nostalji~~ |
Yazar
Mesaj
Evet bende bir başlık açayım burada benim neyim eksik dedim ama başlığa bir ad bulamadım özlediklerimiz mi yapsaydım diye düşündüm bir ara ama cıks sonra nostalji diye salladım bir şeyler u.u
Evet, tamam aferin saanaaa başlık açtın adını da koydun da amaç ne dimi evet açıklayayım u.u
Bugün eve gelirken sokakta saklambaç oynayan çocukları gördüm çok canım çekti bende oynayabilir miyim dedim. Çocuklar tip tip baktı ve ne diyeceklerini şaşırdı -.- bende ehehe şaka yapmıştım diyip uzaklaştım yanlarından.
Sonra yol boyunca küçüklüğüm geldi gitti aklıma ne oyunlar oynardık bee saklambacından tut aylık, 5 adım, yakar top, ebelemece, mendil kapmaca, kartal, elim sende, aspirin, 11 elli, sütaş, labirent, kızlar kızlar, 9 taş vs vs o kadar çok oyun sayabilirim ki saymakla bitmez u.u
Okuldan gelir direk sokağa fırlardım yaramazdım ama kimse bilmezdi hep uslu kız gibi görünürdüm u.u Ödevlerimi bile okulda yapardım dışarı çıkabileyim diye xD Şimdi son gün yetiştirmek için sabahlıyorum asdasf xd
Hiç unutmam saklambaç oynarken artık abartırdık olayı arabanın arkasına geçip ayakkabılarımızı değiştirirdik ebede bakıp ayakkabıdan ismi yanlış söyleyince çömlek patladıııı çömlek patladııı diye oyunu bloke ederdik hele ebe sevmediğimiz bir kişiyse ooo neler yapmazdık neler xD
5 adım oynarken öyle görevler verirdik ki akla hayale sığmaz yani u.u
Şimdi keşke tekrardan oynayabilsem küçük olsam gene hoplasam zıplasam akşam ezanı okununca eve dönmem gerekse anne nolur 5 dakka daha lütfen diye bağırsam zili çalmak yerine balkonun önünden son sesimle aannneeeeeeeeee diye bağırsam mah.ye gelen amcadan pamuk şeker alabilmek için annemden para dilensem su savaşı yapsam aşağı mah.nin çocuklarını dövsem u.u
Yaaa böle işte sizinde varmı böyle anılarınız yapmak istedikleriniz ama şuan yapamadıklarınız
Bu arada böyle bir şey varmıydı hiç bilmiyorum direk açtım varsa eğer söyleyin kalabalık yapmasın burda bu başlık ^^
Evet, tamam aferin saanaaa başlık açtın adını da koydun da amaç ne dimi evet açıklayayım u.u
Bugün eve gelirken sokakta saklambaç oynayan çocukları gördüm çok canım çekti bende oynayabilir miyim dedim. Çocuklar tip tip baktı ve ne diyeceklerini şaşırdı -.- bende ehehe şaka yapmıştım diyip uzaklaştım yanlarından.
Sonra yol boyunca küçüklüğüm geldi gitti aklıma ne oyunlar oynardık bee saklambacından tut aylık, 5 adım, yakar top, ebelemece, mendil kapmaca, kartal, elim sende, aspirin, 11 elli, sütaş, labirent, kızlar kızlar, 9 taş vs vs o kadar çok oyun sayabilirim ki saymakla bitmez u.u
Okuldan gelir direk sokağa fırlardım yaramazdım ama kimse bilmezdi hep uslu kız gibi görünürdüm u.u Ödevlerimi bile okulda yapardım dışarı çıkabileyim diye xD Şimdi son gün yetiştirmek için sabahlıyorum asdasf xd
Hiç unutmam saklambaç oynarken artık abartırdık olayı arabanın arkasına geçip ayakkabılarımızı değiştirirdik ebede bakıp ayakkabıdan ismi yanlış söyleyince çömlek patladıııı çömlek patladııı diye oyunu bloke ederdik hele ebe sevmediğimiz bir kişiyse ooo neler yapmazdık neler xD
5 adım oynarken öyle görevler verirdik ki akla hayale sığmaz yani u.u
Şimdi keşke tekrardan oynayabilsem küçük olsam gene hoplasam zıplasam akşam ezanı okununca eve dönmem gerekse anne nolur 5 dakka daha lütfen diye bağırsam zili çalmak yerine balkonun önünden son sesimle aannneeeeeeeeee diye bağırsam mah.ye gelen amcadan pamuk şeker alabilmek için annemden para dilensem su savaşı yapsam aşağı mah.nin çocuklarını dövsem u.u
Yaaa böle işte sizinde varmı böyle anılarınız yapmak istedikleriniz ama şuan yapamadıklarınız
Bu arada böyle bir şey varmıydı hiç bilmiyorum direk açtım varsa eğer söyleyin kalabalık yapmasın burda bu başlık ^^
Falcı, müşterisinin göremediği bir şeyi görebilen kişidir: Onun bir budala olduğunu. [Ambrose Gwinnett Bierce]
Bu mesaja teşekkür edenler (3 kişi): dolunay_surat:D, hepsigunes, Turkuaz
nerelere gittim geldim
biz bir de tombik oynardık (ismine başka bir şey daha diyorlardı ama bizim için tombik o) ortada kuyu var yandan geç diye bağırır dururduk ama şehirleşmenin iyice yayıldığından mıdır nedir ne sokakta (belki bu durum bizim mahalleye özgüdür bilmiyorum) saklambaç oynayan çocuklar görüyorum ne ip atlayan... ve bunları görmediğimi şu an yazını okurken farkediyorum şimdiye kadar hiç yadırgamamışım nedense...
Çok uslu değildim ama herkes uslu diye diye uslu yaptı beni galiba (saygıda kusur etmezdim belki de ondandır... yoksa içimde ne şeytanlıklar gizli )
Bir de parkta salıncakla en yükseğe kim ulaşacak diye yarışırdık (bu sevda yüzünden minicik kardeşimin kafasını yarmıştım ((çok mu kaba bir tabir oldu ki ) )
Yakalamacılık oynarken bisiklete çarpmıştım.(evet yanlış görmediniz ben çarptım seyir halindeki bisiklete ) sonuç: bisikleti süren çocuk ağlar çünkü bisikleti yamulmuştur...ben mi... başımdan aşağı kanlar süzülerek ordan oraya koşturmuştum dikiş atmasınlar dikiş atmasınlar bişi yok diye (off ne kadar salakmışım ya )
Yine böyle yüksek bir mekanda(azımsanmayacak bi yükseklik değil hani) oturup kız kıza dedikodu yapıyoruz falan (yaş 9) Bi ara gülmeyi ne kadar abarttıysak bir arkadaş ordan aşağı düşmüştü başının üzerine (merak etmeyin ne kadar kalın kafalıysa artık hiç bir hasar yoktu )
>.< bir de çocukluk aşkı olur ya insanın.Böyle sevmenin ne olduğunu bilmeden utanırsın kızarırsın falan...bizde ip atlardık (erkek ip mi atlar ya ), yakar top oynarken hep canlarını bana harcardı u.u sevgiye bakın
yazacak o kadar çok şeyim var ki ama şimdilik bu kadar yeter
biz bir de tombik oynardık (ismine başka bir şey daha diyorlardı ama bizim için tombik o) ortada kuyu var yandan geç diye bağırır dururduk ama şehirleşmenin iyice yayıldığından mıdır nedir ne sokakta (belki bu durum bizim mahalleye özgüdür bilmiyorum) saklambaç oynayan çocuklar görüyorum ne ip atlayan... ve bunları görmediğimi şu an yazını okurken farkediyorum şimdiye kadar hiç yadırgamamışım nedense...
Çok uslu değildim ama herkes uslu diye diye uslu yaptı beni galiba (saygıda kusur etmezdim belki de ondandır... yoksa içimde ne şeytanlıklar gizli )
Bir de parkta salıncakla en yükseğe kim ulaşacak diye yarışırdık (bu sevda yüzünden minicik kardeşimin kafasını yarmıştım ((çok mu kaba bir tabir oldu ki ) )
Yakalamacılık oynarken bisiklete çarpmıştım.(evet yanlış görmediniz ben çarptım seyir halindeki bisiklete ) sonuç: bisikleti süren çocuk ağlar çünkü bisikleti yamulmuştur...ben mi... başımdan aşağı kanlar süzülerek ordan oraya koşturmuştum dikiş atmasınlar dikiş atmasınlar bişi yok diye (off ne kadar salakmışım ya )
Yine böyle yüksek bir mekanda(azımsanmayacak bi yükseklik değil hani) oturup kız kıza dedikodu yapıyoruz falan (yaş 9) Bi ara gülmeyi ne kadar abarttıysak bir arkadaş ordan aşağı düşmüştü başının üzerine (merak etmeyin ne kadar kalın kafalıysa artık hiç bir hasar yoktu )
>.< bir de çocukluk aşkı olur ya insanın.Böyle sevmenin ne olduğunu bilmeden utanırsın kızarırsın falan...bizde ip atlardık (erkek ip mi atlar ya ), yakar top oynarken hep canlarını bana harcardı u.u sevgiye bakın
yazacak o kadar çok şeyim var ki ama şimdilik bu kadar yeter
tahtadan kılıç ok yapıp kızlarıda organize edip az atıcılık ve düello yapmadık rekor bende asdfg:D
ip atlardık özelliklede ben yakar top oynardık falan filan genellikle vuramazlardı asdfg
futbol oynasak süper kaleciyim gol atmazdı kimse
baloncuğu en ykseğe çıkarama yarışması generekor bende hatta dünya rekoru asdfg
koşmayı severedik koşu yarışı yapardık
bayırdan aşağıya bisikletle inerdik savrulmamak için bütün ağırlığımızı kullanırdık
kışın kar savaşı yapardık benim mevzim daima yukardaydı başkomutan asdfg
gene kışın kocaman kar kütleleriyle bayır başına gelir sonra bırakır en sonda küçük çaplı bir doğal afete sebep olurduk
yazın gene mevzilenip savaşırdık
akşamınada bilmece sorardık
yorulduysak oturu ya vadiyi yada dağları syerederdik yağmurda oturuken güneş açınca gökkuşaü wauuw oldurduk
sonra toplanıp bölgeyi keşfe çıkardık nasıl sen tepeyi ben ve ysuf genellikle tepeyi arzu metin siz aşağı rümeyse hatice sizde bahçeleri kontrol edin çok eğlenceli zamanlardı keşke gene olsa
az önce aklıam geldi saklambaç,körebe,5 taş falan filan gibi oyunlarda oynardık ne zamanlardı be onlar
ip atlardık özelliklede ben yakar top oynardık falan filan genellikle vuramazlardı asdfg
futbol oynasak süper kaleciyim gol atmazdı kimse
baloncuğu en ykseğe çıkarama yarışması generekor bende hatta dünya rekoru asdfg
koşmayı severedik koşu yarışı yapardık
bayırdan aşağıya bisikletle inerdik savrulmamak için bütün ağırlığımızı kullanırdık
kışın kar savaşı yapardık benim mevzim daima yukardaydı başkomutan asdfg
gene kışın kocaman kar kütleleriyle bayır başına gelir sonra bırakır en sonda küçük çaplı bir doğal afete sebep olurduk
yazın gene mevzilenip savaşırdık
akşamınada bilmece sorardık
yorulduysak oturu ya vadiyi yada dağları syerederdik yağmurda oturuken güneş açınca gökkuşaü wauuw oldurduk
sonra toplanıp bölgeyi keşfe çıkardık nasıl sen tepeyi ben ve ysuf genellikle tepeyi arzu metin siz aşağı rümeyse hatice sizde bahçeleri kontrol edin çok eğlenceli zamanlardı keşke gene olsa
az önce aklıam geldi saklambaç,körebe,5 taş falan filan gibi oyunlarda oynardık ne zamanlardı be onlar
çok güzel bi başlık olmuş kyaaaaaa
futbol oynardık asdfg oynarken topa vurmaya çalışır gibi yapıp abilerin ayaklarına vururdum ben ama küçük diye bişiy demezlerdi
saklambaç oynardık çok ebe olmaktan nefret ederdim u.u
adını bilmediğim istop diye teleffuz ettikleri bi oyu vardı renkleri o oyunla öğrenmişimdir seksek o taşı olması gereken yere denk getirmek ne kaadr zordu
kafamızdan senaryolar üretirdik masalları falan birbiriyle içiçe sokar kendi oyunuzmu oluştururduk hep cadı ya da kurt rolünü alırdım ben ya
3taş oyununda ablamı yenemeyip hile yapmak için kılı kırk yarardım ama hep de farkederdi bi iş çevirdiğimi [u.u salaklık işte yalan yapamıyorum ]
ağaçların üzerinde piknik falan yapardık
savaş oyunları oynardık, kılıçlar tüfekler yapardık
hayal meyal hatırlıyorum da ay savaşçılığı oynardık asdfg
futbol oynardık asdfg oynarken topa vurmaya çalışır gibi yapıp abilerin ayaklarına vururdum ben ama küçük diye bişiy demezlerdi
saklambaç oynardık çok ebe olmaktan nefret ederdim u.u
adını bilmediğim istop diye teleffuz ettikleri bi oyu vardı renkleri o oyunla öğrenmişimdir seksek o taşı olması gereken yere denk getirmek ne kaadr zordu
kafamızdan senaryolar üretirdik masalları falan birbiriyle içiçe sokar kendi oyunuzmu oluştururduk hep cadı ya da kurt rolünü alırdım ben ya
3taş oyununda ablamı yenemeyip hile yapmak için kılı kırk yarardım ama hep de farkederdi bi iş çevirdiğimi [u.u salaklık işte yalan yapamıyorum ]
ağaçların üzerinde piknik falan yapardık
savaş oyunları oynardık, kılıçlar tüfekler yapardık
hayal meyal hatırlıyorum da ay savaşçılığı oynardık asdfg
"ilk önce kalbin kırılır, sonra çürümeye başlarsın... (C.S.)"
>funnylife<
yenielmakurdu
>funnylife<
yenielmakurdu
oha ne güzel başlık XD
Şimdiii aslında beni biraz apartman çocuğuyumdur. Küçükken alerjik ve astım bronşittim o nedenle baya bir süre çok şeye yasaklıydım...ama tabii...yasaklar delinmek içindir XD
Yazın babanemmler zorun ders çalışma yaz okulu anneannemler ise sokak çocuğu olduğum yerdi benim için.
Dolayısıyla anneannemler de yaptıklarımı anlatacağım xD
Öncelikle bilye/misket/meşe oyunları var tabiyki...çukura atmalısından norma başından vurup tüm sırayı toplamaya çalışmatı tipine...benim annemden bana miras kalan bir torba bilyem vardı (annem çocukken erkek gibiymiş bütün oğlanların hazinesi toplamış XD ) büyük bilyelerimin biri için yüz normal boy bilye vermeye hazır olanlar vardı...knedilerine göre değer biçerlerdi XD Ben vermezdim tabi XD
Sonra bilye oyunnunu gazoz kapakları ile de oynardık taş atarak.Onda da ben ustaydım bir sürü paslı passız gazoz kapağım vardı XD
İp atlamak bir beden eğitimi dersine kadar asla oynayamayacağım oyun olmuştu benim için.Atlayamazdım o lanet olası ipi.Ama beden hocası ondan sınav yapmaya karar verdi bizi.Ben konuşup atlayamadığımı söyledim hoca da "saan şimdi beş veriyorum ama söz vr ara tatilde çalışacaksın ve bana göstereceksin" dedi.O hocayı çok severdim ve söz verdim.Verdiğim sözü de tutum anneannamlarde tüm tatil boyunca çalıştım ve harika bir ip atlayıcı oldum^^ Dönem başladığında hocaya söylediğimde "göstermene gerek yok sana güveniyorum" dediğinde biraz hayal kırıklığına uğrasam da güvenibe sevinmiştim^^
sonraaa tabi saklambaş filan da vardı...istop...sonra yedi kiremir ki bu bazen dokuz kiremite de dönüşürdü...
Annemla yarışamadım beş taş oyunu *.* ve kuzenimin bendne iyi oynadığı seksek *.* bayılırıdm onlara büyüdükçe ben de ustası oldum XD özellikle beş taşın XD
başka başka...ha bizim evin arkasın da küçük bir ara sokak vardı (ev dediğim lojman) orda maç yapardık bazen.Ayı gibi bir oğlan vardı bizden büyük ite kaka oynayıp alt ederdi bizi...en nefretettiğim dokuz aylık oynmaktı ama o ağa kılıklı çıcuğun dediğini yapardık ... neyse ben böyl şeylere katlanamadığım için hep kavga ederdim onunla.Bir keresinde karnıma bir boş anımda top atarak duvara yapıştırmıştı beni.O an şoktan ne hikmetse bişi yapamadım hatta babaö da "niye sen de karnına geçirmedin bir tana" demişti ben de boş anıma geldi demiştim...müdür oğluydu kendisi...sevgi yoksunu biriydi.
hmmm...sonra...köşe kapmaca...
bir de oyun diyemem ama boyumdan büyük 18 vitesli bisikletten dimdik bir yokuşun aşağısına kadar binmek en büyük hobimdi XD Her seferinde düşmeme rağmen yine çıkıp binerdim.Kollarım ve bacaklarım yara dolmuştu herkes bana gazi derdi XD
Gece oyunları da süperdir.O karanlıkta anneannemlerin evini arkasındaki parkta geceleri oynardık görmek zor olduğundan daha eğlenceli olurdu.Arada oturup kapı önünde çağ içer çiğdem çitletirdik XD bi de şeker leblebi alırdık XD Leblebici amca ve teyze komşumuzdu XD
sonra inanmazsını o tasolar var ya tasolar esas bizim zamanımızda çıktı.O zamanlarr tv tasolar ve topaç tasolar favorilerimizdi.Tv tası bizim için gerçek tv nin bulunması gibiydi."Aaaa hareket ediyor oynatıncaaaaa" diye böyle parlak gözlerle bakardık. Topaç tasolarında dönerken oluşturdukları desenlere bayılırdık.Bir de normal oynamalıklarımız da vardı tabi.
Beni taso koleksiyonum harikaydı tüm çocuklar hasta olurdu.Bir gün sokakta unuttum ve tabi anında gitti güzelim tasolarım T-T
topaç taso deyince : TOPAÇ ve YOYO ları unutmamak gerek *.* ben özellikle bir yoyo bağımlısıydım. Yoyo dergisinin verdiği yoyo benim favori yoyomdu...ve o satın almadığımız ışıklı yoyolar da hayallerimi süsleyen yoyolardı...nedne almadık hiç bilmiyorum...Babam benim topaçları görörünce "Bizim topaçlarımız böyle değildi ipe sarar atar iple vurarak çevirtirdik" derdi. Öyle bir topacım olsun isterdim ama şimdi bizim topaçları bile bulmak çok zor.
Bir de anlatmadan geçemeyeceğim benim bir ışıklı bebeğim vardı T-T babanemler almıştı...bir kolunu kaldırınca ışıkları yanıyor birini kaldırınca müzik çalışıyordu.Benim en güzel bebeğimdi...diğer bebeklerim hep ucuz şaylerdi (bir oynar maf da ederdim o yüzden öyle alıınrdı) hiç o süslü evi olan kanatlı barbilerden olmadı...bir iki tane kaliteli diyebileceğim barbim vardı.Nwyse o bahsettiğim büyük bebek anasınıfına götürüm gösterdiğim gün vahşi sınıf arkadaşalrım tarafından katledildi ve ben oynayamadan bir masal burada bitti...
çocukluğumdan sağlam kalan tek bebeğim "kokulu maria" adını verdiğim pembe saçları parfüm kokan bez bebeğimdi.Hala sağlamdır^^ve hala kokar hafif de olsa^^ ay keşke yanımda olsaydı.
Bir de bir trolüm vardı minik *.* bizim zamanımızda modaydı.saçlarını şekilden şekile sokardık o küçük şeylerin *.* trollerimizin güzelliklerini ve saçlarını şekil tutma yeteneklerini yarıştırrdık XD benim trolün sonu cebimden bir tuvalete düşmek oldu...sonra da hiç trolüm olmadı...
bir deeeee "sanal bebek" akımını anlatmadan geçemeyeceğim.İlk çıkan sanal bebeklerin yeniden başlatma düğmesi yoktu.Bir çokcuk haberlere sanal bebeğinin ölümü yüzündne çektikleri bunalım ve üzüntü sebebi ile çıkmıştı.hatta japonlardı sanırsam bir sanal bebek mezarlığı yapmışlardı XD bu yüzdne sanal bebeklerin yeniden doğabilenleri yapıldı XD O zaman için bir sanal bebek sadece 1 karakterdi. Ben her zaman ilk sanal bebeğimi çok sevmişimdir.Diğerleri onun yerini alamadı.Byazdı dışı karakteri dinazordu ve çooooooooooooooooook sevimliydi...O zmaanın sanal bebeklerinde hile yoktu (saatini ayarlayıp büyütmek gibi) ve büyütmek çok zordu.Okula falan götürürdük.Benimki hele çok nazlıydı.Hemen ölürdü dikkat etmeyince.Sonunda istediğim boyuta gelmişti ki uykusundan uyanamadan bir arkadaşımın arkadaki düğmesine basmasıyla yeniden doğdu...sonra da kardeşim kaybetti.Sonra çok karakterli sanal bebeklerim oldu ama pek sevmedim onları açıkçası.Bir ara insan biçiminde sanal bebekler moda olmuştu pahalı olduğu için ailem almadı.Şimdi ise oyuncaktan bilesayılmıyor sanal bebekler XD Zamanında göz yaşı dökenler ne der acaba bu duruma XD
Şimdiii aslında beni biraz apartman çocuğuyumdur. Küçükken alerjik ve astım bronşittim o nedenle baya bir süre çok şeye yasaklıydım...ama tabii...yasaklar delinmek içindir XD
Yazın babanemmler zorun ders çalışma yaz okulu anneannemler ise sokak çocuğu olduğum yerdi benim için.
Dolayısıyla anneannemler de yaptıklarımı anlatacağım xD
Öncelikle bilye/misket/meşe oyunları var tabiyki...çukura atmalısından norma başından vurup tüm sırayı toplamaya çalışmatı tipine...benim annemden bana miras kalan bir torba bilyem vardı (annem çocukken erkek gibiymiş bütün oğlanların hazinesi toplamış XD ) büyük bilyelerimin biri için yüz normal boy bilye vermeye hazır olanlar vardı...knedilerine göre değer biçerlerdi XD Ben vermezdim tabi XD
Sonra bilye oyunnunu gazoz kapakları ile de oynardık taş atarak.Onda da ben ustaydım bir sürü paslı passız gazoz kapağım vardı XD
İp atlamak bir beden eğitimi dersine kadar asla oynayamayacağım oyun olmuştu benim için.Atlayamazdım o lanet olası ipi.Ama beden hocası ondan sınav yapmaya karar verdi bizi.Ben konuşup atlayamadığımı söyledim hoca da "saan şimdi beş veriyorum ama söz vr ara tatilde çalışacaksın ve bana göstereceksin" dedi.O hocayı çok severdim ve söz verdim.Verdiğim sözü de tutum anneannamlarde tüm tatil boyunca çalıştım ve harika bir ip atlayıcı oldum^^ Dönem başladığında hocaya söylediğimde "göstermene gerek yok sana güveniyorum" dediğinde biraz hayal kırıklığına uğrasam da güvenibe sevinmiştim^^
sonraaa tabi saklambaş filan da vardı...istop...sonra yedi kiremir ki bu bazen dokuz kiremite de dönüşürdü...
Annemla yarışamadım beş taş oyunu *.* ve kuzenimin bendne iyi oynadığı seksek *.* bayılırıdm onlara büyüdükçe ben de ustası oldum XD özellikle beş taşın XD
başka başka...ha bizim evin arkasın da küçük bir ara sokak vardı (ev dediğim lojman) orda maç yapardık bazen.Ayı gibi bir oğlan vardı bizden büyük ite kaka oynayıp alt ederdi bizi...en nefretettiğim dokuz aylık oynmaktı ama o ağa kılıklı çıcuğun dediğini yapardık ... neyse ben böyl şeylere katlanamadığım için hep kavga ederdim onunla.Bir keresinde karnıma bir boş anımda top atarak duvara yapıştırmıştı beni.O an şoktan ne hikmetse bişi yapamadım hatta babaö da "niye sen de karnına geçirmedin bir tana" demişti ben de boş anıma geldi demiştim...müdür oğluydu kendisi...sevgi yoksunu biriydi.
hmmm...sonra...köşe kapmaca...
bir de oyun diyemem ama boyumdan büyük 18 vitesli bisikletten dimdik bir yokuşun aşağısına kadar binmek en büyük hobimdi XD Her seferinde düşmeme rağmen yine çıkıp binerdim.Kollarım ve bacaklarım yara dolmuştu herkes bana gazi derdi XD
Gece oyunları da süperdir.O karanlıkta anneannemlerin evini arkasındaki parkta geceleri oynardık görmek zor olduğundan daha eğlenceli olurdu.Arada oturup kapı önünde çağ içer çiğdem çitletirdik XD bi de şeker leblebi alırdık XD Leblebici amca ve teyze komşumuzdu XD
sonra inanmazsını o tasolar var ya tasolar esas bizim zamanımızda çıktı.O zamanlarr tv tasolar ve topaç tasolar favorilerimizdi.Tv tası bizim için gerçek tv nin bulunması gibiydi."Aaaa hareket ediyor oynatıncaaaaa" diye böyle parlak gözlerle bakardık. Topaç tasolarında dönerken oluşturdukları desenlere bayılırdık.Bir de normal oynamalıklarımız da vardı tabi.
Beni taso koleksiyonum harikaydı tüm çocuklar hasta olurdu.Bir gün sokakta unuttum ve tabi anında gitti güzelim tasolarım T-T
topaç taso deyince : TOPAÇ ve YOYO ları unutmamak gerek *.* ben özellikle bir yoyo bağımlısıydım. Yoyo dergisinin verdiği yoyo benim favori yoyomdu...ve o satın almadığımız ışıklı yoyolar da hayallerimi süsleyen yoyolardı...nedne almadık hiç bilmiyorum...Babam benim topaçları görörünce "Bizim topaçlarımız böyle değildi ipe sarar atar iple vurarak çevirtirdik" derdi. Öyle bir topacım olsun isterdim ama şimdi bizim topaçları bile bulmak çok zor.
Bir de anlatmadan geçemeyeceğim benim bir ışıklı bebeğim vardı T-T babanemler almıştı...bir kolunu kaldırınca ışıkları yanıyor birini kaldırınca müzik çalışıyordu.Benim en güzel bebeğimdi...diğer bebeklerim hep ucuz şaylerdi (bir oynar maf da ederdim o yüzden öyle alıınrdı) hiç o süslü evi olan kanatlı barbilerden olmadı...bir iki tane kaliteli diyebileceğim barbim vardı.Nwyse o bahsettiğim büyük bebek anasınıfına götürüm gösterdiğim gün vahşi sınıf arkadaşalrım tarafından katledildi ve ben oynayamadan bir masal burada bitti...
çocukluğumdan sağlam kalan tek bebeğim "kokulu maria" adını verdiğim pembe saçları parfüm kokan bez bebeğimdi.Hala sağlamdır^^ve hala kokar hafif de olsa^^ ay keşke yanımda olsaydı.
Bir de bir trolüm vardı minik *.* bizim zamanımızda modaydı.saçlarını şekilden şekile sokardık o küçük şeylerin *.* trollerimizin güzelliklerini ve saçlarını şekil tutma yeteneklerini yarıştırrdık XD benim trolün sonu cebimden bir tuvalete düşmek oldu...sonra da hiç trolüm olmadı...
bir deeeee "sanal bebek" akımını anlatmadan geçemeyeceğim.İlk çıkan sanal bebeklerin yeniden başlatma düğmesi yoktu.Bir çokcuk haberlere sanal bebeğinin ölümü yüzündne çektikleri bunalım ve üzüntü sebebi ile çıkmıştı.hatta japonlardı sanırsam bir sanal bebek mezarlığı yapmışlardı XD bu yüzdne sanal bebeklerin yeniden doğabilenleri yapıldı XD O zaman için bir sanal bebek sadece 1 karakterdi. Ben her zaman ilk sanal bebeğimi çok sevmişimdir.Diğerleri onun yerini alamadı.Byazdı dışı karakteri dinazordu ve çooooooooooooooooook sevimliydi...O zmaanın sanal bebeklerinde hile yoktu (saatini ayarlayıp büyütmek gibi) ve büyütmek çok zordu.Okula falan götürürdük.Benimki hele çok nazlıydı.Hemen ölürdü dikkat etmeyince.Sonunda istediğim boyuta gelmişti ki uykusundan uyanamadan bir arkadaşımın arkadaki düğmesine basmasıyla yeniden doğdu...sonra da kardeşim kaybetti.Sonra çok karakterli sanal bebeklerim oldu ama pek sevmedim onları açıkçası.Bir ara insan biçiminde sanal bebekler moda olmuştu pahalı olduğu için ailem almadı.Şimdi ise oyuncaktan bilesayılmıyor sanal bebekler XD Zamanında göz yaşı dökenler ne der acaba bu duruma XD
Sessizlik var olmamak değildir...Sessizliğim asaletimdendir... Buradayım...
Spoiler:
Ne güzel bir başlık olmuş aslında yorumları okuyunca çoğumuzun çocukluğu benzermis diye düşündüm küçükken dışarda oynamaya bayılırdım ben de eve uğramazdim bütün gün annem çok kızardı tabi yemeğini bile yemeden ne oluyo diye Zımba oynardık biz de saklambaç , yakar top ... Neler yapmazdık eskiden tek katli bir ev vardı çatısına tırmanırdik Şu bilgisayarlar yaygınlaştı eve kapandı herkes maalesef Yazın memleketime gittiğimde hala oynuyoruz akrabalarımla gece saklambaç , kulaktan kulağa , yakalamaca ... Benden küçükler ama bensiz oynamazlar çok seviyorum onları .. Ne güzel şey çocuk olmak şimdiki çocuklar sanki en güzel dönemlerini yaşayamıyorlar dersanelerde ya da evde ...
[central] [/central]
[central] ♥ [/central]
[central] ♥ [/central]
Alıntı:
oha ben sanal bebeğimi unutmuşumm hiç elimden düşürmüyodum ama ne yazık ki sonu çok hazin oldu asdsa , bişey yapmıştım annem de ceza olarak gitti çöpe attı gidip bi tane daha aldım amaonu da kendim çöpe attı çünkü ilkiyle aramda duygusal bağ oluşmuştu resmen O_o neyse ben küçükken şansıma hep sabahçı oldum normalde her sene değişiyodu, okuldan gelir gelmez yemek yiyip dışarı fırlıyodum, akşam ezanına kadar oynamadığımız oyun kalmıyodu.. bir de mahallede ki çocuklarla hep aynı yaştaydık o daha güzeldi. önce ip atlamayla başlıyoduk kızlarla, ''hababm sınıfı sınıfta kaldı,şaban amca çantamı çaldı, adile naşit üç göbek attı 1-2-3 çık. sonra üçlere geçiyoduk filan. günün geri kalan kısmını da böyle şeylerşe geçiriyoduk ve nihayet akşam oluyodu, en güzel oyunlar hep akşam oynanıyo niye bilmiyorum. öğlencilerde katılıyodu ondan herhalde.. akşam 30 kişiyle saklambaç oynamak gibisi yoktur deli kız biz de hırkaları değiştiriyoduk sonra çelik çömlek ne varsa patlıyodu tabii
gizemim o dediğin tombiks ti tombiks oynarken hep karşı tarafı kandırıyoduk ya, güçlüler başka yerlere kaçıp rakibin dikkatini dağıtıyodu diğerleri top başka yerdeyken gelip taşları diziyodu hemencecik =) ama bir gün oynarken bi kız düştü yüzünü kaldırıma çarptı.. sonrası baya kötü. bi daha uzun süre oynamadık onu. bi oyun daha vardı, yine kızlarla oynardık bi ebe olurdu, yolun bi tarafına tümmillet dizilirdi. ebe i kelime söylerdi ve o kelimeyle şarkı bulabilen naçizane insan kabadayı gibi ebeye de hava atarak karşıya geçerdi bulamayan da geçerdi ama ebe onu yakalarsa o ebe olurdu. öyle işte. yaşımız büyüdükçe oyunların seviyesi de büyüdü =) en başlarda aspirin, taso filan oynardık, sonra aspirini beğenmez olduk tasolarında modası geçti dijimonlar filan çıktı ama o kartları hiç sevmiyodum
okulda dansa davet oynardık ya en çok ona gülüyorum, eşsiz kalan dayak yiyodu o yüzden o zamanlar kankam olan bi kız bi çocukla anlaşma yapmıştı hep birbirlerini davet ediyolardı =) bizim ilkokul ve lise aynı arazideler, bakıyorum ilk okul çocuklarına, ellerinde telefon face muhabbeti filan yapıyolar, yazık ya cidden üzülüyorum bazen gerçekten hiç gerçek oyun bilmiyorlar, hayır bir de benim küçüklüğümn üzerinden kaç yıl geçti sanki 17 yaşındayım, 6 sene geçti diyelim 6 senede neler değişmiş ya O_o
neyse bizim evin tam yanında kocaman boş bi arsa vardı, tüm oyunlar orda oynanıyodu zaten. hepimizin vazgeçilmezi ve benim hiç unutamadığım tek oyun bezbol. türkiyede çok fazla yapılmayan ve hayır bide mahalle öyle elit bi yerde değil, gayet sıradan bir türk mahallesi, haşarı sokak çocukları filan. gitmişiz bezbolu oynuyoruz üç beş tane bezbol sopası şeklinde tahta vardı, bildiğiniz kereste artığı, bir de top (top bezbol topuydu allahtan ) mermerleri belli aralıklarla dizerdik ve topa vuran hurrraaaaa!!!! off süperdi ya çok özledim..
kış geldi mi ayrı bi oyunumuz olurdu, kartopu savaşı =) ama öyle bildiğiniz rastgele savaş değil, öncelikle iki gruba ayrılırdık sonra iki tarfında 1 saati olurdu hazırlanmak için. bildiğiniz kardan siper örerdik, gayet kalın ve biiz koruyack kadar, arkasında da en öenmli hazine 'cephaneler' 50-60 tane kartopu hazırlanır cephane boşluğuna doldurulurdu. sonra başlasın savaş =)
öyle işte güzel zamanlardı ya harbi çok özledim, bazen sahilde filan şişme büyük parklar kuruluyor, içine girmek için ölüyorum ama yani eşşek kadar kız büyüdüm artık......
başlık için teşekkürler =)
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 8 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |