Yeni Çağ'ın Başlangıcı(BİTTİ!) Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 28, 29, 30, 31, 32, 33, Sonraki |
|
Yazar
Mesaj
Alıntı:
İnsanların Psikolojik durumlarda çok çelişkili şeyler yaptıkları malumdur bazı deneyler sonucunda bulunan bulgular Psikolojinin ne kadar gözleme dayalı bir bilim dalı olduğunu gösterir durumdadır.
Ama ben yinede sizi anneme söyliycem



neyse fazla cıvıtmayalım çalışmalarında başarılar

Olmuyor....Sürekli Çevremdekilere Zarar Vermekten Bıktım...


Özür. Zihinsel meşguliyetim vardır. Bu da yazma isteğime engel oluyordu
Geldim. Teşekkürler Lord Kunzeite
_______________________________________________
Sabık Kral Yakta öfkeden ne yapacağını bilmez bir şekilde, yakında tamamen dünya yı yutacak olan Marduk halkına ve onun arkasındna gelen, ne olduğunu bilmediği şeye bakıyordu. Satre anlamış olmalıydı. Aslında asaya hiçbir şey yapmamıştı. İstediği zamana gidip gelebilirdi. Sadece onu kandırmıştı. Aslında gayet inanmışa benziyordu ama öyle olsa idi şu an yaşıyor olamazdı. Geçmişe gidip, doğmadan öldürürdü. O zaman fark etmemişti ama başka bir plan yapmıştı. Ne planladıysa arkadan gelen şeyin kendi için hayırlı olmadığını hissediyordu. Eskiden Simla'ya ait olan kristal bu gezegeni buraya getirebilmek adına kullandığı bir araçtı ama başka birşeyin daha gelmesine araç olmuştu."Lanet olsun!... Ha?... AHHHHHHHHHH!"Yakta hiç beklemediği bir yerden darbe aldı ve büyük bir acıyla kendini yerde yatarken buldu. Daha önce hissettiği bir güçtü bu. Üzerinin tüttüğünü fark edince bu duruma daha öncede düştüğünü fark etti. Uzun yıllar önce Abadren tarafından...?!
"SEN!"Yakta'ın gözleri önünde altın bir parıltı vardı. Altından yapılmış üçgen bir şekli tutan esmer saçlı, genç bir yüz. Endymion elleri arasında altın kristali tutuyordu. Yıllar önce Galaksiyanın ondan çaldığı yıldız tohumuydu bu. Tamamen savunma içgüdüsü ile hareket ederken kendiliğindne çıkmıştı. Daha önce altın kristalinin bir güce sahip olduğunu bilmiyordu. Yerde yatan adama baktığında etkili bir güçtü."Prens Endymion."Endymion başının hafifçe arkasına çevirdi. Mars ve diğer savaşçılar hayat da idiler. Şaşkın bir şekilde ölmüş olmayı bekliyorlardı."Yüzüme öyle bakmayın. Sizler de ölseydiniz Usagi'ye bunu nasıl söylerim?"Gözlerini gökyüzünde ortaya çıkan büyük gezegene çevirdi."Kızlar geri çekilin. Onunla ben ilgileneceğim. "Kızlar başlarını sallayarak geri çekildiler ve gezegene ve iki asil kana bakar oldular.
"Yada taşı sen de olamaz?"Yakta zorlukla ayağa kalktığında Endymiın hafifçe gülümsedi."İmkansız! O taşı sana mı verdi?Hem de daha bir kral olmadan!"Yada taşı geçmişi binlerce yıla dayanırdı. Taş, Bizzat Tengri tarafından verilmiş, Türk hakanlarının en büyükleri tarafından korunan efsanevi bir güce sahip taştı. Bu taş eskiden kendisi tarafından korunur, kullanılırdı. Abadren bu taşı ondan almanın bir yolunu bulmuştu. Bu taşa sahip olan büyük bir güce sahip olurdu. Taşın tüm havayı kontrol etme gücü vardı. Aslında normalde beyaz renkli bir taştı ama görünen o ki bu oğlanın yıldız tohumu içerisinde duruyordu. Demek daha önce bu oğlanda gördüğü gizli güç buydu. Bu durumdan hoşnutsuz olan Yakta, taşı bir yeni yetmenin eline bırakmamaya kararlıydı.
"Bu taşın gücünü sen kontrol edemezsin ufaklık. Kontrolünden çıkarsa dünyayı kendin maf edersin."
"Kontrol edebilirim. İstersen dene."
"Küstah."Yakta şu an kendini son derece sakin hissediyordu. Oğlanın hırsından memnundu. Hafif bir tebessüm ile yaklaştı. Gözlerini altın kristale dikti. Kendisinin aynısına benzer altın kristal... Dünya Kralı olacakları seçerken buna dikkat edilirdi. Altın kristalindne yıldız tohumu ile doğan her birey Dünya kralı olmak için yetiştirilirdi. Sorun ise buna sahip o kişiyi bulabilmekti. Kendisi yıllarca Abadreni aramıştı. Abadren de bu oğlanı. Aslında ilk gördüğünde büyük hayal kırıklığına uğramıştı. Bu oğlan ne kendisi ne de Aabadren kadar güçlü görünmüyordu. Nasıl olurdu da altın kristal bu oğlanda olabilir di? Anlaşılan düşüncesinin aksine kristal fiziksel güç dışında başka ölçütlere sahip kişiler içinde doğuyordu. Güç dediği şeyden daha önemli meziyetler. LANET OLSUN! diye içinden geçirdi Yakta. Güç herşeydi! ve bu oğlan gücü taşayabilecek kapasitede değildi!"HAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA"Yakta hızla Endymion'a saldırdı ama genç prens tohumunun içindeki Yada taşını kullanarak yıldırımı çağırdı ve Yaktayı geri püskürttü. Yakta birkaç dakika önceki halinde yerde üstü tutarken yatıyordu. Normalde bir insan ilk seferind eölmüştü tabi ama o normal bir insan değildi. Yakta daha da hırslandı ve tekrar ve tekrar saldırdı. Ve her seferinde aynı şekilde kendini yerde buldu."Artık dur Yakta!"
"Hayır genç."Yakta zoraki yerden kalktı. Yüzündeki acı çok açık okunuyordu."Bu lanet olasıca dünya ve o taş ve sen.... hepinizden nefret ediyorum! O taş benim!"
"DUR! Sen eskiden güçlü ve saygın bir kraldın!"
"Öyleydim! Halkım bana ihanet edene kadar!"Yakta bir an geçmişini gözlerinin önünden geçer buldu. Halkın isyan sesleri arasınd çalışmaya uğraşıyordu. Onlar için uğraş veriyordu ama onlar Abadren'in tahta geçmesini istiyorlardı. Sırf yaşlandığı için. Yaşlılık ha! İyi bir kral yaşla ölçülmezdi!"Haaaaaaaaaaaa!"Yakta görünmeyen kılıcını ortaya çıkardı ve Endymion'a saldırdı ama prens bu sefer rüzgar gücünü kullanarak onu geri püskürttü. Kılıç Yaktanın elinden düşmüştü ama Yakta daha da hırslanmış, öfkelenmişti. Kini gözlerini kör etmiş bir durumdaydı."Halkına ihanet eden sendin!"
"YALAN! BEN ONLAR İÇİN YAŞADIM! ALTIN KRİSTALİM KRALLARI OLDUĞUMUN KANITIDIR!"
"ONLARA ZORBALIK ETTİN! ONLARI DİNLEMEZ, UMURSAMAZ OLDUN! SIRF O ASA YÜZÜNDEN! KRAL ABADREN HERŞEYİ BANA ANLATTI. SENİ DEĞİŞTİREN ŞEY O ASAYDI! AYNI KRAL SATREYİ DEĞİŞTİRDİĞİ GİBİ! HALA ALTIN KRİSTALE SAHİP OLDUĞUNA İNANIYOR MUSUN!"Yakta tam karşılık verecekti ki veremedi. Satrenin eski ve sonraki halini hatırladı. O asayı yaptığında değişmeye başlamıştı. Ay'ın karanlık yüzeyi, karanlık enerji. Satre daha çok oranın enerjisinin kullandığını söylemişti. Sonra asa ona geçmişti. bir kez zaman yolculuğu yapmıştı ve sonra asaya daha düşkün olmuştu. Halk isyan etmeye başlamıştı... Altın kristal. Altın kristale hala sahipti. Değil miydi yoksa? Elini kalbine koydu. Parlak bir ışıkla beraber Yakta yıldız touhumunu çıkardı. çıakrdığı anda şok olmuştu."Yooo"Yıldız tohumu gri renkte parlıyordu ama altın değildi. Kaybetmişti. Altın Yıldız tohumunu kaybetmişti. Oğlan haklıydı artık ona sahip değildi.
"Altın kristal için güç sevgiden geçiyor efendi Yakta."
"Sevgi mi?"
"Dünyaya, insanlara ve herşeye duyduğun sevgi. Onları koruma arzusu. Altın kristal bu kişilerin içinde yaşar."Yakta bir an kendisinin küçük Abadrene anlattıklarını hatırladı. Aynı şeyi ona söylemişti. Bunu nasıl unutmuştu? Endymion Yaktanın gözlerinden göz yaşı aktığını görünce şaşırdı."Kral Yakta, siz yüce bir kralsınız. Sadece karanlık enerji aklınızı kontrol etti. Lütfen artık Kral Abadren'in hayranlık ve sevgiyle anlattığı babasını bana gösterin. Sizi her zaman sevdi. Bu yüzden öldürmedi. Birgün gerçeği göreceğinizi ve eski haline döneceğinize inandı."Endymion nedne bunları şimdi hatırladığını bilmiyordu. Belki de altın kristal açığa çıkınca saklı kalan geçmişte ortaya çıkıyordu. "Abadren."Yakta oğlu gibi sevdiği, babalık yaptığı oğlanın ona hayran dolu bakışlarını hatırladı. Onu sürgüne gönderdiğinde gözlerindeki hüzün ama umudu..."Oğlum."Yakta geçmişte yaptığı kötü şeyleri hatırladıkça yere yıkıldı. Gerçeğin acısını zor kaldırıyordu. Ölesiye sevdiği insnalarını,dünyayı ve oğluna gerçekten de zorbalık ve hainlik etmişti. Bunu nasıl yapabilirdi? Gözlerinden akan yaşlar kristaline damlayınca, kristal parladı."Bu ne?"Yakta ve Endymion hayranla parıldıyan kristale baktılar. Kristal gül şeklinde altın rengiyle parıldıyordu."Çok güzel."dedi Jupiter. Herkes hayranlıkla Altın kristale bakıyordu. Endymion bile daha önce bu kadar güzel bir yıldız yohumu görmediğini düşünüyordu;Usagiyi saymazsa. Aslında onunkine benzediğini fark etti ama altının zarafetini yansıtıyordu.
"Baba"
"Ha?"Yakta arkasındna gelen sese döndü. Kral Abaderen tüm ihtişamı ile duruyordu. Yakta'ın şaşkınlığını görünce sevgiyle gülümsedi."Abadren."
"Seni özledim baba."


_______________________________________________
Sabık Kral Yakta öfkeden ne yapacağını bilmez bir şekilde, yakında tamamen dünya yı yutacak olan Marduk halkına ve onun arkasındna gelen, ne olduğunu bilmediği şeye bakıyordu. Satre anlamış olmalıydı. Aslında asaya hiçbir şey yapmamıştı. İstediği zamana gidip gelebilirdi. Sadece onu kandırmıştı. Aslında gayet inanmışa benziyordu ama öyle olsa idi şu an yaşıyor olamazdı. Geçmişe gidip, doğmadan öldürürdü. O zaman fark etmemişti ama başka bir plan yapmıştı. Ne planladıysa arkadan gelen şeyin kendi için hayırlı olmadığını hissediyordu. Eskiden Simla'ya ait olan kristal bu gezegeni buraya getirebilmek adına kullandığı bir araçtı ama başka birşeyin daha gelmesine araç olmuştu."Lanet olsun!... Ha?... AHHHHHHHHHH!"Yakta hiç beklemediği bir yerden darbe aldı ve büyük bir acıyla kendini yerde yatarken buldu. Daha önce hissettiği bir güçtü bu. Üzerinin tüttüğünü fark edince bu duruma daha öncede düştüğünü fark etti. Uzun yıllar önce Abadren tarafından...?!
"SEN!"Yakta'ın gözleri önünde altın bir parıltı vardı. Altından yapılmış üçgen bir şekli tutan esmer saçlı, genç bir yüz. Endymion elleri arasında altın kristali tutuyordu. Yıllar önce Galaksiyanın ondan çaldığı yıldız tohumuydu bu. Tamamen savunma içgüdüsü ile hareket ederken kendiliğindne çıkmıştı. Daha önce altın kristalinin bir güce sahip olduğunu bilmiyordu. Yerde yatan adama baktığında etkili bir güçtü."Prens Endymion."Endymion başının hafifçe arkasına çevirdi. Mars ve diğer savaşçılar hayat da idiler. Şaşkın bir şekilde ölmüş olmayı bekliyorlardı."Yüzüme öyle bakmayın. Sizler de ölseydiniz Usagi'ye bunu nasıl söylerim?"Gözlerini gökyüzünde ortaya çıkan büyük gezegene çevirdi."Kızlar geri çekilin. Onunla ben ilgileneceğim. "Kızlar başlarını sallayarak geri çekildiler ve gezegene ve iki asil kana bakar oldular.
"Yada taşı sen de olamaz?"Yakta zorlukla ayağa kalktığında Endymiın hafifçe gülümsedi."İmkansız! O taşı sana mı verdi?Hem de daha bir kral olmadan!"Yada taşı geçmişi binlerce yıla dayanırdı. Taş, Bizzat Tengri tarafından verilmiş, Türk hakanlarının en büyükleri tarafından korunan efsanevi bir güce sahip taştı. Bu taş eskiden kendisi tarafından korunur, kullanılırdı. Abadren bu taşı ondan almanın bir yolunu bulmuştu. Bu taşa sahip olan büyük bir güce sahip olurdu. Taşın tüm havayı kontrol etme gücü vardı. Aslında normalde beyaz renkli bir taştı ama görünen o ki bu oğlanın yıldız tohumu içerisinde duruyordu. Demek daha önce bu oğlanda gördüğü gizli güç buydu. Bu durumdan hoşnutsuz olan Yakta, taşı bir yeni yetmenin eline bırakmamaya kararlıydı.
"Bu taşın gücünü sen kontrol edemezsin ufaklık. Kontrolünden çıkarsa dünyayı kendin maf edersin."
"Kontrol edebilirim. İstersen dene."
"Küstah."Yakta şu an kendini son derece sakin hissediyordu. Oğlanın hırsından memnundu. Hafif bir tebessüm ile yaklaştı. Gözlerini altın kristale dikti. Kendisinin aynısına benzer altın kristal... Dünya Kralı olacakları seçerken buna dikkat edilirdi. Altın kristalindne yıldız tohumu ile doğan her birey Dünya kralı olmak için yetiştirilirdi. Sorun ise buna sahip o kişiyi bulabilmekti. Kendisi yıllarca Abadreni aramıştı. Abadren de bu oğlanı. Aslında ilk gördüğünde büyük hayal kırıklığına uğramıştı. Bu oğlan ne kendisi ne de Aabadren kadar güçlü görünmüyordu. Nasıl olurdu da altın kristal bu oğlanda olabilir di? Anlaşılan düşüncesinin aksine kristal fiziksel güç dışında başka ölçütlere sahip kişiler içinde doğuyordu. Güç dediği şeyden daha önemli meziyetler. LANET OLSUN! diye içinden geçirdi Yakta. Güç herşeydi! ve bu oğlan gücü taşayabilecek kapasitede değildi!"HAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA"Yakta hızla Endymion'a saldırdı ama genç prens tohumunun içindeki Yada taşını kullanarak yıldırımı çağırdı ve Yaktayı geri püskürttü. Yakta birkaç dakika önceki halinde yerde üstü tutarken yatıyordu. Normalde bir insan ilk seferind eölmüştü tabi ama o normal bir insan değildi. Yakta daha da hırslandı ve tekrar ve tekrar saldırdı. Ve her seferinde aynı şekilde kendini yerde buldu."Artık dur Yakta!"
"Hayır genç."Yakta zoraki yerden kalktı. Yüzündeki acı çok açık okunuyordu."Bu lanet olasıca dünya ve o taş ve sen.... hepinizden nefret ediyorum! O taş benim!"
"DUR! Sen eskiden güçlü ve saygın bir kraldın!"
"Öyleydim! Halkım bana ihanet edene kadar!"Yakta bir an geçmişini gözlerinin önünden geçer buldu. Halkın isyan sesleri arasınd çalışmaya uğraşıyordu. Onlar için uğraş veriyordu ama onlar Abadren'in tahta geçmesini istiyorlardı. Sırf yaşlandığı için. Yaşlılık ha! İyi bir kral yaşla ölçülmezdi!"Haaaaaaaaaaaa!"Yakta görünmeyen kılıcını ortaya çıkardı ve Endymion'a saldırdı ama prens bu sefer rüzgar gücünü kullanarak onu geri püskürttü. Kılıç Yaktanın elinden düşmüştü ama Yakta daha da hırslanmış, öfkelenmişti. Kini gözlerini kör etmiş bir durumdaydı."Halkına ihanet eden sendin!"
"YALAN! BEN ONLAR İÇİN YAŞADIM! ALTIN KRİSTALİM KRALLARI OLDUĞUMUN KANITIDIR!"
"ONLARA ZORBALIK ETTİN! ONLARI DİNLEMEZ, UMURSAMAZ OLDUN! SIRF O ASA YÜZÜNDEN! KRAL ABADREN HERŞEYİ BANA ANLATTI. SENİ DEĞİŞTİREN ŞEY O ASAYDI! AYNI KRAL SATREYİ DEĞİŞTİRDİĞİ GİBİ! HALA ALTIN KRİSTALE SAHİP OLDUĞUNA İNANIYOR MUSUN!"Yakta tam karşılık verecekti ki veremedi. Satrenin eski ve sonraki halini hatırladı. O asayı yaptığında değişmeye başlamıştı. Ay'ın karanlık yüzeyi, karanlık enerji. Satre daha çok oranın enerjisinin kullandığını söylemişti. Sonra asa ona geçmişti. bir kez zaman yolculuğu yapmıştı ve sonra asaya daha düşkün olmuştu. Halk isyan etmeye başlamıştı... Altın kristal. Altın kristale hala sahipti. Değil miydi yoksa? Elini kalbine koydu. Parlak bir ışıkla beraber Yakta yıldız touhumunu çıkardı. çıakrdığı anda şok olmuştu."Yooo"Yıldız tohumu gri renkte parlıyordu ama altın değildi. Kaybetmişti. Altın Yıldız tohumunu kaybetmişti. Oğlan haklıydı artık ona sahip değildi.
"Altın kristal için güç sevgiden geçiyor efendi Yakta."
"Sevgi mi?"
"Dünyaya, insanlara ve herşeye duyduğun sevgi. Onları koruma arzusu. Altın kristal bu kişilerin içinde yaşar."Yakta bir an kendisinin küçük Abadrene anlattıklarını hatırladı. Aynı şeyi ona söylemişti. Bunu nasıl unutmuştu? Endymion Yaktanın gözlerinden göz yaşı aktığını görünce şaşırdı."Kral Yakta, siz yüce bir kralsınız. Sadece karanlık enerji aklınızı kontrol etti. Lütfen artık Kral Abadren'in hayranlık ve sevgiyle anlattığı babasını bana gösterin. Sizi her zaman sevdi. Bu yüzden öldürmedi. Birgün gerçeği göreceğinizi ve eski haline döneceğinize inandı."Endymion nedne bunları şimdi hatırladığını bilmiyordu. Belki de altın kristal açığa çıkınca saklı kalan geçmişte ortaya çıkıyordu. "Abadren."Yakta oğlu gibi sevdiği, babalık yaptığı oğlanın ona hayran dolu bakışlarını hatırladı. Onu sürgüne gönderdiğinde gözlerindeki hüzün ama umudu..."Oğlum."Yakta geçmişte yaptığı kötü şeyleri hatırladıkça yere yıkıldı. Gerçeğin acısını zor kaldırıyordu. Ölesiye sevdiği insnalarını,dünyayı ve oğluna gerçekten de zorbalık ve hainlik etmişti. Bunu nasıl yapabilirdi? Gözlerinden akan yaşlar kristaline damlayınca, kristal parladı."Bu ne?"Yakta ve Endymion hayranla parıldıyan kristale baktılar. Kristal gül şeklinde altın rengiyle parıldıyordu."Çok güzel."dedi Jupiter. Herkes hayranlıkla Altın kristale bakıyordu. Endymion bile daha önce bu kadar güzel bir yıldız yohumu görmediğini düşünüyordu;Usagiyi saymazsa. Aslında onunkine benzediğini fark etti ama altının zarafetini yansıtıyordu.
"Baba"
"Ha?"Yakta arkasındna gelen sese döndü. Kral Abaderen tüm ihtişamı ile duruyordu. Yakta'ın şaşkınlığını görünce sevgiyle gülümsedi."Abadren."
"Seni özledim baba."
Sultanların Günlüğü (İlk kitabım çıktı.
SAİLOR MOON 7.SEZON:YENİ ÇAĞ'IN BAŞLANGICI FANFİC YAZIM BİTTİ! OKUMAK İÇİN TIKLAYIN(Okumayanı dövüyorlar XD.)
Neptun'e avatar ve imza için teşekkürler
SAİLOR MOON 7.SEZON:YENİ ÇAĞ'IN BAŞLANGICI FANFİC YAZIM BİTTİ! OKUMAK İÇİN TIKLAYIN(Okumayanı dövüyorlar XD.)

Neptun'e avatar ve imza için teşekkürler



http://www.youtube.com/watch?v=Pk8hh-JpCjI
Bunun eşliğinde okuyun
Devam edecektim de heyecanlı yerde keseyim dedim
Bunun eşliğinde okuyun



Devam edecektim de heyecanlı yerde keseyim dedim

Sultanların Günlüğü (İlk kitabım çıktı.
SAİLOR MOON 7.SEZON:YENİ ÇAĞ'IN BAŞLANGICI FANFİC YAZIM BİTTİ! OKUMAK İÇİN TIKLAYIN(Okumayanı dövüyorlar XD.)
Neptun'e avatar ve imza için teşekkürler
SAİLOR MOON 7.SEZON:YENİ ÇAĞ'IN BAŞLANGICI FANFİC YAZIM BİTTİ! OKUMAK İÇİN TIKLAYIN(Okumayanı dövüyorlar XD.)

Neptun'e avatar ve imza için teşekkürler



Çok naziksin, çok teşekkürler 

Sultanların Günlüğü (İlk kitabım çıktı.
SAİLOR MOON 7.SEZON:YENİ ÇAĞ'IN BAŞLANGICI FANFİC YAZIM BİTTİ! OKUMAK İÇİN TIKLAYIN(Okumayanı dövüyorlar XD.)
Neptun'e avatar ve imza için teşekkürler
SAİLOR MOON 7.SEZON:YENİ ÇAĞ'IN BAŞLANGICI FANFİC YAZIM BİTTİ! OKUMAK İÇİN TIKLAYIN(Okumayanı dövüyorlar XD.)

Neptun'e avatar ve imza için teşekkürler



Usagi Usagi Usagi



Sultanların Günlüğü (İlk kitabım çıktı.
SAİLOR MOON 7.SEZON:YENİ ÇAĞ'IN BAŞLANGICI FANFİC YAZIM BİTTİ! OKUMAK İÇİN TIKLAYIN(Okumayanı dövüyorlar XD.)
Neptun'e avatar ve imza için teşekkürler
SAİLOR MOON 7.SEZON:YENİ ÇAĞ'IN BAŞLANGICI FANFİC YAZIM BİTTİ! OKUMAK İÇİN TIKLAYIN(Okumayanı dövüyorlar XD.)

Neptun'e avatar ve imza için teşekkürler


Vay anam vayyy, okumayalı işler karışmış, Usagi darlanmış da kristalini kullanırmışş, Mamorunun içinden kristaller fışkırırmışş, Kakyuu ölürmüşş amanın ne çok şey kaçırmışım ben yaaa, neyse hepsini birden okumak daha da zevkli oluyorrr,
Devammmmmm (:
Devammmmmm (:
Spoiler:
I'm the bone of my sword.


Dikkat ederseniz eğer anime de gelecekte dış gezegen savaşçıları yok 

Sultanların Günlüğü (İlk kitabım çıktı.
SAİLOR MOON 7.SEZON:YENİ ÇAĞ'IN BAŞLANGICI FANFİC YAZIM BİTTİ! OKUMAK İÇİN TIKLAYIN(Okumayanı dövüyorlar XD.)
Neptun'e avatar ve imza için teşekkürler
SAİLOR MOON 7.SEZON:YENİ ÇAĞ'IN BAŞLANGICI FANFİC YAZIM BİTTİ! OKUMAK İÇİN TIKLAYIN(Okumayanı dövüyorlar XD.)

Neptun'e avatar ve imza için teşekkürler



Zaman kapısında görevli biri için var olmak zor değil ki
Zaman çok ilginç ve karmnaşık bir kavramdır. Aslında plüton her daim o kapıda beklemekte mantık kurar isek çünkü geçmiş gelecek ve şimdili zaman içinde bekliyor. Ayrıca biz onu sadece kara ay saldırısı zamanında gördük. Sonraki ilerleyen günlerde geldi ayrıldı kapıdan. 


Sultanların Günlüğü (İlk kitabım çıktı.
SAİLOR MOON 7.SEZON:YENİ ÇAĞ'IN BAŞLANGICI FANFİC YAZIM BİTTİ! OKUMAK İÇİN TIKLAYIN(Okumayanı dövüyorlar XD.)
Neptun'e avatar ve imza için teşekkürler
SAİLOR MOON 7.SEZON:YENİ ÇAĞ'IN BAŞLANGICI FANFİC YAZIM BİTTİ! OKUMAK İÇİN TIKLAYIN(Okumayanı dövüyorlar XD.)

Neptun'e avatar ve imza için teşekkürler


Sabık Kral Yakta karşısındaki genç sarışın adama bakıyordu. Onu en son gördüğün zamandan bu yana daha olgun bir görünüme sahip olmuştu hatta belki o dönemine göre biraz daha yaşlı sayılırdı ama sonuçta kendisiyle karşılaştırılınca Abadren hala daha gençti. Aslında şu an ikisi ağabey kardeş gibi görünen iki genç adamdı. Kim tahmin edebilirdi ki aralarında 1000 yaş gibi fark olduğunu ve bu oğlanı oğlu gibi büyüttüğünü?
İç gezegen savaşçıları Kral Abaderen'in geldiğini görünce heyecanlandılar. İçlerine doğan umut sevince dönüştü. Bu Akriha'nın da burada olduğu anlamına geliyordu. Demek ki artık kurtulmuşlardı. Dış gezegen savaşçıları.... belki onları kurtarmıştı."Efendim... Kraliçe burada mı?"Merkür zor yürüsede hala güçlüydü. Gözlerindeki parıltı karşısında Abadren babacan bir gülümseyişle genç kıza baktı."Akriha burada değil."
"Ah. Biz onun da geleceğini düşünmüştük."dedi Jupiter. Hayal kırıklığına uğradığu her halinden belliydi."Kralım... Arkadaşlarımız... onlar..."
"Biliyorum Venüs."Genç Kral hüzünle Yakta'ya baktı. Kral Yakta kızlara arkasını dönüktü ama Abadren onu net görüyordu. Gözlerinde pişmanlık ve hüzün vardı sabık kralın. Mars sessizlik karşısında sinirlendi. Artık birşey yapılamayacak demek miydi bu? Çok mu geçti?""BU KADAR MI! BİRŞEY YAPMAYACAK MISINIZ?!"
"Mars!..."dedi Endymion sert bir şekilde. Bunun üzerine tepkisinden pişamn olan Mars geri adım attı."Mars, biz Tanrı değiliz. Ölüleri diriltemeyiz."
"Ama daha önce, birçok kez bizleri diriltiniz. Siz bile döndünüz."Venüs hala bir umut ışığı arıyordu."Bu benim uzmanlık alanım değil,bu kesin. Ruh bedenden ayrılmadan önce yapılmalı herşey. Akriha'yı bir aydır görmüyorum. Bu konuda bilgim yok fakat fazla umutlanmayın."Mars dudağını ısırırken etrafı kaplayan gölge daha dikkat çeker oldu. Hepsi birden gökyüzüne baktıklarınd akızıl bir gezegenin artık daha yakında göründüğünü fark ettiler. Birkaç saniye gçemişti ki yer sarsıntıları başladı."Bu da nedir?"
"Deprem oluyor!"Jupiter az kalsın düşecek olan Venüsü sıkı sıkıya tutup kendine çekti. Venüs minnettar bir şekilde gülümserken Mars'ın içinde korkunç hisler doğdu."Fizik kuralı kızlar! İki büyük cisim yan yana geldiğinde birbirini yok eder!"Merkür her zaman okulda fizik dersinde son derece başarılıydı. Yine de bu bilgiye vakıf olmak onu daha rahatsız eder hale geldi. Yakta gezegen dışında arkadan gelen enerjinin kaybolduğunu gördüğünde ilk başta şaşırdı ama sonra onun aslında Abadren olduğunu anlayınca rahatladı. demek ki Satre hala ona sadıktı.
"Ne yapacağız efendim?"Endymion her iki adama da bakıyordu. "Ben Marduk'a gidiyorum. Satre benim kontrolümde. Sizlerde İstanbul'a gidin. Marmara denizindeki kristal yapıyı yok ederseniz gezegen geldiği zaman dönecektir. Hala tam geçişi sağlayamadı yoksa şu an dünya çoktan yok olmuştu."Yakta karralı bir şekilde altın kristalini içine geri soktu ve ışınlanarak kayboldu. Endymion sabık kralı taklit ederek kristalini içine geri koydu ve Abadrene baktı. Abadren'in yüzünde hoş bir tebessüm vardı."Gidiyoruz. Bana yaklaşın ve el ele tutunun."Herkes Abadren'in emriyle sarsıntılar eşliğinde zorlukla yürüyerek adama yaklaştılar ve ellerini birleştirdiler. Birkaç saniye içerisinde ise kendilerini istanbulda buldular. Marmara denizinin tepesinde kristal yapının karşısındalardı."Ohh hep buraya gelmek istemişimdir."dedi Venüs ama etrafındaki binaların yarısının yerle bir olduğunu, insnaların çığlık çığlığa olduğunu görünce içi acıdır ve korktu."Tüm dünya şu an bu halde."dedi Abadren."kristali yok etmek kolay olmayacak."
"Bunu halledebiliriz. Öncekini yok edebilmişti efendim."
"Mars... kolay olmayacak çünkü bu kristal bir ruh taşıyor...büyükbabanın ruhunu ve bilincini."Mars'ın bu gerçek karşısında gözleri fal taşı gibi açılırken, Akriha da sürekli hareket halinde olan dünya dan daha küçük olan ama ondan daha güzel görünen evi, gezegenin de yeşillikler içinde durarak turkuaz denize bakıyordu. Gözleri endişe içindeydi. Arkasına dönerek evren bahçesine baktı. Trilyonlarca-farklı renklerde- normal çiçeklerden daha büyük, gül çiçekler vardı. Her biri bir gezegeni temsil ediyordu ve bahçenin merkezindeki mavi-yeşil renkteki en güzel görünen gül solmaya başlamıştı. Akriha gözyaşını bu güle akıttı ve gözlerini sıkıca yumdu. Gül parladı ama bir süre...kısa süre sonra aniden gül tamamen soldu ve boynunu büktü. Bununla birlikte Akriha hissettiği acı karşısında kalbini tuttu ve o şekilde hiç kıpırdamadan evren bahçesinin merkezinde durdu.
Tüm evrende bu olay hissedilmişti. Dünya artık öldmüştü...
ve dünyanın şu anki görünümü.....
İç gezegen savaşçıları Kral Abaderen'in geldiğini görünce heyecanlandılar. İçlerine doğan umut sevince dönüştü. Bu Akriha'nın da burada olduğu anlamına geliyordu. Demek ki artık kurtulmuşlardı. Dış gezegen savaşçıları.... belki onları kurtarmıştı."Efendim... Kraliçe burada mı?"Merkür zor yürüsede hala güçlüydü. Gözlerindeki parıltı karşısında Abadren babacan bir gülümseyişle genç kıza baktı."Akriha burada değil."
"Ah. Biz onun da geleceğini düşünmüştük."dedi Jupiter. Hayal kırıklığına uğradığu her halinden belliydi."Kralım... Arkadaşlarımız... onlar..."
"Biliyorum Venüs."Genç Kral hüzünle Yakta'ya baktı. Kral Yakta kızlara arkasını dönüktü ama Abadren onu net görüyordu. Gözlerinde pişmanlık ve hüzün vardı sabık kralın. Mars sessizlik karşısında sinirlendi. Artık birşey yapılamayacak demek miydi bu? Çok mu geçti?""BU KADAR MI! BİRŞEY YAPMAYACAK MISINIZ?!"
"Mars!..."dedi Endymion sert bir şekilde. Bunun üzerine tepkisinden pişamn olan Mars geri adım attı."Mars, biz Tanrı değiliz. Ölüleri diriltemeyiz."
"Ama daha önce, birçok kez bizleri diriltiniz. Siz bile döndünüz."Venüs hala bir umut ışığı arıyordu."Bu benim uzmanlık alanım değil,bu kesin. Ruh bedenden ayrılmadan önce yapılmalı herşey. Akriha'yı bir aydır görmüyorum. Bu konuda bilgim yok fakat fazla umutlanmayın."Mars dudağını ısırırken etrafı kaplayan gölge daha dikkat çeker oldu. Hepsi birden gökyüzüne baktıklarınd akızıl bir gezegenin artık daha yakında göründüğünü fark ettiler. Birkaç saniye gçemişti ki yer sarsıntıları başladı."Bu da nedir?"
"Deprem oluyor!"Jupiter az kalsın düşecek olan Venüsü sıkı sıkıya tutup kendine çekti. Venüs minnettar bir şekilde gülümserken Mars'ın içinde korkunç hisler doğdu."Fizik kuralı kızlar! İki büyük cisim yan yana geldiğinde birbirini yok eder!"Merkür her zaman okulda fizik dersinde son derece başarılıydı. Yine de bu bilgiye vakıf olmak onu daha rahatsız eder hale geldi. Yakta gezegen dışında arkadan gelen enerjinin kaybolduğunu gördüğünde ilk başta şaşırdı ama sonra onun aslında Abadren olduğunu anlayınca rahatladı. demek ki Satre hala ona sadıktı.
"Ne yapacağız efendim?"Endymion her iki adama da bakıyordu. "Ben Marduk'a gidiyorum. Satre benim kontrolümde. Sizlerde İstanbul'a gidin. Marmara denizindeki kristal yapıyı yok ederseniz gezegen geldiği zaman dönecektir. Hala tam geçişi sağlayamadı yoksa şu an dünya çoktan yok olmuştu."Yakta karralı bir şekilde altın kristalini içine geri soktu ve ışınlanarak kayboldu. Endymion sabık kralı taklit ederek kristalini içine geri koydu ve Abadrene baktı. Abadren'in yüzünde hoş bir tebessüm vardı."Gidiyoruz. Bana yaklaşın ve el ele tutunun."Herkes Abadren'in emriyle sarsıntılar eşliğinde zorlukla yürüyerek adama yaklaştılar ve ellerini birleştirdiler. Birkaç saniye içerisinde ise kendilerini istanbulda buldular. Marmara denizinin tepesinde kristal yapının karşısındalardı."Ohh hep buraya gelmek istemişimdir."dedi Venüs ama etrafındaki binaların yarısının yerle bir olduğunu, insnaların çığlık çığlığa olduğunu görünce içi acıdır ve korktu."Tüm dünya şu an bu halde."dedi Abadren."kristali yok etmek kolay olmayacak."
"Bunu halledebiliriz. Öncekini yok edebilmişti efendim."
"Mars... kolay olmayacak çünkü bu kristal bir ruh taşıyor...büyükbabanın ruhunu ve bilincini."Mars'ın bu gerçek karşısında gözleri fal taşı gibi açılırken, Akriha da sürekli hareket halinde olan dünya dan daha küçük olan ama ondan daha güzel görünen evi, gezegenin de yeşillikler içinde durarak turkuaz denize bakıyordu. Gözleri endişe içindeydi. Arkasına dönerek evren bahçesine baktı. Trilyonlarca-farklı renklerde- normal çiçeklerden daha büyük, gül çiçekler vardı. Her biri bir gezegeni temsil ediyordu ve bahçenin merkezindeki mavi-yeşil renkteki en güzel görünen gül solmaya başlamıştı. Akriha gözyaşını bu güle akıttı ve gözlerini sıkıca yumdu. Gül parladı ama bir süre...kısa süre sonra aniden gül tamamen soldu ve boynunu büktü. Bununla birlikte Akriha hissettiği acı karşısında kalbini tuttu ve o şekilde hiç kıpırdamadan evren bahçesinin merkezinde durdu.
Tüm evrende bu olay hissedilmişti. Dünya artık öldmüştü...
ve dünyanın şu anki görünümü.....
Spoiler:
Sultanların Günlüğü (İlk kitabım çıktı.
SAİLOR MOON 7.SEZON:YENİ ÇAĞ'IN BAŞLANGICI FANFİC YAZIM BİTTİ! OKUMAK İÇİN TIKLAYIN(Okumayanı dövüyorlar XD.)
Neptun'e avatar ve imza için teşekkürler
SAİLOR MOON 7.SEZON:YENİ ÇAĞ'IN BAŞLANGICI FANFİC YAZIM BİTTİ! OKUMAK İÇİN TIKLAYIN(Okumayanı dövüyorlar XD.)

Neptun'e avatar ve imza için teşekkürler



29. sayfa (Toplam 33 sayfa) [ 481 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |