin mi?"

"Sen enerjileri çalmışsın! Bu asanın temeli karanlık enerji, bunu hissedebiliyorum. Baştan çıkartmaya çalışan bir canlı gibi. Sanırım senin bu halini açıklıyor."

"Yo yo dostum bu şekilde düşünme. Karanlık enerji düşündüğünden çok daha harika birşey. Bunca zamandır ondna hep kaçınmışız ve sadece kalbi kötülerin kullandığı kötü bir araç olarak görmüşüz. Oysa bu saçmalık!"

"Karanlık yüzeyde iyi zamanlar geçirmen iyi çünkü bundan böyle oradan dışarı çıkamayacaksın."

"Ne? HAYIRRR YAPMA!"Yakta'nın elini kaldırmasıyla etrafın beyaz bir ışıkla dolması bir oldu. Kral Satre gözlerini Ay'ın karanlık yüzeyinde açtı. Sınırın mühürlendiğini hissetti. Birkaç saniye içerisinde ise aydınlık yüzey görünmez oldu."HAYIRRRRRRRRRRRRR!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! LANET OLSUN SANA! HIRSIZ! BU GÜCÜ KENDİNE İSTİYORSUN!"Satre bu soğuk ve tenha yüzeyde hapsedilmişti. İçinden lanetler yağdırırken kurtulma planları yapmaya başlamıştı bile.

"Boşuna uğraşma. Hiçbir zaman buradan çıkamayacaksın."Satre sahibini görmediği ses karşısında hazırlıksız yakalanmıştı."Kimsin sen? Her kimsen beni tanımıyorsun! Ben istedim mi herşeyi başarırım. Buradan çıkacağım!"

"Hayır. Çıkamayacaksın, bunu biliyorum çünkü gördüm. 50 yıl içinde burada ölüp gideceksin."

"SEN KİMSİN!"

"Ben mi? Elbette senin kurtarıcınım"

Müükemmell Devamm Devamm

Ya bunu nerden buldun?Kendin mi yazdın yoksa çeviri mi?Her neyse yine de harika!!!

kendi yazıyo

Hikawa Jinja Tapınağı

"Eee Setsuna, birşey bulabildin mi?"Hotaru Setsunanın döndüğünü görünce hızla yanına koştu. Setsuna başını hayır anlamında salladı. İki gündür zaman girdabında dolaşıyordu ama bulabildiği tek şey zaman kapısının gerçekten açılmış olduğuydu, bunun dışında birşey yoktu; ne açan hakkında ne de nereye doğru açıldığı hakkında. "Akriha'ya mesaj yollamayı denedim ama geri mesaj almadım. Mesajımı aldımı ondan bile emin değilim doğrusu."

"Bu kötü."Luna düşünceli bir hal ile kafasını kapalı havaya kaldırdı. Kar yağışı birkaç gündür durmuştu ama havada hala kar bultutları vardı."Bence engellendin Setsuna"

"Engellendim mi?"

"Ne demek istiyorsun Artemis?"

"Zaman kapısıyla oynayan her kim ise güçlü biri olmalı. Akriha'yı biliyor olabilir. Bu yüzden onunla veya herhangi biriyle iletişime geçmemizi engelliyor olabilir. Hiç başka dostlarımızla iletişime geçmeyi denediniz mi kızlar?"

"Hayır ama iyi bir fikir."dedi Michuri."Ah belki Prenses Kakyuu ile konuşabiliriz. Onlardan yardım isteriz, bize yardım etmek isteyeceklerdir."

"İyi fikir Ami. Sen bununla ilgilen. Rei'de 6.hissine başvursun. Bakalım birşeyler bulabilecek mi!"

"Artemis biliyorsun Büyükbaba yüzündne Rei iyi değil."

"Onun için üzgünüm Minako ama yapabileceğimiz de birşey yok!"Minako başını öne eğerken Usagi ve Mamoru da tapınağa adım atmışlardı."Bir gelişme var mı?"dedi Mamoru ama yanıt olumsuzdu;her iki konu içinde. Tüm bu olanlar içinde tek tesellileri Harukanın artık tamamen iyileşmiş olmasıydı. Usagi üzgün bir şekilde içini çekerek Rei'in yanına gitti. Usagide son günlerde olanlar yüzünden üzgün ve solgundu. Mamoru zaman zaman nefes darlığı ve göğüs ağrısı çekmeye başlamıştı."Sence dünya zarar mı görüyor Mamoru? Daha öncede böyle bir tehlike karşısında hastalanmıştın."

"Hayır Makato. Bu daha farklı. Başka bir gücün benim gücümü ezdiğini hissediyorum. bir karabasan gibi üstüme çöküyor ve ben... ben karşı koyamıyorum. Her ne ise çok güçlü."

"Bu da benim dediğimi haklı çıkartıyor. Düşmanımız kim ise gerçekten güçlü."Kızlar başıyla onaylayarak Artemise onay verdiler.

Japonya da Bir Yer

"ıhııı ı-ıhıııııı hı hıııııııı...... hıı hııı hı hı hıhıhıhı hı hı hı"Buz kadın gökyüzünde, kar bulutları altında müzik mırıldanım dans etmeye başladı. Dansı bir kuğu kadar narindi. Bir süre sonra hızlanmaya başladı ve dondurucu rüzgar kar taneleri ile karışarak bir girdabana dönüşmeye başlayıp kadının etrafını sardı. Kadın hızla durdu ve kollarını iki yana itti."HAAAAAAAAAAAAAAAAA!"Girdap uzun dalgalı beyaz saçlı, güzel yüzleri olan ama tamamen buzdan yapılmış kadın yaratıklara dönüştü. "Güzel kızlarımmmm. Dağılın, dört bir yana dağılın! Tü dünyayı karın yumuşaklığı ile donatın!"10 buz kadın hızla dört bir yana dağılmaya başladılar. Buz Kadın ise sinsice gülümseyerek Japonyaya baktı."Yakında... yakınd abaşladığım işi bitireceğim ve bu dünya benim olacak!"
_______________________

Siz beğendikçe ben de yazıyorum vallahi

Yazarlığı düşünüyor musun meslek olarak? Bence düşünmelisin

Harika!! Diğer hikayeni okudum bunu da okuyorum muhteşem
Hikayeni ne pahasına olursa olsun takip edicem *-*

Beğendin mi?

Aslında evet, düşünüyorum Bir kaç kitap projem var. İlk bir iki sayfasını yazdım

Nereye yazdın?? okumalıyım mutlaka!!!

Yok ya bilgisayara yazıyorum. Kitap bu konmaz internete. Bitirirsem ve bastırabilirsem artık alır okursun

Belki ileride birkaç sayfasını fikrinizi almak için buraya eklerim

Galaxi Savaşçısı yazmış:

Yok ya bilgisayara yazıyorum. Kitap bu konmaz internete.

mantıklı

eheheh demi ama XD

beğendik,hadi yeni bölümü de yazz