Black Butterfly--FİNALE KADAR YAYINLANDI!! Sayfaya git: 1, 2, 3 ... 27, 28, 29, Sonraki |
|
Yazar
Mesaj
Ne kadar ilgi görecek bilmiyorum ancak birden başıma bir taş düştü ve konusuyla karakterleriyle bu fanfici yazmaya başladım.Pek iyi bir yazar değilim ancak bir şeyler paylaşmak istiyorum burada..
Yorumunuz ne kadar kötü olursa olsun bekliyorum..
FANFİC'İMİN KAPAĞI(Funnylife yapımıdır.)
Siyah Kelebek
Belki böyle başlamamalıydı:uzun zaman önce olanları silebilmeyi istersiniz silemezsiniz ancak geleceğiniz çoğu zaman sizin elinizdedir.Ben geleceğimi şekillendirirken tek bir önemli noktaya değindim..Belki bunu yaparsam sonra ne olacak teorim işe yaramadı ancak yinede umutluyum;benim ardımdan olacaklar için..
Mezarın başında oturan şu kişiye de bakın:elinde beyaz güllerle dolu bir buketi koyuyor yavaşça yazının altına..Bu mezarlık küçük bir ilçede olduğu için küçük:her mezarlık gibi uzun , göğe varan ağaçlarla kaplı..Kolumdaki gümüş saate bakıp seslice söylüyorum:ikiyi çeyrek geçiyor…
Adam üzülüyor mu bilmiyorum ancak suratında buruk bir ifade var:biri ona ihanet mi etmiş yoksa?Kim onu yalnız bırakmış??Ben burada seyirciyim:ona yaklaşamam bile..Yalnızlığına ortak olamam..Niçin mi?Bunu ancak hikayemin sonunda anlayacaksınız…
Sekiz sene önce olanlara bakınca : şimdiki haliyle o zamanki hali birbirini tutmuyor:bir iki şey haricinde tamamıyla değişmiş:motoru bile bırakmış..Hızı ve hazı..
Orada,mezarın soğuk taşında oturan kişiyi seyrederken boyundan büyük papatyalarıyla en fazla bir buçuk yaşında olan kız çocuğu ile küçük kızın elini sevgiyle tutan bir adam geçiyor yanımdan.Benim olduğum tarafa başını çevirip beni selamlıyor ardından başını beyaz gülleri getiren adamın olduğu mezara çeviriyor:onu görünce yavaşça küçük kızın elini sıkıp adama bakıyor.
Küçük kız tek eliyle tuttuğu papatyaları yere düşürüp acıyla inliyor:
-Baba..el…eli..m acıyor.. küçük kızın konuşması pek düzgün değil:anlaşılan yeni konuşmaya başlamış…
Adam kızının gözündeki yaşlara korkuyla bakıp dizini yere koyuyor, kızının kırmızı elbisesinin cebindeki beyaz kumaşın üstüne işlenmiş olan siyahlı kırmızılı bir kelebeğin olduğu mendili çıkarıp siliyor hemencecik kızının gözyaşlarını..Ardından ona sımsıkı sarılıp:
-Hime sesin,gözlerin.(derin bir nefes alıp bana bakıyor).Hadi sen yere düşürdüğün papatyaları toparla.. deyip onu bırakıyor.Küçük kız babasının yanağını sevgiyle öpüp ağzı kulaklarında gülümseyip yerdeki papatyalara uzanıyor..
Küçük kızın babası bu sırada beyaz gülleri getirmiş olan adama yaklaşıp:
-Senin burada ne işin var?...
DÜZENLENMİŞTİR.
Yorumunuz ne kadar kötü olursa olsun bekliyorum..
FANFİC'İMİN KAPAĞI(Funnylife yapımıdır.)

Siyah Kelebek
Belki böyle başlamamalıydı:uzun zaman önce olanları silebilmeyi istersiniz silemezsiniz ancak geleceğiniz çoğu zaman sizin elinizdedir.Ben geleceğimi şekillendirirken tek bir önemli noktaya değindim..Belki bunu yaparsam sonra ne olacak teorim işe yaramadı ancak yinede umutluyum;benim ardımdan olacaklar için..
Mezarın başında oturan şu kişiye de bakın:elinde beyaz güllerle dolu bir buketi koyuyor yavaşça yazının altına..Bu mezarlık küçük bir ilçede olduğu için küçük:her mezarlık gibi uzun , göğe varan ağaçlarla kaplı..Kolumdaki gümüş saate bakıp seslice söylüyorum:ikiyi çeyrek geçiyor…
Adam üzülüyor mu bilmiyorum ancak suratında buruk bir ifade var:biri ona ihanet mi etmiş yoksa?Kim onu yalnız bırakmış??Ben burada seyirciyim:ona yaklaşamam bile..Yalnızlığına ortak olamam..Niçin mi?Bunu ancak hikayemin sonunda anlayacaksınız…
Sekiz sene önce olanlara bakınca : şimdiki haliyle o zamanki hali birbirini tutmuyor:bir iki şey haricinde tamamıyla değişmiş:motoru bile bırakmış..Hızı ve hazı..
Orada,mezarın soğuk taşında oturan kişiyi seyrederken boyundan büyük papatyalarıyla en fazla bir buçuk yaşında olan kız çocuğu ile küçük kızın elini sevgiyle tutan bir adam geçiyor yanımdan.Benim olduğum tarafa başını çevirip beni selamlıyor ardından başını beyaz gülleri getiren adamın olduğu mezara çeviriyor:onu görünce yavaşça küçük kızın elini sıkıp adama bakıyor.
Küçük kız tek eliyle tuttuğu papatyaları yere düşürüp acıyla inliyor:
-Baba..el…eli..m acıyor.. küçük kızın konuşması pek düzgün değil:anlaşılan yeni konuşmaya başlamış…
Adam kızının gözündeki yaşlara korkuyla bakıp dizini yere koyuyor, kızının kırmızı elbisesinin cebindeki beyaz kumaşın üstüne işlenmiş olan siyahlı kırmızılı bir kelebeğin olduğu mendili çıkarıp siliyor hemencecik kızının gözyaşlarını..Ardından ona sımsıkı sarılıp:
-Hime sesin,gözlerin.(derin bir nefes alıp bana bakıyor).Hadi sen yere düşürdüğün papatyaları toparla.. deyip onu bırakıyor.Küçük kız babasının yanağını sevgiyle öpüp ağzı kulaklarında gülümseyip yerdeki papatyalara uzanıyor..
Küçük kızın babası bu sırada beyaz gülleri getirmiş olan adama yaklaşıp:
-Senin burada ne işin var?...
DÜZENLENMİŞTİR.
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): NeSLi
Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): Siyah Kelebek, OleSea

Ben ve sözlerim:D
Bölüm 2 : Tanıştığıma Memnun Oldum
Bölüm 2 : Tanıştığıma Memnun Oldum
Bir taşta yazan ada bir de koyduğu beyaz güllere bakan adam sesle irkiliyor.Taşa yazılı olan isme o kadar dalmış ki adı Hime olan küçük kızın sesini bile duymamış.
Adam , kızın babasına dönmeden elini toprağa götürüyor ve bir avuç toprağı sıkarken küçük kızın babasına dönüyor:
-Sence bu anı da bilmiş miydi?
İkisini izlemek fazlasıyla garip:hangisi daha haklıydı?İşte sonunu bildiğim , o iki adamla olan hikayem:
9 SENE ÖNCE
Ben Misa 11 yaşındayım..Bu sene 4. Sınıfa başlayacağım için annem yaz tatilinde her gün saat dörde kadar ders çalışmamı istiyor..Diyeceksiniz ki 11 yaşında nasıl oluyor da 4. Sınıf oluyorsun?Okula geç başladım:yabancı olduğum(Japon’um) okula almadılar ve ben de geç başlamak zorunda kaldım.Türkiye’de yaşıyorum,Ege bölgesinin serin sularına yakın bir yerde..
Ailemin hikayesi biraz karmaşıktır:babam ben 2 yaşındayken trafik kazası geçirip öldü:annem de gençti ve Türkiye’ye gelip ruh sağlığını korumak için burada yaşamaya başladı.Bir ay sonra Türkiye’den dönüp Japonya’dan beni aldı:işte bu şekilde Türkiye maceram başlamış oldu.İstanbul’da okul açısından problem yaşayınca şu an yaşadığım yere taşındık:annemin yeni patronu tanınmış olduğu için okul işini halletti:buraya geldiğinde 7 yaşımı bitiyordum..
Okula başladım seneler geçti ve yakında 4. Sınıf olacağım her gün çalışıyorum..Annem turizmci..
İstanbul’dan tanıdıklarımız sitemizin koca havuzunda , çarşıda cirit atıyor ancak ben eve oturup inekler gibi ders çalışıyorum…Haksızlık diye düşünürken odamın minik kapısı çalınıveriyor:
-Gir.. diyorum bozuk bir sesle..Önümdeki Sosyal Bilgiler Ege’nin tarihi kitabını bırakıyorum,yavaşça sandalyemin üstünü tutarak kapıya dönüyorum.Annem mahcup bir sesle:
-Saat dört buçuk olmuş,yarım saat fazla çalışmışsın,yarın daha az çalışırsın olur mu?Hadi hazırlan da havuza gel.. deyip kapımı açık bırakıyor.
Adı Alice olan bir arkadaşım var,sabahın dokuzundan beri havuzda..Onunla arkadaş mı düşman mı olduğumuz belli değildi:şimdiye nazaran o bana güvenmez ben ona güvenirdim:beni yöneten oydu:dokuz sene içerisinde bu fazlasıyla değişti..
Küçüklüğümden beri pembe ve siyaha bayılıyorum:pembeli,siyahlı mayomu giyip evden anahtarı kapıp çıkıyorum,havuzun olduğu bölüme yaklaştıkça bir grup erkeğin sesi daha da artıyor kulaklarımda:umursamaz biri değildim..
Boyumdan büyük olan deniz yatağımı havuzun içine bırakıp bana ayrılmış şezlonga renkli havlumu sererken benden izinsiz olarak o çocukların deniz yatağımı kullandıklarını,üstünden atlamaya çalıştıklarını görüyorum,benden büyük oldukları belli,anneme dönüp:
-Anne o ağabeyler benim deniz yatağımı aldılar;bir şey demeyecek misin? Diyorum,annem arkadaşıyla olan konuşmasını bırakıp bana dönüyor:
-Kullansın bir şey olmaz diyor,tam bu sırada gruptan yakışıklı olanı bana yaklaşıp:
-Alabilir miyim?? Diyor..Şaşkınlıktan kırmızıya boyanıyorum,her zaman olan en nefret ettiğim huyum: heyecanlandığımda veya sinirlendiğimde kendimi tutmak için ellerimi yumruk yapmamdır:nereden bulaştı bu alışkanlık diye düşünürüm hala..
Önümdeki ellerimi görmesin diye arkama saklayıp gülümsüyorum:
-Tabi..Patlatmadığınız sürece:.. havuzun kapısından adımın yankısını duyuyorum:
-Misa!.. başımı şaşkınlıkla çevirip:
-Geldin mi sonunda Helene??
Helene benden bir yaş büyük,dokuz sene önce; yani o gün iki senelik iyi bir dostum değil kendimden çok önemsediğim kardeşimdi..Onun sayesinde rock müzikle tanıştım:ilk rock müziğim Linkin park’ın in the end parçasıydı
şarkıyı bulmak için resmen bilgisayarımın başından kalkmıyordum..Her neyse:havuza dönelim:
Havuzun kurallarını çiğneyip duş almadan havuza atlıyorum,ne şanstır ki müdür beni görüp anında anneme ispiyonluyor,tabii tüm havuzun dikkati üstümde toplanıyor..Hiçbir şey olmamış gibi havuza dalıp dibe varıyorum,ölecek gibi olana kadar dipte yüzüyor sonra da çıkıp derin bir nefes alıp bunu tekrarlıyorum.
Gözlerim bozuk olduğundan havuzun içinde açmıyorum:bir arda kendimi Helene’nin bacağında buldum..Şaşkınlıkla başımı çıkarıp ona bakınca ikimizde kahkahalarla gülmeye başlıyoruz:Alice ise sevgili Maria’sının yanında..Arkadaşlığımızı bozan o kız şimdi bana gelip selam veriyor:yüzsüz..
Umursamayıp selam veriyorum ve başımı o ağabeylerin olduğu tarafa çeviriyorum:aralarında argo sözcükler dolanıyor:bu şiddetli kavganın nedeni ise yan şekilde dik duran deniz yatağının üstünden atlayamamaları..
Sabahtan beri sinirlerim bozuk,havuzun bana en yakın olan kenarına yüzüp çıkıyorum,Helene bana şaşkınlıkla bakıyor:benden beklenecek bir hareket yapmayacağımı anlamış durumda o da..
Ağabeylerin arasına karışıp dertlerini iyice anlıyorum:deniz yatağının üstünden atlamalı ve 15 m dipten yüzmeliyim:benim için basit..İyi gerilip atlıyorum,ilk denemem başarısız,ikincisinde başardığımda hepsi ağzı açık bana bakarken yakalıyorum onları..
Onlarla eğlenceli bir gün geçiriyorum:adlarını hatta e-mail lerini alıyorum..Birini gözüme kestirdim ancak çok havalı,benden deniz yatağı için izin isteyen kişiden hoşlanmaya başladım o gün..
Bir süre sonra okullar başladı,onları her okuldan gelişimde havuzun başında görüyordum ; geldiğim üstümü değişip mayo mu normal mi giyineceğime karar verip yanlarına damlardım, kimi zaman yalnız kimi zaman da Helene’yle..Alice onlarla çoktan kaynaşmıştı..Aynı evde olan iki yabancının tek ortak noktası hoşlandığım kişinin ağabeyine tutulmuş olması..
O zamanlar bir kedim vardı:adı Drina’ydı..Adı saçma gelebilir ancak Drina benim hayalimdeki büyüleyici bir kadının ismiydi ve benim kedimi ben evcilleştirmiştim:bu siteye ilk taşındığımızda vahşi yaratığın tekiydi:artık yanıma geliyor hatta yatıyordu her gece..En yaşlı kediydi benim kedim..Sitedeki tüm kediler onun çocukları ve torunlarıydı..
DÜZENLENMİŞTİR
Bölüm 2 : Tanıştığıma Memnun Oldum
Bölüm 2 : Tanıştığıma Memnun Oldum
Bir taşta yazan ada bir de koyduğu beyaz güllere bakan adam sesle irkiliyor.Taşa yazılı olan isme o kadar dalmış ki adı Hime olan küçük kızın sesini bile duymamış.
Adam , kızın babasına dönmeden elini toprağa götürüyor ve bir avuç toprağı sıkarken küçük kızın babasına dönüyor:
-Sence bu anı da bilmiş miydi?
İkisini izlemek fazlasıyla garip:hangisi daha haklıydı?İşte sonunu bildiğim , o iki adamla olan hikayem:
9 SENE ÖNCE
Ben Misa 11 yaşındayım..Bu sene 4. Sınıfa başlayacağım için annem yaz tatilinde her gün saat dörde kadar ders çalışmamı istiyor..Diyeceksiniz ki 11 yaşında nasıl oluyor da 4. Sınıf oluyorsun?Okula geç başladım:yabancı olduğum(Japon’um) okula almadılar ve ben de geç başlamak zorunda kaldım.Türkiye’de yaşıyorum,Ege bölgesinin serin sularına yakın bir yerde..
Ailemin hikayesi biraz karmaşıktır:babam ben 2 yaşındayken trafik kazası geçirip öldü:annem de gençti ve Türkiye’ye gelip ruh sağlığını korumak için burada yaşamaya başladı.Bir ay sonra Türkiye’den dönüp Japonya’dan beni aldı:işte bu şekilde Türkiye maceram başlamış oldu.İstanbul’da okul açısından problem yaşayınca şu an yaşadığım yere taşındık:annemin yeni patronu tanınmış olduğu için okul işini halletti:buraya geldiğinde 7 yaşımı bitiyordum..
Okula başladım seneler geçti ve yakında 4. Sınıf olacağım her gün çalışıyorum..Annem turizmci..
İstanbul’dan tanıdıklarımız sitemizin koca havuzunda , çarşıda cirit atıyor ancak ben eve oturup inekler gibi ders çalışıyorum…Haksızlık diye düşünürken odamın minik kapısı çalınıveriyor:
-Gir.. diyorum bozuk bir sesle..Önümdeki Sosyal Bilgiler Ege’nin tarihi kitabını bırakıyorum,yavaşça sandalyemin üstünü tutarak kapıya dönüyorum.Annem mahcup bir sesle:
-Saat dört buçuk olmuş,yarım saat fazla çalışmışsın,yarın daha az çalışırsın olur mu?Hadi hazırlan da havuza gel.. deyip kapımı açık bırakıyor.
Adı Alice olan bir arkadaşım var,sabahın dokuzundan beri havuzda..Onunla arkadaş mı düşman mı olduğumuz belli değildi:şimdiye nazaran o bana güvenmez ben ona güvenirdim:beni yöneten oydu:dokuz sene içerisinde bu fazlasıyla değişti..
Küçüklüğümden beri pembe ve siyaha bayılıyorum:pembeli,siyahlı mayomu giyip evden anahtarı kapıp çıkıyorum,havuzun olduğu bölüme yaklaştıkça bir grup erkeğin sesi daha da artıyor kulaklarımda:umursamaz biri değildim..
Boyumdan büyük olan deniz yatağımı havuzun içine bırakıp bana ayrılmış şezlonga renkli havlumu sererken benden izinsiz olarak o çocukların deniz yatağımı kullandıklarını,üstünden atlamaya çalıştıklarını görüyorum,benden büyük oldukları belli,anneme dönüp:
-Anne o ağabeyler benim deniz yatağımı aldılar;bir şey demeyecek misin? Diyorum,annem arkadaşıyla olan konuşmasını bırakıp bana dönüyor:
-Kullansın bir şey olmaz diyor,tam bu sırada gruptan yakışıklı olanı bana yaklaşıp:
-Alabilir miyim?? Diyor..Şaşkınlıktan kırmızıya boyanıyorum,her zaman olan en nefret ettiğim huyum: heyecanlandığımda veya sinirlendiğimde kendimi tutmak için ellerimi yumruk yapmamdır:nereden bulaştı bu alışkanlık diye düşünürüm hala..
Önümdeki ellerimi görmesin diye arkama saklayıp gülümsüyorum:
-Tabi..Patlatmadığınız sürece:.. havuzun kapısından adımın yankısını duyuyorum:
-Misa!.. başımı şaşkınlıkla çevirip:
-Geldin mi sonunda Helene??
Helene benden bir yaş büyük,dokuz sene önce; yani o gün iki senelik iyi bir dostum değil kendimden çok önemsediğim kardeşimdi..Onun sayesinde rock müzikle tanıştım:ilk rock müziğim Linkin park’ın in the end parçasıydı

Havuzun kurallarını çiğneyip duş almadan havuza atlıyorum,ne şanstır ki müdür beni görüp anında anneme ispiyonluyor,tabii tüm havuzun dikkati üstümde toplanıyor..Hiçbir şey olmamış gibi havuza dalıp dibe varıyorum,ölecek gibi olana kadar dipte yüzüyor sonra da çıkıp derin bir nefes alıp bunu tekrarlıyorum.
Gözlerim bozuk olduğundan havuzun içinde açmıyorum:bir arda kendimi Helene’nin bacağında buldum..Şaşkınlıkla başımı çıkarıp ona bakınca ikimizde kahkahalarla gülmeye başlıyoruz:Alice ise sevgili Maria’sının yanında..Arkadaşlığımızı bozan o kız şimdi bana gelip selam veriyor:yüzsüz..
Umursamayıp selam veriyorum ve başımı o ağabeylerin olduğu tarafa çeviriyorum:aralarında argo sözcükler dolanıyor:bu şiddetli kavganın nedeni ise yan şekilde dik duran deniz yatağının üstünden atlayamamaları..
Sabahtan beri sinirlerim bozuk,havuzun bana en yakın olan kenarına yüzüp çıkıyorum,Helene bana şaşkınlıkla bakıyor:benden beklenecek bir hareket yapmayacağımı anlamış durumda o da..
Ağabeylerin arasına karışıp dertlerini iyice anlıyorum:deniz yatağının üstünden atlamalı ve 15 m dipten yüzmeliyim:benim için basit..İyi gerilip atlıyorum,ilk denemem başarısız,ikincisinde başardığımda hepsi ağzı açık bana bakarken yakalıyorum onları..
Onlarla eğlenceli bir gün geçiriyorum:adlarını hatta e-mail lerini alıyorum..Birini gözüme kestirdim ancak çok havalı,benden deniz yatağı için izin isteyen kişiden hoşlanmaya başladım o gün..
Bir süre sonra okullar başladı,onları her okuldan gelişimde havuzun başında görüyordum ; geldiğim üstümü değişip mayo mu normal mi giyineceğime karar verip yanlarına damlardım, kimi zaman yalnız kimi zaman da Helene’yle..Alice onlarla çoktan kaynaşmıştı..Aynı evde olan iki yabancının tek ortak noktası hoşlandığım kişinin ağabeyine tutulmuş olması..
O zamanlar bir kedim vardı:adı Drina’ydı..Adı saçma gelebilir ancak Drina benim hayalimdeki büyüleyici bir kadının ismiydi ve benim kedimi ben evcilleştirmiştim:bu siteye ilk taşındığımızda vahşi yaratığın tekiydi:artık yanıma geliyor hatta yatıyordu her gece..En yaşlı kediydi benim kedim..Sitedeki tüm kediler onun çocukları ve torunlarıydı..
DÜZENLENMİŞTİR


Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): OleSea

Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): OleSea

Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): OleSea

Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): OleSea


BÖLÜM 3: HAYAT NEDİR?
O kadar şey yaşamışlığıma rağmen o zamanki aklımın işleyiş tarzına bakınca insanlara gereğinden fazla değer verdiğimi görüyorum:siz sorun haydi:’’Pişman mısın? ‘’sorusunu… Cevabım pişmanım olur:pişmanım çünkü her plan tam anlamıyla işlemiyor;pişmanım çünkü kırdığım çok insan oldu ancak gururluyum: onlarda zamanında kırmışlardı beni…
Karşımda duran bu iki insanın gözlerindeki acıyı hissedebiliyorum:ikisi de acı çekiyor benim yüzümden:biri hak ediyor;diğeri hayır..Biri gururlu diğeri değil:gururluyu gururlu yapan neydi;yanında ‘’kızım’’ diyebileceği bir parçası bulunması mı??Eğer yapabilseydim acıyı mezara taşırdım.Elimde tuttuğum kendi günlüğümün o zamanki sayfalarındaki ince pilotla yazdığım minik mutluluk ve umut yığınlarımın yıkılışını seyrediyordum:zamanın akışı çok farklı hem de gereğinden fazla..
Planlarımı yapmasaydım acaba o saf kız kalır mıydı?Hayır o saf kızın sonu aynıydı her halükarda çünkü..Saf kız pişman olmamıştı ancak kirli kız pişmandı..İçimde açılan bu boşluk da ne??
DÜZENLENMİŞTİR
O kadar şey yaşamışlığıma rağmen o zamanki aklımın işleyiş tarzına bakınca insanlara gereğinden fazla değer verdiğimi görüyorum:siz sorun haydi:’’Pişman mısın? ‘’sorusunu… Cevabım pişmanım olur:pişmanım çünkü her plan tam anlamıyla işlemiyor;pişmanım çünkü kırdığım çok insan oldu ancak gururluyum: onlarda zamanında kırmışlardı beni…
Karşımda duran bu iki insanın gözlerindeki acıyı hissedebiliyorum:ikisi de acı çekiyor benim yüzümden:biri hak ediyor;diğeri hayır..Biri gururlu diğeri değil:gururluyu gururlu yapan neydi;yanında ‘’kızım’’ diyebileceği bir parçası bulunması mı??Eğer yapabilseydim acıyı mezara taşırdım.Elimde tuttuğum kendi günlüğümün o zamanki sayfalarındaki ince pilotla yazdığım minik mutluluk ve umut yığınlarımın yıkılışını seyrediyordum:zamanın akışı çok farklı hem de gereğinden fazla..
Planlarımı yapmasaydım acaba o saf kız kalır mıydı?Hayır o saf kızın sonu aynıydı her halükarda çünkü..Saf kız pişman olmamıştı ancak kirli kız pişmandı..İçimde açılan bu boşluk da ne??
DÜZENLENMİŞTİR


Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): OleSea
1. sayfa (Toplam 29 sayfa) [ 428 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |