Devam canım çok güzel gidiyorsun =)

Teşekkür ederim


-Helia ...
-Sempra ! Hayır ! Sen ... Sen ölmeyeceksin !
-Helia ...
-Sus ! Ne yapmam gerektiğini biliyorum
-Hayır Helia ...

-Gökten bizi izleyen tanrı . Cennetten bakan ruhlar . Fısıldayan ölüler ve bizleri gözetleyen şeytan . Hepiniz şahitsiniz ki ruhumu ebedi bir amaçta kurban edeceğim . Parlayan güneş . Işıldayan ay . Gürleyen gökyüzü . Çığlık atan yeryüzü . Kendi ateşimi kullanarak başka bir ateş yakacağım ve ardından kendime ait olanı söndüreceğim . Ebedi ışıltı ...

Ellerini göğe kaldırdı ve son kez bağırdı .

-ALACAKARANLIK YAĞMURU !

-SAMUR !
-Boşuna bağırma onları böyle zor buluruz .
-O zaman yardım et Yağmur !
-Asla ! Neden cep telefonlarını aramıyoruz ?
-Belki de az önce yerde kırık olarak bulduğumuz içindir ha ?
-Ah , ne kadar aptalım .
-Yeni bir şey değil ...
Tüm evin içinde Samur , Elmas ve Berçem'i aramışlardı fakat tek bir iz bile yoktu .

-AH !
-Ne oldu !?
-S- Samur !
-Ha ?

Bahçede 2 beden yatıyordu ve birisinin Samur'a ait olduğu kesindi . Parlak sarı olan uzun saçları kendini her zaman belli ediyordu . Fakat ... 2 adım ötesindeki diğer beden ise Elmas'a aitti ...

-ELMAS!
-SAMUR !

Koşarak 2 bedenin yanına gittiler . Yağmur eğildi ve Samur'un saçlarınnı yüzünden çekti . Dudaklarının kenarındaki kurumuş kan darbe aldığını kanıtlıyordu . Bir anlığına Elmas'a göz attı . Zümrüt Elmas'ın yüzüne dokunuyordu ve kanları silmeye çalışıyordu . İki kişi de darbe almışsa bu hiçte iyi bir işaret değildir . Ve üstelik Berçem de yoktu . Evden bir süreliğine ayrıldıklarında bunun olma ihtimali zihinlerinin en ufak parçasını bile işgal etmiyordu . Fakat o anki manzara berbattı .

-Yağmur ! Çabuk ambulansı ara !
-Evet ! Sonrada bize neden ikizlerimize şiddet uyguladığımızı sorsunlar ! Berçem kayıp ! Bu sefer hangi yalanı söylemeyi düşünüyorsun Zümrüt ? Artık bıktım ! Daha fazla yalan söyleyemeyiz ! Ya kendimiz çaresine akarız yada tüm marifetlerimizi anlatırız ! Seçim senin .
-Tamam kapa çeneni ! En azından Ahzen ve Yakut'u bulmaya çalış . Yakut yukarıda odasındaydı . Ahzen'e de telefonla ulaşırsın .
-Ah , tamam .

Koşarak yukarıya çıkıp hızlıca Yakut'a gördüklerini anlattıktan sonra telefonla Ahzen'i aramıştı . Ahzen olabildiğince hızıyla gelmeye çalışsa da yinede geç kalmıştı . Samur ve Elmas , Zümrüt ve Yağmur tarafından 3. kata taşınmıştı . Yakut ile Berçem'in odasında ikisi de ayrı bir yatakta uzanıyorlardı . Ahzen geldiğinde yanında Selen de vardı . Konuşmayı ilk Selen başlatmıştı

-Ne oldu ?
-Hiç bir fikrimiz yok . Onları böyle bulduk .
-Berçem nerede ?
-Onu da bilmiyoruz Ahzen .
-Ah ! Buldum .
-Yakut ! Nerede Berçem ?
-Hissediyorum ama sorun şu ki yanında başka kristaller de var ...
-Kristaller ?
-Evet . Kaçırılmış ... Yetenekli olanlar tarafından olduğu kesin .
-Emin misin ?
-Evet . Hissedebildiğimi söylemiştim .
-Selen ?
-Evet ...
-Nereye ?
-Önemli bir şey değil Zümrüt . Siz sadece bekleyin . Yakut bizimle gel .
-Yağmur burada kalsın ben gelebilirim .
-Neden ben kalıyorum ?
-Güç topu olmadığı için ömrü gittikçe azalan sensin belki ondandır ?
-Ah , ne aptalım .
-Yeni bir şey değil ...

Buz gibi havaya çıktıklarında mevsimin yaz olduğu akıllarına yeni gelmişti. Garipliği fark edince ilk başta şaşırsalar da önlerinde bulunan zor görevi tamamlamak zorundaydılar ...

güzel heyecanlı bi hikaye bi kerede 10. bölüme kadar okudum

Öhöm...ÖhömxD
Yeni başladım.1.bölümden 13.bölüme kadar büyük bir merakla okudum ve bayıldımmmmm Soluksuz okudum da denilebilir.Diyaloglarda kafam karıştı bunu kim söylüyor diye ama az çok anladım bişiler
Bu arada bunlar neden hep birbirlerine salak aptal diyorlar Samur kavgacı bir tip heralde.Diyalogları anlamışsam öyle oluyor
Şimdi Samur ve Yağmur kardeş mi oluyor birde orda kafam karıştı Onun dışında sorduklarımı zaten sormuşlar o yüzden sormuyorum cevaplarımı aldım
Bu arada spoiler süper^^^Tv programlarındaki gibi
Takipçinim Devamını istiyorummmmmmmmmmmm!!!!!

Hepinize çok teşekkür ederim Beni mutlu ediyorsunuz Beğenmenize sevindim Haji-Kun ve Neo-Empress Mistress Jeanne sağ olsunlar böyle bir şey çıktı Yeni bölümü bugün bırakabilirim

Aniiii
Samur ile Elmas Ölmedi dimii
Ayrıca Daha Fıratla ilgili bir bölümde koymadın
En son Dövüyorlardı O mu Değil mi Diye
Nolur Bölümü bugün Kooy

-Soğuk değil mi ?
-Ah , evet ...

Ahzen tüm gücüyle mekanik kanatlarını çalıştırıyordu . Çok yakında parçalanabilirlerdi fakat endişe etmiyordu . Berçem'in yerini saptamışlardı ve oraya gitmeleri gerekiyordu . Fakat bu aslında Zümrüt'ün Duygusal Güç - Ferah Zihin tekniğinden dolayı da olabilirdi . Ailelerinde bulunan 3 kız da çifte güce sahipti . Ve nedense erkeklerde hiç çifte güç yoktu . Lanet olasıca kadınlar , diye düşünüyordu Ahzen .

-Yakut ?
-Efendim ?
-Daha fazla uçmayı kaldırabilir misin ?
-Bana sorma . Zümrüt'ü taşıyan sensin . Ben kendimi yorulmadan taşıyabiliyorum .
-Tamam fakat yorulursan haber vermeyi ihmal etme .
-Tamam .

Ne sıradan bir cevap , diye düşündü Zümrüt . Tamam mı ? Ah , bu kelimeyi kullanmak çok basitçe . Neden aileden uzakken bile doğru düzgün konuşamıyoruz ki ? Belki de lanet olasıca Elmas burada değil diyedir .

-Yakut ? Uçarken yoğunlaşabilir misin ?
-Pek sanmıyorum . Fotonları kontrol etme derdinden hissetme duyularımı yoğunlaştıramıyorum .
-Ah , tamam . Sana biraz yardım etmeye çalışacağım . Ahzen kollarını biraz gevşetir misin ?
-Tamam . Omzumdan destek al Zümrüt .
-Sağ ol . Şimdi ! Duygusal Güç ! Ferah Zihin !

Yakut'un alnındaki işaret parlamaya başlamıştı . Sonra sönmüştü ve güç topu içinden çıkıp üçgen şeklini almıştı . Bu sefer kafatası bölgesinden içeriye geri girmişti . Yakut'un gözleri parlıyordu .

-Galiba tamamladım .
-Emin misin ?
-Tam değil . Neyse yoğunlaşmaya çalış .
-Tamam !

Fotonlar yoluyla gökyüzünü aydınlatan kanatlarının parlaklığı sönmüştü . Enerjisi dengeleniyordu . Gözlerini bir kez kapatıp 5 saniye sonra geri açtı.
Büyük ihtimalle hedefi bulmuştu .

-Şu taraftan !

Hafif kıvrılarak sola sapmışlardı . Sonra alçalmaya başladılar . Bir kuyruklu yıldız gibi süzülüyorlardı . Arkalarından çok az foton izleri kalıyordu . Yere indiklerinde bulundukları yerde sadece kafesler vardı .

-YUKARIDAN GİRİŞ ! YUKARIDAN GİRİŞ !
-Kaçın ! Astral Parlama !

Yakut'un göğüs kafesinde bir çiçek açmıştı . Solar sisteme benzer küçük toplar ve parlayan şeyler ile doluydu . Ardından yine kapandı ve parlak bir ışıkla yok oldu . Her yer parlamaya başlamıştı . Tuhaf bir şekilde merkezi belli olmayan ışıklar saçılıyordu . Herkesin gözleri kamaşmıştı . Yakut , Zümrüt ve Ahzen'i çekiştirerek bir kafesin arkasına sürüklemişti . Kafeste bulunan insanlar uyanıyorlardı . Çığlıklar geliyordu . Karmaşa başlatmışlardı .

-Berçem nerede !?
-Bekle !
-8. Renk !
-YAKUT !
-Paralel Eksen !

Zümrüt o saldırının Berçem'e ait olduğuna yemin edebilirdi . Fakat parlamadan görebildiği tek şey üstü yırtık bir kızdı ...



Dövme işlemine daha gelmedik Ama bugün çifte bölüm bırakabilirim

Yazım tarzını beğeniyorum.Yani çoğu yazarlarda gördüğüm bariz yanlışlar yok veya ben göremedim.(bkz:yalnız yerine yanlız ,bayağı yerine baya,eğlenmek yerine eylenmek,hala yerine hayla...vb yazmak)
onun dışında çok feci ultra hiper süper spoiler veriyosun.Tamam okuyucu bilgilendirmek iyi hoş ama hikayenin büyüsünü bozuyosun.(bkz: bu o kadar kötü bi spo olmuş ki.gelecek yeni bölümlerde hafiften ipuçlarıyla okuyucuya çözdürmeye çalışsaydın bu durumu bence daha bi güzel olurdu.) Kısacası spolara dikkat
daha önce mesajımda belirttiğim gibi diyalog sevmem.Ama senin yazını okurken diyaloglar da dahil sıkılmıyorum.Dengelemiş gibisin.Bu yönünü de sevdim.
bak ya yazcağımı unuttum tüü rezilliğim ya (2 dkka hatırlamaya çalıştım ve hatırladım)
Türkçe isimler kullanmışsın.İlk başta yadırgadım ama daha sonra hikayene ayrı bi hava kattığını düşündüm.Çünkü çoğu fanfic yazarı hikayesinde yabancı isimlere yer veriyor.
neyse çok yazdım galiba Önümüzdeki bölümlerde görüşmek dileğiyle esen kalın.

-SANA SON KEZ SÖYLÜYORUM ! O NEREDE !?
-Cidden bilmiyoru-
-BİZE YALAN SÖYLEME !
-Hayır ciddiyim bilmiyorum . Evet ben Fırat değilim fakat onun nerede olduğunu bilmiyorum .
-Neden kendini Fırat olarak gösterdin ?
-Ben emin değil-
-Sadece cevabı ver !
-Pardon ama ben bir insan bile değilim !
-NE ?
-Evet değilim ! Ben Kristal Ruhu bekçisiyim . Geçmişten kalma bir gölgeden başka bir şey değilim !
-Bizi oyalamaya çalışıyorsan işe yaramayacak .
-Hayır . Size doğruları söylüyorum . Benim adım Celesti . Berçem adı verilen soylu bir kızın geçmişten kalma ruhuyum . Onun gücü eskiden bana aitti . Ve ben öldükten sonra güç ona geçti . Soylu yetenek sıralamasında benim gücüm 11.'dir . Beni kullanarak bir yansıma yarattı . Sizlerden özür diliyorum . Biz bekçiler sahiplerimiz ne isterse yapmak zorundayız . Ona karşı koyamadım . Beni bağışlayın .

Herkes şaşırmış bir şekilde birbirine bakıyordu . Sonra Celesti'nin yavaşça silinmeye başladığını fark ettiler .

-Celesti ? Ne oluyor ?
-Sahibim ... Beni büyük ihtimalle geri çağırıyor . Gerçeği size söylediğim anda öğrenmiş olmalı . Bu arada Ezgi ... Güçlerine dikkat et . Değişebilirsin . Güçlerin yoldan çıkabilir . Gardiyanlarına asla güvenme . Onlar inanılacak kişiler değil . Sizle tanıştığıma memnunum . Fırat'ı çok yakında bulacaksınız . Size yardım edeceğim . Bu arada ... Fırat'ın kaybolduğunu sanacaklardır . Ezgi tekniklerin ile sen de benim gibi şekil değiştirebilirsin ve Fırat'ı bulabilirsin .

O sırada Fırat'ın yüzü yok olmuştu . Açık pembe saçları dalgalanan bir kadın yüzü belirmişti . Vücudu değişiyordu . En sonunda gerçek Celesti ortaya çıkmıştı . Elini açtı ve parıldayan bir şey uzattı .

-Ezgi bunu al . Sana yardımı olacaktır .
-Ne hakkında ?
-Bu eski ruhların kadim enerjisinden bir parçadır . Bunu kullanırsan gardiyanların daha hızlı belirecektir . Ve Fırat'ın gardiyanını uyandırarak onu geri getirebilirsiniz . Enerjinin bir kısmı büyük ihtimalle diğerlerine de taşacaktır . Dikkatli olmalısın . Görüştüğüme memnun olduğumu tekrar söylüyorum . Görüşmek üzere ...

Ve yavaşça parazitlenerek yok olmuştu . Ezgi ne yapacağını bilmiyordu sadece enerjiyi tutuyordu . Sonra onu göğüs kafesine yaklaştırdı . Enerji kendiliğinden içeriye girmişti . Bazı şeylerin değiştiğini hissedebiliyordu . Gardiyanı uyanıyordu ...




Evet çok kötü spoiler veriyorum galiba Bunu tek söyleyen sen değilsin Fena spoiler veriyorum o zamanlar evet Şimdi biraz daha iyi olduğumu düşünüyorum . Ah evet bayağı dikkat ediyorum yazım hatası yapmamaya . Bazen yazarken kırmızı çizgi görüyorum altında deli oluyorum . Doğru yazdığıma eminim bazılarında . Bazen forumdaki düzelticinin yanlış olduğunu düşünüyorum Evet isim konusu da tartışıldı. Hem forumdakiler ile hem de arkadaşlarım ile tartıştım . Genel olarak Türkçe ismi sevmeyen bir milletiz galiba . Onun için arada yabancı karakter olmasını iyi bulanlar var . Diyalog konusuna gelirsek o kısımda ben pek emin değilim Bazıları beğenirken bazıları fazla diyalog bulundurduğumu söylüyor . Oysa ki elimden geldiğince dengelemeye çalışıyorum . Ve ben de bazen ne diyeceğimi unutup aval aval ekrana bakıyorum

Lanet olasıca kadınlar mı Bu Ahzen'e de uyuz olmaya başladım.Hoş benim uyuz olmadığım karakter kalmaz böyle giderse xD
Neyse okudum.Celesti haa.Kristal Ruhu Bekçisi valla iyi ne denir ki
Devamını bekliyorum az bir de hüzünlü bölümler yap ölsünler falan hüzün dolsun

Samur da abisine falan laf ediyor sürekli Onun suçu yok gibi konuşma
Siz kadınlar yok musunuz

Ya ben Samur'u da sevmedim ki xD
Bu arada evet biz kadınlar varız(iğrenç bir espri olduxD)

Yerim senin esprini Yarın 16. bölümü bırakırım herhalde Ama uzun mu olsun kısa mı ? Gizemli mi olsun yoksa önceki olayları açıklayıcı mı ?

bak yine bırakırım dedin