Merhaba Athena-chan ^^ Saf Dilek'ten beri görüşemiyorduk nasılsın ^^
Bunu da mı begendin ^^ Aaay, çok sevindirik olduum ^^

Bu sevince bir yeni bölüm gelsin o zamaaaaan....!! ^^

Spoiler:

Devam ~

"Tamam, tamam tamam millet, sakin olun lütfen bakı-" o an olanlar olmuştu işte. Sert rüzgarla gelen karanlık bir cisim uçarak Kübra'yı kapmıştı. Bir dakika boyunca Mehmetle bakıştıktan sonra cismi izlemeye koyulduk.

Şıp..... Şıp...... Şıp...... Yağmur bastırmıştı birden.

"Damla nereye gidiyor? Ne bu?" Mehmetle son sürat koşuyor cismi yakalamaya çalışıyorduk.

Şıp, şıp, şıp..! Hızını arttırmıştı yağmur. Çoktan sırılsıklam olmuştuk.

"Bilmiyorum..!" diye haykırdım. Cisim şimdi kapkara bir bulutun ardına saklanmıştı. Mehmetle tam da bu bulutun altına girmiştik.

Şıp. Şıp. Şıp. Şıp. Şıp. Şıp! O kadar sertti ki damlalar resmen yüzümü çiziyordu.

Ve o şey hala bulutun ardından çıkmamıştı. Mehmet'e döndüm. O an gördüğüm şeyi Mehmet'in yüzünde daha önceden hiç görmemiştim. Bir gözyaşı.

"Mehmet iyi misin?" Başını hayır anlamında salladı, gözlerini sonuna kadar açtı ve müthiş bir hızla ileriye doğru koşturmaya başladı. Öyle bir koşuydu ki bu Usain bolt yanında halt etmişti hani. Önce nereye gittiği anlamamıştım, sonra kafamı çevirip gökyüzüne baktığımda yeşil-kahverengi bir şeyin yere doğru yüzüstü çakılmakta olduğunu gördüm.

Kübra.

Mehmet hızla Kübra'nın düşeceği noktaya koşmuştu. Ha tuttu, ha tutacak derken..

Kübra Mehmet'in kollarına düştü. Gayet gücü kuvveti yerinde biriydi Mehmet, kolayca yakalamıştı Kübra'yı. Hafifçe yere eğildi. Diz üstüne çökerek kızı yere yatırdı ve gövdesini başıyla birlikte ellerinin arasına aldı.

Kübra hep gözü açık gitmekten korkardı. "Ayy, nasıl ölürsem öleyim ama gözüm açık gitmeyeyim."derdi. Bunu farklı anlamda da söylemiş olabilirdi ama istemediği kesindi. Şimdi ölü suretine bakamıyordum. Gözlerini tepeye dikmişti. O kahverengi kocaman gözlerinde hafif bir burukluk, bir acı vardı. Sağ elini yumruk yapmıştı. Elinin dışında bir tutam mor saç ve gümüşten bir kolyenin ucu vardı. Anlaşılan o cadıya günü göstemişti Kübra. Evet, bu bir cadı saldırısıydı. Artık emindim. İlk havalandığı andan itibaren aklımdan bunlar geçiyordu. Bir cadı, tam yanımdan arkadaşımı alıp uçurmuştu ve benim kılım bile kıpırdamamıştı.

Mehmet gözlerini ölü bedene dikmiş ağlıyordu. Aniden başını kaldırıp bağırmaya başladı.

"Annesi onu bana emanet etti..! Bana..! Ben ne yaptım peki..? Yanımdan onu çekip götürürlerken ben ne yaptım..? Hiç! Koca bir hiç..!" Ölü bedeni tutup bedenine sıkıca bastırdı. "Özür dilerim Kübraa.. Çok özür dilerim.. Sözümü tutamadım affet beni ne olur..! Annen.. Ona ne diyeceğim ben şimdi ha..? Ne diyeceğim..? Kızın öldü mü..?!?"göz yaşları Kübra'nın suratına dökülüyordu. Biri tam yanağından süzülüp onun yanağına düşmüştü. Şimdi o da ağlıyor gibiydi. Basınçtan olsa gerek Kübra'nın ağzından da kanlar saçılmaya başlamıştı. Yere çakılsaydı etrafın nasıl kan gölüne döneceğini düşündüm. Dehşet bir sahneydi. Şu an sadece Kübra'nın vahşice parçalanmış boynunu ve uzun tırnaklarla derin derin çizilmiş omzundaki lekeleri görebiliyordum. Ayakları çıplaktı, ya cadıya fırlatmıştı ya da ayağından çıkıp düşmüştü, kim bilir?

Mehmet yaşar belki diyerek elini damarların parçalandığı yere sıkı sıkı bastırıyordu. Ama nafile. Ne bir hayat belirtisi vardı Kübra'da ne de bir kıpırtı. Bedenindeki tek hareket, Mehmet'in gözyaşları ve ağzından akan kandı.

Neredeyse hiç ağlamazdım ben. Çok nadir, duygusal bir filmden gülerek çıkmışlığım bile vardı hani. Ama bu sefer o kadar çok ağlıyordum ki, hıçkırıklarım duyulmasın diye elimle ağzımı kapatıyordum. Kumlu sahilde yere oturmuş, başımı ellerimin arasına almış ağlıyordum. Gözlerim kızarmıştı kesin. Şişmiş bile olabilirdi. O Kübra'ydı ölmüş olamazdı..! Olamazdı işte..! Daha bu sabah beni arayıp bir güzel haşlamıştı.. Daha düne kadar Kağanla ilgili uzun bir sohbetimiz olmuştu bana onunla alakalı planlarını anlatıyordu durmadan. Yok hangi üniversiteye
gideceklermiş, Kağan doktor olunca nereleri gezecekmiş.. Sabaha kadar durmadan konuşmuştu. Yavaşça iç çektim. Elini tuttum yavaşça, incecik eli buz gibiydi. Diğer elinden saçı ve kolyeyi alıp çantamın ön gözüne tıkıştırdım. Sol elini iki elimin arasına alıp hafifçe öptüm.

"Gidiyor ellerin, gidiyor sesin, gidiyor nefesim ama hepsinden önce sen gidiyorsun.." durdum. Elini yavaşça sahilin kumlarına bıraktım. Müzik nereden geliyordu ?

"Gidiyor yarınım, gidiyor evvelim, yaşamım sebebim gidiyor ama hepsinden önce sen gidiyorsun.." Mehmet eliyle arkasındaki ceketinin ardından Kübra'nın çantasını uzattı.

"Telefonu çalıyor,"dedi ağlamaklı sesiyle. "Annesi arıyordur eminim ki.. Ben ona ne söyleyeceğim. Tabii izin alırken kolaydı. Mesele değil saat yedi olmadan eve bırakırım ben onu, benimle güvende biliyorsunuz. Nah güvende işte..! Öldü..! Kızınız öldü mü diyeceğim onlara..!" diye böğürdü Mehmet. Atlatamıyordu. Gerçi ben de pek iyi durumda sayılmazdım. Ellerim titriyordu ve gözüm kararmaya başlamıştı. Ha bayıldım ha bayılacağım derken çantanın fermuarını bulup açtım. İçinden Kübra'nın telefonunu çıkartıp kimin aradığına bakmadan telefonu açtım. Alo diyemiyordum. Karşıdaki kişi soluğumu duyup konuşmaya başlamıştı.

"Aşkım, hadi gel seni bekliyorum, inanamazsın, bir masa hazırlattım, hani kafede yiyor gibi değilde şık bir restorantta yemek yiyor gibi olacaksın. Cipsler ortada, beyaz porselenlere de bizim salatalardan koydurttum. Fatih abi de bizim için güzel bir ortam yaptı ki gözlerine inanamayacaksın. Yeme de yanında uyu.."

Derin bir nefes verdim, gözlerim yanmaya başlamıştı Kağan'ın sesini duyunca. Hafifçe hıçkırdım.

"Aşkım..? Bir problem mi var, iyi misin..? Mehmet'e ya da Damla'ya bir şey mi oldu..? Neredesiniz siz..?"

"Be-be-ben.."

"Damla..?!?! Kübra nerede? Sen ağlıyor musun?" Kendimi daha fazla tutamadım ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

"Kağaaaaaan.." kendimi bir kayanın üzerine attım.

"Damla neler oluyor, başınıza bir şey mi geldi yoksa? Damla.. Kübra nerede?" hıçkırıklarım sel olup gitmişti artık kendimi tutamıyordum. Mehmet Kübra'nın vücudunu kuma yatırmıştı ve yanıma gelmişti. Bir kolunu omuzuma attı ve sessizce "Kağan mı?" diye sordu. Başımı sallayabildim sadece. Çünkü kulağımı Kağan'ın söylediklerine vermiştim.

"Sonuna dek onu seveceğime yemin ediyorum bana küstüyse söyle ona gerçekten ben ondan başkasını sevemem ki.. Damla lütfen telefonu Kübra'ya ver.. Gerçekten.. Benimk-" Mehmet telefonu elimden aldı ve hızlı hızlı bir şeyler söyledi. Onu dinleyemiyordum. Çantamı açıp içinden telefonumu çıkarttım, Cenker'in telefon numarasını yazmaya çalıştım ama ellerim titriyordu aynı rakama birden çok kez basıyordum ve gözüm karardığından basıp basmadığımı tam olarak göremiyordum. Ayağa kalkmaya çalıştım ama bir türlü sağlıklı düşünemiyordum. Gözlerim doğru görüyor olamazdı. Kübra'nın bedeni gitmişti işte.

Yok olmuştu.

Orada duran tek şey uzunca bir çubuk ve Mehmet'ti.

"Seni lanet olası cadı..!!" Mehmet havadaki birine lanetler savuruyordu arada bir de küfrediyordu. "- canını..!" Eline aldığı çubukla cadıya doğru yürüyordu. Cadının morlu beyazlı uzun saçları vardı. Simsiyah pelerinini savurarak Mehmet'e doğru uçtu ve demir çubuğu göğsünün üst kısmına sapladı. Mehmet ufak bir çığlık kopardı. Demir sırtının diğer tarafından çıkmıştı. Cadı yere basmamaya dikkat göstererek Mehmet'in yanına gitti, önce kısa bir kahkaha attı. Sesi tiz ve cırtlaktı. Eğilerek saçından havaya kaldırdı onu, demir çubuğu zevkle geri çekti ve kanın akışını izlemeye başladı keyifle. Boşta kalan eliyle boğazını parçaladı ve sonunda bedenini yere fırlattı. Kolları başının ardına gelmişti ve sanki uyuyor gibi görünüyordu. Cadı kafasını bana çevirdi. Gözlerim yarı açık yarı kapalı bir vaziyetteydi. Hızla gözlerimi kapadım ve bekledim. Ufak bir 'fijuv!' sesi duyunca gittiğini anladım ve numarayı hızla yazdım.

Dıııııt... Dıııııt... Dııııııt... Dıııı-

Devam Edecek ~

Oha.... Cadı göründü sonunda.. Kübraaağ Q_Q
Şimdi düşündüm de o çadırdaki falcı da bir cadı olabilir. Hatta belki kübra'yı öldüren cadı o olabilir. Falcı kübraya bir amaç için geri döneceksin demişti ya, belki ölmüş olarak gösterip onları cadı yapıyor olabilirler. Ama bu sefer da amaçları ne olurdu?
Kübra ve Mehmet öldü mü şimdi... o.O
Kübra öldüğüne göre falcı uydurmuyormuş demekki. Yani Damla'ya söyledikleri de gerçek. Brrr... Neler olacak çok merak ettim *-*
Not: Bu durumda Damla neden Cenkeri arıyor ki?

Yeni bölüm harikaydı. Bence de falcıdaki kadın cadı olabilir ya da varsa bir kahin. Bir de cadı geri dönünce Damlaya zarar vermedi bunun altından daha da ilginç sebepler çıkacak gibi.



Ayrılırlarken Cenker bir şey olursa ara demişti o yüzden

dersaneden gelince çantamı kenara attım direk bu sayfaya baktım içime doğmuş bak ^.^

damla naptın sen ya valla yok böyle bi bölüm o.o dehşetti.ikisi de öldü mü şimdi?kübra ve mehmet...

3 dakika içinde ölüp bir amaç için geri dönecek.cadıların kaçırdığı insanların canlı olduğunu düşünüyolardı o.o kübra cadıların esiri olarak geri mi dönecek o.o mehmet de gitti ya

damlaya niye bişey olmadı,mehmetin cesedi orda mı hala,o kolyede bişeyler var mı? damlayı suçlarlar mı(pek olası bişey olacağını sanmıyorum ama aklıma recep gelio aklıma bu olayı koz olarak kullanıp nedn damlaya bişey olmadığını sorgulayabilir)

bence kübranın gözleri açık olsada o gözleri açık gitmedi sonuçta cadıya gününü göstermiş inşallah o kolyede önemli bişeyler vardır ya

şu defterin gerçek anlamını da merak ediyorum ben

yorumumu burda kesiyorum yoksa içimden ettiğim küfürler buraya da yansıycak yeni bölümü bekliyorum

"O.o" diyorum... diyecek başka bişeyim yok .....
Şoka uğradım resmen ne bölümdü o ya
Bölümün Tamamını gözlerimi kırpmadan okudum öyle yani

Kübra ve Mehmet'de öldü mü şimdi
İnanamıyoruum ...! Aileleri nasıl hissedicek şimdi Nolucak onlara yaa
Hani gruptan herkesin bir tanıdığı cadılara kurban gitmişti ya Şimdi Damla'da öyle ....

Bu Cadılar ne-nee-neyden yapılma ya O.o
Nasıl Oluyorda boyunlarını deşebiliyorlar Çapa gibi Tırnakları mı var yani
Gördüğümüz İlk Cadının Tanımı:
Cadının morlu beyazlı uzun saçları,simsiyah pelerini,Çapa gibi tırnakları ve tiz cırtlak bir sesi var 0.0
Dur Bi dakika,neden yere basmamaya özen gösteriyor şimdi bu ? Yoksa toprağa alerjileri falan mı var yada toprakla ilgili başka bişi Ama ordan bişi çıkacak eminim.Kübra'nın elinde tuttuğu o gümüşten kolye de cadıların özel eşyalarından biri olabilir.Ondan da özel bir kaç şey öğrenicez sanırım ? <.<

Cenker telefonu açtı amaaa geç kaldılar.Hem damla aramakta hemde cenker açmakta geç kaldı of Olan oldu işte yaa

Çok Şok Edici Bir bölümdü Haru-chan o.o Diğer bölümde de bunu tartışacaklar sanırım *-* Yeni bölümü şimdi daha çok merak ediyorum

Kızım oha yani bu ne biçim bir bölüm sen beni kalpten falan mı götereceksin. Çok süper olmuş yaa Zavallı Kübra ve Mehmet... Ama bence onlar kaçırıyolıyo ölüyo gibi gösteriliyor tekrar cnalanıyorlar... mı acabaa?.. Bilmiyorum ama ben yeni bölümü bekliyorum şahsen

Bu arada Adım Müge Demek adını baş karaktere verdin ha süper

Divaaaaam >.<

Haruka chan.. Bana istediğin gibi hitap edebilirsin tatlım sorun olmaz
DarChi chan Öncelikle yorumlarım hakkında yazdıklarına çok müteşekkirim efenim, duygulandım.. Ve sende hatta herkes dilediği gibi hitap edebilir benim için sorun olmaz..
__________________________________________________________________

Öhöm yorum zamanı.......................o.O.......... Bence Çadırdaki kadın, Cadı değil de başka bişey, Ewet Kahin olabilir, ama yardım etmek isteyen biride olabilir.. Çünkü bana Damla'ya bişeyler anlatmak istiyormuş gibi geldi. Tamam falcı doğal olarak anlatacak ki, anlattı da, fakat öyle bişey değil, sanki nasıl desem Damla'ya bi işaret veriyor gibi geldi..
Bu Falcı kadınla tekrar kaşılaşacağını hissediyorum...

Kübraa.. Ahh kübraa o kadar güzel yazmışsın ki valla taa içimde hissettim, Mehmet'in gözyaşlarını, Damla'nın titreyişlerini korkusunu üzüntüsünü.. Tek ümidim Falcı kadının söylediği bir amaç için geri döneceksin sözü oldu. Eminim ki dönecek Kübra ve bence amaç'tan kastı, Damla'ya yardım edecek olması olabilir. Geri dönüp arkadaşına yardım edebilir..

Allahın belası cadııı... Nasıl yaratıklar bunlar yaa Bu denli acımasız, vahşii sadist..
Kübra, öldü ewet ama yanında Damla ve diğerleri için bikaç hediye ile getirdi..
Eminim ki, Cadının boynundan kolyesini çekip kopartırken aklında sadece, Kurtulabilmek yaşayabilmek geçiyordu.. Geri dönüşü İntikam için de olabilir..
Bu geri dönüş bilindik bi türde olmayacak buna eminim. Yani yine böyle normal bir insan gibi hayata döneceğine inanmıyorum.. Kaldı ki bu şekilde ölüp, sonra geri dönen biri nasıl normal olabilir..? Mutlaka farklı güçleri olacaktır ve bu sadece bi süre için yapılan bir dönüştür... Hani bişileri tamamladıktan sonra, bitirdikten sonra eskisi gibi hayatına devam edip orda kalması olacak iş değil..
Haa hep iyi ihtimaller üzerine konuştum fakat Belkide Kübra kötü biri olarak, yani tamamıyla değişmiş biri olarak ta dönebilir.. Tabi Falcı kadının kehat'i doğru ise..

Mehmet, zavallım ona da ayrı bi üzüldüm.. Ama tepkisini hareketlerini çok güzel yansıtmışsın, Canım...
Cesaretini, takdir ettim doğrusu. Ölüme bu şekilde cesurca atlayan biri takdire-şayandır. Cadı'nın Hunharca Mehmet'i de öldürmesi, Damla'nın gözleri önünde, 2 arkadaşını da kaybetmesi Ruhunda nasıl bir yara açacak bilemiyorum.. Sıradışı olan gök kararması şimşek, yağmur hemde sert bir yağmur.. Bu atmosfer'in ortasında yaşanan bu tabiri-caizse katliam, Damla'yı derin bir şekilde, ruhunda büyük bir iz, bırakacak şekilde etkilemiştir.. Bundan sonra nasıl bir yol izleyeceğini merak ediyorum.

Tuhaf olan bir diğer şey ise, Cadı'nın Damla'ya dokunmamış olması..
Nedense, Onu öylece bırakıp gitti. Bir Cadı Böyle açık bir hedefi, kurbanı bırakıp gitmez bence, tabi eğer bu kişi de bir Cadı yada onun gibi sıradışı biri değilse...!

Damla bundan sonra, daha öfkeli ve daha hısrlı olacaktır. Cadıları ve yaptıkları şey'i ortaya çıkarmak için tüm sınırları, zorlayacaktır.. Elindeki el-yazması kitap ve Kübra'nın elinden aldığı şeyler, ona belkide bikaç ipucu verir.. Bu Cadılar ne istiyorlar?
Amaçları falan nedir...? Yoksa sadece böyle ortalarda dolaşıp insanları öldürmekten başka yaptıkları bişey yokmu..? Hepsi bumu yanii? Hikaye'nin geri kalanını çok merak ediyorum..

Bundan sonra işler daha da korkutucu bir hal alacak gibi görünüyor..

Üstad-Harukaa chan, Tek kelime ile Mükemmelsin CanıM

Yuhunuz efendim
Of! Mehmet öldü, Kübra öldü, Damla ölmedi, ya Cenker de ölürse? Offf! Damla napçak şimdi? Bence kesinlikle Damla onların Prensesi falan olcak o yüzden öldürmüyolar onu da. Ya da bir şey onları damladan uzak tutuyor.
Bunların cidden toğrağa alerjisi falan mı var? Yoksa bunlar Zeus'un çocukları mı? Amma zorlama oldu.
Bence o cadı Kübra'yı kaçırdığı an koşmaya başlasalardı saçma olurdu. Yani bu öyle bir şok ki... Tepkiler mükemmel. Duyguları harika hissettiriyorsun. Yani muhteşem.
Mehmet... Zavallım. Ne suçu var bu insancıkların? Nasıl öldürdü hem de... O demir çubuk mudur nedir.. Göğsüne sapladı.. Baya savaş filmi izlemişsin sanırım sen de benim gibisin kanlı şeyleri seviyorsun ben bayılırım açıkçası suç mu? Düşünsene, savaş filmi dediğin kanlı olur dimi? Adamın kafasının kolunun koptuğunu göreceksin ki bir şeye benzesin! Zaten abim de öyle diyor, beraber kanlı kanlı izliyoruz, süperiz.
Neyse konu saptı.
O kolye tılsım falan mı acaba? Damla'nın cadıya dönüşümünü falan tetiklemesin? Biraz saçma ama nedense Damla o kolyeye dokunduğu an öyle düşündüm Belki üzerinde semboller falan vardır ordan bulurlar.
Bir de o saçla DNA teski falan yapsınlar. Eğer öldürüp kaçırdıkları kişiler cadıya dönüşüyorsa belki anlaşılır.
O falcı kocakarı haklı çıktı. Gemi işleri falan... "Yelkenlerin Açılışı"... Bir işler dönüyor ama... Sulara sarıl kızım! Bu kadın haklı!

Makoto-chan : Malesef öldüler güzelim.. Hani Mehmet'in ölümü kesin ama Kübra'nın cesedi bile yok ortalıklarda..

Athena-chan : Hmm.. Kahin..? Pek sanmıyorum.. O karaktere çok takıldınız yahu Geçen de Berkecan'a takıldıydınız Damla'ya zarar gelmedi evet.. Ama neden..? Kız bir kayanın üzerinde yatıyordu değil mi..? Etrafında da Kübra'nın kanı.. Belki de cadı onu öldü sandı olamaz mı..?

Damla-chan : Teoriyi hatırlıyorsun demek ^^ Recep.. Snir bozucu biri bakalım uğraşacak mı kızla... Bakalım defterden ne gibi önemli ipuçları çıkacak.. Beyaz cadı kim.. Kızıl cadı nedir.. Kar- sustum

Esra-chan : Aileler.. Çok üzgün oldukları bir gerçek.. Hele Kübra'nın ailesini düşünsenize.. Cesedi bile yok.. Ne acı.. Bu cadılar neyden yapılma.. Söylediğim zaman inanamayacaksınız.. ^^ Yere basmamaları hepsi tenleriyle ilgili.. Onların doğası aslında masumdu.. Herşeyi o başlattı.. O.. O yaptı.. Ay pardon kaptırdım birden

Müge-chan : Tanıştığımıza memnun oldum ^^ Eee tabii, hep isimlerini Diyar, Ena, Peri, Helen felan koyuyordum bu sefer değişiklik olsun dedim ^^ Beni de tanıyın istedim ^^

laru-san : En azından Kübra'nın sağ salim olduğunu kavramış herkes çok mutlu oldum ^^ Kübra çok önemli.. Gerçekten değerli biri.. Gerçekten.. Nasıl normal olabilir? Sözüne katılıyorum.. O kaybolanlar.. Ölenler.. Ölenler gerçekten ölüyor.. Peki ölenler ve kaybolanlar arasındaki fark ne..? Güzel soru düşünelim.. Damla bir sonraki bölümde, göreceğiz hep birlikte, ruhsal bir hayal görecek.. Salatalıklar çikolatalar şekerlemeler felan ^^ Bkz.: Page 1, Quote 1 ^^
Estağfirullah efenim, Üstad sizsiniz.. ^^

Yağmur-chan : Ne Prensesi canım uçma hemen ^^ Hep en ütopik düşünceler sende haa ^^ Zeus'un burada ne işi var ^^'' Kansız iş olmaz.. Kan illa dökülecek..! Pardon. Ya neden herkes Damla'yı cadıya dönüştürme peşinde Kolyeyle hem de
Evet, bağlantını kurdun ama, 'Yelkenlerin Açılışı..' pekii.. Benim başlığımın isminde bir gariplik yok mu..? ^^

Bunu bir düşünün siz ^^

Herkese tek tek teşekkürlerimi sunuyorum bu ilgiden dolayı ^^^Yeni bölüm belki yarın belki.. Yarından da yakın.. ^^

damla-chan yine meraklandırdın bizi o.o
ama damla cadıyla göz göze gelip kapamıştı gözlerini kübranında sadece ağzından kan gelmişti bence cadı onu öldü sanmış olamaz o.o ama karar senin tabi

Beyaz cadı kim...kızıl cadı nedir...kar- nedir bu kar-

o yaptı demişsin acaba beyaz cadıyı biri düşürdü onun yüzünden mi o.o yoksa beyaz cadı düştüğü için vahşileştiler karanlık dönem böyle mi başladı ya da...
üff aklımda bir sürü teori var yaz yaz bitmez yani ben en iyisi burda kesip yeni bölümü beklemeye başlıym o.o

Burdan bakınca pek masum görünmüyolar ama hiçbir şey göründüğü gibi değildir değil mi
Bence sen bir bölümü bugün koy yarına yeni bir tane koyarsın

Ehem bu yorumunda çok spo vermiş olabilirsin aslında ama biz hikayeyi daha bilmediğimiz için anlamıyor olabiliriz. Neyse, yorumundan yola çıkarak bir şeyler geveleyeyim hadi

d@ml@-chan, o kar- sanırım KARA cadı'nın kar-'ı. haruka-chan(isimlerinizi karıştırmamak için nicklerinizle hitap ediyim :p) şakayla karışık daha 256 renk var falan demişti. yani başka cadılar da var.
En basitinden bir teori sallayayım, Beyaz cadı aslında iyi birisi. Kara cadı da kötü. Kızıl cadılar da free takılıyor falan :p Ehm neyse, beyaz cadı sanırsam bu cadalozların başındaki kişi. E hal böyle olunca kara cadı beyazı yenip [düşme kısmı bu oluyor] kaosu hüküm sürdürmek isteyebilir. bu hemen hemen her filmde olan klasik, basit kısmı. tabii daha karmaşık da olabilir, ben salladım.
yine bu basit teoriden gidiyorum, kara cadı "o" olabilir. hani olayları başlatan. neyse, isme bakınca yelkenlerin açılışı... yelkenlerin açılması, bir yolculuğun başlaması olarak alıyorum. yani damla, su üzerinden cadıların ülkesine gidip, beyaz cadıyı kurtaracak o muhteşem seçilmiş kişi olabilir. asdf. ama o zaman niye o cadı ona dokunmadı, burada tıkanıyorum işte. benim bu sallamasyon teorimi okuduğunuz için de teşekkür ederim ^^

edit: önceki bölümleri ipucu arama maksadıyla tekrardan gözden geçirdim.. hazır teori sallıyorken düşüncelerimi tekrar dile getirmek istedim ^.^
cadıların yapıldığı maddeyi söylesem inanmazsınız demişsin. su, olabilirmi? bir kaç bölüm önce kızıl cadıları görenler sudan fırladıklarını iddia ediyorlardı, ve devlet gözetimindeki cadı da duş alma amacıyla banyoda buharlaşmış sanırım? yalnış anlamadıysam bu böyle mantıklı geldi bana

ve defteri okuduğu bölümde cadılar aç olduklarını belirtmiş. sultan da bunun ülkelerindeki kaostan kaynaklandığını savunmuştu. bunun son zamanlarda ölümlerin artmasıyla ilgisi olabilirmi? yani cadılar, aç oldukları için mi insanları katlediyor?

Yorumlarınızı yorumlarsam;
damla-chan : bu son yorumum aşırı spoiler yüklüydü ^^ Bazı ipuçları çıkartabilirsiniz ^^ Beyaz Cadı.. Hımm onu daha iyi anlamak için Damla'nın çevirilerini beklemeniz gerekecek..
Teorilerinizi dinlemeyi seviyorum ^^

Athena-chan : Tamam hayatım kırmayayım seni ^^

Makoto-chan : Yorumunu görünce bir an laru-san'ı anımsadım ^^ Kara Cadı'yı ilk bulan sensin seni tebrik ediyorum.. Ama kim olduklarını tam çözememişsin ^^'
bir önceki bölümü felan okuman da hoşuma gitti ^^ Ben de kitap okurken hep öyle yaparım ^^ unutmadan öm'ın beni çok mutlu etti. İlk sana yollayacağım, söz ^^ Eveeet, bunların suyla bir ilgisi var ama ne..? Çok yaklaştın ^^
Açlıııık...! Tabii ya.. Bravo Makoto-chan ^^

bu nasıl bir bölümdür
önceki bölümleri de okudum ve şok oldum. hepsini yorumlasam herhalde senin bölüm kadar olur. yani baya ilgi çekiciydi. kara cadı falan... vuuuuv...
damla hıyar cadı mı yoksa
salatalık nedir ya. sütlü çikolata damlaya resmen hıyar dedi! ben olsam gebertirdim. oysa cenker sütlü çikolata. ne güzel. cenker. cenker. cenker! cenker damlayı seviyor! salatalık ve çikolata evlenirse... neyse oralara girmek istemiyorum hiç hoş olmicak.
damla niye yeşil?hani insan hastalanınca yeşil oluyormuş ya o mu oluyor? üzüntüden hasta falan mı oldu?
mavi şeker. portakal.
bu niye bu kadar hayal gördü?
mehmet'i naptılar?
sanırım herkes olan bitenin farkında, cenker de damlayı okula götürdü. e bunlar mehmet'in öldüğünü farketmedi mi? niye bu kadar neşeliler?
neyse. yeni bölümü çabuk yaz. ama önce sorularımı yanıtlayıver