Çikolatalı Aşklar Tarifesi
Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4 ... 10, 11, 12, Sonraki

Sailor Moon Forum -> Fanart ve Fanfic
 

Beğendiniz mi?
Evet
100%
 100%  [ 7 ]
Hayır
0%
 0%  [ 0 ]
Toplam Oylar : 7

Yazar
Mesaj
jandark
Ay Savaşçısı
Ay Savaşçısı



Yaş: 36
Kayıt: 17 Ağu 2007
Mesajlar: 728
Nerden: Kristal Tokyo
Teşekkür: 261

Durumu: Çevrimdışı

jandark
Ay Savaşçısı
Çikolatalı Aşklar Tarifesi Konu: Yanıt: Çikolatalı Aşklar Tarifesi
Alıntıyla Cevap Gönder
"Adı senin gibiydi. Elif’ti."

Spoiler:


En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
14 Nis 2012 11:58
LadyinDeath
Lanetli
Lanetli



Yaş: 34
Kayıt: 18 Ekm 2011
Mesajlar: 896
Teşekkür: 401
Uyarı: 3

Durumu: Çevrimdışı

LadyinDeath
Lanetli
Çikolatalı Aşklar Tarifesi Konu: Yanıt: Çikolatalı Aşklar Tarifesi
Alıntıyla Cevap Gönder
Ole okuduğun için teşekkür ederim:) İsim konusunda chat boxta değinmiştim Gülücük DağıtıyorGülücük Dağıtıyor

Jan abla sen bu hikayeyi okudun ya hani herkes okuyunca mutlu oluyorum da sen okuyunca başka bir mutlu oldum. Aslında sıradan olması doğal. Bu sıradan bir hikaye fazla aksiyon içermeyen ama garip bir hikaye çünkü yaşadı. Olağandışı aşırı bir olay maalesef olmayacak. Bazen konuları düşünüyorum unuttuğum ayrıntıları öyle olunca da uzun sürüyor yazmak. Konu basit aslında 17 yaşındaki kızların çekişmesi; ama işte alt metinler duygular olaylar olaylar:)Gülücük Dağıtıyor
Bir de Elif ismine durum sebebiyle cidden sinir olurum ben hiç sevmem bu yüzden sanırım en sevdiğim insanlar hep Elif. Forumdan chop jan abla rukia elif özelden en sevdiğim 2 arkadaşım elif. Eliflere karıştım resmen:)

he's like fire and ice and rage. he's like the night and the storm in the heart of the sun. he's ancient and forever. he burns at the centre of time and can see the turn of the universe and... he's wonderful.

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger  
14 Nis 2012 14:07
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): jandark

jandark
Ay Savaşçısı
Ay Savaşçısı



Yaş: 36
Kayıt: 17 Ağu 2007
Mesajlar: 728
Nerden: Kristal Tokyo
Teşekkür: 261

Durumu: Çevrimdışı

jandark
Ay Savaşçısı
Çikolatalı Aşklar Tarifesi Konu: Yanıt: Çikolatalı Aşklar Tarifesi
Alıntıyla Cevap Gönder
Şu an ne dikkatimi çekti biliyomusun İnanamıyor!

Yahu benim en yakın arkadaşlarım senle aynı yaşta Şaşırmış Durumda Forumda ablalık kısmını çok mu abarttım aceba Kahkaha Atıyor

Çok Mutlu Çok Mutlu

Hikayeye gelelim; sıradan evet, herkesin yaşayabileceği bi durum kabul Göz Kırpıyor Adımda geçiyor ya ee ben iice adapta oldum sanırım konuya Kayan Gözler

Bakınıyorum efenim, ...

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
16 Nis 2012 11:00
hp*star
Ay Savaşçısı
Ay Savaşçısı



Kayıt: 19 Ksm 2010
Mesajlar: 730
Teşekkür: 320

Durumu: Çevrimdışı

hp*star
Ay Savaşçısı
Çikolatalı Aşklar Tarifesi Konu: Yanıt: Çikolatalı Aşklar Tarifesi
Alıntıyla Cevap Gönder
siradanlikla siradisilik yaratmissin diyerek baslayacagim sanirim.

malumumuz, forumda elini sallasan dogaustu fantastik konulu hikayeye carpiyor. e hal boyle olunca da normal konulu bir yazi haliyle ilgi cekiyor ve de rabet goruyor. farkiyla digerlerinin arasindan siyriliyor yani.
bu sebepten dolayi benim de ilgimi cekti. su ana dek guzel gittigini dusunuyorum. okuyali bayagi bi zaman oldu ama yanlis hatirlamiyorsam birka tane dusuk cumle disinda goze batan bir sey yoktu. (: okumaya devam etmek niyetindeyim.Allah izin verirse yine buralardayim. eline saglik...

bu arada elife gicik oldum. bunu da dipnot olark yetkili mercilere ( Kahkaha Atıyor ) duyurmak istiyorum Çok Mutlu (janim ablam sen uzerine alinma lutfen Dil Çıkartıyor Kayan Gözler )






Çok Yanlışım.



En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
16 Nis 2012 18:46
LadyinDeath
Lanetli
Lanetli



Yaş: 34
Kayıt: 18 Ekm 2011
Mesajlar: 896
Teşekkür: 401
Uyarı: 3

Durumu: Çevrimdışı

LadyinDeath
Lanetli
Çikolatalı Aşklar Tarifesi Konu: Yanıt: Çikolatalı Aşklar Tarifesi
Alıntıyla Cevap Gönder
Jan abla benden büyüksün ama istersen küçük ol yine abla derim sana saygıdan Gülücük DağıtıyorGülücük Dağıtıyor Abartmadın yani zaten kaç abi kaç ablamız bar allasen:)Gülücük Dağıtıyor

hp ohhhhhhh uzun zamandır çaktırmadan senin yorumunu bekliyordum. Ana sayfada bakınca bir de ne göreyim sen yorum yazmışsın. Eleştiri bekledim açıkçası ama olumlu cümleler okuyunca bir tuhaf oldum. Senin eleştirilerini seviyorum. Ben genelde kırıcı olmamak adına pek yorum yazmıyorum ama senin eleştirilerini okuyunca ben olsam aynı bu üslupla yazardım diye geçirmiyor değilim içimden. O ince nüans var ya hani işte onu seviyorum. Okuduğunuz içinde çok teşekkür ederim:)

Not: Düşük cümleler kelime hataları vardır çünkü yazdığımı okumam. Okursam düzeltirim utanırım silerim çok üzerinde oynarım o zaman hissettiklerim değişir. Ben yazarken daha çok o cümlelerin hissiyatını önemsiyorum. O cümleyi yazarken hissettiğim duyguları aktarmak istiyorum ki daha sonra üzerinde oynama yaptığımda anlam bütünlüğü sağlasam da cümlenin özü kayboluyor. O yüzden okumuyorum genelde. Daha sonraları vaktim olursa imlaları düzeltmeye çalışıyorum:) Bu hikaye böyle sıradan normal bir hikaye. Cadılar büyücüler pek çıkmayacak karşımıza:)Gülücük Dağıtıyor

he's like fire and ice and rage. he's like the night and the storm in the heart of the sun. he's ancient and forever. he burns at the centre of time and can see the turn of the universe and... he's wonderful.

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger  
16 Nis 2012 19:02
LadyinDeath
Lanetli
Lanetli



Yaş: 34
Kayıt: 18 Ekm 2011
Mesajlar: 896
Teşekkür: 401
Uyarı: 3

Durumu: Çevrimdışı

LadyinDeath
Lanetli
Çikolatalı Aşklar Tarifesi Konu: Yanıt: Çikolatalı Aşklar Tarifesi
Alıntıyla Cevap Gönder
Bölüm 6-Yalnızca acı yaşadığımızı hissettirir..

Durdu. Derin bir nefes aldı. Havanın soğuk olmasını diledi. Soğuk başlayan bir hikayeye soğuk bir hava yakışır. Önemli değildi nasıl olsa yıllar sonra geri dönüp baktığında o günü yağmurlu soğuk bir hava olarak hayal edecekti. Olayın dramasından hiçbir zaman vazgeçmeyecekti. Olaylar her zaman olduğu gibi değil de hatırladığı gibi yaşayacaktı hafızasında ve gün gelip onları gün ışığına çıkardığında kendini haklı görecek ve eskisi gibi canı yanmayacaktı. Nefesi kesiliyordu. Ağlamaya başladıysanız canınız bu kadar yanarken durdurmak zordur. Nasıl bir bağlantıdır ki fiziksel hiçbir acı olmamasına rağmen durumun vahimiyetini düşündükçe yaşlar daha çok akmaya başlar. Bir nefessizlik... Sonra derin bir inilti....Ağlamak... Ağladığın için kendine kızmak....Nefret! Kendinize verdiğiniz sözlerin aslında sadece günü kurtarmak için söylenmiş olduğunu anladığınızda susmak o kadar da kolay değildir.



Düşündü. İçinde bulunduğu durum acınasıydı. Yıldızlara baktı. Okuduğu her hikayede kahraman üzüntü halindeyse mutlaka yıldızlar olmalıydı. Kendine daha da acıdı. Aynaya baktı. Gözleri kırmızıydı. Yanağından aşağıya yaşlar süzülüyordu. Burnu akıyordu ve tüm bu iğrençliklere içinden yükselen homurtular ekleniyordu. Küçüklüğüne gitti önce ilk düşüşü , canını ilk yakan olay sonra ettiği ilk yemin -bu yaşların, bu iğrenç yaşların akmasına sebep olan kişi gün gelecek daha beteriyle karşılaşacak!- ve o gülücük. 'İntikam' soğuk yenir. Zamanla bunun doğruluğunu daha iyi anladı. Hayat bir film değildi elbette. Sırf bir yemin etti diye izlediği filmlerdeki gibi yıllar hemencecik geçmiyor intikam yemini ettiği kişilerden intikamını aldığı zamana gelmiyordu. Geçen her gün yeminlere bir yenisini ekliyordu. Çevresinde canını yakmak istediği o kadar insan vardı ki en sonunda yalnızdı. Psikologlar çocuklardaki intikam duygusunu ailelere bağlıyor bastırılmış duygular vs vs. Eğer bir olayın içindeyseniz psikoloğunuzun ne söylediği zerre önemli değildir!Her seferinde değiştiğini düşünüyordu. Her olay gücüne güç katıyor o büyüyordu! Zamanla çevresinin korktuğu biri haline geldi. Herkesin -hemen hemenden biraz daha az- sevdiği ama sakındığı biriydi. Onun canı yanmazdı, o acımazdı. Zaman canını yeterince yakmıştı. Herkese yaptığı gibi...Arkasına dönüp bakmazdı. Zayıf insanlar onun için mide bulandırıcı varlıklardı. Zayıflık insanların sizi kullanmasına sebep olur. Onlara zayıf noktalarınızı gösterirseniz birgün muhakkak kullanırlar. Aptal diyordu! Aptal! Aptal! Aptal! Çevresinde acı çeken insanlara anlam veremiyordu. Eğer canınız yanıyorsa gidersiniz kaçarsınız kurtulursunuz bu kadar basittir! Ama siz mazoşist duygularla daha fazlasını isteyip üstüne giderseniz daha çok acırsınız. Git! Yapma! Acırdı hallerine! Hayat izlediği filmlerin okuduğu kitapların sadece bir yönünü ona gösterdi. Gün gelir düşündüklerini yaşar pişman olursun...




Baktı. O noktadaydı. İlk düştüğü günü hatırladı ilk intikam isteğini öyle parlak öyle dolu bir nefretti ki taşın canlı olmasını dilemişti. Gözleri aynı kırmızılıktaydı. Ağlıyordu aynı aptallığı yaptığına ağlıyordu. Hiçbirşey değişmiyordu. Canını acıtan yıllar önce aynı sahnelere şahit olması değildi. Aşağılanmak birinin onun duygularıyla eğlenmesi sorun değildi. Herhangi birinin ondan daha güçlü olması muhtemeldi ama asla iki kere aynı tuzağa düşemezdi.Onu asıl inciten bulunduğu konumdu.




'Sen de onlar gibisin lanet olası. Bak şu gözlerine bak şu yaşlara ne değişti söylesene bana ne değişti! nefret etmiyor musun intikam yeminleri biçmiyor musun peki o halde neden hala aynı acıyla sarsılıyorsun neden hala aynı şeylere aynı üzüntülerle cevap veriyorsun lanet olası cevabı ne! kalpse bunların sebebi atmasın beyinse düşünmesin! ne yaşayım ne hissedeyim ölümse tek çözümü öleyim ama yaptığım kalelerin birden yıkılmasını kaldıramam tüm uğraşlarımın heba olmasını her seferinde aynı şeyleri yaşamayı kaldıramam ! o mazoşist değilim artık ben değiştim! değişmek zorundaydım! farklıyım!




Değişmedi! Hayatındaki hiçbir şey değişmedi. İnsanlar ve duygular değişmezler taklit yaparlar. Tüm bu duyguların farklı olduğunu düşündüğü için herşey bir anda farklılaştı. Sevgisini öfkeyle adlandırdı, yalnızlığını gürültüyle korkusunu korkusuz olmayla eş tuttu. Sonuç olarak adını ne kadar değiştirse de canının yanması hep aynıydı. Zaman sadece geleceği geçmiş yapıyor. Yaşananlar hep aynı ve gelecek geçmişe dönüştükçe hep aynı olacak bünyemizde Benjamin Buttonlar bulundurmadığımız sürece.


Sustu. Gözleri yorulmuştu. Uyanmamayı dileyerek uykuya daldı. Gözlerinden hala yaşlar süzülüyordu. Kalbinde kalkmasını dilediği bir ağırlık vardı. Zaman geçti gelecek geçti...Herşey unutuldu


ve yeniden aynı nokta!

he's like fire and ice and rage. he's like the night and the storm in the heart of the sun. he's ancient and forever. he burns at the centre of time and can see the turn of the universe and... he's wonderful.

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger  
19 Nis 2012 22:41
Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): Alice, elaaa

elaaa
Süper Üye
Süper Üye



Yaş: 30
Kayıt: 17 Oca 2012
Mesajlar: 824
Cinsiyet: Kız
Nerden: Bermuda.
Teşekkür: 280

Durumu: Çevrimdışı

elaaa
Süper Üye
Çikolatalı Aşklar Tarifesi Konu: Yanıt: Çikolatalı Aşklar Tarifesi
Alıntıyla Cevap Gönder
Bu nasıl bir bölümdü böyle. İnanamıyor! Psikolojik, ruh tahlilini çok güzel tanımlamışsın.

"Değişmedi! Hayatındaki hiçbir şey değişmedi. İnsanlar ve duygular değişmezler taklit yaparlar. Tüm bu duyguların farklı olduğunu düşündüğü için herşey bir anda farklılaştı. Sevgisini öfkeyle adlandırdı, yalnızlığını gürültüyle korkusunu korkusuz olmayla eş tuttu."

Özellikle bu kısım benim için yazılmış olmalı.Hiç bir kitapta, hikayede... kendimi bu kadar bulmadım.Ellerine Sağlık Gülücük Dağıtıyor



Alıntı:
“Bende seni hatırlatan şey narin kar tanesi....Gökteyken bir kar tanesi ve soğuk ama eline konunca ince sıcaklık hissettiren bir gökyüzü damlası”
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
19 Nis 2012 23:15
Alice
Otaku
Otaku



Yaş: 29
Kayıt: 11 Ksm 2011
Mesajlar: 355
Nerden: Şinigami Dünyasından
Teşekkür: 114

Durumu: Çevrimdışı

Alice
Otaku
Çikolatalı Aşklar Tarifesi Konu: Yanıt: Çikolatalı Aşklar Tarifesi
Alıntıyla Cevap Gönder
Çok güzel olmuş. Hayranlık Besliyor Hayranlık Besliyor Hayranlık Besliyor Mert'in durumuna öyle çok üzüldüm ki neredeyse ağlayacaktım. Üzgün ya da Ağlıyor Üzgün ya da Ağlıyor Üzgün ya da Ağlıyor
Ela'ya katılıyorum. Yazdığın şey bence bir kitaptan farksız. Ellerine sağlık.
Yeni bölümü sabırsızlıkla bekliyorum. Hayranlık Besliyor Hayranlık Besliyor Hayranlık Besliyor

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
20 Nis 2012 16:11
LadyinDeath
Lanetli
Lanetli



Yaş: 34
Kayıt: 18 Ekm 2011
Mesajlar: 896
Teşekkür: 401
Uyarı: 3

Durumu: Çevrimdışı

LadyinDeath
Lanetli
Çikolatalı Aşklar Tarifesi Konu: Yanıt: Çikolatalı Aşklar Tarifesi
Alıntıyla Cevap Gönder
Bölüm 7-Hangimiz Gerçeğiz?

Yalan nedir?
Sadece kendimi savunmak istemiştim. Hepsi bu. Gözlerimi kapadım ve bir an için kendime sordum. Ne olmak istiyorsun dedim içime? Nerede olmak istiyorsun? Ne yapmak istiyorsun? Milyonlarca ve milyonlarca karakter çizdim. Hepsi öyle güzellerdi ki. Ben güzel değildim ama onlar inanılmaz güzelliğe sahiptiler öyle ki onlarla tanışsanız dibinizin düşeceğini size garanti ederdim. Hiçbiri yeteneksiz değildi mesela. Ben resim çizemem ama onlar harika resimler çizebiliyorlardı ve sesleri duyabilseniz hiç susmamalarını dilerdiniz. Allah insanları yaratır. Ruhlarını ve biçimlerini belirler. Bizler doğarız ve genetik özelliklerimizle hayata devam ederiz. Elim tuşlara bastıkça ben Allah’tım. Allah’ın yarattıkları kusurlu ve iğrençti. Benim yarattığım dünyalar ise mükemmeldi. Kusursuz birer imaj bütünü. Gurur duydum yalan söyleyemem. Olamadığım insanların hepsini birer birer oldum. Ben sims oynadım. Bencildim. Düşünmedim. İnsanlar… Onlarında hisleri var öyle değil mi?



Büyük bir satranç oyununun içindeyim. Elif’in kulağıma fısıldadığı cümle tam da buydu. Bu sadece basit bir satranç oyunu... Stratejimizi iyi bir kalıba oturttuğumuzda hiçbir sorun kalmayacak. Önemli olan adımlarımızı hesaplamak… Sonrasında hem bizler eğleneceğiz hem de bize bunu yapanlar bedelini ödeyecekler. Sonra o içten gülümsemesi ile bana yöneldi ve her zamanki sorusunu sordu.

-Benimle misin?
Sessiz kaldım. Bilmiyordum. Bu çok saçmaydı. Saçma ve çocukça.
-Biz de sadece çocuğuz.
Bu bir açıklama olamaz. Bunu kimseye kabul ettiremezdik. Hatalarımızın bedelini bir şekilde ödememiz gerekiyordu. Vicdan peşimizi bırakmaz. Vicdan bizi var yapar. Haklıyla haksız arasındaki farkı açar.
-Bu sadece bir oyun.
Oyun oynayacak yaşı geçmiştik. Biz büyüdük. Hayallerimiz ve geleceğimiz var. Ders çalışmalıyım. Bunlara ayıracak vaktimiz yok.
-Kimin hayalleri?
Diş hekimi olmak istiyordum. Fizikten zerre anlamasam da kimya ölüm gibi gelse de yine de sayısal seçtim. Denersem ve inanırsam her şey mümkün. Başaracağıma inanıyordum. Bu benim hayalimdi.
-Kimin hayali?
Doktor olmak istemedim hiçbir zaman. Mühendis olmakta bana göre değildi. Ben sadece başarılı olmak istedim. Diş hekimi olmak istedim.
-Kim için?
-Yaptığım her şey kendim için. Ben kendim için istiyorum. Tüm hayallerimi bu yönde planladım. Çocukluğumda bana ne olmak istiyorsun diye sorduklarında hep diş hekimi dedim. Benim hayallerimi astronotlar, gökyüzü evren süslemezdi. Benim hayallerimi nasıl en iyi noktada olurum nasıl hayatımı daha iyi yaşarım düşüncesi süslerdi.
-Ne için?
Başarılı olmak istiyordum hepsi bu.Başarı hayallerde değil yaptığımız işlerde gizlidir.
-Neden?
İstiyordum.
-Neden?
Ancak başarılı olabildiğim zaman saygı görebileceğimi düşündüm. Sadece ve sadece o zaman.
-Kim tarafından?
Onlar! Onlar için başarılı olmam gerekiyor. Onlar için en iyisi olmam gerekiyor. Ben başarısız olursam onların soyadına leke sürerim. Ben başarısız olursam bu lüksü b hayatı onların varlığını haketmiyor olurum.Eğer ben başarısız olursam bir daha bana bakmazlar.
-Kimler?
Onlar.
-Kimler?
Ailem! Ben başarısız olursam ölürüm. Annem kaşlarını çatarak böyle genlere sahip olupta neden bu kadar başarısız olduğumu sorgular. Abimin başarısı ile herkese övünür söz konusu ben olduğumda sinirlenerek sonumun ne olacağını düşünür. Başarısız olursam babam aferin demek için olsa bile saçlarıma dokunmaz. Sonra ben yok olurum. Var olduğum bir evde yok olmuşum. Yaşadığım evde hiç yokmuşum. Ben aslında tekmişim hiçmişim birmişim.
-Sahip olduğun hayaller kimin hayalleri?
Onların! En iyisi benim için buydu. En iyisi benim hayalime kendilerinin karar vermesi olmuştu. Annem hangi bölümü seçmeye karar verdiğimi sorduğunda sayısal okuyacağımı söyledim. Hedefim belliydi. Diş hekimi olacaktım bu aileye layık olacaktım. Ben! Ben çok başarılı olacaktım! Annem ilk defa içten bir şekilde gülümseyerek işte bu seçimini kutlamalıyız dedi ve bir kadeh içki içti. İlk defa gözleri güldü. Vardım yok değil. Annem bana gülümsedi. Benimse…
-Ne oldu?
Hiçbir şey. Mutluydum. Dünyalar benimdi. Yalnız değildim. Yalnız olamazdım. Ailem vardı güveneceğim bir yuvam vardı.
-Yine de?
Mutluluğum büyüdükçe içimdeki acı büyüdü İçimdeki acı büyüdükçe ben küçüldüm. Sonra ben öldüm. Sonra ben yaşadım. Sonra ben nefessiz kaldım. Sonrasında bir karar aldım.
Bu oyunda bende vardım.
Elif ve ben… Satranç oyununun şahı ve veziri…. Oyun bittiğinde aynı kutuya kaldırılacak iki güç. Yalnızlığımızı bu şekilde paylaşmıştık ve tüm bu hikaye işte bu noktada başladı.


he's like fire and ice and rage. he's like the night and the storm in the heart of the sun. he's ancient and forever. he burns at the centre of time and can see the turn of the universe and... he's wonderful.

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger  
28 Nis 2012 16:32
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): elaaa

elaaa
Süper Üye
Süper Üye



Yaş: 30
Kayıt: 17 Oca 2012
Mesajlar: 824
Cinsiyet: Kız
Nerden: Bermuda.
Teşekkür: 280

Durumu: Çevrimdışı

elaaa
Süper Üye
Çikolatalı Aşklar Tarifesi Konu: Yanıt: Çikolatalı Aşklar Tarifesi
Alıntıyla Cevap Gönder
Soru-Cevap şeklinde inanılmaz bir şey olmuş İnanamıyor! Çok Keyifli

Bunları söyleyen Duru değil mi =)

Offf iyice daldım olaylara.Kendileriyle yüzleşmeleri felan inanılmaz hoşuma gidiyor.Ellerine Sağlık.
Ve yeni bölüm istiyorum Kayan Gözler

Yalan konusunda bu kadar dertliyken yazdığın çok masumca geldi. =))



Alıntı:
“Bende seni hatırlatan şey narin kar tanesi....Gökteyken bir kar tanesi ve soğuk ama eline konunca ince sıcaklık hissettiren bir gökyüzü damlası”
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
28 Nis 2012 16:49
hp*star
Ay Savaşçısı
Ay Savaşçısı



Kayıt: 19 Ksm 2010
Mesajlar: 730
Teşekkür: 320

Durumu: Çevrimdışı

hp*star
Ay Savaşçısı
Çikolatalı Aşklar Tarifesi Konu: Yanıt: Çikolatalı Aşklar Tarifesi
Alıntıyla Cevap Gönder
Spoiler:


ne soylemem gerekiyor? ne demeli ve "gercekten de yaa!" diye onaylanmaliyim insanlar tarafindan? onemi yok! onaylanmamin bir onemi yok! konusmamin,yazmamin,dinlememin, soylememin hic bir anlami yok! peki anlamli olan sey ne? anlami olmasi gerekn sey ne??

bu hikeyeyi okumaktan nefret ediyorum... neden??


okumaya devam edecegim..






Çok Yanlışım.



En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
28 Nis 2012 20:32
LadyinDeath
Lanetli
Lanetli



Yaş: 34
Kayıt: 18 Ekm 2011
Mesajlar: 896
Teşekkür: 401
Uyarı: 3

Durumu: Çevrimdışı

LadyinDeath
Lanetli
Çikolatalı Aşklar Tarifesi Konu: Yanıt: Çikolatalı Aşklar Tarifesi
Alıntıyla Cevap Gönder
Elaa ve hp teşekkür ederim.

Bunları söyleyen Duru evet. Benimde lanet huyum asla kimin konuştuğunu belli etmem. Karakterler onu ele verir diye düşünüyorum nedense. Bir de başına isim yazmak sürekli irrite edici. konuşanın konuşmasından belli olmalı kim olduğu. O ipuçları olunca hikaye de belirtmelere lüzum yok. Ne mutlu bunu başaranlara ben yazar olmadığımdan o konularda uğraşsam da çok iyi sayılmam:)

hp okumaya devam edeceğin için teşekkür ederim. Onun öncesi yazdıklarını Açlık Oyunları'na yaklaşımım olarak düşünüyorum:P Sinir bozucu ve de uyuz ama insan yine de ne olacak acaba diyor gibi mi? Olumlu mu olumsuz mu ilk defa çözemedim. Bir de o kısma bende sinir olmuştum. Elif biraz uç bir karakter.

Bir de ben hep dağınık yazarım. Belki şimdi manasız gelebilir ama kendi aklımda yaptığım bir olay örgüsü var ona uydurmak için konu hep dağılır. En sonunda toparlarım ama. Bu öykü çok tipik bir öykü sonu da tipik bitecek bir öykü bu yüzden herkese okuduğu için teşekkür ediyorum:)

he's like fire and ice and rage. he's like the night and the storm in the heart of the sun. he's ancient and forever. he burns at the centre of time and can see the turn of the universe and... he's wonderful.

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger  
28 Nis 2012 20:53
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): hp*star

hp*star
Ay Savaşçısı
Ay Savaşçısı



Kayıt: 19 Ksm 2010
Mesajlar: 730
Teşekkür: 320

Durumu: Çevrimdışı

hp*star
Ay Savaşçısı
Çikolatalı Aşklar Tarifesi Konu: Yanıt: Çikolatalı Aşklar Tarifesi
Alıntıyla Cevap Gönder
yanlis anlama olmasin. yazdiklarini begeniyorum ve yazimini,uslubunu takdir ediyorum.oldukca etkileyiciler cunku ama... nefret etme nedenim baska -.- onemsiz bir sey -,-'

Spoiler:






Çok Yanlışım.



En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
28 Nis 2012 20:57
LadyinDeath
Lanetli
Lanetli



Yaş: 34
Kayıt: 18 Ekm 2011
Mesajlar: 896
Teşekkür: 401
Uyarı: 3

Durumu: Çevrimdışı

LadyinDeath
Lanetli
Çikolatalı Aşklar Tarifesi Konu: Yanıt: Çikolatalı Aşklar Tarifesi
Alıntıyla Cevap Gönder
Anlıyorum sorun değil Gülücük DağıtıyorGülücük Dağıtıyor

Spoiler:


he's like fire and ice and rage. he's like the night and the storm in the heart of the sun. he's ancient and forever. he burns at the centre of time and can see the turn of the universe and... he's wonderful.

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger  
28 Nis 2012 21:03
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): hp*star

LadyinDeath
Lanetli
Lanetli



Yaş: 34
Kayıt: 18 Ekm 2011
Mesajlar: 896
Teşekkür: 401
Uyarı: 3

Durumu: Çevrimdışı

LadyinDeath
Lanetli
Çikolatalı Aşklar Tarifesi Konu: Yanıt: Çikolatalı Aşklar Tarifesi
Alıntıyla Cevap Gönder
8.Bölüm-Tekillik


Buraya kadar gelebildiysek hikâyem hakkında az çok fikir sahibi olduğunuzu düşünüyorum. En başta uyardığım gibi bu hikâye sadece sizin ve benim aramda. Okuduğunuz ilk kelime itibariyle yazılı olmayan bir sözleşmeye imzanızı attınız. Size tüm yaşadıklarımı en ince ayrıntısına kadar anlatabilirim. Biliyorum ki bu sizin de hikâyeniz. Sizler de böyle durumlar yaşadınız. Âşık oldunuz kırdınız ve kırıldınız. Kimsenin acısıyla bir tutulmayacak acılara sahip oldunuz. Kaderin o paslı çemberinden defalarca geçerek feleğe dil çıkarttınız. Bundan eminim evet çünkü hepimiz birer insanız. Hayallerimiz ve inançlarımız var. Her şeyden önemlisi ise zaaflarımız var. Kimseyle karşılaştıramayacağımız kadar değerli zaaflar. Bir düşünün kimse yokken yalnızken yaptıklarınızı. Kimsenin bilmediği gerçek gerçek sayılır mı? Herkesin bildiği ama yok saydığı bir gerçeğin varlığından söz etmek mümkün olabilir mi? Peki ya düşüncelerimiz? Fırsatınız varken bunun tadını çıkarın. Beyninizin içinde özgürsünüz. Orada kimin öldüğüne kimin yaşadığına karışamazlar. Orada sizi sadece siz yargılarsınız. Şimdi size beynimi açıyorum. Kalbimden ve beynimden geçen en ince ayrıntıyı sizinle paylaşıyorum. Birisine kendiniz hakkında bilgiler sunarsanız ona sizi eleştirme hakkını da vermiş olursunuz. Ben bu hakkı size büyük özveriler ile veriyorum. Bunun karşılığında ise tek bir beklentim var.
‘’ Unutmayın ortak olduğunuz her sır sizinle mezara gitmeli sadece bu şart ile size tüm gerçekleri açıklarım.’’


Duru’nun Hikayesi:


Elif’in o aptal sitesine üye olalı tam bir ay oldu. Aptal diyorum çünkü saçma. Saçma geliyor çünkü gereksiz. Öyle gereksiz ki tüm vaktimi benden çalıyor. Hiçbir şey yok vaktimin çalmasına değecek hiçbir ufak detay yok. Yine de bilgisayarım sağ tarafımda açık ve her on dakikada bir sayfayı güncelliyorum. Nedeni konusunda benimde şüphelerim var. Elif bu siteyi tüm okula yaymayı bir görev olarak benimsedi. Tek amacım arkadaşıma destek olmak… Kendimi bu düşünce ile mutlu hissediyorum. Duygu ve Hatice’de artık bu sitenin birer üyeleri… Yalnız şöyle bir sorunumuz var ikisinin de bundan haberi yok. Öğrenseler buna çok kızacaklarına eminim ama olan olmuştu ve dünyada o isimde bir tek onlar yoktu. Diğer bir sürü kişi de cabası… Siteye her yeni üye ekleyişimizde IP adresimizi sürekli güncelliyoruz. Bu programları araştırmaktan artık bilgisayar hakkında da olduğundan fazla bilgi sahibi oldum.Sıkıcı! Bir gün hele öyle bir merak saldık ki sayın Mert’in msn adresini hacklemek için tam on saat şifre kırıcı bir program üzerinde çalıştık. Sonu.=hüsran. Gözlerimden uyku akarak onu buna bir son vermesi gerektiği konusunda ikna etmeye çalıştım. Diğer yandan ders çalışmamız lazım. Her gün okuldan sonra kızlarla sahilde bir köşede 1 saat ders çalışıyoruz. Tabi bu dershanemiz olmadığı zamanlarda geçerli. Eve gitmek istemiyorum çünkü bilgisayarın başına oturduğumda kalkamayacağımdan oldukça eminim. Peki neden? Bu soruyu kendime o kadar çok sordum ki…
Emre –öğrendiğime göre ismi bu- forumdaki en sevdiğim abim. Ona abi diyorum. Bana abisi diyor. Abisi bugün nasılsın? İyiyim abicim sen nasılsın? Amca olduğundan artık iyice emindim. Onunla tanışmamız aptal bir inanç üzerine olmuştu. Sonra bana özel mesaj yolladı. İlk özel mesajım.

‘’Nasılsın ot?
Forumda gerçek yüzler görmeyeli uzun zaman olmuştu. Burası biraz abazan dolu ama sen yine de buradasın.’’


Abazan mı? Siteye her girişimde kimler online kısmında en az 10 kişi olurdu. Bu garip gerçek yüzlerden kastını düşünmeye başladım. Sonrasında anlamıştım. Fake üyelik olayını tek gerçekleştiren bizler değildik. Site birkaç tane reklama sahipti. Bunun içinde fazla üye sahibiymiş gibi gözükmesi lazımdı. Yani site sahipleri de çakallığın dibine vurmuşlardı. Bunun saçma olduğunu biliyordum yine de güldüm. Bu cevap bana oldukça dürüst gelmişti.

‘Selam
Bana ot demeyi keser misin?'



Çok mu kaba olmuştu. Ekrana dalmıştım. Beyaz ekran gözlerimi alıyordu. Parlaklık ayarlarıyla oynasam da gözlerim ekrana alışmakta güçlük çekiyordu. Beynim durmuştu sanki. Büyük bir telaşla kahve almak için yerimden kalktım. Mantıklı bir kişilik için mantıklı bir cevap vermem lazımdı ve ilk konuşma her zaman en önemli andı. Hiçbir şekilde bunun benim için neden bu kadar önemli olduğunu kendime itiraf edemedim. Sebebi yoktu sadece bana gelen mesaja mantıklı ve güzel bir cevap yazmak istemiştim. Bu tabi ki benimle alakalıydı. Elif’in sesini kulaklarımda duyar gibiyim. Duru kimi kandırıyorsun. Kendine yonttuğun her cümle aslında tamamen başkalarıyla ilgili. Sen o kadar bencil biri değilsin. Hatta sen bencil olacak en son kişisin. Kendini bilmiyorsun bile. Bilsen bu şekilde davranmazdın. Sesi bir fısıltıya dönüşüyor. Eğer sen gerçek değerini bilsen her cümlenin başına ben sözcüğünü eklemezdin. Çünkü sen sadece ben olamayacak kadar değerlisin. Kafamı Elif’i yere düşürmek istermişçesine sallıyorum. Bir düşünceyi ne zaman beynimden uzaklaştırmaya çalışsam bunu yaparım. Sonrasında köpüklü kahvemi yudumluyorum. Çikolata tadı damağımda yayılıyor ve sıcaklık genzimde hafif bir acı bırakıyor. Lenslerimi çıkartıp gözlüklerimi takmayı akıl edebildim. Ekranın ışığı hala rahatsız ediciydi ama yine de katlanılamayacak gibi değildi. Anneannemin aldığı guguklu saat görünümlü saatim ötmeye başlamıştı bile. Saat tam 22.00 olmuştu. Bu saat benim yatma saatimin geldiğini gösteriyordu. Annemlerin beni kontrol etmesi an meselesi demekti. Bunu her zaman yapmazlardı belki ama ne zaman yatmayacak olsam annemin içindeki alarm harekete geçiyor ve beni kontrol etme güdüsü onu harekete geçiriyordu. Onun bu kurnaz hallerine içten içe gülümsedim. Sonra hızlı bir şekilde durum değerlendirmesi yaparak ışığı kapadım. Kapımı kilitledim. Hatta dışarı ışık sızmaması için kapının altına eski bir t-shirt bile iliştirdim. Şimdi konsantre olmaya hazırdım. Online kişiler sayfasını yeniledim. Hala sitedeydi. Cevabımı aklımdan geçirdiğim şekilde yeniden güncelledim.


‘’Selam.
Abazanlardan kastın nedir? Yani kelime anlamı olarak değil kimlerden sakınmam gerektiğini bilirsem benim için daha kolay olur.



Gönderdim. Sonra da en sevdiğim şarkının içerisine kendimi bıraktım. Bilgisayarımdaki aptal oyunları gözden geçirdim. Şu an için en iyi seçim olarak Solitaire gözüküyordu. Oynamaya başladım. Gözlerim kartlarda ama beynim değildi. Beynimin nerede olduğunu bilmiyordum. Farklı biriyle konuşmayalı uzun zaman olmuştu. Hayatım Elif Duygu ve Hatice’den ibaret olmuştu. Erkeklerle zaten konuşamazdım. Ben çekingen birisiydim. Hayatınızdaki şu silik karakter…Tam da Murathan Mungan’ın dediği gibi Bir gün hayatımı yazacağım. Herkes kağıt üstüne yazılanları benim hayatım sanacak, ben de hayatımı saklamış olacağım böylelikle. Saklanmanın en iyi yolu fazla görünmektir, biliyor musun? Herkes seni gördüğünü sanır, sen de rahat edersin. Kasada oturan kız gibi! Herkes kasadaki kızı görür, ama kimse tanımaz. Sonra Tori Amos avaz avaz bağırıyor. She's been everybody else's girl maybe one day she'll be her own. Hepimizin ortak sorunu işte. Bir başkasının hayatında bir başkasının öyküsünde görünen hayaletleriz. Kendi hikayemizde var olmak ise imkansız. Sonra o yazı dikkatimi çekti. 1 yeni mesaj. Mutluluk muydu hissettiğim? Kesinlikle.

‘’Ben mesela.’’

Kısa ve öz. Kendisine abazan dedi sanırım. Sapıkmış demekki. İnsan kendine sapık der mi? Neyin kafasını yaşıyor ki acaba? Parmaklarım tuşlarda kayıyor resmen.

‘’Saçma’’

Gönderiyorum. 1 dakika sonra cevap geliyor.

‘’Neden’’

‘’Senden böyle bir şey beklemezdim’’

‘’Beni tanımıyorsun’’

‘’Biliyorum yine de biliyorum’’

‘’Teşekkürler. Yine de dikkatli ol. Bir abi tavsiyesi. Burada herkes olmak istediği kişi ama gerçekte kimse olmak istediği kişi değil.Ben burada belki senim. Senin gibiyim. Gerçekte ise sadece benim ve bu gerçek yanlış kişileri yanlış düşüncelere sevk ediyor. Dediğim gibi dikkatli ol.’’


Abi tavsiyesi mi? Kendisini abim falan mı sanıyor. Doğru yaşı 22. Benden 5 yaş büyük. Kendisini abim olarak görmesi oldukça mantıklı. Yine de… Susturuyorum içimi.

‘’Abi tavsiyesi mi?
Hiç tanımadığın birine nasıl abilik yapabiliyorsun? Ben belki gerçekte senim ama burada benim nereden biliyorsun? Mantık kime göre doğru kurulu? Deneyimlerin seni benden üstün yaptığı için mi bana tavsiye vermekte tereddüt etmiyorsun. Benim yaşadıklarım ve bildiklerim hakkında bilgi sahibi olamadan nasıl bu şekilde konuşabiliyorsun?

‘’Biliyorum yine de biliyorum’’

‘’Bu bir cevap değil. Bu bir tekrar. Şu an beni tekrar ediyorsun. Bu hiç hoş değil. Bu sohbet değil. Beni hiç tanımayan birisinin sanki önemsiyormuş gibi bir izlenim içerisinde kendi bildiklerini bana diretmeye kalkışması hiç hoş değil. Doğru tektir ve her insan onu görebilecek yetiye sahiptir. Yetimden ve benden şüphe olmasın. Tanımadığın şahıslar hakkında şüphe taşımak hiç centilmence değil. Üzgünüm’’

‘’Bu kadar abartı bir tavır içerisinde olduğuna göre sen sensin ve sadece yaşının gerektirdiği gibi davranıyorsun’’

‘’Yaşım neyi gerektiriyor? Yaşım sana nasıl izlenim veriyor. Beni cümlelerimle değil de hala yaşımla mı değerlendiriyorsun. Bu cümleleri 30 yaşında birisi yazsa sorun olmayacak ama ben sırf yaş kısmına yaşımı yazdığım için mi sorun teşkil ediyor. Bu çok acımasızca bir yaklaşım. Bu çok tek taraflı bu çok gereksiz bir yaklaşım ve bu sadece sana size yetişkinlere özgü bir yaklaşım.İyi geceler’’



Bir an kalbimde oturan ağırlığı hissettim. Bana akıl vermesi hiç problem değildi. Hatta ne o site ne o sitedeki lanet olası insanlar umurumdaydı. Abazanlardan sanal insanlardan korkmuyordum. Yaşımı da hiçbir zaman sorun etmiyordum. Ben büyüyordum benden büyükler yaşıyor daha büyükler ölüyorlardı. Bu hayatın kanunu. Kıçımıza yediğimiz ilk şaplakla bu anlaşmayı kabul etmiş sayıldık. Yine de abi tavsiyesi demesi bana dokunmuştu. Kalbimdeki acının sebebi buydu. Beni dengi olarak gördüğünü düşünmüştüm. Belki sözlerimden cümlelerimden etkilenmişti. Öyle düşünmüştüm. Öyle olmasını umut etmiştim. Şimdi görüyordum ki gerçek bundan ibaret değildi. O sadece beni koruması gereken minik kardeşi olarak görmüştü. Gerçek bundan ibaretti. Sonra derin bir nefes aldım. Tüm bu düşünceleri yok saydım. Beynimi temize çektim. Akan iki üç göz yaşını sildim. Hiçbir şey olmamış gibi tekrar sayfayı yeniledim.

’Yanlış anladın. Sadece bildiğim bir ortam hakkında bilmediğini düşündüğüm için bilgilendirmek istedim. Hata ettim özür dilerim.’’

‘’Önemli değil abicim.’’

‘’Abi? Abartmadığın için teşekkür ederim. Yaşınla veya seninle ilgili hiçbir sorunum olamaz biliyorsun. Yaşından bile burada emin olamam öyle değil mi? Cevaplarından bir bayan olduğunu çıkarabilirim ancak. Bir de cevaplarının samimiyetinden ne kadar gerçek olduğun sonucunu çıkarabilirim. Çıkardığım sonuçlar neticesinde seni bilgilendirmek istedim hepsi bu.’’

‘’Önemli değil. Abi tavsiyesi verdiğine göre benim abim yaşındasın demek ki.’’

‘’Öyle istiyorsan abisi… Ben Emre.

‘’Duru’’

‘’Güzel ismin var. Cevaplarının niteliğini ancak bu isimle açıklayabilirdim zaten’’



Gülümsedim. İsmim ve ben… İsmimiz ve bizler. Hatice Duygu Elif ve Duru… İsimlerinin hakkını vermeyen kişilerdik. Elif ve ben. Elif tekti. Elif ilkti. Elif birdi. Ben Duru. Ben saf. Ben temiz. İçimdeki kahkaya engel olamadım. Sonrasında Elif’in sesi tekrar kulağımdaydı.


başkalarının gözleriyle görmekten, başkalarının gözleriyle bakmaktan yorgun düşmüş hedda gabler. kapatıyor kapkara gözlerini, içine bakıyor, kendine bakıyor. kararmış anıların dibinde çökerttiği binlerce kırık görüntü siyaha, durmadan siyaha ağıyor.

he's like fire and ice and rage. he's like the night and the storm in the heart of the sun. he's ancient and forever. he burns at the centre of time and can see the turn of the universe and... he's wonderful.

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger  
29 Nis 2012 20:41
Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): hp*star, elaaa

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4 ... 10, 11, 12, Sonraki
3. sayfa (Toplam 12 sayfa) [ 175 mesaj ]  

 
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız