Heyecan iyidir

Beğenmenize sevindim bu arada fikir veren arkadaşlara teşekkürler

Neeeee!?Ne oldu ya dünyaya?? Ama eminim Usagi çıkıcak ve kurrtarıcak dünyayı dimi??
Bu arada yeni bölümde mükemmel olmuş devam

Teşekkürler

VE SONNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNN
___________________________________

"Huzurlu hissetmiyorum. Üzgün ve kederli hissediyorum.Kendimi bir boşlukta kaybolmuş hissetsem de bedenim çok rahat ve yumuşak ama içinde fırtınalar esiyor. Ruhum sanki binlerce yıldır yaşıyormuş gibi hissediyorum. Düşüncelerim sanki...daha olgun? Daha mantıklı? Artık öyle pek korkmuyorum ama endişeliyim. Uyuyorum... bunun farkındayım ama nasıl uyanacağımı bilmiyorum. Rüyamda gördüğüm şeyler çok karmaşık ve anlamsız;eğer bunlar rüya ise. Mamoru? Neredesin? Kızlar? Savaşı kazandık mı? Kimse neden birşey söylemiyor bana?"

"Ekselansları?"

"Hı?... Kimsin sen?"Serenity bir ton gibi hisettiği göz kapaklarının aniden hafiflediğini hissetti. Heyecanla gözlerini yavaşça açtı;aslında istesede hızlı hareket edemiyordu. İlk gördüğü şey karanlık bir boşluk ve bu boşlukta mavi beyaz ve yeşil renklerin hızla akıp gittiğiydi;sanki yıldız kayıyordu. Kendisi havada idi ama sanki altında birşey varmış gibi hissediyordu. Üzerinde prenses kıyafetine benzer bir elbise vardı. Vücudunda hafif değişim hissediyordu. Daha fazla büyümüş gibiydi sanki? Yavaşça doğrulduğunda karanlık içinden elinde Ying-Yang asası olan bir kız çıktı.

"Aquamarin!"Aquamarin yıllar önce gördüğü gibi genç kız gibiydi. Ama yüzündeki kasvet ve ciddiyet kanını dondurmuştu. Soğukluk hissediyordu Serenity."Akriha nerede?"

"Kraliçem kesinlikle müsait değil."

"Burada ne arıyorum? Herkes nerede ve burası neresi?"

"Çok soru..."Aquamarin kısa ve öz konuşmayı tercih eden biri olsada son günlerde hep daha uzun cümleler kurmak zorunda kalmıştı. Konuşmaktan kesinlikle hoşlanmıyordu."Burası zaman girdabı. Bu akıp giden şeyler ise zamanın ta kendisi. Olan olaylar,olmuş olaylar ve olacak olaylar. Sizi götürmem gerekiyor artık."Denge Savaşçısı asasını serenity'e doğrulttu. Asadan çıkan mavi bir ışık ile gözleri kamaşan Serenity, tekrar görür olduğunda kendini daha önce görmediği kadar güzel bir gezegen de buldu. Her yer yeşillik ve akarsular,şelaler ile kaplanmıştı. Yapılar değerli madenlerden yapılmış, parıldıyordu. Aquamarin ilerisini gösterdi. Şimdi büyük bir saraya doğru ilerliyorlardı. Altın ve gümüş renklerle kaplı, kubbeleri olan harika bir saraydı bu. Serenity baktıkça hayran kalıyordu. İlerledikçe tanıdık bir sima gördü."Akriha!"Serenity sevinçle arkadaşına doğru koşptu ama dibine geldiğinde onun Akriha olmadığını gördü."Ahva"Ahva 10 yaşında görünüyordu;aynı Ringo ve Şingo gibi. Fakat uzaktan daha büyük görünmüştü. Kızın yüzünde ciddi bir ifade vardı."Serenity, kardeşim adına konuşuyorum."

Serenity kısa bir süre etrafına bakındı. Akriha burada değildi demek? Ahva'nın ciddi görüntüsünden hoşnut olmamıştı ama o her zaman böyle değil miydi?"Akriha senin küçük bir ceza çekmeni istedi. Bu yüzden uyudun ve Dünya'dan ve sevdiklerinden uzaklaştırılıp gümüş kristale el konuldu."

"El mi konuldu?"Serenity hemen elini göğsüne koydu ama ne broş ne de kristal vardı. Varlığını bile hissedemiyordu içinde. Demek gerçekten ondan alınmıştı."Seni zaman girdabına soktuk. Bir çeşit yeniden doğuş. Eski yaşamında ve yeni yaşamında çektiğin tüm acıları yeniden yaşattık. Bir çeşit hızlandırılmış yeniden yaşam diyebiliriz. Şunu sana söyleyebilirim ki Prenses Serenity artık öldü."

"Öldü mü?"

"Bu beden ve bu yaşam senin yeni yaşamın. Farklı hissetmiyor musun? Ah evet hissediyorsun. Yeni yaşamınız kutlu ve hayırlı olsun Neo Kraliçe Serenity."

"NE?"Serenity yıllar öncede bu ismi duymuştu. Chbiusa gelecekten anne ve babasını kurtarmak için gelmişti. Gümüş Tokyo onun gelecekte yaşadığı yerdi;bu isimle. Şimdi gerçekten Kraliçe mi olmuştu?

"Dünya şu an öldü. Marduk gezegeni Sabık Ay Kralı Satre tarafından bu zamana taşıdı tabi Sabık Dünya Kralı Yakta'nın da yardımıyla. Dış gezegen savaşçıları Yakta tarafından yok edildiler...."

"NE! Uranüs, Neptün, Plüton,Satürn öldüler mi? Ya diğerleri, Mamoru?"

"Sakin... Dış gezegen savaşçıları görevlerini tamamladılar Kraliçe. Siz kendi görevinize odaklanın. Kral Endymion ve diğerlerini zaman girdabından çıktı. Artık Dünya yeniden hayat bulmalı. Uyuyan insanlar yeniden uyanmalı."

"Dünya öldüyse..."

"Kardeşim orayı ve insanları korumak için kendini feda etti. Hepsi koruma altında;ruhları ve bedenleri. Onları yeniden uyandırıp, Dünya yı eskisinden daha iyi bir hale sokacak olan sensin."

"Bana Akriha'nın öldüğünü söyleme! hem dünyayı uyandıracak gücüm yok benim."

"Var. Şimdi Dünya ya Kraliçe."Ahva savaşçıya bakış attı. Genç kız yeniden asasını doğrulttu ve gözler yeniden kamaştı. Gözünü açtığında bu sefer Dünya üzerinde olduğunu gördü Serenity. Herşey ölmüş, solmuş, taşlaşmış gibiydi."Bu Akriha'ın koruma kalkanı. Marduk gezegenini Kral Yakta yok etti ve maalesef bu uğurda canını da feda etti."

"O?"

"Evet, güçlü kayıp kralımız doğru yolunu sonunda yeniden buldu. Zaman asasını hala bulamadık tabi. Muhtemel gezegenle birlikte yok olmuştur.Herneyse. şimdi Neo Kraliçe Serenity, sizin zamanınız başlıyor."Denge savaşçısı elinden birden bire beliren gümüş kristali tutuyordu. Eskisinden daha güçlü, daha parlak ve enerji dolu.Serenity elleri titreyerek aldı."kristalin bu gücü zamanda azalacak. Sadece ona ödünç verilmiş bir güç;dünya yı uyandırmanız ve kraliçemi serbest kalması için."

"Anladım...Ay'ın Muhteşem Meditasyonu!"Gümüş kristal daha önce hiç parlamadığı kadar güçlü bir şekilde parlayıp, tüm dünyayı kaplayan bir enerji açığa çıkardı. Kraliçe vücudunda inanılmaz bir güç hissetti. Daha önce tatmadığı kadar büyük bir güçtü bu. Vücudunu titreten ve kendisine fazla gelen bir güç...Serenity artık görmez oldu;bu yüzden gözlerini yumdu ama Denge savaşçısı için sorun yoktu. Herşeyi net görüyordu. Işık dolu enerjinin dünyaya nasıl yayıldığını;nasıl her yeri değiştirdiğini, nasıl insanların içine dolduğunu ve onları uyandırdığını;yeni hayatlarına hoşgeldin dediğini görebiliyordu. Binlerce yıl önceki gibi artık insanlar ortalalama 1000 yıl yaşayacaktı. Eskiye dönüş denebilirdi buna... Aquamarin ilk kez tebessüm etti.

Serenity gözlerini açmaya cesaret ettiğinde kendini yerde buldu. Kristalin gücünün yarı yarıya azaldığını hissetti. Eski gücüne geri dönmüştü. Genç Kraliçe bir daha böyle bir gücü hissedeceğini sanmıyordu. Her yer aynı evren gezegeninde olduğu gibiydi. Yeşillikler, akarsular,dereler ve kristal yapılar. Tanıdık gelmişti burası. Kristal sarayı görünce ise yıllar önce geldiği yer olduğunu gördü. İnsanlar ise sanki herşey yolundaymış hareket ediyorlardı."Onlar içni sarsıcı olsun istemedik. Yoksa şok geçirirler ve panik yaşarlardı. "Serenity başıyla onayladı. Gelen geçen insanlar Serenity'e ilgiyle bakıp, selam veriyorlardı. Neden bu kadar ilgi çekici olduğunu anlamamıştı genç kadın ama sonra üzerindeki elbise ve arkasındaki kanatlar ve başındaki taç'ı hissetmesi durumu anlamasına yetmişti. Gerçekten de bir kraliçe olmuştu."Artık Kristal Tokyonun Kraliçesiniz. Fakat bu tüm dünyayı kapsamıyor. Diğer bölgelerde de belli başlı krallıklar mevcut. Akriha ve Ahva onları bizzat atayacaktır. Fakat Eşiniz hala Dünya'ın koruyucusu ünvanına sahip olacak."

"Endymion?"

"Burası çok değişmiş."

"Hı?... Endymion!"Serenity kocasını karşısında görünce etkilendi. Artık bir prens değil bir kral vardı. Smokine benzer bir kıyafet, kılıcı ve maskesi... Kızlar da ona bakıp gülümsüyorlardı. Hepsi buradaydı ama dış gezegen savaşçıları ve diğer dostları? Onlar için kederi artmaya başlamnıştı ki Kral endymion ona sıkıca sarıldı."Herşey yolunda, merak etme aşkım. Artık barış ve huzur içinde yaşayabileceğiz."

"Tüm düşmanlarımız alt ettik Kraliçeö."

"Mars..."

"Verebileceğim tüm sınavlarımızı verdik."

"Jupiter..."

"Ve her zaman kazandık."

"Merkür..."

"Şimdi sıra ödülümzde kraliçem."

"Venüs...kızlar."Serenity'nin gözleri doldu. Gülümseyen kraliçe hepsini başıyla selamladı.

"Ben artık sulu gözlü olmaz sanıyordum."

"Kes sesini Artemis! O artık Neo Kraliçe Serenity. Daha saygılı konuş!"

"Özür dilerim...miyav"

"Luna, Artemis!

"Kraliçem."İki kedi başını eğerek kraliçelerine selam verdiler. Serenity artık huzurlu ve mutlu hissediyordu. Kalinin derinliklerinde sonsuza kadar dostlarının kaybını yaşayacak olsada onların şimdi çok daha iyi bir yerde olduklarını iyi biliyordu. Onlarda huzur ve mutluluğu hak etmişlerdi...

"Siz iki genç, Dünya bundan sonra size emanet."Serenity ve Endymion arkalarını döndüklerinde Kral Abadren, Kraliçe Akriha ve Kraliçe Ahva'yı gördüler. Akriha son derece canlı ve çok daha güzel görünüyordu. Fakat herkesin sandığının aksine Serenity olgun kadınlar gibi yaklaşıp gülümsedi ve selam verdi."Gerçekten artık daha olgun."diye fısıldadı Venüs, Marsa. Mars gururla gülümseyip başını salladı."Emanet her zaman korunacaktır efendim."

"Endymion... hayır Kral endymion artık büyüdün ve hak ettiğin yerdesin."

"Efendim..."

"Siz eskisinden daha çok yorulacaksınız haberiniz olsun. Politika ve yönetim işleri çok yorucudur."

"Ahahah"Ahva gülümseyip eniştesi ve kardeşinin elini sıkıca tuttu."iyi şanslar!"diye tüm olağan gücüyle gülümsedi. Herkes şaşkın bir şekilde ona bakarken arkasından gelen iki küçük çocuğa bakıyordu. Ringo ve Şingo Ahvanın yanına gelerek ona gülümsediler."Biz kraliçemiz ile yaşayacağız. Bizim görevimiz başlıyor artık. Rei abla, çok teşekkür ederiz...herşey için."

"Çocuklar..."Rei gözleri dolarak çocuklara yaklaşıp onlara sıkıca sarıldı."Sanırım sulu gözlü olma sırası Rei'de."dedi venüs gülerek. Bunu duyan Mars ateş saçan gözleri ile venüse baktı ve onu susturdu."Pekala artık burada ayrılıyoruz. Sizi özleyeceğiz. Bizi unutmayı sakın.Yeni Çağ'ın bu başlangıcında hepinize iyi şanslar diliyoruz."dedi Akriha ve göz kırptı. Hepsi vedalaştıktan sonra altısıda ışınlanarak gökyüzüne doğru uzaklaştılar ve sonunda gözden kayboldular."Sanırım torunumun bana hala ihityacı var."

"Ha?... BÜYÜKBABA!"Mars küçük adamı görünce boynuna sarıldı. Aslında bu adam eskisinden çok daha genç duruyordu."Gençleşmişsin aahhhhhhhhhh büyük baba!"

"Tabiki ehehehhehe Kral Abadren'in kıyağı. Hem kendime hem sana bir kısmet bulmam için beni daha genç yaptı ahahahahha"

"BÜYÜKBABA!"

"Ehehehhehehhe"Herkes kahkaha ile gülerken, yeni yaşamlarının ilk güzel anılarını yaşıyorlardı. Dünya artık pislikten arındırılmış, huzur ve barış içinde taze bir çiçek gibi açmıştı. Ve hiçkimse bunun bozulmasına izin vermeyecekti...

SON

Gümüş Tokyo

İlk yorum benden
Aayayyayayayyayayyyy müthiş olmuş
Ama çok çabuk bitti T_T
8. sezonu 8bin gözle bekliyorum
Burda bitemeğzzz çünki

ehehhe teşekkürler canım ama şimdilik 8.sezon düşünmüyorum En azından uzun süre gelmez

Fakat buna ek bir bölüm koyacağım birkaç gün içinde

Ya sen yaz da sekizinci sezonu ben beklerim

çok güzel olmuş ama bana da çabuk bitmiş gibi geldi bundan önceki bölümden biraz kopuk gibi. neyse yine de müthiş.
8. sezonu bekliyorum.

Kasıtlı yapttım ek bölümde işte o kopukluk belli olacak

Ek i dört gözle bekliyorumm ((:
güzel bir bitiş oldu, büyükbabanın dönmesine gerçekten çok sevindimm ama genç halini bi türlü aklıma getiremiyorumm
Herkes gibi 8. bi sezon müthiş gider diyorumm ((:

ayyy mükemmel olmuş şekerim yenilerini de isteriz

ehehe canlarım valla 8.sezon muhtemel olmaz ya Olursa da olur zaten. Ama belki minik bir bölüm ileride yazabilirim ayrı ama emin de değilim. Şu sıralar yazmaya odaklanmak istediğim tek şey kitabım

Beğenmenize sevindim.

çok güzel bi sonduuuu hadi bakiiim, sıra 8. sezonda sanırım diğer sezon demando savaşından sonrasını kapsayacak, çünkü o sezon gelecekte savaşıyorduk tabii o savaşa kadar başka savaşlar olur mu bilemem

Ya ne 8.sezonu XD

Çok pis baskı yiyorum şu an