Bu bölümden sonra bir seçim yapımalı:fanfic fantastik mi yoksa nrmal hayattan mı olsun?
Fantastik
100%
[ 5 ]
Normal
0%
[ 0 ]
Bilmiyorum
0%
[ 0 ]
Toplam Oylar : 5
Yazar
Mesaj
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Yaş: 31 Kayıt: 24 May 2011 Mesajlar: 1,239 Cinsiyet: Erkek Nerden: ... Teşekkür: 550
Durumu: Çevrimdışı
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Konu: Yanıt: Black Butterfly--3.-4. Özel Bölümler :)
prensesbenim yazmış:
Sen orda hangi sayfadan bahsediyorsun?senin bahsettiğin sayfadan 2 tane var olabilecek neyse."Parlak ayın altında saçlarının ölümleri kulaklara fısıldayan rüzgarın eşliğinde savrulurken uzun ve sarı,uzun ve siyah olduğunu fark ettim.." bu cümleden bahsediyorum düzeltirsen sevinirim.Aslında ikiside aynı duygu bu yüzden eşit.Sende endişeleniyorsun bende bü yüzden son derece adil bir anlaşma diye düşünüyorum.
Facebookta ''Sky Blue'' adında,siyah kelebeğin son kapğu var hatta:kahve fincanının içinde kelbek şeklinde köpük oluşmuş..Resmi bilirsin zaten..
ayrıca o cümlede bozukluk yok:
Parlak ayın altında saçlarıNIN , ölümleri kulaklara fısıldayan rüzgarın eşliğinde savrulurken, uzun ve sarı,uzun ve siyah olduğunu fark ettim. saçlarının uzunluk ve renklerini fark ettiğini söylemek amacıyla öyle söylüyor..
Başka bozukluk var mı?
19 Şub 2012 20:54
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Yaş: 31 Kayıt: 24 May 2011 Mesajlar: 1,239 Cinsiyet: Erkek Nerden: ... Teşekkür: 550
Durumu: Çevrimdışı
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Konu: Yanıt: Black Butterfly--3.-4. Özel Bölümler :)
black rose yazmış:
annesine söz vermeseymiş eğer bu kadr plan yapmasına gerek kalmazdı..direk dalardı bir şey olduğunda..ren ve trick geldi ve gitti bu seferde esrarengiz iki kız ortaya çıktı..
Misa'daki güçlü duruşa hayranım..bölümler çok güzeldi ellerine sağlık..yani böllümleri istiyoruz kısa zamanda ama yazıcam diyede kahveye yüklenip uykusuz kalma lütfen..
tetikçininde ilk bölümünü beklemedeyiz..
Spoiler:
bu arada ö.m. yi bekliyorum..ben zamn bulur bulmaz yazıp göndercem..ah bir zamn bulsam
Evet ..
Bölümleri beğendiğine çok sevindim..Merak etme beni biliyorsun:aynıyımdır..
Onu da kısa zamanda yayınlarım:araya sıkıştırıp bir şekilde:D
Spoiler:
ö.m... yazarım...üzülme iyiyim..iyiyiz..
19 Şub 2012 20:56
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Yaş: 31 Kayıt: 24 May 2011 Mesajlar: 1,239 Cinsiyet: Erkek Nerden: ... Teşekkür: 550
Durumu: Çevrimdışı
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Konu: Yanıt: Black Butterfly--3.-4. Özel Bölümler :)
En yakın zamanda en uzun ve son özl bölümle karşınızda olacağım..
28 Şub 2012 13:35
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Yaş: 31 Kayıt: 24 May 2011 Mesajlar: 1,239 Cinsiyet: Erkek Nerden: ... Teşekkür: 550
Durumu: Çevrimdışı
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Konu: Yanıt: Black Butterfly--3.-4. Özel Bölümler :)
Konu: Yanıt: Black Butterfly--3.-4. Özel Bölümler :)
Vay bee!... İnanılmaz güzel yazmışsın. En çok hoşuma giden şeyler ise
1- Ren'in ölmeden önce söylediği iki kelime:"Seni seviyorum."
2-Trick'in ölümü.
3-Suijitsuna'yla Misa'nın kareteleri ve ikizlerle kavgaları.
4-Ailede katana (en sevdiğim dövüş aleti) kullanan birilerinin olması.
5-Islak çimler.
6-Elysi (o ben oluyorum) ve Marry'nin ortaya çıkışları.
Amma fantastik olmuş yaa!... Okurken ağzım açık kaldı. Senin yüzünden yüz felci geçirecektim az daha. Geç okuduğum için kusura bakma. Yeni bölümü sabırsızlıkla bekliyorum.
26 Mar 2012 16:17
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): OleSea
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Yaş: 31 Kayıt: 24 May 2011 Mesajlar: 1,239 Cinsiyet: Erkek Nerden: ... Teşekkür: 550
Durumu: Çevrimdışı
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Konu: Yanıt: Black Butterfly--3.-4. Özel Bölümler :)
Evet!..Sonunda yeni bölümle karşınızdayım..
Geç kaldığım için uzun uzun yazdım..Doya doya okuyun gari ..
5.ÖZEL BÖLÜM+5.ÖZEL BÖLÜM 3. ŞAHIZ KISMI
Spoiler:
5.ÖZEL BÖLÜM
Duyulur mu haykırış diğer ucundan dünyanın?
Duyabilir misin sesimi?...
Yok..cevaplama bu sorumu..
Kimi zaman duyamadığım sesin bana ibret olsun..
Acım bana yas tutsun..
Belki bir gün..
‘’Belki’’ diyorum..bilirsin..hep lanet okur düşlerim ve düşüncelerim..
Bir zaman rüzgara uzanan bir elde,
Bir zaman ağızda bir küfürde,
Bir zaman kulakta,sadece senin duyabileceğin bir çığlıkta..
Ne demiş Bedri Rahmi: ‘’Sen toprakta çürürsün canım kardeşim..Ben ayakta..’’
GEÇEN BÖLÜMÜN SONU:
‘’… Malikaneye doğru yürürken gökyüzüne baktım bu sefer:başımı etrafta gezdirirken dikkatimi bir şey çekti: malikanenin çatısında iki bayan vardı.
Parlak ayın altında saçlarının ölümleri kulaklara fısıldayan rüzgarın eşliğinde savrulurken uzun ve sarı,uzun ve siyah olduğunu fark ettim. Elleri bağlı,sırtlarını birbirilerine yaslamış bir şekilde bana bakıyorlardı,bacakları birbirinin üstüne atılmıştı..
Suijitsuna’da benim baktığım yöne bakınca onları gördüğümü anlayan bu iki bayan saniyeler içerisinde önümde belirip suratıma keskincene baktılar.Ne diyeceğimi bilemeden kolumu Suijitsuna’nın omzundan çekerken sarışın olanı:
-Lütfen dövüş pozisyonuna geçme..Seni sonunda bulabildiğimiz için memnunuz Yamashi Misa,16.soyun silah koruyucusu…Ben Elysi..Bu da kardeşim Mary.. ‘’
YENİ BÖLÜM:
Ben öylece olacakları sindirmeye,anlamaya çalışırken onların gözleri dalgınlığımı dağıttı:
-Bizler senin ve silahın koruyucularıyız.. ‘’Bunca şeyden sonra bir de iki tane gardiyan çıktı başıma.’’ Diye düşünürken Suijitsuna uzun bir suskunluktan sonra:
-Lütfen daha sonra konuşalım.. diyip beni kucakladığı gibi yavaş ve dikkatli adımlarla yürümeye başladı.Sol elim belini kavrarken gözlerimi gözlerinden ayırmıyordum.Bana garip garip bakan Suijitsuna bedenimi inceliyordu; kanlara,yaralara özellikle de yırttığım kırmızıya boyanmış geceliğime bakarken dişlerini sıktığını anlayabiliyordum.Merdivenlere geldiğimizde gözlerimi açacak gücümün kalmadığını hissederken Suijitsuna’dan kısık seste adımı duydum:’’Misa…’’..Yürüme hızı artarken :
-Odama doktor gönderin!HEMEN!!.. tüm benliğimi kaplayan bu bağırış , Suijitsuna’nın kucağında titrememi sağladı bir anda.Sürgülü tahta kapının önüne gelince Suijitsuna sinirle kapıyı açıp diğerine çarpmasını sağladı; çıkaramadığım sesimi zorlamadan sadece susmayı tercih ettim.Zifiri karanlık odanın ışığını açmadan yürüyen Suijitsuna beni yatağa koyup,holden gelen mum ışığıyla aydınlanan odada doktor gelene kadar yanıma uzandı. Her tarafıma bulaşmış olan kana , kire aldırmadan bedenime sarılıp susmayı tercih etti.
-1 Hafta Sonra-
-Trick ile Ren olaylarının nasıl geliştiğini anlatın lütfen.. dedim yatağımda belimi ve karnımı saran sargılarla doğrulmaya çalışırken.Mary kapının önünde nöbet tutarken Elysi bana son bir haftanın tüm verilerini kaydettiği dosyadan okuyordu.Uzun sarı saçlarını duvarı kaplayan penceren gelen yaz sıcağına karşılık arkasına atıp gömleğinin kollarını üste çekti ardından bacaklarına koyduğu büyük dosyayı tekrar ellerine alıp sabırla ‘’Trick,Ren Olayı’’ olarak bir başlığa toparlamış olduğu bölümü inceleyip:
-Olayın üstü kapatılmış efendim.. kaşlarımı çatıp sözlerini kestim:
-Bana bir daha ‘’Efendim’’ demeyeceksin..
-Peki ya ne diyeceğim?..Siz bizim ‘’Efendi’’mizsiniz..
-Yamashi diyebilirsin..Bana soy ismimle:’’Yamashi’’ olarak sesleneceksin..
-Siz nasıl isterseniz Bayan Yamashi.. koca bir off çekip:
-Sadece Yamashi.. suratı iyice asılan Elysi başını notlarına gömüp:
-Peki Yamashi..
-O halde devam edebilirsin.. dedim kapıdan Elysi’nin bozulduğunu anlayan Mary’ye bakarken.
-Dediğim gibi ef…yani Yamashi..Olayın geçtiği zaman kayıtta olan kameralardan o anlara dahil her saniye silindi;ancak bay Yagami sizin ve kendisinin dövüştüğü anların bir kopyasını istedi silinmeden önce.Onu her gördüğümüzde elinde içkisiyle koca televizyonda olayları kare kare izlediğini fark ettik.Herneyse naaşlara ne yapıldığına gelirsek Trik ve Ren olayı size doktor bakarken mutfakta tartışıldı ve arka taraftaki bahçeye gömüldüler.Olaya dair hiçbir iz bırakılmadı:mutfaktaki pencereler,kırılan mutfak araç gereçleri,mumlar hepsi yenilendi. Doktorun ağzı da kapatıldı.Zaten kendisi bu aileye sadıkmış: onca olay olmasına rağmen gece gündüz demeden gelir ailenin işlerini görür ve hiç olmamış gibi hayatına devam eden biriymiş.
-Anladım Elysi..Teşekkür ederim.Başka bir şey va..
-Artık silahı ortaya çıkarmalıyız Yagashi Misa..Odanın neresindeyse söyleyin..ben çıkarabilirim.. Elysi’ye dönüp:
-Ah Elysi..Ben yaşamım boyunca kendimi korudum:siz bana hep çok ani geldiniz,o silah,soyum ve bazı şeyler planlarımı bozuyor..Bu sinir bozucu.Her şeye rağmen sırlarımı bu güne kadar kendim sakladım bir kaza sonucu öğrenen biri haricinde kimse soyumdan haberdar olmadı; sana bunları söylüyorum çünkü benim gibi birinin silahı odasında saklamasını beklemen yanlış.Onu kendim alacağım..Doktorum yarın ayağa kalkabileceğimi söyledi: Suijitsuna’da izin verirse yarın sizinle gezintiye çıkacağız..
Günü birlik yapılan şeyler beni yoruyordu.Canım yanıyor,sıkılıyor hatta bazen ağlayasım geliyordu ancak sebepsizdi.gurur denen acımasız varlık her defasında daha fazla içime atıp ağlamaktan kurtulmamı sağlıyordu: ‘’Carpe Diem!’’ için..Anı yaşamak için..
Yaşamak bana bir çok şeyi ifade ediyordu: her an bitecek bir çikolata,kafeinsiz bir gün,soğuk ve rutubetli bir oda,kırık camlar..Çünkü yaşam her an bitebilirdi ve acı vericiydi çoğu zaman;ama ölüm farklıydı:kurtuluş,soğuk bir yatak,sonsuzluk,sağlam bir uyku..
Neden ölümün bunları bana anımsattığını bilmiyorum;nereden çağrıştırdığını da..Ama ölüm bana çok uzak durması gerekirken dibimde olan bir melekti.Kötü olan ise onunla yatıp kalkmaya herkesten çok alışmıştım..Seviyorum bile diyebilirdim bu duyguyu: bir şeyi yaparken,planlarken inanılmaz derecede yardımcım oluyordu..Bazen düşünüyorum da : belki yaşamım boyunca bunca şeyi yapmamı sağlayan en büyük sebeplerden biri de zor olanı başarıp yaşamı arzulamaktı.İnsan denen varlığın içindeki yaşama arzusu çok gariptir ki hem acınası biçimde her şeyi feda etmesini sağlayan ama en acıtan şeydir..
Belki de sahip olduklarını feda etmek yaşamaya değer biçiliyor..Ben biçemediğim için bunu tartışmayacağım..
Yoğun bir günün ardından Suijitsuna’nın odama elinde sıcak bir espresso ile girmesi gerginliğimi ve kırışıklarımı belli eden kızgınlığımı birden alıp götürüverdi.Sıcacık kahvenin kokusunu içime çekerken minik yudumlarla sert kahvemi içiyordum ,derken:
-Yavaş..yanacaksın..Benden bir şey isteyeceğini söylemiştin;kızlar odadan çıkınca uzun zamandır kahve içmediğini anımsayıp bir kahve alarak sana sürpriz yapmak istedim..Nasılsın? Düzeldi mi moralin?.. diyen Suijitsuna’ya odaklandım.Bakışları her ne kadar bana söylemese de iyileşmeye başladığımı söylüyordu parlarken,elimdeki kahveyi ahşap zemine koyup elimi yanağına dokundurup derin ve dolu gözlerine baktım.Baş parmağımın ucuyla gözlerini silip sarıldım ona,kalp atışlarını kafamın içinde duyarken düşüncelerimi sıcacık bir sevgi kaplıyordu.Yaşamak sevdiğine kaybedecekmiş gibi sarılmaktır belki de?..
Başımı dayadığım omzundan kaldırıp kollarımı başına doladım ve kendimi arkaya iterek yatağa boylu boyunca uzanmamızı sağladım; o belime bende başına sarılmış susarken dudaklarım aralandı sonunda:
-Yarın dışarı çıkmak istiyorum..Kendimi burada yıllardır kalıyormuş ama hiç dışarı çıkmıyormuş gibi hissediyorum. Dedim sessizce..Kalp atışlarımın karmaşık duygularımdan dolayı arttığını hisseden Suijitsuna başını koyduğu göğsümden kaldırmadan:
-Bende geleceğim..ancak o zaman olur.Kabul mu? Diyip daha sıkıca sarıldı,gözlerini kapadı ardından,ellerim başından sırtına kayarken :
-Ama..
-Aması yok Misa.. dedi biraz kızgın bir sesle..devam etti: bundan sonra sana gelebilecek her türlü zararı yok edeceğim: bunca şey yaşadık;yeterli değil mi sence?..Hem..bu hafta doğum günün var;seni aşağıya sargısız götürebilmeliyim ..
Sesimi çıkarmadan ona daha sıkıca sarılıp tavana baktım: onca sene..Neredeydi şimdi hepsi?..11 yaşımdayken bir anda 17 yaşımda buldum kendimi..Düşüncelere dalmışken Suijitsuna’nın derin solukları esas dünyaya geçmemi sağladı,uyumuştu kucağımda..Başımı yavaşça yerdeki espressoya çevirdim; ‘’Kesin buz gibi olmuştur..’’derken Suijitsuna başını kaldırıp bana baktı,ardından espressoya,esnedikten sonra elini başının arkasına götürüp :
-Afedersin..dedi mahcup bir ses tonuyla..Yenisini getireyim.. derken kolundan tuttum:
-Saatlerden beri ben tavana bakarken kucağımda uyumuşsun,hiç uykunu bozma..Boşver yarın iki tane birden ikram edersin ödeşiriz ,gel yat.. Yatağımın kenarına oturan Suijitsuna gözlerime baktı,uzun zamandır değil aynı yatakta aynı odada bile uyumuyorduk;hastalandığımdan beri odama girmiyordu..Bir süre sonra gözlerini gözlerimden ayırıp etraftaki mumlara baktı;’’söndüreyim mi?’’ sorusunu soran ifadesine karşılık: ‘’lütfen..’’cevabını verdim sessizce..
Dakikalar sonra Suijitsuna tüm mumları söndürmüş,koridordan gelen mum ışıklarını engellemek için kapıyı tam anlamıyla kapamış ve üstünü değiştirip yanıma yatmıştı.Kolları belimi sarıp kendine çekince başımı ona çevirip yanağı bir öpücük kondurdum,o ise saçımı kokluyordu.Bu benim manasız biçimde duygulanmama neden oldu; gözlerimden hafifçene akan yaşları silmeye bile gerek duymazken belimi saran kollardan biri ezbere biliyormuşçasına gözlerimi sildi:
-Ağlama.. sesi kulağımda yankılanırken gözlerimi uzun zamandır çekemediğim rahat bir uykuya kapadım.
Sabahleyin gözlerimi açtığımda Suijitsuna’nın yanımdaki sıcaklığının olmadığını hissedip oflayarak doğruldum,derken karşımdaki koltukta elinde kahvesiyle beni seyreden Suijitsuna’yla karşılaştı gözlerim.Memnuniyetimi gizleyemeden sessiz ve içten bir gülümsemeyle:
-Günaydın..dedim..Suijitsuna kokusunu yataktan alabildiğim kahvesini ahşap sehpaya koydu ,ayağa kalkıp bana yaklaştı ve yatakta oturan beni bir anda ayağa kaldırıp ayaklarım havadayken sarıldı,kulağıma hafifçe eğilip:
-Doktorunla konuştum:bugün benimsin,istediğin yere gidebiliriz..Seni hazırlayacağım..Aşağıda tüm aile seni merak ediyor.. derken devam eden konuşmasını:
-Beni havada tutmaktan yorulmadın mı?..dedim sessizce..Beni iyice kucaklayarak Suijitsuna:
-Eh..Biraz kilo almışsın sanki..ama böylede iyi gibi.. gülümseyerek :
-Yaaa..öyle mi beyefendi,sen şimdi görürsün! Diyip kucağından indim ve onu gıdıkladım ,gıdıklanmadığını görünce elimi başımın arkasına götürüp:
-Pess! Dedim..Gülmekten yıkılan Suijitsuna beni yakalamaya hazırlanırken hızla sendeleyerek koşup banyoya girdim ,kapıyı kapayacakken elini koyan Suijitsuna kapıyı kapamamı önledi:birden susup nefes nefes birbirimize baktık.Bir bana bir arkama bakan Suijitsuna’yı anlamak için arkama baktığımda renkli bir yazlık elbise ve takımını gördüm.Başımı Suijitsuna’ya çevirip derin bir iç çektim..Birden suratı değişen Suijitsuna :
-Ne oldu beğenmedin mi? Diyince iyice keyiflenip :kahkahayı patlattım:
-Aslında..nasıl giyeceğimi düşünüyorum..dedim..Bana içtenlikle bakan Suijitsuna beni omuzlarımdan itip geniş banyonun derinliklerine soktu ve kapıyı kapadı,gidip elbiseyi kılıfından çıkarırken ben hala şaşkınlıkla mermerin üstünde bir put gibi duruyordum.
Dakikalar sonra Suijitsuna’nın yardımıyla tüm sargılardan kurtulmuş temizlenmiş ve üstümü giymiş bir şekilde aşağıdaki kahvaltı sofrasına inmiştim onunla beraber tabii siyah bir bastonla bir de.(sendelemek bana göre değildi,bastonu tercih etmiştim)..Herkes beni bu kadar iyi görünce derin bir ohh çekip sevinçle iyileşmemi kutladılar.Üstümdeki elbiseyle takım olan topuklusunun bana çok yakıştığına hem fikir olan ev halkı patlayacak kadar olana kadar yemem için ısrar ettiler.
Yemek devam ederken Elysi ve Mary bana bakışlarını derinleştirdiler,bende bunu fırsat bilip Suijitsuna’nın kulağına:
-Artık gitsek mi?..diye fısıldadım.Üçüncü kahvesini bir yudumda bitiren Suijitsuna :
-Biz artık kalkalım..Şoförler bekliyorlar.. diyince Elysi ve Mary’de ayaklandı:onlarında benimle geleceğini anlayan ev halkı rahatsızlığını belli etmemeye çalışarak iyi eğlenceler diledi bizleri yolcu ederken.
İki araba şeklinde yolculuğa çıkarken Elysi ile Mary’nin bindiği arabadaki şoföre çoktan gideceğimiz yeri söylemiştim bile..Suijitsuna betonlaşmış suratıma bakıp:
-Nereye gidiyoruz? Dedi hafif bir sesle..Elimi tutan elini sıkıp:
-Bir emanet için annemin mezarlığına..Oradan sonra zaten Elysi ile Mary eve dönecekler..Biz de seninle vakit geçirebileceğiz..konuşurken çıkmayan sesimi zorluyordum:ağlamamaya söz vermiş biri olarak kendime ihanet edemezdim.
Mezarlığa gelince Suijitsuna’dan arabada kalmasını rica ettim ve arabadan bastonun yardımınla çıkıp Elysi ve Mary’yle beraber annemin mezarlığına doğru yürüdüm;başım dönüyor midem bulanıyordu,bazen sıkıca kavradığım bastonumun beni düşüreceği düşüncesi bile dolanıyordu kafamda.
Kafamı yine matkapla deliyorlardı sanki;ağrım artıyordu,bunca sızının üstüne ağlamamak için kendimi kasıyordum birde..Annemin mezarının önüne gelince bastonu mermere dayayıp oturdum,tek kelime dahi edemeden mezarın ayak bölümünü kazıp özenle yerleştirilmiş paketi çıkardım,kirlenmiş ellerimle annemin toprağını kapadıktan sonra da :
-Annemi gömdükleri gün,Andrew teyzemin ve Suijitsuna’nın görmediği bir zamanda çok zorda olsa buraya gömdüm silahı,Japonya gibi bir yerde silahın aranacağını tahmin etmek zor değildi:ancak Trick ve Ren gibi servet avcılarını beklemiyordum.Sanırım bundan sonra yanımdan hiç ayırmayacağım:her şey daha yeni başlıyor.. konuşurken zorladığım sesimle,titreyen ellerim bedenime eşlik ederek özenli paketi açtı.Ardından içindeki kadife kaplı kutuyu çıkarttım , açıp içindeki mezarlığa gömmeden önce parlattığım silah ile tek kurşununa baktım.
Tüm bunlara sebep olan silahın kabını kapatıp Elysi ile Mary’ye teslim ettim.Ederken de:
-Sakın bir delilik yapmayın,siz de eğer birer casussanız canınıza okurum.Silahın kabına dahi dokunamayacak kimse,beni duydunuz mu? Titreyen sesim ile bedenimi büyük bir acımasızlık ve sert bir ses tamamlıyordu şimdi.
Mermere dayadığım bastonu kavrayıp ayaklandım,bana bakakalan kardeşlerin önünden hızlıca yürüdüm,arabanın önüne geldiğimde sendeleyip elimdeki bastonu yere düşürdüm:’’Ah!düşüyorum..’’ derken Suijitsuna belimden tutup kucakladı beni,gülümseyerek:
-Zaten bir şey olmasa şaşarım..İyi ki arabadan çıkmışım..Yoksa araba seni kucaklayacaktı,acıtarak ..Madem işin bitti..yarın akşamki doğum günün için hazırlanmaya gidelim mi?..Hem boşluğumuzda bir Starbucks kafesinde oturup sana olan kahve borçlarımı da silerim,ne dersin?..
Az önceki ağlayacak gibi olan Misa, kendini acımasız bir kişiliğe teslim ederken şimdi buruk ama mutlu bir kişiliğe teslim ediliyordum yavaşça.Suijitsuna arabaya binmeme yardım ederken başımı arkadaki BMW ye çevirdim,Elysi ve Mary gayet keyifli bir şekilde eve doğru yol almışlardı bile..
Uzunca bir günün ardından elimizde poşetlerle , bulduğumuz ilk Starbucks kafesine hücum ettik;self servis olan kafede Suijitsuna’nın getireceği espressoları heyecanla beklerken kafedeki kavrulmuş kahve kokusunu çekiyordum burnuma,aklımda bir soruyla: bir ara beni bırakıp nereye gitmişti Suijitsuna?
Her ne kadar merak etsem de sesimi çıkarmadan Suijitsuna’nın ‘’sıcak!’’ diye diye getirdiği espressomu yudumlamaya başladım.Sohbetimiz ilerlerken kararan havaya karşılık poşetleri ve bastonu arabaya bırakıp yakınlardaki bir restoranda bu sefer elini benim sendelememi önlemek için belime dolamış ,sarmaş dolaş bir şekilde yürüyorduk Suijitsuna ile.
Keyifli bir akşam yemeğinden sonra eve döndüğümüzde gece 3’ü vuruyordu saatler,saatler önce kapaması gerekirken restorantın geç kapanması dikkatimi bir hayli çekmişti:
-Biraz bahşişle hallettim.. dedi üstünü değiştirmiş ve bana gecelik arayan Suijitsuna..Başımı kızgınlıkla yana çevirip:
-Kesin azdır!..dedim..Suijitsuna’da:
-Hah! Buldum! ..Mavili beyazlı geceliğin sana yakışıyor.. diyip bana baktı..suratımın asıldığını görünce de:
-Hadi ama Misa..yemekleri güzeldi,eğleniyorduk ve sen o kadar mutluydun ki…Seni Tokyo’da fazla dolaştıramadım,en azından gece hayatını görmeni istedim ve değdi…Şimdi üstünü değiştirelim mi? Diyince omuzlarımı düşürüp başımı öne eğdim,gözlerimi hafiften ona değdirip:
-Çok pahalıya mal oldum mu?.. dedim mahcup bir ifadeyle..Suratı asılan Suijitsuna dolabın gıcırdayan kapılarını kapayıp elinde buruşturduğu beyaz renkli,kollarında ve eteğinde mavi kurdele şeritli gecelikle bana yaklaşıp kızgınlığını belirten nefesini boşalttı ciğerlerinden:
-Bir daha bu soruyu soracak olursan…bu odada uyumayacağım..şimdi kollarını kaldır lütfen..beni anladığın ümit ediyorum .. dedi kollarımı kaldırmış benim üstümdeki elbiseyi çıkartırken.
Boğazımı temizleyip ona baktığımda elbise odanın diğer ucundaydı,kollarımı indirip:
-Evet..dedim sessizce..Bu sefer başıyla kollarımı tekrar kaldırmamı emir etti,üstümü değiştirince de mumları söndürüp yanıma uzandı.Başımı koluna yaslayıp belini sarmaladım;ikimiz de günün yorgunluğuyla hemencecik uykuya dalıverdik.
Başımda bir patlama duyunca hızla doğrulup korku dolu soluklarla yastığımın altındaki hançeri çıkarıp etrafa baktım: tüm Suijitsuna ailesi elinde çeşitli minik süslerle bana bakıyordu.Öğlen olduğunu tahmin ettiğim bu saatte derin bir oh çekip gülmeye başladım:benim güldüğümü gören aile bireyleri de eşlik etti, gülümserken beni bu halde görmelerinin utancını hissediyordum bir yandan.Evin yaramazı Mamoru gelip kucağıma sokulunca mor koltuğumda oturan Suijitsuna’nın gözleri yaşlandı: tüm aile bireyleriyle gülümserken gözlerimle ağlamamasını tembihledim Suijitsuna’ya..Kucağımdaki Mamoru’yu öptükten sonra beyazlar içerisindeki Kameko ve Gina teyze herkesi odadan kovup içeri yardımcılarla ,kahve ve tepside kahvaltı getirttiler,saate baktığımda 2’ye geldiğini gördüm.Gözlerim kocaman açılırken daha bu saatten baloya hazırlanmaya başlayan kendime ve bana hızlı yememi söyleyen Kameko ile Gina teyzeye hala inanamıyordum.
Dün aldığım uzun beyaz elbiseyi süsleyen mor renkteki fırfırlar , mor kapalı topuklular ve birkaç aksesuar için şimdiden hazırlanmaya başlamak bana ne kadar saçma gelse de onların çoktan hazırlanmış olması dikkatimi daha bir çekti.
Kolayca biter sandığım hazırlık yemekten sonra başlayıp uzun ve doktor eşliğinde yaptığım bir banyo ( baloda sendelememem ve ağrı çekmemem için çeşitli merhemler sürmüştü bacağıma) ,aynı zamanda odayı toplayan hizmetliler ile tartışan kuaför ve ikinci bir doktor işlerini hala bitirememişlerdi benimle: 5 saatte!!..
Saatler sonra merhemlerin ardından her ihtimale karşı bacağıma sarılan sıkı sargılar ,giydiğim elbise,fazlasıyla uğraşılan saçım ve makyajımla sonunda hazırdım.Aşağıdan gelen kimi klasik ,kimi jazz hatta rock parçaları dinlerken çoğunun eskilere ait olması ilgimi toplayıverdi biranda.
Herkes odayı boşaltıp son bakımlarını yapmaya gittiklerinde odaya hazır biçimde Suijitsuna girdi.Aynanın önünde otururken arkamdan sarılmış Suijitsuna’nın kollarının üstüne ellerimi koyup bu gece 17 yaşıma basacak olmama rağmen neler yaşadığımı düşünmeye başladım.Hiçbir zaman bazı şeylerin bu kadar kötü olmasını istemedim; bu istemediğim kötü koşulların yarattığı iyi ve güzel koşullar ise beni geçmişteki hatalarımla düştüğüm çelişkiden saniyeler içerisinde koparıyordu.
Dakikalar sonra odamızın kapısı Elysi ve Mary tarafından tıklanınca aşağıya inme vaktimizin geldiğini öğrendik.
Suijitsuna elimden tutup beni kaldırdıktan sonra siyahlı beyazlı takımını daha ayrıntılı inceleme fırsatı buldum: siyah gömlek,beyaz pantolon ve ceket ,siyah ayakkabılar..El ele yürürken gözüm bu sefer kardeşlere ilişti; ikisi de giydikleri beyazlı elbiseleriyle bana uyum sağlıyorlardı.
Aşağıya inerken Suijitsuna birden duraksayıp:
-Misa..Bu gece ailemizin içine bir bireyin daha gireceğini ve bu bireyin doğum günü olduğunu duyurmak aynı zamanda kutlamak amacıyla düzenlendi.Kalabaklıktan korkma.. diyip bir şey dememe veya karşı koymama izin vermeden merdivenlerden indirdi: beni Suijitsuna’nın yanında gören herkes alkışlarken ben olduğumca kasılıyordum.
Yürürken etrafıma bakınıyordum,bir sürü insan ; başımın içinden bir yankı duydum:’’Misa..’’..Acıyla söylenen ismimin geldiği yere baktığımda Trick’i gördüm.Olduğum yerde çakılı dururken Suijitsuna kolumu tutunca başımı dolu gözlerle çevirmek zorunda kaldım:sadece bir hayaldi.Trick ve Ren olabilecek an acı şekilde ölmüşlerdi.Titreyen ellerime bacaklarım da eşlik etmeye başlayınca Suijitsuna’ya yaslanma gereği duydum;kalabalığın beni gerdiğini biliyordu,sıkıcı belime doladığı kolundan güç alıp yürümeye devam ettim.
Suijitsuna ile beni selamlayan onca insanın arasında tanıdık bir sima vardı: Victoria Lovski..’’Bu defada mı hayal görüyorum,beynim bana oyun mu oynuyor?’’ derken beni selamlayan Victoria’yı Suijitsuna’da görüp başıyla selamladı.Başımı Suijitsuna’ya yaslayıp gözlerimi kapadım ve bu otuz saniye içerisinde derin nefesler alarak rahatlamaya çalıştım.Kendimi kötü hissettiğimi anlayan Suijitsuna alnımdan öpüp ‘’Her şey güzel olacak..’’ diye fısıldayınca kulağıma ,gülümsemeden alamadım kendimi..
Burada ne aradığını ,nasıl bulduğunu düşünecek kadar vaktimin olmadığı bu kalabalık ortam ve gecede eğlenmeme bakmaya başladım.Zaman ilerledikçe hediyeler artıyordu,çok güzel bir Yagami arması hediye eden Gina Teyze’den sonra Victoria yaklaşıp elindeki özenli paketi uzatırken kulağıma yaklaşıp kimsenin duymamasına özen göstererek:
-Babam yeni yaşını kutlarken fazla zamanımızın kalmadığını da söylememi rica etti.Bu pakette ne olduğunu ve onun kimin olduğunu biliyorsun..diyip sarıldı.Elimdeki pakete bakarken çok duygulandım:elbette bu pakettekinin ne olduğunu ve kime ait olup bana ne şartlarda getirildiğini biliyordum..En içten teşekkürlerimi belirterek dolanırken klasik bir müziğin namelerini işitmeye başladım.
Işıklar bir defa sönüp yandıktan sonra karşımda Suijitsuna’yı fark ettim:elinde bir kutu vardı.Mor kadife kutuyu görünce mana veremeden geriye bir adım attım,elimdeki paketi düşürmemek için sıkıca tutarken Suijitsuna herkesin ortasında önümde eğilip:
-Evlen benimle..Her zaman yanımda kal..Hatta nişanlan bu gece benimle..
Salonda Suijitsuna’nın dediklerini sonuna kadar onaylayan alkışlar koparken gazetecilerin flaşları patlıyordu etrafımızda,ben hiç kimseyi görmüyordum onun dışında..Onun ve bana teklif ettiği evlilik dışında..Suijitsuna’ya bakarken zaman duruyordu sanki..Elini yanağıma koyan sevdiğime bakıp acı dolu gözlerle durdum olduğum yerde.
Kimi zaman her şeyden vazgeçip kayıp bir adada ,tek başıma yaşamayı düşünürdüm.Ancak bu benim yorumumla ‘’kaçmak’’tan başka hiçbir şey değildi.Sıkılıyordum kimi zaman da..Her şey bir anda oluyor,başlıyor,gelişiyor ve ardından değişiyordu:mezarlıkta bayılmam,Suijitsuna,dostlarım..yaşadıklarım,intikam isteği,nefret ve kin,öğreniş,planlar..kayıplar,yalanlar,ortaya çıkan acılar: inanmak istemediğim bir yığın dolusu olay ve yıllar..
Oysa ki 6-7 sene önceki halimi ne denli özlüyordum şimdi..Sanırım hayat denen şey de buydu:yaşayarak öğrenmek..Yaşamak bir yerde en büyük akılcılıktı bana göre:anlayana..Ve benim seçeneklerim vardı;ben hayatın seçeneklerle doluluğuna da inanırdım.
Seçenekleri kendim yarattığım için mi , kadere karşı koyduğum için mi bilemiyorum:ancak çok fazla şeyin değiştiğinin farkına varmak ve bu değişimi durduramamak içime acı yağdırıyordu.Tabii mutlu olduğum şeyler de yok değildi:ama :’’Geçmişindeki ‘’Misa’’ kadar mutlu musun?’’ derseniz …bilemiyorum…Beni ben yapan tek şey;şuan savaşmamı sağlayan tek şey Suijitsuna’nın sevgisi..
Bana bunca şeyden sonra :’’Ne öğrendin?’’ diyecek olursanız:hayatım boyunca öğrendiğim en önemli şey hayatta seçeneklerimi yaratmamı sağlayan iki cevap olduğudur:’’evet’’ ve ‘’hayır’’.Hayatınıza derinlemesine baktığınızda seçeneklerinizin ve seçimlerinizin aslında sadece bir ‘’evet’’ veya ‘’hayır’’ cevabından oluştuğunu görürsünüz.
İşte…buradaki asıl mesele ise ;seçeceğiniz cevabın ‘’Evet’’ mi,’’Hayır’’ mı olduğudur.
Cevabımı bekleyen ,’’şiişşşt’’ seslerinin çıktığı salonda cevabımı Suijitsuna’ya sıkıca sarılarak verdim:
-Evet!!EVET!!
Salonda büyük bir alkış koparken Naru Teyze Suijitsuna’nın sağ yüzük parmağıma taktığı yüzük ile Suijitsuna’ya taktığım yüzüğün kırmızı kurdelesini kesti: bu daha çok Türk usulü olsa da bu farklı kültür herkesin hoşuna gidiyordu anladığım kadarıyla.
Ait olduğum adama bakarken gözlerimden mutluluk gözyaşları dökülüyordu.Suijitsuna’dan aldığım evlilik teklifi ve 9.yaş günümde annemin bana hediye ettiği defterler ile silah hayatımın en unutulmaz hediyeleriydiler..
Kucağımdaki kimsenin ne olduğunu bilmediği , Victoria’nın vermiş olduğu pakete sımsıkı sarılıp başımı öne eğdim,ağlarken kollarımın arasındaki pakete fısıldayarak defalarca teşekkür ettim.Kimsenin anlam veremediği bu davranışımın karşısında Suijitsuna beni kollarının arasına aldı.Birden hızlanan hıçkırıklarımı susturmak için bir kolumla Suijitsuna’ya sarılıp başımı göğsüne gömdüm,aynı zamanda diğer kolumdaki paketi de unutmuyordum.Gözyaşlarımın arasında içimde tutamayıp :
-Her şey için teşekkürler Misa..
5.ÖZEL BÖLÜM 3. ŞAHIZ KISMI
Önceki 3. Şahız kısmı:
…‘’Zarfı teslim eden kişi Hanry’den iyice uzaklaştığına emin olduktan sonra bulduğu ilk kafeye girip oturdu:sırt çantasına uzanıp kendi adının da yazılı olduğu zarf ile diğer 4 zarfı çıkarıp masaya dizdi:üzerinde çeşitli tarihler olan zarflara öylece bakarken kafasının karıştığını,her şeyin allak bullak olduğunu hissediyordu.
-Tüm bu zarfları bana göndermenin sebebi ne Misa?..diyerek iç çekerken garsondan büyük bir bardak bira getirmesini istedi:ardından da kendi adının yazılı olduğu zarf haricinde hepsini sırt çantasına koyup zarfına dokundu:birası gelince de büyük bir yudum alıp :’’Chiris’’ yazan zarfın kenarını nazikçe yırttı.
Misa tüm bu zarfları Chiris’e göndermişti:üstünde adlar yazan bu zarflarda teslim edilecekleri tarihler de yazıyordu.’’Hanry : 16 Mart Saat 16:00 da teslim edilecek.’’ Yazarken Hanry’ninkinde ,kendi zarfında :’’Hanry’ninkini teslim ettikten sonra açabilirsin..’’yazıyordu.
Koca zarfın içinden minik birkaç zarf ve de deri bir defter çıktı:üstünde de büyük harflerle :’’SON PLAN’’ yazıyordu.Chiris’in kafası iyice karışırken birasından bir yudum daha alıp defterin kapağını açıp okumaya başladı.
YENİ BÖLÜM
Saatler sonra bile defterin ilk sayfasında olan Chiris baştaki cümleye anlam vermeye çalışıyordu:’’Sonunu düşün,’’o’’ seninkini düşünmeden önce..’’..Sonunda bu cümlenin etkisinden kurtulması gerektiğini anlayan Chiris diğer sayfayı açtığında içinden bir miktar paranın döküldüğünü gördü;dönen başıyla yere zorlukla eğilip paraları aldıktan sonra diğer sayfayı çevirdi:
‘’Bunca saat düşündüğün cümlenin ne anlama geldiğini sadece zamanı geldiğinde anlayabilirsin Chiris.Senden yapmanı istediğim şeyler var;ancak dediklerime sadık kalacaksan yapmanı istiyorum sadece.Dediklerime sağdık kalmayan bir kişilik işime yaramaz..Seninle minik bir oyun oynayacağız; ve bu oyunun sonunda defterin sonundaki soruyu cevaplaman gerekecek..Hazır mısın?’’
Bunları okuyan Chiris direk son sayfayı açmayı denedi;olmuyordu.Açılması için bir çeşit anahtara ihtiyaç vardı;anahtarlığın şekline bakınca bu anahtarı kimden alabileceğini anladı ,anladığı gibi de çantasına koyduğu zarfları hızla çıkartıp tarihlerle isimlere baktı,birini büyük bir hızla kapıp incelemeye başladı :’’Alice : Doğum Günümde teslim edilmedi;20 Ağustos.’’yazıyordu.Paranın ne manaya geldiğini anlamaya çalışırken artık bir hayli dağılmış kafe masasının üstündeki Misa’nın Chiris’e göndermiş olduğu deri defterin son sayfasından bir önceki sayfa açıldı: :’’Elinde tamı tamına 2000 euro bulunuyor…Ben gittikten sonra Andrew teyzem ile kimseye bir şey söylemeden yok olan Alice’i bulman için bolca zamanın ve yeterince paran var.
Yarın akşam bir …(izninizle ilçenin adını söylemeyeceğim..)-İstanbul bileti al ve İstanbul’daki , paranın bulunduğu sayfadaki adrese git.Alice’yi ve Andrew’i bul.Alice’ye ait olan zarfı teslim ettikten sonra da ondan anahtarı iste.’’ Yazıyordu bu sefer.
Chiris ,ertesi akşam değil hemen o akşam kafeden ayrıldığı gibi otogardan bir İstanbul otobüsüne bindi.Ertesi sabah otogardan direk defterdeki adrese gitti;burası bir oteldi.Rezervasyonu yapılmış ve odası hazırlanmış bir otel..
Olanlara ve Misa’nın zekasına anlam vermeye çalışırken aylarca Andrew ve Alice’i arayan Chiris sonunda Alice’in ailesini buldu.18 Ağustos gecesi gidip kapıyı çaldığında karşısında Andrew’ı gördü.Andrew olanlardan sonra çökük bir kadına dönmüşe benziyordu:her tarafı sigara kokan ,kemikleri iyice belirginleşmiş ve göz altı torbaları irileşmiş bir kadındı artık o .
Chiris direk Alice’yi görmek istediğini söyleyince Andrew:
-Alice kafayı yedi..Sen ona tecavüz ettikten sonra kafayı sıyırdı! Sallanan başıyla sarhoş olduğunu belli ediyordu.Chiris olduğu yerde,elinde zarfla kalakalırken birkaç adım geriye atıp duvara yaslanma gereği duydu.
-Ben değildim..Ben Misa’yı seviyorum..Alice’e asla öyle bakmadım..
Chiris’in dediklerinden etkilenen Andrew :
-O kızın adını anmayacaksan içeri gir! dedi kapının önünden çekilip elindeki şişeyi kafasına dikerken..
Olayları sabah olunca Andrew’in ağzından dinledikten sonra aylardır odasından çıkmayan Alice’in yanına gitti,Andrew’e göre Chiris yalan söylüyorsa,zaten bu Alice’in davranışlarından belli olacaktı.Chiris odaya girince Alice başını yasladığı dizlerinden kaldırıp manasızca baktı:saçları darmadağındı,giysileri ise anlatılmaz durumda..Bir gece boyunca Alice ile oturan ‘’Böyle bir şeyi kim yapar?’’ sorusunu içinden binlerce defa tekrarlayan Chiris elindeki zarfa bakınca tarihi ve saati sorma gereği duydu: Andrew ‘’20 Ağustos gecesi..’’ cevabını verince şaşıran Chiris Alice’e iyice yaklaştı.
Birden Alice’i kolları arasında bulan Chiris şaşkınlıkla kucağında ağlayan kızı sakinleştirmeye çalışırken Alice Chiris’in kulağına:
-Hanry..diye fısıldadı..Duyduğu isim karşısında dona kalan Chiris hareketsizce Alice’e bakarken Alice , Misa’dan gelmiş olduğunu anladığı zarfı kapıp gözyaşlarını sildi,aylar sonra ilk defa odasından çıkıp çekmeceden Misa’nın Chiris’in istemesini yazdığı anahtarı getirdi,olanları şaşkınlıkla izleyen Andrew öylece duruyorken Alice Chiris’e yaklaşıp tekrardan sarıldı:
-Artık son plan başladı..Tarafını doğru seç.. diyip Chiris’in cebine koydu anahtarı.
Anahtar için teşekkür edip otel yoluna düşen Chiris iyice batıyormuş gibi hissediyordu: en yakın dostu nasıl olur da ,sevdiği kızın en yakın dostuna istem dışı bir şey yapardı?İki buçuk saatlik yolculuk bu düşüncelerle 15 dakikalık yolculuk gibi gelirken otele vardı ve parayı ödedikten sonra oteldeki odasına büyük bir hızla çıkıp kendi defterini çıkardı ,anahtarla açtığında ise arka sayfada :
‘’Alice ben gittiğim gece büyük bir ihtimalle Hanry tarafından istemsiz şeylere zorlanmıştı...18 Ağustos’ta bulduğun Alice kulağına ‘’Hanry’’ adını fısıldayınca ne hissettin gerçekten merak ediyorum..
Ben de Alice ile aynı şeyi söyleyeceğim:’’Son plan başladı..Tarafını doğru seç..’’Eğer tamı tamına bu cümleyi kurduysa şaşırma: yanımda bulunan insanların gelecekte ne yapacaklarını hesaplamak çok da zor değildi..Beni anlamak istiyorsan;gerçekleri öğrenmek istiyorsan son planı çok iyi değerlendirmelisin; benim planımı okuyup dahil mi olacaksın , yoksa planımı okumadan arkanda bulunan kolonya ile defterlerle bilgileri yakıp işin içinden sıyrılacak mısın?..Senin ile oynadığımız oyun tam şuan bitti; her oyunun bir amacı vardır: kimisinin tepeye çıkmak,kimisinin prensesi kurtarmak,kimisinin giydirmek..ama benim oyunumun amacı şu soruyu kanıtlarımla sorabilmekti:’’Hangi tarafta olacaksın?’’..
Bunca plan,zamanlamaya hayran kalan Chiris ayağa kalkıp kolonya ile çakmağı hızla camdan fırlattı:eline ‘’Son Plan’’ yazılı defteri tekrardan alıp içeriye vuran sıcak yaz rüzgarı , İstanbul kalabalığı,ışıkları ve gürültüsü eşliğinde ; gömleğinin ön bölümünü açıp kolunu pencereye dayadı,diğer elindeki defterin son sayfasında gözlerini gezdirirken ağzından :
-Son Plan’a dahil olduğumu fark etmemiştim..Senin piyonun olacağım Misa Yamashi..Senin tarafında..
DÜZENLENMİŞTİR..
28 Mar 2012 12:59
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Yaş: 31 Kayıt: 24 May 2011 Mesajlar: 1,239 Cinsiyet: Erkek Nerden: ... Teşekkür: 550
Durumu: Çevrimdışı
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Konu: Yanıt: Black Butterfly--5.ÖZEL BÖLÜM+3.ŞAHIZ KISMI
böyle giderse yazmıycam kelebek melebek ..
yorum atan yok..bir tanecik bile..
harbiden o kdr kötü müyüm
Konu: Yanıt: Black Butterfly--5.ÖZEL BÖLÜM+3.ŞAHIZ KISMI
Ole bölümü yeni okudum ya da bölümleri mi demeliydim? neyse.Tek kelimeyle müthişti.İnanır mısın şuan kalp atışlarımı hissedemiyorum o kadar etkiledi beni kısa sürede yeni bölümü ya da bölümleri ekle lütfen.Biliyorsun ameliyat olduğum için giremedim ayrıca kötü olduğunu düşünme.Şunu söyleyebilirim ki benden oldukça iyisin.Ki bende yeterli değilim ama senin kurduğun dünya öyle gizemli ki.İlerde de devam etmeni istiyorum.Kabul etmemiz lazım usta yazarlar gibi değiliz şuan ki seviyelerimizle ama ilerde istediğimiz noktaya gelebiliriz.Bu yazdıklarımızla yani kurduğumuz dünyalarla hayatımızda değişikler yaşayabiliriz. Üzgünüm empati taşkını oluyor bazen bana.Bu taşan empati beni kısa süreliğine bile olsa ele geçiriyor yani beynimi desem daha doğru olur.Kısa süreli desemde bazen 1 hafta bile sürüyor.En azından ben böyle olduğunu düşünüyorum.Umarım kısa sürede yeni bölümü eklersin.
Bana bir kelime söyle sonsuzluğa ulaşan.
Bana bir hikaye anlat asla unutulmayan.
Bana bir gökyüzü göster karanlıktan daha koyu olan.
Bana bir hayal ver zamanın kalbini kıskandıran.
Konu: Yanıt: Black Butterfly--5.ÖZEL BÖLÜM+3.ŞAHIZ KISMI
prensesbenim yazmış:
Ole bölümü yeni okudum ya da bölümleri mi demeliydim? neyse.Tek kelimeyle müthişti.İnanır mısın şuan kalp atışlarımı hissedemiyorum o kadar etkiledi beni kısa sürede yeni bölümü ya da bölümleri ekle lütfen.Biliyorsun ameliyat olduğum için giremedim ayrıca kötü olduğunu düşünme.Şunu söyleyebilirim ki benden oldukça iyisin.Ki bende yeterli değilim ama senin kurduğun dünya öyle gizemli ki.İlerde de devam etmeni istiyorum.Kabul etmemiz lazım usta yazarlar gibi değiliz şuan ki seviyelerimizle ama ilerde istediğimiz noktaya gelebiliriz.Bu yazdıklarımızla yani kurduğumuz dünyalarla hayatımızda değişikler yaşayabiliriz. Üzgünüm empati taşkını oluyor bazen bana.Bu taşan empati beni kısa süreliğine bile olsa ele geçiriyor yani beynimi desem daha doğru olur.Kısa süreli desemde bazen 1 hafta bile sürüyor.En azından ben böyle olduğunu düşünüyorum.Umarım kısa sürede yeni bölümü eklersin.
Ameliyat mı oldun? Çok geçmiş olsun.
Siz zaten güzel fanfic yazıyorsunuz. Edebiyatınız kuvvetli.
Yeni bölümünü biraz geç okuyacağım lütfen kusura bakma Olesea.
31 Mar 2012 10:58
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): OleSea
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Yaş: 31 Kayıt: 24 May 2011 Mesajlar: 1,239 Cinsiyet: Erkek Nerden: ... Teşekkür: 550
Durumu: Çevrimdışı
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Konu: Yanıt: Black Butterfly--5.ÖZEL BÖLÜM+3.ŞAHIZ KISMI
prensesbenim yazmış:
Ole bölümü yeni okudum ya da bölümleri mi demeliydim? neyse.Tek kelimeyle müthişti.İnanır mısın şuan kalp atışlarımı hissedemiyorum o kadar etkiledi beni kısa sürede yeni bölümü ya da bölümleri ekle lütfen.Biliyorsun ameliyat olduğum için giremedim ayrıca kötü olduğunu düşünme.Şunu söyleyebilirim ki benden oldukça iyisin.Ki bende yeterli değilim ama senin kurduğun dünya öyle gizemli ki.İlerde de devam etmeni istiyorum.Kabul etmemiz lazım usta yazarlar gibi değiliz şuan ki seviyelerimizle ama ilerde istediğimiz noktaya gelebiliriz.Bu yazdıklarımızla yani kurduğumuz dünyalarla hayatımızda değişikler yaşayabiliriz. Üzgünüm empati taşkını oluyor bazen bana.Bu taşan empati beni kısa süreliğine bile olsa ele geçiriyor yani beynimi desem daha doğru olur.Kısa süreli desemde bazen 1 hafta bile sürüyor.En azından ben böyle olduğunu düşünüyorum.Umarım kısa sürede yeni bölümü eklersin.
Okuduğuna sevindim..yorumun benim için değerli biliyorsun..
Ameliyatın için geçmiş olsunlarımı ö.m. den belirttim burdan da uzun uzun yazmaya gerek duymuyorum..
Kendimi usta gibi görmüyorum;göremem de zaten..Bu fazla düşünmekten kaynaklanan bir durum:sakın normalmiş gibi algılayıp deneme..Alışkanlıklarımdan kaynaklanan bu ,senin deyişinde ''gizemli''dünyayı kelimelere dökmeyi öğrenmem çok da kolay olmadı..zaman aldı;hemde uzun bir zaman..ama dğdiğini gönül rahatlığıyla söyleyebilrim ki değdi..
empatiye gelirsek..beyinden ve düşünceden düşünceye değişim geçiren bir kavram için elimden bir şey geçme..yinede kendini fazla kaptırmamaya dikkat et çünkü bu senin dediğin empatinin bazı zararları var; gerçeklikten sıyrılma gibi bir manada delirme..
elimizden geleni yaparsak bizde iyi birer yazar olabiliriz..
okulunda başarılar dilerim..kendine dikakt et..
yorumun için tekraran teşekkürler
31 Mar 2012 20:10
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Yaş: 31 Kayıt: 24 May 2011 Mesajlar: 1,239 Cinsiyet: Erkek Nerden: ... Teşekkür: 550
Durumu: Çevrimdışı
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Konu: Yanıt: Black Butterfly--5.ÖZEL BÖLÜM+3.ŞAHIZ KISMI
Alice yazmış:
prensesbenim yazmış:
Ole bölümü yeni okudum ya da bölümleri mi demeliydim? neyse.Tek kelimeyle müthişti.İnanır mısın şuan kalp atışlarımı hissedemiyorum o kadar etkiledi beni kısa sürede yeni bölümü ya da bölümleri ekle lütfen.Biliyorsun ameliyat olduğum için giremedim ayrıca kötü olduğunu düşünme.Şunu söyleyebilirim ki benden oldukça iyisin.Ki bende yeterli değilim ama senin kurduğun dünya öyle gizemli ki.İlerde de devam etmeni istiyorum.Kabul etmemiz lazım usta yazarlar gibi değiliz şuan ki seviyelerimizle ama ilerde istediğimiz noktaya gelebiliriz.Bu yazdıklarımızla yani kurduğumuz dünyalarla hayatımızda değişikler yaşayabiliriz. Üzgünüm empati taşkını oluyor bazen bana.Bu taşan empati beni kısa süreliğine bile olsa ele geçiriyor yani beynimi desem daha doğru olur.Kısa süreli desemde bazen 1 hafta bile sürüyor.En azından ben böyle olduğunu düşünüyorum.Umarım kısa sürede yeni bölümü eklersin.
Ameliyat mı oldun? Çok geçmiş olsun.
Siz zaten güzel fanfic yazıyorsunuz. Edebiyatınız kuvvetli.
Yeni bölümünü biraz geç okuyacağım lütfen kusura bakma Olesea.
Konu: Yanıt: Black Butterfly--5.ÖZEL BÖLÜM+3.ŞAHIZ KISMI
Yok ben o empatiden bahsetmiyorum.Benim iradem güçlüdür yani sanırım.En azından ben öyle olduğunu düşünüyorum.Sana anlattığım empatimi şöyle açıklayayım.Ben bazı zamanlar olmadığım karakterlere bürünüyorum.Rol yaptığımı sanma ki bu oyunculukta hiç yeteneğim olmadığı için olamaz.Sebebini bende tam olarak bilmiyorum.Ama bazen hiç yaşamadığım duyguları,karakterleri ve düşünceleri kısa bir süreliğinede olsa yaşıyorum.Örneğin bir olaya anne şefkatiyle yaklaşabiliyorum ya da arkadaşıma aşk tavsiyeleri verebiliyorum ki bunları hayatımda hiç yapmamıştım ve isteyerek yapmıyorum.Ya da bir arkadaşıma küçük bir hayranlık beslemiştim.En uzun süren de buydu.Sanırım 4 ya da 5 gün sürdü belki daha fazla ama artık öyle hissetmiyorum.Sanki beynimde benden başka benliklerim var ve bazı zamanlar rasgele beni ele geçiriyorlar.En azından böyle görünüyor.Umarım beynimde bir hastalık yoktur ve kısa sürede geçer.Yine oluyor işte neyse.Ole ve Alice teşekürler beni düşündüğünüz için.Lütfen endişelenmeyin ben iyiyim.
Bana bir kelime söyle sonsuzluğa ulaşan.
Bana bir hikaye anlat asla unutulmayan.
Bana bir gökyüzü göster karanlıktan daha koyu olan.
Bana bir hayal ver zamanın kalbini kıskandıran.
01 Nis 2012 1:52
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): OleSea
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Yaş: 31 Kayıt: 24 May 2011 Mesajlar: 1,239 Cinsiyet: Erkek Nerden: ... Teşekkür: 550
Durumu: Çevrimdışı
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Konu: Yanıt: Black Butterfly--5.ÖZEL BÖLÜM+3.ŞAHIZ KISMI
prensesbenim yazmış:
Yok ben o empatiden bahsetmiyorum.Benim iradem güçlüdür yani sanırım.En azından ben öyle olduğunu düşünüyorum.Sana anlattığım empatimi şöyle açıklayayım.Ben bazı zamanlar olmadığım karakterlere bürünüyorum.Rol yaptığımı sanma ki bu oyunculukta hiç yeteneğim olmadığı için olamaz.Sebebini bende tam olarak bilmiyorum.Ama bazen hiç yaşamadığım duyguları,karakterleri ve düşünceleri kısa bir süreliğinede olsa yaşıyorum.Örneğin bir olaya anne şefkatiyle yaklaşabiliyorum ya da arkadaşıma aşk tavsiyeleri verebiliyorum ki bunları hayatımda hiç yapmamıştım ve isteyerek yapmıyorum.Ya da bir arkadaşıma küçük bir hayranlık beslemiştim.En uzun süren de buydu.Sanırım 4 ya da 5 gün sürdü belki daha fazla ama artık öyle hissetmiyorum.Sanki beynimde benden başka benliklerim var ve bazı zamanlar rasgele beni ele geçiriyorlar.En azından böyle görünüyor.Umarım beynimde bir hastalık yoktur ve kısa sürede geçer.Yine oluyor işte neyse.Ole ve Alice teşekürler beni düşündüğünüz için.Lütfen endişelenmeyin ben iyiyim.
Anladım...
Dediğin şeyin bir kaç açıklaması var:hayal gücün kuvvetli ve bazen sana o tarzda dönüyor,beniğinde bunlar yatıyor,kişilik bölünmesi..ama ben ilk ihtimali %99,99 ..... kabul etmiş bulunmaktayım..Sen yinede bir doktora görün..baş ağrılarınında olduğunu söylemiştin..
Konu: Yanıt: Black Butterfly--5.ÖZEL BÖLÜM+3.ŞAHIZ KISMI
Tamam kızmana gerek yok elbette endişelenebilirsiniz.Bir daha böyle söylemesem iyi olur neyse.Söylediğin ihtimaller arasında birinci olduğunu düşünüyorum.İkincisi asla olamaz benim öyle bir karakterim yok.Üçüncüsü olduğunuda sanmıyorum.Ben hastalık derken onu kastetmemiştim.Tümör gibi bir şey olabileceğinden endişeliyim.Çünkü yönümü şaşırabiliyorum ve hafızamda iyi değil mesela eskiden izlediğim bir şeydeki olayı farklı hatırlıyorum bunuda o izlediğim şeyi tekrar izleyince anladım.Bunun gibi şeyler olabiliyor bazen ya da sana bahsettiğim ele geçirme durumu.Belki ben abartıyorum bilemiyorum.Belkide farkında olmadan öyle hissetmek istediğim için oluyor.Sanırım bu konu hakkında çok fazla düşünmemeliyim.Şimdi düşünmek bile başımı ağrıttı.
Bana bir kelime söyle sonsuzluğa ulaşan.
Bana bir hikaye anlat asla unutulmayan.
Bana bir gökyüzü göster karanlıktan daha koyu olan.
Bana bir hayal ver zamanın kalbini kıskandıran.
01 Nis 2012 2:40
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): OleSea
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Yaş: 31 Kayıt: 24 May 2011 Mesajlar: 1,239 Cinsiyet: Erkek Nerden: ... Teşekkür: 550
Durumu: Çevrimdışı
OleSea Aşk'ın Koruyucusu
Konu: Yanıt: Black Butterfly--5.ÖZEL BÖLÜM+3.ŞAHIZ KISMI
fazla kapılmadan doktora görün..
bence kendin öyle istediğin için oluyor..
ameliyat olmana değil: söylememene kızdım..birde ameliyattan sonra 'endişelenmeyin''dmen ise cabası..
iyileş..senden sadece bunu istiyorum..ve asıl beni söylemediğinde kızdırır ve kırarsın..
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız