eh hadi bakalım

eline sağlık ayça çok güzeldi gerçekten sorum var yakta japon değil peki ne?

isim türkçe

ismin türkçe olduğunu farkettiydim yine de sorayım dedim sağol canım

"Hahahahaha bu adamlar çok komik... ahahahahahaha Rei haklıymış harika"

Tık Tık

"Hı?"Sarı-turuncu renklerle bezeli odanın deri kaplamalı kapısı açıldığında kısa sarı saçlı,30 lu yaşlarında uzun incecik bir kadın yüzünde hoş gülümsemesi ile başını kapıdan uzatır."Bayan Aino,saat 18 randevunuz geldi"

"Randevu mu? Bugün mü? Pazartesi sanıyordum"

"?? Bayan Aino,bugün zaten pazartesi"

"Ah! ehehe öyle değil mi? Peki içeri alın lütfen"Kadın onaylayarak dışarı çıktığında, Minako elindeki mangayı acemice dosyasının altına sakladı. Son zamanlarda ilgi alanı Harukaya kaydığı için kendi işine yoğunlaşamaz olmuştu. Tek hatırında kalan FC Tokyo takımından bir futbolcuydu. Mesleğinin iyi yanı, mesleğinin en iyilerinden biri olmanın yanı ünlü kişiler ile tanışabilmekti. Kendisi ünlüler camiyasında popüler biriydi,her ne kadar ünlü olma hayali küçükken bu şekilde olmasada gerçekleşmiştir. Uykusuz bir yüz ifadesi ile derin bir esnemeden sonra kapıdan giren hastasını gördü. Kapının önünde dikilmiş onu izliyordu. Minako utanmış bir şekilde yerinden kalktı,kim bilir ne kadar zamandır orada duruyordu. İçeri giren oğlanı süzdüğünde hayran kaldı. İnce uzun boylu,atletik yapıda,kusursuz bir çehresi olan bir gençti bu. Saçları uzun ve garip ama çekici bir kesimdeydi,saç rengi turuncunun farklı tonunda bir renge sahipti. Üzerinde beyaz bir pantalon ve mont vardı,elinde de deri beyaz eldivenler. Beyaz ayakkabısıda kıyafetini tamamlıyordu. Minako karşısında ışığın içinden çıkmış biri olduğunu düşündü,hayranlığını gizlemeye çalışıyordu ama hala acemi duyguları ile bunu yapabiliyormuydu bilmiyordu.

"Hoşgeldiniz."Oğlan başı ile karşılık verdikten sonra hasta koltuğuna geçip uzandı. Ayaklarını üst üste koyup,ellerini karnında birleştirip,pencereye doğru baktı. Minako daha önce karşılaşmadığı bu tavır karşısında sendelesede kendine çabuk geldi. Yerine oturdu.Suratında ruhsuz bir ifade,kendini beğenmiş bir tavır ile öylece duruyordu oğlan,doğrusu bu duruma biraz kızmıştı Minako. Futbol ile arası olmadığından kendisini tanımıyordu ama göz aşinalığı yok değildi."Ben Minako Aino, siz de...?"Adam bir süre hiç cevap vermedi, sadece pencereye bakmaya devam ediyordu. Minako pencereden dışarıyı mı seyrettiğini yoksa aklında yolculuğa mı çıktığını merak etmişti."1,5 hafta öncesinden randevu veriyorsunuz ama hastanızın adını bile bilmiyorsunuz"Minako bu cevap karşısında neye uğradığını şaşırmıştı.

"Ş...şey ben, özür dilerim arkadaşım kötü bir kaza geçirdi ve bend..."

"Tamam ,boşverin"oğlan bir anda kestirip attı ve yerinden kalktı."Nereye?"

"Sizin çok iyi bir psikolog olduğunuzu söylediler ama görüyorum ki fazla abartmışlar. Bu yaşta manga okuyan bir kadının zihinsel yaşından şüphe ederim zaten. Bu durumda bana yardımınız pek olamaz"

"NE?!"

"Anladınız hanım efendi"Genç oğlan küçümser bakışları ile son kez Minakoya baktıktan sonra çıkıp gitti. Kan, Minakonun beynine hücum etti. Gözleri öfkeden kızarmaya başlarken, ellerini yumruk yapıp kendini zor sıkıyordu.

Diğer yandan sekreter bilgisayarda randevuları ayarlarken kapının aniden açılması ile irkildi. Hastanın hiçbir şey söylemeden çıkıp gittiğini görünce şaşırmıştı. Oysa daha 5 dakika kalmıştı. Ardından oda da bir gürültü sesi geldi."SERSEM KENDİNİ BEĞENMİŞ AHMAK ŞEY! KENDİNİ NE SANIYOR BU AHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHIIIIIIIII!"

"Sanırım mesai bitti"sekreter kadın eve gitmek için toparlanmaya başladı. Bu sırada kapı sert bir şekilde açıldı.Minako kulaklarından duman çıkarak dışarı çıktı."Kim bu sersem!"

"FC Tokyo takımının kaptanı, Kai Suzuke"

"İyi bu adamı bir daha içeri asla ama asla alma!"

Ertesi Gün :Hikawa Jinja Tapınağı

Yakta, bir anda tapınağın kapısında görünür oldu. Üzerinde syah bir takım elbise vardı ama ceket ve kravat takmamıştı. Kalın kaşları merakla kalktı. Havayı kokladı ve etrafı iyice süzdü. Dünkü ziyaretinden çok memnun kalmıştı. Bir savaşçı beklerken beş gezegen savaşçısıyla karşılaşmış, iki tane daha kaynağını anlayamadı savaşçı enerjisi taşıyan çocukla karşılaşmıştı. İlk ilgisini çeken Usagi adındaki kız olmuştu. Ay Savaşçısı, Gümüş Kristalin sahibi.Büyükannesini gayet iyi tanıyordu,zaten tanıdık tek yüz onnundu. Aynı büyükannesine benziyordu,tek fark büyükannesinin saçları siyahtı. Hayran duyduğu,güzel bir kadındı. Bu kız ise gözüne çok zayıg gelmişti,büyük hayal kırıklığı.

"Ah erken geldin"Yakta düşüncelerinden bir anda çıkartıldı,karşısında rei'yi görünce çekici gülümsemesini takındı."Ne kadar erken,o kadar çabuk. Zaman kaybedilemeyecek kadar değerli birşeydir. Ayrıca beraber kahvaltı eder, tapınağıda bana gezdirirsin diye düşünmüştüm"

"Ah elbette seve seve"

"Güzel"Yakta'ın gülümsemesi yüzüne iyice yayıldı. Herşey planladığı gibiydi,yakında istediğini alacaktı....

gittikçe merak uyandırıyor minako ile Kai Suzuke arasında sşk mı başlayacak acaba?

ahaha tam karar veremedim ama romantik bir şeyler düşünüyorum

kai suzuke karakteri burdada ortaya cıktı bu arada yeni okuyucu
hikaye cok güzel özelliklede bazı yerlerde ayrıntıya fazla girmeni çok sevdm

Beğenmene sevindim Kai ye birkaç sene öncesinden sözüm vardı

"Eheheh kahvaltınız çok ilginç. Pilav,suşi,çiğ balık ve yeşil çay"Yakta önündeki tepsiye dizilmiş kahvaltıya bakıyordu. Kesinlikle sabah kahvaltısı alışkanlığı böyle değildi. Kendisi bu yemekleri en erken öğlenleyin yerdi.

"Evet çoğu kişi ilginç bulur. Umarım beğenmişsinizdir"

"Ben bayıldım,Makato yaptı değil mi?"Rei'in anlında bir anda damar belirdi. Usagi hızlıca kahvaltısını ediyordu. Michiru ve Hotaru Harukanın yanındaydı. Makato ve Mamoru hariç herkes de masanın etrafına dizilmiş kahvaltısını ediyordu. Makato içeri biraz daha yeşil çay demliği ile geldi. Beyaz porselen demliği kenara koydutan sonra kendi kahvaltısının başına oturdu."Makato ellerine sağlık canım"

"Ne? Ha hayır ben yapmadım,Rei yaptı"

"Rei mi?"Usagi şüpheli gözlerle Rei'e baktı. Rei ise Usaginin tepkisine anlında ikinci damarın belirmesiyle karşılık verdi."Rei bu kadar güzel yemek yaparmıydı?"

"Hahahha zaten en iyi yaptığı şey sabah kahvaltısı hazırlamaktır"

"Büyükbaba!"

"Ne? Yalan mı?"

"Ahııııııııııııı!"

"Nasıl bir torunsun sen, büyükbabaya kızılır mı böyle"

"H.. haa şey gerçeken çok güzel Bayan Rei. Benim için farklı ama güzel"

"Haa beğenmenize sevindim ama bana lütfen sadece Rei diyin"

"ah tamam o zaman sen de sadece Tuğra de"

"Anlaştık"

"Eee bay Tuğra nerden geliyorum demiştiniz?"

"Büyükbaba"

"Ne alt tarafı basit bir soru"

"Ben aslen Asya da doğdum ama Anadoluda yani Türkiyede büyüdüm ve uzunca bir süre yaşadım ama uzunca bir süredir de kişisel sebeplerden-bir çeşit inziva diyebiliriz- dünyanın en ücra yerlerindeydim. Yeni dönüş yapıyorum diyebiliriz."

"Peki japonya ya neden geldiniz?"

"Ehe merak diyelim"Yakta hafif çekingen bir tavırla gülümsedi. Bu küçük adam kendisini resmen sorguya çekiyordu, belli ki torunu ile arasında birşey olacağını zannedip tipik bir ebeveyn tavrı gösteriyordu. içinden buna çok güldü,hiç yaşamadığı ilginç ve hoş bir deneyim olmuştu.Yakta birden kendini topladı ve bu saçma düşünce ve duygulardan sıyrıldı."Bitti, eline sağlık rei""

"Afiyet olsun"

"Haruka ile işimize başlayalım mı?"

"Kahvaltısını bitirmiştir,ben de gideyim kızlar. Rei kahvaltı için çok teşekkürler"

"Evet Rei sağol. Senden beklenmeyecek birşey"

"Rica ederim Ami. Sana da Usagiiii. Tuğra, gidebiliriz"

"Güzel."Üçü birden aynı anda ayağa kalktı. Çıkarlarken büyükbaba Tuğraya keskin ve tehtitkar bir bakış attı ama kapı açılıp ışık yüzüne yansıdığında, Tuğranın gözlerindeki karanlık ilgisini çekip düşünmesine neden oldu.

"Ee Minako, çok sessizsin bugün"

"Evet ne oldu Minako?"

"Hiç sormayın, dün akşam sinir bozucu bir hasta vardı"

"Ahahah sen deli doktorusun hepsi sinir bozucu zaten ahahah"

"Usagi! Ben ruh doktoruyum kafa değil"

"Aynı şey!"

"Hayır değil!"

"Sen Usagiye bakma. Ne oldu?"

"Adam geldi,5dk oturdu. Adını sorunca ben kötü doktor oluverdim. Anında çekip gitti. Bir de manga okuduk diye zihinsel sorunum ortaya çıktı. Küstah şımarık ahııııı"

"eheehhe sakin ol dur.Kimmiş bu hastan merak ettim"

"FC Tokyı Takımı kaptanı Kai Suzuke"

"NE!!!!!!!!!!!"Usagi ve Makato aynı anda ayağa kalkmışlardı. Gözleri hayranlıktan büyümüştü."AHH ÇOK YAKIŞIKLI OOOO"

"Bence şımarığın ve küstahın teki!"

"Hayır"

"Ha? büyükbaba"

"Bence yalnız kalmamlılar. O ikisini yanlız bırakacak değilim. Çocuklar okula hemen!"

"YAAAA!"

"Ahahha büyükbaba torununu kıskandı ahahah"

"ELBETTEEEEE ! KİMLERE EMANEET EDİYOZ SOKAKTAMI BULDUK TORUNUMU!"

"Yaa neden bağrıyorsun"Usaginin gözleri dolarken, büyükbaba ellerini arkasında birleştirip,kafasını dikleştirdi ve dışarı çıktı. Diğerleri ise Usaginin haline gülüyorlardı.

ya inanamıyorum kimse mi şüphelenmez şu adamdan harukaya birşey yapacak o zavallı kızcağız yeni bölümü sabırsızlıkla bekliyorum canım eline sağlık

ahahaha Yav Yakta iyidir yav kötü değil :p ahhahahaha

kız ayça ne iyisi, o herif saf kötülükten oluşma yaa
bi de ne diye türk yaptın onu
ben sevmedim hiç o adamı,rei de psişik olcak sözde
yürü büyükbaba, rei ile o zurnayı başbaşa bırakma

sadece reiyle değil harukaylada başbaşa bırakmasın o yaktayı iyiliği buysa kötülüğünü düşünemiyorum yani