Nihayet yau ben de merak ediyordum narutoyla ilgili bi fanfic yok mu diye çok sevndim buna işte hemen okucam

Uzun zamandır planlıyordum, yaz boyu oturup bunu yazdım x)

2. BÖLÜM / AŞK KEHANETİ ÖNLEDİ! MADARA'NIN ÖFKESİ

(1. BÖLÜMÜN ÖZETİ:
Sakura, Naruto'nun kendisini bırakıp gittiğinden endişelendi. Sonra bu fikre kendini çok fazla kaptırıp, Naruto'yu aramaya çıktı. Naruto, Hinata'ya kendisini neden sevdiğini sordu. Naruto, Hinata'nın ona verdiği cevaba ağlayıp ormana kaçtı. Sakura, Naruto'yu ormanda buldu. Yola o gün çıkmaya karar verdiler.)

SAKURA, NARUTO & KAKASHİ-SENSEİ

" Sensei! " Kakashi ona doğru hızla koşmakta olan Sakura'ya her zamanki gibi gözlerini dikti. " Sakura... Naruto nerede? " Sakura'nın yüzünü bir sırıtış kapladı. " Yarışıyorduk. Sanırım o biraz arkada kaldı. " Birden arkalarındaki çalılardan bir ses geldi. Sonra birisi sürünerek nefes nefese bir şekilde o çalıların arasından çıktı. Sensei gülümserken, Sakura kendini koyvermişti. " Naruto! Haha! " Naruto aniden durdu. Ayağa kalktı ve üstünü silkeledi. " Bugün gidiyoruz, Kakashi-sensei. " Hatake Kakashi'nin yüzü hemen ciddileşti. Naruto'ya elini uzattı. Fakat Naruto elini sıkmak yerine Kakashi-sensei'ye sarıldı. " Ero-sennin'den sonra bana en yakın kişilerden biri olduğunuz için size minnettarım. Size yaptığım her şey için affedin. " Anlaşılan bu Pein Naruto'nun kafasına çok sert vurmuştu. Çocuğun beyin fonksiyonları tamamen yenilenmişti. Şimdi küstah Naruto yerine alçak gönüllü bir Naruto vardı karşımızda. Ama; bir süreliğine tabi ki. Sensei sarılma anıyla bir an şok yaşadı. Sonra ne yapacağını kestiremeden sol eliyle Naruto'nun sırtına dokundu. " Endişe etme. Kendinize iyi bakın. İyi haberlerle dönmenizi umacağım. Sizinle beraber birinin gelmesini istemediğinize emin misiniz? " Sakura ilk defa konuştu. " Kesinlikle. Bu bizim işimiz. Ve biz buraya Sasuke-kun ile beraber döneceğiz! " Naruto sıkıntılı bir şekilde senseisinin yüzüne baktı. " Sensei... Eğer Sasuke'yi buraya geri getirmeyi başarsak bile, o S derecesinden bir suçlu sayılıyor. Ona ne yapacaklar? " Kakashi bir süre öylece durdu. Düşünüyormuş gibi. " Bunu Hokage'yle görüşeceğim. S derecesi en kötü suçluları belirtir. Yani cezaları... (susar.) " Naruto gerisini beklemedi. " Sizden ve Tsunade baa-chan'dan başka kimsenin gittiğimizi bilmelerini istemiyoruz. Biraz sonra karanlık çöker. O zaman yola çıkacağız. Sizi bir daha görebileceğimizi sanmıyoruz. Bu yüzden şimdiden hoşçakalın. " İkisi beraber uzaklaştılar.

HİNATA (1. Şahıs)

Konuşmaların hepsini duymuştum. Demek gidiyorlardı. Hayır diye bağırarak koşmak istiyordum. Gitme demek istiyordum. Hayatımda ilk defa Naruto-kun'u ağlarken gördüm. Neden ağlamıştı acaba? Hiçbir fikrim yoktu. Karanlık çökünce demişlerdi. Ben de onlarla gitmek istiyordum. Onların gittikleri yönde koşmaya başladım. Sonra onları gördüm. Benden biraz uzaktaydılar. Birden durdular ve bir ağacın altına çöktüler.

SAKURA, NARUTO & HİNATA

Sakura ve Naruto daldan dala uçuyorlardı resmen. " Naruto sen iyi misin? " Naruto şaşırmış bir şekilde ona baktı. Daldan dala atlamaya devam ediyordu bu arada. " Evet... de niye ki? " Sakura omuz silkti. " Boşver. Güneşin batmasın kala kala on dakika kaldı. On dakika boyunca şu ağacı altında dinlenelim biraz, sonra köyün dışına çıkarız. " Aynı anda durup aynı anda ağacın altına oturdular. " Planımızı gözden geçirelim. " Naruto, kunailerinin bulunduğu bacağındaki cepten minimum büyüklükte bir scroll çıkardı. Scroll gibi görünebilirdi ama aslında bir haritaydı. Naruto haritayı yere yaydı. Konoha'nın sınırlarını gösterdi. " Bu sınırları geçtiğimiz anda planımız başlamış olacak. " Daha sonra çok büyük bir çölü işaret etti. " Bu çölü aşmamız gerek ve bunu rehbersiz başaramayız. Kankurou, bizi tam şurada bekliyor olacak. Kumogakure'ye gideceğiz mola vereceğiz. Gaara bize biraz yiyecek temin edecek. Daha sonra Kankurou ile birlikte çölün diğer yarısını aşacağız. Çölü geçtikten sonra yeniden rehbersiz olarak devam edeceğiz. Uchiha Madara'nın Sasuke'yi sakladığı yer tam şurası. Çölün çıkışından bir yüz metre sonra falandı belki... Sakura birden derin bir nefes alıp verdi. " Hinata! Yeter! Orada olduğunu başından beri biliyordum, çık ortaya! " Naruto hemen başını kaldırdı. Bu arada Hinata yavaşça ağacın arkasından çıkmıştı. Hinata'nın renksiz gözleri ile Naruto'nun mavi gözleri buluştu. Sakura kaşlarını çatarak bir Hinata'ya bir Naruto'ya bakıyordu. Sakura bu sessizliği bozdu. " Ne yapacaktın? Bütün planımızı duyduktan sonra herkese yayacak mıydın? Veya bizi takip mi edecektin? Amacın neydi? Bunun çok gizli bir operasyon olduğunu pekala da anlıyorsundur. " Ama Hinata ve Naruto bunları dinlememişlerdi. Onların kulakları şu an her şeye kapalıydı. Sadece son olanları düşünüyorlardı, çimlerin arasında, şelalenin önünde olanları. Gerçi mekân çok da umurlarında sayılmazdı. Hinata'nın duyguları karmakarışıktı, utanmakla güçlü davranmak arasında gidip geliyordu. Zaman durmuştu. Duygular ölümsüzleşmişti. Naruto için Hinata kalbinin büyük bir bölümünü kaplayan bir insandı şimdi. Pein savaşından önce hep değişebilecek bir insan olan Hinata'yı gerçekten değiştirmişti ve Hinata onun için bir arkadaştı o zamanlar. Fakat bulundukları an için o artık bir arkadaştan çok belirsiz bir varlık gibiydi. Hinata'nın gözlerinde ağladığını işaret eden izler gördü Naruto, ve bu sessizliği bozdu. " Ağladın mı? " Elbette Naruto bir moron değildi. Ağlamadım dese de bilecekti ağladığını. Ama yine de Hinata başını sağa çevirdi. " Hayır. " Tahmin ettiği gibi Naruto anlamıştı çünkü gözleri öyle söylüyordu. Hinata, Naruto konuşmasa da gözlerine bakarak anlıyordu duygularını. Şimdi onun gözlerine baktığında gördüğü tek şey, karmaşaydı. Hinata'nın dizlerinin bağı çözüldü ve toprağı önce dirseklerinde sonra da alnında hissetti. Etraf karardı ve en son Naruto'nun bağırışını duydu. " Hinata! "

Naruto hemen Hinata'nın başını dizine yatırdı. " Sakura bir şeyler yap! " Sakura hızla sırt çantasından bir ilaç çıkardı. " Yolda ihtiyaç duyarız diye hazırlamıştım. Burada kullanmamız doğru olmaz. Onu hastaneye ya da Kakashi-sensei'ye götürelim. " Naruto havaya baktı. Hafif bir siyahlık bürüyordu gökyüzünü. " Olmaz. Şimdi yola çıkmalıydık. Kumogakure'de bir tane daha yaparsın. " Sakura eli mahkum, bir şırıngaya ilacı emdirdi ve Hinata'ya enjekte etti. Daha sonra medikal jutsu kullanarak Hinata'nın şakaklarını ovmaya başladı. Az sonra siyah kirpikler yavaşça aralandı. " Na - Naruto... Naruto... " Henüz tam ayılmış sayılmazdı.

SASUKE

Sasuke sol gözünü kapattı ve bağırdı, " AMATERASU! " Önünde kırmızı güllerle dolu tarla siyah alevlerle birlikte kül olmaya başladı. Sağ gözüyle alevlere şekil vermeye başlamıştı. " Lanet olsun daha iyi olmalı! " Sol gözünü açtı, derin bir nefes aldı ve yeniden kapattı. " AMATERASU! "

MADARA & KAHİN

" Cevap ver bana seni kahrolası! Ne zaman geliyorlar? " Kahin scroll'a yeniden elini koydu. " Redetane no Jutsu! " Kafasında şekillenen görüntüler çok bulanıktı. Sonra yavaş yavaş netleşmeye başladılar. " Sarı saçlı bir çocuk var. Pembe saçlı bir kız var. Fakat başka bir şey göremiyorum. Üzerlerinde bir koruma var. Ama jutsu değil... " Madara'nın güçlü şaringanı, kahinin gözleriyle buluşunca, kahin bir anda çığlıklar atmaya başladı. Madara Tsukuyomi'yi kesti. " Eğer bana bir tarih söylemezsen bundan daha kötüsü olur! " Kahin nefes nefese yeniden denedi. " Redetane no Jutsu! " Ama hayır, göremiyordu. " Seni aptal kahin! Geber! " Kahinin çığlıkları Madara'nın kahkalarına karıştı ve kahinin çığlıkları kesilirken Madara'nın yüzüne bir kaç damla kan sıçradı. " Oyun bitti. "

SAKURA, NARUTO & HİNATA

Hinata sayıklıyordu. " Naruto... " Naruto, Hinata'nın saçlarını okşamaya başladı. " Burdayım. " Hinata hayal meyal duymuştu bunu. Sayıklamaya devam etti. " Naruto... " Naruto ağlamaya başladı. Yıllar önce herkes ondan nefret ederken ağladığı gibi ağlıyordu yine. Ama bu sefer nefretten ağlamıyordu, aşktan ağlıyordu bu sefer. " Hinata. Burdayım. " Hinata yarı açık gözlerini daha çok açtı. Artık tamamen uyanmıştı. Gözüne ilk takılan Naruto'nun gözyaşları olmuştu. Sağ elini Naruto'nun yüzüne doğru yaklaştırdı ve gözyaşlarını eliyle silmeye başladı. Naruto en sonunda kaçınılmaz soruyu sordu. " Neden takip ettin? " Hinata acı bir şekilde gülümsedi. " Gitmeni istemedim. " Naruto durdu. " Neden? "

" Sana bir şey olmasından korkuyorum. Çok zamansız bir veda bu. Gitme, ya da ben de geleyim. " Naruto, Sakura'ya baktı. O ne diyeceğini bilemez gibiydi. Sonra Naruto'nun soru soran gözlerini fark etti. " Sen nasıl istersen. " diye cevapladı bu sözsüz soruyu. Naruto, o zaman gökyüzüne baktı. Artık tamamen kararmaya yüz tutmuştu. Sonra Hinata'ya baktı. " Sadece 5 dakikan var. Yol için neye ihtiyacın varsa topla ve hemen gel. Ya da dur, ben de geleyim. Sakura sen bekle. " Sakura oturdu ve başını salladı. Naruto ve Hinata hızla uzaklaştılar.

2. BÖLÜMÜN SONU



Ahh, NaruHina. Seviyorum sizi <3 (:
Naruto ve Hinata'yı ayrı ayrı düşününce Naruto'ya pek bağlanamadım karakter olarak ama Hinata benim dünyamı yanısıtıyor ona bağlanabildim (: Ama işte bu ikisi yan yana gelince beğenimi kazanıyorlar (:

NaruHina aşkı aki'ye ithaf edilmiştir x)

güzel başlangıç olmuş naruto da yani sorulacak soru mu beni neden seviyosun diye ama naruto işte

3. BÖLÜM / ORTALIK KARIŞIR! İLK REHİNE KAZEKAGE

(2. Bölümün Özeti:
Sakura ve Naruto, Kakashi'ye yola o gün çıkacaklarını haber verdiler. Hinata, Sakura ve Naruto'yu ormana kadar takip etti. Sakura Hinata'nın orada olduğunu başından beri bildiğini söyledi. Hinata çıkınca Naruto'yla birbirlerine bakmaktan başka bir şey yapmadılar. Hinata bayıldı ve Naruto'ya gitmesini istemediğini söyledi. Naruto, Hinata'nın da onlarla birlikte gelmesini istedi. Kahin aşk koruması yüzünden kehaneti göremeyince Madara sinirlenip kahini öldürdü. Hinata'nın eşyalarını almak için Naruto ve Hinata yola çıktılar.)

NARUTO & HİNATA

İki belirsiz silüet, rüzgâra meydan okurcasına hızlanmışlardı. Hyuuga Klanı'nın alanının önünde durdular. Hinata Naruto'ya baktı ve yutkundu. " Souke ya da Bunke bizi görmez umarım. " dedi alçak sesle. Sonra sağ elinin işaret parmağı, sol elinin işaret parmağının biraz daha uzun görünecek şekilde ellerini birbirine kenetledi. " Byakugan! " Şu an hissettiği beş tane çakra vardı. Alçak sesle kendi kendine konuşmaya başladı. " Babam, Bunke, Neji, annem, Naruto. Souke, Bunke ve Neji'nin burda olması çok kötü. " Hyuuga Klanı fark etmeden içeri sızmak çok zordu. Çünkü herhangi biri hemen Byakugan moduna geçebilir ve çevredeki çakraları hissedip insanları görebilirdi. " Hadi, benim odam tam karşındaki kare şeklinde pencerenin olduğu yerde. Tek bir hareketle oraya gitmemiz lazım, hazır mısın? " Naruto derin bir nefes aldı. " Her zaman. " Sonra Hinata eliyle bir, iki ve üç işaretlerini yaptı. Bir zıplayışta pencereye gitmişlerdi. Pencereden içeri girdiler ve Hinata yeniden çevredeki çakraları kontrol etti. Hinata'nın Byakugan'ı iki yüz seksen dereceydi. Bu yüzden Neji'yi gözlemleyemiyordu, Hinata'nın görebildiği alanın dışında olmalıydı şimdi. Naruto etrafı kolaçan ederken, Hinata hızla bir sırt çantası kaptı. İçine gerekli malzemeleri ve sürüldüğü her yarayı iyileştiren ilacı koydu. Scroll'larını scroll cebine, kunailerini de
kunai cebine yerleştirdi. Bu sırada Naruto, yerde duran kitaba takıldı ve dengesini kaybedince masaya çarptı, masanın üstünde duran lamba yere devrildi ve büyük bir gürültü çıkardı. Tabi ki anında odanın dışından ayak sesleri duyuldu. " Hinata? Sen misin? " Hinata Naruto'ya baktı. Sonra ona dolabı işaret etti. O dolaba girerken Hinata cevap verdi. " Evet efendim. " Aynı ses yine bir şey sordu. " İçeri girebilir miyim? " Hinata sakince, " Sormanıza bile gerek yok. " dedi. Kapı açıldı ve Hinata'nın babası, Souke içeri girdi. Etrafa bir göz attı, sonra Hinata'ya uyarıcı bir bakış atarak dışarı çıktı. " Naruto? " diye fısıldadı Hinata. Naruto yavaşça dolaptan dışarı süzüldü. Hinata çantayı kaptı ve alanın dışında çıkarak Sakura'nın yanına doğru yola çıktılar. Naruto gökyüzüne baktı. Artık kararmıştı. " Tam zamanında. " diye fısıldadı.

NARUTO, HİNATA & SAKURA

Sakura, uzaktan gelenleri görünce bağırdı. " Nerede kaldınız? Gitmeye hazır mısınız? " Naruto sağ elinin baş parmağını havaya kaldırdı. Hinata başını salladı. Üçü birden alacakaranlıkta Konoha'nın sınırlarından çıkmak için hareket ettiler. Yol uzundu, ama mola verecekleri tek yer Kumogakure değildi. Oraya bu şekilde ancak iki günde varabilirlerdi. Ve şimdi, Sasuke'ye giden yolculuk başlamıştı.

SASUKE & GAARA

Kumogakure'de çığlıklar birbirine karışmıştı. Sasuke bir kadının çocuğunu kaptığı gibi kunaisini çocuğun boğazına yaklaştırdı. " Bana Kazekage'nin nerede olduğunu söyle, ikinizi de sağ bırakayım. " Kadın tereddüt ediyordu, ama oğlu ona cesur gözlerle bakıyordu. Oğlu konuştu. " Sakın söyleme anne. Ben ölsem de bir şey olmaz. Temari-san bize köyümüz için her şeyi yapmamızı söylemişti. " Anne ne yapacağını bilemez hâldeyken, bir kum yığını Sasuke'nin elinden çocuğu aldı ve annesine doğru götürdü. Kum, anne ve oğlunu korumak için onları etrafını sararken, arkadan sert bir ses geldi. " Uchiha Sasuke. " Sasuke arkasına döndü. Gaara, sağ elini kumu kontrol etmek
için havaya kaldırmış, sol elinde ise Kazekage şapkasını tutmuş bir şekilde Sasuke'ye bakıyordu. Sasuke sırıttı ve şaringanını kullanmak için gözlerini açtı. Fakat Gaara eski tecrübesiz Gaara değildi. Gözlerini kapatmıştı. " Tsukuyomi bana sökmez, hain. Ama seni öldüremem. " Sasuke güldü. " Sanki yapabilirmişsin gibi... Ama Naruto için konuşuyorsun, değil mi? " Gaara gözlerini açtı, ama Sasuke'ye bakmadı. O kadar aptal değildi. " Defol köyümden. " Sasuke pis bir kahkaha attı. " Bana ne zaman geleceklerini söylersen giderim. " Gaara alaycı bir şekilde güldü. " Ben sen değilim. " Bu söz Sasuke üzerinde büyük bir etki oluşturmuşa benziyordu. Kaşları çatıldı. " Sanırım yakında olacaksın. " Gaara da kaşlarını çattı. " Hiç sanmıyorum, Uchiha. " Ve Gaara büyük bir hata yaptı. Gözleri Sasuke'nin gözlerine kaydı. Sasuke bu fırsatı değerlendirdi ve hemen genjutsu uyguladı. Gaara'nın gözleri büyüdü ve dizlerinin üzerine düştü. Kolları ona ait değilmişçesine sallanıyordu. Anne ve çocuğu koruyan kum etkisini kaybetmişti. Onlar var güçleriyle kaçtılar. Kankurou yardım edemezdi, çölün girişinde nöbet tutuyordu, haberi yoktu. Temari diğer insanları güvenli bir yere götürüyordu. Gaara korkunç bir çığlık attı. Sasuke o mizahsız kahkahayı tekrar savurdu. " Ne zaman geleceklerini söylersen bunu yapmayı keserim. " Kazekage
zar zor konuştu. " As...la. Def...ol. " Sasuke çok kızmıştı. Birden havada süzülen şahini fark etti. Konoha'dan geliyordu. Tsukuyomi'yi kesmeden şahini koluna konması için yönlendirdi. Konunca şahini öldürdü ve gelen mesaja baktı.

" Uzumaki Naruto, Haruno Sakura ve Hyuuga Hinata
şeklinde üç kişi olmak üzere, bugün yola çıktık. İki gün sonra
orada olmayı umut ediyoruz. Kendinize iyi bakın.

UZUMAKİ Naruto "

Sasuke kağıdı elinde buruşturdu ve yere fırlattı. Gaara'yı bıraktı ama bir şey söylemesine fırsat vermeden bir tekmeyle bayılttıktan sonra sırtına aldı ve Madara'nın sığınağına doğru gitmeye başladı. " Demek iki gün sonra... Gelin bakalım. " dedi dalga geçerken. " Gelin de sizi yolumdan çekeyim! "

NARUTO, HİNATA, SAKURA & DÜŞMAN

" Şahini gönderdim. " Naruto bunu söyledikten sonra ağaçtan ağaca atlamaya devam ettiler. Neredeyse dört saat olmuştu. Hava şimdi zifiri karanlıktı. Hinata bir anda durdu. Naruto ve Sakura da onun durduğunu görünce durdular. Sakura endişeli bir ifadeyle sordu. " Ne var? " Hinata ellerini birbirine kenetledi. " Byakugan! " Etrafı kontrol etti. Tam tahmin ettiğim gibi... " Sakura dikkat et! " diye bağırdı. Sakura bir anda iki kaslı kol tarafından kavrandı. Naruto hemen kunaisini çıkardı. Düşman kollarını çıplak bırakan bir ninja kıyafeti giyiyordu. Kunai cebi sol bacağındaydı, bu da solak olduğunu gösteriyordu. İri ve kaslı bir vücudu vardı. Ağzı kocamandı. Kanlı gözleri kirpiksizdi ve ürkütücüydü. Naruto kunaisini ileri doğru tuttu. " Rahat bırak onu! " Adam büyük ağzıyla bir kahkaha attı. " Bir şartla. " Hinata, ele el pozisyonunda duruyordu. " Ne şartı? " Adam Sakura'nın kemiklerini kıracakmış gibi gözüküyordu. Sakura'nın yosun yeşili gözleri büyümüştü. Sol elini yumruk yapmıştı, acıya dayanmaya çalışıyordu. Sağ eliyle bacağına bağlı kunai cebine ulaşmak için mücadele veriyordu. Ama yararsızdı. " Gözleri istiyorum. " Hinata iki adım geriye sıçradı. 'Gözleri istiyorum.' Naruto önce
Hinata'ya baktı, sonra da Sakura'ya. Yeniden Hinata'ya, sonra yeniden Sakura'ya. 'Gözler.' Hinata'nın byakuganını neden istiyordu? " Kimin için çalışıyorsun? " dedi Hinata kızgın bir ifadeyle. Ama içten içe korkuyordu. Gözleri? Neden? Düşman iri ağzını açtı ve şok edici bir cümle söyledi. " Kumogakure'yi ele geçiren güçlü shinobi için çalışıyorum. " Naruto durdu. Kumogakure ele mi geçirilmişti? Lanet olası Gaara ne yapıyordu peki? " Uchiha Sasuke, Çöllerin Gaara'sı Kazekage'yi esir aldı ve Kumogakure hakimiyeti altına girdi. " Sakura'nın gözleri yaşlarla dolmuştu artık. " Sasuke, gözleri vermiyorlarsa kızı getir dedi. Yoksa Gaara ölecek. " Naruto ne yapacağını bilmiyordu. Sakura oraya giderse Sasuke ona kim bilir neler yapardı? Kazekage mi, dostu mu, onu deli gibi seven kız mı? Biraz düşündü. Sonra adama baktı. " Gözleri vermiyoruz. " Hinata bu lafla küçük bir şok yaşadı. Sakura'yı mı veriyordu? Sakura da Hinata'yla aynı düşünceleri paylaşıyordu. Ben mi? Planın ne Naruto? Adam ortalığı dumana boğan bir bomba fırlattı ve Sakura'yla birlikte gitti.

3. BÖLÜMÜN SONU

efsanevi hande sanninn Türkçeye hakimsin anlatımı çok beğendim..

ve çok güzel bi bölümdü, aptal sasuke ya işte öff, gaara nasıl yenildi ona

efsanevi hande sannin değil sannin hande xD
sasuke aptal değil sasuke'ye benim yanımda aptal deme U.U
Gaara aptal xD

sasukeye öyle yenildiyse aptal olmalı zaten; bir kage olarak bu kadar kolay yenilmemeliydi

Sasuke'nin yeni gözleri var ama

ne kadar yeni?? *-* bu sharingan da şeye benziyo matruşka mı ne var ya bişiy

Nivel 3 ya da Mangekyou değil artık. Eternal Mangekyou Sharingan. Itachi'nin mangekyousu ile kendi mangekyousunu birleştirdi. Asla kör olmayacak yani. Sonsuz ışığa sahip.

Anime daha o bölümlere gelmedi, mangada var ama Itachi'den sonraki sayılarında.

ne güzel bian önce madaradan kurtulsa bari

Ben bu hikayeyi bitirdim aslında bitmiş halde duruyor bilgisayarda 10 gün içinde koymam lazım tüm hikayeyi yoksa Ecem beni öldürür asdf xD



Söylemem <__<

merakla yeni bölümleri beklicem o zaman