süper kurgu çok iisin.pek okuyamadım ama okumyı mutlaka bitiricem. ama benim gözüm bunları bi yerden ısırıyo ama...neyse:D çok iisin. bu güsel hikayeyi paylaştığın için teşekkürler
12. Bölüm
“Ah, Luna… Başım çatlıyor…” Luna sinirli bir biçimde etrafımda dolanıyordu.
“Tabii çatlar! Gecenin kaçında eve geldin! Nerelerdeydin sen bakayım?” kaşları çatıktı. Açıkçası korkunç bakıyordu. Nerde olduğumu hatırlasam söyleyeceğim, ama hatırlamıyorum ki!?
“Luna, ciddiyim hatırlamıyorum…” Kendimi biraz zorladım. Deniz kenarında simitçinin yanındaki bir banktayım. Üşüyorum ve arkadaki seyyar kitapçı bana bir örtü veriyor. Soğuğu direkt yüzüme yiyorum…
“Hatırladım… Dün deniz kenarındaydım, üşütmüşüm ve başımda sanırım bu…”
“Yalancı, en azından doğruları söyleseydin!” ne oluyor ya? Luna ağzındaki gazeteyi önüme attı.
“Aç oku!” salyalı kısmına elimi sürmemeye özen göstererek gazeteyi açtım. Manşetlerin altındaki resmime uzunca bir süre baktım.
“Bu ne demek oluyor?” Luna sırtını döndü. Anlaşılan okuyacaktım uzun yazıyı…
“Şokun Böylesi!
Tüm fanlarına darbe indiren kız kim?
Geçen gün Forum Trabzon’da konser veren genç pop grubu CAM’ın sahneden birden inmesini sağlayan genç bayanın sadece bakışları konuşuyordu. Tek bakışıyla bütün sahneyi aşağı indiren genç bayan grubun solisti Cenk ile romantik dakikalar geçirdi. İlerleyen saatlerde bir CAM fanı muhabirlerimize danışarak genç bayanın adının Peri olduğunu ve 1,5 aydır sevgilisi olduğunu söyledi. Gecenin ilerleyen saatlerinde ikili deniz kenarında buluştular. Muhabirlerimiz olay yerinden görüntüleri fotoğraflara yansıttı.” Aşağıda sarışın bir kız ve genç bir delikanlı konuşuyorlardı. Bir samimiyet yoktu daha çok bir resmiyet vardı.
“Luna inan bana o kız ben değilim! O kız başka biri olmalı! Yani, caddede gördüğün her sarışın ben miyim?” Üzerime doğru yürüdü. Bir adım geri çıktım.
“Her kız sen değilsin! Ama her kız da şu ekrandaki kız değil!”dedi gazetedeki fotoğrafımı göstererek. Büyük ekrandayken fotoğrafım çekilmişti.
“Ayrıca adın da geçiyor Peri yani neye inanmalıyım sence!?” Demek her şey bu kadar basit ha?
“Her şeye rağmen bana inanmalısın…” yataktan kalktım. Yorganımı bilerek Luna’nın üstüne yığdım. Pijamalarımı çıkartıp siyah-beyaz eşofman takımımı giydim. İçime de beyaz bir sıfır kol. Saçlarımı atkuyruğu yaptım hızlıca, banyoya girip yüzümü yıkadım. Havluyla hızlıca kuruladım. Yazın aldığım Colman Bandını da perçemlerimi geri yaslayıp üstüne tutturdum.
“Ben koşuya çıkıyorum Luna, malum aklım bir gidip bir geliyor ya, hani sen bana güvenemiyorsun ya, belki biraz temiz hava iyi gelir diyorum!”dedim sehpanın üstünden kulaklıklarımı ve müzik çalarımı alırken.
“I will turn myself run, Don’t you try to stop it? I, I won’t cry…”
Sesi yavaşça kıstım. Sahilin o rahatlatıcı kokusunu burnuma çektim.
“Oh…” Tempomu yavaşlattım. İlerdeki bankta tanıdık biri oturuyordu. Mamoru… Kulaklıklarımı çıkarttım ve hızla yanına koştum.
“Mamoru?” gözleri bir saniyeliğine de olsa parıldadı.
“Ne var?” gözlerindeki nefret mi?
“Sen iyi misin?” alaycı bir tavırla güldü.
“Ben çok iyiyim, asıl seni sormalı, sevgilinle aran nasıl? 1,5 ay kolay değil…” şaşkınlıkla yüzüne baktım.
“Bunu, bunu nasıl dersin? Sen de mi? Ben o çocukla sevgili felan değilim! Kahretsin ya! Kimse inanmıyor mu bana?”
“Bilemiyorum yani, gazeteler öyle demiyor…”
“Lanet olası gazetelere mi inanıyorsun sen!? Ben onu sevmiyorum ben seni-” gözlerim doldu.
“Şimdi de timsah gözyaşları mı? Sana bir şey söyleyeyim mi? Hiç de inandırıcı değilsin!”
“Geri zekalının tekisin! Anladın mı!? Benim için bunları nasıl söylersin? Sahte öyle mi? Sakın ama sakın bir daha yanıma yaklaşma! Beni duydun mu?”
“Meraklın değildim zaten!”
“Ah, öyle mi?”
“Evet, öyle!”
“Ya demek öyle!?”
“Evet, öyle!”
“Peki madem öyle olsun!”
“Olsun!”
“Tamam!”
“Tamam!”
“Yaklaşan eşşek olsun?”
“Olmasın!”
“Ne olsun?”
“Neyse eşşek olsun!”
“Tamam,”
“Tamam,”
Geldiğim yöne doğru yürümeye başladım, o da benim tersim yönde yürüyordu. Geri zekalı! Ay, ben neden bu yönde yürüyorum ki!? Diğer yöne gitmeliydim! Olduğum yerde geri döndüm, aynı şekilde o da döndü. Kafamı deniz tarafına çevirdim. Hızla koştum. Ona doğru yaklaştıkça başım ona doğru döndü. Aramızda bir iki metre kalmıştı ki, kollarını kaldırır gibi oldu. Yavaşladım. Kollarını aşağı savurdu ve yürümeye başladı.
“Mamoru?”dedi cılız sesim. Duymamıştı…
“Peri?”dedi arkamdan bir ses, göz yaşım yanaklarımda sıcacık bir iz bıraktı. Heyecanla arkama döndüm…
“Ah sen miydin?”
İşte yeni bölüm, ve CAM grubu (by me : bi oyundan yaptım )
Spoiler:
sailor chibi chibi moon, lanlı konuşmaları pek sevmiyorum, kullanmazsan sevinirim..
Bu arada ankette oy kullanmanızı rıca ediyorum
İyi okumalar...
I'm the bone of my sword.
27 Ksm 2010 15:06
sailor chibi chibi moon Ay Savaşçısı
Yaş: 29 Kayıt: 17 Hzr 2010 Mesajlar: 769 Cinsiyet: Kız Nerden: İzmir Teşekkür: 220
Durumu: Çevrimdışı
sailor chibi chibi moon Ay Savaşçısı
Konu: Yanıt: Saf Dilek (My Sailor Moon)
ay kim geldi acep ben anlamadım ya ne gazetesii ne sahnesi ne sevgilisi uff pis mamoruda kıza inanmıyo
bu arada pardon
anlamadığım şey şu peri annesi mahperi ye ne söledi yaw çok merak ettim
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız