Sailor Moon Anime Bölüm Tanıtımları Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 28, 29, 30 ... 37, 38, 39, Sonraki |
Sailor Moon Forum -> Site için Çalışmalarınız |
Yazar
Mesaj
bu aralar sınavlar ödevler derken gecikti.kusra bakmayın.
işte 173:
bu benim ilk tanıtımım umarım olmuştur.resim buldum yerleştirdimde ama görünmeyince hepsini sildim.sadece ikisi görünüyor çünkü.

işte 173:
Spoiler:
173:Bir Veda ve Yeni Bir Karşılaşma!Kayan Yıldızların Kaderi
Üç kişi koridorda yürürken konuşuyordu:
-onu bula bilecek miyiz?
-merak etme!bu yüzden buradayız.
-onu bulacağız şüpheniz olmasın
-bu doğru!her şeyimizi feda etsek bile…hadi,artık gidelim!vakit geldi.
Koridorun sonundaki kapı açılır ve yüksek tezaurat sesleri gelir.herkes Three Lights konseri için bilet almaya çalışıyor ,alanlar ise konser alanına girip var sesleriyle bağırıyorlardı:’kyaaaaaaaaaa’.konser başlamış kalabalık dahada coşmuştu.bu üç kişi Three Lights isimli ünlü pop grubunun üyeleri Seiya,Yaten,Taiki ‘dir
Kızlar da bir kafede oturmuş onlar hakkında konuşmaktadır.usagi threelights ‘ı daha önce hiç duymamıştır ve kızlar usagiye gerçekten tanımıyor musun diye sorarlar.lunada daha önce onları hiç duymamıştır bunun üzerine kızlar luna ve usagiye anlatmaya başlarlar.süper popüler bir idol grubudur threelight .minako seiya‘yı övmeye başlar ve mako da ona katılır.rei ise yaten’İ övmeye başlamıştır bu sefer minako ve mako’da ona katılır.luna siz kesinlikle kafayı yemişsiniz der. ami ise taiki’yi övemeye başlar bu sefer de kızlar ami’ye katılırlar. ami’ninde onlara katılmasıyla herkes şaşırır ve onu soru yağmuruna tutarlar.ben onları fazla tanımıyorum aslında der.usagi’ye döner ve ona hangisi diye sorarlar.usagi’nin cevabı bellidir:Mamo…Hepsi birden hayal kırıklığına uğrar.ama usagi üzgün gözüküyordur.ne olduğunu sorarlar usagi’ye.usagi de mamomu’ya -yurtdışından- amerika’dan bir istek geldiğini söyler.artemis bu harika diye atlar ama minako olaylara usagi’nin gözünden bak der.rei ne kadar süreliğine olduğunu sorar usaginin gözüne mamoru’yla yaptığı konuşması gelir:1 yıl …belki biraz daha fazla kalabilirim demiştir mamoru.usagi için uygun olup olmadığını sorar ve usagi ne kadar iyi görünmeye çalışsada üzgün bir şekilde beni merak etme sen amerikada olsan bile bu sonsuza kadar ayrı olacağımız anlamına gelmez ve seni sevmekten asla vazgeçmiyeceğim mamo!derslerinde başarılarder.kızlar buna gerçekten razı olup olmadığını sorar usagi ise sorun değil onu gülerek uğurlamamalıyım der.kızlar ona üzgün üzgün bakarlar.bunun üzerine usagi ‘iyiyim dedim ya ’ der gülümseyerek.akşam olmuş usagi tek başına evine giderken kızlar da arkasından onu seyretmektedirler ve’her şey çok ani oldu onun için zor olmalı,chibi-usa’da geleceğe geri döndü,yapayalnız olmalı’ derler.
Usagi chibi-usa’nın ay ışının aydınlattığı eski odasında oturmuş üçünün çekindiği fotoğrafa hüzünle bakıyordur.o sırada luna yanına gelir ve usagiyle konuşurlar.usagi luna’ya içini döker lunada ona güçlü olmasını söyler.
(Ertesi gün)havaalanında anonslar yapılmakta uçakların kalkacağını ilan etmekteydiler.mamoru elinde bavulu camdan dışarıyı seyrederken yanına usagi gelir.birbirlerine hüzünlü hüzünlü bakarlar. ’bekleyeceğim..seni bekleyeceğim’der usagi gülümsemeye çalışarak.mamoru sık sık arayamayacağını çünkü bir süre çok meşgul olacağını söyler usagi ise sorun olmadığını,her gün ona mektup yazacağını söyler ve o anda ağlamaya başlar ’hayır bugün seni gülümseyerek uğurlamayı planlamıştım’ der.mamoru ise ona bir yüzük hediye eder.usagi kutuyu açınca çok sevinir.bu sırada mamoru yüzüğü onun pamağına takmıştır bile
.seni seviyorum, sarılma ve öpüşme sahnesi…
kulaklarına çığlık sesleri gelir bu sesler threelights hayranlarının çığlıklarıdır.mamorunun uçağının kalkacağı sırada threelights o havaalanına iniş yapmış ve ortalık hayranlarla dolmuştu.tabi threelights bundan memnun değildir.mamoru bunlara pek dikkat etmez ve gidelim mi? diye sorar,usagide başıyla onaylar.mamoru ve usagi uçağa doğru giderken yanlarından threelights’tan seiya geçer.seiya usagi’deki ışığı ve parıltıyı hemen farketmiş ve dönüp ona bakmıştır ama usagi bunun farkında bile değildir.mamorunun uçağı kalmıştır ama düşman iş başındadır.hedefte bu uçaktaki yıldız tohumuna sahip olan insanlar vardır.uçaktan birsürü parıltılar çıkar ve işte yıdız tohumları alınmıştır bile.yaten bunu ilk farkedendir ’başka bir yıldızın daha parıltısı kayboldu…’der.seiya kimin yaptığını sorar yatense başıyla onaylar.taiki sinirlenmiş bir şekilde ’böyle bir durumda o buna müsaade etmezdi’der.seiya aslında..bize şuan tahminimizden daha yakın bile olabilir diyerek karşılık verir.acele etmeliyiz.. çünkü fazla vaktimiz kalmadı.son sözü seiya söylemiştir.
Kızlar kafede otururken usagiyle yüzük hakkında konuşmaktadırlar.kızlar bunun evlenme teklifi için olduğunu düşünmektedirler ama usagi bunu anlamamıştır.usagi rei’yle kavgaya başlamışken içeri minako girer ve şuan parkta threelights’ın dizi çekimlerinin olduğunu söyler.kızlar ve luna hep birlikte parka giderler ama heryer doludur.
kızlar milletin aralarından bir şekilde öne geçmişken usagi geçememiş ve arkada kalmıştır.bunun için sızlanmaya başlamışken gözüne personal dinlenme yeri takılır ve içeri ordan sızmaya karar verir.düşmanın hedefinde ise dizinin başrol oyuncusu alice itsuki vardır.usagi bundan habersiz yasak olan girişten girmiştirki o da kim,birine yakalanmıştır.usagi karşısındakini özür yağmuruna tutarken bir yandan da girme sebebini açıklamaya çalışır.karşısındaki seiya’dır ve usagiyi görür görmez tanır.sen geçen gördüğüm kişisin der seiya.usagi bir an dumuş ve karşısında kimin olduğuna bakmış ama tanıyamamıştır.bunu anlayan seiya sanırım sen hatırlamıyorsu,der.usagide şey..daha önce biryerlerde karşılaştık mı acaba demesiyle seiya şaşırmış bir ifadeyle usagiye bakar veyani sen beni tanımadın mı?diye sorar .usagi hayır anlamında başını sallar.seiya iç geçirir ve kendi kendine hımm..sanırım düşündüğüm kadar popüler değilim..diye söylenir.usagi ‘şimdi anladım! sen bana asılıyorsun!bana gelecek için söz veren bir erkek arkadaşım var ‘demez mi? seiya gülmeye başlar, oturduğu yerden kalkar ve ‘gerçekten inanılmazsın’ diyerek uzaklaşır oradan.tabi usagiyi sinir etmeyide ihmal etmez yeni tanışmalarına rağmen..
dizi çekimleri molaya girmiş ve alice makyajını tazelemek için karavanların yanına gitmiştir.makyajını tazeleyip dışarı çıktığında karşısında kendine iltifat eden biri duruyordur.
alice bu kişiyi bir hayran sanmış ama yanılmıştı.bu sailor iron mouse’dur.usagi zaten orda olduğundan alice’in çığlığını duyar ve hemen oraya koşar .
bunun düşman saldırısı olduğunu anlamsıyla ‘ayın sonsuzluğu harekete geç’ demesi bir olur.
düşman alice’in yıldız tohumunu çıkarmış ancak bu tohum siyaha dönüşmüştür.yani gerçek bir yıldız tohumu değildir.usagi araya girer ve konuşmasına başlar:
-orada dur bakalım.kim olduğunu bilmiyorum ama sevdiğimiz arktis alice itsuki’ye saldırırsan seni affetmem!sevgi ve adalet adına güzel gezegen savaşçısı:ay savaşçısı!kutsal ay adına seni cezalandıracağım!
-aman tanrım sendemi bir gezegen savaşçısısın?şey böyle çirkin bir yüzle benim gibi bir yıldız olamazsın.demesiyle usagi şaşırır .
-sende kimsin?
-ben savaşçı demir fareyim!
Usagi afallar :savaşçı…demir fare mi?
Demir fare bugünlük işinin bittiğini ve phage’iyle oyun oynamak isteyip istemediklerini sorar.usagi yine şaşırır.ama bu sırada alice değişmiş ve bir canavara dönüşmüş, demir fare ise gitmiştir.güzellik savaşçısı alice saldırıya geçer usagi’de herzamanki gibi kaçmaya başlar.luna savaşmasını söyler ama usagi karşı çıkar çünkü o aslında ailce itsuki’dir.ne yapmalıyım?düşünürken bir melodi duyarlar buda nedir şimdi?
-gecenin içe işleyen karanlığında …atmosferden hızlıca geçerek..gerçeğin yankısı,üç kayan yıldızız…
-kim?
-sailor star fighter..
-sailor star maker
-sailor star healer..
-(üçü birden)sailor starlights!sahnede..
Usagi büsbütün şaşırmıştır.başka gezegen savaşçıları mı ? kendi kendine sormuştur.alice onlarda saldırmıştır ama star fighter saldırır ve savaşçı yok olmasada zayıflar.şimdi çektiğin acıya son vereceğim der fighter ama usagi onu engeller.maker ve healer da usagiye anlatırlar durumu .bir insanın phage ‘e dönüşünce bir daha asla eski haline dönemeyeceğini ama usagi çekilmez ,fighter çekil der usagi çığlığı basar :hayııııııııııııııııııırrr.onun ölmesine izin vermeyeceğim.mutlaka kurtaracağım onu,der.
alnındaki hilal parlar ve ortaya usaginin asası çıkar.saldırıya geçer:yıldızışığı balayı terapi öpücüğü…
alice eski haline dönmüştür usaginin saldırısıyla.usagi rahat bir nefes alıp arkasına döndüğünde yıldızışığı savaşçıları gitmiştir.kimdir bu gizemli savaşçılar? Bunu merak ediyordu.starlight ise ağacın üstünden aşağıya –usagi’ye- bakmakta ve onun sahip olduğu bu güç hakkında konuşmaktaydılar.
Artık her şey eski haline dönmüş ve akşam olmuştu.kızlar onları yakından izlemenin mutluluğunu yaşarken usagi bir banka oturmuş derin derin düşünmekteydi bugün olanları.düşman bir gezegen savaşçısı ama ona yardım edenlerde gezegen savaşçıları..aklı baya bir karışmıştır .kızlar usaginin yanına gelip nerelerde olduğunu film çekiminin çoktan bitmiş olduğunu söylerler.usagi ise anlatmaya çalışır ama beceremez aslında ne olduğunu bende bilmiyorum demesiyle kızlar : o hayal kırıklığına uğrarlar.
-buda ne demek şimdi usagi?
-şey..bir şey ama..
-neymiş o BİR ŞEY?
-BİR ŞEY işte b-i-r-ş-e-y!
-(hep birden)O ŞEY ne? derlerken güneşte batar ve bölüm biter..
AY IŞIĞI SEVGİNİN MESAJIDIR.
Üç kişi koridorda yürürken konuşuyordu:
-onu bula bilecek miyiz?
-merak etme!bu yüzden buradayız.
-onu bulacağız şüpheniz olmasın
-bu doğru!her şeyimizi feda etsek bile…hadi,artık gidelim!vakit geldi.
Koridorun sonundaki kapı açılır ve yüksek tezaurat sesleri gelir.herkes Three Lights konseri için bilet almaya çalışıyor ,alanlar ise konser alanına girip var sesleriyle bağırıyorlardı:’kyaaaaaaaaaa’.konser başlamış kalabalık dahada coşmuştu.bu üç kişi Three Lights isimli ünlü pop grubunun üyeleri Seiya,Yaten,Taiki ‘dir
Kızlar da bir kafede oturmuş onlar hakkında konuşmaktadır.usagi threelights ‘ı daha önce hiç duymamıştır ve kızlar usagiye gerçekten tanımıyor musun diye sorarlar.lunada daha önce onları hiç duymamıştır bunun üzerine kızlar luna ve usagiye anlatmaya başlarlar.süper popüler bir idol grubudur threelight .minako seiya‘yı övmeye başlar ve mako da ona katılır.rei ise yaten’İ övmeye başlamıştır bu sefer minako ve mako’da ona katılır.luna siz kesinlikle kafayı yemişsiniz der. ami ise taiki’yi övemeye başlar bu sefer de kızlar ami’ye katılırlar. ami’ninde onlara katılmasıyla herkes şaşırır ve onu soru yağmuruna tutarlar.ben onları fazla tanımıyorum aslında der.usagi’ye döner ve ona hangisi diye sorarlar.usagi’nin cevabı bellidir:Mamo…Hepsi birden hayal kırıklığına uğrar.ama usagi üzgün gözüküyordur.ne olduğunu sorarlar usagi’ye.usagi de mamomu’ya -yurtdışından- amerika’dan bir istek geldiğini söyler.artemis bu harika diye atlar ama minako olaylara usagi’nin gözünden bak der.rei ne kadar süreliğine olduğunu sorar usaginin gözüne mamoru’yla yaptığı konuşması gelir:1 yıl …belki biraz daha fazla kalabilirim demiştir mamoru.usagi için uygun olup olmadığını sorar ve usagi ne kadar iyi görünmeye çalışsada üzgün bir şekilde beni merak etme sen amerikada olsan bile bu sonsuza kadar ayrı olacağımız anlamına gelmez ve seni sevmekten asla vazgeçmiyeceğim mamo!derslerinde başarılarder.kızlar buna gerçekten razı olup olmadığını sorar usagi ise sorun değil onu gülerek uğurlamamalıyım der.kızlar ona üzgün üzgün bakarlar.bunun üzerine usagi ‘iyiyim dedim ya ’ der gülümseyerek.akşam olmuş usagi tek başına evine giderken kızlar da arkasından onu seyretmektedirler ve’her şey çok ani oldu onun için zor olmalı,chibi-usa’da geleceğe geri döndü,yapayalnız olmalı’ derler.
Usagi chibi-usa’nın ay ışının aydınlattığı eski odasında oturmuş üçünün çekindiği fotoğrafa hüzünle bakıyordur.o sırada luna yanına gelir ve usagiyle konuşurlar.usagi luna’ya içini döker lunada ona güçlü olmasını söyler.
(Ertesi gün)havaalanında anonslar yapılmakta uçakların kalkacağını ilan etmekteydiler.mamoru elinde bavulu camdan dışarıyı seyrederken yanına usagi gelir.birbirlerine hüzünlü hüzünlü bakarlar. ’bekleyeceğim..seni bekleyeceğim’der usagi gülümsemeye çalışarak.mamoru sık sık arayamayacağını çünkü bir süre çok meşgul olacağını söyler usagi ise sorun olmadığını,her gün ona mektup yazacağını söyler ve o anda ağlamaya başlar ’hayır bugün seni gülümseyerek uğurlamayı planlamıştım’ der.mamoru ise ona bir yüzük hediye eder.usagi kutuyu açınca çok sevinir.bu sırada mamoru yüzüğü onun pamağına takmıştır bile
.seni seviyorum, sarılma ve öpüşme sahnesi…


kulaklarına çığlık sesleri gelir bu sesler threelights hayranlarının çığlıklarıdır.mamorunun uçağının kalkacağı sırada threelights o havaalanına iniş yapmış ve ortalık hayranlarla dolmuştu.tabi threelights bundan memnun değildir.mamoru bunlara pek dikkat etmez ve gidelim mi? diye sorar,usagide başıyla onaylar.mamoru ve usagi uçağa doğru giderken yanlarından threelights’tan seiya geçer.seiya usagi’deki ışığı ve parıltıyı hemen farketmiş ve dönüp ona bakmıştır ama usagi bunun farkında bile değildir.mamorunun uçağı kalmıştır ama düşman iş başındadır.hedefte bu uçaktaki yıldız tohumuna sahip olan insanlar vardır.uçaktan birsürü parıltılar çıkar ve işte yıdız tohumları alınmıştır bile.yaten bunu ilk farkedendir ’başka bir yıldızın daha parıltısı kayboldu…’der.seiya kimin yaptığını sorar yatense başıyla onaylar.taiki sinirlenmiş bir şekilde ’böyle bir durumda o buna müsaade etmezdi’der.seiya aslında..bize şuan tahminimizden daha yakın bile olabilir diyerek karşılık verir.acele etmeliyiz.. çünkü fazla vaktimiz kalmadı.son sözü seiya söylemiştir.
Kızlar kafede otururken usagiyle yüzük hakkında konuşmaktadırlar.kızlar bunun evlenme teklifi için olduğunu düşünmektedirler ama usagi bunu anlamamıştır.usagi rei’yle kavgaya başlamışken içeri minako girer ve şuan parkta threelights’ın dizi çekimlerinin olduğunu söyler.kızlar ve luna hep birlikte parka giderler ama heryer doludur.
kızlar milletin aralarından bir şekilde öne geçmişken usagi geçememiş ve arkada kalmıştır.bunun için sızlanmaya başlamışken gözüne personal dinlenme yeri takılır ve içeri ordan sızmaya karar verir.düşmanın hedefinde ise dizinin başrol oyuncusu alice itsuki vardır.usagi bundan habersiz yasak olan girişten girmiştirki o da kim,birine yakalanmıştır.usagi karşısındakini özür yağmuruna tutarken bir yandan da girme sebebini açıklamaya çalışır.karşısındaki seiya’dır ve usagiyi görür görmez tanır.sen geçen gördüğüm kişisin der seiya.usagi bir an dumuş ve karşısında kimin olduğuna bakmış ama tanıyamamıştır.bunu anlayan seiya sanırım sen hatırlamıyorsu,der.usagide şey..daha önce biryerlerde karşılaştık mı acaba demesiyle seiya şaşırmış bir ifadeyle usagiye bakar veyani sen beni tanımadın mı?diye sorar .usagi hayır anlamında başını sallar.seiya iç geçirir ve kendi kendine hımm..sanırım düşündüğüm kadar popüler değilim..diye söylenir.usagi ‘şimdi anladım! sen bana asılıyorsun!bana gelecek için söz veren bir erkek arkadaşım var ‘demez mi? seiya gülmeye başlar, oturduğu yerden kalkar ve ‘gerçekten inanılmazsın’ diyerek uzaklaşır oradan.tabi usagiyi sinir etmeyide ihmal etmez yeni tanışmalarına rağmen..
dizi çekimleri molaya girmiş ve alice makyajını tazelemek için karavanların yanına gitmiştir.makyajını tazeleyip dışarı çıktığında karşısında kendine iltifat eden biri duruyordur.
alice bu kişiyi bir hayran sanmış ama yanılmıştı.bu sailor iron mouse’dur.usagi zaten orda olduğundan alice’in çığlığını duyar ve hemen oraya koşar .
bunun düşman saldırısı olduğunu anlamsıyla ‘ayın sonsuzluğu harekete geç’ demesi bir olur.
düşman alice’in yıldız tohumunu çıkarmış ancak bu tohum siyaha dönüşmüştür.yani gerçek bir yıldız tohumu değildir.usagi araya girer ve konuşmasına başlar:
-orada dur bakalım.kim olduğunu bilmiyorum ama sevdiğimiz arktis alice itsuki’ye saldırırsan seni affetmem!sevgi ve adalet adına güzel gezegen savaşçısı:ay savaşçısı!kutsal ay adına seni cezalandıracağım!
-aman tanrım sendemi bir gezegen savaşçısısın?şey böyle çirkin bir yüzle benim gibi bir yıldız olamazsın.demesiyle usagi şaşırır .
-sende kimsin?
-ben savaşçı demir fareyim!
Usagi afallar :savaşçı…demir fare mi?
Demir fare bugünlük işinin bittiğini ve phage’iyle oyun oynamak isteyip istemediklerini sorar.usagi yine şaşırır.ama bu sırada alice değişmiş ve bir canavara dönüşmüş, demir fare ise gitmiştir.güzellik savaşçısı alice saldırıya geçer usagi’de herzamanki gibi kaçmaya başlar.luna savaşmasını söyler ama usagi karşı çıkar çünkü o aslında ailce itsuki’dir.ne yapmalıyım?düşünürken bir melodi duyarlar buda nedir şimdi?
-gecenin içe işleyen karanlığında …atmosferden hızlıca geçerek..gerçeğin yankısı,üç kayan yıldızız…
-kim?
-sailor star fighter..
-sailor star maker
-sailor star healer..
-(üçü birden)sailor starlights!sahnede..
Usagi büsbütün şaşırmıştır.başka gezegen savaşçıları mı ? kendi kendine sormuştur.alice onlarda saldırmıştır ama star fighter saldırır ve savaşçı yok olmasada zayıflar.şimdi çektiğin acıya son vereceğim der fighter ama usagi onu engeller.maker ve healer da usagiye anlatırlar durumu .bir insanın phage ‘e dönüşünce bir daha asla eski haline dönemeyeceğini ama usagi çekilmez ,fighter çekil der usagi çığlığı basar :hayııııııııııııııııııırrr.onun ölmesine izin vermeyeceğim.mutlaka kurtaracağım onu,der.
alnındaki hilal parlar ve ortaya usaginin asası çıkar.saldırıya geçer:yıldızışığı balayı terapi öpücüğü…
alice eski haline dönmüştür usaginin saldırısıyla.usagi rahat bir nefes alıp arkasına döndüğünde yıldızışığı savaşçıları gitmiştir.kimdir bu gizemli savaşçılar? Bunu merak ediyordu.starlight ise ağacın üstünden aşağıya –usagi’ye- bakmakta ve onun sahip olduğu bu güç hakkında konuşmaktaydılar.
Artık her şey eski haline dönmüş ve akşam olmuştu.kızlar onları yakından izlemenin mutluluğunu yaşarken usagi bir banka oturmuş derin derin düşünmekteydi bugün olanları.düşman bir gezegen savaşçısı ama ona yardım edenlerde gezegen savaşçıları..aklı baya bir karışmıştır .kızlar usaginin yanına gelip nerelerde olduğunu film çekiminin çoktan bitmiş olduğunu söylerler.usagi ise anlatmaya çalışır ama beceremez aslında ne olduğunu bende bilmiyorum demesiyle kızlar : o hayal kırıklığına uğrarlar.
-buda ne demek şimdi usagi?
-şey..bir şey ama..
-neymiş o BİR ŞEY?
-BİR ŞEY işte b-i-r-ş-e-y!
-(hep birden)O ŞEY ne? derlerken güneşte batar ve bölüm biter..
AY IŞIĞI SEVGİNİN MESAJIDIR.
bu benim ilk tanıtımım umarım olmuştur.resim buldum yerleştirdimde ama görünmeyince hepsini sildim.sadece ikisi görünüyor çünkü.

Dön gel , yine sev beni.
Sar sevgine , sevgimi.
Nefes gibi muhtacım sana...

Sar sevgine , sevgimi.
Nefes gibi muhtacım sana...
Spoiler:
Zaman diye birşey yoksa eğer
Nedendir bu farklı hissedişler..
Nedendir bu farklı yaşayışlar ve farklılıklar..
Bu vahşetler ve ihanetler..
Sensizlik ve boşluk..
Bunların tümünün yok mu sonu??
Yok mu birlikte güleceğimiz bir gün??
Nedendir bu farklı hissedişler..
Nedendir bu farklı yaşayışlar ve farklılıklar..
Bu vahşetler ve ihanetler..
Sensizlik ve boşluk..
Bunların tümünün yok mu sonu??
Yok mu birlikte güleceğimiz bir gün??


"Yapabilirsem 95 ve 96yı da yaparım" benzeri bi'şeyler yazmıştım ama uzun süredir hastayım 95i yapmaya çalıştım ama baş ağrısı, baş dönmesi, mide bulantısı başladı, iyileşince devam ederim dedim ama yakın bir zamanda iyileşecek gibi değilim.Kısaca; bölümleri bırakmadım, iyileşince yapacağım.
Sorun olmaz umarım.
Sorun olmaz umarım.


FiRe SouL yazmış:
Bu işe ben de bi el atmak istiyorum
108'i alan olmadıysa ben yapıcam ♥

108'i alan olmadıysa ben yapıcam ♥
Yoğun olduğum için ilgilenemeyeceğim.
Bırakıyorum,isteyen alabilir ~~

Jongin♡

BaLıMSuLTaN’ın tanıtımı:
Bölüm 28
Aşkın Resmedilmiş Hali, Usagi ve Mamoru Yakınlaşıyorlar mı?
Koino irasuto, Usagi to Mamoru ga sekkin?
Love Illustration, Usagi and Mamoru Gets Closer?
Sonbahar gelmiştir. Her yerde mutlu çiftlerin olduğunu düşünen Usagi bankta oturmuş Smokinli Şövalye’nin dostu mu düşmanı mı olduğunu düşünmektedir. Luna gümüş kristalde gözü olduğu için düşmanımız kabul etmeliyiz der.
O sırada Naru yanlarına gelir. Usagi’ye bir sürprizi vardır. Naru ile beraber giderken çantasındaki Ay Asasını yere düşürür. Luna onu tutar ve Usagi’nin bu asayı önemsememesine kızar.
Naru, Usagi’yi Yumemi Yumeno’nun resim sergisine götürmüştür. İçerisi çok kalabalıktır. Usagi resimlere hayran kalır. Kendilerinden başka herkesin çift olarak geldiğini fark eder.
Usagi bunu düşünürken yan taraflarında bir kafa belirir ve Yumemi’nin sadece aşk resimleri yaptığını söyler. Bu kafa Umino’dur. Üçü de bir resme bakarlar. Baktıkları resim güzel bir kadının portresidir ve bu resmin ressamın kendisine ait olduğunu düşünürler. Çünkü ressam kendini insanlardan gizlemektedir. Usagi’nin aklına ressamın çirkin olabileceği düşüncesi de gelir.
Umino ve Naru ressamın son zamanlarda hiç çalışma yapmadığı, ortalarda gözükmediğini söyler. Halbuki ressam tam arkalarındadır.
Usagi’nin dikkatini bir resim çeker. Resim sebebini bilemediği bir şekilde ona tanıdık gelmiştir.
O sırada aynı resmi serginin önünden geçmekte olan Mamoru Chiba’da görmüştür. Aklına rüyalarını süsleyen gizemli prenses gelmiştir. Resim aynı ona benzemektedir.
Sergiden ayrılan Ressam Yumemi, Mamoru ile çarpışmıştır. Mamoru kadına toparlanması için yardım eder. Ressam ani bir şekilde “Buldum, sen O’sun” diye bağırır. Naru birden dışarıda Mamoru’yu fark eder. Usagi o tarafa bakınca Mamoru’yu ve yanındaki ressamı görür. Fakat çok sinirlenmiştir, çünkü Mamoru’nun yanında Rei değil başka bir kadın vardır. Umino ve Naru’yu içeride baş başa bırakıp dışarı koşar.
Bu arada Umino da kendi içinde ikilemdedir. Kendi kendine konuşur, hem Usagi’yi hem Naru’yu aynı anda sevdiğini düşünür.
Usagi, Mamoru ve ressamın yanına gider. Rei’ye bu gördüklerini anlatacağını söyler. Mamoru ise yanlış anladığını anlatmaya çalışır.
O sırada ressamın dikkatini Usagi çeker. Ressam onlara hayalindeki portreye mükemmel uyduklarını söyler ve onlara modellik teklif eder. Usagi bu teklif karşısında çok şaşırır.
Ressamın evine Mamoru gönülsüz Usagi ise sevinerek gider. Usagi evde resimleri görür ve onların tıpkı Yumemi Yumemo'nun resimlerine benzediğini söyler. Ona Yumemi olup olmadığını sorar. Yumemi ''hayalinizdekine benzemiyorum, çirkinim o yüzden kendimi güzel bir bayan olarak resmettim.'' der. Aralarında sır olarak kalmasını ister.
Usagi ressamın Mamoru ile beraber resmini çizeceğini farkedince şaşırır. Mamoru ise mutlu olmamasını, çünkü modellik yapmayacağını söyler. Ama ressamın ısrarlarına dayanamayıp kabul eder. Usagi ise o anda Rei'nin bu olanları duyduğunda kendisini öldüreceğini düşünmektedir.
Mamoru'ya yandan bir bakış atar ve bu bakış gerçekten yakışıklıymış diye düşünmesine neden olur. Ve böyle şeyler düşündüğü için kendine kızar. Çünkü kendisinin Smokinli Şövalyesi vardır.
Onlar orada poz verirken, Luna da yanında Ay Asası ile beraber Usagi'yi aramaktadır.
Usagi bir yandan poz verip bir yandan da Yumemi ile sohbet eder. Yumemi ona resimlerinin bu kadar güzel olmasının sırlarını anlatır. Usagi evde bulduğu bir resmi Mamoru'ya gösterdiğinde Mamoru çok şaşırır. Usagi ise bu şaşkınlığa bir anlam veremez.
Yumemi onlara; 'bu resim bir bayanın sevgilisine aşkının kanıtı olarak sunduğu hediyeyi simgeliyor' der. Bu sırada Zoisite de hain planlar peşindedir.
Yumemi, Usagi'yle yolda yürürken acaba Mamoru'yla mı gitmeyi tercih etseydin diye sorar. Usagi de ona olanları yanlış anladığını söyler. O sırada serginin olduğu sokakta birkaç kız Yumemi'nin çizdiği resmi görüp ressamın ne kadar güzel olduğu yorumunu yaparlar. Usagi de Yumemi'ye ne kadar harika bir insan olduğunu söyler. Daha sonra Usagi eve gitmek için ressamın yanından ayrılır.
Sonunda Luna, Usagi'yi bulabilmiştir. Asayı ona verir. Luna, Usagi ile sorumsuzluk üzerine bir tartışmaya girişir, Luna'nın sözleriyle kırılan Usagi koşarak uzaklaşır. Usagi soluklanmak için durduğunda asanın sinyal verdiğini görür. Sinyalin geldiği yer Yumemi'nin evidir. Usagi oraya varana kadar Zoisite çoktan gökkuşağı kristalini çıkarmış ve Yumemi'yi canavara çevirmiştir.
Usagi kızlara haber verir ve Ay Savaşçısı'na dönüşür. Canavarla tek başına mücadele etmeye çalışır. Yere düşer tam canavarın saldırısına uğrayacakken Smokinli Şövalye tarafından kurtarılır Smokinli Şövalye'yi gören Zoisite kaçmaya başlar. Smokinli Şövalye peşinden gider.
Usagi tek başına kalır. Canavar ona doğru saldırı yaparken Mars Savaşçısı gelir ve saldırıyı önler. Yanında Merkür, Jüpiter Savaşçısı ve Luna da vardır.
Kızlar canavarla uğraşırken Smokinli Şövalye de Zoisite ile dövüşmektedir. Zoisite'nin saldırısıyla yaralanacağı sırada Ay Savaşçısı gelir ve ona yardım eder.
Smokinli Şövalye teşekkür edeceği sırada Ay Savaşçısı madalyonu yere düşürür.
O sırada Smokinli Şövalye'nin ağzından Prenses lafı çıkar. Bunu duyan Ay Savaşçısı ona prensesi tanıyıp tanımadığını sorar. Hiçbir şey bilmediğini, ama isterse madalyonun onda kalabileceğini söyler. Madalyonu alan Ay Savaşçısı ondan geçen gün bulduğu gökkuşağı kristalini de ister. Smokinli Şövalye ise gökkuşağı kristallerinin kendisi için çok değerli olduğunu ve Ay Savaşçısı’nda olan kristali de günü geldiğinde alacağını söyler.
Smokinli Şövalye oradan ayrılır ve Ay Savaşçısı’nın aklına yenmemiş oldukları canavar gelir. Hemen kızların yanına gider ve canavarı iyileştirir.
Yumemi, Usagi ve Mamoru'yu sergiye davet etmiştir. Onlara yapmış olduğu resmi göstermek istemektedir. O sırada Usagi, Yumemi'nin kendi portresini de asmış olduğunu görür. Yumemi artık saklanmaktan vazgeçmiştir.
BaLıMSuLTaN’ın tanıtımı:
Bölüm 29
moon_prenses’in tanıtımı:
Bölüm 47
BaLıMSuLTaN’ın tanıtımı:
Bölüm 60
CB’nin tanıtımı:
Bölüm 97
Su Labirenti! Ami Hedeflendi
Mizu no labyrinth! Nerawareta Ami
Water Labyrinth. Targetted Ami-chan
Okul çıkışında müdür yardımcısı, Ami’yle karşılaşır. Ami ses-video odasında rehber kitabını unutmuştur ve müdür yardımcısı, Ami’ye kitabını iade eder. Onun daha önce eşyalarını bir yerlerde unuttuğu pek görülmemiştir ve müdür yardımcısı Ami’ye onun canını sıkan bir şey olursa kendisine gelebileceğini önerir. Ayrıca son zamanlarda sorumsuz ve Ami’nin seviyesini düşürebilecek kişilerle takıldığını ima eder. Bu sırada Usagi, müdür yardımcısı ile Ami’nin konuşmasına kulak misafiri olur, Ami’nin seviyesini tehlikeye soktuğunu düşünür.
Ami, kaldırımda otururken Mamoru onu görür. Sıkıntısını paylaşmasını ister. Ami, eğitimi dışında hiçbir şeyinin olmadığını düşünmektedir. Annesi bir doktordur ve bu yüzden o da doktor olmak istemektedir. Ve bunun için çok sıkı çalışmaktadır. Ama bunun gerçek bir hayal olmadığını, gerçek hayallere sahip olan insanların daha parladığını söyler. Mamoru da iyi bir doktor olmanın da harika bir hayal olduğunu söyler. Hatta iğnelerden nefret ettiğini, ancak Ami gibi şirin bir doktoru olursa bir iki iğneye katlanabileceğini belirtir. Bu konuşma, Ami’yi daha iyi hissetmiştir. Yüzmek için havuza gideceğini söyleyip oradan ayrılır.
Bu sırada Kaolinite, Ami’nin şanını duymuştur. Tılsımın Ami’nin saf kalbinde olabileceğini düşünür ve hedef olarak Ami’yi seçer.
Havuzda, Ami yüzmeye başlar. Bu sırada yüzmekte olan Michiru, Ami’nin yüzerken saçtığı enerjiyi fark eder ve ona bir yarış teklif eder. Yarışa başlarlar. İkisi de at başı gitmektedir fakat sonlara doğru Ami yavaşlar ve berabere biter. Michiru da onu yavaşladığı ve adil davranmadığı, onu iyi hissettirmesine gerek olmadığı konusunda azarlar. Ami üzülerek oradan ayrılır. Sadece arkadaş olmak istemiştir oysaki.
Bu sırada kızlar, çalışma toplantısında Ami olmadan hiçbir şeyi çözememektedirler. Ami geldiğinde ona yığınla soru sorarlar. Ama Usagi, sabahki olayları da göz önünde bulundurarak herkesin kendi kendine çalışması gerektiğini söyler. Minako, Rei ve Makoto; Usagi’nin makul ve yerinde bir şey söylemesi üzerine afallarlar. Ami ise soru sorabileceklerini söyler. Usagi itiraz eder. Ami’ye sadece ve sadece daha çok çalışması ve iyi bir doktor olmasını söyler. Ami, “bir şey unuttum” bahanesiyle geri döner. Dönerken gözlerinden süzülen bir damla gözyaşını fark eden Usagi de onun peşinden gider. “Acaba yanlış bir şey mi söyledim?” diye düşünür Usagi.
Ami’yse Usagi’nin bile (!) ona sadece çalışmasını söylediğini düşünür. Ona göre, gerçekten elinde çalışmaktan başka bir şey yoktur. Bu sırada Haruka, Ami’yi bulur. Michiru’nun adil bir yarış teklifini getirmiştir. Ami kabul eder ve birlikte spor merkezine giderler. Aynı zamanda Luna ile Artemis, günbatımının keyfini çıkartmaktadırlar. Luna, Ami’yi görür ve onun şu an kızlarla çalışıyor olması gerektiğini söyler. Onu takip etmeye başlar.
Kötüler cephesinde ise, profesör yeni bir Daimon yumurtası hazırlar ve bir saf kalbin peşine düşmesini sağlar.
Ami, spor merkezinde Michiru’yu bulur. Onunla yüzleşmeye gelmiştir. Michiru tek istediğinin adil bir yarış olduğunu söyler. Artemis de Luna’nın Ami’yi takip ettiğini Usagi’ye yetiştirir. Birlikte spor merkezine giderler. Ami ile Michiru yarışa başlarlar. Çok sıkı rakiplerdir ve berabere ilerlemektedirler. Ami neden bu kadar çabaladığını düşünür.
Çabalıyordur, ama kazanmak istediğinden değil. Ami kaçmak istemiyordur. Sorunlarıyla yüzleşip, sahip olduğu her şeyi vermezse kaçmış olacaktır. Bu yüzden tüm gücüyle, hakkını verir. Yarış beraberedir. Michiru, “Her şeyini verince daha eğlenceli oluyormuş, bunu tekrarlamalıyız.” Der ve havalı bir şekilde ayrılır.
Ami’yse biraz daha yüzmek istediğini söyleyip havuza girer. Ama düşmanlar, çoktan suya bir daimon yumurtası yerleştirmişlerdir bile. Canavar, Ami’yi cama yapıştırır. Bu sırada Usagi, spor merkezine ulaşmış; Ay Savaşçısı’na dönüşmüş ve Ami’yi kurtarmaya gelmiştir. Canavar Usagi’yi etkisiz hale getirir ve Ami’nin saf kalbini alır. Usagi itiraz eder ve duyguyla haykırır. Ami’nin saf kalbi parıltılar saçıyordur, ama tılsım değildir. Kaolinite tam onu yere fırlatacakken Smokinli Şövalye’nin gülü buna engel olur. Daimon’a “şunlardan kurtul” diyerek oradan ayrılır.
Smokinli Şövalye, bastonuyla Daimon’u suya iter ve Artemis ile Luna da can simidini patlatırlar. Bu sayede kurtulan Ay Savaşçısı, Ay’ın Sarmal Kalp Saldırısı’nı kullanarak Daimon’u yok eder. Saf kalbi Ami’ye yerleştirir. Ve ondan, kötü bir şey söylediyse diye özür diler. Ami de kötü bir şey söylemediğini sadece moralinin biraz bozuk olduğunu söyler. Mamoru’ya anladığı dersi ve artık kaçmayacağını söyler. Aralarındaki muhabbeti anlamayan Usagi, Ami’nin Mamoru’ya asıldığını falan düşünür ve Ami de bununla alay eder.
funnylife’in tanıtımı:
Bölüm 146
Juban Şehrinde Tatil! Kaygısız Prenses
Juuban Gai no Kyuujitsu! Mujaki na Oujosama
Holiday at Tenth Street! An Innocent Princess
Ametis Krallığı’ndan Prenses Rubina, Japonya’ya ziyarete gelmiştir. Haberlerde prensesin soğuk algınlığına yakalandığı söylenir. Diana gelecekteki kral ve kraliçenin her ciddi merasim öncesi ateşleri çıktığını, ama endişelenecek bir şey olmadığını söyler Luna’ya çünkü merasimler bitince ateşleri de düşüyordur hep. Luna Kral’ın da bunu yapmasına çok şaşırır.
Usagi bütün harçlığını bitirmiştir, para alabilmek için annesine getir götür işlerinde yardım eder. Bir kucak dolusu kitabı güçlükle söylene söylene taşıyordur. Chibi-Usa’dan yardım ister, ama Chibi-Usa kabul etmez. Ancak alacağı parayı yarı yarıya paylaşacaklarsa yardım edecektir. Didişmeye başlarlar, Usagi, Chibi-Usa’ya zaten parası olduğu için en azından birini olsun taşımada yardım etmesinde ısrar ederken Chibi-Usa da hayır der durur.
Birden bir kız aralarına girip durdurur onları.
Kavganın sevimli kızlara yakışmadığını bir şekilde bunu halledeceğini söyler ve oradan geçen iki adamı durdurup eşyaları onlar için taşımalarını rica eder. Chibi-Usa ve Usagi çok şaşırmışlardır birden koşarak uzaklaşmaya başlarlar hiç gereği yok diyerek.
Usagi ve Chibi-Usa festivale gitmek için evden çıkmak üzeredirler, kimonolarını falan da giymişlerdir. Kapıyı açtıklarında karşılarında gün içinde karşılaştıkları kızı görürler. Kız gülümseyerek kendisini tanıtır, adı Rubina’dır. Usagi de kendini tanıtır. Kız kendisine aldırmayıp yollarına devam etmelerini söyler. Kızların kafası karışmıştır.
Üçü birlikte festival alanına giderler. Rubina her şeyden büyük keyif alırken Chibi-Usa ve Usagi de şüpheli şüpheli Rubina’ya bakar durur festival süresince. Bakmadıkları bir anda Rubina’yı kaybederler. Kız başka bir yerde yürürken bir çocuğun “ Bana balon al!” diye bağırmalarını duyar. Bir çocuk annesini balon alması için ikna etmeye çalışmaktadır. Anıları canlanır Rubina’nın Ametis Krallığı’nın Prensesi olduğu için hiçbir zaman istediği gibi özgür hareket edememiş istediklerini yapamamıştır. Baloncunun elinden bir balon alır ve çocuğa uzatır.
Çocuk balonu alıp uzaklaşır. Başka bir çocuk bir şeyler isteyen gözlerle Rubina’ya bakıyordur. Rubina ona da bir balon verir çevredeki diğer çocuklar da istemeye başlar ve Rubina da balonları dağıtmaya başlar… Ta ki baloncu balonların tutarını ödemesini isteyene kadar… Baloncunun neden söz ettiğini anlamayan Rubina ona da bir balon uzatır.
Baloncu bu duruma çok sinirlenir bağırmaya başlar. Tam bu sırada Chibi-Usa ve Usagi oraya gelmişlerdir, kalabalığı geçip Rubina’ya ulaşmaya çalışırlar. Baloncu çok sinirlidir, Rubina’ya vurmak için elini kaldırır. Bir adam (kılık değiştirmiş olan Şahin Gözü) baloncunun bileğinden yakalar ve yere fırlatır onu. Adam Rubina’ya dünyada bir şey almak için para denilen bir şey kullanmaları gerektiğini söyler ve kulağına “Prenses Rubina” diye hitap eder. Bunun üzerinde Rubina adamı birden ittirir, onu geri getirtmek için gönderilen biri olduğunu düşünür. (Prenses çok sıkıldığı ve biraz özgür kalabilmek için kaldığı yerden kaçmıştır gizlice) Ve Rubina koşarak uzaklaşır oradan.
Chibi-Usa ve Usagi, Rubina’yı gene gözden kaybetmişlerdir. Her yerde onu aramaya devam ederler. Kediler ve Mamoru, Rubina’yı bulur. Mamoru, Rubina’ya kaçmasına gerek olmadığını, kendisinin onun peşine taktıkları biri olmadığını ve biraz eğlendikten sonra otele dönmesinin daha iyi olacağını söyler. Özgürlüğe ne kadar susamış olduğunu anlıyordur, ama Rubina onun için arkasından endişelenenlerin ne halde olduklarını da düşünmelidir.
Usagi ve Chibi-Usa da oraya ulaşırlar. Havai fişek gösterisi başlamak üzeredir hep beraber izlemeye giderler. Mamoru yapacak işleri olduğunu söyleyerek onlara katılmaz. Gösteri sırasında Rubina düşüncelidir. Kızlar ise hayran hayran izler gösteriyi...
Kızlar biraz önlere gitmeyi önerip ayaklanır. Rubina da onların peşinden gitmek için ayağa kalkar, ama duyduğu bir sesle duraklar. Şahin Gözü, Rubina’ya onun güzelliğinin eşi benzeri olmadığını söyler. Kızlar ise Rubina’nın onlarla olmadığını fark edip daha önce oturdukları yere baktıklarında kimseyi göremezler. Rubina ortadan kaybolmuştur.
Rubina, Şahin Gözü’ne kendi hükümetleri için mi çalıştığını sorar eğer öyleyse endişelenmelerine gerek olmadığını havai fişek gösterisini izledikten sonra otele döneceğini söyler. Adam güler ve kılık değiştirip Şahin Gözü olur. Rubina’nın düşler aynasını çıkartır ve Pegasus’u aramaya başlar.
Çığlıkları duyan Usagi ve Chibi-Usa hemen oraya giderler ve durumu görünce dönüşürler. Pegasus’u bulamayınca sinirlenen Şahin Gözü, Rubina’yı öldürmek ister. Ay Savaşçısı ve Küçük Ay Savaşçısı bilindik girişleriyle araya girer. Şahin Gözü, Remless’ini çağırır. Top şeklinde oldukça tuhaf bir canavardır Şahin Gözü onu dürtene kadar gevezelik eder. Daha sonra da üzerine bir fil çıksa bile asla kırılmayacağını söyler ve beraberindeki filli topun üzerine çıkar ve bir süre sonra kırılır.
Canavar saldırıya geçer, savuşturmaya çalışırken Ay Savaşçısı ve Küçük Ay topun üzerinde oradan oraya koştururken bulurlar kendilerini. Canavar, Rubina’nın üzerine doğru onu ezmek için yuvarlanıyordur. Kırmızı bir gül ile Smokinli Şövalye müdahale eder duruma, ama bu bir işe yaramaz. Asasını bilardo sopası gibi kullanarak durdurur top şeklindeki canavarı ve Rubina’yı ve savaşçıları kurtarır. Ay Savaşçısı ve Küçük Ay saldırıları ile canavarı yok eder.
Her şey normale dönmüştür. Rubina’yı otele bırakırlar. Rubina onlara gün için çok teşekkür eder.
funnylife’in tanıtımı:
Bölüm 147
Bölüm 28
Spoiler:
Aşkın Resmedilmiş Hali, Usagi ve Mamoru Yakınlaşıyorlar mı?
Koino irasuto, Usagi to Mamoru ga sekkin?
Love Illustration, Usagi and Mamoru Gets Closer?
Sonbahar gelmiştir. Her yerde mutlu çiftlerin olduğunu düşünen Usagi bankta oturmuş Smokinli Şövalye’nin dostu mu düşmanı mı olduğunu düşünmektedir. Luna gümüş kristalde gözü olduğu için düşmanımız kabul etmeliyiz der.
O sırada Naru yanlarına gelir. Usagi’ye bir sürprizi vardır. Naru ile beraber giderken çantasındaki Ay Asasını yere düşürür. Luna onu tutar ve Usagi’nin bu asayı önemsememesine kızar.
Naru, Usagi’yi Yumemi Yumeno’nun resim sergisine götürmüştür. İçerisi çok kalabalıktır. Usagi resimlere hayran kalır. Kendilerinden başka herkesin çift olarak geldiğini fark eder.

Usagi bunu düşünürken yan taraflarında bir kafa belirir ve Yumemi’nin sadece aşk resimleri yaptığını söyler. Bu kafa Umino’dur. Üçü de bir resme bakarlar. Baktıkları resim güzel bir kadının portresidir ve bu resmin ressamın kendisine ait olduğunu düşünürler. Çünkü ressam kendini insanlardan gizlemektedir. Usagi’nin aklına ressamın çirkin olabileceği düşüncesi de gelir.
Umino ve Naru ressamın son zamanlarda hiç çalışma yapmadığı, ortalarda gözükmediğini söyler. Halbuki ressam tam arkalarındadır.

Usagi’nin dikkatini bir resim çeker. Resim sebebini bilemediği bir şekilde ona tanıdık gelmiştir.

O sırada aynı resmi serginin önünden geçmekte olan Mamoru Chiba’da görmüştür. Aklına rüyalarını süsleyen gizemli prenses gelmiştir. Resim aynı ona benzemektedir.
Sergiden ayrılan Ressam Yumemi, Mamoru ile çarpışmıştır. Mamoru kadına toparlanması için yardım eder. Ressam ani bir şekilde “Buldum, sen O’sun” diye bağırır. Naru birden dışarıda Mamoru’yu fark eder. Usagi o tarafa bakınca Mamoru’yu ve yanındaki ressamı görür. Fakat çok sinirlenmiştir, çünkü Mamoru’nun yanında Rei değil başka bir kadın vardır. Umino ve Naru’yu içeride baş başa bırakıp dışarı koşar.
Bu arada Umino da kendi içinde ikilemdedir. Kendi kendine konuşur, hem Usagi’yi hem Naru’yu aynı anda sevdiğini düşünür.

Usagi, Mamoru ve ressamın yanına gider. Rei’ye bu gördüklerini anlatacağını söyler. Mamoru ise yanlış anladığını anlatmaya çalışır.

O sırada ressamın dikkatini Usagi çeker. Ressam onlara hayalindeki portreye mükemmel uyduklarını söyler ve onlara modellik teklif eder. Usagi bu teklif karşısında çok şaşırır.
Ressamın evine Mamoru gönülsüz Usagi ise sevinerek gider. Usagi evde resimleri görür ve onların tıpkı Yumemi Yumemo'nun resimlerine benzediğini söyler. Ona Yumemi olup olmadığını sorar. Yumemi ''hayalinizdekine benzemiyorum, çirkinim o yüzden kendimi güzel bir bayan olarak resmettim.'' der. Aralarında sır olarak kalmasını ister.
Usagi ressamın Mamoru ile beraber resmini çizeceğini farkedince şaşırır. Mamoru ise mutlu olmamasını, çünkü modellik yapmayacağını söyler. Ama ressamın ısrarlarına dayanamayıp kabul eder. Usagi ise o anda Rei'nin bu olanları duyduğunda kendisini öldüreceğini düşünmektedir.

Mamoru'ya yandan bir bakış atar ve bu bakış gerçekten yakışıklıymış diye düşünmesine neden olur. Ve böyle şeyler düşündüğü için kendine kızar. Çünkü kendisinin Smokinli Şövalyesi vardır.
Onlar orada poz verirken, Luna da yanında Ay Asası ile beraber Usagi'yi aramaktadır.
Usagi bir yandan poz verip bir yandan da Yumemi ile sohbet eder. Yumemi ona resimlerinin bu kadar güzel olmasının sırlarını anlatır. Usagi evde bulduğu bir resmi Mamoru'ya gösterdiğinde Mamoru çok şaşırır. Usagi ise bu şaşkınlığa bir anlam veremez.

Yumemi onlara; 'bu resim bir bayanın sevgilisine aşkının kanıtı olarak sunduğu hediyeyi simgeliyor' der. Bu sırada Zoisite de hain planlar peşindedir.
Yumemi, Usagi'yle yolda yürürken acaba Mamoru'yla mı gitmeyi tercih etseydin diye sorar. Usagi de ona olanları yanlış anladığını söyler. O sırada serginin olduğu sokakta birkaç kız Yumemi'nin çizdiği resmi görüp ressamın ne kadar güzel olduğu yorumunu yaparlar. Usagi de Yumemi'ye ne kadar harika bir insan olduğunu söyler. Daha sonra Usagi eve gitmek için ressamın yanından ayrılır.
Sonunda Luna, Usagi'yi bulabilmiştir. Asayı ona verir. Luna, Usagi ile sorumsuzluk üzerine bir tartışmaya girişir, Luna'nın sözleriyle kırılan Usagi koşarak uzaklaşır. Usagi soluklanmak için durduğunda asanın sinyal verdiğini görür. Sinyalin geldiği yer Yumemi'nin evidir. Usagi oraya varana kadar Zoisite çoktan gökkuşağı kristalini çıkarmış ve Yumemi'yi canavara çevirmiştir.

Usagi kızlara haber verir ve Ay Savaşçısı'na dönüşür. Canavarla tek başına mücadele etmeye çalışır. Yere düşer tam canavarın saldırısına uğrayacakken Smokinli Şövalye tarafından kurtarılır Smokinli Şövalye'yi gören Zoisite kaçmaya başlar. Smokinli Şövalye peşinden gider.
Usagi tek başına kalır. Canavar ona doğru saldırı yaparken Mars Savaşçısı gelir ve saldırıyı önler. Yanında Merkür, Jüpiter Savaşçısı ve Luna da vardır.

Kızlar canavarla uğraşırken Smokinli Şövalye de Zoisite ile dövüşmektedir. Zoisite'nin saldırısıyla yaralanacağı sırada Ay Savaşçısı gelir ve ona yardım eder.

Smokinli Şövalye teşekkür edeceği sırada Ay Savaşçısı madalyonu yere düşürür.

O sırada Smokinli Şövalye'nin ağzından Prenses lafı çıkar. Bunu duyan Ay Savaşçısı ona prensesi tanıyıp tanımadığını sorar. Hiçbir şey bilmediğini, ama isterse madalyonun onda kalabileceğini söyler. Madalyonu alan Ay Savaşçısı ondan geçen gün bulduğu gökkuşağı kristalini de ister. Smokinli Şövalye ise gökkuşağı kristallerinin kendisi için çok değerli olduğunu ve Ay Savaşçısı’nda olan kristali de günü geldiğinde alacağını söyler.

Smokinli Şövalye oradan ayrılır ve Ay Savaşçısı’nın aklına yenmemiş oldukları canavar gelir. Hemen kızların yanına gider ve canavarı iyileştirir.
Yumemi, Usagi ve Mamoru'yu sergiye davet etmiştir. Onlara yapmış olduğu resmi göstermek istemektedir. O sırada Usagi, Yumemi'nin kendi portresini de asmış olduğunu görür. Yumemi artık saklanmaktan vazgeçmiştir.

BaLıMSuLTaN’ın tanıtımı:
Bölüm 29
Spoiler:
Tam Bir Kargaşa! Bermuda Aşk Üçgeni
Daikonsen! Gucha gucha koi no shikaku kankei
Total Chaos! Mixed-up Love Rectangle
Hava durumunun %10 yağış ihtimali var dediği bir günde Makoto yağmura yakalanmış bir an önce eve gitmek için koşuyordur. Birine çarpar ve yere düşer. Çarptığı kişiye bağırmaya, dikkatli olmasını söylemeye başlar ve birden o kişinin Motoki olduğunu fark eder. Az önceki Makoto'dan eser kalmamıştır.
Motoki özür diler, ama Makoto başka alemlerde, Motoki'nin sesini son sınıfta kalbini kıran aşkına benzetmekle meşguldür.
Motoki şemsiyesi olmadığı için Makoto'yu evine götürür. Yolda yürürken Motoki, Makoto'nun aşçılığından bahseder, müsait olduğunda ondan kendisine bir şeyler pişirmesini ister. Motoki'nin telefonunu, ev adresini ve sevdiği yemekleri öğrenir. O sırada yağmur da kesilir, ama Makoto sesli bir şekilde yağmurun biraz daha yağmasını dilemektedir. Motoki okula uğraması gerektiğini söyler ve Makoto evine gitmek için yanından ayrılır. O sırada bir kadın ''Mamoru'nun bahsettiği yeni kız arkadaşın bu kız mı?'' diye sorar.
Daha sonra şaka yaptığını söyler. Motoki ise ona bu akşamki randevumuz iptal mi edildi de böyle giyindin diye sorar ve kadın işlerinin çok yoğun olduğunu söyleyerek ondan özür diler.
Motoki kadına henüz karar verip vermediğini, bu kararı bütün hayatını etkileyeceği için iyi düşünmesi gerektiğini söyler. Kadın kararsız olduğunu belirtir ve bu sırada gözünden bir damla yaş düşer. Motoki tam ne oldu diye soracakken Mamoru yanlarında belirir.
Kadın işim var diyerekten Mamoru ve Motoki'yi baş başa bırakır. İkisi bir kafeye geçerler ve erkek erkeğe dertleşirler. Motoki bayanın yani Reika'nın eğitim için Afrika'ya gidebilme ihtimalinden bahseder. Mamoru ise Motoki'ye ne hissettiğini sorar. Motoki onun yanında kalmasını istediğini, ama geleceğine de engel olmak istemediğini anlatır. Ve birden Mamoru'ya tavada patatesli biftek ve pilav sevip sevmediğini sorar. Makoto'nun bir kaç gün sonra ona yemek pişirmeye geleceğini ve isterse onlara katılabileceğini söyler. Mamoru, Mako kim diye sorar. Usagi'nin arkadaşlarından biri olduğunu hatırlar ve Usagi'nin Motoki'ye karşı olan hislerini hatırlatır. Motoki ise onların çok sevimli kızlar olduğunu söylemesi üzerine Mamoru şaşırır. Çünkü Motoki başka birine yani Reika'ya aşıktır.
Motoki bu yanlış anlamayı hemen düzeltir. Onlara çocuk gözüyle baktığını söyler. Bunun üzerine Mamoru, Rei'yi hatırlar.
Makoto, Motoki'nin evine varmıştır. Ev çok dağınık olduğundan hemen temizliğe girişir. O sırada Motoki ve Reika'nın yan yana poz verdiği bir resmi fark eder. Kız kardeşi mi yoksa kız arkadaşı mı olduğunu anlamaya çalışır ve kız arkadaşı olduğunda karar kılar.
Okulda bir ağacın altında hayıflanırken Luna ve Usagi yanında belirir. Usagi derdini anlatmasını, onu dinleyeceğini, kalbini kimin kırdığını ona söylemesini ister. Makoto'nun ağzından Motoki kelimesinin çıkmasıyla Usagi hüsrana uğrar.
Kendisininde Motoki'yi sevdiğini söyler. Makoto bu duruma şaşırır, çünkü Usagi'nin smokinli Şövalye'yi sevdiğini düşünmektedir. Usagi ikisinide sevdiğini belirtir. Usagi, Motoki eğer Makoto'ya karşı bir şey hissetmiyorsa başka birini seviyordur diye aklından geçirir ve sevdiği kişinin kendisi olduğunu zanneder.
Makoto ise sevdiği kızın adının Reika olduğunu söyler. Hayıflanma sırası Usagi'dedir, ama Makoto onu teselli eder, Motoki'nin kalbini kazanmaya çalışmalıyız der. Ve soluğu oyun salonunda alırlar. Arkalarında Mamoru belirir, dolunay surat ve iri kız lakapları ile onlarla dalga geçer.
Onlara Motoki'den vazgeçmelerini söyler. Motoki'nin onları küçük kız kardeşleri gibi gördüğünü anlatmaya çalışır. Usagi'yi kızdırır. Usagi de bu kızgınlıkla Motoki'ye aşkını itiraf etmeye gider, ama bugün onun izin günü olduğunu öğrenir.
O sırada dışarıda Mamoru ağzından Reika yurt dışına eğitim görmeye gidebilir lafını kaçırınca Makoto'nun hışmına uğrar.
Zoisite kendine yeni hedef olarak Reika'yı belirlemiştir. Matoko da Reika'yı yurtdışında eğitim görmesi için ikna etmeye gitmiştir. Ona gidip gitmeyeceğini sorar. Motoki gitmemi istemezse gitmem der. Fakat Makoto’ya aşkını ya eğitimi, ikisinden birini seçmek zorundasın der.
Usagi, Makoto'nun yardımıyla Motoki'nin evini bulmaya çalışır. Ona yemek yapacaktır. Yolda giderken hayal alemine dalar. Motoki ona evlenme teklifi ediyordur. Tam hayalinde onu öpecekken Makoto ona seslenir.
Geldiklerinde ev çok temizdir. Usagi evi Motoki'nin temizlediğini düşünür. Yemek yapmaya başlarlar. Güya yemeği Usagi yapacaktır, Makoto'dan sadece yardım etmesini ister. Ama hiçbir şey yapmayı bilmiyordur. Ne soğan kesmeyi, ne pirinç yıkamayı...
Onlar orada yemek pişirmeye çalışırken bir telefon gelir. Reika, Motoki'ye Afrika’ya gitmek istediğini söylemektedir. Hemen Reika'nın yanına gider. Kızlar da evde Motoki'yi beklemektedir. Hava kararmıştır, ama o hâlâ gelmemiştir. Luna kızların yanlarına gider. O sırada Usagi'nin Ay Asası sinyal vermeye başlar. Bunun anlamı yakında bir yerlerde bir gökkuşağı kristali olduğudur.
Kızlar hemen dönüşür. Motoki de Reika'yı Zoisite'den korumaya çalışıyordur. Ama Zoisite onu etkisiz hale getirir. Reika'nın kristalini çıkarır ve onu bir canavara dönüştürür.
Zoisite gökkuşağı kristali benim diye sevinirken Smokinli Şövalye gelir ve hamlesiyle Zoisite’deki kristal yere düşer.
Ay Savaşçısı hayran hayran onu seyrederken canavar ona saldırır, ama Jüpiter Savaşçısı canavarın saldırmak için kullandığı tek hücreli canlıları etkisiz hale getirir. Fakat canavar Jüpiter'in gök gürültüsü saldırısını bir tüpe hapsedip onlara karşı kullanır. Kızlar çaresiz beklerken Merkür Savaşçısı ve Mars Savaşçısı hamlelerini yaparlar. Son olarak Ay Savaşçısı yaratığı eski haline çevirir.
Zoisite küçük bir oyunla gökkuşağı kristalini ele geçirir.
Havaalanında Motoki, Reika'yı uğurlamaktadır. Usagi ve Makoto da oradadır. Usagi, Motoki'den vazgeçmeleri gerektiğini söylese de Makoto, Reika'nın Afrika’da yakışıklı sevgili bulabilme ihtimalinden bahseder. Ve Motoki benim kavgasına tutulurlar.
Daikonsen! Gucha gucha koi no shikaku kankei
Total Chaos! Mixed-up Love Rectangle
Hava durumunun %10 yağış ihtimali var dediği bir günde Makoto yağmura yakalanmış bir an önce eve gitmek için koşuyordur. Birine çarpar ve yere düşer. Çarptığı kişiye bağırmaya, dikkatli olmasını söylemeye başlar ve birden o kişinin Motoki olduğunu fark eder. Az önceki Makoto'dan eser kalmamıştır.

Motoki özür diler, ama Makoto başka alemlerde, Motoki'nin sesini son sınıfta kalbini kıran aşkına benzetmekle meşguldür.
Motoki şemsiyesi olmadığı için Makoto'yu evine götürür. Yolda yürürken Motoki, Makoto'nun aşçılığından bahseder, müsait olduğunda ondan kendisine bir şeyler pişirmesini ister. Motoki'nin telefonunu, ev adresini ve sevdiği yemekleri öğrenir. O sırada yağmur da kesilir, ama Makoto sesli bir şekilde yağmurun biraz daha yağmasını dilemektedir. Motoki okula uğraması gerektiğini söyler ve Makoto evine gitmek için yanından ayrılır. O sırada bir kadın ''Mamoru'nun bahsettiği yeni kız arkadaşın bu kız mı?'' diye sorar.

Daha sonra şaka yaptığını söyler. Motoki ise ona bu akşamki randevumuz iptal mi edildi de böyle giyindin diye sorar ve kadın işlerinin çok yoğun olduğunu söyleyerek ondan özür diler.
Motoki kadına henüz karar verip vermediğini, bu kararı bütün hayatını etkileyeceği için iyi düşünmesi gerektiğini söyler. Kadın kararsız olduğunu belirtir ve bu sırada gözünden bir damla yaş düşer. Motoki tam ne oldu diye soracakken Mamoru yanlarında belirir.
Kadın işim var diyerekten Mamoru ve Motoki'yi baş başa bırakır. İkisi bir kafeye geçerler ve erkek erkeğe dertleşirler. Motoki bayanın yani Reika'nın eğitim için Afrika'ya gidebilme ihtimalinden bahseder. Mamoru ise Motoki'ye ne hissettiğini sorar. Motoki onun yanında kalmasını istediğini, ama geleceğine de engel olmak istemediğini anlatır. Ve birden Mamoru'ya tavada patatesli biftek ve pilav sevip sevmediğini sorar. Makoto'nun bir kaç gün sonra ona yemek pişirmeye geleceğini ve isterse onlara katılabileceğini söyler. Mamoru, Mako kim diye sorar. Usagi'nin arkadaşlarından biri olduğunu hatırlar ve Usagi'nin Motoki'ye karşı olan hislerini hatırlatır. Motoki ise onların çok sevimli kızlar olduğunu söylemesi üzerine Mamoru şaşırır. Çünkü Motoki başka birine yani Reika'ya aşıktır.

Motoki bu yanlış anlamayı hemen düzeltir. Onlara çocuk gözüyle baktığını söyler. Bunun üzerine Mamoru, Rei'yi hatırlar.

Makoto, Motoki'nin evine varmıştır. Ev çok dağınık olduğundan hemen temizliğe girişir. O sırada Motoki ve Reika'nın yan yana poz verdiği bir resmi fark eder. Kız kardeşi mi yoksa kız arkadaşı mı olduğunu anlamaya çalışır ve kız arkadaşı olduğunda karar kılar.

Okulda bir ağacın altında hayıflanırken Luna ve Usagi yanında belirir. Usagi derdini anlatmasını, onu dinleyeceğini, kalbini kimin kırdığını ona söylemesini ister. Makoto'nun ağzından Motoki kelimesinin çıkmasıyla Usagi hüsrana uğrar.

Kendisininde Motoki'yi sevdiğini söyler. Makoto bu duruma şaşırır, çünkü Usagi'nin smokinli Şövalye'yi sevdiğini düşünmektedir. Usagi ikisinide sevdiğini belirtir. Usagi, Motoki eğer Makoto'ya karşı bir şey hissetmiyorsa başka birini seviyordur diye aklından geçirir ve sevdiği kişinin kendisi olduğunu zanneder.

Makoto ise sevdiği kızın adının Reika olduğunu söyler. Hayıflanma sırası Usagi'dedir, ama Makoto onu teselli eder, Motoki'nin kalbini kazanmaya çalışmalıyız der. Ve soluğu oyun salonunda alırlar. Arkalarında Mamoru belirir, dolunay surat ve iri kız lakapları ile onlarla dalga geçer.

Onlara Motoki'den vazgeçmelerini söyler. Motoki'nin onları küçük kız kardeşleri gibi gördüğünü anlatmaya çalışır. Usagi'yi kızdırır. Usagi de bu kızgınlıkla Motoki'ye aşkını itiraf etmeye gider, ama bugün onun izin günü olduğunu öğrenir.
O sırada dışarıda Mamoru ağzından Reika yurt dışına eğitim görmeye gidebilir lafını kaçırınca Makoto'nun hışmına uğrar.

Zoisite kendine yeni hedef olarak Reika'yı belirlemiştir. Matoko da Reika'yı yurtdışında eğitim görmesi için ikna etmeye gitmiştir. Ona gidip gitmeyeceğini sorar. Motoki gitmemi istemezse gitmem der. Fakat Makoto’ya aşkını ya eğitimi, ikisinden birini seçmek zorundasın der.
Usagi, Makoto'nun yardımıyla Motoki'nin evini bulmaya çalışır. Ona yemek yapacaktır. Yolda giderken hayal alemine dalar. Motoki ona evlenme teklifi ediyordur. Tam hayalinde onu öpecekken Makoto ona seslenir.

Geldiklerinde ev çok temizdir. Usagi evi Motoki'nin temizlediğini düşünür. Yemek yapmaya başlarlar. Güya yemeği Usagi yapacaktır, Makoto'dan sadece yardım etmesini ister. Ama hiçbir şey yapmayı bilmiyordur. Ne soğan kesmeyi, ne pirinç yıkamayı...
Onlar orada yemek pişirmeye çalışırken bir telefon gelir. Reika, Motoki'ye Afrika’ya gitmek istediğini söylemektedir. Hemen Reika'nın yanına gider. Kızlar da evde Motoki'yi beklemektedir. Hava kararmıştır, ama o hâlâ gelmemiştir. Luna kızların yanlarına gider. O sırada Usagi'nin Ay Asası sinyal vermeye başlar. Bunun anlamı yakında bir yerlerde bir gökkuşağı kristali olduğudur.
Kızlar hemen dönüşür. Motoki de Reika'yı Zoisite'den korumaya çalışıyordur. Ama Zoisite onu etkisiz hale getirir. Reika'nın kristalini çıkarır ve onu bir canavara dönüştürür.

Zoisite gökkuşağı kristali benim diye sevinirken Smokinli Şövalye gelir ve hamlesiyle Zoisite’deki kristal yere düşer.
Ay Savaşçısı hayran hayran onu seyrederken canavar ona saldırır, ama Jüpiter Savaşçısı canavarın saldırmak için kullandığı tek hücreli canlıları etkisiz hale getirir. Fakat canavar Jüpiter'in gök gürültüsü saldırısını bir tüpe hapsedip onlara karşı kullanır. Kızlar çaresiz beklerken Merkür Savaşçısı ve Mars Savaşçısı hamlelerini yaparlar. Son olarak Ay Savaşçısı yaratığı eski haline çevirir.
Zoisite küçük bir oyunla gökkuşağı kristalini ele geçirir.
Havaalanında Motoki, Reika'yı uğurlamaktadır. Usagi ve Makoto da oradadır. Usagi, Motoki'den vazgeçmeleri gerektiğini söylese de Makoto, Reika'nın Afrika’da yakışıklı sevgili bulabilme ihtimalinden bahseder. Ve Motoki benim kavgasına tutulurlar.

moon_prenses’in tanıtımı:
Bölüm 47
Spoiler:
Ay'ın Ortaya Çıkışı! Esrarengiz Uzaylılar Ortaya Çıkar
Moon fukkatsu! Nazono alien shutsugen
Revival of Moon! A Mysterious Monster Appears
Her sabah gibi bu sabahta Usagi okula geç kalmış aceleyle evden çıkmıştır. Ayağı kayıp yere düştüğü sırada kardeşi okul çantasını unuttuğunu söyler. Usagi ağlamaya başlar, kardeşi de 'ne kadar sulu gözlüsün' der. Usagi çantasını alır ve okula doğru koşar.
Evin çatısında duran Luna ve Artemis savaşçıların hafızalarının kaybettiklerinden beri 2 ay olduğunu, ama bir gün hafızalarının geri geleceğini konuşurlar.
Usagi okula geldiğinde 'Çık Dışarı!' diye bir sesle karşılaşır. Ve kafasının üstünde 2-1 yazan su dolu bir kovayla kendini sınıfın dışında bulur.
O sırada Ami sınıftan çıkar ve peçeteyle ağlamakta olan Usagi’nin gözyaşını siler. Usagi zeki olduğu için Ami'yi tanır. Konuşma sırasında Usagi, Bayan Haruna'ya taş kalpli der. Bayan Haruna konuşmaları duyar. Ami'ye Usagi’yle takılırsa hiçbir şeyin yolunda gitmeyeceğini söyler. Usagi bu lafa sinirlenir. Bayan Haruna'nın yanına yaklaşır. Birden dengesini kaybedip su dolu kovayı Bayan Haruno'nun üstüne döker. Sonrasında tek duyduğu ses 'Bayan Tsukino!' olur.
Gece olduğunda Usagi uyurken bir ışık bütün odayı kaplar. Usagi sabah olduğunu düşünür ve yataktan kalkar. Bir göktaşı şiddetli bir şekilde yere çakılır. Usagi deprem olduğunu sanıp yorganı üstüne kapatır. Luna endişeli bakışlarla neler olduğunu anlamaya çalışır. Göktaşına benzer cisim bir evin balkonunda yok olur.
İnsanlar göktaşının yol açtığı büyük çukurla karşılaşırlar. Herkes çukurun etrafını sarmış şekildedir. Bir apartmanın çatısında duran Luna ve Artemis neler olduğunu öğrenmeye çalışırlar. Bu arada hafızası silinen Usagi, Ami ve Makoto bir araya gelir. Usagi garip bir şeyler hisseder.
Bir apartmanın balkonunda Ail ile Ann flüt eşliğinde birbirlerine hissettikleri duyguları anlatıp kötülük planları yaparlar.
Ertesi sabah okula iki yeni öğrenci gelir. Adları Seijuro Ginga ve Natsumi Ginga'dır. Bu iki yeni öğrenci Ail ve Ann'ın insan formudur. Natsumi(Ann) sınıfta büyük ilgi ile karşılaşır. Bu sırada koridorda bir flüt sesi duyulur. Seijuro(Ail) kolidorda flüt çalar. Herkes hayran hayran onu izler. Seijuro birden Usagi'ye bakar ve ondan çok hoşlanır.
Usagi için bir şarkı çalmak ister. O sırada Natsumi sinirden ateşler saçar… Usagi'ye nefret dolu bir bakış atar ve sınıfa girer.
Okul çıkışında Ail ve Ann yürürler. Ann, okuldaki tüm kızlara baktığı için Ail'i suçlar. Bu sırada yanlarından Mamoru geçer. Ann hayatının erkeği bulmuştur! Ann, Mamoru'nun peşinden gider. Enerjisi kalmadığı için baygın düşer. Mamoru farketmeden evine gider.
Akşam Usagi telefonda Naru ile konuşur. Seijuro'nun ona ilk görüşte aşık olmasını düşündükçe heyecanlanır. Luna kendini tedirgin hisseder, ama bunun nedenini bilmez.
Bu sırada bir otel odasında Ail flüt eşliğinde odanın tümünü kaplayan devasa bir ağaçtan düşen su damlasıyla Ann'e yaşam enerjisi kazandırır. Enerjisi yerine gelen Ann, Ail'in yanına gider. Onlara enerji veren ağaç solmaya başlamaktadır. Yaşam enerjisinin bu gezegende olduğunu bilen Ann ve Ail bu gezegeni cennetleri olarak görürler. Daha sonra Ann'den bir Kardiyan seçmesini ister. Seçilen Vampir kardiyan Ail'in flüdü eşliğinde ortaya çıkar.
Vampir bir kadından enerji alır. Bu sırada orada olan Luna ve Artemis çığlıkları duyarak kadının yanına giderler. Enerjisinin alındığını anlarlar. Kızların hafızalarını geri döndürmek isterler, ama onlar artık normale döndükleri için bu işi kendileri çözmeye karar verirler.
Çığlıklar yine yükselir. Vampirin hedefinde başka biri vardır. Onun enerjisini alırken pencereden Naru çıkar. Vampir, Naru'nun odasına girer ve onunda enerjisini almaya başlar. Telefonda yardım isteyen Naru'nun sesini duyan Usagi ne olduğunu anlamaya çalışır. Luna ve Artemis çığlıkları duyarak Naru'nun evine gelirler. Vampire saldırırlar. Ama zayıf oldukları için çabuk yenilirler.
Bu sırada Usagi ve Naru'nun annesi odaya girer. Canavarı gören anne bayılır. Olanları rüya zanneden Usagi saçmalamaya başlar. Farkında olmadan Ay Savaşçısı hareketlerini yapar. Vampirin sıradaki hedefi Usagi olur. Usagi'nin enerjisini almaya başlar.
Başka çaresi olmayan Luna ona tekrar Ay Savaşçısı yapmak için her şeyi tekrar hatırlatır... Her şeyi hatırlayan Usagi yeniden Ay Savaşçısı’na dönüşür.
Vampir, Artemis'in enerjisini almaya başlar. Bu sırada Ay Savaşçısı her zaman ki 'seni cezalandıracağım' konuşmasını yapar.
Vampir, Ay Savaşçısı’na saldırır. Ay Savaşçısı yere düşer. Vampir onun enerjisini almaya başlar. Enerjisi bitmeye başlayan Ay Savaşçısı’nı öldürmek için ona oklar fırlatır. Oklara karşı koymak için tacına ulaşmaya çalışan Ay Savaşçısı’nın gücü kalmaz. Tam oklar gelecekken Luna canavarı ısırır. Ay Savaşçısı hemen toplanır ve saldırısını yapar. Canavar 'Temizlendim!' diyerek yok olur.
Bu sırada Ail ve Ann gelir. Ay Savaşçısı canavarı kontrol edenin onlar olduğunu anlar. Başından beri yaptığımız şeydi diyerek kaybolurlar.
Gözleri dolmuş bir şekilde Ay'a bakan Ay Savaşçısı'nın tek dediği şey 'Elveda eski Usagi' olur...
Moon fukkatsu! Nazono alien shutsugen
Revival of Moon! A Mysterious Monster Appears
Her sabah gibi bu sabahta Usagi okula geç kalmış aceleyle evden çıkmıştır. Ayağı kayıp yere düştüğü sırada kardeşi okul çantasını unuttuğunu söyler. Usagi ağlamaya başlar, kardeşi de 'ne kadar sulu gözlüsün' der. Usagi çantasını alır ve okula doğru koşar.
Evin çatısında duran Luna ve Artemis savaşçıların hafızalarının kaybettiklerinden beri 2 ay olduğunu, ama bir gün hafızalarının geri geleceğini konuşurlar.

Usagi okula geldiğinde 'Çık Dışarı!' diye bir sesle karşılaşır. Ve kafasının üstünde 2-1 yazan su dolu bir kovayla kendini sınıfın dışında bulur.
O sırada Ami sınıftan çıkar ve peçeteyle ağlamakta olan Usagi’nin gözyaşını siler. Usagi zeki olduğu için Ami'yi tanır. Konuşma sırasında Usagi, Bayan Haruna'ya taş kalpli der. Bayan Haruna konuşmaları duyar. Ami'ye Usagi’yle takılırsa hiçbir şeyin yolunda gitmeyeceğini söyler. Usagi bu lafa sinirlenir. Bayan Haruna'nın yanına yaklaşır. Birden dengesini kaybedip su dolu kovayı Bayan Haruno'nun üstüne döker. Sonrasında tek duyduğu ses 'Bayan Tsukino!' olur.

Gece olduğunda Usagi uyurken bir ışık bütün odayı kaplar. Usagi sabah olduğunu düşünür ve yataktan kalkar. Bir göktaşı şiddetli bir şekilde yere çakılır. Usagi deprem olduğunu sanıp yorganı üstüne kapatır. Luna endişeli bakışlarla neler olduğunu anlamaya çalışır. Göktaşına benzer cisim bir evin balkonunda yok olur.

İnsanlar göktaşının yol açtığı büyük çukurla karşılaşırlar. Herkes çukurun etrafını sarmış şekildedir. Bir apartmanın çatısında duran Luna ve Artemis neler olduğunu öğrenmeye çalışırlar. Bu arada hafızası silinen Usagi, Ami ve Makoto bir araya gelir. Usagi garip bir şeyler hisseder.

Bir apartmanın balkonunda Ail ile Ann flüt eşliğinde birbirlerine hissettikleri duyguları anlatıp kötülük planları yaparlar.
Ertesi sabah okula iki yeni öğrenci gelir. Adları Seijuro Ginga ve Natsumi Ginga'dır. Bu iki yeni öğrenci Ail ve Ann'ın insan formudur. Natsumi(Ann) sınıfta büyük ilgi ile karşılaşır. Bu sırada koridorda bir flüt sesi duyulur. Seijuro(Ail) kolidorda flüt çalar. Herkes hayran hayran onu izler. Seijuro birden Usagi'ye bakar ve ondan çok hoşlanır.

Usagi için bir şarkı çalmak ister. O sırada Natsumi sinirden ateşler saçar… Usagi'ye nefret dolu bir bakış atar ve sınıfa girer.
Okul çıkışında Ail ve Ann yürürler. Ann, okuldaki tüm kızlara baktığı için Ail'i suçlar. Bu sırada yanlarından Mamoru geçer. Ann hayatının erkeği bulmuştur! Ann, Mamoru'nun peşinden gider. Enerjisi kalmadığı için baygın düşer. Mamoru farketmeden evine gider.
Akşam Usagi telefonda Naru ile konuşur. Seijuro'nun ona ilk görüşte aşık olmasını düşündükçe heyecanlanır. Luna kendini tedirgin hisseder, ama bunun nedenini bilmez.

Bu sırada bir otel odasında Ail flüt eşliğinde odanın tümünü kaplayan devasa bir ağaçtan düşen su damlasıyla Ann'e yaşam enerjisi kazandırır. Enerjisi yerine gelen Ann, Ail'in yanına gider. Onlara enerji veren ağaç solmaya başlamaktadır. Yaşam enerjisinin bu gezegende olduğunu bilen Ann ve Ail bu gezegeni cennetleri olarak görürler. Daha sonra Ann'den bir Kardiyan seçmesini ister. Seçilen Vampir kardiyan Ail'in flüdü eşliğinde ortaya çıkar.

Vampir bir kadından enerji alır. Bu sırada orada olan Luna ve Artemis çığlıkları duyarak kadının yanına giderler. Enerjisinin alındığını anlarlar. Kızların hafızalarını geri döndürmek isterler, ama onlar artık normale döndükleri için bu işi kendileri çözmeye karar verirler.

Çığlıklar yine yükselir. Vampirin hedefinde başka biri vardır. Onun enerjisini alırken pencereden Naru çıkar. Vampir, Naru'nun odasına girer ve onunda enerjisini almaya başlar. Telefonda yardım isteyen Naru'nun sesini duyan Usagi ne olduğunu anlamaya çalışır. Luna ve Artemis çığlıkları duyarak Naru'nun evine gelirler. Vampire saldırırlar. Ama zayıf oldukları için çabuk yenilirler.
Bu sırada Usagi ve Naru'nun annesi odaya girer. Canavarı gören anne bayılır. Olanları rüya zanneden Usagi saçmalamaya başlar. Farkında olmadan Ay Savaşçısı hareketlerini yapar. Vampirin sıradaki hedefi Usagi olur. Usagi'nin enerjisini almaya başlar.

Başka çaresi olmayan Luna ona tekrar Ay Savaşçısı yapmak için her şeyi tekrar hatırlatır... Her şeyi hatırlayan Usagi yeniden Ay Savaşçısı’na dönüşür.

Vampir, Artemis'in enerjisini almaya başlar. Bu sırada Ay Savaşçısı her zaman ki 'seni cezalandıracağım' konuşmasını yapar.
Vampir, Ay Savaşçısı’na saldırır. Ay Savaşçısı yere düşer. Vampir onun enerjisini almaya başlar. Enerjisi bitmeye başlayan Ay Savaşçısı’nı öldürmek için ona oklar fırlatır. Oklara karşı koymak için tacına ulaşmaya çalışan Ay Savaşçısı’nın gücü kalmaz. Tam oklar gelecekken Luna canavarı ısırır. Ay Savaşçısı hemen toplanır ve saldırısını yapar. Canavar 'Temizlendim!' diyerek yok olur.

Bu sırada Ail ve Ann gelir. Ay Savaşçısı canavarı kontrol edenin onlar olduğunu anlar. Başından beri yaptığımız şeydi diyerek kaybolurlar.
Gözleri dolmuş bir şekilde Ay'a bakan Ay Savaşçısı'nın tek dediği şey 'Elveda eski Usagi' olur...

BaLıMSuLTaN’ın tanıtımı:
Bölüm 60
Spoiler:
Melek mi? Şeytan mı? Gökten Düşen Gizemli Kız
Tenshi? Akuma? Sora kara kita nazono shoujo
An angel? A devil? The mysterious girl from the sky
Yeni bir düşman Tokyo simalarında belirmiştir. Efendileri Rubeus ve onun hizmetinde dört kadın. Amaçları gümüş kristali yok ekmektir ama ondan önce Tavşan'ı bulup öldürmeyi planlamaktadırlar.
Usagi, Mamoru’yla beraber mükemmel bir sandal gezintisi yapmıştır. Sandaldan ineceği sırada ayağı takılır, düşmek üzereyken Mamoru 'ya çarpar ve düşmekten kurtulur. Bu düşme tehlikesi yakınlaşmalarına sebep olur. Mamoru ve Usagi bu yakınlaşma sonrası öpüşürken Mamoru'nun kafasına bir şey düşer. Ama havayı bozmamak için ses çıkarmaz. Tam ne oluyor diye bakarken gökyüzünde bir patlama olur ve gökten inen pembe saçlı kız çocuğu Usagi'nin kafasına düşer.
Usagi yerde, kız, Mamoru'nun kucağındadır.
Usagi, Mamoru'dan uzaklaş, nereden çıktın sorularını sorarken kız ona dönüp benim adım Usagi der. Usagi'ye adını ve niye saçını kendisi gibi topladığını sorar. Usagi bu saç stili Usagi Tsukino markasıdır asıl sen niye öyle topladın der. Böylece kız Usagi'nin adını öğrenmiş olur. Bir silah çıkarır ve Usagi'nin alnına dayar. Sen Usagi Tsukino isen gümüş kristale de sahipsin, onu hemen bana ver der. Mamoru ise şaka yapıyorsun, o sadece bir oyuncak gibilerinden laflar eder, ama kız konuşursan Usagi'yi öldürürüm diye tehdit eder.
Usagi gümüş kristal ne, bilmiyorum desede kız kristalin onda olduğunda ısrarlıdır. Kız Usagi'nin ağzından laf alamayacağını anlayınca tetiği çeker ve Usagi yere düşer. Mamoru hemen yanına koşar. Ama doğru tahmindir o silah sadece bir oyuncaktır.
Mamoru kıza bağırırken onun çoktan gitmiş olduğunu farkeder. Usagi yorgun argın eve gelir ve doğru odasına girer. Fakat girmesiyle çıkması bir olmuştur. Hemen salona koşar ve Shingo diye bağırır. Çünkü odası darmadağındır ve bunu kardeşinin yaptığını düşünüyordur. Shingo'yu azarlarken yanında öğlenki gizemli kızı görür. Ve Mamoru ile yaptığı konuşmayı hatırlar.
Mamoru kızın gökten geldiğine emin olduğunu, gümüş kristali bile bildiğini ve tehlikeli olabileceğini söylemiştir.
O sırada annesi, kuzenin Usagi bizimle yaşayacak der. Usagi küplere biner. O kızın insan olmadığını, hiç kuzeni olmadığını anlatmaya çalışsa da ailesi ona inanmaz. Çünkü her şey aleyhinedir. Her tarafta, her fotoğraf karesinde onlarla birlikte bu gizemli kız vardır.
Usagi bu olanlar karşısında şaşkına dönmüştür. Luna yanına gelir ve konuşmaları için işaret eder. Bir yandan banyo yapar bir yandan Luna ile olanları konuşur. Luna kızda garip bir enerji sezinlemektedir. Usagi küvette baloncuklar oluştuğunu farkeder. Ne oluyor diye bakarken suyun içinden gizemli kız çıkar. Usagi ile gümüş kristali bana ver diye kavga eder.
Usagi yatağına yatmış Mamoru'yu hayal ederken yatağın içinden birden yine o kız çıkar. Usagi çığlığıyla herkesi ayaklandırır. Kıza defol odamdan diye bağırırken annesi de Usagi'ye kızar. Öte yandan düşmanda hâlâ Tavşan'ı ve gümüş kristali aramaktadır.
Usagi evden aldığı bir resmi Rei'ye götürür. Kızlar da gelmiştir. Kızlar Rei'den şeytan ruh bulmasını beklerken Rei'nin Usagi'ye buldum kimonon senden daha hoş demesiyle kızlar yıkılır.
Rei kötü bir şey hissetmediğini söyler. Gizemli kız da gizli gizli onları izlemektedir. Rei'nin büyükbabası kızlara yiyecek bir şeyler götürürken dışarıdaki kızı farkeder. Kız Luna P değiş der ve o yanında taşıdığı tuhaf şey bir biberona dönüşür. Kızların çayına bu biberondan bir şeyler damlatır. Biberonu da büyükbabanın ağzına tıkar ve dede uykuya dalar.
Kızlar sohbet ederken büyükbaba gelir ve size bir şeyler getirdim der. Usagi hemen yemeye başlar. Usagi hariç herkes çayını içer ve içmeleriyle uykuya dalmaları bir olur. Usagi bu duruma çok şaşırır. Büyükbaba kapıya gelir, içeri bakar. Herkesin uykuya daldığını görünce birden Luna P olur yanında gizemli kızla birlikte. Kızları aramaya başlayacağı sırada Usagi Luna P’yi uzaklaştırır ve kızı tutar. Çaylara uyku ilacı atmak ha diyerek kıza vurmaya başlar.
Kızdan hemen nereden geldiğini, kim olduğunu, neden gümüş kristali aradığını söylemesini ister. Kız ağlamaya başlar ve alnından devasa bir ışık çıkar. Usagi çok şaşırır. Düşman kadınlardan biri yanlarında belirir ve ''sonunda seni buldum küçük tavşan.'' der. Bu kadın dört hayalet kız kardeşlerin en küçüğü Cooan'dır.
Kadın Usagi'ye bu açıklamaları yapar ve önce sen öleceksin diyerek ona saldırır. Bunu fırsat bilen gizemli küçük kız hemen oradan kaçar. Kadın da hemen peşinden gider. Usagi onun kötü biri olduğunu hisseder ve hemen dönüşür.
Kadın kızı yakalamıştır. O sırada küçük kızın dudaklarından yardım et anne bana sözleri dökülür ve alnındaki ay ışığı kaybolur. Düşman tam kıza saldıracakken Ay Savaşçısı arkalarında belirir. İkisi savaşmaya başlar. Ay Savaşçısı’nı karanlık ateş çemberine hapseder ve kıza doğru yönelir. Ay Savaşçısı çemberden kurtulur ve kadının üzerine atlar. Kadın yüzümü kirletmeye nasıl cüret edersin, öl diyerek hamle yapar, ama Smokinli Şövalye gülüyle bu hamleye engel olur. Küçük kızı kucağına alır. Ay Savaşçısı da Ay Prensesi saldırısını yapar. Düşman geri çekilmek zorunda kalır.
Smokinli Şövalye kız kucağındayken tuhaf bir şey hisseder. Anlam veremediği bir şeyler görür.
Düşman Cooan, kendi bölgesine çekilmiş diğerlerine Ay Savaşçısı'nı ve Smokinli Şövalye'yi anlatmaktadır.
Usagi küçük kızı yatağına yatırmış başında beklemektedir. Ona eğer her şeyi önceden söyleseydin sana yardım edebilirdim der. Gece olan yine Luna'ya olmuştur.
Tenshi? Akuma? Sora kara kita nazono shoujo
An angel? A devil? The mysterious girl from the sky
Yeni bir düşman Tokyo simalarında belirmiştir. Efendileri Rubeus ve onun hizmetinde dört kadın. Amaçları gümüş kristali yok ekmektir ama ondan önce Tavşan'ı bulup öldürmeyi planlamaktadırlar.

Usagi, Mamoru’yla beraber mükemmel bir sandal gezintisi yapmıştır. Sandaldan ineceği sırada ayağı takılır, düşmek üzereyken Mamoru 'ya çarpar ve düşmekten kurtulur. Bu düşme tehlikesi yakınlaşmalarına sebep olur. Mamoru ve Usagi bu yakınlaşma sonrası öpüşürken Mamoru'nun kafasına bir şey düşer. Ama havayı bozmamak için ses çıkarmaz. Tam ne oluyor diye bakarken gökyüzünde bir patlama olur ve gökten inen pembe saçlı kız çocuğu Usagi'nin kafasına düşer.

Usagi yerde, kız, Mamoru'nun kucağındadır.

Usagi, Mamoru'dan uzaklaş, nereden çıktın sorularını sorarken kız ona dönüp benim adım Usagi der. Usagi'ye adını ve niye saçını kendisi gibi topladığını sorar. Usagi bu saç stili Usagi Tsukino markasıdır asıl sen niye öyle topladın der. Böylece kız Usagi'nin adını öğrenmiş olur. Bir silah çıkarır ve Usagi'nin alnına dayar. Sen Usagi Tsukino isen gümüş kristale de sahipsin, onu hemen bana ver der. Mamoru ise şaka yapıyorsun, o sadece bir oyuncak gibilerinden laflar eder, ama kız konuşursan Usagi'yi öldürürüm diye tehdit eder.
Usagi gümüş kristal ne, bilmiyorum desede kız kristalin onda olduğunda ısrarlıdır. Kız Usagi'nin ağzından laf alamayacağını anlayınca tetiği çeker ve Usagi yere düşer. Mamoru hemen yanına koşar. Ama doğru tahmindir o silah sadece bir oyuncaktır.

Mamoru kıza bağırırken onun çoktan gitmiş olduğunu farkeder. Usagi yorgun argın eve gelir ve doğru odasına girer. Fakat girmesiyle çıkması bir olmuştur. Hemen salona koşar ve Shingo diye bağırır. Çünkü odası darmadağındır ve bunu kardeşinin yaptığını düşünüyordur. Shingo'yu azarlarken yanında öğlenki gizemli kızı görür. Ve Mamoru ile yaptığı konuşmayı hatırlar.
Mamoru kızın gökten geldiğine emin olduğunu, gümüş kristali bile bildiğini ve tehlikeli olabileceğini söylemiştir.
O sırada annesi, kuzenin Usagi bizimle yaşayacak der. Usagi küplere biner. O kızın insan olmadığını, hiç kuzeni olmadığını anlatmaya çalışsa da ailesi ona inanmaz. Çünkü her şey aleyhinedir. Her tarafta, her fotoğraf karesinde onlarla birlikte bu gizemli kız vardır.

Usagi bu olanlar karşısında şaşkına dönmüştür. Luna yanına gelir ve konuşmaları için işaret eder. Bir yandan banyo yapar bir yandan Luna ile olanları konuşur. Luna kızda garip bir enerji sezinlemektedir. Usagi küvette baloncuklar oluştuğunu farkeder. Ne oluyor diye bakarken suyun içinden gizemli kız çıkar. Usagi ile gümüş kristali bana ver diye kavga eder.

Usagi yatağına yatmış Mamoru'yu hayal ederken yatağın içinden birden yine o kız çıkar. Usagi çığlığıyla herkesi ayaklandırır. Kıza defol odamdan diye bağırırken annesi de Usagi'ye kızar. Öte yandan düşmanda hâlâ Tavşan'ı ve gümüş kristali aramaktadır.
Usagi evden aldığı bir resmi Rei'ye götürür. Kızlar da gelmiştir. Kızlar Rei'den şeytan ruh bulmasını beklerken Rei'nin Usagi'ye buldum kimonon senden daha hoş demesiyle kızlar yıkılır.

Rei kötü bir şey hissetmediğini söyler. Gizemli kız da gizli gizli onları izlemektedir. Rei'nin büyükbabası kızlara yiyecek bir şeyler götürürken dışarıdaki kızı farkeder. Kız Luna P değiş der ve o yanında taşıdığı tuhaf şey bir biberona dönüşür. Kızların çayına bu biberondan bir şeyler damlatır. Biberonu da büyükbabanın ağzına tıkar ve dede uykuya dalar.
Kızlar sohbet ederken büyükbaba gelir ve size bir şeyler getirdim der. Usagi hemen yemeye başlar. Usagi hariç herkes çayını içer ve içmeleriyle uykuya dalmaları bir olur. Usagi bu duruma çok şaşırır. Büyükbaba kapıya gelir, içeri bakar. Herkesin uykuya daldığını görünce birden Luna P olur yanında gizemli kızla birlikte. Kızları aramaya başlayacağı sırada Usagi Luna P’yi uzaklaştırır ve kızı tutar. Çaylara uyku ilacı atmak ha diyerek kıza vurmaya başlar.

Kızdan hemen nereden geldiğini, kim olduğunu, neden gümüş kristali aradığını söylemesini ister. Kız ağlamaya başlar ve alnından devasa bir ışık çıkar. Usagi çok şaşırır. Düşman kadınlardan biri yanlarında belirir ve ''sonunda seni buldum küçük tavşan.'' der. Bu kadın dört hayalet kız kardeşlerin en küçüğü Cooan'dır.

Kadın Usagi'ye bu açıklamaları yapar ve önce sen öleceksin diyerek ona saldırır. Bunu fırsat bilen gizemli küçük kız hemen oradan kaçar. Kadın da hemen peşinden gider. Usagi onun kötü biri olduğunu hisseder ve hemen dönüşür.
Kadın kızı yakalamıştır. O sırada küçük kızın dudaklarından yardım et anne bana sözleri dökülür ve alnındaki ay ışığı kaybolur. Düşman tam kıza saldıracakken Ay Savaşçısı arkalarında belirir. İkisi savaşmaya başlar. Ay Savaşçısı’nı karanlık ateş çemberine hapseder ve kıza doğru yönelir. Ay Savaşçısı çemberden kurtulur ve kadının üzerine atlar. Kadın yüzümü kirletmeye nasıl cüret edersin, öl diyerek hamle yapar, ama Smokinli Şövalye gülüyle bu hamleye engel olur. Küçük kızı kucağına alır. Ay Savaşçısı da Ay Prensesi saldırısını yapar. Düşman geri çekilmek zorunda kalır.
Smokinli Şövalye kız kucağındayken tuhaf bir şey hisseder. Anlam veremediği bir şeyler görür.

Düşman Cooan, kendi bölgesine çekilmiş diğerlerine Ay Savaşçısı'nı ve Smokinli Şövalye'yi anlatmaktadır.

Usagi küçük kızı yatağına yatırmış başında beklemektedir. Ona eğer her şeyi önceden söyleseydin sana yardım edebilirdim der. Gece olan yine Luna'ya olmuştur.

CB’nin tanıtımı:
Bölüm 97
Spoiler:
Su Labirenti! Ami Hedeflendi
Mizu no labyrinth! Nerawareta Ami
Water Labyrinth. Targetted Ami-chan
Okul çıkışında müdür yardımcısı, Ami’yle karşılaşır. Ami ses-video odasında rehber kitabını unutmuştur ve müdür yardımcısı, Ami’ye kitabını iade eder. Onun daha önce eşyalarını bir yerlerde unuttuğu pek görülmemiştir ve müdür yardımcısı Ami’ye onun canını sıkan bir şey olursa kendisine gelebileceğini önerir. Ayrıca son zamanlarda sorumsuz ve Ami’nin seviyesini düşürebilecek kişilerle takıldığını ima eder. Bu sırada Usagi, müdür yardımcısı ile Ami’nin konuşmasına kulak misafiri olur, Ami’nin seviyesini tehlikeye soktuğunu düşünür.


Ami, kaldırımda otururken Mamoru onu görür. Sıkıntısını paylaşmasını ister. Ami, eğitimi dışında hiçbir şeyinin olmadığını düşünmektedir. Annesi bir doktordur ve bu yüzden o da doktor olmak istemektedir. Ve bunun için çok sıkı çalışmaktadır. Ama bunun gerçek bir hayal olmadığını, gerçek hayallere sahip olan insanların daha parladığını söyler. Mamoru da iyi bir doktor olmanın da harika bir hayal olduğunu söyler. Hatta iğnelerden nefret ettiğini, ancak Ami gibi şirin bir doktoru olursa bir iki iğneye katlanabileceğini belirtir. Bu konuşma, Ami’yi daha iyi hissetmiştir. Yüzmek için havuza gideceğini söyleyip oradan ayrılır.

Bu sırada Kaolinite, Ami’nin şanını duymuştur. Tılsımın Ami’nin saf kalbinde olabileceğini düşünür ve hedef olarak Ami’yi seçer.
Havuzda, Ami yüzmeye başlar. Bu sırada yüzmekte olan Michiru, Ami’nin yüzerken saçtığı enerjiyi fark eder ve ona bir yarış teklif eder. Yarışa başlarlar. İkisi de at başı gitmektedir fakat sonlara doğru Ami yavaşlar ve berabere biter. Michiru da onu yavaşladığı ve adil davranmadığı, onu iyi hissettirmesine gerek olmadığı konusunda azarlar. Ami üzülerek oradan ayrılır. Sadece arkadaş olmak istemiştir oysaki.

Bu sırada kızlar, çalışma toplantısında Ami olmadan hiçbir şeyi çözememektedirler. Ami geldiğinde ona yığınla soru sorarlar. Ama Usagi, sabahki olayları da göz önünde bulundurarak herkesin kendi kendine çalışması gerektiğini söyler. Minako, Rei ve Makoto; Usagi’nin makul ve yerinde bir şey söylemesi üzerine afallarlar. Ami ise soru sorabileceklerini söyler. Usagi itiraz eder. Ami’ye sadece ve sadece daha çok çalışması ve iyi bir doktor olmasını söyler. Ami, “bir şey unuttum” bahanesiyle geri döner. Dönerken gözlerinden süzülen bir damla gözyaşını fark eden Usagi de onun peşinden gider. “Acaba yanlış bir şey mi söyledim?” diye düşünür Usagi.


Ami’yse Usagi’nin bile (!) ona sadece çalışmasını söylediğini düşünür. Ona göre, gerçekten elinde çalışmaktan başka bir şey yoktur. Bu sırada Haruka, Ami’yi bulur. Michiru’nun adil bir yarış teklifini getirmiştir. Ami kabul eder ve birlikte spor merkezine giderler. Aynı zamanda Luna ile Artemis, günbatımının keyfini çıkartmaktadırlar. Luna, Ami’yi görür ve onun şu an kızlarla çalışıyor olması gerektiğini söyler. Onu takip etmeye başlar.

Kötüler cephesinde ise, profesör yeni bir Daimon yumurtası hazırlar ve bir saf kalbin peşine düşmesini sağlar.

Ami, spor merkezinde Michiru’yu bulur. Onunla yüzleşmeye gelmiştir. Michiru tek istediğinin adil bir yarış olduğunu söyler. Artemis de Luna’nın Ami’yi takip ettiğini Usagi’ye yetiştirir. Birlikte spor merkezine giderler. Ami ile Michiru yarışa başlarlar. Çok sıkı rakiplerdir ve berabere ilerlemektedirler. Ami neden bu kadar çabaladığını düşünür.

Çabalıyordur, ama kazanmak istediğinden değil. Ami kaçmak istemiyordur. Sorunlarıyla yüzleşip, sahip olduğu her şeyi vermezse kaçmış olacaktır. Bu yüzden tüm gücüyle, hakkını verir. Yarış beraberedir. Michiru, “Her şeyini verince daha eğlenceli oluyormuş, bunu tekrarlamalıyız.” Der ve havalı bir şekilde ayrılır.

Ami’yse biraz daha yüzmek istediğini söyleyip havuza girer. Ama düşmanlar, çoktan suya bir daimon yumurtası yerleştirmişlerdir bile. Canavar, Ami’yi cama yapıştırır. Bu sırada Usagi, spor merkezine ulaşmış; Ay Savaşçısı’na dönüşmüş ve Ami’yi kurtarmaya gelmiştir. Canavar Usagi’yi etkisiz hale getirir ve Ami’nin saf kalbini alır. Usagi itiraz eder ve duyguyla haykırır. Ami’nin saf kalbi parıltılar saçıyordur, ama tılsım değildir. Kaolinite tam onu yere fırlatacakken Smokinli Şövalye’nin gülü buna engel olur. Daimon’a “şunlardan kurtul” diyerek oradan ayrılır.

Smokinli Şövalye, bastonuyla Daimon’u suya iter ve Artemis ile Luna da can simidini patlatırlar. Bu sayede kurtulan Ay Savaşçısı, Ay’ın Sarmal Kalp Saldırısı’nı kullanarak Daimon’u yok eder. Saf kalbi Ami’ye yerleştirir. Ve ondan, kötü bir şey söylediyse diye özür diler. Ami de kötü bir şey söylemediğini sadece moralinin biraz bozuk olduğunu söyler. Mamoru’ya anladığı dersi ve artık kaçmayacağını söyler. Aralarındaki muhabbeti anlamayan Usagi, Ami’nin Mamoru’ya asıldığını falan düşünür ve Ami de bununla alay eder.


funnylife’in tanıtımı:
Bölüm 146
Spoiler:
Juban Şehrinde Tatil! Kaygısız Prenses
Juuban Gai no Kyuujitsu! Mujaki na Oujosama
Holiday at Tenth Street! An Innocent Princess
Ametis Krallığı’ndan Prenses Rubina, Japonya’ya ziyarete gelmiştir. Haberlerde prensesin soğuk algınlığına yakalandığı söylenir. Diana gelecekteki kral ve kraliçenin her ciddi merasim öncesi ateşleri çıktığını, ama endişelenecek bir şey olmadığını söyler Luna’ya çünkü merasimler bitince ateşleri de düşüyordur hep. Luna Kral’ın da bunu yapmasına çok şaşırır.
Usagi bütün harçlığını bitirmiştir, para alabilmek için annesine getir götür işlerinde yardım eder. Bir kucak dolusu kitabı güçlükle söylene söylene taşıyordur. Chibi-Usa’dan yardım ister, ama Chibi-Usa kabul etmez. Ancak alacağı parayı yarı yarıya paylaşacaklarsa yardım edecektir. Didişmeye başlarlar, Usagi, Chibi-Usa’ya zaten parası olduğu için en azından birini olsun taşımada yardım etmesinde ısrar ederken Chibi-Usa da hayır der durur.
Birden bir kız aralarına girip durdurur onları.

Kavganın sevimli kızlara yakışmadığını bir şekilde bunu halledeceğini söyler ve oradan geçen iki adamı durdurup eşyaları onlar için taşımalarını rica eder. Chibi-Usa ve Usagi çok şaşırmışlardır birden koşarak uzaklaşmaya başlarlar hiç gereği yok diyerek.
Usagi ve Chibi-Usa festivale gitmek için evden çıkmak üzeredirler, kimonolarını falan da giymişlerdir. Kapıyı açtıklarında karşılarında gün içinde karşılaştıkları kızı görürler. Kız gülümseyerek kendisini tanıtır, adı Rubina’dır. Usagi de kendini tanıtır. Kız kendisine aldırmayıp yollarına devam etmelerini söyler. Kızların kafası karışmıştır.

Üçü birlikte festival alanına giderler. Rubina her şeyden büyük keyif alırken Chibi-Usa ve Usagi de şüpheli şüpheli Rubina’ya bakar durur festival süresince. Bakmadıkları bir anda Rubina’yı kaybederler. Kız başka bir yerde yürürken bir çocuğun “ Bana balon al!” diye bağırmalarını duyar. Bir çocuk annesini balon alması için ikna etmeye çalışmaktadır. Anıları canlanır Rubina’nın Ametis Krallığı’nın Prensesi olduğu için hiçbir zaman istediği gibi özgür hareket edememiş istediklerini yapamamıştır. Baloncunun elinden bir balon alır ve çocuğa uzatır.

Çocuk balonu alıp uzaklaşır. Başka bir çocuk bir şeyler isteyen gözlerle Rubina’ya bakıyordur. Rubina ona da bir balon verir çevredeki diğer çocuklar da istemeye başlar ve Rubina da balonları dağıtmaya başlar… Ta ki baloncu balonların tutarını ödemesini isteyene kadar… Baloncunun neden söz ettiğini anlamayan Rubina ona da bir balon uzatır.

Baloncu bu duruma çok sinirlenir bağırmaya başlar. Tam bu sırada Chibi-Usa ve Usagi oraya gelmişlerdir, kalabalığı geçip Rubina’ya ulaşmaya çalışırlar. Baloncu çok sinirlidir, Rubina’ya vurmak için elini kaldırır. Bir adam (kılık değiştirmiş olan Şahin Gözü) baloncunun bileğinden yakalar ve yere fırlatır onu. Adam Rubina’ya dünyada bir şey almak için para denilen bir şey kullanmaları gerektiğini söyler ve kulağına “Prenses Rubina” diye hitap eder. Bunun üzerinde Rubina adamı birden ittirir, onu geri getirtmek için gönderilen biri olduğunu düşünür. (Prenses çok sıkıldığı ve biraz özgür kalabilmek için kaldığı yerden kaçmıştır gizlice) Ve Rubina koşarak uzaklaşır oradan.

Chibi-Usa ve Usagi, Rubina’yı gene gözden kaybetmişlerdir. Her yerde onu aramaya devam ederler. Kediler ve Mamoru, Rubina’yı bulur. Mamoru, Rubina’ya kaçmasına gerek olmadığını, kendisinin onun peşine taktıkları biri olmadığını ve biraz eğlendikten sonra otele dönmesinin daha iyi olacağını söyler. Özgürlüğe ne kadar susamış olduğunu anlıyordur, ama Rubina onun için arkasından endişelenenlerin ne halde olduklarını da düşünmelidir.
Usagi ve Chibi-Usa da oraya ulaşırlar. Havai fişek gösterisi başlamak üzeredir hep beraber izlemeye giderler. Mamoru yapacak işleri olduğunu söyleyerek onlara katılmaz. Gösteri sırasında Rubina düşüncelidir. Kızlar ise hayran hayran izler gösteriyi...

Kızlar biraz önlere gitmeyi önerip ayaklanır. Rubina da onların peşinden gitmek için ayağa kalkar, ama duyduğu bir sesle duraklar. Şahin Gözü, Rubina’ya onun güzelliğinin eşi benzeri olmadığını söyler. Kızlar ise Rubina’nın onlarla olmadığını fark edip daha önce oturdukları yere baktıklarında kimseyi göremezler. Rubina ortadan kaybolmuştur.
Rubina, Şahin Gözü’ne kendi hükümetleri için mi çalıştığını sorar eğer öyleyse endişelenmelerine gerek olmadığını havai fişek gösterisini izledikten sonra otele döneceğini söyler. Adam güler ve kılık değiştirip Şahin Gözü olur. Rubina’nın düşler aynasını çıkartır ve Pegasus’u aramaya başlar.

Çığlıkları duyan Usagi ve Chibi-Usa hemen oraya giderler ve durumu görünce dönüşürler. Pegasus’u bulamayınca sinirlenen Şahin Gözü, Rubina’yı öldürmek ister. Ay Savaşçısı ve Küçük Ay Savaşçısı bilindik girişleriyle araya girer. Şahin Gözü, Remless’ini çağırır. Top şeklinde oldukça tuhaf bir canavardır Şahin Gözü onu dürtene kadar gevezelik eder. Daha sonra da üzerine bir fil çıksa bile asla kırılmayacağını söyler ve beraberindeki filli topun üzerine çıkar ve bir süre sonra kırılır.

Canavar saldırıya geçer, savuşturmaya çalışırken Ay Savaşçısı ve Küçük Ay topun üzerinde oradan oraya koştururken bulurlar kendilerini. Canavar, Rubina’nın üzerine doğru onu ezmek için yuvarlanıyordur. Kırmızı bir gül ile Smokinli Şövalye müdahale eder duruma, ama bu bir işe yaramaz. Asasını bilardo sopası gibi kullanarak durdurur top şeklindeki canavarı ve Rubina’yı ve savaşçıları kurtarır. Ay Savaşçısı ve Küçük Ay saldırıları ile canavarı yok eder.

Her şey normale dönmüştür. Rubina’yı otele bırakırlar. Rubina onlara gün için çok teşekkür eder.
funnylife’in tanıtımı:
Bölüm 147
Spoiler:
Kaçınılmaz Partner mi? Makoto’nun Masumiyeti
Unmei no Partner? Makoto no Junjou
A Partner in Destiny? Makoto's Pure Heart
Kötü üçlü sürekli gezegen savaşçılarına yenildikleri ve Pegasus’u bulamadıkları için efendilerinden azar işitir. Kaplan Gözü bu seferki hedeflerin hepsini tek başına halledeceğini söyler.
Ayrılırken hedef kartlarından birini düşürür. Kartta Makoto’nun resmi vardır.
Herkes üniversite şenliğine katılmak için çok şık giyinmiş bir halde buluşmuştur. Kızlar spor salonunda yapılacak dans için çok heyecanlıdır. Birçok ilişki bu dans partilerindeki partnerlikten doğmuştur içlerinde evlenen bile vardır. Üniversite şenliği bu dans partisi ile ünlüdür.
Partide;
Herkes neşe içinde dans etmektedir. Makoto bir kenarda sessizce dans edenleri izlerken Ami gelir, pek mutlu görünmediğini söyler. Makoto da çok uzun olduğu için kimsenin dansa çağırmadığından söz eder. Ami onu dansa kaldırır, birlikte dans etmeye başlarlar. Makoto çok güzel dans ediyordur bir anda partideki herkes bir kenara çekilmiş ikisinin dansını izlemeye başlarlar.
İnsan formundaki Kaplan Gözü dans salonuna girer bu sırada ve dans eden ikiliyi görür, Makoto’nun oldukça iyi olduğunu düşünür. Elindeki hedeflerin resimlerinin bulunduğu destede olmadığını, ama gene de ondan yararlanmayı düşünür. Müziği durdurur ve Makoto’dan onunla dans etmesini ister. Uyum içinde dans etmeye başlarlar... Makoto rüyada gibidir. Böyle bir sevgilim olsaydı harika olurdu diye düşünür.
Dans bitince bir sürü kız adamın etrafını sarar dans etmek istediklerini söyleyerek. Kaplan Gözü durumu bir karidesle bir sürü büyük balık yakalamaya benzetir, hedefleri onun etrafını sarmıştır. Makoto adama bir kez daha dans edip edemeyeceklerini sorar. “Senin için de uygunsa neden olmasın..?” cevabını alır. Adam sonra görüşürüz diye ekleyerek etrafındaki kalabalık kız grubuyla uzaklaşır. Makoto çok etkilenmiştir. Kızlar ve Mamoru kafede dondurmalarını yerken Makoto’nun o danstan beri spor salonundan hiç çıkmadığından söz ederler. O adamla tekrar dans edene kadar çıkmama kararı almıştır. Ne yaptığına bakmaya giderler hep beraber. Dans partisinin bittiği anons edilirken Makoto hâlâ beklemektedir, Chibi-Usa da yanındadır. Bu sırada Kaplan Gözü etrafındaki kalabalık kız grubuyla salondan çıkar. Makoto'nun hâlâ beklediğini görünce biraz şaşırır. Chibi-Usa bunca zamandır Makoto’yu beklettiği için adama kızar. Kaplan Gözü hâlâ etrafındaki kızlara verdiği sözü yerine getirdiğini söyleyince Makoto işi bitene kadar bekleyeceğini söyler. Kaplan Gözü’nün canını sıkar bu durum elindeki destede olmayan biri ile ilgilenmeye vakti yoktur çünkü. Sonra görüşürüz diyerek uzaklaşır oradan. Kızlar adamın ne kadar insafsız olduğunu söylediklerinde Makoto hemen savunmaya geçer. Kendisini hatırladığını ve onunla konuşmak için geldiğini söyler. Şenlik ertesi gün de devam edeceği için eve gitmeyi önerdiklerinde Makoto biraz daha orada kalacağını onsuz gitmelerini söyler.
Usagilerin evinde;
Chibi-Usa, Pegasus’a Makoto’nun daha bugün gördüğü birine karşı nasıl bu kadar istekli olduğunu sorar. Pegasus duygularda zamanın önemi olmadığını söyler. Karşısına mükemmel biri çıktığında ilk görüşte aşık olunabileceğini anlatır. Ve insanın gözünün aşkından başka bir şeyi görmediği zamanlar olduğundan söz eder... Bu sırada Usagi’nin Chibi-Usa’ya seslendiğini duyarlar.
Makoto hâlâ eve dönmemiştir. Mamoru ile birlikte ona bakmaya giderler, hâlâ bıraktıkları yerde o adamı beklerken bulurlar. Usagi neden hâlâ beklediğini sorar, Makoto da eğer gelip de beni burada bulamasaydı çok pişman olacaktım diye cevap verir. Bu Makoto’nun hayalidir: Süslü bir elbise giyip mükemmel bir prensle dans etmek. Ve hayali gerçekleşmiştir... Prensini elinden kaçırırsa ömür boyu pişmanlık duyacağını söyler. Rei gene de tüm gece onu beklerse güçsüz düşeceğini söyler… Diğer kızlar da gelmişlerdir oraya ve onunla beraber bekleyeceklerini, onu yalnız bırakmayacaklarını söylerler.
Ertesi gün; 12. Bayanlar Müsabakası Büyük Ödülü’nü kazanan sahnede duyurulmaktadır. Kazanan kişi insan formundaki Balık Gözü’dür. Bunu gören Kaplan Gözü sinirlenir. Barda düşürdüğü hedef kartını vermeye gelmiştir, ama sonra aklından çıkmıştır bu. Onlar bunları konuşurken Usagi ve Chibi-Usa çalıların arkasından izlemektedir. Kaplan Gözü kafasına koyarsa on yirmi kadının lafı bile olmayacağını kimsenin onu reddedemeyeceği ile ilgili şeyler söylediğini de duyan Usagi çok sinirlenir adam tam bir zamparadır. Ona engel olmak istediklerinde ise onu bulamazlar.
Kızlar bekledikleri yerde uyuklamaktadırlar. Kaplan Gözü oraya varınca uyanırlar. Makoto ve Kaplan Gözü beraber uzaklaşırlar. Bu arada adam iltifatlarına başlamıştır çoktan… Bir yandan da kızı seçen kendisiyken niye bu kadar heyecanlandığını sorgulamaktadır.
Makoto’nun beklerken ona inandığını falan söylemesine ise çok şaşırır. Kızın nasıl bu kadar güvenebildiğine şaşırır… Birden Balık Gözü ortaya çıkar sinirlenmiştir. Ne yaptığını sanıyorsun diye söylenir. Asıl formuna dönüşerek Makoto’nun düşler aynasını çıkartır. Makoto’ya doğru koşmak isteyen Rei, Minako ve Ami’yi üzerlerine ağ atarak durdurur. Prensinin aslında düşmanlarından biri olduğunu öğrenen Makoto büyük hayal kırıklığı yaşar. Kaplan Gözü, Pegasus’u aramaya başlar, çığlıkları duyan Usagi ve Chibi-Usa da hemen dönüşürler.
Pegasus’u gene bulamamışlardır, kızlardan kurtulup gidecekken Ay Savaşçısı ve Küçük Ay girişlerini yapar. Kaplan Gözü oradan gider, geride kalan Balık Gözü de Remless’ini çağırır ve o da gider. Ağlardan kurtulan kızlar Makoto’yu oradan uzaklaştırırlar ve Remless saldırıya başlar. Canavar, Ay Savaşçısı ve Küçük Ay’a zor anlar yaşatır onları köşeye sıkıştırır.
Kızların yanındaki Makoto da bunları izlemektedir.
Canavar son hamlesini yapmaya çalışırken Makoto dönüşür ve saldırısı ile canavarı durdurur.
Ay Savaşçısı ve Küçük Ay da saldırıları ile canavarı yok ederler.
Unmei no Partner? Makoto no Junjou
A Partner in Destiny? Makoto's Pure Heart
Kötü üçlü sürekli gezegen savaşçılarına yenildikleri ve Pegasus’u bulamadıkları için efendilerinden azar işitir. Kaplan Gözü bu seferki hedeflerin hepsini tek başına halledeceğini söyler.

Ayrılırken hedef kartlarından birini düşürür. Kartta Makoto’nun resmi vardır.

Herkes üniversite şenliğine katılmak için çok şık giyinmiş bir halde buluşmuştur. Kızlar spor salonunda yapılacak dans için çok heyecanlıdır. Birçok ilişki bu dans partilerindeki partnerlikten doğmuştur içlerinde evlenen bile vardır. Üniversite şenliği bu dans partisi ile ünlüdür.

Partide;
Herkes neşe içinde dans etmektedir. Makoto bir kenarda sessizce dans edenleri izlerken Ami gelir, pek mutlu görünmediğini söyler. Makoto da çok uzun olduğu için kimsenin dansa çağırmadığından söz eder. Ami onu dansa kaldırır, birlikte dans etmeye başlarlar. Makoto çok güzel dans ediyordur bir anda partideki herkes bir kenara çekilmiş ikisinin dansını izlemeye başlarlar.

İnsan formundaki Kaplan Gözü dans salonuna girer bu sırada ve dans eden ikiliyi görür, Makoto’nun oldukça iyi olduğunu düşünür. Elindeki hedeflerin resimlerinin bulunduğu destede olmadığını, ama gene de ondan yararlanmayı düşünür. Müziği durdurur ve Makoto’dan onunla dans etmesini ister. Uyum içinde dans etmeye başlarlar... Makoto rüyada gibidir. Böyle bir sevgilim olsaydı harika olurdu diye düşünür.

Dans bitince bir sürü kız adamın etrafını sarar dans etmek istediklerini söyleyerek. Kaplan Gözü durumu bir karidesle bir sürü büyük balık yakalamaya benzetir, hedefleri onun etrafını sarmıştır. Makoto adama bir kez daha dans edip edemeyeceklerini sorar. “Senin için de uygunsa neden olmasın..?” cevabını alır. Adam sonra görüşürüz diye ekleyerek etrafındaki kalabalık kız grubuyla uzaklaşır. Makoto çok etkilenmiştir. Kızlar ve Mamoru kafede dondurmalarını yerken Makoto’nun o danstan beri spor salonundan hiç çıkmadığından söz ederler. O adamla tekrar dans edene kadar çıkmama kararı almıştır. Ne yaptığına bakmaya giderler hep beraber. Dans partisinin bittiği anons edilirken Makoto hâlâ beklemektedir, Chibi-Usa da yanındadır. Bu sırada Kaplan Gözü etrafındaki kalabalık kız grubuyla salondan çıkar. Makoto'nun hâlâ beklediğini görünce biraz şaşırır. Chibi-Usa bunca zamandır Makoto’yu beklettiği için adama kızar. Kaplan Gözü hâlâ etrafındaki kızlara verdiği sözü yerine getirdiğini söyleyince Makoto işi bitene kadar bekleyeceğini söyler. Kaplan Gözü’nün canını sıkar bu durum elindeki destede olmayan biri ile ilgilenmeye vakti yoktur çünkü. Sonra görüşürüz diyerek uzaklaşır oradan. Kızlar adamın ne kadar insafsız olduğunu söylediklerinde Makoto hemen savunmaya geçer. Kendisini hatırladığını ve onunla konuşmak için geldiğini söyler. Şenlik ertesi gün de devam edeceği için eve gitmeyi önerdiklerinde Makoto biraz daha orada kalacağını onsuz gitmelerini söyler.
Usagilerin evinde;
Chibi-Usa, Pegasus’a Makoto’nun daha bugün gördüğü birine karşı nasıl bu kadar istekli olduğunu sorar. Pegasus duygularda zamanın önemi olmadığını söyler. Karşısına mükemmel biri çıktığında ilk görüşte aşık olunabileceğini anlatır. Ve insanın gözünün aşkından başka bir şeyi görmediği zamanlar olduğundan söz eder... Bu sırada Usagi’nin Chibi-Usa’ya seslendiğini duyarlar.
Makoto hâlâ eve dönmemiştir. Mamoru ile birlikte ona bakmaya giderler, hâlâ bıraktıkları yerde o adamı beklerken bulurlar. Usagi neden hâlâ beklediğini sorar, Makoto da eğer gelip de beni burada bulamasaydı çok pişman olacaktım diye cevap verir. Bu Makoto’nun hayalidir: Süslü bir elbise giyip mükemmel bir prensle dans etmek. Ve hayali gerçekleşmiştir... Prensini elinden kaçırırsa ömür boyu pişmanlık duyacağını söyler. Rei gene de tüm gece onu beklerse güçsüz düşeceğini söyler… Diğer kızlar da gelmişlerdir oraya ve onunla beraber bekleyeceklerini, onu yalnız bırakmayacaklarını söylerler.

Ertesi gün; 12. Bayanlar Müsabakası Büyük Ödülü’nü kazanan sahnede duyurulmaktadır. Kazanan kişi insan formundaki Balık Gözü’dür. Bunu gören Kaplan Gözü sinirlenir. Barda düşürdüğü hedef kartını vermeye gelmiştir, ama sonra aklından çıkmıştır bu. Onlar bunları konuşurken Usagi ve Chibi-Usa çalıların arkasından izlemektedir. Kaplan Gözü kafasına koyarsa on yirmi kadının lafı bile olmayacağını kimsenin onu reddedemeyeceği ile ilgili şeyler söylediğini de duyan Usagi çok sinirlenir adam tam bir zamparadır. Ona engel olmak istediklerinde ise onu bulamazlar.

Kızlar bekledikleri yerde uyuklamaktadırlar. Kaplan Gözü oraya varınca uyanırlar. Makoto ve Kaplan Gözü beraber uzaklaşırlar. Bu arada adam iltifatlarına başlamıştır çoktan… Bir yandan da kızı seçen kendisiyken niye bu kadar heyecanlandığını sorgulamaktadır.

Makoto’nun beklerken ona inandığını falan söylemesine ise çok şaşırır. Kızın nasıl bu kadar güvenebildiğine şaşırır… Birden Balık Gözü ortaya çıkar sinirlenmiştir. Ne yaptığını sanıyorsun diye söylenir. Asıl formuna dönüşerek Makoto’nun düşler aynasını çıkartır. Makoto’ya doğru koşmak isteyen Rei, Minako ve Ami’yi üzerlerine ağ atarak durdurur. Prensinin aslında düşmanlarından biri olduğunu öğrenen Makoto büyük hayal kırıklığı yaşar. Kaplan Gözü, Pegasus’u aramaya başlar, çığlıkları duyan Usagi ve Chibi-Usa da hemen dönüşürler.

Pegasus’u gene bulamamışlardır, kızlardan kurtulup gidecekken Ay Savaşçısı ve Küçük Ay girişlerini yapar. Kaplan Gözü oradan gider, geride kalan Balık Gözü de Remless’ini çağırır ve o da gider. Ağlardan kurtulan kızlar Makoto’yu oradan uzaklaştırırlar ve Remless saldırıya başlar. Canavar, Ay Savaşçısı ve Küçük Ay’a zor anlar yaşatır onları köşeye sıkıştırır.

Kızların yanındaki Makoto da bunları izlemektedir.

Canavar son hamlesini yapmaya çalışırken Makoto dönüşür ve saldırısı ile canavarı durdurur.

Ay Savaşçısı ve Küçük Ay da saldırıları ile canavarı yok ederler.

Bu mesaja teşekkür edenler (3 kişi): fawn_fairy, SahiL, BaLıMSuLTaN
Fazla gelir diye iki mesaja böldüm gene... Ellerinize sağlık birazdan puanlarınız verilecek. İlk sezon ve üç film bitti. Bu arada blackrose tanıtımında imlaya biraz daha özen gösterirsen sevinirim
black rose’un tanıtımı:
Bölüm 173
fawn_fairy’in tanıtımı:
Bölüm 180
fawn_fairy’in tanıtımı:
Bölüm 184
Haruka~’nın tanıtımı:
Bölüm 186
Chibi Chibi'nin Sırrı!? Büyük Burun Takipte
Chibi Chibi no nazo!? Osawagase Daitsuiseki
The mystery behind Chibi Chibi!? The troublesome pursuit
Usagi yolda dururken çok acıktığını fark eder ve evine döner hızlı bir şekilde. Annesine son ses bağırarak abur cuburların yerini sorar. Salonda Chibi-Chibi'nin önünde abur cubur dolu tabaklarla oturduğunu fark eder. Elinde de çok güzel saçları olan bembeyaz bir porselen bebek vardır.
Luna odaya girerek Usagi'ye annesinin dışarı çıktığını söyler. Usagi de üzüntüyle Chibi-Chibi'nin yanına oturur. Bebeği nereden bulduğunu sorunca, Luna hep yanında taşıdığını söyler. Bu arada Chibi-Chibi çörekleri birer birer götürüyordur ki Usagi aç aç kızın ağzına bakmak zorunda kalmıştır. Bunu farkeden ufaklık da ona bir tane uzatmaya karar verir...
Annesi eve geldiğinde Usagi ona abur cuburlarını sorar hemen. Annesiyse üzgün bir şekilde unuttum der. Ama Usagi ağlak bir surat takınıp hepsini Chibi-Chibi’ye verdiğini ima edince annesi şaşırarak vermediğini, çünkü küçük kızının da ablası gibi çürüklerinin olmamasını istediğini söyler. Usagi'nin beyni sorularla dolmuştur. Küçük kızın arada sırada kendi başına nereye gittiğini, o yiyecekleri nasıl bulduğunu merak etmektedir.
Luna'ysa Usagiyle dalga geçmek için ona daha Chibi-Chibi'nin kızı olup olmadığını bile bilmediğini söyler. Ama Usagi de altta kalmayarak sen de Diana'nın kendi kızın olup olmadığından emin değilsin der. Luna yenilgiyi kabullenerek hayatın bu yönünün çok ilginç olduğunu kabul ettiğini söyler. Usagi ise onu takmamakta ve yerde kıvranmaktadır. Açlığının tavan yaptığından bahsederken içeride Chibi-Chibi'nin olduğunu fark eder. Küçük kız ona şekerleme getirmiştir. Usagi şekerlemeleri alırken aklına bunca şekerlemeyi nereden bulduğu sorusu düşmüştür.
Ve Chibi-Chibi'yi takip etmeye başlar. Onun gizlice bir Tatlı Diyarı’na gittiğini düşünmektedir. Bir duvarı aştıktan sonra küçük kız gözden kaybolmuştur. Onun nereye gittiği hakkında kara kara düşünürken Makoto ve Rei ile çarpışırlar.
Usagi kızlara durumu izah etmeye başlamışken Rei birden yüksek bir duvara bakıp Chibi-Chibi’yi gösterir.
Küçük bir çocuğun orada yürümesi pekâlâ alışıldık bir şey değildir. Chibi-Chibi'nin bir an ayağı kayar ve ağır çekimde düşmeye başlar, kızlar panikleyip kendilerini ileriye doğru attıklarındaysa o sakince beyaz şemsiyesini açar ve hafif bir iniş yapar. Daha sonra da yoluna devam eder. Kızlar onun peşinden giderler, fakat Chibi-Chibi onlardan önce gidip bir çalılığın arasından geçerek geniş bir bahçeye çıkmıştır. Usagi kafasını çalılıklardan uzattığında Artemis'i görerek bağırır. Ami ve Minako da olaya dahil olmuşlardır. Usagi’ye burada ne yaptıklarını sorarak onu bir şekilde azarlıyorlardır.
Usagi kızarıp bozarırken Artemis bağırarak arabaların arasına giren Chibi-Chibi’yi gösterir. Trafik oldukça yoğundur ve bu çok tehlikelidir. Ama Chibi-Chibi yavaşça karşıya geçiyordur. Kızlarsa tedirgin bir şekilde onu izliyordur.
Onu izleyerek etrafta dolanmaya başlıyorlar bir süre sonra. Önce bir köpeğin yanına gidiyor ufaklık ve onu seviyor. Kızlarsa şu yorumları yapıyorlar;
-Kocaman bir köpekten korkmuyor,
-Görünüşe önem vermiyor, tıpkı Usagi gibi,
-O zaman o Usagi'nin 2. çocuğu olabilir mi?
Usagi ise utanarak sırıtıyordur. Chibi-Chibi köpekle vedalaştıktan sonra kızlar hiç korkmadan köpeğin önünden geçerler fakat köpek onları kovalamak ister.
Kızlar son çare olarak bir elektrik direğine tırmanınca köpek afallar ve kovalamayı keser. Kızlar tam rahatlamışken, 3 Işık onları görür. Ve Usagi sırıtarak onlara bakar.
Chibi-Chibi yoldan geçenlere selam vererek ilerlemektedir. Yerde bulduğu bir demir parayı da karakola bırakmıştır. Kızlar bu sefer de tahminlerini Chibi-Usa'ya yönlendirir. Seiya, Yaten ve Taiki de olaya dahil olmuşlardır. Chibi-Chibi bir malikâneye girer. Bizimkiler de peşinden. Girdiği malikânenin kapısında Kiriyama Malikanesi yazmaktadır.
Rei malikânede gördüğü bir sanat eserinin ne kadar pahalı olabileceğini söylerken Yaten ona tamı tamına 15 Bin Yen olduğunu söyleyince ona çarpar ve neredeyse düşmesine neden olur. Üzerine üçü (Yaten, Usagi ve Rei) kapaklanmasaydı bayağı bir borç altına girecekti zavallı Rei. Chibi-Chibi’nin sesini duyarlar malikânenin içinden. Bir odada yaşlı bir beyefendiyle oturmuş sohbet ediyordur. Yaten'in dikkatini Chibi-Chibi’nin elindeki beyaz tenli, karamela saçlı porselen bebek çeker. Ve herkese onun değerinin 10 Milyon Yen olduğunu söyler.
Ve Chibi-Chibi’nin elindeki fincanın değerinin de 100.000 Yen olduğunu söylerler. Usagi kasılır eğilip bükülür yutkunamaz gibi olur. Ya düşürür de kırarsa..?
Ve olanlar olur küçük kız elindeki fincanı yere düşürür. Usagi’yse krize girmiştir. Bağırarak ağlar. Onun sesini duyan beyefendi arkasını dönünce evine izinsiz girmiş olan kalabalık grubu farkeder.
Daha sonra onları içeri davet eder. Ne de olsa onlar Chibi-Chibi’nin ablasının arkadaşlarıdırlar. Chibi-Chibi bir fincan daha kırar. Usagi kendini tutamayarak 'Gitti bir 100.000 Yen daha!' diye bağırır. Chibi-Chibi’yi kucağına alıp oturur. Beyefendiyse önemsiz bir olay olduğunu vurgular. Usagi’ye dönüp Chibi-Chibi’yle çok benzediklerini söyler. Bir kardeşten de öte. Aynı kokuyu paylaştıklarını aynı sıcak atmosferi yaydıklarından bahseder. İçeri giren hizmetkâr bir misafiri olduğunu söyleyince Bay Kiriyamaya, Usagi’den müsaade isteyip kalkar.
Yaten garip bir ev olduğundan bahseder. Neden buraya geldiklerini sorunca Usagi de Chibi-Chibi’nin sürekli kaybolduğunu ve geldiğinde birçok şekerlemesi olduğunu anlatır onlara.
Arkalarına döndüklerinde Chibi-Chibi’yi bulamazlar. Yine. Usagi dönüp onu ararken bir ses duyar ve odaya geri döner. Siren ve Karga yine gelmiştir.
Ama yine bir kara yıldız tohumu bulmuşlardır. Arkalarından Ay Savaşçısı’nın sesiyle irkilirler. Siren 'Antika Savaşçısı'nı çağırarak gözden kaybolur.
Antika Savaşçısı ona doğru koşarken, Chibi Chibi gelir ekrana. Elindeki şekerlemeleri yanlışlıkla yere döker. Dökülen şekerlemeler Antika Savaşçısı’nı durdurur bir süreliğine.
Sonra tekrardan kılıcıyla saldırır. Ay Savaşçısı kılıcı iki elinin arasında tutarak durdurur.
Chibi-Chibi elinde bir kuş tüyüyle Antika Savaşçısı’nın göbeğini gıdıklar. Gıdıklanan savaşçı gardını indirir.
Ve bir vazoya çarpar. Düşen vazo paramparça olunca ağlamaya başlar. Ay Savaşçısı’yla kendini yerlere atarak özür diler. Zararı karşılayacağını söyler. Ancak zararın 500.000 Yen olduğunu duyunca bundan vazgeçer.
Savaşçı bunu farkedince her şeyi yere atmaya başlar. Ay Savaşçısı da tutmaya. Bebeği tutmaya çalışınca elindeki vazo düşer ve kırılır.
Kızan antika savaşçısı komik bir ata binerek hücum eder. Sailor Star Healer'ın saldırısıyla atı avizeye geçer. Healer elini kafasına koyarak
'Ah hayır avize..!' der. Dalgınlıktan yararlanan Ay Savaşçısı onu iyileştirir.
Yere düşen beyefendiyi tutarak Chibi-Chibi’ye iyi iş başardığını o bebeği koruduğunu söyler. Chibi Chibi de sevinirken bebeği yere atar.
Usagi evine dönerken yolda durur küçük kıza birbirlerine benzediklerini söyler. Akraba olabiliriz, diyerek yoluna devam eder.
Haruka~’nın tanıtımı:
Ay Savaşçısı S Filmi: Prenses Kaguya
Sailor Moon S Movie: Hearts in Ice
Filmin başında maviler içinde bir kadın, dünya gezegenine bakarak yakındaki buz çağını ilan ediyor. Buz dokunuşlarıyla dünyayı soğutacağından bahsedip kötü kadın kahkahasını atıyor. Kendi bulunduğu gezegenden dünyaya doğru ışıltılı kayan yıldızlar yolluyor. O sırada Tokyo’da ki bir rasathanede görevli genç bir adam bu ilginç ışıltıyı farkediyor. Işıltıların dağılarak ilerlediğini farkedince de dışarı çıkıp olayı gözetlemek istiyor. Işıltılardan birinin deniz kenarında olduğunu fark eden adam arabasına binip oraya doğru yola çıkıyor.
Yanına vardığında bu ışıltının garip bir dalga enerjisine sahip olduğunu görüyor. Işıltı durulduğunda yerde kırmızı birer elmas görüyor...
Televizyondaki sunucu aya çıkmak üzere hazırlanan bir mekikten bahsediyor. Usagi ise hayal aleminde Mamoru ile birlikte aya çıkmaktan bahsediyor. Romantizmin dibine vuruyor bir açıdan. Tam hayalinin ortasındayken Luna onun ders çalışması gerektiğini ve lise sınavlarında başarılı olması gerektiğinden bahsediyor. Tabii Usagi'nin morali bozuluyor. Luna konuşurken hapşırınca hasta olduğu ortaya çıkıyor. Eve gidip biraz dinlenmek isteyen Luna sonra görüşürüz diyip ayrılıyor yanlarından. Artemis de gelmek istiyor, ama kibarca reddediyor Luna onu. Mızıklanarak eve dönmeye çalışan Luna'nın görüşü bozuluyor, terlemeye başlıyor. İnsanları çift görünce de yaya geçidini kullanıyor. Fakat başı o kadar kötü ki. Yere düşüp kalıyor. Otoyolun ortasında kaldığından karşıdan gelen arabanın ona çarpma olasılığı çok yüksek. Tam kırmızı bir araba ona çarpacakken geçen gece rasathanede çalışan adam yerde yuvarlanarak onu kurtarıyor. Luna ise yüksek ateşiyle bayılıyor.
Uyandığında o adamı görüyor karşısında. Genç adamın adının Kakeru olduğu ortaya çıkıyor daha sonra. Kakeru ona ilgiyle bakıp soğuk bir mendille alnını siliyor. Ona yanında dinlenebileceğini söylüyor. Luna da bu durumu gayet hoş karşılıyor. Sabah uyandığında Kakeru’nun başında beklediğini ve bir koltukta uyuduğunu, ayrıca onu kurtarırken kendini incittiğini farkedip üzülüyor.
Usagi ise kızlara Luna'nın eve gelmediğini anlatıyor. Rei dün hasta olduğundan bahsedip endişeleniyor. Usagi onun için öylesine telaşlanıyor ki kızlar neden gittiğini bulmak istiyor. Minako kaçabileceği ihtimalini söyleyince Rei, Usagi’ye yükleniyor. Ona ne yaptığını soruyor, Usagi ise ona dil çıkartarak bağırıyor. Artemis kesmelerini isteyerek, onu aramaları gerektiğini hatırlatıyor ve herkes ayrılarak Luna'yı aramaya başlıyor.
Luna kaldığı odanın duvarlarını inceliyor. Etrafta birçok galaksi resmi, gezegen resmi ve bilgisayar olduğunu farkediyor. Kakeru ona biraz yiyecek getiriyor yemesi umuduyla. Luna önce kokluyor yemekleri, daha sonra da afiyetle yiyor. Kakeru memnun olmuşçasına gülümsüyor Luna'ya. Kapı çalıyor ve içeriye Kakeru'nun çocukluk arkadaşı giriyor. Siyah saçlı renkli gözlü oldukça güzel bir kız bu. Adı Himeko. Ona yeni projelerden bahsediyor. Uzun zaman olduğundan ve bu ara boyunca neler yaptığından konu açılıyor. Kakeru’ysa pek bir şey olmadığını vurguluyor sadece. Daha sonra da ışıltılı taşların geldiği yerden bahsediyor kısaca. Prenses Snow Kaguya'yı da unutmuyor tabii. Bu Prenses Kakeru’nun kendi ortaya attığı bir şey sadece. Himeko emin olup olmadığını sorunca Kakeru kendi gözleriyle gördüğünü hatta kanıtı olduğunu ileri sürüyor. Bir kap içerisinde ona bulduğu gizemli ışıltılı taş parçasını gösteriyor. Ve Himeko ona inanıyor bir nevi. Luna ise konuyu ilgi çekici bulup yanlarına sokuluyor. Himeko ona inandığını fakat orada bir Prenses olup olduğundan emin olmadığını söylüyor. Kakeru ise kızarak emin olduğunu oradan gelen yabancı bir güç sezdiğini anlatıyor. Ama Himeko sadece onun çok fazla çalıştığını düşünüyor. Bunu herkese açıklamasını istemiyor. Çünkü eğer haksızsa bütün saygınlığını kaybedeceğinden korkuyor. Kakeru biraz daha sinirlenince taş parıldamaya başlıyor. Kakeru başını tutuyor düşecekmiş gibi. Luna ve Himeko öne atılıyor ama Kakeru onu ittirerek belki de artık gitmesi gerektiğini söylüyor. Himeko üzgün bir şekilde terk ediyor evini. Luna’yı kucağına alıp ahmağın teki olduğunu söylüyor. Başarı için neler yaptığını anlatıyor Luna’ya. Sonra da boşverelim bunları. Sana nasıl sesleneyim, diye soruyor. Luna da bir an boş bulunup "Lu-!?" diyor. Bir kedinin konuşamayacağını aklına getiriyor. Lu kısmını duyan Kakeru’ysa Lucky veya Lucket diye düşünüyor. Daha sonra da alnındaki hilali düşünüyor. Moon. Diyor önce sonra da vazgeçiyor ve Luna diyor. Luna da miyavlayarak ismi sevdiğini gösteriyor ona. Kakeru da gerçek ismini bildiğini görünce düşünüyor. O zaman sana bu ismi veren kişi çok zeki olmalı diyor, Luna’ya. Luna’ysa Usagi’yi düşünüp şaşırıyor. Kakeru ona, Ay’da bir prenses olduğunu hatta o prensesin bir çocuğu olduğunu düşündüğünü söylüyor. Sonra da imkânsız olduğundan bahsediyor gülümseyerek. O sırada en azından sen bana inanabilirsin Luna, diyor Kakeru. Ve Himeko kapıyı çarpıp evden çıkıyor. Kakeru’ysa onu gizli gizli dinlediğini anlayıp üzülüyor.
Luna denize karşı durmuş içindeki bu yeni duygunun ne olduğunu düşünüyor kızarmış yanaklarıyla. Daha önce hiç böyle bir şey hissetmemişti o. Kakeru, çok kibar, çok iyi ve çok centilmendi Luna’ya karşı.
Ayın üzerinde mavi bir patlama oluşuyor ve Prenses Snow Kaguya ortaya çıkıyor. Dünyanın yakında kendisine geleceğinden ve güzelliğine güzellik katacağından bahsediyor. Nefesiyle birlikte kardan yapılma birçok kadın savaşçıyı dünyaya salıyor ve önlerine gelen her yeri buzla kaplamalarını söylüyor.
Usagi ve Chibi-Usa, Luna'yı ararken kar yağmaya başlıyor. Beyaz kardan yapılma bebeklerden biri gökyüzünden aşağı inerek önüne gelen herkesi buzdan heykellere çevirmeye başlıyor bir anda. Makoto, Rei, Ami ve Minako da koşarak ortama geliyor. Önce Merkür Savaşçısı ortaya çıkıyor. Sonra Mars, Jüpiter ve Venüs de ona katılıyor. Buzdan kadın hücum ediyor onlara. Ama ıskalıyor. Bir kafede kahve içen Haruka, Michiru ve Setsuna da olaya dahil oluyor. Onlar da dönüşerek kendi canavarlarının karsısına geçiyor. Usagi ve Chibi-Usa da canavarı 'Aaa kuş geçiyor' numarasıyla kandırıp dönüşüyorlar. Mars canavarlarını yakarak yok ediyor. Uranüs, canavarları, saldırısıyla şaşırtıyor. Gelgelelim Ay Savaşçısı’na. O ise meşhur konuşmasını yapıyor canavara. Canavarsa bölünerek onların etrafını sarıyor. Sürekli dönen buzdan kadınlar başlarını döndürüyor bir süre sonra. Ay Savaşçısı yoğunlaşıp düşünüyor ve asasını kaldırıp arkadaki kadını gerçeği ilan ediyor. Ama kadın yok oluyor. Meğerse gerçeği arkasındaymış. Canavar ona çarparak elinden asasını düşürüyor ve köşeye sıkışan kızlar korkuyla buzdan kadına bakıyor. Ortaya her zamanki gibi bir gül düşüyor ve herkesin beyaz atlı prensi olan Smokinli Şövalye ortaya çıkıyor. Önce bir noel baba kılığında görünüyor. Daha sonraysa kendini belli ediyor. Buzdan kadına bir topaç fırlatıp Ay Savaşçısı’na zaman kazandırıyor. Ay Savaşçısı da asasıyla canavara saldırıyor. Canavar ölünce de sihri bozuluyor ve insanların etrafını saran buz çözülüyor.
Usagi ve takım arkadaşları, dış gezegen savaşçıları dahil, bir üst geçitte durmuş durum değerlendirmesi yapıyor. Tam o sırada Chibi-Usa, Luna'yı görüp Usagi'ye gösteriyor. Boynunda sarı bir kurdele olan Luna sokakta geziniyordur. Usagi koşarak yanına gider, onun için endişelendiğini söyleyip ona sarılır. Boynundaki kurdeleyi sorduğunda Luna utanarak Kakeru’yu anımsar. O kurdeleyi ona o vermiştir.
Kızlar Rei'nin tapınağının önünde oturup konuşuyorlardır. Yeni düşman hakkında bilgi edinmeye çalışıyor, ama bir türlü doğru sonucu bulamıyorlardır. Yanlarına Minako ve Artemis geliyor. Minako konuşurken Artemis etrafına bakıp Luna’yı soruyor. Luna üst katta birkaç kitap okuyup araştırma yapıyordur, fakat bu halleri kızları ve Artemis'i korkutuyordur. Kimseye dikkat etmez, kimseyi duymaz olmuştur. Sürekli olarak tıpla ilgili sorular sorup astronomi kitaplarına dalmaktadır. Çünkü Kakeru o ışıltılı taş yüzünden rahatsızlanmıştır. Kitapları aramaktan vazgeçen Luna rasathaneye gider. Sürgülü balkon kapısının camının ardından içeriyi izler. İçeride Kakeru ve çocukluk arkadaşı Himeko vardır. Zavallı Kakeru hastadır ve Himeko ona şefkatle bakıyordur. Luna patileriyle camı geri sürgüleyip içeri girmeye çalışıyor, fakat genç kız onu farkedip belki başka bir zaman uğramasını söylüyor. Ama Luna bu duruma içerleniyor. Sonra da aklına bir kedi olduğu geliyor. Sadece bir kedi...
Luna bir insan olsaydı ona daha çok yardım edebileceğini düşünerek sahilde ilerlerken Usagi ve Mamoru'nun seslerini duyuyor. Mamoru, Usagi'yi sevdiğini söyleyerek ona sarılıyor ve daha sonra öpüşüyorlar. Bunu gören Luna şaşkınlık içinde onlara bakıyor. Akşam evde yatmak üzere olan Usagi saçlarını tararken Luna yanına gidiyor. Çok güzel koktuğunu fark edip ona bunun ne olduğunu soruyor. Usagi ise masasının üzerindeki bir kavanozda bulunan kırmızı yaprakları gösteriyor. Luna ona Mamoru ileyken neler yaptığını soruyor. Usagi bunun güzel bir soru olduğunu kabullenip düşünüyor. Genellikle normal şeylerden konuştuklarını ve Mamoru’nun kitap okuduğunu söylüyor. Ne zaman yan yana dursalar Mamoru'nun birçok zekice kelime kullandığını ve onu nasıl etkilediğini anlatıyor gülümseyerek. Sonra da muzipçe parmaklarını oynatıyor. Luna heyecanlanıp devamını soruyor. Usagi ise genellikle kanepede uyuduğunu söyleyince Luna kendini yerlere atıyor. Daha sonra Usagi hülyalı hülyalı bakarak uyuduğunda Mamoru'nun küçük sevimli bir çocuğa benzediğini söylüyor. Luna utana sıkıla öpüştüklerinde nasıl hissettiğini soruyor. Usagi de hafifçe kızararak dünyadaki en güzel duygu olduğunu anlatıyor.
Usagi uykuya daldığında Luna o güzel kokulu kırmızı yaprakları üstüne serpiyor. Kavanozu da başına düşürüyor ama olsun. Sonucunda Kakeru’nun yanına gidiyor. Kakeru uyku halinden çıkıp yatağının üstündeki Luna'ya bakıyor. Tam da bir rüya gördüğünden bahsediyor ona. Aya gitmek istediğini fakat bunun için yeterince sağlıklı olmadığından bahsediyor. Kristal parlayıp sönüyor ve Kakeru anlık bir acı hissediyor. Yastığının altından bir fotoğraf çıkartıp Himeko ve kendisine bakıyor. Sonra Luna’ya dönüp onunla konuştuğunda sanki gerçekten de onu anladığını sandığını söylüyor. Luna’yı kucağına alıyor ve uykuya dalıyor yeniden. O uyuduğunda Luna’nın aklına Usagi ve söyledikleri geliyor. Kakeru’ya yaklaşıp onu öpüyor ve hissettiği o müthiş duyguyla deli gibi koşmaya başlıyor.
Rei ders çalışırlarken kızlara Luna’yı bu sabak erkenden çok mutlu bir vaziyette gördüğünü söylüyor. Kızlarsa bu duruma şaşırıyorlar. Makoto ise hemen anlasanıza o aşık olmuş diyor arkadaşlarına. Artemis’in morali bozulunca Minako onun sadece bir kedi olduğunu vurguluyor. Makoto ise sarı kurdeleyi ve garip davranışları anlatınca Artemis ortamı terk ediyor. Usagi uykudan uyanıp neler olduğunu sorunca kızlar ona durumu özetliyor. Usagi Mamoru’su olduğu için kendini şanslı sayıyor. Makoto eski erkek arkadaşını anımsıyor yine. Minako ise ilk aşkını hatırlıyor. Ami ve Rei de gerçek erkek arkadaş kavramını oluşturuyorlar kafalarında. Chibi-Usa ise kızararak iç çekiyor. Bizim kızlar aşk dolu rüyalarında gezinirken Haruka, Michiru ve Setsuna ise garip bir hisle karşı karşıya olduklarını söylüyorlar. Ama ne olduğunu bilemiyorlar.
Prenses Snow Kaguya ise bulunduğu yere kocaman bir buzdağı inşa etmekle meşguldür. Gezegen Savaşçılarını dört gözle buraya bekliyordur.
Luna tam evden koşarak çıkmıştır ki Artemis’le karşılaşır. Ancak bundan memnun olmaz ve onu ekmeye çalışır. Artemis’in ise gururu incinir. Tam yanında olduğu halde neden onunla konuşmadığını bilmek ister. Luna koşarak ondan uzaklaşır ki bu sırada onu Usagi görür ve takip etmeye başlar. Yine rasathaneye döner Luna. Daha önce de yaptığı gibi sürgülü kapıyı ittirir ve içeri girer. Usagi de onu izler. Camdan baktığında oldukça şaşırır ve Luna'nın sevdiği adamın Kakeru olup olmadığını merak eder. İçeri Himeko girer ve gideceği günün geldiğini söyleyip ona veda eder. Usagi aya çıkacak olan astronotun Himeko olduğunu fark eder (filmin başında televizyonda gördüğü kız). Himeko, Kakeru’ya yanında kalabileceğini söyler, ama Kakeru kabul etmez. Himeko’yla aralarındaki ilişkinin bittiğini söyler ona ve Himeko'nun kalbini kırar. Luna ise gerçekten Himeko’yu sevdiğini fark eder Kakeru’nun. Sadece hayatı ve saygınlığı için gitmesi gerektiğini düşündüğünü anlar. Luna merdivenlerden inerken Usagi’nin onu izlediğini fark eder. Usagi’ye belki birbirlerini anladığı zaman onun çoktan öleceğini söyler. Ağlayarak karlar yağdıran gökyüzü keşke bir insan olsaydım der. Usagi de ona sarılarak moral vermeye çalışır. O sırada bir buz kadın Kakeru’nun odasının camına gelir. Bunu gören Luna ve Usagi yukarı çıkarlar. Kakeru’nun odası buz kesmiştir ve Prenses Snow Kaguya odaya girip ışıltılı elmasını almaktadır. Odanın içi buzla dolduğundan sürgülü kapı açılmamaktadır. Kristal her gün Kakeru’nun hayat enerjisiyle beslendiğinden oldukça güçlenmiştir. Prenses onu alıp gözden kaybolmuştur. Tam Usagi peşinden gidecekken Kakeru’nun zar zor nefes alabildiğini fark eder. Kristal onun hayat enerjisini çektiğinden durumu daha da kötüleşmiştir.
O sırada Prenses Snow Kaguya kristali suyun dibine fırlatmıştır ve daha önceki buzdağına benzer bir buzdağı oluşturmuştur.
Usagi, Himeko’nun yanına gidip yolculuğunu ertelemesini istemiştir, fakat Himeko onun anlattığı uzaydaki kötücül canavara inanmamıştır ve kendisinin bir bilim adamı olduğunu savunmuştur. Çaresizce Kakeru’nun yanına dönen Luna’nın aklına bir fikir gelmiştir. Tehlikeli fakat onun hayatını kurtarmaya değer bir fikir.
Kardan ve buzdan yapılma kadınlar uçarak dünyanın dört bir yanını kaplamışlardır. Arabaları, insanları, binaları ve yaşayan yaşamayan her şeyi dondurmuşlardır. Denizin ortasındaki buzdağı ise büyümüş ve uzamıştır. Tam prenses, kötü kadın kahkahasını atarken önünden birkaç tutam pembe gül yaprağı geçer. Ardından Uranüs Savaşçısı, Neptün ve Plüton ortaya çıkar. Buzdan kadınlara ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar, Prenses binlerce yüz binlerce daha buzdan kadın oluşturur. Buzdan kadınlar (Prensesin deyimiyle Buz Danşçıları) tam dış gezegen savaşçılarını donduracakken Mars'ın Yanan Mandala saldırısıyla eriyip yok olurlar. Prenses Snow Kaguya başta şaşırır, ama hemen toparlanır. Saldırılara karşın bir türlü sayıları azaltamazlar.
Bu sırada Kakeru ortadan kaybolmuştur. Yatağında değildir. Kapının açık olduğunu fark eden Luna dışarı çıkıp ona bakınır. Dışarıda koşarken Artemis onu farkeder. Kakeru ise Himeko, Himeko diye ortalarda dolanır ve yere düşer.
Gezegen savaşçıları yeniliyorlardır. Duvara yapışan Uranüs ve Venüs, dört tanesiyle başa çıkamayan Plüton, tam saldıracakken yenilen Neptün ve Mars, arkadan vurulan Jüpiter ve Merkür. Tam onların işini bitirecekken Prenses, 'Orada dur!' ikazıyla aşağıya bakar. Ay Savaşçısı gelmiştir. Prenses ona dünyanın artık koleksiyonu için mükemmel bir parça olduğunu söyleyince, Ay Savaşçısı ona kızarak kim olduğunu sandığını sorar. Dokunaklı bir konuşma yaparken Luna yerdeki Kakeru’yu bulur. Kakeru hâlâ Himeko diye sayıklamaktadır.
Ay Savaşçısı, Kutsal Kupa’yla birlikte yeniden dönüşüm geçirir ve Prenses Snow Kaguya’nın karşısına geçer. Asasını kullanarak Prensese saldırır, ancak Prensesin saldırısı onun saldırısını köreltince olduğu yere kapaklanır. Kızlarsa son umutlarına bakarlar. Ay Savaşçısı broşunun kapağını kaldırıp saf kristali ortaya koyar. Merkür bunun doğru bir hareket olduğunu söyleyerek Ay Savaşçısı’na destek verir. Küçük Ay ve Smokinli Şövalye de onlara katılır. Smokinli Şövalye buzdan kadınları yok ederken diğerleri Ay Savaşçısı’nın etrafında halka oluşturmuş bir güç merkezi kurmuşlardır. 'Savaşçı Kristal Gücü' diye bağırarak Ay Savaşçısı’nı yükseltiyorlar. Sinirlenen Prenses elindeki devasa güç topunu onlara fırlatıyor, Ay Savaşçısı da elindeki tüm enerjiyi ona karşı savunuyor. Tam yenileceği sırada Prenses bir çığlık atarak daha fazla güç topluyor. Bunu gören savaşçılar dünyadaki güzel şeyleri; yer üstü ve yer altı güzelliklerini, kuşları ve balıkları düşünüyorlar. Bunların tuzla buz olmasına asla izin veremeyeceklerini biliyorlar. Tüm buz haleleri, buzdan kadınlar ve elbette ki prenses büyük bir ışıkla yok oluyor. Ay Savaşçısı elindeki bu güce yakararak Luna’nın sadece bir günlüğüne bir insan olmasını diliyor. Sıradan birine değil ama Kakeru’nun hayallerindeki Prenses Snow Kaguya'ya.
Luna'yı görünce bir anda heyecanlanan Kakeru ona kim olduğunu soruyor. Luna da kendinden emin bir şekilde Prenses Kaguya olduğunu söylüyor ve onu elinden tutup uzaya götürüyor. Kakeru boynundaki kurdeleyi ve alnındaki hilali görünce onun Luna olduğunu anlıyor.
O sırada uzay aracının dışında tamir işi yapan Himeko da hızla ayın etrafında dönen Kaguya'yı görüp Kakeru'ya hak veriyor.
Kakeru bu muhteşem gece için Luna'ya teşekkür ederken Luna onu öpüyor ve Kakeru yattığı yere geri dönüyor.
Gazeteciler dönüşünde Himeko'ya neler yaşadığını sorduğunda gazetecilere Prenses Kaguya'yı gördüğünü söylüyor.
Gazeteciler kahkaha atarken elinde bir demet çiçekle Kakeru’yu görüp ona sarılıyor Himeko.
Film, Artemis ve Luna'nın yanında Mamoru ve Usagi ikilisinin görünmesiyle, aşk dolu bir sahneyle sona eriyor…

black rose’un tanıtımı:
Bölüm 173
Spoiler:
173:Bir Veda ve Yeni Bir Karşılaşma! Kayan Yıldızların Kaderi
Wakare to Deai! Unmei no Hoshiboshi no Ryuuten
A farewell and an encounter! The destiny of a shooting star
Üç kişi koridorda yürürken konuşuyordu:
- Onu bulabilecek miyiz?
- Merak etme! Bu yüzden buradayız.
- Onu bulacağız şüpheniz olmasın
- Bu doğru! Her şeyimizi feda etsek bile… Hadi, artık gidelim! Vakit geldi.
Koridorun sonundaki kapı açılır ve yüksek tezahürat sesleri gelir. Herkes Üç Işık konseri için bilet almaya çalışıyor, alanlar ise konser alanına girip var sesleriyle bağırıyorlardı: “Kyaaaaaaaaaa!” Konser başlamış kalabalık daha da coşmuştu. Bu üç kişi Üç Işık isimli ünlü pop grubunun üyeleri Seiya, Yaten, Taiki’dir.
Kızlar da bir kafede oturmuş onlar hakkında konuşmaktadır. Usagi, Üç Işık’ı daha önce hiç duymamıştır ve kızlar Usagi’ye gerçekten tanımıyor musun diye sorarlar. Luna’da daha önce onları hiç duymamıştır. Bunun üzerine kızlar, Luna ve Usagi’ye anlatmaya başlarlar. Süper popüler bir idol grubudur Üç Işık. Minako, Seiya’yı övmeye başlar ve Mako’da ona katılır. Rei ise Yaten’i övmeye başlamıştır bu sefer Minako ve Mako’da ona katılır. Luna siz kesinlikle kafayı yemişsiniz der. Ami ise Taiki’yi övmeye başlar bu sefer de kızlar Ami’ye katılırlar. Ami’ninde onlara katılmasıyla herkes şaşırır ve onu soru yağmuruna tutarlar. Ben onları fazla tanımıyorum aslında der. Usagi’ye döner ve ona hangisi diye sorarlar. Usagi’nin cevabı bellidir: Mamo… Hepsi birden hayal kırıklığına uğrar. Ama Usagi üzgün gözüküyordur. Ne olduğunu sorarlar Usagi’ye. Usagi’de Mamo’ya eğitimi için -yurtdışından- Amerika’dan bir istek geldiğini söyler. Artemis bu harika diye atlar, ama Minako olaylara Usagi’nin gözünden bak der. Rei ne kadar süreliğine olduğunu sorar, Usagi’nin gözüne Mamoru’yla yaptığı konuşması gelir: 1 yıl… Belki biraz daha fazla kalabilirim demiştir Mamoru. Usagi için uygun olup olmadığını sorar ve Usagi ne kadar iyi görünmeye çalışsa da üzgün bir şekilde beni merak etme sen Amerika’da olsan bile bu sonsuza kadar ayrı olacağımız anlamına gelmez ve seni sevmekten asla vazgeçmeyeceğim Mamo! Derslerinde başarılar, demiştir. Kızlar buna gerçekten razı olup olmadığını sorar. Usagi ise sorun değil onu gülerek uğurlamalıyım der. Kızlar ona üzgün üzgün bakarlar. Bunun üzerine Usagi ‘iyiyim dedim ya’ der gülümseyerek. Akşam olmuş Usagi tek başına evine giderken kızlar da arkasından onu seyretmektedirler ve “her şey çok ani oldu onun için zor olmalı, Chibi-Usa’da geleceğe geri döndü, yapayalnız olmalı.” derler.
Usagi, Chibi-Usa’nın ay ışığının aydınlattığı eski odasında oturmuş üçünün çekindiği fotoğrafa hüzünle bakıyordur. O sırada Luna yanına gelir ve Usagi’yle konuşurlar. Usagi, Luna’ya içini döker Luna’da ona güçlü olmasını söyler.
(Ertesi gün) Havaalanında anonslar yapılmakta uçakların kalkacağını ilan etmekteydiler. Mamoru elinde bavulu camdan dışarıyı seyrederken yanına Usagi gelir. Birbirlerine hüzünlü hüzünlü bakarlar. “Bekleyeceğim. Seni bekleyeceğim.”der, Usagi gülümsemeye çalışarak. Mamoru sık sık arayamayacağını, çünkü bir süre çok meşgul olacağını söyler, Usagi ise sorun olmadığını, her gün ona mektup yazacağını söyler ve o anda ağlamaya başlar ’hayır bugün seni gülümseyerek uğurlamayı planlamıştım’ der. Mamoru ise ona bir yüzük hediye eder. Usagi kutuyu açınca çok sevinir. Bu sırada Mamoru yüzüğü onun parmağına takmıştır bile. Seni seviyorum, sarılma ve öpüşme sahnesi…
Kulaklarına çığlık sesleri gelir bu sesler Üç Işık hayranlarının çığlıklarıdır. Mamoru’nun uçağının kalkacağı sırada Üç Işık o havaalanına iniş yapmış ve ortalık hayranlarla dolmuştu. Tabii Üç Işık bundan memnun değildir. Mamoru bunlara pek dikkat etmez ve gidelim mi? diye sorar, Usagi’de başıyla onaylar. Mamoru ve Usagi uçağa doğru giderken yanlarından Üç Işık’tan Seiya geçer. Seiya, Usagi’deki ışığı ve parıltıyı hemen fark etmiş ve dönüp ona bakmıştır, ama Usagi bunun farkında bile değildir. Mamoru’nun uçağı kalkmıştır, ama düşman iş başındadır. Hedefte bu uçaktaki yıldız tohumuna sahip olan insanlar vardır. Uçaktan bir sürü parıltılar çıkar ve işte yıldız tohumları alınmıştır bile. Yaten bunu ilk fark edendir “başka bir yıldızın daha parıltısı kayboldu…” der. Seiya kimin yaptığını sorar Yaten ise başıyla onaylar. Taiki sinirlenmiş bir şekilde “böyle bir durumda o buna müsaade etmezdi” der. Seiya aslında; Bize şuan tahminimizden daha yakın bile olabilir diyerek karşılık verir. Acele etmeliyiz. Çünkü fazla vaktimiz kalmadı. Son sözü Seiya söylemiştir.
Kızlar kafede otururken Usagi’yle yüzük hakkında konuşmaktadırlar. Kızlar bunun evlenme teklifi için olduğunu düşünmektedirler, ama Usagi bunu anlamamıştır. Usagi, Rei’yle kavgaya başlamışken içeri Minako girer ve şu an parkta Üç Işık’ın dizi çekimlerinin olduğunu söyler. Kızlar ve Luna hep birlikte parka giderler, ama her yer doludur.
Kızlar milletin aralarından bir şekilde öne geçmişken Usagi geçememiş ve arkada kalmıştır. Bunun için sızlanmaya başlamışken gözüne personel dinlenme yeri takılır ve içeri oradan sızmaya karar verir. Düşmanın hedefinde ise dizinin başrol oyuncusu Alice Itsuki vardır. Usagi bundan habersiz yasak olan girişten girmiştir ki o da kim, birine yakalanmıştır. Usagi karşısındakini özür yağmuruna tutarken bir yandan da girme sebebini açıklamaya çalışır. Karşısındaki Seiya’dır ve Usagi’yi görür görmez tanır. Sen geçen gördüğüm kişisin, der Seiya. Usagi bir an durmuş ve karşısında kimin olduğuna bakmış, ama tanıyamamıştır. Bunu anlayan Seiya sanırım sen hatırlamıyorsun, der. Usagi’de şey. Daha önce bir yerlerde karşılaştık mı acaba demesiyle Seiya şaşırmış bir ifadeyle Usagi’ye bakar ve yani sen beni tanımadın mı? Diye sorar. Usagi hayır anlamında başını sallar. Seiya iç geçirir ve kendi kendine hımm. Sanırım düşündüğüm kadar popüler değilim. Diye söylenir. Usagi “şimdi anladım! Sen bana asılıyorsun! Bana gelecek için söz veren bir erkek arkadaşım var” demez mi? Seiya gülmeye başlar, oturduğu yerden kalkar ve ‘gerçekten inanılmazsın’ diyerek uzaklaşır oradan. Tabii Usagi’yi sinir etmeyi de ihmal etmez yeni tanışmalarına rağmen.
Dizi çekimleri molaya girmiş ve Alice makyajını tazelemek için karavanların yanına gitmiştir. Makyajını tazeleyip dışarı çıktığında karşısında kendine iltifat eden biri duruyordur.
Alice bu kişiyi bir hayran sanmış, ama yanılmıştı. Bu Demir Fare Savaşçısı’dır. Usagi zaten orada olduğundan Alice’in çığlığını duyar ve hemen oraya koşar.
Bunun düşman saldırısı olduğunu anlamasıyla ‘Ay’ın Sonsuzluğu Harekete Geç!’ demesi bir olur.
Düşman Alice’in yıldız tohumunu çıkarmış, ancak bu tohum siyaha dönüşmüştür. Yani gerçek bir yıldız tohumu değildir. Usagi araya girer ve konuşmasına başlar:
- Orada dur bakalım. Kim olduğunu bilmiyorum, ama sevdiğimiz aktris Alice Itsuki’ye saldırırsan seni affetmem! Sevgi ve adalet adına güzel gezegen savaşçısı: Ay Savaşçısı! Kutsal Ay adına, seni cezalandıracağım!
- Aman Tanrım sende mi bir gezegen savaşçısısın? Şey böyle çirkin bir yüzle benim gibi bir yıldız olamazsın. Demesiyle Usagi şaşırır.
- Sen de kimsin?
- Ben Savaşçı Demir Fareyim!
Usagi afallar: Savaşçı… Demir Fare mi?
Demir Fare bugünlük işinin bittiğini ve phage’iyle oyun oynamak isteyip istemediklerini sorar. Usagi yine şaşırır. Ama bu sırada Alice değişmiş ve bir canavara dönüşmüş, Demir Fare ise gitmiştir. Güzellik Savaşçısı Alice saldırıya geçer, Usagi’de her zamanki gibi kaçmaya başlar. Luna savaşmasını söyler, ama Usagi karşı çıkar, çünkü o aslında Alice Itsuki’dir. Ne yapmalıyım? Düşünürken bir melodi duyarlar bu da nedir şimdi?
- Gecenin içe işleyen karanlığında… Atmosferden hızlıca geçerek. Gerçeğin yankısı, üç kayan yıldızız…
- Kim?
- Dövüşçü Yıldız Savaşçısı!
- Kurucu Yıldız Savaşçısı!
- Hekim Yıldız Savaşçısı!
- (üçü birden)Yıldız Işığı Savaşçıları Sahnede!
Usagi büsbütün şaşırmıştır. Başka gezegen savaşçıları mı? Kendi kendine sormuştur. Alice onlara da saldırmıştır, ama Dövüşçü Yıldız saldırır ve canavar yok olmasa da zayıflar. Şimdi çektiğin acıya son vereceğim, der Dövüşçü, ama Usagi onu engeller. Kurucu ve Hekim de Usagi’ye anlatırlar durumu. Bir insanın phage ‘e dönüşünce bir daha asla eski haline dönemeyeceğini, ama Usagi çekilmez, Dövüşçü çekil der Usagi çığlığı basar: Hayııııııııııııııııııırrr. Onun ölmesine izin vermeyeceğim. Mutlaka kurtaracağım onu, der.
Alnındaki hilal parlar ve ortaya Usagi’nin asası çıkar. Saldırıya geçer: Yıldız Işığı Balayı Terapi Öpücüğü…
Alice eski haline dönmüştür Usagi’nin saldırısıyla. Usagi rahat bir nefes alıp arkasına döndüğünde Yıldız Işığı Savaşçıları gitmiştir. Kimdir bu gizemli savaşçılar? Bunu merak ediyordu. Yıldız Işıkları ise ağacın üstünden aşağıya -Usagi’ye- bakmakta ve onun sahip olduğu bu güç hakkında konuşmaktaydılar.
Artık her şey eski haline dönmüş ve akşam olmuştu. Kızlar onları yakından izlemenin mutluluğunu yaşarken Usagi bir banka oturmuş derince düşünmekteydi bugün olanları. Düşman bir gezegen savaşçısı, ama ona yardım edenlerde gezegen savaşçıları. Aklı bayağı bir karışmıştır. Kızlar Usagi’nin yanına gelip nerelerde olduğunu film çekiminin çoktan bitmiş olduğunu söylerler. Usagi ise anlatmaya çalışır, ama beceremez aslında ne olduğunu bende bilmiyorum demesiyle kızlar: Hayal kırıklığına uğrarlar.
- Bu da ne demek şimdi Usagi?
- Şey. Bir şey ama.
- Neymiş o BİR ŞEY?
- BİR ŞEY işte b-i-r-ş-e-y!
- (hep birden) O ŞEY ne? Derlerken güneşte batar ve bölüm biter.
Wakare to Deai! Unmei no Hoshiboshi no Ryuuten
A farewell and an encounter! The destiny of a shooting star
Üç kişi koridorda yürürken konuşuyordu:
- Onu bulabilecek miyiz?
- Merak etme! Bu yüzden buradayız.
- Onu bulacağız şüpheniz olmasın
- Bu doğru! Her şeyimizi feda etsek bile… Hadi, artık gidelim! Vakit geldi.
Koridorun sonundaki kapı açılır ve yüksek tezahürat sesleri gelir. Herkes Üç Işık konseri için bilet almaya çalışıyor, alanlar ise konser alanına girip var sesleriyle bağırıyorlardı: “Kyaaaaaaaaaa!” Konser başlamış kalabalık daha da coşmuştu. Bu üç kişi Üç Işık isimli ünlü pop grubunun üyeleri Seiya, Yaten, Taiki’dir.
Kızlar da bir kafede oturmuş onlar hakkında konuşmaktadır. Usagi, Üç Işık’ı daha önce hiç duymamıştır ve kızlar Usagi’ye gerçekten tanımıyor musun diye sorarlar. Luna’da daha önce onları hiç duymamıştır. Bunun üzerine kızlar, Luna ve Usagi’ye anlatmaya başlarlar. Süper popüler bir idol grubudur Üç Işık. Minako, Seiya’yı övmeye başlar ve Mako’da ona katılır. Rei ise Yaten’i övmeye başlamıştır bu sefer Minako ve Mako’da ona katılır. Luna siz kesinlikle kafayı yemişsiniz der. Ami ise Taiki’yi övmeye başlar bu sefer de kızlar Ami’ye katılırlar. Ami’ninde onlara katılmasıyla herkes şaşırır ve onu soru yağmuruna tutarlar. Ben onları fazla tanımıyorum aslında der. Usagi’ye döner ve ona hangisi diye sorarlar. Usagi’nin cevabı bellidir: Mamo… Hepsi birden hayal kırıklığına uğrar. Ama Usagi üzgün gözüküyordur. Ne olduğunu sorarlar Usagi’ye. Usagi’de Mamo’ya eğitimi için -yurtdışından- Amerika’dan bir istek geldiğini söyler. Artemis bu harika diye atlar, ama Minako olaylara Usagi’nin gözünden bak der. Rei ne kadar süreliğine olduğunu sorar, Usagi’nin gözüne Mamoru’yla yaptığı konuşması gelir: 1 yıl… Belki biraz daha fazla kalabilirim demiştir Mamoru. Usagi için uygun olup olmadığını sorar ve Usagi ne kadar iyi görünmeye çalışsa da üzgün bir şekilde beni merak etme sen Amerika’da olsan bile bu sonsuza kadar ayrı olacağımız anlamına gelmez ve seni sevmekten asla vazgeçmeyeceğim Mamo! Derslerinde başarılar, demiştir. Kızlar buna gerçekten razı olup olmadığını sorar. Usagi ise sorun değil onu gülerek uğurlamalıyım der. Kızlar ona üzgün üzgün bakarlar. Bunun üzerine Usagi ‘iyiyim dedim ya’ der gülümseyerek. Akşam olmuş Usagi tek başına evine giderken kızlar da arkasından onu seyretmektedirler ve “her şey çok ani oldu onun için zor olmalı, Chibi-Usa’da geleceğe geri döndü, yapayalnız olmalı.” derler.
Usagi, Chibi-Usa’nın ay ışığının aydınlattığı eski odasında oturmuş üçünün çekindiği fotoğrafa hüzünle bakıyordur. O sırada Luna yanına gelir ve Usagi’yle konuşurlar. Usagi, Luna’ya içini döker Luna’da ona güçlü olmasını söyler.
(Ertesi gün) Havaalanında anonslar yapılmakta uçakların kalkacağını ilan etmekteydiler. Mamoru elinde bavulu camdan dışarıyı seyrederken yanına Usagi gelir. Birbirlerine hüzünlü hüzünlü bakarlar. “Bekleyeceğim. Seni bekleyeceğim.”der, Usagi gülümsemeye çalışarak. Mamoru sık sık arayamayacağını, çünkü bir süre çok meşgul olacağını söyler, Usagi ise sorun olmadığını, her gün ona mektup yazacağını söyler ve o anda ağlamaya başlar ’hayır bugün seni gülümseyerek uğurlamayı planlamıştım’ der. Mamoru ise ona bir yüzük hediye eder. Usagi kutuyu açınca çok sevinir. Bu sırada Mamoru yüzüğü onun parmağına takmıştır bile. Seni seviyorum, sarılma ve öpüşme sahnesi…
Kulaklarına çığlık sesleri gelir bu sesler Üç Işık hayranlarının çığlıklarıdır. Mamoru’nun uçağının kalkacağı sırada Üç Işık o havaalanına iniş yapmış ve ortalık hayranlarla dolmuştu. Tabii Üç Işık bundan memnun değildir. Mamoru bunlara pek dikkat etmez ve gidelim mi? diye sorar, Usagi’de başıyla onaylar. Mamoru ve Usagi uçağa doğru giderken yanlarından Üç Işık’tan Seiya geçer. Seiya, Usagi’deki ışığı ve parıltıyı hemen fark etmiş ve dönüp ona bakmıştır, ama Usagi bunun farkında bile değildir. Mamoru’nun uçağı kalkmıştır, ama düşman iş başındadır. Hedefte bu uçaktaki yıldız tohumuna sahip olan insanlar vardır. Uçaktan bir sürü parıltılar çıkar ve işte yıldız tohumları alınmıştır bile. Yaten bunu ilk fark edendir “başka bir yıldızın daha parıltısı kayboldu…” der. Seiya kimin yaptığını sorar Yaten ise başıyla onaylar. Taiki sinirlenmiş bir şekilde “böyle bir durumda o buna müsaade etmezdi” der. Seiya aslında; Bize şuan tahminimizden daha yakın bile olabilir diyerek karşılık verir. Acele etmeliyiz. Çünkü fazla vaktimiz kalmadı. Son sözü Seiya söylemiştir.
Kızlar kafede otururken Usagi’yle yüzük hakkında konuşmaktadırlar. Kızlar bunun evlenme teklifi için olduğunu düşünmektedirler, ama Usagi bunu anlamamıştır. Usagi, Rei’yle kavgaya başlamışken içeri Minako girer ve şu an parkta Üç Işık’ın dizi çekimlerinin olduğunu söyler. Kızlar ve Luna hep birlikte parka giderler, ama her yer doludur.
Kızlar milletin aralarından bir şekilde öne geçmişken Usagi geçememiş ve arkada kalmıştır. Bunun için sızlanmaya başlamışken gözüne personel dinlenme yeri takılır ve içeri oradan sızmaya karar verir. Düşmanın hedefinde ise dizinin başrol oyuncusu Alice Itsuki vardır. Usagi bundan habersiz yasak olan girişten girmiştir ki o da kim, birine yakalanmıştır. Usagi karşısındakini özür yağmuruna tutarken bir yandan da girme sebebini açıklamaya çalışır. Karşısındaki Seiya’dır ve Usagi’yi görür görmez tanır. Sen geçen gördüğüm kişisin, der Seiya. Usagi bir an durmuş ve karşısında kimin olduğuna bakmış, ama tanıyamamıştır. Bunu anlayan Seiya sanırım sen hatırlamıyorsun, der. Usagi’de şey. Daha önce bir yerlerde karşılaştık mı acaba demesiyle Seiya şaşırmış bir ifadeyle Usagi’ye bakar ve yani sen beni tanımadın mı? Diye sorar. Usagi hayır anlamında başını sallar. Seiya iç geçirir ve kendi kendine hımm. Sanırım düşündüğüm kadar popüler değilim. Diye söylenir. Usagi “şimdi anladım! Sen bana asılıyorsun! Bana gelecek için söz veren bir erkek arkadaşım var” demez mi? Seiya gülmeye başlar, oturduğu yerden kalkar ve ‘gerçekten inanılmazsın’ diyerek uzaklaşır oradan. Tabii Usagi’yi sinir etmeyi de ihmal etmez yeni tanışmalarına rağmen.
Dizi çekimleri molaya girmiş ve Alice makyajını tazelemek için karavanların yanına gitmiştir. Makyajını tazeleyip dışarı çıktığında karşısında kendine iltifat eden biri duruyordur.
Alice bu kişiyi bir hayran sanmış, ama yanılmıştı. Bu Demir Fare Savaşçısı’dır. Usagi zaten orada olduğundan Alice’in çığlığını duyar ve hemen oraya koşar.
Bunun düşman saldırısı olduğunu anlamasıyla ‘Ay’ın Sonsuzluğu Harekete Geç!’ demesi bir olur.
Düşman Alice’in yıldız tohumunu çıkarmış, ancak bu tohum siyaha dönüşmüştür. Yani gerçek bir yıldız tohumu değildir. Usagi araya girer ve konuşmasına başlar:
- Orada dur bakalım. Kim olduğunu bilmiyorum, ama sevdiğimiz aktris Alice Itsuki’ye saldırırsan seni affetmem! Sevgi ve adalet adına güzel gezegen savaşçısı: Ay Savaşçısı! Kutsal Ay adına, seni cezalandıracağım!
- Aman Tanrım sende mi bir gezegen savaşçısısın? Şey böyle çirkin bir yüzle benim gibi bir yıldız olamazsın. Demesiyle Usagi şaşırır.
- Sen de kimsin?
- Ben Savaşçı Demir Fareyim!
Usagi afallar: Savaşçı… Demir Fare mi?
Demir Fare bugünlük işinin bittiğini ve phage’iyle oyun oynamak isteyip istemediklerini sorar. Usagi yine şaşırır. Ama bu sırada Alice değişmiş ve bir canavara dönüşmüş, Demir Fare ise gitmiştir. Güzellik Savaşçısı Alice saldırıya geçer, Usagi’de her zamanki gibi kaçmaya başlar. Luna savaşmasını söyler, ama Usagi karşı çıkar, çünkü o aslında Alice Itsuki’dir. Ne yapmalıyım? Düşünürken bir melodi duyarlar bu da nedir şimdi?
- Gecenin içe işleyen karanlığında… Atmosferden hızlıca geçerek. Gerçeğin yankısı, üç kayan yıldızız…
- Kim?
- Dövüşçü Yıldız Savaşçısı!
- Kurucu Yıldız Savaşçısı!
- Hekim Yıldız Savaşçısı!
- (üçü birden)Yıldız Işığı Savaşçıları Sahnede!
Usagi büsbütün şaşırmıştır. Başka gezegen savaşçıları mı? Kendi kendine sormuştur. Alice onlara da saldırmıştır, ama Dövüşçü Yıldız saldırır ve canavar yok olmasa da zayıflar. Şimdi çektiğin acıya son vereceğim, der Dövüşçü, ama Usagi onu engeller. Kurucu ve Hekim de Usagi’ye anlatırlar durumu. Bir insanın phage ‘e dönüşünce bir daha asla eski haline dönemeyeceğini, ama Usagi çekilmez, Dövüşçü çekil der Usagi çığlığı basar: Hayııııııııııııııııııırrr. Onun ölmesine izin vermeyeceğim. Mutlaka kurtaracağım onu, der.
Alnındaki hilal parlar ve ortaya Usagi’nin asası çıkar. Saldırıya geçer: Yıldız Işığı Balayı Terapi Öpücüğü…
Alice eski haline dönmüştür Usagi’nin saldırısıyla. Usagi rahat bir nefes alıp arkasına döndüğünde Yıldız Işığı Savaşçıları gitmiştir. Kimdir bu gizemli savaşçılar? Bunu merak ediyordu. Yıldız Işıkları ise ağacın üstünden aşağıya -Usagi’ye- bakmakta ve onun sahip olduğu bu güç hakkında konuşmaktaydılar.
Artık her şey eski haline dönmüş ve akşam olmuştu. Kızlar onları yakından izlemenin mutluluğunu yaşarken Usagi bir banka oturmuş derince düşünmekteydi bugün olanları. Düşman bir gezegen savaşçısı, ama ona yardım edenlerde gezegen savaşçıları. Aklı bayağı bir karışmıştır. Kızlar Usagi’nin yanına gelip nerelerde olduğunu film çekiminin çoktan bitmiş olduğunu söylerler. Usagi ise anlatmaya çalışır, ama beceremez aslında ne olduğunu bende bilmiyorum demesiyle kızlar: Hayal kırıklığına uğrarlar.
- Bu da ne demek şimdi Usagi?
- Şey. Bir şey ama.
- Neymiş o BİR ŞEY?
- BİR ŞEY işte b-i-r-ş-e-y!
- (hep birden) O ŞEY ne? Derlerken güneşte batar ve bölüm biter.
fawn_fairy’in tanıtımı:
Bölüm 180
Spoiler:
Bölüm Arayan Yıldızların Parlaklığı! Haruka ve Michiru nun Savaşa Katılması
Yobiau Hoshi no Gagayaki! Haruka tachi Sansen
The glitter of the stars that call each other! Haruka and Michiru join in the battle.
Ami, Rei, Minako, Usagi ve Makoto her biri bir telefon kulübesinde arama yapmaktadırlar. Ancak aradıkları numara sürekli meşguldür. Hepsi birlikte bıkmadan usanmadan aradıkları numarayı düşürmeye çalışırken nihayet Minako’nun aradığı numara cevap verir. Hepsi heyecanla Minako’nun başına üşüşürler. Ancak telefondaki bayan Uluslarası Fantastik Müzik Festivali biletlerinin tükendiğini söyler.
Ami “Konserde Üç Yıldız’ı görme şansı var, ama biz bilet bulamayacak mıyız?” der ve bütün kızlar sızlanırken Michiru ve Haruka görünür. Michiru elindeki biletleri onlara gösterirken “Aradığınız biletler bunlar olmasın?” der. Hepsi birlikte bir kafeye geçerek sohbete başlarlar.
Kızlar bilet buldukları için mutluyken Haruka, Michiru’ya bu kadar bileti nasıl bulduğunu sorar. (Hem de özel davetiye!) Usagi ise sinsice Michiru’nun yanına sokulur ve bunları tedbir için aldığını ve aslında Michiru’nun da gizli bir Üç Yıldız hayranı olduğunu söyler. Haruka durumdan haberleri olmadıklarını söyler. Çünkü Michiru, Üç Yıldız ile ortak bir konser verecektir. Usagi her zamanki saflığıyla ortak bir konserin nasıl olduğunu sorar. Rei ise bunu bilmediği halde neden bu kadar heyecanlandığına bir anlam veremezken Ami ortak konser hakkında Usagi’ye bilgi verir. Usagi anladığını göstermek için tasdik edici yorumlarda bulunur. Michiru ise bu duruma gülerek karşılık verir.
Öte yandan Galaxia Savaşçısı, Demir Fare’ye artık fazla şansının kalmadığını eğer yaşamak istiyorsa gerçek bir yıldız tohumu bulmasını emreder. (Bu esnada Siren ve Karga alaycı tavırlarla Demir Fare’ye gülmektedirler.) Demir Fare şehirde umutsuzca gerçek bir yıldız tohumunun arayışı içindeyken bir konser afişine rastlar. Afişte orkestra şefini gözüne kestirir.
Bu esnada konser alanı ise yavaş yavaş dolmaya başlamaktadır. Üç Yıldız sahne arkasında Michiru Kaioh’nun nasıl biri olduğu hakkında yorumlarda bulunurken Taiki yalnızca prensesleri için şarkı söylemeleri gerektiğini hatırlatır. Kızlar ise konser alanına gelmiş ve Usagi’yi beklemektedirler. Makoto “Bahse girerim yanlış otobüse binmiş ve yolunu kaybetmiştir.” der. Ami ise artık onun liseli bir kız olduğunu böyle bir şeyin imkânsız olduğunu söyler. Ama gelin görün ki Usagi yanlış otobüse binmiştir. Öte yandan konser çoktan başlamıştır. Michiru ve Seiya konser esnasında oldukça yoğun duygular hissetmeye başlamış ve bunun neden kaynaklandığını sezmeye çalışırlarken göz göze gelirler.
Usagi konser alanına vardığında konser çoktan bitmiştir. Arkasından Haruka gelir çok geç kaldığını herkesin onu çok merak ettiğini söyler. Usagi ise “Haruka! Bitti değil mi?” diye ağlayıp sızlanmaya başlar.
Haruka bu durum karşısında ne yapacağını bilemez. Onun ağlamasını önlemek için Michiru’nun soyunma odasına gitmeyi teklif eder.
Michiru onlar gelmeden odada tek başınadır. Kapı çalınır. Gelen Seiya’dır. Karşılıklı birbirlerini tebrik ederler. Ardından Seiya, Michiru’yu övmeye başlar, kendisinin çok büyük bir hayranı olduğunu söyler. Michiru ise bu duruma şaşırır alaycı bir gülüşle klasik müzik dinleyen birine benzemediğini söyler. Buna rağmen kendisine (Seiya’ya) teşekkür eder. Fakat bu durumu hayranlarından saklamasını ister, çünkü bunu duyan Seiya’nın hayranlarının kendisine kim bilir neler yapabileceğini söyler. Seiya ise bu duruma güler ve çok gizemli biri olduğunu söyler. Michiru ise “Ya sen nasıl birisin?” diye sorar. Seiya bu soruya yanına sokularak Michiru hakkında daha çok şey bilmek istediğini söyler. Bunun ardından Michiru ayağa kalkar Seiya’dan elbisesini değiştirmesine yardım etmesini rica eder. Bu sırada Haruka ve Usagi odaya girerler. Seiya’yı gören Usagi ve Haruka şaşırır. Seiya, Usagi’nin yakışıklı birini bulduğunu söyler. Usagi ise sinirlenir tam bir açıklama yapacakken Michiru, Haruka’nın kendisinin partneri olduğunu söyler. Seiya, Haruka’ya kendini tanıtır ve el sıkışmak için elini uzatır. Haruka ise sinirli bir şekilde kendisini tanıtır ve tam elini uzattığı sırada elini yumruk yapar, Seiya onun yumruğunu sıkarak “Ne hoş bir tanışma!” diyerek alaycı bir tavırda bulunur. Haruka ise hemen odadan defolmasını söyler.
Seiya, Michiru ve Usagi’ye veda ederken bu gergin havanın ardından Haruka, Michiru’ya Seiya’yı odaya sokmamasını tembihlerken Michiru “Kıskandın mı?” diyerek karşılık verir. Usagi duruma hemen müdahale ederek Seiya adına Haruka’dan özür diler. Seiya’nın kaba, ama aslında hoş biri olduğunu söyler. Michiru’da Haruka’nın tanımadığı insanlara hep şüpheyle yaklaştığını söyler. Ardından Usagi’ye Seiya’yı ziyarette bulunmasını önerir. Böylece Usagi ikisine veda ederek odadan ayrılır. Haruka, Michiru’ya tam bir şey söyleyecekken Michiru onu engeller ve elbisesini değiştirmesine yardım etmesini rica eder. Haruka bu duruma tebessümle karşılık verir.
Bu esnada Seiya koridorda yürürken Haruka’yı düşünür. Elini sıktığında güçlü bir yıldız ışığı hissettiğine kanaat getirir. Onun kim olabileceğini düşünürken Usagi sinirli bir şekilde yanına gelir. Seiya her zamanki alaycı tavrıyla “O yakışıklıyla konuşman bitti mi?” diye sorar. Usagi onun bir kız olduğunu söyler. Seiya ise bahaneler uydurmamasını söylerken Usagi hemen girişir ve imalı bir şekilde “Ya sana ne demeli! Biz gelmesek orada ne yapacaktın acaba?” diye sorar. Seiya bunu duyunca hemen kızarır ve yanlış düşündüğünü söyler. Usagi ise hemen “Neden bozuldun? Zaten Michiru sana çocuk gözüyle bakıyordur.” der. Seiya, Usagi’nin duygusuz olduğunu bunu nereden bilebileceğini sorar. Usagi ise Michiru ve Haruka’nın kendisi için önemli olduğunu söyler. Seiya, Usagi’yi onu saran gizemli atmosferin gittikçe büyüdüğünü söyler. (Bu esnada Usagi geri geri yürümektedir.) Bu sözün ardından Usagi arkasındaki merdiveni görmez, ayağı kayar ve orkestra şefi ile kafaları çarpışır. Seiya ise ikisinin düşmesine engel olamadan Usagi ve orkestra şefi merdiveni boylar.
Usagi şeften özür dilerken şef kibar bir şekilde Usagi’ye iyi olup olmadığını sorar. Seiya hemen aşağı iner ve Garayan adlı şefi kaldırır. Usagi, Seiya’ya Garayan’ı tanıyıp tanımadığını sorar. Seiya ise buna çok şaşırır ve nasıl olur da Garayan’ı tanımadığını sorar. Usagi şefin ismini “Bay Gara-pan” olarak yanlış bir telaffuzda bulunurken Garayan duruma gülerek karşılık verir. Seiya “Çok eğlenceli bir kız. Sevgilin mi?” diye sorar. Seiya bir bakıma öyle olduğunu söyler, Usagi ise sadece arkadaş olduklarını söyler. Seiya, Usagi’ye “Ne kadar duygusuzsun!”der. Şef söze girerek Seiya’ya bugünkü konserde çok başarılı olduğunu ve şarkısında gizemli bir duygu hissettiğini söyler. Sözlerine “Tutkulu nazik bir sevgi hissediyor insan. Ama biraz da hüzünlü. Evet! Bu sevgiline bir mesaj! Abuk sabuk konuşmaya başladım.” diye devam eder. Ve bu esnada yorgun hisseder, Seiya odasına kadar eşlik edebileceğini teklif eder. Garayan ise herhangi bir şeyinin olmadığını temiz hava aldıktan sonra odasına kadar gidebileceğini söyler. Veda ederken Seiya’ya “Eğer şarkıların gerçekten sevgi içinse umarım mesajın en kısa zamanda ona ulaşır.” diyerek bir iyi dilekte bulunur. Usagi, Garayan gittiktikten sonra “Gara-pan” nın gerçekten önemli biri olup olmadığını sorar. Seiya “Garayan” diyerek yanlış telaffuzunu düzeltirken onun dünyaca ünlü bir orkestra şefi olduğunu bugünkü konserde Tokyo Orkestrası’ nı yönettiğini söyler. Usagi bu duruma şaşırırken Garayan için endişelidir ve ona gidip bir bakacağını söyler. Seiya ise mesajlarının sonunda birilerine ulaşmasının mutluluğu içindedir.
Garayan temiz hava için sahneye çıkar ve baş ağrısından yakınırken karşısına Demir Fare çıkar. Kendisini Galaksi TV’den bir yapımcı olarak tanıtır. Ancak bu tanıtım esnasında kartvizitini bulamaz. Garayan onun için ne yapabileceğini sorarken Demir Fare ani bir atakla ona saldırır ve yıldız tohumunu açığa çıkarır. Usagi durumu tam zamanında fark edip Ay Savaşçısı’na dönüşür. Diğer tarafta ise Demir Fare bunun istediği gibi bir yıldız tohumu olmadığını görür ve hayal kırıklığına uğrar. Tam bu sırada “Ağabeylerimiz ve ablalarımız büyüklerimize karşı saygılı olmalıyız! Sevgi ve adalet adına güzel gezegen savaşçısı Ay Savaşçısı! Kutsal Ay adına, seni cezalandıracağım!” diyerek ortaya çıkar. Demir Fare ise umursamaz bir tavırla bugün kendisiyle uğraşamayacağını fazla mesai yapacağını söyleyerek ortadan kaybolur. Garayan ise Savaşçı Orkestra Yönetmeni şeklinde bir canavara dönüşür.
Canavar, Ay Savaşçısı’na sahnesine hoş geldiğini ve ilk parça olarak piyanoyla başlayacağını söyler ve ona saldırır. İlk saldırıdan kurtulan Ay Savaşçısı ikinci bir saldırı atağı Çello ile burun buruna gelir. Ardından keman saldırısıyla köşeye sıkışır. Canavar son bir hamle ile onun işini bitirmek üzereyken Yıldız Işığı Savaşçıları ortaya çıkar.
Savaşçı Dövüşçü Yıldız’ı canavara saldırıp onu sersemletirken diğer iki Yıldız Işığı Savaşçısı Ay Savaşçısı’nı zor bulunduğu durumdan kurtarır. Canavar kendine gelmeye başladığında Ay Savaşçısı hemen işe koyulur. Yıldız Işığı Balayı Terapi Öpücüğü atağıyla orkestra şefini eski haline döndürür.
Yıldız Işığı Savaşçıları tam ayrılacakken Ay Savaşçısı onları durdurur ve kendisine yardım ettikleri için teşekkür eder ve birlikte savaşabileceklerini söyler. Onlar ise ortak bir düşman olduğu için beraber savaşabileceklerini kabul ederler. Ay Savaşçısı tam Savaşçı Dövüşçü Yıldızı’nın elini sıkacakken Uranüs Savaşçısı bunu engelleyen bir atakta bulunur ve onlara defolmalarını yoksa bir dahaki sefere ıskalamayacağını söyler.
Ay Savaşçısı ise duruma müdahale ederek durmalarını söyler. Uranüs Savaşçısı bunların Güneş Sistemi dışından olduklarını ve onlara güvenemeyeceğini söyler. Ama Ay Savaşçısı aralarına girer ve onların kötü olmadıklarını söyler. Neptün Savaşçısı ise hemen kenara çekilmesini söyler. Yıldız Işığı Savaşçıları ise Ay Savaşçısı’na kendileri ile beraber iş birliği yapmak zorunda olmadıklarını bunu sadece kendileri de başarabileceklerini söylerler ve ortadan kaybolurlar.
Ay Savaşçısı bu duruma çok üzülür Neptün ve Uranüs’e dönerek iş birliği yapmalarının neden mümkün olmadığını sorar. Neptün görevlerinin Ay Savaşçısı’nı korumak olduğunu ve buna anlayış göstermesini ister.
Tüm bunların ardından Usagi sahnede tek başına dururken “Dolunay!” diye seslenerek Seiya yanına gelir. Vaktin geç olduğunu söyleyerek onu eve bırakmayı teklif eder. Usagi “Çok uzak, bilinmeyen bir yerden gelmiş birisiyle arkadaş olunamaz mı?” diye sorar. Seiya bunu bilemeyeceğini söyler, kendisini örnek göstererek “Çok uzaktan hiç görmediğin bir şehirden nakil gelmiş bir öğrenciyim. Sanırım senin arkadaşınım.”Usagi bu sözleri duyunca çok rahatladığını söyler. Seiya ise şaşırarak ne kadar tuhaf biri olduğunu söyler…
Yobiau Hoshi no Gagayaki! Haruka tachi Sansen
The glitter of the stars that call each other! Haruka and Michiru join in the battle.
Ami, Rei, Minako, Usagi ve Makoto her biri bir telefon kulübesinde arama yapmaktadırlar. Ancak aradıkları numara sürekli meşguldür. Hepsi birlikte bıkmadan usanmadan aradıkları numarayı düşürmeye çalışırken nihayet Minako’nun aradığı numara cevap verir. Hepsi heyecanla Minako’nun başına üşüşürler. Ancak telefondaki bayan Uluslarası Fantastik Müzik Festivali biletlerinin tükendiğini söyler.

Ami “Konserde Üç Yıldız’ı görme şansı var, ama biz bilet bulamayacak mıyız?” der ve bütün kızlar sızlanırken Michiru ve Haruka görünür. Michiru elindeki biletleri onlara gösterirken “Aradığınız biletler bunlar olmasın?” der. Hepsi birlikte bir kafeye geçerek sohbete başlarlar.

Kızlar bilet buldukları için mutluyken Haruka, Michiru’ya bu kadar bileti nasıl bulduğunu sorar. (Hem de özel davetiye!) Usagi ise sinsice Michiru’nun yanına sokulur ve bunları tedbir için aldığını ve aslında Michiru’nun da gizli bir Üç Yıldız hayranı olduğunu söyler. Haruka durumdan haberleri olmadıklarını söyler. Çünkü Michiru, Üç Yıldız ile ortak bir konser verecektir. Usagi her zamanki saflığıyla ortak bir konserin nasıl olduğunu sorar. Rei ise bunu bilmediği halde neden bu kadar heyecanlandığına bir anlam veremezken Ami ortak konser hakkında Usagi’ye bilgi verir. Usagi anladığını göstermek için tasdik edici yorumlarda bulunur. Michiru ise bu duruma gülerek karşılık verir.

Öte yandan Galaxia Savaşçısı, Demir Fare’ye artık fazla şansının kalmadığını eğer yaşamak istiyorsa gerçek bir yıldız tohumu bulmasını emreder. (Bu esnada Siren ve Karga alaycı tavırlarla Demir Fare’ye gülmektedirler.) Demir Fare şehirde umutsuzca gerçek bir yıldız tohumunun arayışı içindeyken bir konser afişine rastlar. Afişte orkestra şefini gözüne kestirir.

Bu esnada konser alanı ise yavaş yavaş dolmaya başlamaktadır. Üç Yıldız sahne arkasında Michiru Kaioh’nun nasıl biri olduğu hakkında yorumlarda bulunurken Taiki yalnızca prensesleri için şarkı söylemeleri gerektiğini hatırlatır. Kızlar ise konser alanına gelmiş ve Usagi’yi beklemektedirler. Makoto “Bahse girerim yanlış otobüse binmiş ve yolunu kaybetmiştir.” der. Ami ise artık onun liseli bir kız olduğunu böyle bir şeyin imkânsız olduğunu söyler. Ama gelin görün ki Usagi yanlış otobüse binmiştir. Öte yandan konser çoktan başlamıştır. Michiru ve Seiya konser esnasında oldukça yoğun duygular hissetmeye başlamış ve bunun neden kaynaklandığını sezmeye çalışırlarken göz göze gelirler.

Usagi konser alanına vardığında konser çoktan bitmiştir. Arkasından Haruka gelir çok geç kaldığını herkesin onu çok merak ettiğini söyler. Usagi ise “Haruka! Bitti değil mi?” diye ağlayıp sızlanmaya başlar.
Haruka bu durum karşısında ne yapacağını bilemez. Onun ağlamasını önlemek için Michiru’nun soyunma odasına gitmeyi teklif eder.

Michiru onlar gelmeden odada tek başınadır. Kapı çalınır. Gelen Seiya’dır. Karşılıklı birbirlerini tebrik ederler. Ardından Seiya, Michiru’yu övmeye başlar, kendisinin çok büyük bir hayranı olduğunu söyler. Michiru ise bu duruma şaşırır alaycı bir gülüşle klasik müzik dinleyen birine benzemediğini söyler. Buna rağmen kendisine (Seiya’ya) teşekkür eder. Fakat bu durumu hayranlarından saklamasını ister, çünkü bunu duyan Seiya’nın hayranlarının kendisine kim bilir neler yapabileceğini söyler. Seiya ise bu duruma güler ve çok gizemli biri olduğunu söyler. Michiru ise “Ya sen nasıl birisin?” diye sorar. Seiya bu soruya yanına sokularak Michiru hakkında daha çok şey bilmek istediğini söyler. Bunun ardından Michiru ayağa kalkar Seiya’dan elbisesini değiştirmesine yardım etmesini rica eder. Bu sırada Haruka ve Usagi odaya girerler. Seiya’yı gören Usagi ve Haruka şaşırır. Seiya, Usagi’nin yakışıklı birini bulduğunu söyler. Usagi ise sinirlenir tam bir açıklama yapacakken Michiru, Haruka’nın kendisinin partneri olduğunu söyler. Seiya, Haruka’ya kendini tanıtır ve el sıkışmak için elini uzatır. Haruka ise sinirli bir şekilde kendisini tanıtır ve tam elini uzattığı sırada elini yumruk yapar, Seiya onun yumruğunu sıkarak “Ne hoş bir tanışma!” diyerek alaycı bir tavırda bulunur. Haruka ise hemen odadan defolmasını söyler.

Seiya, Michiru ve Usagi’ye veda ederken bu gergin havanın ardından Haruka, Michiru’ya Seiya’yı odaya sokmamasını tembihlerken Michiru “Kıskandın mı?” diyerek karşılık verir. Usagi duruma hemen müdahale ederek Seiya adına Haruka’dan özür diler. Seiya’nın kaba, ama aslında hoş biri olduğunu söyler. Michiru’da Haruka’nın tanımadığı insanlara hep şüpheyle yaklaştığını söyler. Ardından Usagi’ye Seiya’yı ziyarette bulunmasını önerir. Böylece Usagi ikisine veda ederek odadan ayrılır. Haruka, Michiru’ya tam bir şey söyleyecekken Michiru onu engeller ve elbisesini değiştirmesine yardım etmesini rica eder. Haruka bu duruma tebessümle karşılık verir.
Bu esnada Seiya koridorda yürürken Haruka’yı düşünür. Elini sıktığında güçlü bir yıldız ışığı hissettiğine kanaat getirir. Onun kim olabileceğini düşünürken Usagi sinirli bir şekilde yanına gelir. Seiya her zamanki alaycı tavrıyla “O yakışıklıyla konuşman bitti mi?” diye sorar. Usagi onun bir kız olduğunu söyler. Seiya ise bahaneler uydurmamasını söylerken Usagi hemen girişir ve imalı bir şekilde “Ya sana ne demeli! Biz gelmesek orada ne yapacaktın acaba?” diye sorar. Seiya bunu duyunca hemen kızarır ve yanlış düşündüğünü söyler. Usagi ise hemen “Neden bozuldun? Zaten Michiru sana çocuk gözüyle bakıyordur.” der. Seiya, Usagi’nin duygusuz olduğunu bunu nereden bilebileceğini sorar. Usagi ise Michiru ve Haruka’nın kendisi için önemli olduğunu söyler. Seiya, Usagi’yi onu saran gizemli atmosferin gittikçe büyüdüğünü söyler. (Bu esnada Usagi geri geri yürümektedir.) Bu sözün ardından Usagi arkasındaki merdiveni görmez, ayağı kayar ve orkestra şefi ile kafaları çarpışır. Seiya ise ikisinin düşmesine engel olamadan Usagi ve orkestra şefi merdiveni boylar.

Usagi şeften özür dilerken şef kibar bir şekilde Usagi’ye iyi olup olmadığını sorar. Seiya hemen aşağı iner ve Garayan adlı şefi kaldırır. Usagi, Seiya’ya Garayan’ı tanıyıp tanımadığını sorar. Seiya ise buna çok şaşırır ve nasıl olur da Garayan’ı tanımadığını sorar. Usagi şefin ismini “Bay Gara-pan” olarak yanlış bir telaffuzda bulunurken Garayan duruma gülerek karşılık verir. Seiya “Çok eğlenceli bir kız. Sevgilin mi?” diye sorar. Seiya bir bakıma öyle olduğunu söyler, Usagi ise sadece arkadaş olduklarını söyler. Seiya, Usagi’ye “Ne kadar duygusuzsun!”der. Şef söze girerek Seiya’ya bugünkü konserde çok başarılı olduğunu ve şarkısında gizemli bir duygu hissettiğini söyler. Sözlerine “Tutkulu nazik bir sevgi hissediyor insan. Ama biraz da hüzünlü. Evet! Bu sevgiline bir mesaj! Abuk sabuk konuşmaya başladım.” diye devam eder. Ve bu esnada yorgun hisseder, Seiya odasına kadar eşlik edebileceğini teklif eder. Garayan ise herhangi bir şeyinin olmadığını temiz hava aldıktan sonra odasına kadar gidebileceğini söyler. Veda ederken Seiya’ya “Eğer şarkıların gerçekten sevgi içinse umarım mesajın en kısa zamanda ona ulaşır.” diyerek bir iyi dilekte bulunur. Usagi, Garayan gittiktikten sonra “Gara-pan” nın gerçekten önemli biri olup olmadığını sorar. Seiya “Garayan” diyerek yanlış telaffuzunu düzeltirken onun dünyaca ünlü bir orkestra şefi olduğunu bugünkü konserde Tokyo Orkestrası’ nı yönettiğini söyler. Usagi bu duruma şaşırırken Garayan için endişelidir ve ona gidip bir bakacağını söyler. Seiya ise mesajlarının sonunda birilerine ulaşmasının mutluluğu içindedir.

Garayan temiz hava için sahneye çıkar ve baş ağrısından yakınırken karşısına Demir Fare çıkar. Kendisini Galaksi TV’den bir yapımcı olarak tanıtır. Ancak bu tanıtım esnasında kartvizitini bulamaz. Garayan onun için ne yapabileceğini sorarken Demir Fare ani bir atakla ona saldırır ve yıldız tohumunu açığa çıkarır. Usagi durumu tam zamanında fark edip Ay Savaşçısı’na dönüşür. Diğer tarafta ise Demir Fare bunun istediği gibi bir yıldız tohumu olmadığını görür ve hayal kırıklığına uğrar. Tam bu sırada “Ağabeylerimiz ve ablalarımız büyüklerimize karşı saygılı olmalıyız! Sevgi ve adalet adına güzel gezegen savaşçısı Ay Savaşçısı! Kutsal Ay adına, seni cezalandıracağım!” diyerek ortaya çıkar. Demir Fare ise umursamaz bir tavırla bugün kendisiyle uğraşamayacağını fazla mesai yapacağını söyleyerek ortadan kaybolur. Garayan ise Savaşçı Orkestra Yönetmeni şeklinde bir canavara dönüşür.
Canavar, Ay Savaşçısı’na sahnesine hoş geldiğini ve ilk parça olarak piyanoyla başlayacağını söyler ve ona saldırır. İlk saldırıdan kurtulan Ay Savaşçısı ikinci bir saldırı atağı Çello ile burun buruna gelir. Ardından keman saldırısıyla köşeye sıkışır. Canavar son bir hamle ile onun işini bitirmek üzereyken Yıldız Işığı Savaşçıları ortaya çıkar.

Savaşçı Dövüşçü Yıldız’ı canavara saldırıp onu sersemletirken diğer iki Yıldız Işığı Savaşçısı Ay Savaşçısı’nı zor bulunduğu durumdan kurtarır. Canavar kendine gelmeye başladığında Ay Savaşçısı hemen işe koyulur. Yıldız Işığı Balayı Terapi Öpücüğü atağıyla orkestra şefini eski haline döndürür.

Yıldız Işığı Savaşçıları tam ayrılacakken Ay Savaşçısı onları durdurur ve kendisine yardım ettikleri için teşekkür eder ve birlikte savaşabileceklerini söyler. Onlar ise ortak bir düşman olduğu için beraber savaşabileceklerini kabul ederler. Ay Savaşçısı tam Savaşçı Dövüşçü Yıldızı’nın elini sıkacakken Uranüs Savaşçısı bunu engelleyen bir atakta bulunur ve onlara defolmalarını yoksa bir dahaki sefere ıskalamayacağını söyler.
Ay Savaşçısı ise duruma müdahale ederek durmalarını söyler. Uranüs Savaşçısı bunların Güneş Sistemi dışından olduklarını ve onlara güvenemeyeceğini söyler. Ama Ay Savaşçısı aralarına girer ve onların kötü olmadıklarını söyler. Neptün Savaşçısı ise hemen kenara çekilmesini söyler. Yıldız Işığı Savaşçıları ise Ay Savaşçısı’na kendileri ile beraber iş birliği yapmak zorunda olmadıklarını bunu sadece kendileri de başarabileceklerini söylerler ve ortadan kaybolurlar.

Ay Savaşçısı bu duruma çok üzülür Neptün ve Uranüs’e dönerek iş birliği yapmalarının neden mümkün olmadığını sorar. Neptün görevlerinin Ay Savaşçısı’nı korumak olduğunu ve buna anlayış göstermesini ister.
Tüm bunların ardından Usagi sahnede tek başına dururken “Dolunay!” diye seslenerek Seiya yanına gelir. Vaktin geç olduğunu söyleyerek onu eve bırakmayı teklif eder. Usagi “Çok uzak, bilinmeyen bir yerden gelmiş birisiyle arkadaş olunamaz mı?” diye sorar. Seiya bunu bilemeyeceğini söyler, kendisini örnek göstererek “Çok uzaktan hiç görmediğin bir şehirden nakil gelmiş bir öğrenciyim. Sanırım senin arkadaşınım.”Usagi bu sözleri duyunca çok rahatladığını söyler. Seiya ise şaşırarak ne kadar tuhaf biri olduğunu söyler…

fawn_fairy’in tanıtımı:
Bölüm 184
Spoiler:
İkimiz Arasındaki Gece! Usagi Darda
Futarikiri no Yoru! Usagi no Pinch
Night Between Us! Usagi's Pinch
Kızlar (Usagi, Minako, Makoto, Ami) okul bahçesinde son zamanlarda oturdukları bölgelerde meydana gelen hırsızlık olaylarından konuşmaktadırlar. Usagi evlerinde çalınmaya değer herhangi bir şey olmadığı için bunun pek sorun olmayacağını söyler. Ancak Minako bunun o kadar basit bir şey olmadığını söyler. Ayrıca Ami yakın zamanda bir dükkânda yaşlı bir kadının bıçaklı biri tarafından tehdit edildiğinden bahseder. Makoto da gece mutfaktan bir takım sesler duyabileceğini bir hırsızın olabileceğini söyleyerek Usagi’yi korkutur. Minako ise Usagi’nin büyük bir aileye sahip olduğu için endişelenmemesini söyler. Ancak Usagi bu gece onların evde olmayacağından bahseder.
Tam o sırada Seiya: “Ben senin koruman olurum.” diyerek söze karışır. Kızlar ise bu duruma şaşırır, çünkü bu durumda Seiya, Usagi’nin evinde kalacaktır.
Ve böylece Seiya gelmeden Usagi evin temizliğini bitirmeye çalışmaktadır. Ardından koridoru temizlemediğini hatırlar tam giderken her zamanki sakarlığı ile yere düşer. Luna ise bu esnada yanına gelip Seiya hakkında konuşmaları gerektiğinden bahseder. “Güvenilir bir polis bile aniden bir kurt adama dönüşebilir” der. Usagi ise buna gülerek karşılık verir. Ama Luna yine onu uyararak “Yabani bir hayvana benzeyen bir erkek içgüdüleriyle yaşar” diye tembihler. Bu sırada kapı çalar gelen Seiya’dır. Yine Usagi kapıyı açacakken düşer ve Seiya’nın karşısında yere serilir. Ardından onu odasına götürür ve kendi evi gibi rahat olmasını söyler ve içecek bir şeyler hazırlamaya gider. Seiya’nın gözüne Usagi ve Mamoru’nun bir resmi çarpar. Gerilmiş bir şekilde “Onu bu kadar üzmeye hakkın yok.” diyerek resmi kapatır.
Usagi kek ve çay ile içeri gelir. Seiya iki keki birden almaya niyetlenir, ama Usagi böyle davranmaması gerektiğini yoksa hiçbir kızın ondan hoşlanmayacağını söyler. Seiya ise hiçbir kızın umurunda olmadığını yalnızca tek bir kız için şarkı söylediğini söyler. Usagi ise bu duruma şaşırır. Seiya devam ederek “Hep birlikte şarkı söylememizin nedeni galakside tek bir kızın ilgisini çekmek…” der. Ardından Usagi bu kızın kim olduğunu sorar (bu esnada Luna onları kapı aralığından endişeli bir şekilde gözetlemektedir) ve aralarındaki mesafe azalmaya başlar. Seiya bu yakınlaşmada ona gizli bir sırrını açıklamak istediğini söyler. Usagi ise birden kızarır ve Seiya sırrını açıklamak için Usagi’ye daha da yaklaşınca tam bu sırada Chibi Chibi, Seiya’nın yüzüne kek bulaştırır.
Ardından malum, Seiya duşa girer. O duştayken kapı çalar gelen kızlardır. Ve oldukça meraklı bir şekilde Rei, Seiya’nın nerede olduğunu sorar. Usagi ise geliş nedenlerini anlar. Ancak Makoto ve Ami, Usagi’yi yalnız bırakmak istemediklerini bu yüzden geldiklerini söyler. Minako ise tam tersine ikisini yalnız bırakmak istemedikleri için geldiğini söyleyerek pot kırar. Usagi bunun için onlara teşekkür ederken Seiya üzerinde tek parça bir havlu ile Usagi’ye kendisine giyecek bir şeyler isterken banyodan çıkar. Tam bu sırada Chibi Chibi havluya asılır. Seiya banyoya kaçarken kızlar oldukça utanırlar.
Bu olaydan sonra kızlar mutfakta yemek işine girişirler, aralarında Seiya ve Usagi’nin ilişkisini tartışmaya başlarlar. Fakat bir hamamböceği görüp ile yaygarayı basarlar. Seiya’dan bu böcekten kurtulmasını isterler. Seiya tam böceği terlikle ezecekken böcek uçar (Luna ve Chibi Chibi ise olaydan bir haber odada televizyon izlemektedirler). Bu yaygarada kapı çalar, gelenler Yaten ve Taiki’dir. Gördükleri manzara karşısında oldukça şaşırırlar (kızlar batmış haldedirler).
Bu garip manzaradan sonra toplu halde kart oynamaya başlarlar. (Luna ve Artemis bu kalabalıktan sonra artık endişelenilecek bir şey olmadığına kanaat getirirler.)
Bu sırada Usagi’nin evinin önünde Haruka ve Michiru arabaları bozulmuş bir halde beklemektedirler. Haruka tam tamirciyi arayacakken Michiru, Usagi’nin evini işaret eder. Ve böylece ikisinin gelmesi ile ekip tamamlanmış olur.
Ancak Haruka ve Seiya birbirini görünce bir gerginlik havası kol gezer. Haruka, Seiya’ya ünlülerin çok boş zamanı olduğunu eve gitmek istemediğinden emin olup olmadığını sorar. Seiya ise “Bugün boş zamanım var ayrıca ben onun korumasıyım.” diyerek karşılık verir. Haruka ise altta kalmaz “Günümüzde korumalar arkadaşlarını getirip parti mi veriyorlar? Bu kızın sizin gibilerle kalması daha tehlikeli!” diyerek ortamı daha da gerginleştirir.
Yaten bu duruma oldukça sinirlenince Taiki aldırmamasını söyler. Kızlar ise kendi aralarında onların pek iyi geçinemediklerinden konuşmaya başlarlar. Usagi, Haruka’nın erkeklerden hoşlanmadığını söyler. Yaten “Durum anlaşıldı.” Michiru da “Haruka ünlü erkeklerden hoşlanmaz.” diyerek Haruka’nın iyice sinirlenmesine neden olurlar. Bu sırada yine evet, yine kapı çalar. Gelenler röportaj yapmak isteyen bir takım televizyoncudur.
Zorla içeri girmeye çalışırlarken Usagi kapıyı kapatır ve evdekilere ne yapması gerektiğini sorar. Çünkü Yaten, Seiya ve Taiki’nin geceyi bir kızın evinde geçirdikleri duyulursa büyük bir olay olacağı kesindir. Derhal saklanmaları gerektiğine karar verirler ve Usagi, Minako’ya kapıdakilerle ilgilenmesini söyler. Seiya, Usagi ve Chibi Chibi dolabın içine saklanırlar ve konuşmaya başlarlar. Seiya ona söylemesi gereken sırrı açıklamak ister. Usagi, Chibi Chibi’nin burada olduğunu ve kendisinin Mamoru’ya sahip olduğunu söyler. Seiya ise durumu yanlış anladığını söyler. Bu esnada evden bağırtılar duyan Usagi, Seiya’ya Chibi Chibi’ye göz kulak olmasını kendisinin evi kontrol etmesini gerektiğini söyleyerek dolaptan çıkar.
Karga ve Siren evi basmıştırlar. Röportaj yapmak isteyen şahsın yıldız tohumunu almak istemektedirler. Ancak oldukça saf olan Siren ise kendini adama tanıtarak garip bir tanışma faslına girer. Duruma sinirlenen Karga işi hemen bitirmeleri gerektiğini ifade eder ve Siren adama saldırarak yıldız tohumunu açığa çıkarır. Usagi ve Seiya ise durumu görürler. Usagi, Seyia’ya yerinde olmadığı için kızarken hızlıca dönüşebileceği bir yer aramaya koyulur.
Ancak bulamaz. Bu esnada Siren ve Karga istedikleri gibi eşsiz bir yıldız tohumu bulamazlar. Ve aralarında komik bir tartışma başlar. Ancak ortaya Uranüs ve Neptün savaşçıları ortaya çıkar.
Siren ve Karga ise çok beklemeden gözden kaybolurlar. Usagi de yukarı kata çıkarak dönüşür. Öte yandan röportaj yapmak isteyen televizyoncu Meyzen Savaşçısı adında bir canavara dönüşür. Neptün ve Uranüs savaşçıları onunla mücadeleye başlar. Fakat canavar onların saldırılarını savuşturur ardından canavar, Minako’ya saldırıya girişir neyse ki Ay Savaşçısı buna engel olur. “Başka birinin evinde karışıklık yaratmak! Güzel bir kızı yemeğe çalışmak!...” (bu özlü sözleri söylerken bir takım tabak çanak da güme gider
) “Kimse burayı temizlemeyi düşünmüyor mu? Sevgi ve adalet adına güzel gezegen savaşçısı Ay Savaşçısı! Kutsal Ay adına, seni cezalandıracağım!” bu sözlerin ardından Mars, Jüpiter ve Merkür Savaşçıları ve Yıldız Işığı Savaşçıları ortaya çıkarlar. Kurucu Yıldız Savaşçısı tam saldırıya geçecekken Merkür, Jüpiter ve Mars ona engel olurlar (malum oda daralmıştır). Ardından Merkür Savaşçısı, Ay Savaşçısı’na acele etmesi gerektiğini söyler.
Ay Savaşçısı hemen işe koyulur ve canavarı yok ederek röportaj yapmak isteyen televizyoncuyu eski haline dönüştürür. (Yıldız Savaşçıları bu esnada ortadan kaybolurlar.) Neyse ki her şey normale dönmüştür.
Herkes (Seiya, Ami, Makoto, Minako, Usagi, Rei) yorgun bir haldedir. Tam bu sırada koridordan bir ses duyarlar. Seiya kızları arkasına alarak sesin geldiği tarafa yönelir ve bir karaltı görürler.
Bir, iki, üç dedikten sonra hepsi karaltının üstüne atladıkları sırada karaltının eli yüzü pasta olan Chibi Chibi olduğunu görürler. Usagi ise yeniden temizlik yapmanın gerektiği düşüncesi ile yakınmaya başlar.
Futarikiri no Yoru! Usagi no Pinch
Night Between Us! Usagi's Pinch
Kızlar (Usagi, Minako, Makoto, Ami) okul bahçesinde son zamanlarda oturdukları bölgelerde meydana gelen hırsızlık olaylarından konuşmaktadırlar. Usagi evlerinde çalınmaya değer herhangi bir şey olmadığı için bunun pek sorun olmayacağını söyler. Ancak Minako bunun o kadar basit bir şey olmadığını söyler. Ayrıca Ami yakın zamanda bir dükkânda yaşlı bir kadının bıçaklı biri tarafından tehdit edildiğinden bahseder. Makoto da gece mutfaktan bir takım sesler duyabileceğini bir hırsızın olabileceğini söyleyerek Usagi’yi korkutur. Minako ise Usagi’nin büyük bir aileye sahip olduğu için endişelenmemesini söyler. Ancak Usagi bu gece onların evde olmayacağından bahseder.

Tam o sırada Seiya: “Ben senin koruman olurum.” diyerek söze karışır. Kızlar ise bu duruma şaşırır, çünkü bu durumda Seiya, Usagi’nin evinde kalacaktır.

Ve böylece Seiya gelmeden Usagi evin temizliğini bitirmeye çalışmaktadır. Ardından koridoru temizlemediğini hatırlar tam giderken her zamanki sakarlığı ile yere düşer. Luna ise bu esnada yanına gelip Seiya hakkında konuşmaları gerektiğinden bahseder. “Güvenilir bir polis bile aniden bir kurt adama dönüşebilir” der. Usagi ise buna gülerek karşılık verir. Ama Luna yine onu uyararak “Yabani bir hayvana benzeyen bir erkek içgüdüleriyle yaşar” diye tembihler. Bu sırada kapı çalar gelen Seiya’dır. Yine Usagi kapıyı açacakken düşer ve Seiya’nın karşısında yere serilir. Ardından onu odasına götürür ve kendi evi gibi rahat olmasını söyler ve içecek bir şeyler hazırlamaya gider. Seiya’nın gözüne Usagi ve Mamoru’nun bir resmi çarpar. Gerilmiş bir şekilde “Onu bu kadar üzmeye hakkın yok.” diyerek resmi kapatır.

Usagi kek ve çay ile içeri gelir. Seiya iki keki birden almaya niyetlenir, ama Usagi böyle davranmaması gerektiğini yoksa hiçbir kızın ondan hoşlanmayacağını söyler. Seiya ise hiçbir kızın umurunda olmadığını yalnızca tek bir kız için şarkı söylediğini söyler. Usagi ise bu duruma şaşırır. Seiya devam ederek “Hep birlikte şarkı söylememizin nedeni galakside tek bir kızın ilgisini çekmek…” der. Ardından Usagi bu kızın kim olduğunu sorar (bu esnada Luna onları kapı aralığından endişeli bir şekilde gözetlemektedir) ve aralarındaki mesafe azalmaya başlar. Seiya bu yakınlaşmada ona gizli bir sırrını açıklamak istediğini söyler. Usagi ise birden kızarır ve Seiya sırrını açıklamak için Usagi’ye daha da yaklaşınca tam bu sırada Chibi Chibi, Seiya’nın yüzüne kek bulaştırır.

Ardından malum, Seiya duşa girer. O duştayken kapı çalar gelen kızlardır. Ve oldukça meraklı bir şekilde Rei, Seiya’nın nerede olduğunu sorar. Usagi ise geliş nedenlerini anlar. Ancak Makoto ve Ami, Usagi’yi yalnız bırakmak istemediklerini bu yüzden geldiklerini söyler. Minako ise tam tersine ikisini yalnız bırakmak istemedikleri için geldiğini söyleyerek pot kırar. Usagi bunun için onlara teşekkür ederken Seiya üzerinde tek parça bir havlu ile Usagi’ye kendisine giyecek bir şeyler isterken banyodan çıkar. Tam bu sırada Chibi Chibi havluya asılır. Seiya banyoya kaçarken kızlar oldukça utanırlar.

Bu olaydan sonra kızlar mutfakta yemek işine girişirler, aralarında Seiya ve Usagi’nin ilişkisini tartışmaya başlarlar. Fakat bir hamamböceği görüp ile yaygarayı basarlar. Seiya’dan bu böcekten kurtulmasını isterler. Seiya tam böceği terlikle ezecekken böcek uçar (Luna ve Chibi Chibi ise olaydan bir haber odada televizyon izlemektedirler). Bu yaygarada kapı çalar, gelenler Yaten ve Taiki’dir. Gördükleri manzara karşısında oldukça şaşırırlar (kızlar batmış haldedirler).


Bu garip manzaradan sonra toplu halde kart oynamaya başlarlar. (Luna ve Artemis bu kalabalıktan sonra artık endişelenilecek bir şey olmadığına kanaat getirirler.)

Bu sırada Usagi’nin evinin önünde Haruka ve Michiru arabaları bozulmuş bir halde beklemektedirler. Haruka tam tamirciyi arayacakken Michiru, Usagi’nin evini işaret eder. Ve böylece ikisinin gelmesi ile ekip tamamlanmış olur.

Ancak Haruka ve Seiya birbirini görünce bir gerginlik havası kol gezer. Haruka, Seiya’ya ünlülerin çok boş zamanı olduğunu eve gitmek istemediğinden emin olup olmadığını sorar. Seiya ise “Bugün boş zamanım var ayrıca ben onun korumasıyım.” diyerek karşılık verir. Haruka ise altta kalmaz “Günümüzde korumalar arkadaşlarını getirip parti mi veriyorlar? Bu kızın sizin gibilerle kalması daha tehlikeli!” diyerek ortamı daha da gerginleştirir.

Yaten bu duruma oldukça sinirlenince Taiki aldırmamasını söyler. Kızlar ise kendi aralarında onların pek iyi geçinemediklerinden konuşmaya başlarlar. Usagi, Haruka’nın erkeklerden hoşlanmadığını söyler. Yaten “Durum anlaşıldı.” Michiru da “Haruka ünlü erkeklerden hoşlanmaz.” diyerek Haruka’nın iyice sinirlenmesine neden olurlar. Bu sırada yine evet, yine kapı çalar. Gelenler röportaj yapmak isteyen bir takım televizyoncudur.

Zorla içeri girmeye çalışırlarken Usagi kapıyı kapatır ve evdekilere ne yapması gerektiğini sorar. Çünkü Yaten, Seiya ve Taiki’nin geceyi bir kızın evinde geçirdikleri duyulursa büyük bir olay olacağı kesindir. Derhal saklanmaları gerektiğine karar verirler ve Usagi, Minako’ya kapıdakilerle ilgilenmesini söyler. Seiya, Usagi ve Chibi Chibi dolabın içine saklanırlar ve konuşmaya başlarlar. Seiya ona söylemesi gereken sırrı açıklamak ister. Usagi, Chibi Chibi’nin burada olduğunu ve kendisinin Mamoru’ya sahip olduğunu söyler. Seiya ise durumu yanlış anladığını söyler. Bu esnada evden bağırtılar duyan Usagi, Seiya’ya Chibi Chibi’ye göz kulak olmasını kendisinin evi kontrol etmesini gerektiğini söyleyerek dolaptan çıkar.

Karga ve Siren evi basmıştırlar. Röportaj yapmak isteyen şahsın yıldız tohumunu almak istemektedirler. Ancak oldukça saf olan Siren ise kendini adama tanıtarak garip bir tanışma faslına girer. Duruma sinirlenen Karga işi hemen bitirmeleri gerektiğini ifade eder ve Siren adama saldırarak yıldız tohumunu açığa çıkarır. Usagi ve Seiya ise durumu görürler. Usagi, Seyia’ya yerinde olmadığı için kızarken hızlıca dönüşebileceği bir yer aramaya koyulur.

Ancak bulamaz. Bu esnada Siren ve Karga istedikleri gibi eşsiz bir yıldız tohumu bulamazlar. Ve aralarında komik bir tartışma başlar. Ancak ortaya Uranüs ve Neptün savaşçıları ortaya çıkar.

Siren ve Karga ise çok beklemeden gözden kaybolurlar. Usagi de yukarı kata çıkarak dönüşür. Öte yandan röportaj yapmak isteyen televizyoncu Meyzen Savaşçısı adında bir canavara dönüşür. Neptün ve Uranüs savaşçıları onunla mücadeleye başlar. Fakat canavar onların saldırılarını savuşturur ardından canavar, Minako’ya saldırıya girişir neyse ki Ay Savaşçısı buna engel olur. “Başka birinin evinde karışıklık yaratmak! Güzel bir kızı yemeğe çalışmak!...” (bu özlü sözleri söylerken bir takım tabak çanak da güme gider


Ay Savaşçısı hemen işe koyulur ve canavarı yok ederek röportaj yapmak isteyen televizyoncuyu eski haline dönüştürür. (Yıldız Savaşçıları bu esnada ortadan kaybolurlar.) Neyse ki her şey normale dönmüştür.

Herkes (Seiya, Ami, Makoto, Minako, Usagi, Rei) yorgun bir haldedir. Tam bu sırada koridordan bir ses duyarlar. Seiya kızları arkasına alarak sesin geldiği tarafa yönelir ve bir karaltı görürler.

Bir, iki, üç dedikten sonra hepsi karaltının üstüne atladıkları sırada karaltının eli yüzü pasta olan Chibi Chibi olduğunu görürler. Usagi ise yeniden temizlik yapmanın gerektiği düşüncesi ile yakınmaya başlar.

Haruka~’nın tanıtımı:
Bölüm 186
Spoiler:
Chibi Chibi'nin Sırrı!? Büyük Burun Takipte
Chibi Chibi no nazo!? Osawagase Daitsuiseki
The mystery behind Chibi Chibi!? The troublesome pursuit
Usagi yolda dururken çok acıktığını fark eder ve evine döner hızlı bir şekilde. Annesine son ses bağırarak abur cuburların yerini sorar. Salonda Chibi-Chibi'nin önünde abur cubur dolu tabaklarla oturduğunu fark eder. Elinde de çok güzel saçları olan bembeyaz bir porselen bebek vardır.
Luna odaya girerek Usagi'ye annesinin dışarı çıktığını söyler. Usagi de üzüntüyle Chibi-Chibi'nin yanına oturur. Bebeği nereden bulduğunu sorunca, Luna hep yanında taşıdığını söyler. Bu arada Chibi-Chibi çörekleri birer birer götürüyordur ki Usagi aç aç kızın ağzına bakmak zorunda kalmıştır. Bunu farkeden ufaklık da ona bir tane uzatmaya karar verir...

Annesi eve geldiğinde Usagi ona abur cuburlarını sorar hemen. Annesiyse üzgün bir şekilde unuttum der. Ama Usagi ağlak bir surat takınıp hepsini Chibi-Chibi’ye verdiğini ima edince annesi şaşırarak vermediğini, çünkü küçük kızının da ablası gibi çürüklerinin olmamasını istediğini söyler. Usagi'nin beyni sorularla dolmuştur. Küçük kızın arada sırada kendi başına nereye gittiğini, o yiyecekleri nasıl bulduğunu merak etmektedir.
Luna'ysa Usagiyle dalga geçmek için ona daha Chibi-Chibi'nin kızı olup olmadığını bile bilmediğini söyler. Ama Usagi de altta kalmayarak sen de Diana'nın kendi kızın olup olmadığından emin değilsin der. Luna yenilgiyi kabullenerek hayatın bu yönünün çok ilginç olduğunu kabul ettiğini söyler. Usagi ise onu takmamakta ve yerde kıvranmaktadır. Açlığının tavan yaptığından bahsederken içeride Chibi-Chibi'nin olduğunu fark eder. Küçük kız ona şekerleme getirmiştir. Usagi şekerlemeleri alırken aklına bunca şekerlemeyi nereden bulduğu sorusu düşmüştür.

Ve Chibi-Chibi'yi takip etmeye başlar. Onun gizlice bir Tatlı Diyarı’na gittiğini düşünmektedir. Bir duvarı aştıktan sonra küçük kız gözden kaybolmuştur. Onun nereye gittiği hakkında kara kara düşünürken Makoto ve Rei ile çarpışırlar.
Usagi kızlara durumu izah etmeye başlamışken Rei birden yüksek bir duvara bakıp Chibi-Chibi’yi gösterir.

Küçük bir çocuğun orada yürümesi pekâlâ alışıldık bir şey değildir. Chibi-Chibi'nin bir an ayağı kayar ve ağır çekimde düşmeye başlar, kızlar panikleyip kendilerini ileriye doğru attıklarındaysa o sakince beyaz şemsiyesini açar ve hafif bir iniş yapar. Daha sonra da yoluna devam eder. Kızlar onun peşinden giderler, fakat Chibi-Chibi onlardan önce gidip bir çalılığın arasından geçerek geniş bir bahçeye çıkmıştır. Usagi kafasını çalılıklardan uzattığında Artemis'i görerek bağırır. Ami ve Minako da olaya dahil olmuşlardır. Usagi’ye burada ne yaptıklarını sorarak onu bir şekilde azarlıyorlardır.
Usagi kızarıp bozarırken Artemis bağırarak arabaların arasına giren Chibi-Chibi’yi gösterir. Trafik oldukça yoğundur ve bu çok tehlikelidir. Ama Chibi-Chibi yavaşça karşıya geçiyordur. Kızlarsa tedirgin bir şekilde onu izliyordur.

Onu izleyerek etrafta dolanmaya başlıyorlar bir süre sonra. Önce bir köpeğin yanına gidiyor ufaklık ve onu seviyor. Kızlarsa şu yorumları yapıyorlar;
-Kocaman bir köpekten korkmuyor,
-Görünüşe önem vermiyor, tıpkı Usagi gibi,
-O zaman o Usagi'nin 2. çocuğu olabilir mi?
Usagi ise utanarak sırıtıyordur. Chibi-Chibi köpekle vedalaştıktan sonra kızlar hiç korkmadan köpeğin önünden geçerler fakat köpek onları kovalamak ister.

Kızlar son çare olarak bir elektrik direğine tırmanınca köpek afallar ve kovalamayı keser. Kızlar tam rahatlamışken, 3 Işık onları görür. Ve Usagi sırıtarak onlara bakar.
Chibi-Chibi yoldan geçenlere selam vererek ilerlemektedir. Yerde bulduğu bir demir parayı da karakola bırakmıştır. Kızlar bu sefer de tahminlerini Chibi-Usa'ya yönlendirir. Seiya, Yaten ve Taiki de olaya dahil olmuşlardır. Chibi-Chibi bir malikâneye girer. Bizimkiler de peşinden. Girdiği malikânenin kapısında Kiriyama Malikanesi yazmaktadır.

Rei malikânede gördüğü bir sanat eserinin ne kadar pahalı olabileceğini söylerken Yaten ona tamı tamına 15 Bin Yen olduğunu söyleyince ona çarpar ve neredeyse düşmesine neden olur. Üzerine üçü (Yaten, Usagi ve Rei) kapaklanmasaydı bayağı bir borç altına girecekti zavallı Rei. Chibi-Chibi’nin sesini duyarlar malikânenin içinden. Bir odada yaşlı bir beyefendiyle oturmuş sohbet ediyordur. Yaten'in dikkatini Chibi-Chibi’nin elindeki beyaz tenli, karamela saçlı porselen bebek çeker. Ve herkese onun değerinin 10 Milyon Yen olduğunu söyler.
Ve Chibi-Chibi’nin elindeki fincanın değerinin de 100.000 Yen olduğunu söylerler. Usagi kasılır eğilip bükülür yutkunamaz gibi olur. Ya düşürür de kırarsa..?
Ve olanlar olur küçük kız elindeki fincanı yere düşürür. Usagi’yse krize girmiştir. Bağırarak ağlar. Onun sesini duyan beyefendi arkasını dönünce evine izinsiz girmiş olan kalabalık grubu farkeder.

Daha sonra onları içeri davet eder. Ne de olsa onlar Chibi-Chibi’nin ablasının arkadaşlarıdırlar. Chibi-Chibi bir fincan daha kırar. Usagi kendini tutamayarak 'Gitti bir 100.000 Yen daha!' diye bağırır. Chibi-Chibi’yi kucağına alıp oturur. Beyefendiyse önemsiz bir olay olduğunu vurgular. Usagi’ye dönüp Chibi-Chibi’yle çok benzediklerini söyler. Bir kardeşten de öte. Aynı kokuyu paylaştıklarını aynı sıcak atmosferi yaydıklarından bahseder. İçeri giren hizmetkâr bir misafiri olduğunu söyleyince Bay Kiriyamaya, Usagi’den müsaade isteyip kalkar.
Yaten garip bir ev olduğundan bahseder. Neden buraya geldiklerini sorunca Usagi de Chibi-Chibi’nin sürekli kaybolduğunu ve geldiğinde birçok şekerlemesi olduğunu anlatır onlara.
Arkalarına döndüklerinde Chibi-Chibi’yi bulamazlar. Yine. Usagi dönüp onu ararken bir ses duyar ve odaya geri döner. Siren ve Karga yine gelmiştir.

Ama yine bir kara yıldız tohumu bulmuşlardır. Arkalarından Ay Savaşçısı’nın sesiyle irkilirler. Siren 'Antika Savaşçısı'nı çağırarak gözden kaybolur.
Antika Savaşçısı ona doğru koşarken, Chibi Chibi gelir ekrana. Elindeki şekerlemeleri yanlışlıkla yere döker. Dökülen şekerlemeler Antika Savaşçısı’nı durdurur bir süreliğine.
Sonra tekrardan kılıcıyla saldırır. Ay Savaşçısı kılıcı iki elinin arasında tutarak durdurur.
Chibi-Chibi elinde bir kuş tüyüyle Antika Savaşçısı’nın göbeğini gıdıklar. Gıdıklanan savaşçı gardını indirir.

Ve bir vazoya çarpar. Düşen vazo paramparça olunca ağlamaya başlar. Ay Savaşçısı’yla kendini yerlere atarak özür diler. Zararı karşılayacağını söyler. Ancak zararın 500.000 Yen olduğunu duyunca bundan vazgeçer.

Savaşçı bunu farkedince her şeyi yere atmaya başlar. Ay Savaşçısı da tutmaya. Bebeği tutmaya çalışınca elindeki vazo düşer ve kırılır.
Kızan antika savaşçısı komik bir ata binerek hücum eder. Sailor Star Healer'ın saldırısıyla atı avizeye geçer. Healer elini kafasına koyarak

'Ah hayır avize..!' der. Dalgınlıktan yararlanan Ay Savaşçısı onu iyileştirir.
Yere düşen beyefendiyi tutarak Chibi-Chibi’ye iyi iş başardığını o bebeği koruduğunu söyler. Chibi Chibi de sevinirken bebeği yere atar.
Usagi evine dönerken yolda durur küçük kıza birbirlerine benzediklerini söyler. Akraba olabiliriz, diyerek yoluna devam eder.

Haruka~’nın tanıtımı:
Ay Savaşçısı S Filmi: Prenses Kaguya
Spoiler:
Sailor Moon S Movie: Hearts in Ice
Filmin başında maviler içinde bir kadın, dünya gezegenine bakarak yakındaki buz çağını ilan ediyor. Buz dokunuşlarıyla dünyayı soğutacağından bahsedip kötü kadın kahkahasını atıyor. Kendi bulunduğu gezegenden dünyaya doğru ışıltılı kayan yıldızlar yolluyor. O sırada Tokyo’da ki bir rasathanede görevli genç bir adam bu ilginç ışıltıyı farkediyor. Işıltıların dağılarak ilerlediğini farkedince de dışarı çıkıp olayı gözetlemek istiyor. Işıltılardan birinin deniz kenarında olduğunu fark eden adam arabasına binip oraya doğru yola çıkıyor.
Yanına vardığında bu ışıltının garip bir dalga enerjisine sahip olduğunu görüyor. Işıltı durulduğunda yerde kırmızı birer elmas görüyor...
Televizyondaki sunucu aya çıkmak üzere hazırlanan bir mekikten bahsediyor. Usagi ise hayal aleminde Mamoru ile birlikte aya çıkmaktan bahsediyor. Romantizmin dibine vuruyor bir açıdan. Tam hayalinin ortasındayken Luna onun ders çalışması gerektiğini ve lise sınavlarında başarılı olması gerektiğinden bahsediyor. Tabii Usagi'nin morali bozuluyor. Luna konuşurken hapşırınca hasta olduğu ortaya çıkıyor. Eve gidip biraz dinlenmek isteyen Luna sonra görüşürüz diyip ayrılıyor yanlarından. Artemis de gelmek istiyor, ama kibarca reddediyor Luna onu. Mızıklanarak eve dönmeye çalışan Luna'nın görüşü bozuluyor, terlemeye başlıyor. İnsanları çift görünce de yaya geçidini kullanıyor. Fakat başı o kadar kötü ki. Yere düşüp kalıyor. Otoyolun ortasında kaldığından karşıdan gelen arabanın ona çarpma olasılığı çok yüksek. Tam kırmızı bir araba ona çarpacakken geçen gece rasathanede çalışan adam yerde yuvarlanarak onu kurtarıyor. Luna ise yüksek ateşiyle bayılıyor.
Uyandığında o adamı görüyor karşısında. Genç adamın adının Kakeru olduğu ortaya çıkıyor daha sonra. Kakeru ona ilgiyle bakıp soğuk bir mendille alnını siliyor. Ona yanında dinlenebileceğini söylüyor. Luna da bu durumu gayet hoş karşılıyor. Sabah uyandığında Kakeru’nun başında beklediğini ve bir koltukta uyuduğunu, ayrıca onu kurtarırken kendini incittiğini farkedip üzülüyor.
Usagi ise kızlara Luna'nın eve gelmediğini anlatıyor. Rei dün hasta olduğundan bahsedip endişeleniyor. Usagi onun için öylesine telaşlanıyor ki kızlar neden gittiğini bulmak istiyor. Minako kaçabileceği ihtimalini söyleyince Rei, Usagi’ye yükleniyor. Ona ne yaptığını soruyor, Usagi ise ona dil çıkartarak bağırıyor. Artemis kesmelerini isteyerek, onu aramaları gerektiğini hatırlatıyor ve herkes ayrılarak Luna'yı aramaya başlıyor.
Luna kaldığı odanın duvarlarını inceliyor. Etrafta birçok galaksi resmi, gezegen resmi ve bilgisayar olduğunu farkediyor. Kakeru ona biraz yiyecek getiriyor yemesi umuduyla. Luna önce kokluyor yemekleri, daha sonra da afiyetle yiyor. Kakeru memnun olmuşçasına gülümsüyor Luna'ya. Kapı çalıyor ve içeriye Kakeru'nun çocukluk arkadaşı giriyor. Siyah saçlı renkli gözlü oldukça güzel bir kız bu. Adı Himeko. Ona yeni projelerden bahsediyor. Uzun zaman olduğundan ve bu ara boyunca neler yaptığından konu açılıyor. Kakeru’ysa pek bir şey olmadığını vurguluyor sadece. Daha sonra da ışıltılı taşların geldiği yerden bahsediyor kısaca. Prenses Snow Kaguya'yı da unutmuyor tabii. Bu Prenses Kakeru’nun kendi ortaya attığı bir şey sadece. Himeko emin olup olmadığını sorunca Kakeru kendi gözleriyle gördüğünü hatta kanıtı olduğunu ileri sürüyor. Bir kap içerisinde ona bulduğu gizemli ışıltılı taş parçasını gösteriyor. Ve Himeko ona inanıyor bir nevi. Luna ise konuyu ilgi çekici bulup yanlarına sokuluyor. Himeko ona inandığını fakat orada bir Prenses olup olduğundan emin olmadığını söylüyor. Kakeru ise kızarak emin olduğunu oradan gelen yabancı bir güç sezdiğini anlatıyor. Ama Himeko sadece onun çok fazla çalıştığını düşünüyor. Bunu herkese açıklamasını istemiyor. Çünkü eğer haksızsa bütün saygınlığını kaybedeceğinden korkuyor. Kakeru biraz daha sinirlenince taş parıldamaya başlıyor. Kakeru başını tutuyor düşecekmiş gibi. Luna ve Himeko öne atılıyor ama Kakeru onu ittirerek belki de artık gitmesi gerektiğini söylüyor. Himeko üzgün bir şekilde terk ediyor evini. Luna’yı kucağına alıp ahmağın teki olduğunu söylüyor. Başarı için neler yaptığını anlatıyor Luna’ya. Sonra da boşverelim bunları. Sana nasıl sesleneyim, diye soruyor. Luna da bir an boş bulunup "Lu-!?" diyor. Bir kedinin konuşamayacağını aklına getiriyor. Lu kısmını duyan Kakeru’ysa Lucky veya Lucket diye düşünüyor. Daha sonra da alnındaki hilali düşünüyor. Moon. Diyor önce sonra da vazgeçiyor ve Luna diyor. Luna da miyavlayarak ismi sevdiğini gösteriyor ona. Kakeru da gerçek ismini bildiğini görünce düşünüyor. O zaman sana bu ismi veren kişi çok zeki olmalı diyor, Luna’ya. Luna’ysa Usagi’yi düşünüp şaşırıyor. Kakeru ona, Ay’da bir prenses olduğunu hatta o prensesin bir çocuğu olduğunu düşündüğünü söylüyor. Sonra da imkânsız olduğundan bahsediyor gülümseyerek. O sırada en azından sen bana inanabilirsin Luna, diyor Kakeru. Ve Himeko kapıyı çarpıp evden çıkıyor. Kakeru’ysa onu gizli gizli dinlediğini anlayıp üzülüyor.
Luna denize karşı durmuş içindeki bu yeni duygunun ne olduğunu düşünüyor kızarmış yanaklarıyla. Daha önce hiç böyle bir şey hissetmemişti o. Kakeru, çok kibar, çok iyi ve çok centilmendi Luna’ya karşı.
Ayın üzerinde mavi bir patlama oluşuyor ve Prenses Snow Kaguya ortaya çıkıyor. Dünyanın yakında kendisine geleceğinden ve güzelliğine güzellik katacağından bahsediyor. Nefesiyle birlikte kardan yapılma birçok kadın savaşçıyı dünyaya salıyor ve önlerine gelen her yeri buzla kaplamalarını söylüyor.
Usagi ve Chibi-Usa, Luna'yı ararken kar yağmaya başlıyor. Beyaz kardan yapılma bebeklerden biri gökyüzünden aşağı inerek önüne gelen herkesi buzdan heykellere çevirmeye başlıyor bir anda. Makoto, Rei, Ami ve Minako da koşarak ortama geliyor. Önce Merkür Savaşçısı ortaya çıkıyor. Sonra Mars, Jüpiter ve Venüs de ona katılıyor. Buzdan kadın hücum ediyor onlara. Ama ıskalıyor. Bir kafede kahve içen Haruka, Michiru ve Setsuna da olaya dahil oluyor. Onlar da dönüşerek kendi canavarlarının karsısına geçiyor. Usagi ve Chibi-Usa da canavarı 'Aaa kuş geçiyor' numarasıyla kandırıp dönüşüyorlar. Mars canavarlarını yakarak yok ediyor. Uranüs, canavarları, saldırısıyla şaşırtıyor. Gelgelelim Ay Savaşçısı’na. O ise meşhur konuşmasını yapıyor canavara. Canavarsa bölünerek onların etrafını sarıyor. Sürekli dönen buzdan kadınlar başlarını döndürüyor bir süre sonra. Ay Savaşçısı yoğunlaşıp düşünüyor ve asasını kaldırıp arkadaki kadını gerçeği ilan ediyor. Ama kadın yok oluyor. Meğerse gerçeği arkasındaymış. Canavar ona çarparak elinden asasını düşürüyor ve köşeye sıkışan kızlar korkuyla buzdan kadına bakıyor. Ortaya her zamanki gibi bir gül düşüyor ve herkesin beyaz atlı prensi olan Smokinli Şövalye ortaya çıkıyor. Önce bir noel baba kılığında görünüyor. Daha sonraysa kendini belli ediyor. Buzdan kadına bir topaç fırlatıp Ay Savaşçısı’na zaman kazandırıyor. Ay Savaşçısı da asasıyla canavara saldırıyor. Canavar ölünce de sihri bozuluyor ve insanların etrafını saran buz çözülüyor.
Usagi ve takım arkadaşları, dış gezegen savaşçıları dahil, bir üst geçitte durmuş durum değerlendirmesi yapıyor. Tam o sırada Chibi-Usa, Luna'yı görüp Usagi'ye gösteriyor. Boynunda sarı bir kurdele olan Luna sokakta geziniyordur. Usagi koşarak yanına gider, onun için endişelendiğini söyleyip ona sarılır. Boynundaki kurdeleyi sorduğunda Luna utanarak Kakeru’yu anımsar. O kurdeleyi ona o vermiştir.
Kızlar Rei'nin tapınağının önünde oturup konuşuyorlardır. Yeni düşman hakkında bilgi edinmeye çalışıyor, ama bir türlü doğru sonucu bulamıyorlardır. Yanlarına Minako ve Artemis geliyor. Minako konuşurken Artemis etrafına bakıp Luna’yı soruyor. Luna üst katta birkaç kitap okuyup araştırma yapıyordur, fakat bu halleri kızları ve Artemis'i korkutuyordur. Kimseye dikkat etmez, kimseyi duymaz olmuştur. Sürekli olarak tıpla ilgili sorular sorup astronomi kitaplarına dalmaktadır. Çünkü Kakeru o ışıltılı taş yüzünden rahatsızlanmıştır. Kitapları aramaktan vazgeçen Luna rasathaneye gider. Sürgülü balkon kapısının camının ardından içeriyi izler. İçeride Kakeru ve çocukluk arkadaşı Himeko vardır. Zavallı Kakeru hastadır ve Himeko ona şefkatle bakıyordur. Luna patileriyle camı geri sürgüleyip içeri girmeye çalışıyor, fakat genç kız onu farkedip belki başka bir zaman uğramasını söylüyor. Ama Luna bu duruma içerleniyor. Sonra da aklına bir kedi olduğu geliyor. Sadece bir kedi...
Luna bir insan olsaydı ona daha çok yardım edebileceğini düşünerek sahilde ilerlerken Usagi ve Mamoru'nun seslerini duyuyor. Mamoru, Usagi'yi sevdiğini söyleyerek ona sarılıyor ve daha sonra öpüşüyorlar. Bunu gören Luna şaşkınlık içinde onlara bakıyor. Akşam evde yatmak üzere olan Usagi saçlarını tararken Luna yanına gidiyor. Çok güzel koktuğunu fark edip ona bunun ne olduğunu soruyor. Usagi ise masasının üzerindeki bir kavanozda bulunan kırmızı yaprakları gösteriyor. Luna ona Mamoru ileyken neler yaptığını soruyor. Usagi bunun güzel bir soru olduğunu kabullenip düşünüyor. Genellikle normal şeylerden konuştuklarını ve Mamoru’nun kitap okuduğunu söylüyor. Ne zaman yan yana dursalar Mamoru'nun birçok zekice kelime kullandığını ve onu nasıl etkilediğini anlatıyor gülümseyerek. Sonra da muzipçe parmaklarını oynatıyor. Luna heyecanlanıp devamını soruyor. Usagi ise genellikle kanepede uyuduğunu söyleyince Luna kendini yerlere atıyor. Daha sonra Usagi hülyalı hülyalı bakarak uyuduğunda Mamoru'nun küçük sevimli bir çocuğa benzediğini söylüyor. Luna utana sıkıla öpüştüklerinde nasıl hissettiğini soruyor. Usagi de hafifçe kızararak dünyadaki en güzel duygu olduğunu anlatıyor.
Usagi uykuya daldığında Luna o güzel kokulu kırmızı yaprakları üstüne serpiyor. Kavanozu da başına düşürüyor ama olsun. Sonucunda Kakeru’nun yanına gidiyor. Kakeru uyku halinden çıkıp yatağının üstündeki Luna'ya bakıyor. Tam da bir rüya gördüğünden bahsediyor ona. Aya gitmek istediğini fakat bunun için yeterince sağlıklı olmadığından bahsediyor. Kristal parlayıp sönüyor ve Kakeru anlık bir acı hissediyor. Yastığının altından bir fotoğraf çıkartıp Himeko ve kendisine bakıyor. Sonra Luna’ya dönüp onunla konuştuğunda sanki gerçekten de onu anladığını sandığını söylüyor. Luna’yı kucağına alıyor ve uykuya dalıyor yeniden. O uyuduğunda Luna’nın aklına Usagi ve söyledikleri geliyor. Kakeru’ya yaklaşıp onu öpüyor ve hissettiği o müthiş duyguyla deli gibi koşmaya başlıyor.
Rei ders çalışırlarken kızlara Luna’yı bu sabak erkenden çok mutlu bir vaziyette gördüğünü söylüyor. Kızlarsa bu duruma şaşırıyorlar. Makoto ise hemen anlasanıza o aşık olmuş diyor arkadaşlarına. Artemis’in morali bozulunca Minako onun sadece bir kedi olduğunu vurguluyor. Makoto ise sarı kurdeleyi ve garip davranışları anlatınca Artemis ortamı terk ediyor. Usagi uykudan uyanıp neler olduğunu sorunca kızlar ona durumu özetliyor. Usagi Mamoru’su olduğu için kendini şanslı sayıyor. Makoto eski erkek arkadaşını anımsıyor yine. Minako ise ilk aşkını hatırlıyor. Ami ve Rei de gerçek erkek arkadaş kavramını oluşturuyorlar kafalarında. Chibi-Usa ise kızararak iç çekiyor. Bizim kızlar aşk dolu rüyalarında gezinirken Haruka, Michiru ve Setsuna ise garip bir hisle karşı karşıya olduklarını söylüyorlar. Ama ne olduğunu bilemiyorlar.
Prenses Snow Kaguya ise bulunduğu yere kocaman bir buzdağı inşa etmekle meşguldür. Gezegen Savaşçılarını dört gözle buraya bekliyordur.
Luna tam evden koşarak çıkmıştır ki Artemis’le karşılaşır. Ancak bundan memnun olmaz ve onu ekmeye çalışır. Artemis’in ise gururu incinir. Tam yanında olduğu halde neden onunla konuşmadığını bilmek ister. Luna koşarak ondan uzaklaşır ki bu sırada onu Usagi görür ve takip etmeye başlar. Yine rasathaneye döner Luna. Daha önce de yaptığı gibi sürgülü kapıyı ittirir ve içeri girer. Usagi de onu izler. Camdan baktığında oldukça şaşırır ve Luna'nın sevdiği adamın Kakeru olup olmadığını merak eder. İçeri Himeko girer ve gideceği günün geldiğini söyleyip ona veda eder. Usagi aya çıkacak olan astronotun Himeko olduğunu fark eder (filmin başında televizyonda gördüğü kız). Himeko, Kakeru’ya yanında kalabileceğini söyler, ama Kakeru kabul etmez. Himeko’yla aralarındaki ilişkinin bittiğini söyler ona ve Himeko'nun kalbini kırar. Luna ise gerçekten Himeko’yu sevdiğini fark eder Kakeru’nun. Sadece hayatı ve saygınlığı için gitmesi gerektiğini düşündüğünü anlar. Luna merdivenlerden inerken Usagi’nin onu izlediğini fark eder. Usagi’ye belki birbirlerini anladığı zaman onun çoktan öleceğini söyler. Ağlayarak karlar yağdıran gökyüzü keşke bir insan olsaydım der. Usagi de ona sarılarak moral vermeye çalışır. O sırada bir buz kadın Kakeru’nun odasının camına gelir. Bunu gören Luna ve Usagi yukarı çıkarlar. Kakeru’nun odası buz kesmiştir ve Prenses Snow Kaguya odaya girip ışıltılı elmasını almaktadır. Odanın içi buzla dolduğundan sürgülü kapı açılmamaktadır. Kristal her gün Kakeru’nun hayat enerjisiyle beslendiğinden oldukça güçlenmiştir. Prenses onu alıp gözden kaybolmuştur. Tam Usagi peşinden gidecekken Kakeru’nun zar zor nefes alabildiğini fark eder. Kristal onun hayat enerjisini çektiğinden durumu daha da kötüleşmiştir.
O sırada Prenses Snow Kaguya kristali suyun dibine fırlatmıştır ve daha önceki buzdağına benzer bir buzdağı oluşturmuştur.
Usagi, Himeko’nun yanına gidip yolculuğunu ertelemesini istemiştir, fakat Himeko onun anlattığı uzaydaki kötücül canavara inanmamıştır ve kendisinin bir bilim adamı olduğunu savunmuştur. Çaresizce Kakeru’nun yanına dönen Luna’nın aklına bir fikir gelmiştir. Tehlikeli fakat onun hayatını kurtarmaya değer bir fikir.
Kardan ve buzdan yapılma kadınlar uçarak dünyanın dört bir yanını kaplamışlardır. Arabaları, insanları, binaları ve yaşayan yaşamayan her şeyi dondurmuşlardır. Denizin ortasındaki buzdağı ise büyümüş ve uzamıştır. Tam prenses, kötü kadın kahkahasını atarken önünden birkaç tutam pembe gül yaprağı geçer. Ardından Uranüs Savaşçısı, Neptün ve Plüton ortaya çıkar. Buzdan kadınlara ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar, Prenses binlerce yüz binlerce daha buzdan kadın oluşturur. Buzdan kadınlar (Prensesin deyimiyle Buz Danşçıları) tam dış gezegen savaşçılarını donduracakken Mars'ın Yanan Mandala saldırısıyla eriyip yok olurlar. Prenses Snow Kaguya başta şaşırır, ama hemen toparlanır. Saldırılara karşın bir türlü sayıları azaltamazlar.
Bu sırada Kakeru ortadan kaybolmuştur. Yatağında değildir. Kapının açık olduğunu fark eden Luna dışarı çıkıp ona bakınır. Dışarıda koşarken Artemis onu farkeder. Kakeru ise Himeko, Himeko diye ortalarda dolanır ve yere düşer.
Gezegen savaşçıları yeniliyorlardır. Duvara yapışan Uranüs ve Venüs, dört tanesiyle başa çıkamayan Plüton, tam saldıracakken yenilen Neptün ve Mars, arkadan vurulan Jüpiter ve Merkür. Tam onların işini bitirecekken Prenses, 'Orada dur!' ikazıyla aşağıya bakar. Ay Savaşçısı gelmiştir. Prenses ona dünyanın artık koleksiyonu için mükemmel bir parça olduğunu söyleyince, Ay Savaşçısı ona kızarak kim olduğunu sandığını sorar. Dokunaklı bir konuşma yaparken Luna yerdeki Kakeru’yu bulur. Kakeru hâlâ Himeko diye sayıklamaktadır.
Ay Savaşçısı, Kutsal Kupa’yla birlikte yeniden dönüşüm geçirir ve Prenses Snow Kaguya’nın karşısına geçer. Asasını kullanarak Prensese saldırır, ancak Prensesin saldırısı onun saldırısını köreltince olduğu yere kapaklanır. Kızlarsa son umutlarına bakarlar. Ay Savaşçısı broşunun kapağını kaldırıp saf kristali ortaya koyar. Merkür bunun doğru bir hareket olduğunu söyleyerek Ay Savaşçısı’na destek verir. Küçük Ay ve Smokinli Şövalye de onlara katılır. Smokinli Şövalye buzdan kadınları yok ederken diğerleri Ay Savaşçısı’nın etrafında halka oluşturmuş bir güç merkezi kurmuşlardır. 'Savaşçı Kristal Gücü' diye bağırarak Ay Savaşçısı’nı yükseltiyorlar. Sinirlenen Prenses elindeki devasa güç topunu onlara fırlatıyor, Ay Savaşçısı da elindeki tüm enerjiyi ona karşı savunuyor. Tam yenileceği sırada Prenses bir çığlık atarak daha fazla güç topluyor. Bunu gören savaşçılar dünyadaki güzel şeyleri; yer üstü ve yer altı güzelliklerini, kuşları ve balıkları düşünüyorlar. Bunların tuzla buz olmasına asla izin veremeyeceklerini biliyorlar. Tüm buz haleleri, buzdan kadınlar ve elbette ki prenses büyük bir ışıkla yok oluyor. Ay Savaşçısı elindeki bu güce yakararak Luna’nın sadece bir günlüğüne bir insan olmasını diliyor. Sıradan birine değil ama Kakeru’nun hayallerindeki Prenses Snow Kaguya'ya.
Luna'yı görünce bir anda heyecanlanan Kakeru ona kim olduğunu soruyor. Luna da kendinden emin bir şekilde Prenses Kaguya olduğunu söylüyor ve onu elinden tutup uzaya götürüyor. Kakeru boynundaki kurdeleyi ve alnındaki hilali görünce onun Luna olduğunu anlıyor.
O sırada uzay aracının dışında tamir işi yapan Himeko da hızla ayın etrafında dönen Kaguya'yı görüp Kakeru'ya hak veriyor.
Kakeru bu muhteşem gece için Luna'ya teşekkür ederken Luna onu öpüyor ve Kakeru yattığı yere geri dönüyor.
Gazeteciler dönüşünde Himeko'ya neler yaşadığını sorduğunda gazetecilere Prenses Kaguya'yı gördüğünü söylüyor.
Gazeteciler kahkaha atarken elinde bir demet çiçekle Kakeru’yu görüp ona sarılıyor Himeko.
Film, Artemis ve Luna'nın yanında Mamoru ve Usagi ikilisinin görünmesiyle, aşk dolu bir sahneyle sona eriyor…

Bu mesaja teşekkür edenler (4 kişi): hacker1372, black rose, fawn_fairy, SahiL
FiRe SouL yazmış:
FiRe SouL yazmış:
Bu işe ben de bi el atmak istiyorum
108'i alan olmadıysa ben yapıcam ♥

108'i alan olmadıysa ben yapıcam ♥
Yoğun olduğum için ilgilenemeyeceğim.
Bırakıyorum,isteyen alabilir ~~
o zaman 108 benimdir.ayrıca 54 55 61 bu bölümlerde önceden başkası aldıysa belirtin lütfen 2 haftaya eklerim

funnylife yazmış:
Alıntı:
"148-150-151-152"yi
almıştım ama ilgilenemeyeceğim yakın zamanda bırakıyorum o yüzden

"ilk önce kalbin kırılır, sonra çürümeye başlarsın... (C.S.)"
>funnylife<
yenielmakurdu

>funnylife<
yenielmakurdu


funnylife yazmış:
funnylife yazmış:
Alıntı:
"148-150-151-152"yi
almıştım ama ilgilenemeyeceğim yakın zamanda bırakıyorum o yüzden

99 ve 100ü almıştım.Ancak henüz yapamamıştım Funnylife'ınkileri de alıyorum.Başlıyorum yapmaya muhtemelen ikişer ikişer koyacağım ^^

Finallere denk gelince geç oldu biraz baya eğlenceli bir bölümdü
geç olsun güç olmasın diyerekten 54. bölümü de ekliyorum 2 tane kaldı sadece
54 Kültürel Festival Sadece Benim İçin mi? Kraliçe Rei Sürekli Şarkı Söyler
Makoto ve Minako Rei kültür festivali için çalışması gerektiği için tapınaktakı işlere yardım için gelirler ve genç kızlara sevgili bulabileceklerini söyleyerek bir muska satmaya çalışırlar hatta makoto biraz işi abartarak bu muska sayesinde bir sevgili buldum bile der.
Kısa bir süre sonra Usagi ve Ami de gelir tapınağa bu sırada Rei kültür festivali için hazırlıklarla uğraşmaktadır.
Her zamanki gibi neler olduğunu merak eden Usagi Ami ile birlikte Rei'nin çalışma yaptığı yere gelir. ve etrafı incelemeye başlar.Usagi provaları izlemek ister Rei seyirci bulduğu için sevinir ve kabul eder sahnede şarkı söylemeye başlar ama sahne ışığını beğenmediği için sinirlenir ve 5 dk ara verir. Usagi çok şaşırır.çünkü Rei'nin bu kadar güzel bir sese sahip olduğunu bilmiyordur.ve şarkının sözlerini çok beğenmiştir kimin şarkısı olduğunu sorar Rei kendisinin yazdığını söyleyince Ami Usagi luna ve artemis çok şaşırırlar.
ail ve ann de festivalin tamda aradıkları taze enerjiyi bulmak için çok iyi bir fırsat olduğunu fark ederler festival günü mutlaka orada olacaklardır.
Akşam olunca kızlar tapınakta toplanırlar Rei'nin harika olduğundan bahsederler.Rei kızlara şarkı sözünü hemen yazdığını söylese de aslında çok uğraşmıştır.
ve festival günü gelmiştir.Kızlar heyecanla etrafı dolaşmaya başlarlar ail ve ann de oradadır. festival alanına girecekleri sırada 3 kız önlerini keser ve ölçülerini almaya başlarlar .ve onlara modellik yapmak için ikna ederler
Bu sırada Rei'nin konseride başlamak üzeredir.Açılışı ail ve ann yapar herkes onlar sahneye çıkınca gülmeye başlar ama onlar sevildiklerini düşünürler üstelek insanlar güldükçe enerjide artmaktadır.
Sıra Rei'ye gelmiştir.Küçük bir konuşmadan sonra şarkısına başlar.
Şarkı daha bitmeden bir canavar ortaya çıkarak herkesi uyutur ve reiye saldırır bunu gören kızlar hemen dönüşür.Jüpiter ve Merkür rei'yi kurtarır ama bu sefer kendileri hedef olmuştur.canavar tüm savaşçıların enerjisini almaya başlar.
Durumu gören rei daha da sinirlenir ve hemen dönüşür.Fire soul saldırı ile canavara saldırır ama bu saldırı canavarı yok etmez üstelik diğerlerininde enerjisi kalmamıştır. canavar tekrar Mars savaşçısına yönelir. o sırada Ay Işığı Şovalyesi çıkar ortaya ve onu kurtarır.
mars savaşçısı ateşin ejderi saldırısını kullanarak canavarı yaralar ve kızlar kaybettikleri enerjiyi geri alırlar ay savaşçısı hemen asasını ortaya çıkartır ve canavarı yok eder.
Festival kaldığı yerden devam eder. Rei en sonunda güzel şarkısını herkesle paylaşabilir ve çok mutludur.
Akşam olunca bir ateşin etrafına toplanır herkes usagi reinin çok çalışkan ve harika olduğunu söyler Rei bunun üzerine teşekkür ederek istersen sanada bir şeyler öğretebilirim der ve yine atışmaya başlarlar.

Spoiler:
108- Usagi'nin Dansı Vals
Kızlar ders çalışmak için Mamoru'nun evinde toplanırlar.Bu sırada Ami kitaplıktaki kitaplarla ilgilenmektedir.Kızlara beğendiği kitap isimlerini sayarken kapı çalar
Kapıyı Usagi açar Gelen kişi Edwards isimli düzgün giyinimli bir beydir.Mamoru'yu evinde yapılacak olan gençlere yönelik partiye davet eder.İsterlerse kızlarında gelebileceğini söyler ve ayrılır.
Edwards gittikten sonra Mamoru onun kim olduğunu kızlara anlatır.Usagi Mamoru ile bir partiye gideceği için çok mutlu olur.Ancak Sohbetlerin İngilizce yapılacağını öğrenince mamoru ile partiye gideceği sevinçi İngilizce bilmediği için yarım kalır.
Bu sırada kötüler ise boş durmamaktadır.yeni hedeflerini seçerler bu kişi bay Edwarsdır.
kızlar ise partinin yapılacağı Malikaneye gelmişlerdir her taraf yakışıklı gençler ve güzel bayanlarla çevrili durumdaydı.Usagi ise hala ingilizce konuşulacağı için biraz korkuyordur.Ami bu durumun ingilizceyi geliştirmek için büyük bir şans olduğunu söylesede Usagi bunun bir şans olduğunu düşünücek kadar çalışmadım der ağlamaklı bir şekilde. bu sırda Edwards gözükür yanında iki genç erkekle birlikte Mamoru ve kızların yanına gelir kısa süre içinde aslında japonca konuşabildiklerini öğrenen kızlar rahatlarla lakin usagi bir kenara çekilmiş durumdan habersiz ingilizce çalışmaktadır.
Arkasına baktığında kızların sohbete dahil olduğunu görünce kendi beceriksizliğinden biraz yakınır.Rahatlamak için meyve suyu içmek ister.Ama aslında içtiği şey alkoldür ve kısa sürede sarhoş bir şekilde Mamoru'nun yanına gelerek tatlı tarifi vermeye başlar.
sarhoş olduğu fark edilince hava alması ve kendine gelmesi için balkona çıkartılır.Bu sırada bay Edwards Haruka ve Michiru'yu misafirlere takdim eder.
balkonda ise Usagi içki içmediğini meyve suyu içtiğini söyler lakin hemen arkasından fenalaşır.
içerde ise Michiru keman Haruka ise piyano çalmaktadır.Usagi kendini biraz toparlamış şekilde içeriye girer.Michiru Mamoru'ya dans teklifinde bulunur ama Usagi izin vermez Haruka Usagi'ye dans teklifi edince ise Usagi hemen kabul eder.Usagi gerçekten çok güzel dans eder kızlar şaşkınlık içinde onu izler Rei Usagiden sonra Haruka İle ben dans edeceğim der ama diğer kızlarda istedikleri için aralarında taş,kağıt,makas oynamaya başlarlar.
Müzik bittikten sonra başka kızlarda Haruka ile dans etmek isterler kalabalıktan Usagi zar zor çıkar.Rei ve diğer kızlar ise hala taş kağıt makas oynamaktadırlar.Bu sırada bay edwards kızları manzarası çok güzel olan çiceklerle çevrili geniş bir balkona götürür.kızlar manzara karşısında büyülenirler.Kötülük ise kendini göstermeye başlamıştır durumu ilk Mamoru fark eder.İçeriyi misafirleri bayıltacak bir gaz kaplar.Mamoru agzını bir mendille kapatır.bu sırada Edwards'ın tılsımı çıkarılmıştır
Durumu fark eden Michiru ve Haruka hemen dönüşürler.ve tılsımı alırlar bu sırada .Usagi ve kızlarda dönüşmüş ve sahneye çıkmışlardır.Usagi her zamanki konuşmalarından birini yapar.Ama bu sefer kızlarda eşlik eder ona
Neptün ise bunun gerçek bir tılsım olmadıgını söyler bunun üzerine Eudial ortamı terk eder.
Eudial'ın geride bıraktığı canavar gezegen savaşçılarına saldırır.Neptün ve Uranüs ise tılsımı Edwars'a geri verirler.Uranüs zor durumda olan gezegen savaşçılarına yardım eder.ve hemen ardından ortamı terk ederler ama canavar yok olmamıştır.ve saldırmaya başlar
Gezegen Savaşçıları çok zor bir durumda kalırlar ama Smokinli Şovalye her zamanki gibi yardıma gelir.Saldırıdan kurtulun Ay savaşçısı hemen asasını ortaya çıkarır ve canavarı yok eder.
Herkes uyanınca parti kaldığı yerden devam eder.Usagi ve Mamoru bütün gece yapamadıkları dansı yaparlar kızlar ise biraz kıskanırlar Minako Haruka 'yı aramaya başlar Makoto hemen ilk dans edecek kişiyi belirlemek için tekrar taş kağıt makas oynamayı teklif eder kızlar kabul eder ve oynamaya başlarla Ami her zamanki gibi oynamaz ve geri çekilir..
lakın Haruka ve Michiru ortamı çoktan terk etmiştir.Dışarıda tılsımlarla ilgili konuşmaktadırlar.
Kızlar ders çalışmak için Mamoru'nun evinde toplanırlar.Bu sırada Ami kitaplıktaki kitaplarla ilgilenmektedir.Kızlara beğendiği kitap isimlerini sayarken kapı çalar

Kapıyı Usagi açar Gelen kişi Edwards isimli düzgün giyinimli bir beydir.Mamoru'yu evinde yapılacak olan gençlere yönelik partiye davet eder.İsterlerse kızlarında gelebileceğini söyler ve ayrılır.

Edwards gittikten sonra Mamoru onun kim olduğunu kızlara anlatır.Usagi Mamoru ile bir partiye gideceği için çok mutlu olur.Ancak Sohbetlerin İngilizce yapılacağını öğrenince mamoru ile partiye gideceği sevinçi İngilizce bilmediği için yarım kalır.

Bu sırada kötüler ise boş durmamaktadır.yeni hedeflerini seçerler bu kişi bay Edwarsdır.

kızlar ise partinin yapılacağı Malikaneye gelmişlerdir her taraf yakışıklı gençler ve güzel bayanlarla çevrili durumdaydı.Usagi ise hala ingilizce konuşulacağı için biraz korkuyordur.Ami bu durumun ingilizceyi geliştirmek için büyük bir şans olduğunu söylesede Usagi bunun bir şans olduğunu düşünücek kadar çalışmadım der ağlamaklı bir şekilde. bu sırda Edwards gözükür yanında iki genç erkekle birlikte Mamoru ve kızların yanına gelir kısa süre içinde aslında japonca konuşabildiklerini öğrenen kızlar rahatlarla lakin usagi bir kenara çekilmiş durumdan habersiz ingilizce çalışmaktadır.

Arkasına baktığında kızların sohbete dahil olduğunu görünce kendi beceriksizliğinden biraz yakınır.Rahatlamak için meyve suyu içmek ister.Ama aslında içtiği şey alkoldür ve kısa sürede sarhoş bir şekilde Mamoru'nun yanına gelerek tatlı tarifi vermeye başlar.

sarhoş olduğu fark edilince hava alması ve kendine gelmesi için balkona çıkartılır.Bu sırada bay Edwards Haruka ve Michiru'yu misafirlere takdim eder.
balkonda ise Usagi içki içmediğini meyve suyu içtiğini söyler lakin hemen arkasından fenalaşır.

içerde ise Michiru keman Haruka ise piyano çalmaktadır.Usagi kendini biraz toparlamış şekilde içeriye girer.Michiru Mamoru'ya dans teklifinde bulunur ama Usagi izin vermez Haruka Usagi'ye dans teklifi edince ise Usagi hemen kabul eder.Usagi gerçekten çok güzel dans eder kızlar şaşkınlık içinde onu izler Rei Usagiden sonra Haruka İle ben dans edeceğim der ama diğer kızlarda istedikleri için aralarında taş,kağıt,makas oynamaya başlarlar.

Müzik bittikten sonra başka kızlarda Haruka ile dans etmek isterler kalabalıktan Usagi zar zor çıkar.Rei ve diğer kızlar ise hala taş kağıt makas oynamaktadırlar.Bu sırada bay edwards kızları manzarası çok güzel olan çiceklerle çevrili geniş bir balkona götürür.kızlar manzara karşısında büyülenirler.Kötülük ise kendini göstermeye başlamıştır durumu ilk Mamoru fark eder.İçeriyi misafirleri bayıltacak bir gaz kaplar.Mamoru agzını bir mendille kapatır.bu sırada Edwards'ın tılsımı çıkarılmıştır

Durumu fark eden Michiru ve Haruka hemen dönüşürler.ve tılsımı alırlar bu sırada .Usagi ve kızlarda dönüşmüş ve sahneye çıkmışlardır.Usagi her zamanki konuşmalarından birini yapar.Ama bu sefer kızlarda eşlik eder ona
Neptün ise bunun gerçek bir tılsım olmadıgını söyler bunun üzerine Eudial ortamı terk eder.

Eudial'ın geride bıraktığı canavar gezegen savaşçılarına saldırır.Neptün ve Uranüs ise tılsımı Edwars'a geri verirler.Uranüs zor durumda olan gezegen savaşçılarına yardım eder.ve hemen ardından ortamı terk ederler ama canavar yok olmamıştır.ve saldırmaya başlar

Gezegen Savaşçıları çok zor bir durumda kalırlar ama Smokinli Şovalye her zamanki gibi yardıma gelir.Saldırıdan kurtulun Ay savaşçısı hemen asasını ortaya çıkarır ve canavarı yok eder.

Herkes uyanınca parti kaldığı yerden devam eder.Usagi ve Mamoru bütün gece yapamadıkları dansı yaparlar kızlar ise biraz kıskanırlar Minako Haruka 'yı aramaya başlar Makoto hemen ilk dans edecek kişiyi belirlemek için tekrar taş kağıt makas oynamayı teklif eder kızlar kabul eder ve oynamaya başlarla Ami her zamanki gibi oynamaz ve geri çekilir..

lakın Haruka ve Michiru ortamı çoktan terk etmiştir.Dışarıda tılsımlarla ilgili konuşmaktadırlar.

geç olsun güç olmasın diyerekten 54. bölümü de ekliyorum 2 tane kaldı sadece

Spoiler:
54 Kültürel Festival Sadece Benim İçin mi? Kraliçe Rei Sürekli Şarkı Söyler
Makoto ve Minako Rei kültür festivali için çalışması gerektiği için tapınaktakı işlere yardım için gelirler ve genç kızlara sevgili bulabileceklerini söyleyerek bir muska satmaya çalışırlar hatta makoto biraz işi abartarak bu muska sayesinde bir sevgili buldum bile der.

Kısa bir süre sonra Usagi ve Ami de gelir tapınağa bu sırada Rei kültür festivali için hazırlıklarla uğraşmaktadır.

Her zamanki gibi neler olduğunu merak eden Usagi Ami ile birlikte Rei'nin çalışma yaptığı yere gelir. ve etrafı incelemeye başlar.Usagi provaları izlemek ister Rei seyirci bulduğu için sevinir ve kabul eder sahnede şarkı söylemeye başlar ama sahne ışığını beğenmediği için sinirlenir ve 5 dk ara verir. Usagi çok şaşırır.çünkü Rei'nin bu kadar güzel bir sese sahip olduğunu bilmiyordur.ve şarkının sözlerini çok beğenmiştir kimin şarkısı olduğunu sorar Rei kendisinin yazdığını söyleyince Ami Usagi luna ve artemis çok şaşırırlar.

ail ve ann de festivalin tamda aradıkları taze enerjiyi bulmak için çok iyi bir fırsat olduğunu fark ederler festival günü mutlaka orada olacaklardır.

Akşam olunca kızlar tapınakta toplanırlar Rei'nin harika olduğundan bahsederler.Rei kızlara şarkı sözünü hemen yazdığını söylese de aslında çok uğraşmıştır.
ve festival günü gelmiştir.Kızlar heyecanla etrafı dolaşmaya başlarlar ail ve ann de oradadır. festival alanına girecekleri sırada 3 kız önlerini keser ve ölçülerini almaya başlarlar .ve onlara modellik yapmak için ikna ederler

Bu sırada Rei'nin konseride başlamak üzeredir.Açılışı ail ve ann yapar herkes onlar sahneye çıkınca gülmeye başlar ama onlar sevildiklerini düşünürler üstelek insanlar güldükçe enerjide artmaktadır.

Sıra Rei'ye gelmiştir.Küçük bir konuşmadan sonra şarkısına başlar.

Şarkı daha bitmeden bir canavar ortaya çıkarak herkesi uyutur ve reiye saldırır bunu gören kızlar hemen dönüşür.Jüpiter ve Merkür rei'yi kurtarır ama bu sefer kendileri hedef olmuştur.canavar tüm savaşçıların enerjisini almaya başlar.

Durumu gören rei daha da sinirlenir ve hemen dönüşür.Fire soul saldırı ile canavara saldırır ama bu saldırı canavarı yok etmez üstelik diğerlerininde enerjisi kalmamıştır. canavar tekrar Mars savaşçısına yönelir. o sırada Ay Işığı Şovalyesi çıkar ortaya ve onu kurtarır.

mars savaşçısı ateşin ejderi saldırısını kullanarak canavarı yaralar ve kızlar kaybettikleri enerjiyi geri alırlar ay savaşçısı hemen asasını ortaya çıkartır ve canavarı yok eder.

Festival kaldığı yerden devam eder. Rei en sonunda güzel şarkısını herkesle paylaşabilir ve çok mutludur.

Akşam olunca bir ateşin etrafına toplanır herkes usagi reinin çok çalışkan ve harika olduğunu söyler Rei bunun üzerine teşekkür ederek istersen sanada bir şeyler öğretebilirim der ve yine atışmaya başlarlar.

Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): hacker1372, prenses serenity
arka arkaya olacak ama kusura bakmayın artık nedense düzenle seçeneği çıkmadı bir önceki mesajımda 55. bölümü de gün içinde ekleyeceğim inşallah
ki bu bölümü tekrar izlemenizi öneririm *-*
düzenle seçeneği meğer bilgisayarı güvenli modda açtığım için çıkmamış
055- Ay Işığı Şövalyesi, Seijuro mu? Mako Aşık
Makoto ve Ami Ay Işığı Şovalyesinin kimliği hakkında konuşmaktadır.Konuşmaya Usagi'nin de gelmesi gerekmekteydi ama o geç kalmıştır üstelik aceleden öğle yemeğini de unutmuştur okula gittiğinde öğretmeni biraz azarlar usagi ise öğle yemeğini unuttugunu daha yeni fark etmiştir ve çok açtır.
Bu arada makoto ve ami Seijuurou görürler.onun ay ışığı şovalyesi olduğundan şüphelenirler ve araştırmak için ayrılırlar makoto Seijuurou çatıda bulur ve yaptığı yemeklerden ikram eder. ami de Seijuurou ay ışığı şovalyesi olma ihtimalinin sıfır olduğunu bilgisayardan yaptığı araştırma ile öğrenir.
Okulda ders saati bitmiş ve usagi aç bitkin bir şekilde giderken ami ve luna ile karşılaşır luna usagiye öğle yemeğini verir. ail ve ann ise tartışmaktadırlar bu esnada makoto gelir.
makoto ve Seijuurou bir parkta sohbet etmeye başlarlar bunu gören ann daha da sinirlenir.
ve makotoya saldırır.
bu sırada usagi ve ami gelir ve dönüşürler.Ann tam son hamlesini yapacağı sırada ay savaşçısı ortaya çıkar.ama Ail de işe karışmıştır ve bir kardiyan saçerler her zamanki gibi ve savaşçıların üstüne salarlar.Makoto halsizdir ama savaşmak ister ve oda dönüşür.
Kardiyan tüm savaşçıları yakalar.Savaşçılar zor durumdayken ay ışığı şovalyesi ortaya çıkar jüpiteri kurtarır.arkasından venüs ve mars da gelir ve merkürle ay savaşçısını kurtarırlar
ay savaşçısı asası ile kardiyanı yok eder.jüpiter ay ışığı şovalyesini kimliğini sorar ama cevap alamaz.ail ise ann'e yemek hazırlamıştır ama ikiside bu yemeklerle ne yapacaklarını bilemezler.
bununla birlikte aldığım tüm bölümleri bitirmiş oldum
ki bu bölümü tekrar izlemenizi öneririm *-*
Spoiler:
61-Usagi'nin Büyük Şoku! Mamoru Ayrılıyor
Usagi telaşla koşarken Mamoru ile karşılaşır.ona chibi-usa'nın kaybolduğunu söyler ve birlikte aramaya başlarlar Chibi-usa ise bir parkta tek başına salıncağın üzerinde oturmaktadır.
Mamoru ve Usagi Chibi usa'yı uzun bir arayıştan sonra bulurlar ama o yanlız kalmak istediğini söyler. Mamoru ise hemen pes etmez ve onu eve gelmeye ikna eder.
yol boyunca Usagi ve Chibiusa Mamoru için atışıp dururlar en sonunda Usagi önden gitmeye karar verir.
eve geldiklerinde chibi usanın bulunmasına herkes sevinir. Mamoruyu fark eden Usaginin babası kim olduğunu sorar. shingo sevgili kelimesini ortaya atınca Usaginin babasının yüzünde ağlamaklı bir surat oluşur.
Mamoru oradan ayrılınca Chibi usa açıktığını söyler ama hiçkimse onu hatırlamaz.hipnozun bozulduğunu anlayan chibi usa hemen yeni bir hipnoz yapmaya başlar bunu fark eden luna usaginin elini ısırarak onu bu hipnozun etkisinden kurtarır.
Herkes tekrardan onun kim olduğunu hatırlar.herşeyi anlayan Usagi hipnoz yaptığı için chibiusa'yı azarlar ama kimse ona ınanmaz.
kötüler ise ne yapacaklarını ve yeni hedefleri hakkında konuşmaya başlamıştaır bu sırada
Mamoru ise Usagi ile ilgili kötü hayaller görmeye hala devam etmektedir bu durum artık başını ağrıtmaya başlamıştır.
O sırada Mamoru'nun arkasında usagi belirir. elinde her zamanki gibi kötü geçmiş bir sınavın kağıdı vardır.sevinçle mamorunun yanına gider ve sarılır ama mamoru usagiyi iter ve bana sarılma der tepki karşısında şaşıran usagi ne diyeceğini bilemez ve mamoru ayrılmak istediğini söyler.
Usagi durumu kızlarada anlatır hepsi mamorunun kötü bir gün geçirdiği için böyle davrandığını üzülmemesini söyler söylenenlere sevinen usagi bir kez daha mamoru ile konuşmak için evine gider ama evde yanlız değildir mamoru chibiusa da vardır onu evde gören usagi çok üzülür ve ağlayarak ayrılır oradan yolda gördüğü bir telefon kulübesine girer ve ağlamaya devam eder.
çok üzgün olan usagi yerde gördüğü bir kağıtta yazan güzellik merkezine gitmeye karak verir. ama orada beklemediği bir tepki ile karşılaşınca bağırmaya başlar ve bundan rahatsız olan müşteriler ortamı terk eder. buna sinirlenen magaza sahibi gerçek formuna dönüşür o aslında kötüler için çalışan bir canavardır.
usagi hemen dönüşür.ama canavar çok güçlüdür ve luna yaralanmıştır. tam bu sırada smokinli şovalye gelir ay savaşçısı hemen asasını ortaya çıkartır ve canavarı yok eder.
herşey hallolunca smokinli şovalye gitmeye hazırlanır ama ay savaşçısı kendisini kurtarmaya geldiği için barıştıklarını umduğunu söyler mamoru ise zayıf kızlardan hoşlanmadığını söylerek ayrılır.ay savaşçısı mamoru'nun kalbini tekrar kazanmak için daha güçlü olmaya karar vermiştir artık.
Usagi telaşla koşarken Mamoru ile karşılaşır.ona chibi-usa'nın kaybolduğunu söyler ve birlikte aramaya başlarlar Chibi-usa ise bir parkta tek başına salıncağın üzerinde oturmaktadır.
Mamoru ve Usagi Chibi usa'yı uzun bir arayıştan sonra bulurlar ama o yanlız kalmak istediğini söyler. Mamoru ise hemen pes etmez ve onu eve gelmeye ikna eder.

yol boyunca Usagi ve Chibiusa Mamoru için atışıp dururlar en sonunda Usagi önden gitmeye karar verir.
eve geldiklerinde chibi usanın bulunmasına herkes sevinir. Mamoruyu fark eden Usaginin babası kim olduğunu sorar. shingo sevgili kelimesini ortaya atınca Usaginin babasının yüzünde ağlamaklı bir surat oluşur.

Mamoru oradan ayrılınca Chibi usa açıktığını söyler ama hiçkimse onu hatırlamaz.hipnozun bozulduğunu anlayan chibi usa hemen yeni bir hipnoz yapmaya başlar bunu fark eden luna usaginin elini ısırarak onu bu hipnozun etkisinden kurtarır.

Herkes tekrardan onun kim olduğunu hatırlar.herşeyi anlayan Usagi hipnoz yaptığı için chibiusa'yı azarlar ama kimse ona ınanmaz.
kötüler ise ne yapacaklarını ve yeni hedefleri hakkında konuşmaya başlamıştaır bu sırada
Mamoru ise Usagi ile ilgili kötü hayaller görmeye hala devam etmektedir bu durum artık başını ağrıtmaya başlamıştır.

O sırada Mamoru'nun arkasında usagi belirir. elinde her zamanki gibi kötü geçmiş bir sınavın kağıdı vardır.sevinçle mamorunun yanına gider ve sarılır ama mamoru usagiyi iter ve bana sarılma der tepki karşısında şaşıran usagi ne diyeceğini bilemez ve mamoru ayrılmak istediğini söyler.

Usagi durumu kızlarada anlatır hepsi mamorunun kötü bir gün geçirdiği için böyle davrandığını üzülmemesini söyler söylenenlere sevinen usagi bir kez daha mamoru ile konuşmak için evine gider ama evde yanlız değildir mamoru chibiusa da vardır onu evde gören usagi çok üzülür ve ağlayarak ayrılır oradan yolda gördüğü bir telefon kulübesine girer ve ağlamaya devam eder.

çok üzgün olan usagi yerde gördüğü bir kağıtta yazan güzellik merkezine gitmeye karak verir. ama orada beklemediği bir tepki ile karşılaşınca bağırmaya başlar ve bundan rahatsız olan müşteriler ortamı terk eder. buna sinirlenen magaza sahibi gerçek formuna dönüşür o aslında kötüler için çalışan bir canavardır.

usagi hemen dönüşür.ama canavar çok güçlüdür ve luna yaralanmıştır. tam bu sırada smokinli şovalye gelir ay savaşçısı hemen asasını ortaya çıkartır ve canavarı yok eder.
herşey hallolunca smokinli şovalye gitmeye hazırlanır ama ay savaşçısı kendisini kurtarmaya geldiği için barıştıklarını umduğunu söyler mamoru ise zayıf kızlardan hoşlanmadığını söylerek ayrılır.ay savaşçısı mamoru'nun kalbini tekrar kazanmak için daha güçlü olmaya karar vermiştir artık.

düzenle seçeneği meğer bilgisayarı güvenli modda açtığım için çıkmamış

Spoiler:
055- Ay Işığı Şövalyesi, Seijuro mu? Mako Aşık
Makoto ve Ami Ay Işığı Şovalyesinin kimliği hakkında konuşmaktadır.Konuşmaya Usagi'nin de gelmesi gerekmekteydi ama o geç kalmıştır üstelik aceleden öğle yemeğini de unutmuştur okula gittiğinde öğretmeni biraz azarlar usagi ise öğle yemeğini unuttugunu daha yeni fark etmiştir ve çok açtır.
Bu arada makoto ve ami Seijuurou görürler.onun ay ışığı şovalyesi olduğundan şüphelenirler ve araştırmak için ayrılırlar makoto Seijuurou çatıda bulur ve yaptığı yemeklerden ikram eder. ami de Seijuurou ay ışığı şovalyesi olma ihtimalinin sıfır olduğunu bilgisayardan yaptığı araştırma ile öğrenir.
Okulda ders saati bitmiş ve usagi aç bitkin bir şekilde giderken ami ve luna ile karşılaşır luna usagiye öğle yemeğini verir. ail ve ann ise tartışmaktadırlar bu esnada makoto gelir.

makoto ve Seijuurou bir parkta sohbet etmeye başlarlar bunu gören ann daha da sinirlenir.
ve makotoya saldırır.

bu sırada usagi ve ami gelir ve dönüşürler.Ann tam son hamlesini yapacağı sırada ay savaşçısı ortaya çıkar.ama Ail de işe karışmıştır ve bir kardiyan saçerler her zamanki gibi ve savaşçıların üstüne salarlar.Makoto halsizdir ama savaşmak ister ve oda dönüşür.

Kardiyan tüm savaşçıları yakalar.Savaşçılar zor durumdayken ay ışığı şovalyesi ortaya çıkar jüpiteri kurtarır.arkasından venüs ve mars da gelir ve merkürle ay savaşçısını kurtarırlar

ay savaşçısı asası ile kardiyanı yok eder.jüpiter ay ışığı şovalyesini kimliğini sorar ama cevap alamaz.ail ise ann'e yemek hazırlamıştır ama ikiside bu yemeklerle ne yapacaklarını bilemezler.

bununla birlikte aldığım tüm bölümleri bitirmiş oldum

Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): hacker1372

peki 81-87 arasını yapan var mı?
yoksa resim olmasada uzun tanıtımlar yapabilirim
yoksa resim olmasada uzun tanıtımlar yapabilirim
""Prometheus was punished by the gods for giving the gift of knowledge to man. He was cast into the bowels of the Earth and pecked by birds."" -Oracle Turret
INTP, 5w6, 9w1, 2w1, sp/sx
Sapioromantic Demisexual
INTP, 5w6, 9w1, 2w1, sp/sx
Sapioromantic Demisexual

princess_serenity yazmış:
peki 81-87 arasını yapan var mı?
yoksa resim olmasada uzun tanıtımlar yapabilirim
yoksa resim olmasada uzun tanıtımlar yapabilirim
bölüm tanıtmak istiyorsan ilk sayfaya bakacaksın arada eksik bölümler var onlar yapılmamış oluyor yapılanları serenity zaten bölüm sayısını ve yapanı ekliyor


gördüm ve prenses serenity e sordum 81-87 arası benimdir 

""Prometheus was punished by the gods for giving the gift of knowledge to man. He was cast into the bowels of the Earth and pecked by birds."" -Oracle Turret
INTP, 5w6, 9w1, 2w1, sp/sx
Sapioromantic Demisexual
INTP, 5w6, 9w1, 2w1, sp/sx
Sapioromantic Demisexual


![]() ![]() |
Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 28, 29, 30 ... 37, 38, 39, Sonraki |
29. sayfa (Toplam 39 sayfa) [ 574 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |