Black Butterfly--FİNALE KADAR YAYINLANDI!! Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 7, 8, 9 ... 27, 28, 29, Sonraki |
|
Yazar
Mesaj
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): OleSea


Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): OleSea

Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): OleSea
16.BÖLÜM:UZUN SÜREÇLİ PLAN.
Misa bayıldıktan sonra içeri uzun siyah saçlı bir getirilmişti:kızın Misa’ya şaşkınlıkla bakmasının nedeni:onun hakkında duydukları değildi sadece…Misa bir yazardı:okulunda büyük kompozisyoncu olarak tanınırdı:şimdi büyük kompozisyoncu ameliyathane de,bir sedyenin üstünde baygındı..Kız da babasının büyük sırrını biliyordu..Bir süre sonra Adı Victoria olan kızda naklin gerçekleştirilebilmesi için bayıltıldı:ameliyat 3 saat dolduğunda hala bitmemişti..
2 sene sonra..
Uzun zaman olmadı..Hemen kendimi toparlamış olsam da ;uzun zaman olmadı işte..:yaram değil içimdeki boşluk yakıyor canımı…
Ameliyat yarasını anneme göstermeme gerek kalmadı:sağ olsun doktorlar hemencecik iyileşebilecek bir şekilde halletmişlerdi işlerini:ancak ağır bir iş yaptığımda morarıp zonkluyordu..Helene’de kalma süremin uzaması her ne kadar annemin dikkatini çekse de bir şey ne sordu ne de araştırdı..Her zaman bana güveni tamdı.
Elimi başıma koyup bekledim:sanki şimşekler çakıyordu beynimde..Bir sürü anı,konuşma..O kadar farklıydı ki..Alice odama birden girip sordu:
-İyi misin? Diye..Başımı kaldırıp alaycı bir ifadeyle kollarımı yana açıp:
-Nasıl görünüyorum sence??? Dedim..Kapımı kapatıp,elleriyle arkadan kulpu tuttu:
-Kızlar gideceklermiş..Paralarımızı birleştirip.. hemen sözünü kestim yataktan fırlayıp:
-Hadi gidip alalım!,kolundan tuttuğum gibi odadan ardından da evden çıkardım onu..Uzun bir zaman sonra yapacağım şeydi bu..Gereken her şeyi düşünmeden yapan ben için o zamanlar karşılaştığım durumlar berbat ötesiydi..Bana göre ben psikologa görünmeliydim..
Eve döndüğümüzde hava kararlıktı ve ellerimizde iki tane siyah poşet vardı,içeri girdiğimiz gibi Alice iki tane bardak getirdi:uzunca bardaklara biranın soğukluğu dolduruldu…Bana zarar vereceğini bilmeme rağmen:olması gereken buydu…
Gece olduğunda annemler eve gelmişlerdi:ancak hiç odamdan çıkmayan ben sere serpe sarhoştum..Elime yatağımın altından çıkardığım günlüğümü aldım ve senelerle tarihleri atıp yazmaya başladım:Kısım Bir..Nefret nedir bilir misiniz?
İşimi bitirdiğimde Alice odaya gelip kızları uyuduğuma inandırdığını belirtti..Yeni sayılabilecek günlüğümün en az 40 sayfası dolmuştu bile..Ya kısa sürede ya da uzun sürede:ama en geç 2 sene de uygulanacaktı işte..
Bir süre sonra kendimi bir kapının önünde buldum:uzun kapının önünde beliren bir kadın bana:unuttun mu,hani zamanında söz vermiştik:hep beraber olacaktık ve sen beni bu kapıda hiç yalnız bırakmayacaktın..?
Kadının güzel siyah saçlarının bir bölümü havada topuz şeklinde toplanmıştı,elinde uzun bir silah tutuyordu:kısa siyah eteği olan bir elbisesi vardı üstünde:bir de diz üstü siyah botlar…
Biri sesleniyordu , arkama hızla döndüm:
-Prenses…Artık bizi bulma vaktiniz gelmedi mi? Diyen kızın uzun sarı saçları iki topuzcuk halinde toplanmış gerisi de salınmıştı:topuzcuklara rağmen saçları çok uzundu..Ancak bir prensesin giyebileceği bir elbise vardı üstünde,arkasında da uzunca bir adam:siyah saçları mavi gözlü..Kadının elini tutmuş bakıyordu bana..Ve birden…birden Suijitsuna göründü:önündeki balık gibi kokan bir kız 1,2,3, diyerek onun hareket etmesini önlemişti..Lanet olsun!Hızlıca ona koşup kurtarmaya çalışsam da vurularak öldürüldüm,Suijisuna’nın içinden bir ayna fırladı:balık gibi kokan kız:
-Tüh ya!Bu da değilmiş.. deyince bilincimi kaybetmekten çok düşüşümü hissettim..Sanki bir yamaçtan atılmıştım ve denize düşüyordum:hava denen bu madde ellerimin arasından kayıyor bana sessizce elveda diyordu sanki..
Ve birden kendimi yatakta buldum..Sarsıntıyla uyanıp saate baktım:sabahın altı buçuğu…üstümdeki çarşafı atıp odanın kapısına koştum:rüyamda gördüğüm kişileri tanıyordum..Onları kesinlikle tanıyordum..Neydi adı?Hani küçükken hayatımın merkezi olan şey:şimdi neden ortaya çıkmıştı birden??Ay Savaşçısı nereden çıkmıştı??Yarama elimi koyarken inleyerek yürüyordum..
Bu rüya üzerine salondaki laptop’un açma-kapama düğmesine basıp açtım..İnternete bağlandığı gibi uzun zamandır izlediğim Sailor Moon fan sitesini açtığım gibi üye olmaya karar verdim..Zor sorular sabahın bu saatinde her ne kadar kafamın iyice ağrımasına sebep olsa da bitmiş ve üyeliğim açılmıştı..
Forumu açık bırakıp odama doğru gittim,yerde uyuya kalan Alice’ye bakıp alnına minik bir teşekkür öpücüğü kondurdum:onun haricinde kimse bu odaya girmemişti:o zaman yatağa taşıyıp üstümü değiştiren de oydu o zaman...Ona bakarken dikkatimi ilk çeken şey günlüğümün açık sayfaları ve Alice’nin elindeki ıslak mendil oldu…Anlaşılan o da öğrenmişti..Problem değildi doğrusu:bu işimi kolaylaştıracaktı sadece..
Onun benimkinden minik olan bedenini kucağıma alıp yatağıma yatırdım,sessizce banyoya girip elimi-suratımı da yıkadıktan sonra etraftaki dağınıklığı toparladım..Hava soğuktu:Güneş’in doğmasına daha çok vardı..
Saat yedi buçuğa doğru laptopun başına oturduğumda ‘’Tanışma Bölümü’’ ne yazdığım kendimi tanıtıcı paragrafın ilgi gördüğünü,herkesin bana iyi eğlenceler dilediğini okudum..Erken olmasına karşılık birkaç kişi açıktı..Orada gezinirken benimki gibi siyahlı bir ad dikkatimi çekti:Ole… ne kadar da garip bir isimdi bu..Bilgilerine tıklayıp bakınırken özel mesaj butonuna bastım:ilgimi çeken bu kişiyi tanımak için sabırsızlanıyordum…
Önüme bir sayfa açıldı:Gelen Kutusunda sizi bekleyen bir mesajınız var ‘’ diyordu..Heyecanla tıkladım:Ole bana forumda iyi şanslar dilemiş ve Merhaba demişti..
Sustum..Uzunca bir süre sonra bile yazmadan çıktım..Odama gittim , yeni toplamış olduğum odamda gar dolabımı açıp düzenledikten sonra hançer ile hırkayı alıp sandalyeye tünedim:onlara sarılırken gözümden yaşların acı veren sıcaklığını hissettim..
DÜZENLENMİŞTİR..
Misa bayıldıktan sonra içeri uzun siyah saçlı bir getirilmişti:kızın Misa’ya şaşkınlıkla bakmasının nedeni:onun hakkında duydukları değildi sadece…Misa bir yazardı:okulunda büyük kompozisyoncu olarak tanınırdı:şimdi büyük kompozisyoncu ameliyathane de,bir sedyenin üstünde baygındı..Kız da babasının büyük sırrını biliyordu..Bir süre sonra Adı Victoria olan kızda naklin gerçekleştirilebilmesi için bayıltıldı:ameliyat 3 saat dolduğunda hala bitmemişti..
2 sene sonra..
Uzun zaman olmadı..Hemen kendimi toparlamış olsam da ;uzun zaman olmadı işte..:yaram değil içimdeki boşluk yakıyor canımı…
Ameliyat yarasını anneme göstermeme gerek kalmadı:sağ olsun doktorlar hemencecik iyileşebilecek bir şekilde halletmişlerdi işlerini:ancak ağır bir iş yaptığımda morarıp zonkluyordu..Helene’de kalma süremin uzaması her ne kadar annemin dikkatini çekse de bir şey ne sordu ne de araştırdı..Her zaman bana güveni tamdı.
Elimi başıma koyup bekledim:sanki şimşekler çakıyordu beynimde..Bir sürü anı,konuşma..O kadar farklıydı ki..Alice odama birden girip sordu:
-İyi misin? Diye..Başımı kaldırıp alaycı bir ifadeyle kollarımı yana açıp:
-Nasıl görünüyorum sence??? Dedim..Kapımı kapatıp,elleriyle arkadan kulpu tuttu:
-Kızlar gideceklermiş..Paralarımızı birleştirip.. hemen sözünü kestim yataktan fırlayıp:
-Hadi gidip alalım!,kolundan tuttuğum gibi odadan ardından da evden çıkardım onu..Uzun bir zaman sonra yapacağım şeydi bu..Gereken her şeyi düşünmeden yapan ben için o zamanlar karşılaştığım durumlar berbat ötesiydi..Bana göre ben psikologa görünmeliydim..
Eve döndüğümüzde hava kararlıktı ve ellerimizde iki tane siyah poşet vardı,içeri girdiğimiz gibi Alice iki tane bardak getirdi:uzunca bardaklara biranın soğukluğu dolduruldu…Bana zarar vereceğini bilmeme rağmen:olması gereken buydu…
Gece olduğunda annemler eve gelmişlerdi:ancak hiç odamdan çıkmayan ben sere serpe sarhoştum..Elime yatağımın altından çıkardığım günlüğümü aldım ve senelerle tarihleri atıp yazmaya başladım:Kısım Bir..Nefret nedir bilir misiniz?
İşimi bitirdiğimde Alice odaya gelip kızları uyuduğuma inandırdığını belirtti..Yeni sayılabilecek günlüğümün en az 40 sayfası dolmuştu bile..Ya kısa sürede ya da uzun sürede:ama en geç 2 sene de uygulanacaktı işte..
Bir süre sonra kendimi bir kapının önünde buldum:uzun kapının önünde beliren bir kadın bana:unuttun mu,hani zamanında söz vermiştik:hep beraber olacaktık ve sen beni bu kapıda hiç yalnız bırakmayacaktın..?
Kadının güzel siyah saçlarının bir bölümü havada topuz şeklinde toplanmıştı,elinde uzun bir silah tutuyordu:kısa siyah eteği olan bir elbisesi vardı üstünde:bir de diz üstü siyah botlar…
Biri sesleniyordu , arkama hızla döndüm:
-Prenses…Artık bizi bulma vaktiniz gelmedi mi? Diyen kızın uzun sarı saçları iki topuzcuk halinde toplanmış gerisi de salınmıştı:topuzcuklara rağmen saçları çok uzundu..Ancak bir prensesin giyebileceği bir elbise vardı üstünde,arkasında da uzunca bir adam:siyah saçları mavi gözlü..Kadının elini tutmuş bakıyordu bana..Ve birden…birden Suijitsuna göründü:önündeki balık gibi kokan bir kız 1,2,3, diyerek onun hareket etmesini önlemişti..Lanet olsun!Hızlıca ona koşup kurtarmaya çalışsam da vurularak öldürüldüm,Suijisuna’nın içinden bir ayna fırladı:balık gibi kokan kız:
-Tüh ya!Bu da değilmiş.. deyince bilincimi kaybetmekten çok düşüşümü hissettim..Sanki bir yamaçtan atılmıştım ve denize düşüyordum:hava denen bu madde ellerimin arasından kayıyor bana sessizce elveda diyordu sanki..
Ve birden kendimi yatakta buldum..Sarsıntıyla uyanıp saate baktım:sabahın altı buçuğu…üstümdeki çarşafı atıp odanın kapısına koştum:rüyamda gördüğüm kişileri tanıyordum..Onları kesinlikle tanıyordum..Neydi adı?Hani küçükken hayatımın merkezi olan şey:şimdi neden ortaya çıkmıştı birden??Ay Savaşçısı nereden çıkmıştı??Yarama elimi koyarken inleyerek yürüyordum..
Bu rüya üzerine salondaki laptop’un açma-kapama düğmesine basıp açtım..İnternete bağlandığı gibi uzun zamandır izlediğim Sailor Moon fan sitesini açtığım gibi üye olmaya karar verdim..Zor sorular sabahın bu saatinde her ne kadar kafamın iyice ağrımasına sebep olsa da bitmiş ve üyeliğim açılmıştı..
Forumu açık bırakıp odama doğru gittim,yerde uyuya kalan Alice’ye bakıp alnına minik bir teşekkür öpücüğü kondurdum:onun haricinde kimse bu odaya girmemişti:o zaman yatağa taşıyıp üstümü değiştiren de oydu o zaman...Ona bakarken dikkatimi ilk çeken şey günlüğümün açık sayfaları ve Alice’nin elindeki ıslak mendil oldu…Anlaşılan o da öğrenmişti..Problem değildi doğrusu:bu işimi kolaylaştıracaktı sadece..
Onun benimkinden minik olan bedenini kucağıma alıp yatağıma yatırdım,sessizce banyoya girip elimi-suratımı da yıkadıktan sonra etraftaki dağınıklığı toparladım..Hava soğuktu:Güneş’in doğmasına daha çok vardı..
Saat yedi buçuğa doğru laptopun başına oturduğumda ‘’Tanışma Bölümü’’ ne yazdığım kendimi tanıtıcı paragrafın ilgi gördüğünü,herkesin bana iyi eğlenceler dilediğini okudum..Erken olmasına karşılık birkaç kişi açıktı..Orada gezinirken benimki gibi siyahlı bir ad dikkatimi çekti:Ole… ne kadar da garip bir isimdi bu..Bilgilerine tıklayıp bakınırken özel mesaj butonuna bastım:ilgimi çeken bu kişiyi tanımak için sabırsızlanıyordum…
Önüme bir sayfa açıldı:Gelen Kutusunda sizi bekleyen bir mesajınız var ‘’ diyordu..Heyecanla tıkladım:Ole bana forumda iyi şanslar dilemiş ve Merhaba demişti..
Sustum..Uzunca bir süre sonra bile yazmadan çıktım..Odama gittim , yeni toplamış olduğum odamda gar dolabımı açıp düzenledikten sonra hançer ile hırkayı alıp sandalyeye tünedim:onlara sarılırken gözümden yaşların acı veren sıcaklığını hissettim..
DÜZENLENMİŞTİR..

Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Kohana Mai
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): OleSea
süper olmuuuş
devamını istiyorummm


..../l、
゙(゚、 。 7
l、゙ ~ヽ
じしf_, )ノ
Fanficimi okumak isteyenler buraya! http://www.venusforum.net/fanart-ve-fanfic/huzur/
゙(゚、 。 7
l、゙ ~ヽ
じしf_, )ノ
Alex Clarie yazmış:
Fanficimi okumak isteyenler buraya! http://www.venusforum.net/fanart-ve-fanfic/huzur/
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): OleSea

17.BÖLÜM:KISIM BİR:NEFRET NEDİR BİLİR MİSİNİZ?
’Yaa öylemi?Peki neden kardeşinden hiç bahsetmedin?Sevgiline de üzüldüm..’’ deyip mesajı yollaya bastım..İnce dikişlerim gün geçtikçe daha da sızlıyor ve acı vermeye başlıyordu,ilaçlarımı gar dolabıma yaptırdığım gizli bölmede tutuyor ve her gün saatinde olmasa da mutlaka almaya çabalıyordum…Arada bir de Victoria’yı ziyarete gidip halini hatırını soruyordum..
Forumdan tanıştığım ağabey ile baya iyi anlaşıyorduk:her zaman halimi-hatırımı soruyor bir problem yaşasam hemen yardımıma koşuyordu…Ona ameliyat olduğumu söylediğimde inanmamış olsa da dikişlerimi ölümsüzleştirip gönderdiğimde,odamdaki sandalyenin üstündeki hırkayı sormadan önce ameliyatı iyice anlatmamı istemişti..Ona Chiris’den ve yaşadıklarımdan bahsedince o da kendini açtı:her zaman beni sohbette göründe ‘’bu kişi şöyledir,bu kişi böyledir’’ gibisine konuşuyordu..
Bir süre sonra gelen mesajı okuyup yazmaya başladım:’’Chiris yarın İstanbul’a gidecek…Hanry ile iletişime geçtim..Lütfen Ole-ağabey..Bari sen yapma..Nedenlerimin olduğunu biliyorsun,nedenlerimi bilmesen de..Şimdi çıkacağım..Daha sonra girerim..Görüşmek üzere..’’Diyip mesajın gönderilmesini sağladıktan sonra laptopun başından kalkıp içeri yürüdüm..Saat akşamın sekiziydi..
Banyoya girdim:üstümü çıkardım..Üstüme siyah bornozu alıp yalnız olduğum evde yaram için merhem almak üzere odama doğru yürümeye başladım…Odama geldim ve kapıyı açtım:karşımdaki manzara karşısında bayılmamak için kendimi zor tuttum:kalbim beynimde atıyordu sanki..
Yatağıma boylu boyunca uzanmış olan Chiris beni görünce hızla kalkıp beni içeri çekti,odamın kapısını kilitleyip beni yatağa fırlattı,gözlerim sandalyede unuttuğum hançere kaydı..Gözlerimi kapadım:savaşmayı bıraktım..Acının ne demek oluğunu çok iyi anlıyordum..
Düğmelerini kopardığım gömleğinin altından genç,kaslı yapıya sahip olan gövdesi görünüyordu..Üstümdeki bornozun üstü yarıya kadar açılmıştı,bir anda kollarımı yukarı birleştirip suratıma yakınlaştı,onu sevmemin iğrenç bedeli bu muydu?Bana yaklaşıp:
-Bana doğruyu söyle:ne ameliyatı oldun?Neden Hanry ile iletişime geçtin?Suijitsuna kim?Eğer ki doğruyu söylemezsen sana burada..tam bu yatakta..,bağırıyordu..Gürlüyordu hatta..Kapalı gözlerimi açıp suratına tükürdüm:
-Sen ne onun adını ağzına alacak kadar değerlisin ne de koruma çabalarıma karşılık verecek kadar akıllı! , yatağım pencereme bitişikti..Ellerimden birini kurtarıp penceremdeki demirlerin arasındaki saksıya uzanıp onu kaptığım gibi kafasına geçirdim..Başının biraz titrediğini görmemle hemen doğrulup çekmeceme uzandım,onu açıp içinden bana ait olan tek kurşunluk silahı çıkardım:bu silahın öyküsü çok farklıydı:ta kii kullanana kadar..Kullandığım gün tek düşündüğüm şey:kehanetin doğruluğuydu..
Oysa o anda onu sadece korkutmak istedim..Ellerini korkuyla havaya kaldırıp giriş kapısına yöneldi:anahtarımı eline geçirip yaptırdığı yedeği aldıktan sonra evimden çıktı..Uzun koridorun sonundaki saate baktım:annemler birazdan evde olacaklardı..
Hemen üstümü düzeltim odamdaki toprağı temizledim:iliklerime işlemiş olan bu duygudan nefret ediyordum:neden..?Neden diye soruyordum kendime..Neden ben?
Kremi elime aldığım gibi koşturarak banyoya daldım:bu sefer evin bütün pencere ve kapıları kapalıydı..Kendimi hala kötü hissediyordum ve haftalar sonra verdiğim büyük savaş sayesinde yaram kan akıtıyordu..
Banyo kapısını kilitlediğim gibi evin kapısı açıldı:
-Misa?Neredesin tatlım? Karşımdaki aynadan yere doğru akan kana bakıp:
-Banyodayım annem!Daha yeni girdim..İşim bitince çıkacağım.. dedim..Annem de onayladığını belirtince yarama dokundum:acıyla bir çığlık attım:annem her zamanki gibi yere kapaklandığımı düşünmüş olsa gerek, ne olduğunu sormadı bile..
Duşa girip iyice temizlendikten sonra çıkıp ilaçlarımı sürdüm..Eşyalarımın arasında , yaramın sıkışmasını sağlayıp canımın yanmasını engelleyen korsem yoktu..Alice’e seslenip getirmesini rica ettiğimde ve Alice banyodan içeri girdiğinde bir bana bir de yerdeki kanlara baktı..Ben giyinirken o da yerleri temizledi..Bazı şeyleri öğrenmiş olması onu iyilik meleği kılmıştı başıma…
Sabah uyandığımda Chiris’in gittiğini doğrulayan kanıtları elde ettikten sonra forumda , dün yaşadıklarımı anlattım Ole-ağabeye..Çok kızdı..Hem bana hem de Chiris’e..Bana bir sürü öğüt yağdırdıktan sonra kızgınlıkla forumdan ayrıldı..Üzüldüm..Yine de bu yalnızlığımda,hiçbir şeyi bilmemesine karşılık bana en iyi destek çıkan oydu..
Ben de Hanry ile buluşacağımız yere gitmek üzere üstüme bir şeyler giyip Alice’i koluma taktım ve evden dışarı çıktım..
Bir süre sonra Star Bucks cafesine geldik..Hanry yağan yağmura karşılık dışarıda oturuyordu..Ona yaklaşırken Alice’e sinir olup kolumu bırakması için kendimi çektiğimde bir masaya tosladım:acıyla inleyip süveter ile gömleğin arasından kırmızıya boyanan gömleğime baktım:iyi ki de üstüme bu v yaka siyah süveteri giymiştim..
Bembeyaz bir suratla ona yaklaştım..Hanry elini uzatınca ben de elimi uzatıp sıktım..Beni kendine çekip sarıldı:suratımda sinsice bir gülümseme ile kollarımı beline dolayıp :
-Teklifini kabul ediyorum.. dedim ..Hızlanan yağmur kimsenin dışarıda olmasına izin vermiyordu..Alice bir süre sonra yanımızdan ayrılıp işlerini,sipariş ettiğini kitaplarını ve eşyalarını almaya gittiğinde Hanry’ye karşı koymadan beni öpmesine izin verdiğimde:gözlerimden anlam veremediğim yaşlar aktı..Aklımdan defalarca tek bir kelime geçti:Suijitsuna…Suijitsuna…Hey!Suijitsuna…
Duymuyordu..
Chiris’in benden nefret etmesini sağlayacak kadar şey yaptığım için onu orada bırakıp Alice’i bulduktan sonra eve dönüşe geçtik..Tahmin ettiğim gibi Chiris 2 gün sonra dönmüş ve Hanry ile buluştuğunda olanları tüm açıklığı ile öğrenmişti..
İntikamın böylesi dedirten beynim bana bu olayın daha hiçbir şey olduğunu fısıldıyordu dolmuştayken..Çarşıda dolaşma bahanesi ile aldığım parayı ilaçlarıma yatırdım , annemin bir şey çakmaması için de uzun bir zaman yürüdüm ve sonunda acıya dayamayıp kendimi bu dolmuşa attım.Dolmuş durdu,sırılsıklam olan biri bindi,donuk gözlerle baktığım camdan başımı yanıma çevirdiğimde Azrail’in elindeki keskin bıçağı ve kızgın gözlerini gördüm..
DÜZENLENMİŞTİR..
’Yaa öylemi?Peki neden kardeşinden hiç bahsetmedin?Sevgiline de üzüldüm..’’ deyip mesajı yollaya bastım..İnce dikişlerim gün geçtikçe daha da sızlıyor ve acı vermeye başlıyordu,ilaçlarımı gar dolabıma yaptırdığım gizli bölmede tutuyor ve her gün saatinde olmasa da mutlaka almaya çabalıyordum…Arada bir de Victoria’yı ziyarete gidip halini hatırını soruyordum..
Forumdan tanıştığım ağabey ile baya iyi anlaşıyorduk:her zaman halimi-hatırımı soruyor bir problem yaşasam hemen yardımıma koşuyordu…Ona ameliyat olduğumu söylediğimde inanmamış olsa da dikişlerimi ölümsüzleştirip gönderdiğimde,odamdaki sandalyenin üstündeki hırkayı sormadan önce ameliyatı iyice anlatmamı istemişti..Ona Chiris’den ve yaşadıklarımdan bahsedince o da kendini açtı:her zaman beni sohbette göründe ‘’bu kişi şöyledir,bu kişi böyledir’’ gibisine konuşuyordu..
Bir süre sonra gelen mesajı okuyup yazmaya başladım:’’Chiris yarın İstanbul’a gidecek…Hanry ile iletişime geçtim..Lütfen Ole-ağabey..Bari sen yapma..Nedenlerimin olduğunu biliyorsun,nedenlerimi bilmesen de..Şimdi çıkacağım..Daha sonra girerim..Görüşmek üzere..’’Diyip mesajın gönderilmesini sağladıktan sonra laptopun başından kalkıp içeri yürüdüm..Saat akşamın sekiziydi..
Banyoya girdim:üstümü çıkardım..Üstüme siyah bornozu alıp yalnız olduğum evde yaram için merhem almak üzere odama doğru yürümeye başladım…Odama geldim ve kapıyı açtım:karşımdaki manzara karşısında bayılmamak için kendimi zor tuttum:kalbim beynimde atıyordu sanki..
Yatağıma boylu boyunca uzanmış olan Chiris beni görünce hızla kalkıp beni içeri çekti,odamın kapısını kilitleyip beni yatağa fırlattı,gözlerim sandalyede unuttuğum hançere kaydı..Gözlerimi kapadım:savaşmayı bıraktım..Acının ne demek oluğunu çok iyi anlıyordum..
Düğmelerini kopardığım gömleğinin altından genç,kaslı yapıya sahip olan gövdesi görünüyordu..Üstümdeki bornozun üstü yarıya kadar açılmıştı,bir anda kollarımı yukarı birleştirip suratıma yakınlaştı,onu sevmemin iğrenç bedeli bu muydu?Bana yaklaşıp:
-Bana doğruyu söyle:ne ameliyatı oldun?Neden Hanry ile iletişime geçtin?Suijitsuna kim?Eğer ki doğruyu söylemezsen sana burada..tam bu yatakta..,bağırıyordu..Gürlüyordu hatta..Kapalı gözlerimi açıp suratına tükürdüm:
-Sen ne onun adını ağzına alacak kadar değerlisin ne de koruma çabalarıma karşılık verecek kadar akıllı! , yatağım pencereme bitişikti..Ellerimden birini kurtarıp penceremdeki demirlerin arasındaki saksıya uzanıp onu kaptığım gibi kafasına geçirdim..Başının biraz titrediğini görmemle hemen doğrulup çekmeceme uzandım,onu açıp içinden bana ait olan tek kurşunluk silahı çıkardım:bu silahın öyküsü çok farklıydı:ta kii kullanana kadar..Kullandığım gün tek düşündüğüm şey:kehanetin doğruluğuydu..
Oysa o anda onu sadece korkutmak istedim..Ellerini korkuyla havaya kaldırıp giriş kapısına yöneldi:anahtarımı eline geçirip yaptırdığı yedeği aldıktan sonra evimden çıktı..Uzun koridorun sonundaki saate baktım:annemler birazdan evde olacaklardı..
Hemen üstümü düzeltim odamdaki toprağı temizledim:iliklerime işlemiş olan bu duygudan nefret ediyordum:neden..?Neden diye soruyordum kendime..Neden ben?
Kremi elime aldığım gibi koşturarak banyoya daldım:bu sefer evin bütün pencere ve kapıları kapalıydı..Kendimi hala kötü hissediyordum ve haftalar sonra verdiğim büyük savaş sayesinde yaram kan akıtıyordu..
Banyo kapısını kilitlediğim gibi evin kapısı açıldı:
-Misa?Neredesin tatlım? Karşımdaki aynadan yere doğru akan kana bakıp:
-Banyodayım annem!Daha yeni girdim..İşim bitince çıkacağım.. dedim..Annem de onayladığını belirtince yarama dokundum:acıyla bir çığlık attım:annem her zamanki gibi yere kapaklandığımı düşünmüş olsa gerek, ne olduğunu sormadı bile..
Duşa girip iyice temizlendikten sonra çıkıp ilaçlarımı sürdüm..Eşyalarımın arasında , yaramın sıkışmasını sağlayıp canımın yanmasını engelleyen korsem yoktu..Alice’e seslenip getirmesini rica ettiğimde ve Alice banyodan içeri girdiğinde bir bana bir de yerdeki kanlara baktı..Ben giyinirken o da yerleri temizledi..Bazı şeyleri öğrenmiş olması onu iyilik meleği kılmıştı başıma…
Sabah uyandığımda Chiris’in gittiğini doğrulayan kanıtları elde ettikten sonra forumda , dün yaşadıklarımı anlattım Ole-ağabeye..Çok kızdı..Hem bana hem de Chiris’e..Bana bir sürü öğüt yağdırdıktan sonra kızgınlıkla forumdan ayrıldı..Üzüldüm..Yine de bu yalnızlığımda,hiçbir şeyi bilmemesine karşılık bana en iyi destek çıkan oydu..
Ben de Hanry ile buluşacağımız yere gitmek üzere üstüme bir şeyler giyip Alice’i koluma taktım ve evden dışarı çıktım..
Bir süre sonra Star Bucks cafesine geldik..Hanry yağan yağmura karşılık dışarıda oturuyordu..Ona yaklaşırken Alice’e sinir olup kolumu bırakması için kendimi çektiğimde bir masaya tosladım:acıyla inleyip süveter ile gömleğin arasından kırmızıya boyanan gömleğime baktım:iyi ki de üstüme bu v yaka siyah süveteri giymiştim..
Bembeyaz bir suratla ona yaklaştım..Hanry elini uzatınca ben de elimi uzatıp sıktım..Beni kendine çekip sarıldı:suratımda sinsice bir gülümseme ile kollarımı beline dolayıp :
-Teklifini kabul ediyorum.. dedim ..Hızlanan yağmur kimsenin dışarıda olmasına izin vermiyordu..Alice bir süre sonra yanımızdan ayrılıp işlerini,sipariş ettiğini kitaplarını ve eşyalarını almaya gittiğinde Hanry’ye karşı koymadan beni öpmesine izin verdiğimde:gözlerimden anlam veremediğim yaşlar aktı..Aklımdan defalarca tek bir kelime geçti:Suijitsuna…Suijitsuna…Hey!Suijitsuna…
Duymuyordu..
Chiris’in benden nefret etmesini sağlayacak kadar şey yaptığım için onu orada bırakıp Alice’i bulduktan sonra eve dönüşe geçtik..Tahmin ettiğim gibi Chiris 2 gün sonra dönmüş ve Hanry ile buluştuğunda olanları tüm açıklığı ile öğrenmişti..
İntikamın böylesi dedirten beynim bana bu olayın daha hiçbir şey olduğunu fısıldıyordu dolmuştayken..Çarşıda dolaşma bahanesi ile aldığım parayı ilaçlarıma yatırdım , annemin bir şey çakmaması için de uzun bir zaman yürüdüm ve sonunda acıya dayamayıp kendimi bu dolmuşa attım.Dolmuş durdu,sırılsıklam olan biri bindi,donuk gözlerle baktığım camdan başımı yanıma çevirdiğimde Azrail’in elindeki keskin bıçağı ve kızgın gözlerini gördüm..
DÜZENLENMİŞTİR..


Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): OleSea

kanka ole;
ilk başta eline sağlık çok beğendim ağlamaktan gözlerim şişti;sonunun çok acıklı olacağını bildiğimden toptan ağladım ve senin diğer yazdıklarını bida okumucam bi okudun hastanelik oldum
--------siyah kelebek-------------
ilk başta eline sağlık çok beğendim ağlamaktan gözlerim şişti;sonunun çok acıklı olacağını bildiğimden toptan ağladım ve senin diğer yazdıklarını bida okumucam bi okudun hastanelik oldum
--------siyah kelebek-------------
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): OleSea

8. sayfa (Toplam 29 sayfa) [ 428 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |