Black Butterfly--FİNALE KADAR YAYINLANDI!! Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 9, 10, 11 ... 27, 28, 29, Sonraki |
|
Yazar
Mesaj
Evet arkadaşşşlarrrrrrrrrr:D Yeni bölümlerle geldim..
Öncelikle Olesea benim yerime bölümü yayınlaıdğın için çok teşekkür ederim okul falan biliyorsun..Benim yerime yazdığın bölüm için de bir fazladan bölüm yazdım..Uzunca oldu..İyi okular:D
öncelikle Suijitsuna:D
19.BÖLÜM
İyi okumalar
Öncelikle Olesea benim yerime bölümü yayınlaıdğın için çok teşekkür ederim okul falan biliyorsun..Benim yerime yazdığın bölüm için de bir fazladan bölüm yazdım..Uzunca oldu..İyi okular:D
öncelikle Suijitsuna:D
Spoiler:
19.BÖLÜM
Spoiler:
İyi okumalar
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): OleSea

Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): OleSea

Te kelimeyle muhteşem... 

Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): OleSea

Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): OleSea

Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): OleSea

YAYINLAMIYCAKTIM AMA OLSUN U.U
20.BÖLÜM:SIR
Bazen bazı kelimeler yeterlidir karşındakini anlayabilmen için:kimi zaman da asıl seni kilitleyen o kelimelerdir ya..
Ole Ağabey buraya gelecekti demek..O benim her şeyimi biliyorken ben onun asıl adını bile bilmiyordum.Şaşkınlıkla baktığım ekranda defalarca aynı kelimeleri tekrar ederken annem suratını buruşturup:
-Bugünlerde hava azıcık sıcakladı diye hemen üstüne geçirmişsin şu yazlık şeyleri!!Hasta olacaksın..Hem yarın yılbaşı:hasta olursan hiçbir yere götürmeyeceğim seni:hatta o çok istediğin eğlenceye bile..! kamaşmış gözlerimi ekrandan ayırmadan:
-(düşünceli ve kırık bir sesle..) ah..t..tabi..peki..doğru ya yarın yılbaşıydı..duraksayıp devam ettim..Ayşe!Kahveler hazır mı canım?Benim birazcık işim var da.. titreyen elimi fareye götürüp yeni konuya tıklayıp:’’Tabii..buyur..buyur da:nerede kalacaksın?Ben seni tanımıyorum:sen bana o kadar güveniyor musun;gelecek kadar..?’’ deyip gönderdim..
Alice’in msn si açıktı:bir anlığına merak edip tıkladım:zaten birinden bir sürü mesaj gelmişti;karşımdaki görüntü karşısında sinsice gülümseyip hiçbir şey yokmuş gibi aşağıya aldım konuşmalarını..
Sevgili Alice’in getirdiği sıcak kahveden bir yudum alıp gelen kutusuna tıkladım:sersemlemiştim ancak bunu da biliyordum:bunu yapacağını biliyordum..Her neyse…Ole ağabeyimden gelen mesaj şöyleydi:’’Güveniyorum tabii..Şehrin ortasında bir otel mi ne varmış:orada bir oda rezerve ettirdim..Gece 12 arabasıyla geliyorum..Şimdi çıkmam lazım..Yarın saat 12:00’da görüşmek üzere Misa..’’ diyordu..Derin bir nefes alıp yazdım:’’İyi..Resim göndermiştim sana bir ara,gördün mü tanırsın,görüşmek üzere..Haa bu arada:o otelin adı İlyada olması lazım..Neyse..:0546*******(telefon numarasının yazdığını düşünün:kafandan telefon numarası atma gereğini bir problem çıkma durumu söz konusu olabileceği için duymadım..) bu benim telefon numaram..12^de orda olacağım..’’ deyip göndere bastım..Forumu kapatıp kahveyi elime aldım,kapıda bana tedirgince bakar Alice’e gülümseyip:
-Teşekkürler..Benim odamda çalışmam gerekiyor..Lütfen sen devam et:dostun yazmakta ısrar edince gözümü almasın diye sayfayı kaldırıp indirdim..Kusura bakmazsın umarım..dedim..Yüzündeki renk attı:pembeden beyaza bürünen suratına bakarken onun omzuna dokunup odama geçtim..
Kahveyi solumdaki ahşap çalışma masasına koyarken etrafa bakındım:günlüğü çıkartıp bugünün tarihine baktım ve kocaman bir tik attım,yanına da :’’NOT:Ole Ağabey tahmin edilemeyecek biri,olacakların onu etkilemesini önle:yarın burada olacak..’’ diyip imzaladım.
Günlüğüme dalmışken;içeriden bir kırılma sesi gelince hemen odadan salona fırladım:anladığım kadarıyla annem öksürükleri yüzünden elindeki kahveyi yere düşürmüştü..Anneme bir koşuda su getirip öksürük krizinden kurtulmasını sağlamak istedim..Annemin krizi geçtiğinde titriyordum,çok kötü öksürüyordu..
Yere çöküp bardağın dağılmış parçalarını toplarken bir an başımı kaldırıp:
-Sen grip olduğuna emin misin?Hem sen bu durumdayken nasıl olur da eğlenceye gideceğine söz verirsin dostlarına?Hani beni gitmek istediğim yere götürmeyeceksin diye değil:ama çok kötü durumdasın.. deyince gergin suratı sıkıntıyla parladı:elimi havaya kaldırıp:’’ nasıl istersen öyle yap..’’ şeklinde sallayıp kırık parçaları mutfağa götürdüm,çöpe attıktan sonra da halıyı elimden geldiğince temizlemeye çalıştım..
Alice çoktan odama gitmişti,msn sinden ses gelince hemen koşturup gelen mesaja baktı;benim bakmamdan korktuğu o kadar belli oluyordu ki:her mesaj geldiğinde eli ayağı kesiliyordu..Bana kuşkuyla bakınca suratına gülümsedim, o da oturup düşündükten sonra bir şeyler yazdı:kahve fincanını alırken ne yazdığını gördüm..
Sesimi çıkarmadan tekrar gülümseyip odama doğru yol aldım,kapımı kapadıktan sonra soğuk kahvemden bir yudum alıp dolabımın karşısına geçmeden önce kalın perdemi çekip ışıkları yaktım.
Dolabımın kapaklarına ellerimi sürttüm,ardından da kulplarını tutup yavaşça açarken kapakların çıkardığı o gıcırtıyla sarsıldım..Çok düşünmeden diz üstü bir etek aldım:bu eteği giymemin bir sebebi vardı,altına giyeceğim kilotlu çorabı ardından tişört ile kazağı da seçtikten sonra iki sene önce (2006 senesinde) aldığım deri kemeri çıkardım,onların üstüne de gizli bölmeden aldığım Suijitsuna’dan hediye olan hançeri koydum..
Saat akşamın sekizi olmasına rağmen üstümü değiştirip yatağıma uzandım,yastığımın altına titreşime aldığım telefonu koyup:kucağımda Suijitsuna’nın bana verdiği,yaklaşık 5 senelik hırkaya sarılıp yattım.
………..
Kafamın altında titreyen telefona zorlukla uzanırken masanın üstündeki saate kısık gözlerle baktım :12:45,içeriden hala bilgisayarın motor sesi geldiğine göre Alice hala ‘’önemli’’ kişiyle konuşuyordu..
Sessizce telefonu elime alıp baktım:kayıtlı olmayan bir numaraydı:ve büyük ihtimalle Ole ağabeyim arıyordu..Heyecan yapıp açık sandığım pencereye dönünce başımı çarptım..Sessizce küfrederken dışarıdaki dondurucu esintiyi umursamadan,şifayı kapacağımı bile bile pencereyi açıp başımı demirlere doğru uzatıp cevapladım fısıltıyla:
-Efendim?.. telefondakinin konuşmasını beklerken arkama dönüp yorganı üstüme aldım,yorgana sıkıca sarılırken Chiris’in bana baktığını gördüm;daha dikkatli hareket etmeye çabalayarak:
-Ole ağabey?? Sensen cevap ver.. bir öksürük sesinin ardından:
-Misa?Sensin değil mi,yani senin numaran..? gelen soğuğa karşı koyamadan hapşurup telefona fısıldadım:
-aha..! evet..şey..böyle..sanki garip oldu.. dedim yavaşça..Gözlerimden yaşlar süzülüyordu,kasılmış bedenimi yorganım bile ısıtamazken sessizce bana onu hatırlatan sesi dinliyordum..
Ole ağabey derin bir nefes alıp:
-Bir kuralı çiğnemeyeli uzun zaman olmuştu:otobüste herkesten gizli seni aramak,sesini duymak istedim..
-…
-Biliyorum..bu saatte rahatsız ediyorum..sen uyumaya devam et P..Misa yani.. gözlerimi kocaman açıp
-P..Misa mı? Deyince Chiris bana iyice kışkırtan gözlerle baktı,sesimi çıkarmadan sakin olmaya çabalarken :
-İyi geceler.. deyip suratına kapadım..’’p’’ harfi de neyin nesiydi şimdi??Uzun zamandır konuşmadığım Chiris elini kaldırıp bana selam verince görmezden gelip pencereyi ve perdeleri kapatıp yatağa uzandım..İçimden bir şeyler alınıyor hatta sökülüyordu..Kolayı varken zoru seçmiştim..
31 ARALIK 2007
Çoktan uyanmıştım:kahvaltımı etmiş şuan ise elimde gazete ile soğuk balkonda oturuyordum:boş boş baktığım satırları incelerken bile heyecanımı üstümden atamıyordum..Sonunda gazeteyi bırakıp anneme baktım,bacaklarına serdiği battaniye üşüdüğünü gösteriyordu,elince minik laptobu ile inceden inceden bir şeylere bakıyordu,sahte bir öksürme ile dikkati üstüme çekip:
-Anne ben bugün biraz dolaşmak istiyorum..Ancak yalnız..Alice olmadan.. dedim kısık bir sesle..Annem başını kaldırıp şaşkınlıkla baktı:
-Bugün mü?! İyi .. En geç 4’te evde ol.. kendine de dikkat et.. deyince yerimden mutlulukla kalkıp yanağını öptüm.
Ardından hızla saate baktım:11:17..Geç kalmamak için hemen beyaz çorabımı,siyah kadife eteğimi geçirdim üstüme..Ardından da altıma tişört değil de beyaz gömleğimi giyip v yaka kazağımı da alınca tamamlanmış oldum..Dizime kadar gelen siyah botlarımı giymeden önce akşamdan hazırladığım kemeri bacağıma göre ayarlayıp hançeri sokuşturdum:eteği bu açıdan seviyordum:bacağımda bir hançer olduğunu kimse görmeyecekti..
Üstüme eteğimden azıcık uzun olan montumu giydikten sonra masamın çekmecesinden 50 tl alıp evden çıktım:çok esmese de dondurucu bir soğuk söz konusuydu..
Dolmuşu beklerken Chiris ile dostları yanımdan geçerlerken sesimi çıkarmadım:Chiris’i başımla selamlayıp tam zamanında gelen dolmuşa bindim..İlçenin nüfusu yılbaşını düşünürken ben acilen otogarda olmam gerektiğini düşünüyordum:her şey olup bitmeden önce..
Şu iki dolmuş değiştirme işinden nefret ettiğim için dolmuşları tercih etmezdim:ancak bugün yetişmem gereken önemli bir görüşme vardı..Durakta inip hızlıca karşıya geçtim ardından beni otogara yetiştirecek olan 5 numarayı şehir içi dolmuşunu bekledim..Normalde her 8 dakikada bir gelen dolmuş bugün benim şansıma geç gelince iyice telaş yapmaya başladım..
Dolmuş geldiğinde hızla koşup bir koltuğa yerleştim ve paramı ödeyip saate baktım:11:47..Kalbim hızla çarparken ağzıma her gelen küfrü ortalık yerde söylememek için kendimi zorluyordum..tıklım tıklım olan dolmuş geç kalmış olduğunun farkındalığı ile hızlıca beni getirdi otogara:zamana göre çalışan dolmuşçuların geç kalması iyi değildi bildiğim kadar..Dolmuştan hızlıca inerken kadının teki de tam aşağı inerken açılan eteğimin altından hançeri görünce bakışları iyice değişti,bense onu ve bana korna çalan arabaları umursamadan otogara girdim..Koşturup gelenler bölümüne gittiğimde otobüsün henüz gelmediğini gördüm:ama geç kalacağım şey bu değildi..
Otobüslerin tarafına baktıktan sonra arkamı dönüp bacağıma uzandım ve hançeri çıkartıp bana bakarken içeceklerini yudumlayan iki erkeğin olduğu yere yürüdüm yavaşça:olay şuydu:
Dün sabah ve gece Alice’in konuştuğu kişi Hanry’ydi..Hanry’ye odama benim ardımdan girip bugüne yazdıklarımı yazmıştı:Ole ağabeyin geleceğini biliyordu ve en önemlisi planımın bir kısmını..
Onlara yaklaşıp masalarına oturdum:garsondan bir kahve isteyip:
-Ne tesadüf beyler.. dedim Brandon ile Hanry ‘nin gözlerinin içine bakarak hançeri masaya koyarken:onu 5 sene sonra ilk kez kullanmak zorunda kalmanın acısını hissediyordum içimde..
Birden sinirlenip ikisi de ayağa fırlayınca ben de usulca ayağa kalktım:hançeri elime alıp masayı terk ettim..Onların ayak sesleri arkamdan geliyordu,200 metre kadar ilerimde polisler vardı
sırada otogar girişinden içeri İstanbul-… seferli (ilçenin adı gizlenmiştir.) otobüs girdi..Bir anda olduğun yerde durup hançerin kabından çıkardığım gibi onlara döndüm:Hanry ani bir hareketle elimdekini kaparken Brandon’da kolumu tutmaya çalışıyordu..Polisin olduğu tarafa bakıp onları şaşırttıktan sonra Brandon’a bakıp :
-Senin gitmen en doğrusu..Karışma..Bu benimle onun arasında.. dedim nefes nefese..Hanry ise bunu fırsat bilip hançeri bana doğrulttu,ameliyat yerime bastırıp suratıma gülümsedi:
-Sana intikam alacağımı söylemiştim Misa Yamashi.. Ellerimi iki yana açıp:
-Ahh!Demek ki onu bile söylemiş ..Deyip korkusuzca ucu:montumu, kazağımı ve gömleğimi delen hançerin keskin tarafını elime bastırıp suratına baktım:
-Korkuyor musun?Bak senin şu an bile yapamayacağın şeyi ben yapıyorum..Senin doktordan ne sızdırdığın veya Alice’in ne söylediği umurumda değil..Madem biliyorsun ağzını sıkı tut..Şimdi izninizle.. dedim ve hançeri iyice sıkıp elinden aldım:bana şaşkınlıkla bakarlarken ben çoktan hançeri kabına koyup , 5 sene önce ile aynı kesilen yere dokundum:aynı yerin kesilmesi canımı yakıyordu,yere akan kana bakarken başımı kaldırıp Hanry ‘ye baktım:Hanry şaşkınlıkla bakarken ben de otobüsü hatırlayıp başımı çevirince Hanry’den de şaşkın bir ifade takındım..Polisler Hanry ile bana yaklaşırken sadece baktım:sanki olduğum yere çivi ile çakılmıştım:hareket dahi edemiyordum..
Karşımda bana bakan kişi Suijitsuna’ydı..
DÜZENLENMİŞTİR..
20.BÖLÜM:SIR
Bazen bazı kelimeler yeterlidir karşındakini anlayabilmen için:kimi zaman da asıl seni kilitleyen o kelimelerdir ya..
Ole Ağabey buraya gelecekti demek..O benim her şeyimi biliyorken ben onun asıl adını bile bilmiyordum.Şaşkınlıkla baktığım ekranda defalarca aynı kelimeleri tekrar ederken annem suratını buruşturup:
-Bugünlerde hava azıcık sıcakladı diye hemen üstüne geçirmişsin şu yazlık şeyleri!!Hasta olacaksın..Hem yarın yılbaşı:hasta olursan hiçbir yere götürmeyeceğim seni:hatta o çok istediğin eğlenceye bile..! kamaşmış gözlerimi ekrandan ayırmadan:
-(düşünceli ve kırık bir sesle..) ah..t..tabi..peki..doğru ya yarın yılbaşıydı..duraksayıp devam ettim..Ayşe!Kahveler hazır mı canım?Benim birazcık işim var da.. titreyen elimi fareye götürüp yeni konuya tıklayıp:’’Tabii..buyur..buyur da:nerede kalacaksın?Ben seni tanımıyorum:sen bana o kadar güveniyor musun;gelecek kadar..?’’ deyip gönderdim..
Alice’in msn si açıktı:bir anlığına merak edip tıkladım:zaten birinden bir sürü mesaj gelmişti;karşımdaki görüntü karşısında sinsice gülümseyip hiçbir şey yokmuş gibi aşağıya aldım konuşmalarını..
Sevgili Alice’in getirdiği sıcak kahveden bir yudum alıp gelen kutusuna tıkladım:sersemlemiştim ancak bunu da biliyordum:bunu yapacağını biliyordum..Her neyse…Ole ağabeyimden gelen mesaj şöyleydi:’’Güveniyorum tabii..Şehrin ortasında bir otel mi ne varmış:orada bir oda rezerve ettirdim..Gece 12 arabasıyla geliyorum..Şimdi çıkmam lazım..Yarın saat 12:00’da görüşmek üzere Misa..’’ diyordu..Derin bir nefes alıp yazdım:’’İyi..Resim göndermiştim sana bir ara,gördün mü tanırsın,görüşmek üzere..Haa bu arada:o otelin adı İlyada olması lazım..Neyse..:0546*******(telefon numarasının yazdığını düşünün:kafandan telefon numarası atma gereğini bir problem çıkma durumu söz konusu olabileceği için duymadım..) bu benim telefon numaram..12^de orda olacağım..’’ deyip göndere bastım..Forumu kapatıp kahveyi elime aldım,kapıda bana tedirgince bakar Alice’e gülümseyip:
-Teşekkürler..Benim odamda çalışmam gerekiyor..Lütfen sen devam et:dostun yazmakta ısrar edince gözümü almasın diye sayfayı kaldırıp indirdim..Kusura bakmazsın umarım..dedim..Yüzündeki renk attı:pembeden beyaza bürünen suratına bakarken onun omzuna dokunup odama geçtim..
Kahveyi solumdaki ahşap çalışma masasına koyarken etrafa bakındım:günlüğü çıkartıp bugünün tarihine baktım ve kocaman bir tik attım,yanına da :’’NOT:Ole Ağabey tahmin edilemeyecek biri,olacakların onu etkilemesini önle:yarın burada olacak..’’ diyip imzaladım.
Günlüğüme dalmışken;içeriden bir kırılma sesi gelince hemen odadan salona fırladım:anladığım kadarıyla annem öksürükleri yüzünden elindeki kahveyi yere düşürmüştü..Anneme bir koşuda su getirip öksürük krizinden kurtulmasını sağlamak istedim..Annemin krizi geçtiğinde titriyordum,çok kötü öksürüyordu..
Yere çöküp bardağın dağılmış parçalarını toplarken bir an başımı kaldırıp:
-Sen grip olduğuna emin misin?Hem sen bu durumdayken nasıl olur da eğlenceye gideceğine söz verirsin dostlarına?Hani beni gitmek istediğim yere götürmeyeceksin diye değil:ama çok kötü durumdasın.. deyince gergin suratı sıkıntıyla parladı:elimi havaya kaldırıp:’’ nasıl istersen öyle yap..’’ şeklinde sallayıp kırık parçaları mutfağa götürdüm,çöpe attıktan sonra da halıyı elimden geldiğince temizlemeye çalıştım..
Alice çoktan odama gitmişti,msn sinden ses gelince hemen koşturup gelen mesaja baktı;benim bakmamdan korktuğu o kadar belli oluyordu ki:her mesaj geldiğinde eli ayağı kesiliyordu..Bana kuşkuyla bakınca suratına gülümsedim, o da oturup düşündükten sonra bir şeyler yazdı:kahve fincanını alırken ne yazdığını gördüm..
Sesimi çıkarmadan tekrar gülümseyip odama doğru yol aldım,kapımı kapadıktan sonra soğuk kahvemden bir yudum alıp dolabımın karşısına geçmeden önce kalın perdemi çekip ışıkları yaktım.
Dolabımın kapaklarına ellerimi sürttüm,ardından da kulplarını tutup yavaşça açarken kapakların çıkardığı o gıcırtıyla sarsıldım..Çok düşünmeden diz üstü bir etek aldım:bu eteği giymemin bir sebebi vardı,altına giyeceğim kilotlu çorabı ardından tişört ile kazağı da seçtikten sonra iki sene önce (2006 senesinde) aldığım deri kemeri çıkardım,onların üstüne de gizli bölmeden aldığım Suijitsuna’dan hediye olan hançeri koydum..
Saat akşamın sekizi olmasına rağmen üstümü değiştirip yatağıma uzandım,yastığımın altına titreşime aldığım telefonu koyup:kucağımda Suijitsuna’nın bana verdiği,yaklaşık 5 senelik hırkaya sarılıp yattım.
………..
Kafamın altında titreyen telefona zorlukla uzanırken masanın üstündeki saate kısık gözlerle baktım :12:45,içeriden hala bilgisayarın motor sesi geldiğine göre Alice hala ‘’önemli’’ kişiyle konuşuyordu..
Sessizce telefonu elime alıp baktım:kayıtlı olmayan bir numaraydı:ve büyük ihtimalle Ole ağabeyim arıyordu..Heyecan yapıp açık sandığım pencereye dönünce başımı çarptım..Sessizce küfrederken dışarıdaki dondurucu esintiyi umursamadan,şifayı kapacağımı bile bile pencereyi açıp başımı demirlere doğru uzatıp cevapladım fısıltıyla:
-Efendim?.. telefondakinin konuşmasını beklerken arkama dönüp yorganı üstüme aldım,yorgana sıkıca sarılırken Chiris’in bana baktığını gördüm;daha dikkatli hareket etmeye çabalayarak:
-Ole ağabey?? Sensen cevap ver.. bir öksürük sesinin ardından:
-Misa?Sensin değil mi,yani senin numaran..? gelen soğuğa karşı koyamadan hapşurup telefona fısıldadım:
-aha..! evet..şey..böyle..sanki garip oldu.. dedim yavaşça..Gözlerimden yaşlar süzülüyordu,kasılmış bedenimi yorganım bile ısıtamazken sessizce bana onu hatırlatan sesi dinliyordum..
Ole ağabey derin bir nefes alıp:
-Bir kuralı çiğnemeyeli uzun zaman olmuştu:otobüste herkesten gizli seni aramak,sesini duymak istedim..
-…
-Biliyorum..bu saatte rahatsız ediyorum..sen uyumaya devam et P..Misa yani.. gözlerimi kocaman açıp
-P..Misa mı? Deyince Chiris bana iyice kışkırtan gözlerle baktı,sesimi çıkarmadan sakin olmaya çabalarken :
-İyi geceler.. deyip suratına kapadım..’’p’’ harfi de neyin nesiydi şimdi??Uzun zamandır konuşmadığım Chiris elini kaldırıp bana selam verince görmezden gelip pencereyi ve perdeleri kapatıp yatağa uzandım..İçimden bir şeyler alınıyor hatta sökülüyordu..Kolayı varken zoru seçmiştim..
31 ARALIK 2007
Çoktan uyanmıştım:kahvaltımı etmiş şuan ise elimde gazete ile soğuk balkonda oturuyordum:boş boş baktığım satırları incelerken bile heyecanımı üstümden atamıyordum..Sonunda gazeteyi bırakıp anneme baktım,bacaklarına serdiği battaniye üşüdüğünü gösteriyordu,elince minik laptobu ile inceden inceden bir şeylere bakıyordu,sahte bir öksürme ile dikkati üstüme çekip:
-Anne ben bugün biraz dolaşmak istiyorum..Ancak yalnız..Alice olmadan.. dedim kısık bir sesle..Annem başını kaldırıp şaşkınlıkla baktı:
-Bugün mü?! İyi .. En geç 4’te evde ol.. kendine de dikkat et.. deyince yerimden mutlulukla kalkıp yanağını öptüm.
Ardından hızla saate baktım:11:17..Geç kalmamak için hemen beyaz çorabımı,siyah kadife eteğimi geçirdim üstüme..Ardından da altıma tişört değil de beyaz gömleğimi giyip v yaka kazağımı da alınca tamamlanmış oldum..Dizime kadar gelen siyah botlarımı giymeden önce akşamdan hazırladığım kemeri bacağıma göre ayarlayıp hançeri sokuşturdum:eteği bu açıdan seviyordum:bacağımda bir hançer olduğunu kimse görmeyecekti..
Üstüme eteğimden azıcık uzun olan montumu giydikten sonra masamın çekmecesinden 50 tl alıp evden çıktım:çok esmese de dondurucu bir soğuk söz konusuydu..
Dolmuşu beklerken Chiris ile dostları yanımdan geçerlerken sesimi çıkarmadım:Chiris’i başımla selamlayıp tam zamanında gelen dolmuşa bindim..İlçenin nüfusu yılbaşını düşünürken ben acilen otogarda olmam gerektiğini düşünüyordum:her şey olup bitmeden önce..
Şu iki dolmuş değiştirme işinden nefret ettiğim için dolmuşları tercih etmezdim:ancak bugün yetişmem gereken önemli bir görüşme vardı..Durakta inip hızlıca karşıya geçtim ardından beni otogara yetiştirecek olan 5 numarayı şehir içi dolmuşunu bekledim..Normalde her 8 dakikada bir gelen dolmuş bugün benim şansıma geç gelince iyice telaş yapmaya başladım..
Dolmuş geldiğinde hızla koşup bir koltuğa yerleştim ve paramı ödeyip saate baktım:11:47..Kalbim hızla çarparken ağzıma her gelen küfrü ortalık yerde söylememek için kendimi zorluyordum..tıklım tıklım olan dolmuş geç kalmış olduğunun farkındalığı ile hızlıca beni getirdi otogara:zamana göre çalışan dolmuşçuların geç kalması iyi değildi bildiğim kadar..Dolmuştan hızlıca inerken kadının teki de tam aşağı inerken açılan eteğimin altından hançeri görünce bakışları iyice değişti,bense onu ve bana korna çalan arabaları umursamadan otogara girdim..Koşturup gelenler bölümüne gittiğimde otobüsün henüz gelmediğini gördüm:ama geç kalacağım şey bu değildi..
Otobüslerin tarafına baktıktan sonra arkamı dönüp bacağıma uzandım ve hançeri çıkartıp bana bakarken içeceklerini yudumlayan iki erkeğin olduğu yere yürüdüm yavaşça:olay şuydu:
Dün sabah ve gece Alice’in konuştuğu kişi Hanry’ydi..Hanry’ye odama benim ardımdan girip bugüne yazdıklarımı yazmıştı:Ole ağabeyin geleceğini biliyordu ve en önemlisi planımın bir kısmını..
Onlara yaklaşıp masalarına oturdum:garsondan bir kahve isteyip:
-Ne tesadüf beyler.. dedim Brandon ile Hanry ‘nin gözlerinin içine bakarak hançeri masaya koyarken:onu 5 sene sonra ilk kez kullanmak zorunda kalmanın acısını hissediyordum içimde..
Birden sinirlenip ikisi de ayağa fırlayınca ben de usulca ayağa kalktım:hançeri elime alıp masayı terk ettim..Onların ayak sesleri arkamdan geliyordu,200 metre kadar ilerimde polisler vardı

-Senin gitmen en doğrusu..Karışma..Bu benimle onun arasında.. dedim nefes nefese..Hanry ise bunu fırsat bilip hançeri bana doğrulttu,ameliyat yerime bastırıp suratıma gülümsedi:
-Sana intikam alacağımı söylemiştim Misa Yamashi.. Ellerimi iki yana açıp:
-Ahh!Demek ki onu bile söylemiş ..Deyip korkusuzca ucu:montumu, kazağımı ve gömleğimi delen hançerin keskin tarafını elime bastırıp suratına baktım:
-Korkuyor musun?Bak senin şu an bile yapamayacağın şeyi ben yapıyorum..Senin doktordan ne sızdırdığın veya Alice’in ne söylediği umurumda değil..Madem biliyorsun ağzını sıkı tut..Şimdi izninizle.. dedim ve hançeri iyice sıkıp elinden aldım:bana şaşkınlıkla bakarlarken ben çoktan hançeri kabına koyup , 5 sene önce ile aynı kesilen yere dokundum:aynı yerin kesilmesi canımı yakıyordu,yere akan kana bakarken başımı kaldırıp Hanry ‘ye baktım:Hanry şaşkınlıkla bakarken ben de otobüsü hatırlayıp başımı çevirince Hanry’den de şaşkın bir ifade takındım..Polisler Hanry ile bana yaklaşırken sadece baktım:sanki olduğum yere çivi ile çakılmıştım:hareket dahi edemiyordum..
Karşımda bana bakan kişi Suijitsuna’ydı..
DÜZENLENMİŞTİR..

Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Kohana Mai
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): OleSea

Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): OleSea
black rose yazmış:
Spoiler:
Okuyan ve görüşünü açıklayan herkese teşekkürler..Son 10 bölüm kala geriye saymaya başlayacağım şimdidn haberiniz olsun..Bir de:kötü veya beğenmediğiniz noktalara da dikkat ediyorum eğer öyle bir yer olursa belrtin lütfen..


10. sayfa (Toplam 29 sayfa) [ 428 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |