"Ben.. Çok kolasadım.." Kimi 'Höö..?!' tarzında sesler çıkardı, kimiyse boş boş baktı bana. Işıl elindeki iskambil destesini düşürür gibi oldu hatta. Öykü sayesinde düşürmedi kağıtları elinden son anda.
"Pardon, pardon..?"dedi ağzında lafları evire çevire Işıl.
"Hanfendinin lügatındaki kelimelere de bakın hele." dedi Recep denen o kişiliksiz şahsiyet.
"Kolasadım.. Ne oldu zoruna mı gitti..? Susayınca susadım demiyor musun sen..?"
"Bu yakında çaysadım, sütsadım, meyvesusadım, limonatasadım falan da der, hiç şaşmayın," dedi Recep alaylı alaylı. İsmailse gülümsüyordu.
"Kolasadım, ha? Tuttum bunu dostum," İsmail zaten her iki saatte bir kola içen türden biriydi. Eh o da haklı tabii. Her türlü spora katılıyor arkadaş, bir yerden enerji gelmezse olmaz bu işler.. "ben sürekli kolasıyorum.. Süper ya," gülümsedim ona kocaman kocaman. Kıskananlar çatlasın..!
"Saçmalık.."diye suratını buruşturdu hobbit ve mekanı terk etti. İçimin yağları eridi, eridi, eridi, bir daha eridi hani.
"A aaa, hayret, kapıyı kendi başına açabildi,"dedim küçümser bir sesle. Tabii bizim kızlar gülmeye başladı. Gözüm Cenker'e kaydı yeniden. Bana şöyle bir bakıp omuzlarını çekti ve dışarı çıktı yanında Ali'yle. Ardından tüm erkekler yavaş yavaş boşalttı odayı.
"Kaldık mı, gene başbaşa..?" dedi Zeynep gülümseyerek. Oturduğum o yatak benzeri şeyin ucuna bitiştiler hemen. Allah'ım.. O nasıl bir dedikodu kazanıdır öyle.. Cık cık cık..
"Duydunuz mu, B sınıfındaki İmge'yle bizim Tolga tam 15 gün çıkıp ayrılmışlar.." Toplu bir 'Aaa..' sesi. Ve ardından 'Cık, cık, cık..' sesleri..
"Eee Sinem..?"dedi Rümeysa oturduğu sandalyeden doğru ilgiyle. O da karışmıştı ya, ölsem de gam yemem durumları hani. Gerçi az önce.. Neyse neyse..
"Sorma sorma, sadece bi' küsüşmüşler, hemencecik İmge'ye koşmuş, erkek milleti değil mi, hepsi aynı bunların, hepsi.." Öksürmeye başladım, susmayınca böyle bir otuz saniye boyunca, kızlar sırtıma vurmaya başladı. Mine de bir bardağa su koyup getirdi. Su, ses tellerime takılır gibi bir hırıltıyla indi aşağı ama geçer herhalde.
"Allah razı olsun, Mine.. Eee, başka başka..?" Bu sefer Öykü aldı eline kalemden bozma sahte mikrofonumuzu. Çantasındaki abur cubur paketlerini attı kucağımıza. Benim şansıma tabii ki 'Leblebi' paketi geldi. Yani burdan bile talihimin ne kadar iğrenç bir hâl aldığını anlamanız mümkündür.. Millete cips, kurabiye, çekirdek.. Bana 'Leblebi'..
"İçecek yok malesef ama boşverin şimdi onu bunu," dikkat kesildi herkes, paketleri bile açmadan dedikodu için kulaklarımızın frekanslarını ayarladık. "sıkı duruuuuuuuun.." diye heyecanı arttırdı Öykü.
"Eee..? De hadi..!"
"Bizim şu 'Pasaklı' Serçin ile.." Pasaklı Serçin; kıvırcık saçlı, ki saçlarına hiç önem vermeyen benden beter, gözlüklü (kavanoz dibi hesabı), dişlek, kısa ve tombulcana bir kızdı. Dersleri de bir berbat bir berbat ki sormayın.. Dökülüyor resmen. Dökülüyor derken saçlarından kepek, ağzından da dişleri dökülüyor, o derece yani..
"Eee..?" merakımız tavan yapmıştı resmen. Pasaklı Serçin vee... Ne..?
"Bizim 'Sırım' Halil İbrahim..." Halil İbrahim de hiç yabana atılacak bir çocuk değildi Allah için. Bronz renginde saçlarını geriye tarardı her gün, yemyeşil gözleri de vardı. Dersleri de bir hayli iyi, incecik, upuzun.. Bazılarımızın beyaz atlı prensi hani.
"Ay sakın bize şimdi şey deme.." dedi Sultan korktuğum şeyi dillendirmeye cesaret edemeyerek.
"Çı-kı-yor..!"diye heceledi Öykü bir seferde. Paketler kucağımızdan düştü yeminle. Suratlarımız beş karış halde öylece kaldık ve aynı anda aynı tepkiyi verdik.
"Yuuuuuh..!" hepimizin aynı tepkiyi vermesinden daha komik bir olay vardı karşımızda. Pasaklıyla Sırım nasıl çıkabilirdi ki..? O Sırım, Rümeysa'dan sene başında ayrılmıştı aldığım haberlere göre ve de şimdi..
Rümeysa suratı dağılmış bir şekilde çıktı gitti. Zeynep de peşinden çıktı koşarak.
"Eee.. Kız dağılmak da haklı bayanlar.." dedi Gülşah bilmiş bilmiş. Mısır örgüsünün dağılmış kısımlarını düzeltiyordu. Eh o kadar çekiştirmeye benim de saçım bozulurdu.
"Bakar mısın ya.."dedim halsizce, "Pasaklının bile kocaya gittiği bir dönemde sevgilimiz yok.." Benim sevgili yapmak gibi bir amacım yoktu tabii, ama ne bileyim 'PASAKLI' bile 'SIRIM'ı kapmışsa bir şeyler ters düz olmuş demektir..
"Damla ya bi' dur.. Gören de kısmetin kapalı sanacak.. Ahahaha.." diye güldü Işıl Öykü'yü de dürterek.
"Valla çok açık, halimden belli olmuyor mu..?" diye uzanmış bedenimi işaret ettim. Sağ elini salladı bana doğru ve kazağının yakasını düzeltti.
"Sendeki kısmetler bana gelseeeeee, şimdiye on-on beş tane sevdam olduydu.." ve yine o sinir bozucu kahkaha.
"Kimmiş o kısmetler yahu, merak ettim..?"
"Ay çok körsün be kızım." dedi bu sefer de Elif kıkırdayarak. Bir şeyleri mi atlıyordum ben yoksa..?
"Mesela,"dedi Cansu saçlarını toplarken "Fersahların Ali'si.." İçimden saydım sövdüm tabii kıza. Bir kere o çocuk çok 'cool' takılıyor. Bana bakmaz. Ayrıca da ben ona bakmam.
"Ne alaka ya..?"
"Seni sudan çıkarmak için yırttı kendini resmen, önce kim diye sordu. Biz de seni tarif edince atıldı suya.."
"Ha-ha-ha. Çok komik. O da zaten beni hatırlıyordur ya, eee başka başka..?" dedim sahte sahte gülerek ara ara. Sultan da gerilmişti benim gibi. Bir eli başımda sürekli beni teselli ediyor gibiydi.
"Sonra Burak," bi' an yutkunamadım. O benim kumral şovalyem ya, bende gözü olmaz.. "Neydi o seni sakinleştirme çabaları.. Sözde sakinleştirecek, hıh, Cenker nasıl da baktı ama.. Hahahayt..!" kızlar eğleniyor gibiydi nedense, bense şaşkın kalmış süklüm püklümdüm..
"Cenker..?"

Burak, Giray, İsmail, Ali- dokunmayın benim -.- asdfghjk.

Bu arada üç aydır su içmedim teknik olarak meyve suyunun içinde içtim ama hiç o manada su içmedim ne susasam kola içiyorum da ben O.o

vay anam bee ne de yazarmisim anlamayan olursa ben anlatirim.panik yapmaya gerek yok

helal olsun damla valla laru-san ın youm rekoruna dayandın ha kırdın ha kıracan bu nası bir yazma azmidir.ama bi kere yazmaya başlayınca duramıyo insan tabii..kendimden biloorum

yihaaa!!yazılılarım bitiyo. fen,matematik,inkılap,vatandaşlık(olacak o gereksiz ders bozuntusu ) ve türkçe yazılıları geçti ve ikisi dışındakiler açıklandı. fen beklentilerimi karşılamadı fekat kötü geçen bir sınavdan beklediğimden daha iyisi de beklenemezdi zaten. yarın da diğer yazılılar açıklanırsa geiye bi tek ingilizce yazılısı,türkçeden bi sunum ve de teknoloji tasarım olacak o ... deersin dosya sunumu kalıyo. ne kadar mutlu olduğumu anlatmaya kelimele r yetmeyebilir [spoiler] du bakıyım..yetmiş yetmiş sorun yok